Yerel Haberler
Antalya
26 Aralık 2025 Cuma - 17:40 Antalya’da gerçeğini aratmayan teleferik kurtarma tatbikatı Antalya’da Saklıkent Kayak Merkezi’nde Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ve STK’lara ait kurtarma birimlerinin katılımı ile muhtemel bir afet durumunda mahsur kalan vatandaşların kurtarılması senaryosuna dayalı olarak ‘Teleferik Kurtarma Tatbikatı’ yapıldı. Antalya’da kış aylarında yerli ve yabancı binlerce turistin uğrak noktalarından birisi olan 2 bin 200 metre rakımlı Saklıkent Kayak Merkezi’nde Jandarma Arama Kurtarma (JAK) Tim Komutanlığı muhtemel bir afet durumunda yaşanabilecek mahsur kalma durumuna karşı ‘Teleferik Kurtarma Tatbikatı’ yapıldı. JAK ekiplerinin yanı sıra AFAD, Milli Eğitim İl Müdürlüğü, Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ve STK’lara ait arama ve kurtarma ekipleri katıldı. Tatbikatı İl Jandarma Komutan vekili Jandarma Albay Tuncay Caferoğlu, İl Jandarma Komutan Yardımcısı Jandarma Albay Ali Uslu, AFAD İl Müdürü Necmi Erçin ve ilgili kamu kurumlarının yöneticileri birlikte takip etti. Senaryo gerçeğini aratmadı Toplam 67 personelin katıldığı tatbikatta, senaryo gereği 2 bin 200 rakımlı Saklıkent Kayak Merkezi’nde bulunan teleferik hattında meydana gelen arıza nedeniyle mahsur kalan 14 vatandaşın olduğu ihbarı ile harekete geçen hızla bölgeye hareket etti. Bölgeye gelen ekler ilk olarak oluşturulan komuta merkezine gelerek burada bilgilendirme ve görev dağılımı sonrası harekete geçen kurtarma ekipleri mahsur kalan 14 kişiye ulaşmak için çalışma başlattı. Teleferikte mahsur kalan ve bazıları yaralı da olan kazazedelere ekipler koordineli çalışma ile direklere tırmanılarak ve kurtarma ekipmanları yardımıyla ulaşıldı. Ardından mahsur kalan kazazedeler ip yardımıyla bulundukları yerden aşağıda bekleyen sağlık ve diğer kurtarma ekiplerinin yanına indirilerek ambulansa taşındılar. "Afetlere hazırlıklı olmalıyız" Başarıyla tamamlanan tatbikatın ardından konuşan İl Jandarma Komutan vekili Jandarma Albay Tuncay Caferoğlu, afetlerle mücadelede süreli hazır olunması gerektiğini belirterek "Afetlerle sürekli yüz yüze olduğumuz ülkemizde bunlarla mücadele etmenin de en güzel, en kolay yolu sürekli hazır bulunmaktır. Bu yaptığımız tatbikatlarla her türlü afete hazırlık çalışmalarımızı yapıyoruz. Tüm kurumlarımızla vatandaşlarımızın karşılaşabileceği her türlü tehdit ve tehlikelere karşı gerekli çalışmaları yapıyoruz. Umuyoruz ki doğal afetlerle veya bu tür kazalarla karşılaşmayalım. Ama karşılaştığımız zaman da biz gerek kolluk kuvvetleri olarak gerek kurtarma ekipleri olarak gerek gönüllü kurtarma ekipleri olarak her zaman bu tip faaliyetlere hazırız" dedi.
26 Aralık 2025 Cuma - 15:49 Bakan Göktaş: "Kadınlarımız kalkınmanın asli faktörüdür" Kadınların girişimcilik projelerini desteklemek, üretim güçlerini artırmak ve yeni iş fikirlerinin hayata geçmesini sağlamak amacıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı himayelerinde yürütülen ’Yükselen Kadınlar: Kendi İşim Benim İşim’ projesinin tanıtımı Antalya’da gerçekleştirildi. Programda konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş "Bir ülkenin büyümesi, fikrin ürüne; emeğin gelire, üretimin pazara dönüşmesiyle mümkün olur" dedi. Bakan Göktaş: "Kadınlarımız kalkınmanın asli faktörüdür" Programda yaptığı konuşmada Antalya’nın, üreten kadınlarıyla Türkiye’nin yükselen şehirlerinden birisi olduğunu belirten Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Serada alın teri döken kadından, turizmde emek veren, kooperatiflerde üreten ve istihdam sağlayan kadınlara kadar her biri bu şehrin kalkınmasının asli aktörüdür. Ekim ayında başlattığımız ‘Yükselen Kadınlar Programı’nı yedi bölgede gerçekleştirerek, yerelden ulusala, hatta uluslararasına uzanan güçlü bir girişimcilik ağı oluşturacağız. Diğer yandan şehir şehir dolaşarak ‘Bir fikrim var’ diyen kadınları bilgiyle, mentorlukla ve rol modellerle buluşturuyoruz. Bir ülkenin büyümesi, fikrin ürüne; emeğin gelire, üretimin pazara dönüşmesiyle mümkün olur" dedi. "Kadın girişimcilerimiz olmazsa olmazımızdır" Şimdi hedefin daha fazla işletmeyi işverenliğe taşıyan ve pazara daha güçlü bağlayan adımları hızlandırmak olduğunu hatırlatan Bakan Göktaş, "Hedefimiz; kadınların ekonomik ve sosyal hayatta güçlenmesi çalışmalarımızı, merkezi ve yerel düzeyde bütüncül, etkin ve koordineli biçimde yürütmek. Kadın girişimciler, bu dönüşümün olmazsa olmaz aktörleridir. Kadınların girişimde güçlenmesi, ekonominin daha dayanıklı büyümesi demektir. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, kadınların her alanda güçlenmeleri için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz" diye konuştu. Vali Şahin: "Türk kadını devletin ve toplumun temel taşı olmuştur" Türk toplumunun kadın ve erkeğin birlikte devlet kurup yükselttiği bir yapıya sahip olduğunu vurgulayan Vali Hulusi Şahin, "Tarihin en önemli kadın figürlerinden biri olan, ilk kadın belediye başkanı Magna Plancia’nın ev sahipliği yaptığı topraklardayız. Heredot Tarihi, İskit Kraliçesi Tomris Hatun’un detaylı hikâyeleriyle doludur. Orhun Abideleri’nde Bilge Kağan, ‘Gök Tanrı Türk milleti yok olmasın diye babam İlteriş Kağan ile anam İlbilge Hatun’u yükseltti’ der. Bütün belgelerde ana ve baba beraber söylenir. Tuğrul Bey bir cepheye giderken, eşi Altuncan Hatun başka bir cephede ordunun başındadır. Kutluk devletinin başında Türkan Hatun vardır. Delhi Sultanlığının başında Raziye Begüm Hatun vardır" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından program, "Ben de Yapabilirim" temalı İlham Veren Kadınlar paneli ile devam etti. Serik ilçesi Belek bölgesinde düzenlenen programa Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Antalya Valisi Hulusi Şahin, Antalya Milletvekilleri Mustafa Köse ve Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun, Vali Yardımcısı Erol Tanrıkulu, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Galip Sökmen, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Murat Yıldırım, akademisyenler ve girişimci kadınlar katıldı.
26 Aralık 2025 Cuma - 14:24 Antalya’da gerçeği aratmayan teleferik kurtarma tatbikatı Antalya’da Saklıkent Kayak Merkezi’nde Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ve STK’lara ait kurtarma birimlerinin katılımı ile muhtemel bir afet durumunda mahsur kalan vatandaşların kurtarılması senaryosuna dayalı olarak ‘Teleferik Kurtarma Tatbikatı’ yapıldı. Antalya’da kış aylarında yerli ve yabancı binlerce turistin uğrak noktalarından birisi olan 2 bin 200 metre rakımlı Saklıkent Kayak Merkezi’nde JAK Tim Komutanlığı muhtemel bir afet durumunda yaşanabilecek mahsur kalma durumuna karşı ‘Teleferik Kurtarma Tatbikatı’ yapıldı. JAK ekiplerinin yanı sıra AFAD, Milli Eğitim İl Müdürlüğü, Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ve STK’lara ait arama ve kurtarma ekipleri katıldı. Tatbikatı İl Jandarma Komutan vekili Jandarma Albay Tuncay Caferoğlu, İl Jandarma Komutan Yardımcısı Jandarma Albay Ali Uslu, AFAD İl Müdürü Necmi Erçin ve ilgili kamu kurumlarının yöneticileri birlikte takip etti. Senaryo gerçeği aratmadı Toplam 67 personelin katıldığı tatbikatta, senaryo gereği 2 bin 200 rakımlı Saklıkent Kayak Merkezi’nde bulunan teleferik hattında meydana gelen arıza nedeniyle mahsur kalan 14 vatandaşın olduğu ihbarı ile harekete geçen hızla bölgeye hareket etti. Bölgeye gelen ekler ilk olarak oluşturulan komuta merkezine gelerek burada bilgilendirme ve görev dağılımı sonrası harekete geçen kurtarma ekipleri mahsur kalan 14 kişiye ulaşmak için çalışma başlattı. Teleferikte mahsur kalan ve bazıları yaralı da olan kazazedelere ekipler koordineli çalışma ile direklere tırmanılarak ve kurtarma ekipmanları yardımıyla ulaşıldı. Ardından mahsur kalan kazazedeler ip yardımıyla bulundukları yerden aşağıda bekleyen sağlık ve diğer kurtarma ekiplerinin yanına indirilerek ambulansa taşındılar. "Afetlere hazırlıklı olmalıyız" Başarıyla tamamlanan tatbikatın ardından konuşan İl Jandarma Komutan vekili Jandarma Albay Tuncay Caferoğlu, afetlerle mücadelede süreli hazır olunması gerektiğini belirterek "Afetlerle sürekli yüz yüze olduğumuz ülkemizde bunlarla mücadele etmenin de en güzel, en kolay yolu sürekli hazır bulunmaktır. Bu yaptığımız tatbikatlarla her türlü afete hazırlık çalışmalarımızı yapıyoruz. Tüm kurumlarımızla vatandaşlarımızın karşılaşabileceği her türlü tehdit ve tehlikelere karşı gerekli çalışmaları yapıyoruz. Umuyoruz ki doğal afetlerle veya bu tür kazalarla karşılaşmayalım. Ama karşılaştığımız zaman da biz gerek kolluk kuvvetleri olarak gerek kurtarma ekipleri olarak gerek gönüllü kurtarma ekipleri olarak her zaman bu tip faaliyetlere hazırız" dedi.
Alanya Üniversitesi, RUR 2025 beşeri bilimler sıralamasında yükselişini sürdürüyor
05 Aralık 2025 Cuma - 14:33 Alanya Üniversitesi, RUR 2025 beşeri bilimler sıralamasında yükselişini sürdürüyor Alanya Üniversitesi, Round University Ranking (RUR) 2025 Beşeri Bilimler alan sıralamasında hem dünya hem de Türkiye genelinde yükseliş trendini sürdürdü. RUR öğretim, araştırma ve uluslararasılaşma gibi prestijli kriterleri temel alarak yaptığı 2025 değerlendirmesinde Alanya Üniversitesi, Beşeri Bilimler alanında dünya genelinde 512’nci, Türkiye’de ise 12’nci sırada yer aldı. Üniversite, önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da performansını bir üst seviyeye taşıyarak çıkışını sürdürdü. Uluslararasılaşmada Türkiye 8’inci RUR’un öne çıkan göstergelerinden Uluslararası Çeşitlilik kategorisinde Alanya Üniversitesi, dünya genelinde 134’üncü, Türkiye’de ise 8’inci sıraya yerleşti. Beşeri Bilimler alanına yönelik genel değerlendirmede 58.038 puan alan Alanya Üniversitesi, dünya üniversiteleri arasında güçlü ve istikrarlı bir konum edindi. "Her yıl daha yukarı" hedefi RUR sonuçlarını değerlendiren Strateji Geliştirme Müdür Vekili ve İşletme Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ümran Demir, "Üniversitemizin elde ettiği bu yükseliş hepimiz adına büyük bir motivasyon ve gurur kaynağıdır. Bu güçlü ivmenin, üniversitemizin uzun vadeli stratejik hedeflerine değerli katkılar sunacağına inanıyoruz" dedi. Rektör Sağer: "Bu başarı kurumsal vizyonumuzun yansıması" Alanya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turan Sağer ise, akademik gelişime yönelik kararlılıklarını vurgulayarak, "Ortaya koyduğumuz bu güçlü performans, akademik kadromuzun özverisinin ve kurumsal vizyonumuzun doğal bir yansımasıdır. Öğrencilerimize nitelikli bir eğitim sunmak, bilimsel üretkenliği teşvik etmek ve uluslararası alanda daha görünür olmak için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Başkan Uysal: "Büyük bir susuzluk tehdidiyle karşı karşıyayız. Tarım ve orman desenimizi yeniden düzenlememiz gerekiyor"
05 Aralık 2025 Cuma - 14:32 Başkan Uysal: "Büyük bir susuzluk tehdidiyle karşı karşıyayız. Tarım ve orman desenimizi yeniden düzenlememiz gerekiyor" Antalya Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, "Enerji: Güneşi, Rüzgarı ve Dalgaları Paylaşmak" temasıyla bu yıl 5’incisini düzenlenen +0.5 Akdeniz’in Geleceği Çalıştayı’nda yaptığı açılış konuşmasında Türkiye’nin su kaynakları ve yenilenebilir enerji potansiyeline dikkat çekerek acil önlem çağrısında bulundu. Uysal, "Büyük bir susuzluk tehdidiyle karşı karşıyayız. Tarım ve orman desenimizi yeniden düzenlememiz gerekiyor. Karadeniz’in dalga enerjisi potansiyeli çok yüksek. Petrol arama bütçemizin üçte biriyle dalgalardan enerji üretebiliriz" dedi. Antalya Muratpaşa Belediyesi’nin bu yıl 5’incisini gerçekleştirdiği +0.5 Akdeniz’in Geleceği Çalıştayı, "Enerji: Güneşi, Rüzgarı ve Dalgaları Paylaşmak" temasıyla Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde başladı. "Dünya doludizgin yanlış yöne gidiyor" Çalıştayın açılış konuşmasında yaşanan çevre krizine dikkat çekerek iklim değişikliğinin günümüzde geldiği noktaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başkan Uysal, "Dünyamızda eskiye göre beş kat daha fazla sıcak hava dalgası, üç kat daha fazla sel felaketi yaşanıyor. Fosil yakıt yatırımları hala yenilenebilir enerji yatırımlarının beş katı oranında. Dünya, doludizgin yanlış yöne gidiyor" ifadelerine yer verdi. "Kyoto sözleşmesi başarısız oldu" Konuşmasında Kyoto ve Paris iklim sözleşmelerine de değinen Başkan Uysal, ülkelerin iklim hedeflerine uymakta başarısız olduklarına dikkat çekerek "Kyoto Sözleşmesi’nin başarısızlığı dünyayı başka bir yöne sürükledi. Bağlayıcı hedefler işe yaramadı. Ülkeler ve sanayi kuruluşları bu hedeflere uymak istemiyor" dedi. "Karbon sertifikası adil işlemiyor" Ayrıca karbon sertifikası sisteminin de adil işlemediğini vurgulayan Uysal, şunları söyledi: "En çok kirliliği üreten ülkeler aynı zamanda arıtma, rüzgar gülü ve güneş paneli satan ülkeler. Karbonunu düşüremeyen işletmeler, düşürenlerden sertifika satın alıyor. Bu sistemin adil, şeffaf ve dengeli yürütülmesi gerekiyor." "Dalga enerji potansiyeli yüksek Karadeniz’den enerji üretebiliriz" Başkan Uysal, Türkiye’nin su kaynakları ve yenilenebilir enerji potansiyeline dikkat çekerek acil önlem çağrısında bulundu. Uysal, "Büyük bir susuzluk tehdidiyle karşı karşıyayız. Tarım ve orman desenimizi yeniden düzenlememiz gerekiyor. Karadeniz’in dalga enerjisi potansiyeli çok yüksek. Petrol arama bütçemizin üçte biriyle dalgalardan enerji üretebiliriz" diye konuştu. "Çözüm ancak, daha adil, şeffaf ve katılımcı bir dünya düzeniyle mümkün" Ayrıca, küresel gelir dağılımındaki bozulmanın çevresel sorunları paralel olarak artırdığını belirten Başkan Uysal, "Dünyadaki gelir dağılımı bozukluğu, küresel ısınma ve çevre kirliliğiyle doğrudan ilişkili. Eğer sivil insiyatif ve özgür basın yoksa, vatandaşlar ses çıkaramaz hale geliyorsa, o zaman kirliliği üretenlerin de eli güçleniyor. Çevre sorunlarının çözümü, ancak daha adil, şeffaf ve katılımcı bir dünya düzeniyle mümkün. Çalıştayın bu konuda önemli bir adım olacağına inanıyorum" diye konuştu. Çalıştaya Başkan Uysal’ın yanı sıra, CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Büşra Özdemir, belediye meclis üyeleri, belediye başkan yardımcıları ve birim müdürleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
16 yaşındaki özel çocuk Bayram Efe müzik sevgisini bisikletine taşıdı
05 Aralık 2025 Cuma - 14:10 16 yaşındaki özel çocuk Bayram Efe müzik sevgisini bisikletine taşıdı Antalya’nın Serik ilçesinde 9. sınıf özel birey öğrencisi Bayram Efe Baykan’ın en büyük tutkusu müzik dinlemek. Küçük yaşlardan itibaren elektronik eşyalara olan ilgi duyan Baykan’ın bu merakını gören öğretmenlerinde dikkatini çekti. Okul yönetimi de Bayram Efe’nin kendisinden istediği müzik sistemi malzemeleri alarak destek oldu. Kendi başına bisikletine bağladığı müzik sistemini açarak her gün okula gelen özel rehabilitasyon öğrencisi Bayram Efe, "Müzik dinlemeyi çok seviyorum. Bisikletimi görenler video çekiyor. ’Sen mi yaptın ?’ diye soruyorlar. Ben yaptım deyince inanmıyorlar" dedi. Bayram Efe Baykan, " Müzik sistemini aküye bağlayarak çalıştırdım. Ardından hoparlöre bağladım. Müzik dinlemeyi çok seviyorum. Görenler video çekiyor. ’Sen mi yaptın ?’ diye soruyorlar. Ben yaptım deyince inanmıyorlar. 16 yaşındayım 9. sınıf öğrencisiyim. Kendim yaptım sadece babam suntayı kesmeye yardımcı oldu" dedi. Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi kurucusu Olcay Akça, "Bayram Efe, bizim öğrencimiz. Yaklaşık 8 yıl oldu okulumuzda öğrenim göreli. İlk geldiğinde konuşma bozukluğu ve özgüveni problemi yaşıyordu. Dil terapisi ile Bayram Efe’de iyileşmeyi gördük ve konuşması düzeldi. Daha sonra büyüyünce elektronik eşyalara ilgi alakası arttı. Daha sonra bindiği bisiklete müzik sistemini kendisi bağladı. Bizde ona akü, teyp, hoparlör müzik malzemelerini aldık ve destek olduk. Tebrik ediyoruz. Okulunu çok seviyor. O bizi çok seviyor, Bizde onu karşılıksız çok seviyoruz" diye konuştu.
Prof. Dr. Ömer Özkan: "Organ nakli konusunda inanılmaz ilerdeyiz"
05 Aralık 2025 Cuma - 13:55 Prof. Dr. Ömer Özkan: "Organ nakli konusunda inanılmaz ilerdeyiz" Akdeniz Üniversitesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli ve İleri Sağlık Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Fen Lisesi’nde öğrencilerle bir araya geldi Fen Lisesi Konferans Salonu’nda düzenlenen söyleşiye Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli ve İleri Sağlık Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan Organ nakli konusunda inanılmaz ilerde olduklarını belirterek "Organ nakli konusunda inanılmaz ilerdeyiz ama Türkiye’de organ nakillerinin yüzde sekseni canlıdan yapılırken, İspanya gibi ülkelerde yüzde sekseni beyin ölümü gerçekleşmiş kadavradan yapılıyor. Biz de yüzde yirmisi kadavradan yapılıyor" dedi. Meslek seçerken bu işi yapmak ister miyim sorusunu sorun Öğrencilerle bir araya gelmekten duyduğu mutluluğu dile getiren Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli ve İleri Sağlık Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan, öğrencilerin kariyer kararlarının çok kritik bir aşamasında olduklarını vurguladı. Öğrencilerin sadece yüksek puan alıp imrenilen bir yere gitmesinin önemli olmadığını, asıl meselenin yapılan işi severek ve isteyerek devam ettirmek olduğunu belirten Özkan, herkesin hayran olduğu bir meslekte mutsuz olmanın hiçbir anlamı taşımadığını söyleyerek, öğrencilere tercihlerini yaparken "Bu işi yapmak ister miyim?" sorusunu sormalarını tavsiye etti. Tıp genel hekimlikle sınırlı değil Tıp alanının artık eskisi gibi genel bir hekimlikle sınırlı olmadığını, inanılmaz bir uzmanlaşma ve alt dallara ayrılma sürecinden geçtiğini aktaran Özkan, kendisinin de ilgilendiği organ nakli, organ üretimi, genetik ve immünoloji gibi konulara dikkat çekerek "Ortopediyi bile seçseniz eklemlerle, uzun kemiklerle, kapalı ameliyatlarla uğraşacaksınız. Göz dediğiniz küçücük bir yer, gözün önüyle uğraşan doktorlar ayrı farklı, gözün arkasıyla uğraşanlar farklı, gözün tansiyon ile uğraşan doktorlar farklı. Durum o kadar farklılaşmaya başladı." dedi. Hastayla iletişim psikolojik yükü aza indirir Öğrencilerin cerrahi operasyonlar sonucundaki psikolojik süreci nasıl yönettikleri sorusuna yanıt veren Prof. Dr. Özkan, bir cerrahın ya da hekimin direkt insanla ve onun psikolojisiyle uğraştığını belirterek "Hastayı iyi bir şekilde karşılamak durumunu anladığını belirtebilmek yeterince vakit harcayabilmek bu süreç içerisinde neler ile karşılaşabileceğini anlatabilirseniz o empati içerisinde hastayı az buçuk faydalı olduğunu hissederseniz siz. O olayın sonunda haz hissedersiniz, faydalı olmanın size verdiği hazzı hissedersiniz." şeklinde konuştu. Özkan, tıpta "komplikasyon" kavramının varlığını hatırlatarak, her şeyin yolunda gitmeyebileceğini, hastanın bilgilendirilmesinin (onam formu) etik ve kanuni bir sorumluluk olduğunu söyledi. Özkan, hastayla iletişimi iyi ayarlamanın psikolojik yükü en aza indirdiğini kaydetti. Yapay zeka insanların yüklediği bir kavram Yapay zekanın tıp sektörünü ne zaman işlevsiz hale getireceği sorusuna karşılık Prof. Dr. Ömer Özkan, yapay zekanın insanların yüklediği bir kavram olduğunu belirterek "Mutlaka etkisi çok fazla olacak. Ama yapay zeka dediğimiz olay bir yükleme. Sonuçta insanların yüklediği bir kavram. Yapay zeka organik zeka diye bir şey yapıyorum. Hani o sonuçta yapay zekayı belirleyen sizin organik zekâlarınız beyinleriniz. Şimdi sizin belirlediğiniz şeyler kadar gidiyor. Yapay zeka, günümüzde 2 tane ana kavram var. Bir insanların yüklediği kadar olur. Sizin beyninizin o kadar kapasitesi var ki belli bir kısmını kullandığınız için bizim yapay zekaya şu anda uğraşmamız gerekmiyor. Yapay zekaya yüklediğinizin tamamını kullanırsınız. Böyle bir avantajı var yapay zekanın ama günümüzde yapay zeka dediğiniz kavram web’e bakıyor, Google’a bakıyor bir yerlere bakıyor, oradan topladığı bilgilerle gidiyor" ifadelerini kullandı. Cerrah olduktan sonra mesai kavramı yok Doktor olmadan önce ve sonraki çalışma düzeni hakkındaki soruya Prof. Dr. Özkan, cerrahlıkta mesai kavramının lüks olduğunu belirterek "Çok çalışırdım. Doktor olduktan sonra da çok çalıştım ama mesela cerrah olduktan sonra zaten ayarı artık kendin yapmıyorsun. Eğer ben 3 saatte ameliyat yapacağım hocam dersen ameliyat 5 saat sürerse ne yapacaksın? Anlatabildim mi? Belki 10 saat sürecek olan ameliyatı 3 saatte bitireceksin. Mesai kavramı yok. O benim için çok lüks bir şey. Çok seviyorum" dedi. Özkan, gecenin ikisinde dahi zevkle işine gittiğini, bu durumun kendisi için inanılmaz bir haz ve zevk olduğunu ifade ederek "Sana ihtiyaç olduğunda faydalı olacağını hissettirdiysen ki çok önemli bir kavram, inanılmaz bir hazdır" şeklinde konuştu. Akademik ortamda sürekli araştırman gerekir Mesleğinize başladığınızdan beri teknoloji çok gelişti mi? Siz bunu nasıl takip ediyorsunuz? sorusuna Prof. Dr. Özkan, "Doktorluğun böyle bir şeyi var arkadaşlar maalesef mühendisliğinde bunlar stratejik mesleklerdir bence. Sürekli okumanız gerekiyor, takip etmeniz gerekiyor. Kongrelere katılmanız gerekiyor. Yayınlar yapmanız gerekir akademik ortamda. Bir muayenehane de olduğunuz zaman yayınları çok takip etmezsiniz. Artık yazı yazmak istemezsiniz. Araştırma yapmak istemezsin ama bir akademik ortamda sürekli araştırman gerekir. Sürekli yeni tedaviler bulunacaktır arkadaşlar." dedi. Özkan, mikro cerrahi alanındaki devrimden bahsederek 1905 yılında damarların birbirine dikilip kan akabileceğinin keşfedilmesiyle başlayan sürecin, günümüzde 0.2 mm (200 mikron) ve hatta 50 mikronluk iğnelerle dikiş atılan süper mikro cerrahiye evrildiğini anlattı. Organ nakli konusunda inanılmaz ilerdeyiz Beyin ölümü kavramını açıklayan Özkan, beyin ölümünün gerçekleştiği hastaların kadavra olarak nitelendirildiğini ve bu kişilerden organ nakli yapıldığını söyledi. Özkan, "Organ nakli konusunda inanılmaz ilerdeyiz ama Türkiye’de organ nakillerinin yüzde sekseni canlıdan yapılırken, İspanya gibi ülkelerde yüzde sekseni beyin ölümü gerçekleşmiş kadavradan yapılıyor. Biz de yüzde yirmisi kadavradan yapılıyor. Bu durum sağlıklı bir insanda risk alarak organ alınmasına yol açıyor. Türkiye’de kadavradan organ bağışı bilincinin henüz yeterince gelişmedi" dedi. Organ üretimi ile ilgili çalışmalar Yapay organ çalışmalarının geleceği hakkındaki soruyu cevaplayan Prof. Dr. Özkan, "Organ üretimi dediğimiz şey rejeneratif tıptır. Rejeneratif tıpta doku üretimi diye bir kavram var, doku üretildi, tabakalar üretildi. Şimdi bunu 3 boyutlu üretebilir miyiz diye bir kavram var, 3 boyutlu da üretilmeye başlandı. Deri üretimleri var, mesane dokusunun böbrek dokusunun 2 boyutlu üretimi gerçekleştirildi bir laboratuvarda. Şimdi bunun 3 boyutlusu oluşturulmaya çalışılıyor. Bu oluşturduktan sonra bunların içine damar sokabilir miyiz diye uğraşılacak, yapıldıktan sonra da çok hızlı gidecek" dedi.
9. Akdeniz Bilişim Zirvesi başladı, geleceğin teknolojisi Antalya’da masaya yatırılıyor
05 Aralık 2025 Cuma - 13:52 9. Akdeniz Bilişim Zirvesi başladı, geleceğin teknolojisi Antalya’da masaya yatırılıyor Akdeniz Üniversitesi Antalya Teknokent tarafından düzenlenen 9. Akdeniz Bilişim Zirvesi, yoğun katılımla başladı. Geleceğin teknolojilerinin konuşulduğu zirvede Rektör Özkan, yapay zekânın çevresel maliyetine vurgu yaparak en hızlı değil, en sürdürülebilir teknolojiyi geliştirmenin zorunluluk haline geldiğini söyledi. Türkiye’de bölgesel ölçekte başlayan ve yıllar içinde ulusal çapta takip edilen bir teknoloji buluşmasına dönüşen Akdeniz Bilişim Zirvesi, akademisyenleri, sektör profesyonellerini, girişimcileri, yatırımcıları ve öğrencileri aynı platformda buluşturdu. Mimar Sinan Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen zirveye Antalya Valisi Hulusi Şahin, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar, KOSGEB Başkanı Ahmet Serdar İbrahimcioğlu, Antalya İl Emniyet Müdürü Dr. Sabit Akın Zaimoğlu, Antalya Teknokent Genel Müdürü Dr. İbrahim Yavuz, kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileri, akademisyenler ile çok sayıda öğrenci katıldı. Yapay zeka dönüşümünün içindeyiz Programda yaptığı konuşmada Akdeniz Bilişim Zirvesi’nin Türkiye’nin en büyük bilişim buluşmalarından biri haline geldiğini belirten Antalya Valisi Hulusi Şahin, "Gençleri herhangi bir ücret ödemeden teknolojinin liderleriyle bir araya getirmek büyük bir mesele ve büyük bir başarı. Genç bir nüfusa sahibiz. Gençlerimiz mücadeleci, çalışkan ve yeniliklere açık. Bu tür çalışmalar ve zirveler onlara ihtiyaç duydukları moral ve motivasyonu sağlıyor. Yapay zekâ dediğimiz olgunun tsunami etkisi oluşturacağını artık çok net görüyoruz. Bazı meslekleri ortadan kaldıracak ama bazılarını da ihya edecek. Hatta bugün olmayan yeni meslekler ortaya çıkaracak. Yani yapay zekâ dönüşümünün, devriminin eşiğinde değil, artık tam olarak içindeyiz. Bu süreci en iyi algılayacak ve yakalayacak olanlar da gençlerdir" dedi. "Katma değer üreterek ülkemizi büyüteceğiz" Kişi başına düşen milli geliri artırmanın en etkili yolunun katma değer üretmek olduğunu vurgulayan Vali Şahin, "Bugün 18 bin dolar seviyesinde olan milli gelirimiz, 20 bin doları aştığında ülkemiz bambaşka bir noktaya ulaşacaktır. Bunu başarmak için katma değeri yüksek işler üretmemiz gerekiyor. Bu işler ancak teknolojiyle, bilişimle ve yapay zekâ gibi büyük sıçramalarla mümkün olur. Dünya büyük bir dönüşümün tam ortasında. İnşallah geleceğin teknoloji devleri, artık Türkiye’nin adıyla anılan şirketler olacak. Savunma sanayiinde bunu hızla başarıyoruz; ancak sadece savunma sanayiinde değil, her alanda bunu gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bu zirvenin de bu sürece önemli katkı sağlayacağına inanıyor ve başta Teknokent Genel Müdürümüz olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" ifadelerine yer verdi. Açılışta konuşan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan da, teknolojinin dönüşüm gücüne dikkat çekerek yapay zekânın hem büyük bir fırsat hem de doğru yönlendirilmediğinde bir risk alanı olabileceğine vurgu yaptı. Rektör Özkan, "Bugün burada geleceğin dünyasını, teknolojinin dönüşüm gücünü ve insanlığın yarınlarını konuşmak üzere bir aradayız. Yapay zeka, sağlıktan tarıma, ekonomiden eğitime kadar tüm alanları dönüştürüyor. Bana göre yapay zeka büyük bir fırsat; fakat doğru yönlendirilmezse risk oluşturabilecek bir güç. Onu fırsata da tehdide de dönüştürecek olan yine bizleriz." dedi. Yapay zekanın çevresel maliyeti Yapay zekânın genellikle göz ardı edilen çevresel yüküne dikkat çekerek veri merkezlerinin su tüketimi ve enerji ihtiyacına vurgu yapan Rektör Özkan, "Büyük dil modellerinin çalıştığı veri merkezleri, soğutma için ciddi miktarda su tüketiyor. Tek bir yapay zekâ sorgusunun bardak ölçeğinde su tüketimine yol açtığı, modellerin eğitim süreçlerinde ise milyonlarca litre su kullanıldığı biliniyor. Bu nedenle teknolojik ilerlemeyi hedeflerken doğal kaynaklarımızın sürdürülebilirliğine, su verimliliğine ve çevresel sorumluluğa daha fazla odaklanmamız gerekiyor. Geleceğin yapay zekâsı ancak doğayı koruyarak değer oluşturabilir" diye konuştu. Konuşmasında yapay zekânın iş gücü üzerindeki etkilerine de değinen Rektör Özkan, "MIT’nin Project Iceberg raporu, yapay zekânın iş gücü üzerindeki gerçek etkisinin henüz görünmeyen, yüzeyin altında olan büyük bir kütle olduğunu söylüyor. Özellikle idari işler, finans, hukuk, muhasebe, pazarlama gibi bilişsel mesleklerde değişimin çok daha büyük olacağı öngörülüyor. Bu nedenle bu dönemi doğru okumak hepimiz için kritik." şeklinde konuştu. "Toplumu ve gezegeni gözetmek zorundayız" "Geleceği inşa ederken hem gezegeni hem toplumu gözetmek zorundayız." diyen Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, artık en hızlı teknolojiyi geliştirmenin yeterli olmadığını, en sürdürülebilir olanı geliştirmenin zorunluluk haline geldiğini vurguladı. Rektör Özkan, "Bu tabloyu bir tehdit olarak değil, yeni bir liderlik fırsatı olarak görmeliyiz. Türkiye’nin ve Akdeniz bölgesinin, bilişimde sürdürülebilirlik odaklı bir dönüşüm başlatma şansı var" dedi. Rektör Özkan, "Geleceği konuşmak aynı zamanda sorumluluğu konuşmaktır. Bu zirvede geleceği konuşacağız ve bunu konuşurken insanı, vicdanı, etik değerleri, ahlakı ve doğayı unutmamamız gerekiyor. Ancak maalesef unutuyoruz. Zira şu anda dünyanın dört bir yanında nadir elementler için ciddi savaşlar var. Ancak medeniyetler bir döngü şeklinde var oluyor ve biz bu değerleri unutursak korkarım ki insanoğlu kendini başladığı noktada bulacak" dedi. Akdeniz Bilişim Zirvesi’nin her yıl daha da büyüdüğünü belirten Özkan, Antalya Teknokent başta olmak üzere tüm paydaşlara teşekkür ederek sözlerini tamamladı. Antalya Teknokent Genel Müdürü Dr. İbrahim Yavuz ise "Geleceği Kodla, Evreni Keşfet temasıyla gerçekleştirdiğimiz bu zirve, Antalya’nın teknoloji ve bilişim alanında da bir cazibe merkezi olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Antalya Teknokent olarak, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin yanı sıra, girişimciliği ve teknolojiyi teşvik eden projelerle de bölgesel kalkınmanın öncüsü olmayı hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda, üniversitelerimiz, sanayi kuruluşlarımız ve kamu kurumlarımız ile güçlü bir iş birliği içerisindeyiz. Aynı zamanda, teknoloji geliştirme bölgemizdeki firmalarımızı, uluslararası arenada rekabetçi kılmak için destekliyor ve projelerini dünya pazarına taşımalarını sağlıyoruz." dedi. Dr. Yavuz daha sonra Teknokentin projeleri, hedefleri ve vizyonunu anlatan detaylı bir sunum gerçekleştirdi. Açılış konuşmalarının ardından Vali Şahin ve Rektör Özkan, teknoloji, ticaret, yazılım, AR-GE ve otomasyon alanlarında başarı elde eden firmalara plaketlerini takdim etti. Akdeniz Bilişim Zirvesi, gün boyunca farklı oturumlar, uzman konuşmaları ve teknoloji panelleriyle katılımcılara sektörün geleceğine dair kapsamlı bir perspektif sunacak.
CW Enerji bir şirketi daha güneşle buluşturdu
05 Aralık 2025 Cuma - 12:49 CW Enerji bir şirketi daha güneşle buluşturdu Fotovoltaik güneş paneli ve hücre üreticilerinden biri olan CW Enerji, bir şirket ile yaptığı sözleşme çerçevesinde Şanlıurfa’da arazi GES’in kurulumunu başarıyla tamamladı. Fotovoltaik güneş paneli ve hücre üreticilerinden biri olan CW Enerji Kaptanoğlu bir şirket ile yaptığı sözleşme çerçevesinde Şanlıurfa arazi GES’in kurulumunu başarıyla gerçekleştirdi. Konu hakkında açıklamalarda bulunan CW Enerji CEO’su Volkan Yılmaz, CW Enerji olarak Türkiye’nin enerji dönüşüm sürecine katma değer sağlayan projelere imza atmaya devam ettiklerini söyledi. Yılmaz, çevre dostu uygulamaları yaygınlaştırma hedefiyle çalışmalarını sürdürdüklerini ifade ederek, "Türkiye’nin önde gelen grup şirketlerinden Kaptanoğlu Denizcilik Grup’a ait Desan Deniz İnşaat Sanayi A.Ş. ile güzel bir projeyi hayata geçirdik. Bu kapsamda; Şanlıurfa’da firma için arazi GES’in kurulumunu tamamladık. Hayata geçirdiğimiz projemiz ile bir kez daha temiz ve yeşil enerji dönüşümüne önemli bir katkı sağladık" dedi. "Hem doğaya hem ekonomiye katkı" Kurulan güneş enerji santralinin firmanın enerji ihtiyacını çevre dostu bir şekilde karşılamanın yanı sıra çevresel sürdürülebilirliğe de büyük bir fayda sağlayacağına dikkat çeken Yılmaz, "Sanayimizin enerji ihtiyacını çevreci, ekonomik ve yerli çözümlerle karşılamak bizler için gurur verici. Projenin hem teknolojik gücümüzü hem de sürdürülebilirliğe olan katkımızı göstermesi açısından stratejik bir öneme sahip olduğunu düşünüyoruz. Türk denizcilik sektörünün köklü ve öncü kuruluşlarından Desan Deniz İnşaat Sanayi’nin çevreci üretim yaklaşımını benimseyerek bu alanda güçlü adımlar atması son derece değerli bir gelişme" şeklinde konuştu. Yenilenebilir enerji projeleriyle hem doğaya hem de ekonomiye katkı sağlamayı hedeflediklerinin altını çizen Yılmaz, temiz enerji çözümleriyle karbon ayak izini azaltma misyonlarını da yerine getirdiklerini kaydetti. Sürdürülebilir bir yatırım güvencesi sunuyoruz Türkiye’nin birçok farklı il ve ilçesinde kurulumunu tamamladıkları hem çatı hem arazi güneş enerji santralleri ile iz bırakmayı sürdürdüklerine dikkat çeken Yılmaz, "Geliştirdiğimiz yüksek verimli, son teknoloji güneş panelleriyle yüksek performans ve güvenilirliği odağına alan güçlü bir markayız. Üretimini gerçekleştirdiğimiz paneller, dayanıklılıkları, uzun ömürleri ve yüksek performans değerleriyle her ölçekteki projeye maksimum verimlilik sağlıyor. Uluslararası kalite standartlarına uygun olarak ürettiğimiz ürünlerimiz, zorlu iklim şartlarında dahi güvenle çalışabilecek bir teknolojiye sahip. Uzun yıllara dayanan tecrübemizle müşterilerimize yalnızca bir enerji çözümü değil, sürdürülebilir bir yatırım güvencesi sunuyoruz" diye konuştu. Her yeni projede doğaya, ekonomiye ve geleceğe dokunmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Yılmaz, önümüzdeki dönemde de güneş enerjisinin Türkiye’deki yaygınlığını artırmaya yönelik projelere imza atmaya devam edeceklerini kaydetti. "GES ile ciddi bir karbon emisyonu azaltımı elde edeceğiz" Desan Deniz İnşaat Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Cenk İsmail Kaptanoğlu da, "Tersanemizin enerji ihtiyacını çevreci ve yenilenebilir kaynaklarla karşılamak hem doğaya karşı sorumluluğumuzun bir gereği hem de ileriye dönük vizyonumuzun temel unsurlarından biri. CW Enerji ile hayata geçirdiğimiz bu çalışma sayesinde enerji tüketimimizi güneşten sağlayacağız. GES ile ciddi bir karbon emisyonu azaltımı elde edeceğiz "dedi.
Kepez’den önce göz taraması, sonra gözlük
05 Aralık 2025 Cuma - 12:33 Kepez’den önce göz taraması, sonra gözlük Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, ilçedeki 97 okulda 20 bin 534 öğrenciye yapılan göz sağlığı taramasının ardından, görme sorunu tespit edilen öğrencilere gözlüklerini teslim etti. Kepez Belediyesi, öğrencilerin görme sorunlarının erken tespiti amacıyla yürüttüğü ücretsiz göz sağlığı taramalarına aralıksız devam ediyor. Belediye Sağlık Merkezi tarafından 2025–2026 Eğitim ve Öğretim yılının ara tatiline kadar 82 okulda 18 bin 137 öğrenciye göz taraması yapılmıştı. Okulların açılmasının ardından sürdürülen çalışmalarla birlikte tarama yapılan okul sayısı 97’ye, kontrol edilen öğrenci sayısı ise 20 bin 534’e ulaştı. Kepez Belediyesi, bir yandan sağlıklı nesiller için okullarda göz taramalarını sürdürürken, diğer yandan da hayırseverlerin destekleriyle göz bozukluğu tespit edilen öğrencilere gözlük desteğinde bulunuyor. Ara tatil öncesi yapılan taramalarda bin 917 öğrencinin gözlerinde problem tespit edilmişti. Güncellenen verilerle birlikte bu sayı 2 bin 747 çocuğa ulaştı. Okullarda göz taramalarına devam Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, okullardaki taramalarda görme problemi tespit edilen öğrencileri aileleri ile beraber bir kez daha makamda kabul ederek, gözlüklerini teslim etti. Göz taraması kapsamında bugüne kadar 97 okulda 20 bin 534 çocuğun göz sağlığının kontrol edildiğini, gözlerinde problem tespit edilen öğrenci sayısının ise 2 bin 747’ye ulaştığını açıkladı. Başkan Kocagöz, "Okullarda taramalarımız devam ediyor. Sağ olsunlar hayırseverlerimiz sayesinde, çocuklarımızın gözlük ihtiyaçlarını da karşılayacağız. Çünkü çocuklar bizim geleceğimiz, her şeyimiz. Onları kendi evlatlarımızdan ayırmıyor, çok seviyoruz. Onlar için ne gerekiyorsa yapacağız. Hiçbir zaman yalnız değilsiniz, Kepez Belediyesi her zaman yanınızda olacak" dedi.
Antalya Büyükşehir, Gov4GreenMed projesi ile hibe desteği almaya kazandı
05 Aralık 2025 Cuma - 12:32 Antalya Büyükşehir, Gov4GreenMed projesi ile hibe desteği almaya kazandı Antalya Büyükşehir Belediyesi, Avrupa Birliği’nin Interreg NEXT MED Programı aracılığıyla finanse ettiği Gov4GreenMed projesinin ortağı oldu ve hibe desteği kazandı. Akdeniz bölgesinde sürdürülebilir atık yönetimi için işbirliği ve katılımın geliştirilmesini hedef alan iki yıllık Gov4GreenMed projesi, Akdeniz bölgesinde daha iyi belediye esaslı atık yönetimi için kapsayıcı yönetişim modellerini teşvik etmek amacıyla 2025 yılının Eylül ayında başladı. Sınırötesi bir işbirliği girişimi olan Gov4GreenMed Projesi, Avrupa Birliği tarafından Interreg NEXT MED Programı aracılığıyla finanse ediliyor. Akdeniz belediyelerinden pilot eylemler Avrupa Birliği’nin Interreg NEXT MED Programı aracılığıyla finanse ettiği Gov4GreenMed projesi, belediyelerin katı atıkları ve gıda atıkları yönetim modellerini güçlendirmek için bölgesel katılımcı metodolojiler geliştirmeyi amaçlamakta. Proje, Mancomunitat la Plana (İspanya), Antalya (Türkiye), Nabeul (Tunus), Scandicci (İtalya) ve As-Salt (Ürdün) gibi farklı Akdeniz belediyelerinde, katı ve gıda atık yönetimi ile ilgili belirli yerel sorunları ele alan beş pilot eylem aracılığıyla katılımcı metodolojileri test edecek. Antalya Büyükşehir Belediyesi projeyi Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı, Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı ile İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı ile yürütüyor. Büyükşehir’e hibe desteği Proje kapsamında hibe desteği almaya hak kazanan Antalya Büyükşehir Belediyesi organik atıklarını toprak iyileştiriciye dönüştürürken; tarım toplulukları, okullar ve kooperatifler için farkındalık oluşturacak ve eğitimler verecek. Proje; kamu otoriteleri ve paydaşlar arasındaki işbirliğini güçlendirmeyi, vatandaşların yaşam kalitesini iyileştirmeyi ve Akdeniz bölgelerinde yeşil dönüşümü hızlandırmayı amaçlıyor.