Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Yerel Haberler
İstanbul
Ankara
İzmir
Bursa
Antalya
Trabzon
Tüm Şehirler
Adana
Adıyaman
Afyon
Ağrı
Aksaray
Amasya
Ankara
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Iğdır
Isparta
İstanbul
İzmir
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şanlıurfa
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Antalya
Eski başkan adayının cinayet davasında ’Kan parası ve tehdit’ iddiası
22 Aralık 2025 Pazartesi - 17:20:54
Antalya’da alacak meselesi nedeniyle çıkan tartışmada bir kişinin ölümüne ilişkin tutuklu yargılanan eski Aksu Belediye Başkan Adayı Durmuş Ali Arslan’ın davasında, 3’üncü duruşmada sanığın tutukluluk halinin devamına hükmedildi. Arslan, olayın planlı olmadığını ve tehdit iddialarını reddederken, kendisinin ve ailesinin tehdit edildiğini savundu. Arslan, "Çocuklarım ve kan bağım olan herkes sürekli olarak Gürcistan numaralı bir numaradan gelen aramalarla taciz, tehdit ediliyor, kan parası bedeli altında taleplerde bulunuluyor" dedi. Olay, 18 Nisan 2025 tarihinde saat 13.00 sıralarında Antalya’nın Aksu ilçesi Fatih Mahallesi Şahinler Caddesi’nde bulunan bir iş yerinde meydana geldi. Eski Millet İttifakı Aksu Belediye Başkan Adayı ve bir dönem Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcılığı görevinde bulunan Durmuş Ali Arslan, alacaklı olduğu Sebahattin Sunbat ile görüşmek üzere iş yerine gitti. Taraflar arasında çıkan tartışma sırasında Sebahattin Sunbat’ın babası Hamit Sunbat (70) tabancayla vurularak ağır yaralandı. İhbar üzerine olay yerine sevk edilen sağlık ekiplerince Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Sunbat, 22 Nisan’da yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olayın ardından gözaltına alınan Arslan, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Arslan hakkında, ’kasten öldürme’, ’öldürmeye teşebbüs’, ’silahla tehdit’ ve ’ruhsatsız silah bulundurma’ suçlamalarıyla açılan dava sürüyor. Tehdit iddiaları 3’üncü duruşmada gündeme geldi Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 3’üncü duruşmaya sanık Durmuş Ali Arslan ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada, önceki duruşmada silahla tehdit şikâyetini geri çeken katılan Tamer Ertürk’ün, bu beyanın ardından duruşma öncesi ve sonrasında telefonuna tehdit içerikli mesajlar geldiğini ileri sürerek yaptığı suç duyurusuna ilişkin dosya mahkemeye sunuldu. "Hem öldürülenin ailesiyiz hem tehdit edilen biziz" Duruşmada söz alan katılan Hayrettin Sunbat, "Öldürülen kişinin ailesiyiz. Buna rağmen tehdit edilen de biziz. Sanıktan ve ailesinden şikâyetçiyim" ifadelerini kullandı. "Tasarlama yok, seken mermiyle yaralandı" Sanık Durmuş Ali Arslan ise katılan vekillerinin olayın tasarlanarak gerçekleştirildiği yönündeki iddialarına karşı savunmasında, silahı önceden hazırlayarak iş yerine girdiği yönündeki anlatımları reddetti. Arslan savunmasında, olay günü Tamer Ertürk’ü dertleşmek amacıyla aradığını, Sebahattin Sunbat’ın kendi beyanlarında Konyaaltı’nda olduğunu söylediğini, bu nedenle iş yerinde kimlerin bulunduğunu bilmediğini ileri sürdü. Olayın planlı olmadığını savunan Arslan, "Olay günü Tamer Ertürk’ü dertleşmek için aramıştım, Sebahattin Sunbat kendi verdiği ifadelerinde de bana Konyaaltı’nda olduğunu söylediğini söylüyor, onların orada olduğunu bilmiyordum, bilmediğim bir durumda mekanizmayı hazırlayarak içeri girmem mümkün değil, planlayarak gerçekleştirmedim. Bunu nasıl tasarlayabilirim. Üzerime gelinmeseydi bu yaşanmazdı. Bir kez havaya ateş ettim, ikinci atışı hedef almadan yaptım. Seken mermiyle yaralandı. Ambulans çağrılmasını ben söyledim. Selahattin Sunbat’ın olayda yaralanmamış olması, aramızda 2 metrenin olması gözetildiğinde ona yönelik bir eylemde bulunmadığım anlaşılır. Ayrıca, nitelikli dolandırıldığıma dair dosyam mevcuttur" dedi. Kendisine ve ailesine yurt dışı kodlu numaralardan tehdit ve taciz içerikli aramalar yapıldığını iddia eden Arslan, önceki duruşmadan iki gün sonra Tamer Ertürk’ün duruşma öncesi ve sonrası tehdit içerikli mesajlar aldığına ilişkin açıklamasına yönelik savunmasında ise "Tamer Ertürk’ü tehdit ettiğim söyleniyor, infaz gibi ifadeler benim ya da çevremin kullandığı bir terminoloji değildir. Çocuklarım ve kan bağım olan herkes sürekli olarak Gürcistan numaralı bir numaradan gelen aramalarla taciz, tehdit ediliyor, kan parası bedeli altında taleplerde bulunuluyor. Tamer’in de aynı şekilde tehdit edildiğini düşünüyorum, bir oyun kuruyorlar, kendi yaptıkları tehdidi mahkemeye gelip belge olarak sunuyorlar. Bu olay kamuoyuna taşınarak mahkeme üzerinde baskı kurulmaya çalışılıyor" şeklinde konuştu. Uzlaşma bürosu kararı bekleniyor Mahkeme heyeti, önceki duruşmada silahla tehdit şikâyetinden vazgeçmesi üzerine dosyası uzlaşma bürosuna gönderilen Tamer Ertürk hakkında uzlaşma bürosundan henüz bir karar ulaşmadığını belirtti. Heyet, sanığın tutukluluk halinin devamına ve uzlaşma bürosundan gelecek kararın beklenmesine hükmederek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Ne olmuştu? Davanın 2’nci duruşmasında silahla tehdit şikâyetini geri çeken katılan Tamer Ertürk, iki gün sonra Antalya Adliyesi’ne başvurarak tehdit edildiğini ileri sürdü. Ertürk, duruşma öncesi yurt dışı kodlu bir numaradan kendisine ve ailesine yönelik tehdit içerikli mesajlar gönderildiğini, duruşma sonrasında ise ifadeyi geri çekmesine yönelik teşekkür ve tehdit içeren mesajlar aldığını belirtti. Ertürk, adliye önünde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, can güvenliği endişesi yaşadığını ve bu nedenle suç duyurusunda bulunduğunu açıklamıştı.
22 Aralık 2025 Pazartesi - 15:40
Başkan Ali Çandır: "Tarım girdi maliyetleri ortalamanın altında arttı"
Antalya Ticaret Borsası ve Antalya Tarım Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, TÜİK’in açıkladığı Ekim ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi verilerine göre tarımsal girdi maliyetlerindeki artışın hem aylık hem de yıllık bazda uzun dönem ortalamalarının altında gerçekleştiğini, Ekim ayında üretici lehine bir tablo oluştuğunu söyledi. Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Ekim ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi’ni (Tarım-GFE) değerlendirdi. Tarım-GFE’nin Ekim ayında aylık yüzde 2,04 ilan edildiğini belirten Çandır, "Bu rakam, endeksin ölçülmeye başlandığı 2015 yılından itibaren Ekim ayları ortalamasının (2,31) yüzde 15 altında ilan edilmiştir. Böylece son 5 aydır sürekli artış gösteren aylık girdi fiyatları, Ekim ayında ortalama altı yükseliş göstermiştir" dedi. Tarım-GFE’nin Ekim ayında yıllık yüzde 33,66 arttığını kaydeden Çandır, "Bu yıllık rakam, son 10 yılın Ekim ayları ortalamasının (34,22) altında kalmıştır. Son 7 ayda ise Ağustos ayı hariç yükseliş gösteren yıllık enflasyon Ekim ayında ortalama altı artmıştır. TÜİK tarafından Ekim ayı için açıklanan tarımsal girdi fiyatları maliyetleri enflasyonu, 10 yıllık Ekim ayı ortalamalarına göre aylıkta ve yıllıkta ortalamanın altında artış göstermiştir" değerlendirmesinde bulundu. Ekim’de en yüksek artış veteriner hizmetlerinde Ekim ayı Tarım-GFE’nin alt kalemlerine bakıldığında, tarımda kullanılan mal ve hizmetlerin fiyatlarında aylık yüzde 2,12, yıllık yüzde 34,79 artış olduğunu belirten Çandır, "Ekim ayları itibariyle bu rakamlar, aylıkta ve yıllıkta 2022 yılından sonraki en yüksek rakamlar olmuştur" dedi. Çandır, Ekim ayı Tarım-GFE’nin aylıkta tohumda yüzde 4,71, enerjide yüzde 0,09, gübrede yüzde -0,60, ilaçta yüzde 2,26, veteriner hizmetlerinde yüzde 5,61, yemde yüzde 3,19 ve diğer kalemlerde ise yüzde 0,51 değişim gösterdiğini kaydederken, yıllık ise tohumda yüzde 36,86, enerjide yüzde 22,30, gübrede yüzde 47,39, ilaçta yüzde 18,91, veteriner hizmetlerinde yüzde 64,33, yemde yüzde 35,53 ve diğer kalemlerde ise yüzde 38.69 artış olduğunu belirtti. Çandır, "Tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetlerin fiyatlarında ise aylık yüzde 1,57 ve yıllık yüzde 27,19’luk artış ilan edilmiştir" dedi. Üretici lehine seyrediyor TÜİK tarafından Ekim ayı tarımsal üretici fiyat endeksi Tarım-ÜFE’nin, aylık yüzde 4 arttığını, bu rakamın 10 yıllık Ekim ortalamasının (2,56) üzerinde olduğuna dikkat çeken Çandır, yıllıkta ise yüzde 45,40 ile 10 yıllık ortalamanın (25,29) üzerinde ilan edildiğini kaydetti. Çandır, "Tarımsal faaliyetlerde bulunanlar açısından son bir yıllık eğilim, genel olarak üretici aleyhine seyretmiştir. Ancak Mayıs, Haziran ve Eylül aylarında olduğu gibi Ekim ayında da üretici lehine gerçekleşmeler ilan edilmiştir. Bu 4 ay dışında yıllık gerçekleşmeler üretici aleyhinde olmaya devam etmiştir" dedi. Yurtiçi ve yurtdışı üretici enflasyonlarının tarım sektörünü dolaylı olarak etkilediğini belirten Çandır, yurtdışı üretici enflasyonu YD-ÜFE’nin Ekim’de aylık yüzde 0,90 ve yıllık yüzde 28,75 arttığını kaydetti. Yurtiçi üretici enflasyonu Yİ-ÜFE’nin aylık yüzde 1,63 ve yıllık yüzde 27 arttığını kaydeden Çandır, "Üretici düzeyindeki gıda kalemi ise aylık yüzde 2,87 ve yıllık yüzde 35,73 artmıştı. Bu durum, Ekim ayında da tarıma dayalı imalat sanayiindeki enflasyonun, tarımdan daha yüksek seyrettiğini göstermektedir" dedi. Manşet enflasyon yüksek Ekim ayında üretici kesimdeki bu enflasyonlara karşılık tüketici enflasyonu TÜFE’nin aylık yüzde 2,55 ve yıllık yüzde 32,87 arttığına dikkat çeken Ali Çandır, "Son 20 yıllık Ekim ayı ortalamalarının aylıkta yüzde 2,24 ve yıllıkta yüzde 18,53 olduğu hatırlanırsa manşet enflasyonun hala ne kadar yüksek seyrettiği daha iyi anlaşılır" dedi. Makas daraldı Tüketici gıda enflasyonunun Ekim ayında aylık yüzde 3,41, yıllık yüzde 34,87 arttığını belirten Başkan Ali Çandır, "İşlenmemiş gıda enflasyonu ise Ekim’de aylık yüzde 4,52 ve yıllık yüzde 34,66 düzeyinde ilan edilmişti. Yaş meyve sebze enflasyonu ise aylık yüzde 5,49, yıllık yüzde 35,84 artmıştır. Tüketici taraftaki bu rakamlar, üreticilerin maruz kaldığı yıllık enflasyon civarında bir tüketici enflasyonu olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla aradaki makas daralmaya başlamıştır. Yani yıllık olarak yüzde 33,66 düzeyindeki tarımsal girdi maliyet artışına karşılık yüzde 45,40’lık tarım üretici fiyat artışı ve yüzde 32,87’lik tüketici fiyat artışı söz konusu olmuştur. Ekim ayında tarımsal üreticiler, aylıkta ve yıllıkta lehte rakamlarla karşılamışlardır" dedi.
22 Aralık 2025 Pazartesi - 14:36
Akdeniz Üniversitesi 18 alanda Türkiye’nin ilk 20 üniversitesi arasında
Akdeniz Üniversitesi Yükseköğretim Kurulunca yayımlanan, "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporunda" 18 farklı göstergede Türkiye genelinde ilk 20 üniversite arasında yer aldı. Yükseköğretim Kurulu tarafından 67 farklı gösterge doğrultusunda Türkiye’deki 201 üniversiteye ait analizlerin yer aldığı "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" yayımlandı. Yükseköğretim ekosisteminin en kapsamlı analiz belgelerinden biri olan rapor, "Eğitim ve Öğretim", "Araştırma-Geliştirme, Proje ve Yayın", "Uluslararasılaşma", "Sürdürülebilirlik" ve "Topluma Hizmet ve Sosyal Sorumluluk" olmak üzere 5 ana kategori altında toplam 67 göstergeye dayanıyor. Rapora göre Akdeniz Üniversitesi 18 alanda ilk 20’de yer alma başarısı gösterdi. 92,2 milyon TL bağışla 4. sırada Rapora göre Akdeniz Üniversitesi, üniversiteye kazandırılan bağış miktarında 92,2 milyon TL ile devlet üniversiteleri arasında 4’üncü, tüm üniversiteler arasında ise 11’inci sırada yer aldı. 2024 yılında da en yüksek bağış kazandıran üniversitelerden biri olan Akdeniz Üniversitesi, şehirle kurduğu güçlü bağlar ve sürdürülebilir iş birlikleriyle bu başarısını istikrarlı biçimde devam ettiriyor. Akdeniz Üniversitesi, uluslararası akademik hareketlilikte de değişim programları kapsamında en fazla öğretim elemanı gönderen ve kabul eden devlet üniversiteleri arasında 3’üncü sırada yer aldı. Ayrıca değişim programları kapsamında en fazla öğrenci gönderen devlet üniversiteleri arasında da 9’uncu oldu. Araştırma ve yenilik kapasitesiyle dikkat çeken Akdeniz Üniversitesi, ’Olumlu sonuçlanan patent oranında devlet üniversiteleri arasında 8’inci yer alma başarısı gösterdi. Akdeniz Üniversitesi yine devlet üniversiteleri arasında ‘Ulusal kurumlar tarafından desteklenen proje sayısında’ 10’uncu, ‘Araştırma-Geliştirme, teknoloji ve yenilik projeleri toplam sayısında’ 15’inci, ‘Ulusal seviyede endüstri ile ortak yürütülen projelere ait bütçenin en yüksek olduğu üniversiteler’ arasında 10’uncu, ‘Yurt dışındaki üniversite, kurum ve kuruluşlarla ortak yürütülen Ar-Ge projesi sayısının en yüksek olduğu üniversiteler’ arasında ise 12’nci sırada yer aldı. ‘Uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından desteklenen proje sayısının en yüksek olduğu üniversiteler arasında’ ise 15’inci sırada yer alarak ar-ge alanındaki güçlü konumunu pekiştirdi. "Öğrenci topluluklarıyla ilk sırada" 112’si kültür, 31’i spor olmak üzere toplam 143 öğrenci topluluğuyla aktif bir kampüs yaşamı sunan Akdeniz Üniversitesi ‘Topluluklara kayıtlı öğrenci sayısının en yüksek olduğu üniversiteler’ arasında 1’nci sırada yer aldı. Akdeniz Üniversitesi ‘Öğrenci toplulukları sayısının en yüksek olduğu üniversiteler’ arasında da 13’üncü sırada yer alırken ‘Öğrenci toplulukları faaliyet sayısının en yüksek olduğu devlet üniversiteleri’ arasında ise 15 sırada yer aldı. Topluma katkı alanında da öne çıkan Akdeniz Üniversitesi, ’Üniversite tarafından yürütülen sosyal sorumluluk projeleri sayısında’ Türkiye genelinde 6’ncı sırada, ‘Öğrenciler tarafından yürütülen sosyal sorumluluk projeleri sayısında’ ise devlet üniversiteleri arasında 16’ncı sırada yer aldı. 3 alanda daha ilk 20’de Akdeniz Üniversitesi ayrıca, ‘İklim Eylemi kategorisinde en başarılı üniversiteler’, erişilebilirlik envanteri sayısı, doktora mezun sayısı gibi alanlarda da ilk 20 üniversite arasında yer aldı.
22 Aralık 2025 Pazartesi - 13:44
ALKÜ’den üniversite deneyimi yaşamayanlara "Herkes için bir kampüs deneyimi" daveti
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, (ALKÜ) 26-30 Ocak 2026 tarihinde düzenleyeceği, "Benim Üniversitem Projesi" kapsamında üniversite deneyimi yaşamamış 40 ila 60 yaş arası bireylere kapılarını açarak üniversite deneyimi yaşatacak. Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, sosyal sorumluluk ve farkındalık projelerini tüm hızıyla yapmaya devam ediyor. 3 yıl önce başlayan 60+ Tazelenme Üniversite ile yaş almış bireylerin gözdesi olan ALKÜ, şimdi de 40-60 yaş arası hiç üniversite deneyimi olmamış bireylere üniversite deneyimi yaşatacak. 26-30 Ocak 2026 tarihinde gerçekleştirilecek proje için kayıtlar 1-20 Ocak 2026 tarihlerinde yapılacak. Katılımcılar proje kapsamında Kestel Yerleşkesi’nde derse girecek, laboratuvarlarda deneyim yaşayacak ve etkinlikler düzenleyecek. Katılmak isteyenler için başvurular, Kestel Yerleşkesindeki ALKÜ Tazelenme Üniversitesi Ofisi’nde yapılacak. İlk kez üniversiteli olacaklar Benim Üniversitem Projesi Koordinatörü Doç. Dr. Özgür Nalbant proje hakkında verdiği bilgilerde, "’Herkes İçin Bir Kampüs Deneyimi’ sloganıyla yapılacak Benim Üniversitem Projesi ile hiç üniversite deneyimi yaşamamış 40-60 yaş arası bireylerin üniversite ortamını tanıması, kendine güven ve aidiyet duygusunu geliştirmesi, yaşam boyu öğrenme motivasyonunu artırması ve Alanya’daki toplumsal bütünlüğe ve kuşaklar arası öğrenmeye katkı sağlaması amaçlanıyor. Katılımcılar 40-60 yaş arası, en fazla lise mezunu, üniversite deneyimi olmayan ancak öğrenmeye açık bireylerden seçilecek. Katılımcılar arasından kadınlar, esnaf, turizm çalışanları, ev hanımları, çiftçiler veya erken yaşta eğitim hayatını sonlandırmış bireylerin olmasında öncelik aranacak. Ücretsiz olarak yapılacak proje sonunda katılımcılara ALKÜ Sürekli Eğitim Merkezi tarafından katılım belgesi verilecek" dedi. Rektör Türkdoğan: "ALKÜ herkese kampüs deneyimi sunuyor" ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan, ALKÜ’nün hayat boyu öğrenme temelli eğitimlere büyük önem verdiğini söyleyerek bu kapsamda ALKÜ 60+ Tazelenme Üniversiteyle 60 üstü yaş almış onlarca bireye eğitim verdiklerini hatırlattı. Benim Üniversitem Projesi ile hiç üniversite deneyimi yaşamayan bireylere 5 günlük bir eğitim programıyla bu deneyimi en iyi şekilde yapacaklarını belirten Rektör Türkdoğan, "ALKÜ olarak şehrimizle ortak projelere her zaman önem veriyoruz. Bu kapsamda vatandaşlarımızın yanında olarak güzel projeleri üretmeye devam ederken son olarak Benim Üniversitem Projesi ile herkese kampüs deneyimi sunmayı amaçlıyoruz. Projenin vatandaşlarımıza büyük bir güven getireceği düşüncesiyle 40-60 yaş arası herkesi başvuruya davet ediyorum" dedi.
09 Aralık 2025 Salı - 13:43
Genç paramedik sigara isteme bahanesiyle gasp ve darp edilip öldürüldü, anne duruşmaya oğlunun fotoğrafıyla geldi
Antalya’da kendisinden sigara isteyen dört genç tarafından "yok" cevabı üzerine darp edilip çantası gasp edilen ve üç gün süren yaşam mücadelesini kaybeden paramedik Hamit Aras’ın ölümüyle ilgili dava başladı. Duruşmada 18 yaş üstü sanık Savaş İnceoğulları ilk kez hâkim karşısına çıktı. Müşteki sıfatıyla katılan anne Şükriye Tavşan, duruşmaya oğlunun paramedik formasıyla çekilmiş fotoğrafıyla geldi ve gözyaşları içinde, "Benim çocuğumu nasıl yaşatmadılarsa onlar da yaşamasın. Bir evladım vardı, varım yoğum oydu. Ben oğlumu kara toprağa koydum, adalet istiyorum" dedi. Olay, 3 Mart 2025 tarihinde gece saatlerinde Muratpaşa ilçesi Yüksekalan Mahallesi Ali Çetinkaya Caddesi’nde meydana geldi. Muratpaşa 5 Nolu Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu’nda görev yapan 30 yaşındaki paramedik Hamit Aras, Ramazan’ın ilk günü bir arkadaşıyla sahur yaptıktan sonra, arkadaşının "kal" ısrarını geri çevirerek evine gitmek üzere yola çıktı. Ticari taksiyle Doğu Garajı bölgesine gelen Aras, evine yaklaşık 150 metre kala araçtan indi. Bu sırada yaşları 17 ile 20 arasında değişen dört genç yanına gelerek kendisinden sigara istedi. Aras, sigara kullanmadığını söyleyip yoluna devam etti. Ancak gençler arkasından gelerek Aras’ı darp etti. Kafasına aldığı darbeyle yere yığılan Aras, kaldırıma çarpmasıyla ağır yaralandı. Şüpheliler, yerde hareketsiz yatan Hamit Aras’ın çantasını alarak olay yerinden kaçtı. İhbar üzerine gelen 112 Acil Sağlık ekibi, yerde yatan kişinin meslektaşları Hamit Aras olduğunu görünce müdahaleye başladı. Kalbi duran genç paramedik, olay yerinde yeniden hayata döndürüldü. Aras, önce yakınlardaki özel bir hastaneye, ardından Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Yoğun bakımda tedavi altına alınan Aras, üç günlük yaşam mücadelesini kaybetti. Şüpheliler kısa sürede yakalandı Güvenlik kameralarını inceleyen polis ekipleri, olaydan kısa süre sonra şüpheliler İsmail S. (16), Gökhan A. (17), Savaş İnceoğlulları (20) ve Muhammet Emir K.’yı (17) yakaladı. Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden, Aras’a vurduğunu kabul eden Muhammet Emir K. ile Savaş İnceoğlulları tutuklanarak cezaevine gönderildi. İsmail S. ve Gökhan A. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Şüphelilerin ifadelerinde, Aras’ı darp ederek çantasını aldıklarını, içindeki eşyaları aldıktan sonra birkaç sokak ileride çantayı yaktıklarını söyledikleri öğrenildi. "Ben vurmadım, çantayı yaktım çünkü parmak izim vardı" Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, 18 yaş üstü sanık Savaş İnceoğulları savunmasında suçlamaları kabul etmeyerek, şöyle konuştu: "Kimseyi öldürmedim, hiçbir temasta bulunmadım. Vuran arkadaşım Muhammet Emir K.’dır. Olay günü uyuşturucu madde kullanmıştık. Muhammet, Hamit’in çantasını alıp kaçtı, ben de telefonu aldım. Gökhan’a verip telefonu geri gönderdim. Emir, çantanın içindekileri döktü, içinde kişisel bakım eşyaları vardı, ben de çantaya dokundum, parmak izim olduğu için çantayı yaktım. Maktülle ‘Senin kafan da güzel, benim kafamda güzel’ diye aramızda konuştuk." "Ben oğlumu kara toprağa koydum" Duruşmaya katılan anne Şükriye Tavşan, oğlunun paramedik formasıyla çekilmiş fotoğrafını elinde tuttu. Tavşan, "Kamerada çocuğuma iki üç kişinin vurduğunu gördük. Benim çocuğumu nasıl yaşatmadılarsa bunlar da yaşamasın. Bir evladım vardı, varım yoğum oydu. Herkes benim oğlumun terbiyeli olduğunu biliyor, ben onu kucağımda büyüttüm, böyle yerlere ilk kez geliyorum, Allah kimseye böyle yerler göstermesin. Bana kim bakacak, benim oğlum dışında bana kimse bakamaz, benim oğlum dağımdı. Benim çocuğumu kara toprağa koydular, kara toprağa gidince oğlum ben Antalya’ya gideceğim gelecek misin diyorum. Ben öldürsünler diye mi bu çocuğu dünyaya getirdim. Sonuna kadar davacıyım" dedi. "Kasten öldürme ve yağma suçu iştirak halinde işlenmiştir" Maktulün avukatı Kerem Polat, şüphelilerin eyleminin birlikte gerçekleştirildiğini vurgulayarak şu değerlendirmeyi yaptı: "Kasten öldürme ve yağma suçu işlenmiştir. Görüntüler maktulün saldırıya açık hâle getirildiğini, delil yok etmek için çantanın yakıldığını iştirak halinde işlendiğini açıkça ortaya koyuyor." "Sağlık görevlisi bağırıp ağlamaya başladı" Olay gecesi Hamit Aras’ı yerde bulan tanık Hakan G., duruşmada şunları anlattı: "Kaleiçi’nden çıkıyordum. İki genç, ‘yaralı biri yatıyor, ambulansı arar mısın?’ dedi. Hamit yerde uzanıyordu. Ambulansı aradım. Sağlık ekipleri gelince içlerinden biri bağırıp ağlamaya başladı, ablası sandım. Ambulans çok kısa sürede geldi ve müdahale etti." Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Savaş İnceoğulları’nın tutukluluk hâlinin devamına, çocuk ağır ceza mahkemesinde yargılanan biri tutuklu üç sanığın dosyasının da birleştirilmesine karar verdi. Duruşma, 23 Ocak tarihine ertelendi. "En üst sınırdan ceza alacaklarına inanıyoruz" Duruşma sonrası açıklama yapan avukat Kerem Polat, aileyle birlikte süreci takip ettiklerini belirterek şöyle konuştu: "Sanığın sorgusu yapıldı, deliller ortaya konuldu. Tutukluluk halinin devamına karar verilmesi bizim için önemli. Diğer sanıklarla birlikte bu sanığın da kasten öldürme ve yağma suçlarından en üst sınırdan ceza alacağı kanaatindeyiz. Çocuk mahkemesindeki dosyanın da birleşmesini bekliyoruz." "Oğlumun masası, duvarları fotoğraflarıyla dolu her gün ağlıyorum" Anne Şükriye Tavşan ise eşinin ölümünden iki ay sonra tek evladını da kaybettiğini belirterek, şunları söyledi: "Benim çocuğum tek çocuk. Babası ondan iki ay önce vefat etti, arkasından oğlum vefat etti. Bu pisliklerin kurbanı oldu. Çocuğum çok terbiyeli, çok efendiydi. Arkadaşları 12 yıldır Antalya’da çalışıyor, hiç kimse ondan şikâyetçi olmadı. Şimdi bütün arkadaşları toplandı, hepimiz gözyaşı döktük oğlum için. Sonuna kadar davacıyım. Hepimiz arkadaşlarıyla birlikte arkasındayız oğlumun. Ben oğlumu unutamam. Masamın üstü, duvarlarım onun fotoğraflarıyla dolu. Gözyaşı döküyorum, her gün ağlıyorum. Öleli 9 ay oldu. Hısım akrabaya, gezmelere gitmeyen bir anneyim ben, acılı bir anneyim. Benim çocuğumun davası sonuna kadar sürsün. Adalet istiyorum."
09 Aralık 2025 Salı - 13:01
Kamyonun altında kalarak hayatını kaybeden lise öğrencisinin cenazesi teslim alındı
Antalya’da dün motosikletiyle seyir halindeyken damperli kamyonun altında kalarak feci şekilde hayatını kaybeden lise öğrencisinin cenazesi, ailesi ve yakınları tarafından Adli Tıp Kurumu’ndan teslim alınarak memleketi Isparta’ya götürüldü. Muratpaşa ilçesi Adnan Menderes Bulvarı’nda dün akşam 21.00 sıralarında meydana gelen trafik kazasında, M.C. yönetimindeki 03 ADF 699 plakalı damperli kamyon, aynı yönde ilerleyen 17 yaşındaki lise son sınıf öğrencisi Batuhan Çakmak idaresindeki 07 BIF 239 plakalı motosikletle çarpıştı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edilirken yapılan kontrollerde Çakmak’ın hayatını kaybettiğini belirledi. Çakmak’ın cenazesi ekiplerin olay yerindeki incelemelerinin ardından otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu morguna kaldırılırken, kamyon sürücüsü ise polis merkezine götürüldü. Olayı haber alıp kaza yerine gelen Çakmak’ın yakınları gözyaşlarına boğuldu. Cenazesi Isparta’ya götürüldü Başında kaskı takılı olmasına rağmen kamyonun üzerinden geçmesi sonucu hayatını kaybeden lise son sınıf öğrencisi Batuhan Çakmak’ın cenazesi Antalya Adli Tıp Kurumu morgundaki işlemlerinin ardından ailesi, yakınları ve okul arkadaşları tarafından teslim alındı. Genç yaşta evlatlarını kaybeden anne ve babanın bir hayli üzgün olduğu görülürken, Çakmak’ın cenazesi toprağa verilmek üzere Isparta’nın Şarkikaraağaç ilçesi Çalkı köyüne götürüldü.
09 Aralık 2025 Salı - 12:59
Uzm. Dr. Soner Demirel: "Alınacak 5 önlemle çocukları kış hastalıklarından korumak mümkün"
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. Soner Demirel kışın sık karşılaşılan hastalıklar, korunma stratejileri ve bağışıklığı güçlendirme yöntemlerini anlattı. Kış aylarının yaklaşmasıyla birlikte polikliniklerde çocuk hastaların sayısı artıyor. Soğuk havalar, kapalı alanlar ve hızlı yayılan virüsler nedeniyle çocuklar enfeksiyonlara daha açık hale geliyor. Memorial Antalya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Soner Demirel, kış hastalıklarının çoğunun basit önlemlerle engellenebileceğini belirterek ailelere önemli uyarılarda bulundu. Kışın en sık görülen hastalıklar Uzm. Dr. Soner Demirel, kış mevsiminin solunum yolu enfeksiyonlarının en yoğun yaşandığı dönem olduğuna dikkat çekerek çocukların bağışıklık sistemlerinin yetişkinlere göre daha hassas olduğunu ifade etti. Kışın en sık karşılaşılan hastalıkları ise şöyle sıraladı: "Grip (İnfluenza): Yüksek ateş, öksürük ve kas ağrılarıyla seyreder. Okul ortamında hızla yayılabilir. Soğuk Algınlığı: Burun akıntısı, hapşırık ve hafif ateşle ortaya çıkar, bir kışta birçok kez tekrar edebilir. Bronşiyolit: Özellikle bebeklerde nefes darlığı ve hırıltılı solunumla görülür, hastaneye yatış gerektirebilir. Zatürre (Pnömoni): Ateş, öksürük ve nefes darlığıyla seyreden akciğer enfeksiyonudur. Orta Kulak İltihabı (Otit): Soğuk algınlığı sonrası kulak ağrısı ve ateşe neden olur. Krup: Gece artan öksürük ve boğuk sesle karakterizedir; 6 ay–3 yaş arası çocuklarda yaygındır." "Hasta olmadan önlemek altın kuraldır" Hastalıkların kapalı alanlarda damlacık yoluyla kolayca bulaştığını belirten Demirel, asıl önemli noktanın hastalık başlamadan önlem almak olduğunun altını çizdi. Bu önlemler doğru şekilde uygulandığında bulaş riskinin yüzde 50’ye kadar azalabileceğini söyledi. İşte çocukları koruyacak 5 temel önlem Çocuklara düzenli el yıkama alışkanlığı kazandırılması gerektiğini söyleyen Demirel, "Eller en az 20 saniye sabunla yıkanmalı. Okuldan dönüşte, yemeklerden önce ve tuvalet sonrası mutlaka temizlik yapılmalı" dedi. Grip aşısının her sonbaharda yapılması gerektiğini belirten Demirel, "Astım gibi kronik hastalığı olan çocuklarda grip aşısı çok daha önemlidir" diye konuştu. Pnömokok, Hib ve RSV aşılarının da ciddi enfeksiyonlara karşı koruduğunu kaydetti. Ev ve okul ortamlarının düzenli havalandırılmasının şart olduğunu belirten Demirel, "Nem oranı yüzde 40–60 arasında olmalı. Kuru hava virüs yayılımını hızlandırıyor" ifadelerini kullandı. Sigara dumanının çocuklar için ciddi bir risk olduğuna da dikkat çekti. Salgın dönemlerinde maske kullanımının çocukları koruduğunu hatırlatan Demirel, "Alışveriş merkezleri ve toplu taşıma, bulaş riskinin en yüksek olduğu yerlerdir" dedi. Çocukların kat kat giydirilmesinin terleme ve üşümenin önüne geçtiğini söyleyen Demirel, soğuk havalarda atkı, bere ve eldiven kullanımının ihmal edilmemesi gerektiğini ifade etti. Bağışıklığı güçlendirmek hastalıklara karşı kalkan oluşturuyor Demirel, güçlü bağışıklığın kış hastalıklarının daha hafif atlatılmasını sağladığını belirterek şu önerileri paylaştı: "Dengeli beslenme: "C vitamini içeren meyveler, çinko kaynakları ve probiyotikler çocukların bağışıklığını ciddi şekilde destekler. Yeterli uyku: "Çocukların günde 10–12 saat uyuması gerekiyor. Fiziksel aktivite: "Soğuk havaya rağmen açık hava yürüyüşleri bağışıklığı artırır. Stres yönetimi: "Aile içi huzur ve hobi destekleri çocukların stresini azaltır. Düzenli kontroller: Alerji ve astım gibi durumların erken teşhisinin önemlidir." Uzm. Dr. Soner Demirel, ailelerin kış hastalıklarına karşı bilinçli olmasının çocukların sağlığını doğrudan koruduğunu belirterek uyarılarını yineledi.
09 Aralık 2025 Salı - 12:39
Orman ekosisteminde atıkların tehlikesi uygulamalı gösterildi
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nce düzenlenen Atıksız Gün Etkinliği’nde öğrenciler, orman ekosisteminde bırakılan atıkların yanıcılık seviyeleri, yangın başlangıç sebepleri ve doğru atık yönetimi konusunda uzmanlardan uygulamalı eğitim aldı. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Avrupa Birliği Hibe Programı kapsamında Doğu Akdeniz Araştırma Derneği iş birliğiyle yürüttüğü "Orman Yangınlarında Atıkların Rolü: Topluluk Temelli Farkındalık ve Çözüm Stratejileri" projesi kapsamında Atıksız Gün Etkinliği gerçekleştirildi. Atıkların yangınlara etkisini görünür kılan bilgilendirme ve uygulamalı atölyelerin düzenlendiği etkinlikte Kepez Ortaokulu öğrencileri, orman ekosisteminde bırakılan atıkların yanıcılık seviyeleri, yangın başlangıç sebepleri ve doğru atık yönetimi konusunda uzmanlardan bilgi aldı. Ayrıca program kapsamında geri dönüşüm temelli üretim çalışmaları ve toplu farkındalık uygulamaları yapılarak gençlerde çevresel duyarlılığın artırılması hedeflendi. "Gençlerde çevre sorumluluğu güçlendiriliyor" Verilen eğitim ve atölye çalışmaları sonrası gerçekleştirilen orman temizliği ile öğrencilere doğrudan uygulama alanı oluşturuldu. Öğrencilerle birlikte farklı atık türlerinin yangını tetikleme potansiyeline ilişkin ölçümler yapılırken, küresel ısınma ile birlikte yükselen sıcaklıkların riskleri nasıl artırdığına dikkat çekildi. "Küçük değişikliklerle büyük etkiler" Antalya Büyükşehir Belediyesi İklimlendirme ve Sıfır Atık Dairesi’nce üstlenilen etkinlikte Sıfır Atık ve Çevre Eğitim Şube Müdürü Fulya Koral, çeşitli atölyeler, oyunlar ve çalışmalarla farkındalığı artırmayı hedeflediklerine dikkat çekerek, "Atıksız bir yaşam için küçük değişikliklerle büyük etkiler de oluşturabiliriz. Öğrenciler burada tek kullanımlık ürünleri azaltmak, yeniden kullanmayı tercih etmek, geri dönüştürmeyi de alışkanlık haline getirmek gibi birçok çözüm üreten çalışmalarda yer alıyor" ifadelerini kullandı. Toplumsal farkındalık vurgusu Doğu Akdeniz Araştırma Derneği üyesi ve Orman Yangınlarında Atıkların Rolü: Topluluk Temelli Farkındalık ve Çözüm Stratejileri Projesi’nin koordinatörü olan Nurbahar Usta ise, "Orman atıkları sadece Türkiye için değil Dünya için de çok büyük bir sorun günümüzde. Bunu çözmek için de kurumsal olarak alınabilecek görevler neler, hangi kurumların iş birliği yapması gerekiyor bunları toplayarak iş akışı oluşturuyoruz" dedi. Öğrenciler hem eğlendi hem öğrendi Projeye katılım sağlayan öğrencilerden Kepez Ortaokulu 8’inci sınıf öğrencisi Özlem Aksoy, "Burada plastiğin ve diğer atıkların doğaya zararlarını, küresel ısınmanın etkilerini, ayrıca nesli tükenen hayvanlar hakkında bilgi aldık. Çeşitli deneyler yaptık, mikroskopla incelemeler yaptık ve birçok oyun oynadık. Hem birçok şey öğrendim hem de güzel hatıralar biriktirdim" diye konuştu.
09 Aralık 2025 Salı - 12:32
Antalyalılar güne sporla başlıyor: Sabah sporlarına yoğun ilgi
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin kent sakinlerinin güne daha dinç ve sağlıklı başlaması için düzenlediği sabah sporu etkinlikleri sürüyor. Karaalioğlu Parkı ve Konyaaltı Sahil Yaşam Parkı’nda gerçekleştirilen dersler, her yaştan sporsever tarafından yoğun ilgi görüyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Karaalioğlu Parkı ve Konyaaltı Sahil Yaşam Parkı’nda gerçekleştirdiği derslere, toplumun her kesiminden ve her yaştan sporsever katılım sağlıyor. Pazartesi ve Perşembe günleri sabah saat 08.30’da başlayan ve uzman eğitmenler eşliğinde verilen ücretsiz derslere katılan vatandaşlar, yaptıkları egzersizlerle birlikte günü daha zinde ve sağlıklı geçirmenin ayrıcalığını yaşıyor. Sabahın erken saatlerinde başlayan spor derslerine gelen vatandaşlar; ısınma, nefes, güçlenme, esneme egzersizleri ve farklı pilates türleriyle yaptıkları antrenman sayesinde ruhsal ve fiziksel anlamda tazelenme fırsatı yakalıyor. Haftada 2 gün yapılan sabah sporuna, isteyen her vatandaş katılım sağlayabiliyor, herhangi bir kayıt şartı bulunmuyor. Hatice Alptekin: "Toplumun her kesiminden vatandaş geliyor" Sabah sporuna katılım sağlayan vatandaşlardan Hatice Alptekin, sabah sporunun çok keyifli geçtiğini belirterek, "Haftada 2 gün buraya geliyoruz, çok memnunuz. Emekli olduğumdan beri buradaki sabah sporuna geliyorum. Ben astım hastasıydım. Bu sabah sporları sayesinde kendimi daha iyi hissediyorum. Hocalarımızdan da çok memnunuz, sağ olsunlar bizim yaşımıza uygun hareketler yaptırıyorlar. Burası olmasa başka yerde spor yapma şansımız yok. Salon ücretleri pahalı olduğu için burası bize çok fayda sağlıyor. Her kesimden insan gelebiliyor" dedi. Ahmet Hürsel: "Kendimizi zinde hissediyoruz" Bu hizmetin sağlıklı yaşam için çok faydalı olduğunu söyleyen Ahmet Hürsel ise, "Bu hizmetlerin bu şekilde devam etmesini istiyoruz. Burası sayesinde daha zinde hissediyoruz, nefes alış verişlerimiz bile düzeldi. Ağrılarımız azaldı. Sabahın erken saatlerinde spor yapmak çok güzel bir şey, kendimize geliyoruz. Uykumuz düzene girdi ve daha rahat uyuyabiliyoruz" diye konuştu.
09 Aralık 2025 Salı - 11:38
Patronlardan ortak mesaj: Güçlü lobi, sürdürülebilir büyüme, doğru planlama
Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır Antalya’nın sahip olduğu ekonomik büyüklüğün ötesinde kurumsal bir lobi gücüne sahip olduğunu vurgulayarak, "Özellikle oda ve borsalarımız gerek yerel ve ulusal gerek uluslararası düzeyde ciddi itibara ve referanslara sahip bulunmaktadır. Bu bireysel güçlerimizi birleştirip kentimiz ve sektörlerimiz için ortak hedeflere odaklarsak eminim kalıcı faydalar oluşturacağız. Bunu başarabilmemizin ilk adımı etkin, sık ve yaygın bir iletişim kurmamızdır" dedi. Antalya Oda ve Borsa Müşterek Toplantısı, Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır ev sahipliğinde yapıldı. Toplantıya Antalya TSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Manavgat TSO Başkanı Seydi Tahsin Güngör, Alanya TSO Başkanı Eray Erdem, Kumluca TSO Başkanı Fahri Özen, Kumluca Ticaret Borsası Başkanı Fatih Durdaş, Deniz Ticaret Odası Antalya Şube Başkanı Ahmet Çetin, oda ve borsa Meclis Başkanları ve Yönetim Kurulu üyeleri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, Antalya’nın ekonomik hayatına yön veren, kendi alanlarında deneyimli ve güçlü bir temsil yapısına sahip TOBB çatısı altındaki oda borsa başkanları ve yöneticileriyle bir araya geldiklerini belirterek, "Camiamızda görev yapan herkes, enerjisini, emeğini ve zamanını, kentine ve sektörüne gönüllü olarak vakfediyor. Bu gönüllü çaba, bizleri yormaktan çok gururlandırıyor. Çünkü kentimize ve vatanımıza olan aidiyet duygumuzu besliyor" dedi. "Üyelerimizin sesi ve sözcüsüyüz" Oda borsa başkanlarıyla TOBB’un kurul ve komisyonlarında birlikte çalıştıklarını kaydeden Çandır, "Sizleri ve üyelerimizi en iyi şekilde temsil ediyorlar. Antalya’mızın sorunlarını Ankara’ya taşıyarak çözüm arıyorlar. Bizler, oda ve borsalar olarak üyelerimizin sesi, sözcüsüyüz. Kanunlarla tanımlanmış görevimiz budur. İcra yetkisi hükümete aittir. Biz sahadan topladığımız sorunları ve çözüm önerilerini TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu üzerinden hükümetimize iletiyoruz. Pek çok alanda önemli destekler ve düzenlemeler hayata geçirildi, elbette hala çözülmesi gereken başlıklar var. Onlar için de çalışmaya devam ediyoruz" dedi. Müşterek toplantıları yalnızca bilgi paylaşmak için değil ortak dil, ortak hedefler ve ortak bir yön tayin etmek için düzenlediklerini belirten Çandır, "Müşterek toplantılar, yalnızca bir araya gelmeyi değil, birlikte hareket etme kültürümüzü güçlendirerek kentimizin ihtiyaçlarını ve ufkunu sürdürülebilirlik kriterleriyle değerlendirmemizi amaçlıyor. Çünkü Antalya’mız; hayatın doğal akışı içinde kendiliğinden büyümeye bırakılamayacak kadar potansiyeli yüksek bir kenttir. Ülkemizin dünyaya en açık ve vitrin kentleri arasında başı çekmektedir. Dolayısıyla ülkemizin aydınlık ve güçlü geleceğine ciddi katkı sağlayacak stratejik bir şehirdir. Bu değerlendirmeyle bakarsak kentimizin kaynaklarını, üretimini ve büyümesini ortak akılla, kapsayıcı bir anlayışla hep birlikte yönetmeliyiz" diye konuştu. Antalya’nın sahip olduğu ekonomik büyüklüğün ötesinde kurumsal bir lobi gücüne sahip olduğunu vurgulayan Başkan Ali Çandır, "Özellikle oda ve borsalarımız gerek yerel ve ulusal gerek uluslararası düzeyde ciddi itibara ve referanslara sahip bulunmaktadır. Bu bireysel güçlerimizi birleştirip kentimiz ve sektörlerimiz için ortak hedeflere odaklarsak eminim kalıcı faydalar oluşturacağız. Bunu başarabilmemizin ilk adımı etkin, sık ve yaygın bir iletişim kurmamızdır. Müşterek toplantılarımız, diğer faydalarının yanı sıra bu ilk adıma da ciddi katkı sağlıyor diye düşünmekteyim" dedi. "Ekonomide rekabet sertleşiyor" Ekonomiyle ilgili değerlendirmede bulunan Başkan Ali Çandır, 2003-2017 döneminde gittikçe yükselen bir küreselleşme ve serbest ticaret iklimi yaşandığını, sonraki dönemde ise gümrük tarifeleri savaşı, içe kapanma ve nispi olarak yurtiçi ekonomik faaliyetlerle büyümeye doğru bir eğilim gösterdiğini, yakın gelecekte de bu eğilimin devam etmesinin beklendiğini ifade etti. Dünya ticaretinin dünya GSYH’na oranının son iki yılda yüzde 63’ten yüzde 57’ye gerilediğini, bu rakamın artık küresel ticaretin eskisi kadar açık ve serbest olmadığını gösterdiğini belirten Çandır, "Korumacı politikalar yükseliyor, rekabet sertleşiyor ve her ülke kendi üretimini koruma eğilimini artırıyor. Korumacı tedbirlerin en büyük sonucu da doğrudan dış ticaret dengesinde görülüyor. Dünyada en büyük dış ticaret açığını veren ABD, 2024 yılında, 600 milyar dolar açıktan 200 milyar dolar açığa düşmüş yani açığını yüzde 70 azaltmıştır. Aynı dönemde ülkemizde ise 106 milyar dolar açık 82 milyar dolar açığa düşmüş. Yani yüzde 23 azalmıştır. Bu halimizle açık azaltma eğilimine üçte bir kadar uyumlu olabilmişiz. Mutlak surette açık azaltma eğilimine uyum katsayımızı artırmalıyız. Bunu sürdürülebilir hale getirmenin temel yolu, ihracat artışını ithalatın çok üzerine çıkarmaktan geçiyor" değerlendirmesinde bulundu. "Çin’e karşı kapsamlı ve güçlü bir politika oluşturmamız gerekiyor" Dünya ekonomisinde Hindistan’ın parlayan yıldız olduğunu belirten ATB başkanı Ali Çandır, "Çin tehlikesine" dikkat çekti. Türkiye’nin Çin ile ticaretiyle ilgili bilgi veren Çandır, Türkiye’nin 1 dolarlık ihracatına karşılık Çin’den 13,2 dolarlık alışveriş yapıldığını belirtti. Türkiye’nin toplam cari açığının yüzde 59’unun Çin’den kaynaklandığını vurgulayan Çandır, "Avrupa ve Ortadoğu’ya yaptığımız ihracata baktığımızda Çin’in maliyet avantajı ile bizim ihraç ettiğimiz yüzde 21’lik mallar risk altında. Yani onların buraya girmesi durumunda yaklaşık 42 milyar doları kaybetme riskiyle karşı karşıyayız" dedi. Devletin politikası olarak Çin’de şirketlerin kar etme gibi bir derdinin olmadığını söyleyen Çandır, "Git, yayıl, kapsa, yok et politikasıyla çalışıyorlar. Çin’deki firmaların yüzde 23’ü 2024 yılında zarar beyan etmiş. Bizde yılardır ilk 500’deki firmamızın zararda olan payı yüzde 10’u geçmemiştir. Çin’de bankaların yüzde 80’i uzun vadeli ucuz kredi veriyor, bizde bu oran yüzde 45" diye konuştu. Çin’e karşı bir strateji geliştirilmesi gerektiğini kaydeden Çandır, "Bizde birazcık Çin kolaycılığı var. Bu konuda ülkemizin acilen bir strateji geliştirmesi lazım. Ülke olarak Çin’e karşı kapsamlı ve güçlü bir politika oluşturmamız gerekiyor" dedi. "İthalatın büyümeyi artırdığı bir yapı sürdürülebilir değildir" 2024’te en yüksek büyümenin yüzde 5,3 ile ilk çeyrekte görüldüğünü, yılın geri kalanında büyümenin yüzde 3’ün altına gerilediği, son çeyrekte ise 3,7’lik bir büyüme yaşandığını belirten Çandır, "Ancak ithalatın büyümeyi artırdığı bir yapı sürdürülebilir değildir. Üretim gücü artmadan, ihracat gücünün kalıcı olarak yükselmesi de mümkün görünmüyor. Bu noktada Antalya yalnızca bölgesel değil, ulusal bir role sahiptir. Çünkü Antalya, tarımı, turizmi, ticareti ve ihracatı birlikte taşıyan ender kentlerden biridir" diye konuştu. Antalya’nın, tarımda güçlü bir üretim altyapısına sahip olduğunu, 1995–2023 döneminde tarım alanları yüzde 22 daralmış olsa da örtüaltı üretimin yüzde 479 arttığını kaydeden Çandır, "Türkiye’nin örtüaltı sebzesinin yarısı, Antalya’da üretiliyor. Tarım sektörümüzdeki çeşitlilik, yoğunluk ve üretim gücü yalnızca Antalya için değil, Türkiye’nin gıda güvenliği ve dış ticareti için de stratejik bir değer taşımaktadır. Ancak bu gücü taşıyan alanlar kontrolsüz ve plansız büyümenin baskısı altındadır" dedi. "Doğamız, suyumuz ortak sermayemiz" Antalya’nın suyu bol sanılan ancak kuraklık baskısı Türkiye ortalamasının üzerinde olan bir kent olduğunu belirten Çandır, "Tarım, turizm ve kentleşme aynı su kaynağını paylaşıyor. Nüfus artışı ve göç ile birlikte su kaynakları üzerindeki baskı giderek büyüyor. Bu nedenle su yönetimi artık sadece teknik bir altyapı meselesi olmaktan çıkmıştır. Antalyalı üreticinin, turizmcinin, yatırımcının ve bu şehirde yaşayan her vatandaşın geleceğini belirleyen bir ekonomik mesele haline gelmiştir. Biz ekmeğimizi bu topraklardan kazanıyoruz; başka Antalya yok. Bu kentin toprağı, suyu ve doğası hepimizin ortak sermayesidir. Bu sermaye korunmadığında üretim zayıflar; üretim zayıfladığında ihracat, turizm ve ticaret de güç kaybeder" dedi. "Lobi gücümüzü ortaklaştırmalıyız" Antalya’nın yıllardır kendi akışına bırakıldığı ölçüde büyüdüğünü, ancak artık akışına bırakarak büyüme döneminin bittiğini söyleyen Başkan Çandır, şunları kaydetti: "Antalya’yı korumak aynı zamanda Antalya’nın ekonomik geleceğini korumaktır. Bu nedenle, suyumuzu ve topraklarımızı korumak için bir politikaya ihtiyacımız var. Dış ticarette avantajlı olduğumuz alanlara odaklanmalıyız. Lobi gücümüzü ortaklaştırmalıyız. Antalya’mız yıllardır kendi akışına bırakıldığı ölçüde büyüdü. Ancak artık akışına bırakarak büyüme dönemi bitti. Tarımda ve turizmde birer başarı hikayesi yazdık. Şimdi bir taraftan bu iki sektörümüzü geliştirmeye diğer taraftan da kentimizin karakterine uygun yeni bir de başarı hikayesi oluşturmaya odaklanmalıyız. Antalya’yı korumak, yönetmek ve geleceğine yön vermek için ortak akla dayalı güçlü bir yönetişimi hep birlikte hayata geçirmeliyiz." "Antalya’nın kaybedecek zamanı yok" ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, dünyadaki her gelişmenin turizm ve tarım üzerinde belirleyici olduğunu ve Antalya’yı doğrudan etkilediğini ifade etti. Küresel ekonominin içe kapanmaya yöneldiğini ve korumacı politikaların arttığını kaydeden Hacısüleyman, "Dünyada korumacı politikalar artıyor, gümrük vergileri yükseliyor. Malların ve hizmetlerin serbest dolaşımının kısıtlanması bizlere şu soruyu daha fazla sorduruyor: Antalya olarak ne üretmeli ve ürettiğimizi nereye satmalıyız? Bu kapsamda sizleri 2050 Antalya Vizyonu üzerine birlikte düşünmeye davet etmek istiyorum. Hafta sonunda düzenleyeceğimiz beyin fırtınası ve arama konferansında ‘2050’de Antalya’yı nerede görmek istiyoruz?’ sorusunun yanıtını birlikte oluşturmayı hedefliyoruz. Sonuçları tekrar değerlendirmek üzere aynı şekilde ortak bir zeminde buluşabiliriz" dedi. Manavgat TSO Başkanı Seydi Tahsin Güngör, dünya, ülke ve bölge ekonomisine değinerek Antalya olarak ülke ekonomisine çok büyük katkılar sağladıklarını bununla birlikte "ortak akıl" ve "birlikte hareket" duygusu ile Antalya lobisinin daha güçlü inşa edilmesi gerektiğini vurguladı. Alanya TSO Başkanı Eray Erdem, Antalya’nın turizmde büyük bir katma değer oluşturmasına rağmen bunun karşılığını alamadığını belirterek, "Lobi gücümüz zayıf. Hak ettiğimizi almak için daha güçlü bir duruş sergilemeliyiz" dedi. Kumluca TSO Başkanı Fahri Özen, plansız tarım üretiminin büyük kayıplara neden olduğunu belirterek, "Yayla seracılığı kontrolsüz büyüyor. Üretimde devlet destekli bir model oluşturulmalı" ifadelerini kullandı. Kumluca TB Başkanı Fatih Durdaş, Antalya’nın 1 milyar doları aşan tarımsal ihracata rağmen küresel ısınma ve su krizinin üretimi tehdit ettiğini söyledi. Durdaş, tarımın sorunlarının çözülmesi halinde ihracatta ciddi artış kaydedileceğini kaydetti. DTO Antalya Şube Başkanı Ahmet Çetin, deniz turizminin Antalya’ya büyük katkı sağladığını, ancak sektörün yeterli destek alamadığını, kredilerden yeterince faydalanamadıklarını ifade etti. Toplantıda söz alan oda borsa meclis başkanları ile yönetim kurulu üyeleri, sektörlerindeki gelişmeleri anlatarak Antalya’nın lobi gücünü artırması gerektiğini dile getirdi. Katılımcılar, Antalya’nın büyüme potansiyelinin korunması, su ve toprak yönetiminin güçlendirilmesi, doğru planlama yapılması yönünde görüş bildirdi. Tarımdan turizme, sanayiden denizciliğe bir çok sektörü kapsayan Antalya ekonomisinin konuşulduğu toplantıda, birlikte hareket etme kültürünün önemi vurgulandı. Antalya’nın ihtiyaçları ve gelecek beklentilerinin sürdürülebilirlik kriterleriyle değerlendirildiği toplantıda, Antalya’nın ülkenin güçlü geleceğine ciddi katkı sağlayacak stratejik bir şehir olduğu vurgulandı.
09 Aralık 2025 Salı - 11:36
Kasım ayında geri dönüşüme katkıda şampiyon Konuksever oldu
Antalya’da Muratpaşa Belediyesi’nin 9’uncu yılını tamamlayan sıfır atık projesi Çevreci Komşu Kart’ta geri dönüşüme en çok katkıda bulunan mahalle kasım ayında yeniden Konuksever oldu. Konuksever’i Yeşilbahçe ve Etiler mahalleleri takip etti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen ‘Sıfır Atık’ projesinin temelini oluşturan Çevreci Komşu Kart, Muratpaşa Belediyesi tarafından Nisan 2016’da iki mahallede pilot uygulama olarak başlatıldı. Elde edilen başarının ardından proje, kısa sürede tüm Muratpaşa’ya yayıldı. Kasım ayında cam, kağıt, plastik ve metal atıklardan oluşan 56 bin 68 kilogram ambalaj atığı Muratpaşa ilçe sakinlerinin evlerinden toplandı. İlçe sakinleri, atmayıp biriktirdikleri bu atıklar karşılığında 77 bin 387 lira gelir elde etti. Muratpaşa Belediyesi’nin, ev ekonomisine ek kazanç sağlayan Çevreci Komşu Kart Projesi’yle 2016’dan bu yana toplanan toplam geri dönüştürülebilir atık miktarı 25 milyon 393 bin 554 kilograma ulaşırken projenin ilçe sakinlerine sağladığı kazanç ise 12 milyon 742 bin 476 liraya yükseldi. Çevreci Komşu Kart’ta kasım ayında geri dönüşüme en çok katkıda bulunan mahalle sıralamasında ise Konuksever yeniden zirveye yükseldi. Konuksever, 5 bin 904 kilogram atıkla kasım ayı şampiyonu olurken, 3 bin 896 kilogram atıkla Yeşilbahçe Mahallesi ikinci sıraya, 3 bin 494 kilogram atıkla Etiler Mahallesi üçüncü sıraya yerleşti.
09 Aralık 2025 Salı - 10:37
Akdeniz Üniversitesi, UI GreenMetric’te 119 basamak birden yükseldi
Akdeniz Üniversitesi, dünyanın en prestijli sürdürülebilirlik endekslerinden biri olan UI GreenMetric 2025 sıralamasında 119 basamak birden yükselerek dünya genelinde 424’üncü sıraya yerleşti. Dünya üniversitelerinin sürdürülebilirlik performansını altyapı, enerji, su yönetimi, atık, ulaşım ve eğitim gibi kapsamlı çevresel kriterler üzerinden değerlendiren prestijli bir uluslararası endeks olan UI GreenMetric’in 2025 sonuçları açıklandı. UI GreenMetric 2025 Dünya Üniversite Sıralamasında 105 ülkeden bin 745 üniversite değerlendirildi. Sonuçlara göre Akdeniz Üniversitesi dikkat çekici bir başarıya imza atarak sıralamada 119 basamak birden yükseldi ve dünya üniversiteleri arasında 424’üncü sıraya yerleşti. "Sürdürülebilir kampüs hedefine yönelik güçlü ilerleyiş" Çevreye duyarlı, sürdürülebilir bir kampüs hedefi doğrultusunda kararlılıkla ilerleyen Akdeniz Üniversitesi, yerleşkesi 1 milyon 750 bin metrekareden büyük kampüsler arasında dünya genelinde 145’inci, kampüs nüfusu 15 binin üzerinde olan üniversiteler arasında ise 214’üncü sırada yer alarak küresel ölçekte rekabet gücünü bir kez daha gösterdi.
09 Aralık 2025 Salı - 10:25
Manavgat’ta motosikletlilerin kask ve eldiven kullanım oranı yüzde 90
Antalya’nın Manavgat ilçesinde yapılan denetimlerde motosiklet sürücülerinin kask ve eldiven kullanım oranı yüzde 90 olarak tespit edildi. Manavgat’ta Trafik Denetleme Büro Amirliği ekipleri tarafından yapılan motosiklet denetimlerinde sürücülerin yeni yönetmeliğe büyük oranda uyum sağladığı gözlendi. 4 Kasım 2025 tarihli ve 33067 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren düzenleme ile bisiklet, elektrikli bisiklet, motosiklet ve üç tekerlekli motosiklet sürücüleri ile yolcuların kask, koruyucu eldiven ve koruma gözlüğü takması zorunlu hale getirilmişti. Manavgat’ın farklı noktalarında gerçekleştirilen denetimlerde kask ve eldiven kullanım oranı yüzde 90 olarak ölçüldü. Antalya Caddesi eski kaymakamlık konağı önünde yapılan uygulamada 100’ün üzerinde motosiklet durduruldu. Sadece iki sürücünün kask takmadığı belirlenirken, bu kişilerin sürücü belgesinin de bulunmadığı tespit edildi. Denetimlerde motosikletlerden birinde plakanın takılı olmadığı da görüldü. Kural ihlali yapan 2 sürücüye toplam 63 bin 716 TL para cezası uygulanırken, sürücüler kasksız ve belgesiz trafiğe çıkmamaları konusunda uyarıldı.
09 Aralık 2025 Salı - 09:58
Kepez Belediyesi’nde personele solunum sağlığı eğitimi verildi
Kepez Belediyesi, "Yaşlı Dostu Kepez Projesi" kapsamında personeline yönelik düzenlediği eğitim programlarının ikincisinde solunum sağlığına odaklandı. "Yaşlı Dostu Kepez Projesi" ile yaşlı bireylerin yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen Kepez Belediyesi, hizmet sunan personelin farkındalığını geliştirmek amacıyla Kebya Akademi çatısı altında düzenlediği eğitimlere devam ediyor. Programın ikinci eğitiminde, "Nefesine Sahip Çık" başlığı altında solunum sağlığı ve yaşlılıkta karşılaşılan solunum sorunları ele alındı. Eğitimin konuşmacısı Göğüs Cerrahisi ve Fonksiyonel Tıp Uzmanı Op. Dr. Rüya Acaroğlu oldu. Kepez Belediyesi Meclis Salonu’nda gerçekleşen eğitime belediye personeli yoğun ilgi gösterdi. Dr. Acaroğlu, yaşlılık döneminde solunum kapasitesinin azalması, kronik akciğer hastalıkları, nefes darlığı yönetimi ve günlük yaşamda nefes kalitesini artırmaya yönelik uygulanabilir teknikler hakkında kapsamlı bilgiler verdi. Eğitimde ayrıca yaşlı bireylerle çalışırken doğru nefes eğitimi, panik anlarında uygulanabilecek nefes kontrol yöntemleri ve kişinin kendi solunum sağlığını korumasına yönelik koruyucu yaklaşımlar anlatıldı. Eğitime katılan personel, yaşlı bireylerde sık karşılaşılan solunum güçlüklerine nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda hem bilgi hem de uygulamalı ipuçları edindi. Program sonunda Dr. Acaroğlu, erken farkındalık ve doğru yönlendirmenin yaşlılarda solunum sağlığı açısından hayati önem taşıdığını vurguladı. Kepez Belediyesi, "Yaşlı Dostu Kepez Projesi" kapsamında farklı konu başlıklarıyla planlanan eğitimleri düzenli olarak sürdürecek. Böylece hem personelin uzmanlığı artırılacak hem de ilçedeki yaşlı bireylere sunulan hizmetlerin niteliği her geçen gün daha da güçlenecek.
09 Aralık 2025 Salı - 09:47
Hamam böceği yedirilen gencin dosyasında karar: Yağmadan beraat, hürriyeti tehditten 6 yıl 12 ay ceza
Antalya’da 23 yaşındaki Vedat Kurt’a çalıştığı iş yerinde üç gün boyunca işkence yapıldığı iddiasıyla yargılanan 4 sanığın davasında karar açıklandı. Mahkeme, yağma suçundan beraat kararı verirken, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan her bir sanığa 6 yıl 12 ay ceza verdi. Vedat Kurt, yaşadığı Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinden çalışmak için 2020 yılında Antalya’nın Kepez ilçesindeki sanayi sitesine geldi. Yaklaşık 10 ay aynı iş yerinde çalışan Kurt, iddiaya göre maaşını eksik almaya başladı. Maaşını talep ettiğinde olumsuz yanıt alan Kurt, birikmiş alacağı 70 bin liraya karşılık iş yerindeki masada bulunan patronuna ait 15 bin lirayı alarak İstanbul’a gitti. Kendisine ulaşamayan iş yeri sahiplerinin ailesine ulaşması üzerine Kurt’un ağabeyleri, aldığı parayı geri götürmesini istedi. Kurt, Antalya’ya dönerek aldığı 15 bin lirayı iş yeri sahiplerine teslim etti. İddiasına göre iş yerinde A.T., O.T., S.T. ve A.A. tarafından depoya kilitlenerek sandalyeye bağlanan genç, 3 gün boyunca işkenceye maruz kaldı. Dişleri kırılan, vücudunda kesikler oluşan Kurt’un elleri ve kolları bağlandı, hamam böceği yedirildi. Şüpheliler, yaptıkları işkenceyi cep telefonuyla da kaydetti. Daha sonra iş yerinden kaçan Kurt, şüphelilerin cep telefonundaki işkence görüntülerine ulaşarak, şikayetçi oldu. Bilirkişi raporu: Fotoğraf ve video kayıtları bulundu Açılan davada Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, sanıklardan S.T.’ye ait olduğu belirlenen cep telefonu ve kopya disklerde yapılan incelemede "DCIM/RESTORED" klasöründe 19 fotoğraf ve bir video bulunduğu, görüntülerin 13-14 Ekim 2020 tarihli olduğu, konum bilgilerinin de Kurt’un çalıştığını söylediği iş yeriyle örtüştüğü belirtildi. Raporda ayrıca video kaydının transkriptinde Kurt’a "Hırsızlık yaptım, uyuşturucu içtim" gibi sözlerin söylettirildiği ve videodaki seslerin sanığın WhatsApp yazışmalarındaki seslerle benzer olduğu ifade edildi. Antalya 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasına başka hükümden tutuklu sanık S.T., SEGBİS üzerinden katılırken diğer sanıklar A.T., O.T. ve A.A.’nın müdafileri salonda hazır bulundu. Savcı, bir önceki celsede sunduğu mütalaayı tekrar etti. Duruşmada söz verilen katılan Vedat Kurt, "Karakolda alınan ifadelerin ve fezlekelerin kontrol edilerek adaletli bir karar verilmesini talep ediyorum. Ayrıca celse arasında dilekçe sundum. İçeriğini tekrar ediyorum. Şikâyetçiyim" dedi. "Fotoğraflarını ben çekmiş olabilirim" Sanık S.T., savunmasında suçlamaları kabul etmeyerek, "Ben mütalaayı kabul etmiyorum. Her ne kadar suçu kabul ettiğime ve katılanı A. ile birlikte darp ettiğimize yönelik dilekçe yazmışsam da doğru değildir. Bu olay nedeniyle tutuklanınca O.T. ve A.T.’nin yönlendirmesiyle daha önceden yazılmış dilekçeyi imzaladım. Kendileri o zaman ‘Sen suçu üstüne al, bizim işimiz gücümüz var, sana bakarız’ demişlerdi. Ben suçlamaları da kabul etmiyorum. Ben Vedat Kurt’a yönelik herhangi bir suç işlemedim. Ancak benim bulunduğum ortamda diğer 3 sanık onu darp etti. Vedat Kurt’un fotoğraflarını ben çekmiş olabilirim. O kısmı tam olarak hatırlamıyorum" dedi. Sanık avukatları, müvekkillerinin suçlamalarla ilgisi olmadığını savunarak benzer beyanlarda bulundu. Sanık A.T.’nin müdafii, "Katılanın yağmaya ilişkin zararı bulunmamaktadır. Sadece telefonun gasp edildiğini beyan etmektedir. Tanık J.’nin beyanlarından da anlaşılacağı üzere olaya ilişkin telefon da gasp edilmemiştir. Telefon katılandadır, tamir için J.’ye vermiştir" derken, Sanık O.T.’nin müdafii, "İlk olay tarihinde katılan olaylardan sonra 5-6 ay yine aynı iş yerinde çalışmış. Sonra 1 yıl ortadan kaybolmuş ve sonrasında şikayetçi olmuştur. Madem olay oldu iş yerine tekrar delil elde etmek için döndüyse neden şikayetçi olmak için iş yerinden tekrar ayrıldıktan sonra 1 yıl beklemiştir" ifadelerini kullandı. Sanık A.A.’nın müdafii ise, "Müvekkil suç istinadına iştirak etmemiştir. Katılanın aşamalarda pek çok defa şikayet başvurusu ve ifadesi alınmış olup hiçbir aşamada kendisi müvekkilden şikayetçi olmamıştır. Beraat talep ediyoruz" dedi. Sanık avukatlarının son sözlerinin ardından mahkeme, sanıklar hakkında yağma suçundan beraat kararı verirken, TCK’nın 109. maddesi kapsamında sanıklar A.T., O.T., S.T. ve A.A.’nın ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan ayrı ayrı 6 yıl 12 ay ceza ile cezalandırılmasına hükmetti. Mahkeme, verilen hapis cezalarının infazı sırasında sanıkların gözaltında ve tutuklu kaldıkları sürelerin toplam cezadan düşülmesine, kararın istinaf yoluna açık olduğunu ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına hükmetti. "İstinafa taşıyacağız" Duruşma sonrası açıklama yapan Vedat Kurt, "Kararda şahıslar yağma suçundan beraat ettiler. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan da 6 yıl gibi bir ceza aldılar. Ayrıyeten bir tanesi silahla beni tehdit ettiği için artı olarak 3 yıl 1 ayda oradan ceza verildi. Yalnız yağma suçunun köreltilmesi ve ortadan kaldırılması, beraat verilmesi gerçekten bu hukuka aykırı bir şey. Bu süreci biz zaten istinafa taşıyacağız, inşallah umarım adalet yerini bulur. Ben kimseden fazla bir şey istemiyorum. Hakkı neyse onun yapılmasını hakka hukuka aykırı olmadan adaletli bir karar verilmesini talep ediyorum" dedi.
09 Aralık 2025 Salı - 09:47
Motosikletler kavşakta çarpıştı, 2 kişi yaralandı: Kaza anı kamerada
Antalya’nın Manavgat ilçesinde motosiklet ile motorlu bisikletin çarpışması sonucu meydana gelen kazada iki motosikletin çarpışması sonucu 2 kişi yaralandı. Kaza anı ise güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Kaza; Manavgat ilçesi Aşağı Hisar Mahallesi Mithatpaşa Caddesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre. Demokrasi Bulvarı’ndan Hisar Caddesi istikametine seyir halindeki İsmail T.’nin kullandığı 07 AYH 503 plakalı motosiklet ile Güllük Caddesi istikametine gitmekte olan Ümmü U.’nun kullandığı 07 BVM 167 plakalı motosiklet ile çarpıştı. Güvenlik kamerasına saniye saniyesine yansıyan kazada motorlu bisiklet sürücüsü İsmail T. ile motosiklette yolcu olarak bulunan Büşra A. yaralandı. 112 sağlık ekiplerinin olay yerindeki müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırılan yaralıların hayati tehlikelerinin bulunmadığı öğrenildi.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder