Yerel Haberler
Antalya
Muhittin Böcek ek ifadesini verdi 19 Aralık 2025 Cuma - 12:49:11 Antalya Büyükşehir Belediyesine yönelik "rüşvet" ve "yolsuzluk" soruşturması kapsamında tutuklanan Muhittin Böcek ek ifade verdi. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan ve Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan tutuklu Muhittin Böcek, oğlu Mustafa Gökhan Böcek, gelini Zuhal Böcek ile F.A. H.T.A, S.E. ve M.O.K.’nin ek ifadelerine başvuruldu. Antalya Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’nda ek ifade veren Muhittin Böcek, tutuklandığı dönemde suç isnadı olarak eski gelini Z.K’ye daire geçişi ve seçim propaganda çalışmaları için bir şirkete Y. Y. tarafından para ödenmesi iddialarının mevcut olduğunu hatırlattı. 5 aylık tutukluluk sürecinde tespiti yapılan benzer nitelikteki iddiaların hepsinin şahsına başlıklar halinde anlatıldığını aktaran Böcek şunları söyledi: "Yargılama aşamasında beyan veren şahıslarla da yüzleşerek gerekli savunmamı sözlü ve avukatlarım aracılığıyla yazılı bir şekilde yapacağım. Bu hususlarla ilgili üzerime atılı suçlamalarda doğrudan ve kasıtlı bir eylemim kesinlikle söz konusu değildir. Büyükşehir Belediyesinin insan ve ekonomik gücü düşünüldüğünde alt personellerin yapmış olduğu eylemlerden haberdar olmam beklenemez. Şahsımla ilişkilendirilecek eylemlerle ilgili beyan ettiğim üzere yargılama aşamasında detaylı savunmamı yapacağım. Şahsımla ilişkilendirilen hususlar hakkında bilgi sahibi oldum ancak belirttiğim üzere alt seviyede görevli bürokratların benim adımı kullanarak maddi menfaat ya da suça bulaşmışlarsa da diyecek bir hususum bu konuda yoktur. Bu konuda bir denetim ihmali yaptığımı da düşünmüyorum. Yine mülkiye başmüfettişliğince düzenlenen ve düzenlenmeye devam eden tevdi raporlarıyla ilgili her zaman ifade vermeye hazırım. Bu aşamaya kadar mülkiye başmüfettişliğinden istenilen yazılı savunmalarımı verdim. Burada yapılacak tespitler ya da ihmalim olduğu değerlendirilirse yine mahkeme huzurunda savunmamı yapmaya hazırım ancak iştirak şirketleri üzerinden bürokratların yüksek ihmallerinin de benimle ilişkilendirilmemesi gerektiğini düşünmekteyim. Her ne kadar belediyeyle de ilişkili olsa bu şirketlerin çoğunun ayrı ve bağımsız yönetim kadroları vardır. Süreç ilerledikçe bu hususlarla ilgili tespitlerde tarafımıza ulaşacaktır." Böcek ifadesinin devamında şu ifadeleri kullandı: "İçeriklerini tam olarak bilmemekle birlikte 6 mazbata sahibi bir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak çeşitli iş insanlarıyla doğrudan iletişim kurup bunlardan belirtilen miktarda para talep ettiğim ya da oğlumu yönlendirdiğime ilişkin beyanların hiçbirisini kabul etmiyorum. Çünkü 1994 yılından beridir üst düzey kamu hizmeti yürütmekteyim. Bu hizmetlerimde ailemden de gelen ve nesil olarak Antalya’nın yerlisi bir kişi konumundayım. Ailemin ve benim maddi mal varlığı durumum ortadadır. Bir şekil belediyeyle iş ilişkisi içerisinde olan bu şahısların kişisel mal varlığım karşısında iddia ettiği rakamlara tenezzül edecek bir kişi değilim. Yine oğlum da doğduğu andan itibaren beni belediye başkanı olarak bilmektedir. Soruşturmanın nihayete gelindiğinin bildirilmesi, toplanan deliller ve delil karartma şüphem olmadığını düşünerek kullandığım ilaç sayısı ve sağlık durumumda göz önüne alınarak bu aşamada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmayı talep ediyorum."
19 Aralık 2025 Cuma - 11:46 Arı ürünlerine alerjisi olanlara ’propolis’ uyarısı Beslenme ve Diyet Uzmanı Mehmet Refik Sezgin, propolisin özellikle ağız ve cilt sağlığında faydalar sunduğunu ancak bilinçsiz kullanımın alerjik reaksiyonlara yol açabileceğini söyledi. Sezgin, kozmetik alanda kullanılan propolis ürünlerinde de cildin yenileme etkisinin olmadığını da belirterek, "Yarayı sakinleştirmesi ve rahatlatması açısından uçuk gibi bazı durumlarda yardımcı olabiliyor ama ’Ben bunu sürdüm cildimi yeniledim’ kısmında işe yaramıyor. Alerjik cilt reaksiyonu olan kişilerde alerjen bölgeye sürüldüğünde bu alerjiyi daha da fazla arttırabildiğine dair veriler var" dedi. Memorial Sağlık Grubu Medstar Antalya Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Mehmet Refik Sezgin, propolis hakkında açıklamalarda bulundu. Diyetisyen Sezgin, propolisin doğanın güçlü arı ürünlerinden biri olduğunu belirterek, "Propolis, baktığımızda doğanın güçlü ürünlerinden bir tanesi. Sağlık için kullanım alanlarıyla ilgili çok sayıda klinik çalışma bulunuyor" dedi. Propolisin özellikle çocuklar ve yetişkinlerde ağız sağlığı açısından değerli bir ürün olduğuna dikkati çeken Sezgin, "Ağız içi yaralar, aftlar ve mukozal problemler üzerinde etkili olduğunu biliyoruz. Aynı zamanda ağız içindeki mikrobiyal dengeyi düzenlemeye yardımcı oluyor" ifadelerini kullandı. Çocukluk çağında plak oluşumunu azaltabildiğine dair veriler bulunduğunu aktaran Sezgin, uçuk tedavisinde de propolisin destekleyici olarak kullanıldığını belirterek, "Uçuklarda hem lezyonun iyileşmesi hem ağrının hafifletilmesi hem de kabuklanmanın azaltılması için tercih edilebiliyor" diye konuştu. "Kullanım mutlaka uzman kontrolünde olmalı" Propolisin kullanımında mutlaka uzman görüşü alınması gerektiğini vurgulayan Dyt. Sezgin, "Ağız sağlığı için kullanılacaksa diş hekimi, çocuklarda ise aynı zamanda pediatrist kontrolü mutlaka olmalı" uyarısında bulundu. "Alerji riskine dikkat" Propolisin her birey için uygun olmayabileceğini ifade eden Sezgin, dermatoloji rehberlerinde arı ürünlerinin uyarıcı olarak yer aldığını hatırlatarak, "Herhangi bir arı ürününe alerjisi olan kişilerde propolis de ciddi reaksiyonlara yol açabilir" dedi. "Ben bunu sürdüm cildimi yeniledim kısmında işe yaramıyor" Cilt ve dermokozmetik alanlarda erken evre sivilcelerde antibakteriyel özelliği sayesinde kullanılabildiğini ancak sınırlı etkisi olduğunu kaydeden Sezgin, "Yarayı sakinleştirmesi ve rahatlatması açısından uçuk gibi bazı durumlarda yardımcı olabiliyor ama ’Ben bunu sürdüm cildimi yeniledim’ kısmında işe yaramıyor. Alerjik cilt reaksiyonu olan kişilerde alerjen bölgeye sürüldüğünde bu alerjiyi daha da fazla arttırabildiğine dair veriler var. Bala karşı hassasiyeti varsa zaten bu gıdalardan uzak durulmasını istiyoruz. Çünkü bu da bir arı ürünü bunu bir arı üretiyor. Dolayısıyla bunu kullananda ciddi anlamda sıkıntılarla karşılaşabiliyoruz" değerlendirmesinde bulundu. Bala ve diğer arı ürünlerine hassasiyeti olan kişilerin propolisten uzak durması gerektiğini vurgulayan Sezgin, bilinçsiz kullanımın ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini sözlerine ekledi.
Antalya’da 5 aylık bebeğin ölümüyle ilgili iddianame hazırlandı
11 Aralık 2025 Perşembe - 22:32 Antalya’da 5 aylık bebeğin ölümüyle ilgili iddianame hazırlandı Antalya’da Sevgi Evleri Yetiştirme Yurdu’nda 5 aylık bebeğin, beşiğe sıkışarak hayatını kaybetmesiyle ilgili 2 bakıcı hakkında ’taksirle ölüme neden olma’ suçundan iddianame düzenlendi. İddianamede, bebeğin dört saat boyunca kontrol edilmediği ve beşik-yatak uyumsuzluğunun personel tarafından bilindiği belirtilerek, iki bakıcının eylemlerinin ‘taksirle ölüme neden olma’ ve bunun bilinçli şekline ilişkin hükümler kapsamında değerlendirilerek cezalandırılması talep edildi. Olay, 30 Temmuz 2025 tarihinde Muratpaşa ilçesi Gebizli Mahallesi’nde bulunan Antalya Valiliği Çocuk Evleri Sitesi Müdürlüğü’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, koruma altında bulunan 5 aylık Arda D.D. isimli bebek, görevliler tarafından kurum içerisindeki yatağında hareketsiz bulundu. Bebeğin nefes almadığını fark eden görevliler kendi imkanlarıyla Arda bebeği hemen en yakın özel bir hastaneye götürdü. Burada doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamayan Arda D.D. isimli bebek hayatını kaybetti. Küçük bebeğin cansız bedeni kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Antalya Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. 5 aylık bebeğin ölümünün ardından, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianameye göre, 30 Temmuz 2025’te Antalya Sevgi Evleri Yetiştirme Yurdu’nda kalan 5 aylık Arda bebek, uyuduğu sırada ’yatağın beşiğe küçük gelmesi sonucu oluşan boşluğa sıkıştı’ ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Antalya Adli Tıp Grup Başkanlığı’nın otopsi raporunda, bebeğin ölümünün ’baş-boyun bölgesinin boşluğa sıkışmasına bağlı havasız kalma sonucu meydana geldiği’ tespit edildi. 4 saat boyunca kontrol edilmediği kamera kayıtlarıyla tespit edildi İddianamede yer alan kamera incelemesine göre bakım personeli, Arda bebeği son olarak saat 14.45’te kontrol etti. Bu saatten sonra odanın kapısında hareketlilik olsa da bakım amaçlı bir giriş yapılmadığı, bebeğin ancak saat 18.46’da hareketsiz halde fark edildiği belirtildi. Savcılık, yaklaşık dört saat boyunca ne odada kontrol yapılmasının ne de kameraların izlenmesinin, ’dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranış’ oluşturduğunu vurguladı. İddianamede, bu ihmalin ’bilinçli taksir’ kapsamında değerlendirildiği ifade edildi. "Asıl işim temizlikti, personel yetersizliği vardı" İddianamede yer verilen ifadesinde olay sonrası tutuklanıp 25 Eylül tarihinde serbest bırakılan şüpheli bakıcı A.Y., 7 yıldır kurumda çalıştığını, asli görevinin temizlik olduğunu ancak personel eksikliği nedeniyle çocuk bakıcısı olarak görevlendirildiğini söyledi. A.Y., Arda bebeği hastaneden dönüşte beşiğe kendisinin bıraktığını belirterek, "Herhangi bir sıkıntısı yoktu" dedi. A.Y., olay gününün yoğun geçtiğini, diğer bebeklerin banyo işlemleriyle ilgilendikleri sırada odanın önünden geçerken başka bir bakıcının telaşla seslenmesi üzerine içeri girdiğini şöyle anlattı: "Olay günü kurumun diğer bebeklerinin banyo günüydü ve kuruma gelen malzemeleri taşımakla meşgul olduk, yoğun bir gündü. Saat 16.30 sıralarında diğer odada bulunan bebekleri banyo yaptırıyorduk bebekleri beslediğimiz sırada saat 18.30 sıralarında Arda D.D.’nin bulunduğu odanın önünden geçerken benim gibi bakıcı olan arkadaş telaşlı bir şekilde "abla bebek" dedi, bunun üzerine ben de hemen odaya girdim, bebeği ters bir şekilde yatarak gördüm. G.K. bebeği ters yatırmış sonrasında bebeği kucağıma aldım, hareketsiz olduğunu fark ettim, hemen kurum hemşiresinin yanına kucağımda götürdüm. Hemşireyle birlikte kurum aracıyla en yakın sağlık kuruluşu olan hastaneye 19.00 sıralarında götürdük. 20 dakika kadar hastane dışında bekledik hastane görevlileri bize bebeğin ex olduğunu söylediler." "Arda bebeğin bulunduğu beşikte yastık yoktu" A.Y., beşiklerde boşluk olduğunu bildiklerini ve bunu yönetime daha önce sözlü olarak ilettiklerini belirterek, "Görev tanımımızda bebeklerin bulunduğu odaya belirli bir saat aralığında girilmesi ve kontrol edilmesi gibi durum söz konusu değil, ağladıklarında ya da mama saatlerinde odalara giriyoruz, kurumda çok fazla bebek olunca personel yetersizliğinden odanın açık olan camından kontrol yapmaktayız. Toplantılarda bebek sayısının fazla olduğunu personel sayısının yetersiz olduğunu daha öncesinden dile getirmiştik. Daha öncesinde beşiklerin çocuklar için uygun olmadığını yataklarının küçük olduğu beşiklerin büyük olduğunu da dile getirmiştik. Bebeklerin yatakları beşiğe göre küçük olduğu için arada boşluk bulunmakta biz görevliler tarafından yastıklar sıkıştırılmaktadır. Bu eksikler eski müdüre de bilgi verildi yazılı rapor olarak herhangi bir raporumuz yoktur. Yeni kurum müdürü ile yakın zamanda toplantı yapılmış ve kendisine de personel yetersizliği bildirilmiştir. Arda bebeğin bulunduğu beşikte yastık yoktu. Bu olayda benim kusurum ve ihmalimin olduğunu düşünmüyorum" dedi. "Odalar kapasite üstü" Yine olayın ardından gözaltına alınarak tutuklanan ve 25 Eylül tarihinde tahliye edilen diğer bakıcı H.B. ise 2024’ten bu yana kurumda geçici görevlendirmeyle çalıştığını ve o gün 08.00’de nöbeti devraldığını belirtti. H.B., "Kurumumuzda 26 bebek vardır, tüm odalar kapasitesinin üzerindedir, personel yetersiz kalmaktadır. Kurumda çocuk bakıcısı olarak çamaşır, yemek ve temizlik işlerini de yapmaktayız. Kuruma dışarıdan bakliyat, sebze ve meyve geldiği zaman onları da alıp eve taşıyoruz olay günü de sabah saatlerinde yine bu tip taşıma işi de yaptık. Bir de o gün küçük yaş grubu bebeklerin banyo günü olduğu için yoğunluk çoktu" diye konuştu. H.B., Arda bebeği gün içinde kontrol ettiğini ancak temas etmediğini söyleyerek, "Hastaneden yeni gelmişti, karnı tok olduğu için beslenme yapılmadı. O gün daha çok küçük bebeklerin olduğu odalarla ilgilendim" dedi. H.B., bebeğin hareketsiz olduğunu fark eden kişinin başka bir bakıcı olduğunu, kendisinin hemşireye haber verdiğini anlatarak, "Olayın nasıl olduğunu bilmiyorum. Kamera kayıtlarında gün boyu hiç durmadan çalıştığımız görülür. Bu olayda benim bir kusurum yoktur" şeklinde savunma yaptı. "Beşik-yatak uyumsuzluğu biliniyordu, boşluk yastıklarla dolduruluyordu" İddianameye eklenen Adli Tıp raporuna göre Arda bebeğin ölümü, ’yatakla beşik arasındaki boşluğa baş-boyun bölgesinin sıkışmasına bağlı havasız kalma’ sonucu meydana geldi. Toksikolojik incelemelerde herhangi bir ilaç veya maddeye rastlanmadı. Dosyaya giren bilirkişi raporunda ise kurumda kapasite aşımı ve personel yetersizliği bulunduğu, beşiklerin yataklara büyük gelmesi nedeniyle oluşan boşlukların yastık veya peluş oyuncaklarla doldurulduğunun bakıcılar tarafından kabul edildiği belirtildi. Raporda, bu durumun bebekler için risk oluşturduğu bilindiği hâlde düzenli kontrol ve gözetim sağlanmadığı vurgulandı. Bilirkişi, şüpheli A.Y.’nin asıl görevinin temizlik olmasına rağmen bebek bakımında görevlendirilmesinin teknik bilgi eksikliğe neden olduğunu, buna karşın yönetime yapılan hiçbir yazılı bildirim bulunmadığını aktardı. Şüpheli H.B. yönünden de, 14.50 ile 18.46 arasında kontrol yapılmamasının sorumluluk ihlali oluşturduğu belirtilerek, her iki bakıcının da olayda ’etkisinin bulunduğu’ ifade edildi. Savcılık değerlendirmesinde, yaklaşık dört saat boyunca ne odaya girilerek kontrol yapılmasının ne de kameradan izleme sağlanmasının, bakım personeli yönünden ’dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık’ oluşturduğu ve bu davranışın ’bilinçli taksir’ kapsamında değerlendirildiği vurgulandı. İddianamede, bu tespitin kamera kayıtları, otopsi raporu, bilirkişi raporu ve diğer dosya belgeleriyle birlikte uyumlu olduğu belirtilirken, olayla ilgili Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Yargıtay Ceza Daireleri’nin yerleşik içtihatlarına da atıf yapıldı. Savcılık, iki bakıcının eylemlerinin ‘taksirle ölüme neden olma’ ve bunun bilinçli şekline ilişkin hükümler kapsamında değerlendirilerek cezalandırılmasını talep etti. Şüphelilerin tutuklulukta geçirdikleri sürenin olası bir mahkûmiyet halinde cezadan düşülmesi ve belli haklardan yoksun bırakılmalarına hükmedilmesi de talep edildi. Diğer iki personel hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı Olay günü bebekle aynı bölümde görev yapan N. M. ve G. K. hakkında, "taksirle ölüme neden olma" suçuna ilişkin kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildi. Kurum Müdürü Ü.S. hakkında ise aynı suç kapsamında 4483 sayılı Kanun gereğince soruşturma izni talep edildi. Bu nedenle müdüre ilişkin evrakın ayrı bir dosya üzerinden yürütüldüğü belirtildi.
Antalya’nın gecesi kış, gündüzü yaz: "Akşam soba yaktık, gündüz güneşleniyoruz"
11 Aralık 2025 Perşembe - 16:15 Antalya’nın gecesi kış, gündüzü yaz: "Akşam soba yaktık, gündüz güneşleniyoruz" Antalya’da aralık ayında gece saatlerinde 8 derece ölçülen hava sıcaklığı, öğle saatlerinde ise 24 dereceye kadar çıktı. Güzel havayı fırsat bilip soluğu sahillerde alan vatandaşlar, "Akşam soba yaktık, gündüz güneşin tadını çıkardık" dedi. Türkiye’nin birçok kenti kar ve yağışlı havanın etkisi altındayken, Antalya’da aralık ayında yazı aratmayan görüntüler yaşandı. Termometrelerin gece 8, gündüz ise 24 dereceyi gösterdiği kentte nem oranı yüze 52, deniz suyu sıcaklığı ise 21 derece ölçüldü. Güzel havayı fırsat bilenlerin uğrak noktası olan dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili’nde vatandaşlar ile yerleşik yabancılar, Beydağları’nın karlı manzarasında güneş ve denizin tadını çıkardı. Güzel havada bazı vatandaşlar yürüyüş yapmayı, bazıları da balık tutmayı tercih etti. "Antalya 10 numara memleket" Kayseri’den ailecek Antalya’daki dostlarını ziyarete geldiklerini belirten Ali Kahraman, "Kayseri’de şu an araçlarda buz var. Kışlık kıyafetle geldim, tişört giydim. Burası bizim yazımız. Çocukları denize soktuk. Ülkemizin her yerinin ayrı bir güzelliği var ama Antalya daha bir başka, 10 numara bir memleket" dedi. "Akşam soba yaktık, gündüz güneşleniyoruz" Antalya’da yaşayan Nazmiye Canavar ise, "Antalya bir cennet. Bu aylarda gündüzleri soba yakardık ama artık kısa kolluyla dolaşıyoruz. Akşam üşüdük soba yakıp kestane yedik, gündüz güneşli hava, çok güzel. Antalya şaşırtıyor" ifadelerini kullandı. Öte yandan meteoroloji verilerine göre önümüzdeki hafta başına kadar kentte yağış beklenmediği bildirildi.
Başkan Adlıhan Dere: "Gücümüz birlikten, bereket yerli üretimden gelir"
11 Aralık 2025 Perşembe - 13:14 Başkan Adlıhan Dere: "Gücümüz birlikten, bereket yerli üretimden gelir" TESK Genel Başkan Vekili ve AESOB Başkanı Adlıhan Dere, yerli üretime yönelen her tercihin esnafın emeğine ve ülke ekonomisine doğrudan katkı sunduğunu belirterek birlik ve bereket mesajı verdi. 12–18 Aralık Yerli Malı Haftası kapsamında açıklamalarda bulunan Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkan Vekili ve Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AESOB) Başkanı Adlıhan Dere, milli üretimin ekonomik kalkınma açısından taşıdığı öneme dikkat çekerek vatandaşlara yerel ürünleri tercih etme çağrısında bulundu. Başkan Adlıhan Dere, yerli üretimin; ekonomik istikrar ve güçlü istihdam açısından stratejik bir nitelik taşıdığını vurgulayarak ülke genelinde artan yerli ürün bilincinin hem üreticiye hem tüketiciye kazanç sağladığının altını çizdi. "Yerli üretimin gücü esnafımızdır" AESOB Başkanı Dere, açıklamasında esnaf ve sanatkarların yerli üretim sürecindeki rolüne geniş yer ayırarak, "Yerli ürünlerin arkasında esnaf ve sanatkarlarımızın alın teri, emeği ve tecrübesi bulunur. Mahalle esnafımız hem üretimin hem de güvenilir tedarikin en önemli parçasıdır. Bu nedenle milli üretime yönelen her tercih, doğrudan esnafımıza ve ülkemizin ekonomisine katkı sunar" ifadelerini kullandı. Yerli ürün tercihinin hem ekonomiye destek sunduğunu hem de aile işletmelerinin ayakta kalmasına katkı verdiğini belirten Başkan Dere, vatandaşların alışverişlerinde yerli üretimi tercih etmelerinin önemini vurguladı. "Yerli üretim, ustanın emeği ve milletin bereketidir" Yerli malı bilincinin toplumda güçlenmesi adına esnaf teşkilatının her zaman sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini aktaran AESOB Başkanı Dere, şu ifadelere yer verdi: "Yerli üretim; ekonomik bağımsızlığa, güçlü istihdama ve sürdürülebilir kalkınmaya giden yolda önemli bir adımdır. Etikette ‘Yerli Üretim’ işaretini görmek, o ürünün bu ülkenin toprağından, tezgahından, ustasından çıktığını gösterir. Vatandaşlarımızın yerli üretime yönelmesi; bereketin artmasına, üretim zincirinin güçlenmesine ve şehir ekonomilerinin canlanmasına katkı sağlar." Yerli Malı Haftası’nda Başkan Dere’den esnafa teşekkür ve birlik vurgusu Ulusal üretimin güçlenmesine yönelik her adımın, ülkemizin gelişmesinde uzun vadeli katkılar sunduğunu kaydeden Başkan Adlıhan Dere, üretimden hizmete uzanan geniş bir alanda emek veren tüm esnafın, toplumun ihtiyaçlarına karşılık veren en güvenilir yapı taşlarından biri olduğunu hatırlattı. Başkan Dere, Yerli Malı Haftası’nın yerel üretim farkındalığını artırmak için önemli bir gün olduğuna işaret ederek, "Yerli Malı Haftası, üretim gücümüzü hatırlatan önemli bir gündemdir. Bu vesileyle tüm esnaf ve sanatkarlarımıza emekleri için teşekkür ediyorum. Rabbim birliğimizi, bereketimizi ve üretim gücümüzü daim eylesin" dedi.
Erol Bulut: "350 milyon Euro değerindeki takıma karşı en iyi oyunumuzu ortaya koymalıyız"
11 Aralık 2025 Perşembe - 12:46 Erol Bulut: "350 milyon Euro değerindeki takıma karşı en iyi oyunumuzu ortaya koymalıyız" Antalyaspor Teknik Direktörü Erol Bulut, Trendyol Süper Lig’de bu hafta oynayacakları Galatasaray’ın 350 milyon Euro kadro değeri olduğunu belirterek, en iyi oyunlarını ortaya koymaları gerektiğini söyledi. Trendyol Süper Lig’in 16. haftasında Antalyaspor cumartesi günü saat 20.00’de evinde Galatasaray ile karşılaşacak. Bu maçın hazırlıklarını sürdüren kırmızı-beyazlılarda Teknik Direktör Erol Bulut, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz hafta deplasmanda 0-0 berabere kaldıkları Corendon Alanyaspor karşılaşmasına taktiksel değişiklikle çıktıklarını belirten Bulut, "İki takım için de zor bir maç oldu. İki takım da kazanmak istedi. Biz Alanyaspor’a karşı sistemimizde biraz değişiklik yaptık, 3-4-3 şeklinde karşılık verdik. Onlar da aynı sistemde oynuyordu. Pozisyonlar bulmaya çalıştık, yakaladığımız birkaç pozisyon da vardı. Maçın gidişatına bakarsak kazanabilirdik. Aslında güzel bir maç oldu. Hedefimiz üç puandı ama deplasmanda bir puan şu anda altın değerinde. O yüzden bir puan bizim adımıza iyi oldu" diye konuştu. "Umduğumuz sonucu almak istiyoruz" Galatasaray maçı hakkında konuşan Erol Bulut, "Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi maçını izledik. 3-4 sakat oyuncuları olsa bile geniş ve kaliteli bir kadroya sahip olduklarını biliyoruz. Monaco deplasmanından dönüp hafta sonu buraya gelecekler ama büyük takımlar için haftada üç maç oynamak artık normal hale geldi. ’Yorgun olurlar mı?’ sorusu geleceği için bunu önceden söylemiş olayım, bu tempoya alışıklar. Bizim kendimize bakmamız gerekiyor. Galatasaray’ı iyi analiz edip, bugün ve yarın çalışmalarımızı ona yönelik sürdüreceğiz. Evimizde oynayacağız, inşallah cumartesi günü umduğumuz sonucu almak istiyoruz. Sonuçta karşımızdaki 350 milyon Euro değerinde bir takım ama Antalyaspor olarak sahada her şeyimizin en iyisini göstermek zorundayız. Kazanmak istiyoruz ama kolay bir maç olmayacağını hepimiz biliyoruz. Analizlerimize göre çalışıp, inşallah en iyi şekilde karşılık vereceğiz" şeklinde konuştu. "Reaksiyon Eyüpspor maçında başladı" Takımın son haftalardaki gelişimi ve sahaya yansıyan reaksiyonuna dair değerlendirmelerde bulunan Bulut, ivmenin Eyüpspor maçında başladığını hatırlatarak, "Reaksiyonu aslında Konya’da da gösterdik. O da kazanmamız gereken bir maçtı, beraberlik çıktı. Bu reaksiyon Eyüpspor maçında başladı. Kısa dönemde bir anda her şeyi takımdan bekleyemezsiniz, takım da bunu hemen gösteremeyebilir. Biraz zamana ihtiyaç var. Ama Konyaspor maçı ardından evimizde oynadığımız Göztepe maçı kesinlikle mağlubiyeti hak etmediğimiz bir maçtı. En azından bir beraberlik çıkarılabilirdi. Alanyaspor maçında iyi bir performans gösterdiğimizi düşünüyorum. Hem topa karşı hem topla oyunumuzu daha da geliştirebiliriz, buna her gün çalışıyoruz. İnşallah bu hafta sonu Galatasaray’a karşı iyi bir performansla istediğimiz puanları almak istiyoruz" ifadelerini kullandı. Taraftarlara da özel bir çağrıda bulunan Erol Bulut, "Uzun zamandır evimizde galibiyet bekliyorlar. Ne kadar zor olsa da hafta sonu o yolda iyi adımlar atıp galip gelmeye çalışacağız. Her zaman bizi destekliyorlar. İnşallah hafta sonu stadı doldurup, takımın ve bizim yanımızda olurlar" diyerek sözlerini tamamladı.
Antalyalıların tercihi "Halk Et" 6 yaşında
11 Aralık 2025 Perşembe - 11:53 Antalyalıların tercihi "Halk Et" 6 yaşında Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin hayata geçirdiği Halk Et Projesi’nde 6 yılda 933 bin 375 vatandaşa 2 milyon 96 bin 864 kilogram et ve et ürününün satışı yapıldı. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin yerelden kalkınma projeleri kapsamında 11 Aralık 2019 yılında hayata geçirdiği Halk Et Projesi 6’ncı yılını doldurdu. Halk Et Projesi ile yerel üreticiler desteklenirken, Antalya halkı da uygun fiyatlı, sağlıklı ve güvenilir et ve et ürünleriyle buluşturuluyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin 11 Aralık 2019 yılında hayata geçirdiği Halk Et Projesi, Kepez, Manavgat, Serik, Alanya ve Mobil Satış Tırı olmak üzere 5 satış noktasında bu yıl içerisinde 109 bin 688 vatandaşa 292 bin 510 kilogram et satışı yapılırken, 6 yılda 933 bin 375 vatandaşa 2 milyon 96 bin 864 kilogram et ve et ürününün satışı gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediyesi’nin uygun fiyatlı ve güvenilir gıda hizmeti sunan Halk Et Kepez Mağazası’nda artık sakatat satışları da yapılıyor. Mağazada vatandaşlar, talep gören ürünler arasında yer alan ciğer, yürek, dalak ve işkembe gibi sakatat çeşitlerini de hijyenik koşullarda uygun fiyatlarla temin edebiliyor. Sucuk ve çiğ süt satışı yoğun ilgi görüyor Halk Et Mağazaları’nda ve Halk Et Mobil Satış Mağazası’nda kırmızı etin yanı sıra sucuk ve çiğ süt satışı da gerçekleştiriliyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne ait 4 Halk Et Satış Mağazası ve Mobil Satış Tırı’nda bu yıl içerisinde 6 ton 319 kilogram sucuk satışı gerçekleştirildi. Halk Et Mağazaları’nda yıl içerisinde ayrıca 22 bin 887 litre çiğ süt satışı yapıldı. Yerel üreticiden alınıyor Antalya Büyükşehir Belediyesi, Halk Et Projesi ile Antalyalı hayvan yetiştiricilerine de destek oluyor. Halk Et Mağazaları’nda satılan et ürünlerinin elde edildiği büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar ilk elden yerel üreticilerden alınıyor. Büyükşehir Belediyesi, 6 yılda 496 yerel işletmeden 6 bin 63 küçükbaş, 11 bin 635 büyükbaş olmak üzere toplamda 17 bin 698 hayvan satın aldı. ANET tarafından veteriner, gıda mühendisi ve uzman kişilerin olduğu bir komisyonca yerel üreticilerden alınan hayvanlar yine ANET’in kendi mezbahasında kesilerek, veteriner gözetiminde işlenerek Halk Et Satış Mağazaları’nda tüketime sunuluyor. Vatandaşlar Halk Et’ten memnun Halk Et Mağazası açıldığından beri düzenli olarak alışveriş yaptığını söyleyen Nuriye Damar, ürünlerden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Damar, "Etler çok kaliteli, bu yüzden sürekli buradan alışveriş yapıyoruz. Mağazalar tertemiz, pırıl pırıl. Bugün 5 kilo kıyma ve 1 kilo kuyruk yağı aldım. Sütleri de çok güzel, ihtiyaç oldukça onu da buradan temin ediyoruz" dedi. Halk Et Mağazası’ndan alışveriş yapan Güven Metintaş ise güvenilir gıda bulmanın zorlaştığını belirterek, Halk Et’i tercih ettiğini söyledi. Metintaş, "Piyasada gıdaya yönelik hizmet verenlere güvenimiz kalmadı. Burasının sağlam ve güvenilir olduğunu düşündüğüm için alışverişimi buradan yapıyorum. Et de, sucuk da olsun başka bir yerden almam. Belediye başkanımıza ve çalışanlara teşekkür ediyorum" diye konuştu.