ASAYİŞ - 19 Kasım 2024 Salı 16:25

Rüşvet Operasyonu’nun ardından balıkçı barınağı yönetimine kayyım atandı

A
A
A
Rüşvet Operasyonu’nun ardından balıkçı barınağı yönetimine kayyım atandı

Antalya’da Balıkçı Barınağı’na yönelik Sahil Güvenlik tarafından düzenlenen rüşvet operasyonunun ardından Tarım ve Orman Bakanlığı bugün sabah saatlerinde barınağa kayyım atadı. Kayyım yönetimi 25 Kasım’a kadar barınakta inceleme yapma kararı aldı.



Sahil Güvenlik Antalya Grup Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Sahil Güvenlik Konyaaltı Karakol Komutanlığı tarafından Antalya Balıkçı Barınağı’nda başlatılan projeli dosya kapsamında yaklaşık 8 ay süren teknik ve fiziki takip neticesinde rüşvete yönelik çalışma başlatılarak düzenlenen operasyonda 7 şüpheli gözaltına alınmış, ifadelerine başvurulan 24 şüpheli ve 9 diğer şahıs olmak üzere toplam 40 şahıs hakkında adli işlem başlatılmıştı.


Ekipler, teknelerin barınma ihtiyacı ve karaya çekilip indirilmesi işlemleri için yetkili Su Ürünleri Kooperatifinin tekne sahiplerinden Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğünce belirlenen fiyat tarifesi dışında usulsüz para aldığını, tekne sahiplerinin Antalya Balıkçı Barınağı içinde bağlama yeri edinebilmek için kooperatife resmi karşılığı olmayan ödemeler yapmalarına mecbur bırakıldığını, kooperatifin kendi bünyesinde yürütmesi gereken faaliyetleri yerine getirmeyip, tekne sahiplerini işletmeci kooperatif ile ilgisi olmayan şahıslara yönlendirerek haksız kazanç ve menfaat sağladığını tespit etmişti.



Bakanlık barınağa kayyım atadı


Aralarında Yeni Liman Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı C.T. ve kooperatif üyeleri ile birlikte barınak içinde teknelerin karaya alınması ve tekne park yeri temin ederek kendisine veya başkasına menfaat sağlayan şahıslara, rüşvet suçuna ilişkin Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla soruşturma başlatılmasının ardından Antalya Balıkçı Barınağı’na kayyım atandı. Sahil Güvenlik Antalya Grup Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Sahil Güvenlik Konyaaltı Karakol Komutanlığı tarafından düzenlenen operasyonun ardından bugün Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından barınağa kayyım atandı.



Barınakta inceleme yapılacak


Sabah saatlerinde Antalya Balıkçı Barınağı’na gelen Tarım ve Orman İl Müdürlüğü görevlileri 25 Kasım Pazartesi gününe kadar barınakta inceleme yapma kararı aldığı öğrenildi. Atanan kayyım tarafından alınan karar gereği 25 Kasım tarihine kadar barınaktaki ticari ve özel tekne sahipleri dışında tekne ve araçların giriş çıkışlarının yasaklandığı ayrıca, Antalya Balıkçı Barınağı içerisinde bulunan market ve işletmelerin pazartesi gününe kadar kapalı olması kararlaştırılırken, mesai saatlerini de 08.30 ile 17.30 saatleri arasında sınırlandırıldığı öğrenildi. Kayyım yönetimi, barınak içerisindeki tüm faaliyetler için kayyım yönetiminden izin alınması gerektiğini kararlaştırdı.



Rüşvet Operasyonu’nun ardından balıkçı barınağı yönetimine kayyım atandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi üyesi: "Sanıklar gıda takviyesi adı altında göz damlası satmışlar" İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine ikinci gününde devam ediliyor. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Hüseyin Gündüz, sanık Hakan Doğukan Taşçı ile ilgili, "Gıda takviyesi adı altında göz damlası üretip eczanelere satıyordu" dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılanmasına 2. gününde devam ediliyor. Savunma yapan tutuklu sanık Hüseyin Günerhan’ın ardından tutuklu sanık Hüseyin Gündüz duruşmada savunma yaptı. SGK’dan aldıkları ilaçları dışarda satmışlar Gündüz, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini belirterek, "Dava dosyasında adı geçenlerden bir tek Hakan Doğukan Taşçı’yı tanıyorum. Ondan ilaç aldım. Bu ilaçları nasıl temin ettiğini bilmiyorum. Suç olduğunu bilsem almazdım. Hakan Doğukan’dan curosurf diye bir ilaç aldım. 600 TL’ye aldığım ilacı bin TL’ye, sosyal medyadan tanıdığım Reşat isimli birine sattım" dedi. Mahkeme başkanı, bu ilaçlardan kazandığı paranın miktarını sorması üzerine, "Kutu başı 400 lira ekleyerek, 50-60 kutu satıyorduk. Buna göre 24 bin lira para kazanmış olmamız gerekiyordu, ancak tam olarak hatırlamıyorum" ifadelerini kullandı. "Gıda takviyesi adı altında göz damlası üretip eczanelere satıyordu” Savcılık sorgusunda bu satışlardan 100 bin lira kazandığını söylediğinin sorulmasının ardından Gündüz, "İlk defa savcının karşısında çıkıyordum. O anda kaba taslak hesap söyledim" dedi. Gündüz, savunmasının devamında, "Hakan Doğukan Taşçı, gıda takviyesi adı altında göz damlası üretip eczanelere satıyordu. Bundan dolayı da satın aldığım ilaçları mümessilden geldiğini sanıyordum. Taşçı’ya ilaçların nereden geldiğini sormadım. Bu satışlar karşısında Taşçı’ya pay vermedim. Hakan Doğukan dışına kimseyi tanımıyorum" şeklinde savunma yaptı.
Kayseri Çopuroğlu; Kayseri üzerinden CHP’li belediyelere yüklendi AK Parti Kayseri Milletvekili Şaban Çopuroğlu; TBMM’de gündem dışı yaptığı konuşmada Kayseri’yi tanıttı, CHP’li belediyelere yüklendi. AK Parti Kayseri Milletvekili Şaban Çopuroğlu, TBMM’de gündem dışı konuşma yaparak Kayseri’yi tanıttı. Çopuroğlu; "İnsan doğduğu şehri sever muhakkak, ancak sevmek için sadece orda doğmak yetmez. Tarihi olsun, iklimi olsun, insanları olsun birçok faktör onu etkiler. Bu sebepten olsa gerek Kayseri özel bir şehirdir tarihi bir şehirdir. Şehrin her tarafında tarihin izlerini görebilirsiniz. Öyle ki Cumhuriyet meydanımızda yürüme mesafesinde 5 farklı medeniyete ait eserleri ziyaret edebilirsiniz. Tüm bu eserler ile iç içe şehrin hemen yanı başında büyük bir yeşil alanımız var. 1 milyon 260 bin metrekare büyüklüğü ile Türkiye’nin en büyük millet bahçelerinden biri olan Recep Tayyip Erdoğan millet bahçemiz kadar olmasa da, hatırı sayılır bir yeşil alan şehrin tam kalbinde, sanki şehrin akciğeri olduğunu hissettirir. Aslında bir parktan öte bir lezzet durağıdır aynı zamanda. Tarihi, yeşili ve gerçek belediyeciliğin dokunuşlarını orada hissedersiniz. Harika bir atmosferdir. Aslında doğal bir yürüyüş parkurudur. Tarihin ve yeşilin iç içe olduğu meydan da ki ziyaretleriniz den yorulduysanız dinlenip bir demli çay içebileceğiniz birçok mekan var elbette" dedi. "Gönlü geniş, ikramı seven bir valimiz var" diyen Çopuroğlu; "Ancak benden söylemesi meydanın orta yerinde valilik binamız var. Gönlü geniş ikramı seven halk ile iç içe olan bir valimiz var. Şehir de sayısı 40’ı aşan ERVA projelerini hayata geçiren şehrin sevdiği Gökmen çiçek valimizle daha önce hiç tanışmasanız bile ona bir sürpriz yapıp uğrarsanız size makamda kahve ikram etmeden bırakmaz. Şehrin her yerinde bir hayır eseri görebilirsiniz tabi. Ancak bunlar sadece yüzyıllar önce yapılmış eski eserler olduğu gibi yeni eserleri de şehrine sevdalı insanların yaptırdığı binalar hiç dikkatinizden kaçmayacaktır. Talas yolu üzerinde büyük bir alanda kurulu 50 yılı aşkın geçmişi olan Erciyes Üniversitemizi şöyle bir gezdiğinizde yemyeşil bir kampüs ve hemen hemen tüm binalarının hayırseverler tarafından yapılmış olduğunu göreceksiniz. Tüm bu gayretler Erciyes üniversitesi ve hastanesi Kayseri’nin bir markası haline getirmiştir. Tabi şehrimizde sadece bir üniversite yok elbette. Şehrimizde tamı tamına 85 binden fazla öğrencisi olan tam 5 üniversite var. Öğrencilerimizin en yoğun olduğu ilçemiz Talas’ta yine AK Parti belediyeciliğini layıkıyla yapan belediye başkanımız Mustafa Yalçın var. İsraf etmeden kültür, sanat faaliyetlerine örnek olacak işlere imza atıyor. Kütüphane aldı başını gidiyor maşallah. Daha önce hiç Su Müzesi gezdiniz mi bilmiyorum ama Talas ilçemizde var. Belediye Başkanımızı arasanız güzel ev sahipliği yapar sizlere ayrıştırmadan" diye konuştu. AK Parti Kayseri milletvekili Çopuroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Çok şükür Kayseri’de belediye başkanlarımız hem kendileri hem de personeli hiç boş durmazlar, çalışırlar, tatil bilmezler. Hep şehre ne katarımın peşindedirler. Tıpkı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu gibi. Allah nazarlardan saklasın "benim diyen" belediye başkanlarının yaptığı sosyal tesisleri toplasanız o sayıya ulaşamazsınız. Biraz önce bahsettiğim Mimar Sinan Parkı karşısında Kocasinan Belediyemiz var. 400 bin nüfuslu geniş coğrafyaya sahip bir belediye. Orası da işin ehli bir belediye başkanına emanet. Sayın Ahmet Çolakbayrakdar. Ben kendisini sakin güç olarak tarif etmek istiyorum. İlçenin tamamını karış karış bilir, her köşesine hizmet götürmek için çırpınır ama israf etmeden. Tabi tüm bunlar bir uyum kültürü için de yürütülüyor. Nörolog olmasına rağmen belediye başkanlığını tercih etmiş bir büyükşehir belediye başkanımız var. Dr. Memduh Büyükkılıç. Hem tecrübesi hem yaşı itibariyle diğer başkanlarımızın abiliğini yapan büyükşehir belediye başkanımız doktor olmasa bence sosyolog olurmuş. Hiçbir detayı atlamadan gönül almayı bilen kişiliğiyle tüm belediye başkanlarımızı kucaklar. Bu günlerde büyük bir bulvar açılışı üzerinde çalışıyor. Tabi belediyelerimiz çalışırken ticaret odamız, sanayi odamız OSB’lerimiz de boş durmuyorlar. Kayseri dış ticaret açığı değil fazlasını veren şehir. Tabiri caizse 1 ithal edip 3 ihraç ederek ekonomimize istihdama büyük katkı sağlıyor. Tüm yöneticilerimiz şehre ne yapabilirim ne katkı sağlayabilirim ne eser bırakabilirim diye çırpınıyor. Allah nazarlardan saklasın şehirdeki bu muhabbet tabi ki durup dururken olmuyor." "Tüm yöneticilerimizin ortaya koyduğu ufuk ile hep birlikte yeni hedeflere ulaşmaya gayret ediliyor" Şaban Çopuroğlu; "Buraya kadar şehrin bir fotoğrafını çektik. Ancak şimdi söyleyeceklerim tüm bunların özeti olsa gerek. Sözlerimin sonuna gelirken zaman zaman esprilere konu olsak da Kayserili ikramı sever ama israfı asla sevmez. İsraf demişken bu günlerde sıkça basında yer alan bazı belediyelerin milyonlarca lirayı sanatçılara ve teknik ekibe verdiğini duyuyor ve görüyoruz. Hep muhalefet soracak değil ya şimdi ben de size soruyorum bu kadar büyük harcama vicdanınızı sızlatmıyor mu. Madem konserleri illa ki yapacaksınız pazarlık etseydiniz, biraz ikram et deseydiniz bari. Vatandaşa hizmet olarak götürebileceğiniz o kadar iş varken neden bunlarla gündeme geliyorsunuz sorusunu sahada ben duyuyorum ki sizlere de ulaşıyordur sanırım. Benden söylemesi 5 yıl çabuk gelip geçer. İsraf etmeyin eser bırakmaya gayret edin. Sayın Cumhurbaşkanımız; "Millet belediye başkanlarına hizmet etsin diye oy verdi oysa hizmetten anladıkları eğlenceden öteye geçemiyor" diyor. Şimdi Hizmet üretmek için kaynağımız yok da diyemezsiniz, olurda kaynak yok derseniz vatandaş ne kadar inanır bilmem. Yaparsınız yapmazsınız sizin bileceğiniz bir şey ama pazarlık konusunu ihmal etmeyin bence de seçim de söz verdiklerinizi yapmak için kaynak oluşturursunuz. Benim ki bir tavsiye tabi. Size bir tek sorum var? 6 yıldır yönettiğiniz belediyeler var. Önünde hatıra fotoğrafı çektireceğiniz kaç eseriniz var?"
Ankara YRP Genel Başkan Yardımcısı Kılıç: “Yasal kumar aslında yasa dışı olan kumarın da tetikçisi” Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, "Ülkemizde maalesef kumarın bir yasal olanı bir de yasa dışı olanı var. Tabii ki yasal kumar aslında yasa dışı olan kumarın da tetikçisi oluyor, reklamını yapıyor, yayıyor ve yaygınlaşmasına sebep oluyor. Devlet istediği takdirde, Bilgi Teknolojileri Kurumu üzerinden yasa dışı kumar operasyonlarını, sitelerin tamamını, çetelerin alayını bir gecede karanlığa gömebilir” dedi. Partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıç, “Ülkemiz adeta kriminallerin, suç dosyası kabarıkların, boyunu aşkın sabıkası olanların cirit attığı bir ülke haline gelmiş bulunmaktadır. Başta içişleri ve adalet bakanlarımız olmak üzere bütün kolluk kuvvetlerimizden ve görevi ülke güvenliğini sağlamak olanlardan Türkiye’nin sokaklarında güvenliği sağlamalarını istiyoruz. Boyundan büyük suç dosyası bulunanların sokaklarda aramızda dolaşmaya hakkı yoktur. Çocuklarımızı uyuşturucu, kumar, suç batağına sürüklemek üzere kurulan çetelerin liderlerinin ve mensuplarının aramızda özgür insanlar olarak dolaşmaya hakları yoktur” diye konuştu. “Türkiye’nin sağlık sisteminin yönetimleri bu yargılamalardan ayrı tutulması kabul edilemez” Çocuk ve bebeklerin öldürülmesine etki edenlere çete demenin hafif kaldığını ancak cinayet şebekesi olarak aldandırılabileceğini belirten Kılıç, “Yenidoğan cinayet şebekesi, onlarca çocuğumuzun kasıt ve ihmalle ölümüne yol açan, kuvözdeki bebeklerimizin ölümü üzerine gülücükler paylaşan, insanlığını irfanını, ahlakını vicdanını ve bütün kutsallarını yitirmiş bir cinayet şebekesi ile karşı karşıyayız. Suç örgütü lideri doktor olan bu cinayet şebekesiyle Türkiye apaçık bir zeminde yüzleşmek zorundadır. Cinayet şebekesinin örgüt şemasındaki yöneticileri yargılanırken eş zamanlı olarak Türkiye’nin sağlık sisteminin yönetimleri bu yargılamalardan ayrı tutulması kabul edilemez. Sağlık sistemini yönetenler de bu cinayet şebekesiyle birlikte sorumlulukları çerçevesinde yargılanmaya mahkumdur” ifadelerini kullandı. “Yasal kumar aslında yasa dışı olan kumarın da tetikçisi” Türkiye’de yasal kumarın yasa dışı kumara fırsat verdiğini aktaran Suat Kılıç, “Ülkemizde maalesef kumarın bir yasal olanı bir de yasa dışı olanı var. Tabii ki yasal kumar aslında yasa dışı olan kumarın da tetikçisi oluyor, reklamını yapıyor, yayıyor ve yaygınlaşmasına sebep oluyor. Devlet istediği takdirde, Bilgi Teknolojileri Kurumu üzerinden yasa dışı kumar operasyonlarını, sitelerin tamamını, çetelerin alayını bir gecede karanlığa gömebilir. Devletin elindeki imkanlar bunun için yeterlidir. BTK bunu yapmak için yeterlidir. Sosyal toplumsal olaylarda bile afet zamanlarında bile karartma yapabilen, interneti yavaşlatabilen, sosyal medya mecralarına erişimi durdurabilen devletimizin sanal bahis ve yasa dışı kumar çeteleri ve siteleriyle mücadelede eksik kalması kabul edilebilir bir şey değildir” açıklamasında bulundu.
Antalya Sağlık-Sen’den sağlık çalışanları için talepler Sağlık-Sen Antalya Şube Başkanı Osman Kasap, "Sağlık çalışanlarının motivasyonu, sadece onların refahını değil, aynı zamanda halkımıza sunulan sağlık hizmetlerinin kalitesini de artıracaktır" dedi. Sağlık-Sen Antalya Şube Başkanı Kasap, yazılı açıklama yaparak sağlık çalışanlarının istihdam, nöbet ücretleri ve mesaileri konusunda taleplerini dile getirdi. Türkiye’nin son yıllarda sağlık alanında gerçekleştirdiği reformlar ve güçlü sağlık altyapısıyla dünyada örnek gösterilen bir konuma ulaşıp önemli başarılar elde ettiğine dikkat çeken Kasap, “Bu başarının arkasında, her şartta büyük bir fedakârlık ve özveriyle çalışan sağlık çalışanlarının emeği yatmaktadır. Necip milletimizin sağlık hizmetlerini en iyi şekilde alabilmesi için fedakâr sağlık çalışanlarımız her şart ve şartta özverili bir biçimde görevlerini ifa etmektedirler. Pandemi döneminde olduğu gibi Kahramanmaraş merkezli depremlerde olduğu gibi en zorlu şartlarda bile görevini aksatmadan yerine getiren sağlık çalışanlarımız, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da takdirini kazanmıştır. Bu güçlü sistemin sürdürülebilirliği, sağlık profesyonellerimizin sorunlarına kalıcı çözümler üretilmesi ve onların hak ettikleri değeri görmesiyle mümkün olacaktır. Fakat, sağlık çalışanları, gece gündüz demeden gösterdikleri bu çaba karşısında maalesef çalışma şartları, mali haklar ve özlük hakları bakımından birçok sorunla karşı karşıya kalmaktadır. Türkiye’nin sağlık ve sosyal hizmet kolundaki en büyük sendikası olarak, 280 bini aşkın üyemiz, güçlü teşkilatımız ile bir milyonun üzerindeki sağlık profesyonelinin mali, özlük ve sosyal haklarını iyileştirmek için mücadele ediyoruz. Sağlık çalışanlarının motivasyonu, sadece onların refahını değil, aynı zamanda halkımıza sunulan sağlık hizmetlerinin kalitesini de artıracaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Sağlık Bakanlığı 2025 bütçesi görüşmeleri devam ederken, bizler de sağlık çalışanlarının temel sorunlarına dikkat çekmek ve çözüm bekleyen taleplerimizi bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Sağlık çalışanlarımızın emeği ve katkısı, güçlü sağlık sistemimizin en değerli unsurudur. Bu nedenle nitelikli sağlık hizmet sunumu için hemşire başta olmak üzere tüm sağlık branşlarında kamu personeli istihdamı sağlanmalıdır. Atama bekleyen hemşire, ebe, ATT, paramedik ve diğer sağlık profesyonellerinin sesi duyulmalı, yapılacak yeni atama ile sahanın yükü alınmalıdır” dedi. "Nöbet ücretleri mesai ücretinin 3’te 1’i seviyesindedir" Nöbet ve mesai ücretlerine değinen Kasap, “Günümüz ekonomik şartlarının altında kalmakta ve sağlık profesyonellerine düşük miktarlarda nöbet ücreti verilmektedir. Lisans mezunu sağlık profesyonellerinin bir saatlik nöbet ücreti 90 TL, uzman hekimin bir saatlik nöbet ücreti 144 TL, genel idare hizmetler çalışanlarının bir saatlik nöbet ücreti 58 TL’dir. Dünyanın her yerinde, tüm sektörlerde, fazla mesai ücreti bir saatlik normal çalışma ücretinin üzerindeyken; sağlık profesyonellerine ödenen fazla mesai ve nöbet ücretleri mesai ücretinin 3’te 1’i seviyesindedir. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Biz Sağlık-Sen olarak nöbet ücretlerinin dünya standartları seviyesinde artırılmasını istiyoruz. Gece çalışmanın insan psikolojisi, metabolizması ve sosyal yaşamına ilişkin olumsuzlukları göz önüne alınarak akşam saat 20.00’den sabah saat 06.00’ya kadar geçen süreler için ücretler yüzde 50 artırımlı ödenmelidir. Taban ödeme oranları yüzde 100 oranında artırılmalıdır. Sağlık profesyonellerinin giydiği forma, 112 Acil Sağlık Hizmetleri çalışanlarında olduğu gibi özel görev kıyafeti sayılmalıdır. Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ndeki mağduriyet oluşturacak maddeler kaldırılmalı, aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarının sözleşme tavan ücretleri, teşvik ve destek ödemeleri artırılmalıdır. Teşvik ek ödemeler yeniden gözden geçirilmeli, özellik arz eden birimlerin ve 112 Acil Sağlık Hizmetleri çalışanlarının teşvik ek ödemeleri revize edilmelidir. Ayrıca, Bakanlık merkez teşkilatı ile bağlı kurum ve kuruluşlarda çalışanlara taban ve teşvik ek ödeme verilmelidir” ifadelerini kullandı. Temel ek ödemeyi kapsayan sabit ve taban ödemelerin emekliliğe yansıtılmamasının sağlık profesyonellerinin emekli maaşlarının düşük olmasına sebep olduğunu da söyleyen Kasap, “Bu nedenle temel ek ödeme emekliliğe yansıtılmalıdır. Sağlık çalışanlarımız hayati bir sorumluluğu omuzlarında taşımaktadır. Dolayısıyla talepleri göz ardı edilmemesini, sorunlarına çözüm üretilmesini ve bu haklı taleplerine bütçede öncelik verilmesini istiyoruz. Çünkü sağlık profesyonellerimiz hem ülkemizin hem de sağlık sistemimizin umududur. Sağlık-Sen olarak hekimin, hemşirenin, ebenin hakkı için emeği için alın teri için her platformda mücadelemizi aralıksız olarak sürdüreceğiz” ifadelerine yer verdi.