Yerel Haberler
Ankara
Erkekleri Koruma Derneği’nden erkek hakları için yürüyüş ve basın açıklaması 20 Eylül 2024 Cuma - 17:06:42 Erkekleri Koruma Derneği üyeleri, erkek haklarının toplumda daha görünür olması talebi ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Dernek Başkanı Bahri İnceler, “Bakanlığımızın güzel çalışmalar yaptığını biliyorum ama erkeklerle alakalı da çalışmalar yapacağını ümit ediyorum” dedi. Ankara’daki Nefes Parkı’nda bir araya gelen Erkekleri Koruma Derneği üyeleri, bando eşliğinde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın önüne yürüdü. ‘Eşit Velayet, Eşit Adalet’, ‘Nafaka Yükü Köleliktir, Erkekler de Özgürlük İster’, ‘Erkeklerin de Kalbi Var, Çığlıklarını Duyun’ ve “İftiralar Can Alıyor, Erkeklere İftira Ölüm Demek” yazılı pankartların taşındığı yürüyüş sonrası basın açıklaması yapıldı. Erkekleri Koruma Derneği Başkanı Bahri İnceler yaptığı açıklamada, ne kadının ne de erkeğin yanında olduğunu, sadece bireysel eşitlikten yana olduğunu söyledi. Nafaka verme zorunluluklarının olduğunu kaydeden İnceler, Cem Yılmaz’ın geçmişte vergi rekortmenleri listesine girdiğini ve 10 bin dolar nafaka ödediğini, kendisinin ise rekortmen olmadığını ancak eski eşine 3 bin dolar nafaka ödediğini sözlerine ekledi. “Bakanlığımızın güzel çalışmalar yaptığını biliyorum ama erkeklerle alakalı da çalışmalar yapacağını ümit ediyorum” İnceler, “Bir kadın iftira attığı zaman örnek veriyorum bir otobüse bindiğinizde bir kadın, psikolojisi bozuk bir kadın iftira attığı zaman hem toplumdan linç yiyorsunuz hem size kimse inanmıyor, hem de mesleğinizden oluyorsunuz. İşinizden oluyorsunuz, gücünüzden oluyorsunuz, hayatınızdan oluyorsunuz. Ve boşandıktan sonra dahi kurtulamıyorsunuz. Bunun için ben Aile Bakanlığımıza buradan sesleniyorum. Bakanlığımızın güzel çalışmalar yaptığını biliyorum ama erkeklerle alakalı da çalışmalar yapacağını ümit ediyorum. Ve kendisinden burada sizlerin huzurunda randevu talep ediyorum. Lütfen sayın bakanım sesimizi duyun. Madem siz aile bakanısınız, madem önemli olan aileyi tutmak, bir arada tutmak. Ben de diyorum ki o zaman bir ilişkide nasıl kadın erkek var, karı koca var, biz de erkek olarak bir yanda arada durmak istiyoruz ve haklarımızı savunmak istiyoruz” diye konuştu. “Nafakaya da hayır diyorum” Yürüyüşe bir babaanne olarak geldiğini dile getiren Güler Tüm ise, torununu göremediğini söyledi. Eski gelininin nafakasının ödendiği zaman torununu kendilerine gösterdiğini kaydeden Tüm, “Bunu da polis ve emniyet karşılığı, avukat karşılığı alıyoruz. Çocuk bize geldiği zaman bizimle şımarıyor ediyor, gittiği zaman bizi unutuyor. Çünkü anne sürekli ona bizim hakkımızda kötü şeyler konuşuyor. Çünkü 11 yaşındaki bir çocuk neye inanırsa ona inanır yavrum. Benim gibi milyonlarca babaanne var. Ayrılabilirler ama çocuğu ticari amaçla kullanmasınlar. Nafakaya da hayır diyorum. Yeter artık. Çünkü verdiğim nafakayı başka türlü kullanıyor. Çocuğuna kullanmıyor. Çocuk geldiği zaman kıyafetsiz geliyor. Biz buradan alıyoruz, gönderiyoruz. Yine bir sırt çantası içinde hiçbir şey yok” dedi. Basın açıklamasının ardından Dernek Başkanı Bahri İnceler, Bakanlığa gideceğini ve randevu talep edeceğini bildirdi.
20 Eylül 2024 Cuma - 17:00 Kaldırımda yürüyen 2 kişiye çarparak ölümüne neden olan sürücü hakkında 15 yıla kadar hapis talebi Ankara’da kaldırımda yürüyen 2 kişiye çarparak ölümüne neden olan sürücü hakkında "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan 15 yıla kadar hapis talebiyle dava açıldı. Edinilen bilgiye göre, Ankara’nın Etimesgut ilçesi 1. TBMM Caddesi’nde 26 Şubat tarihinde meydana gelen kazada, arkadaşlarıyla birlikte yemek yedikten sonra alkol alan Mehmet Can D. kiraladığı araçla yola çıktı. 112 kilometre hızla Otoban Köprüsü alt geçidine girerken yolun virajlı olması ve alkolün etkisiyle aracın kontrolünü kaybeden Mehmet Can D., aracıyla kaldırımda yürüyen Ekin Sert ve Umut Can’a çarptı. Sert ve Can kaldırıldıkları hastanede hayatlarını kaybederken, Mehmet Can D. emniyet ekiplerince gözaltına alındı. Tutuklanan sürücü hakkında Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Aracın hava yastıklarının patladığı ve hızlı olması nedeniyle olay yerinden 300 metre ileride durabildiği belirtilen iddianamede şu ifadelere yer verildi: "Mehmet Can D.’nin olay tarihinde alkollü olduğu, şehir içi azami hız sınırının 50 km olduğu ancak sanığın 112 kilometre hızla araç kullandığı, araçtakilerin uyarılarına rağmen viraja hızlı girdiği ve sürüş hakimiyetini kaybederek bilinçli taksir ile maktullerin ölümüne sebebiyet verdiği anlaşılmıştır. Bilirkişi raporuna göre sanığın tam kusurluğu olduğu, Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı’nın raporuna göre de sürücü Mehmet Can D.’nin asli kusurlu olduğu, ölen yayalar Ekin Sert ve Umut Can’ın kusursuz olduklarının belirtildiği anlaşılmıştır." İddianamede tutuklu sanığın "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Sanığın ayrıca ehliyetine de 3 yıl süreyle el konulması talep edildi.
20 Eylül 2024 Cuma - 16:29 Ankara’da ‘1’inci Türk Dünyası Yazarlar Buluşması’ düzenlendi Türk Dünyası Yazarlar Birliği Derneği, Ankara’da ‘1’inci Türk Dünyası Yazarlar Buluşması’nı düzenledi. Türk Dünyası Yazarlar Birliği Derneği tarafından Ankara’nın Altındağ ilçesinde bulunan Hamamönü semtinde ‘1’inci Türk Dünyası Yazarlar Buluşması’nı düzenlendi. Yazarlar buluşmasına katılan yazarlar, burada kitaplarını imzalayarak okuyucularına dağıttı. Etkinliğe yazarlar dışında Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, Eski Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, Ankara milletvekilleri ve başkentliler katıldı. “Amacımız Türk ve Türk Dünyasına hizmet etmek” Etkinlik açılışında konuşma yapan Türk Dünyası Yazarlar Birliği Derneği Başkanı Yasemin Meydan, “Kızılelma Derneği olarak yola çıktık, daha sonra Türk Dünyası Derneği olarak devam ettik, ardından da Turan Türk Birliği Derneği olarak yolumuzu tamamladık. Kurduğumuz 3 dernekte de amacımız Türk ve Türk Dünyasına hizmet etmek ve Türk kelimesinin var olduğu her yere adım adım gidebilmekti” diye konuştu. “Bütün yapılan işler unutulur gider yazarlık kalır” Yapılan her işin unutulup gideceğini ancak yazarlığın her zaman kalacağını hatırlatan eski Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek ise, “Televizyonlara katıldığım zaman ne yazalım altına diye sorduklarında yazar yazın diyorum çünkü bütün yapılan işler unutulur gider yazarlık kalır. Bunun şöyle ilginç bir örneğini yaşadım. 21 yaşında Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi Gençlik Partisi Gençlik kolları genel başkanı olarak Alparslan Türkeş ile başladım. 10 yıl kaymakam olarak MHP’ye hizmet ettim. 33 ay hapishanede yattım. Sonra bir gün bir gençle karşılaştım ‘ağabey biz sizi tanıyoruz’ dedi. Benim tüm yaptıklarımı biliyor diye düşündüm. Nereden tanıyorsun beni dedim. ‘Ülkü Yolu’ adlı kitabın yazarısınız siz dedi. Başka diye sordum, başka bir şey bilmediğini söyledi. Bu örneği verişim yazarlığın önemindendir” açıklamasında bulundu.
Savunma Sanayii Araştırmacısı Küçük: “İsrail bu cihazlar üretilirken ya da üretildikten sonra çok düşük miktarda patlayıcı madde yerleştirdi”
18 Eylül 2024 Çarşamba - 14:57 Savunma Sanayii Araştırmacısı Küçük: “İsrail bu cihazlar üretilirken ya da üretildikten sonra çok düşük miktarda patlayıcı madde yerleştirdi” Savunma Sanayii Araştırmacısı Fatih Mehmet Küçük, Hizbullah mensuplarının haberleşme amacıyla kullandığı çağrı cihazlarının eş zamanlı patlatılması ile ilgili, "Bir diğer iddia bu cihazların İran üzerinden tedarik edildiği. İran da aynı yöntemle bu cihazları tedarik edecektir. İsrail bunu tespit ettikten sonra bu cihazlar ya üretilirken ya da üretildikten sonra çok düşük miktarda ancak gelişmiş bir patlayıcı madde konuldu" dedi. Lübnan’da Hizbullah mensuplarının haberleşme amacıyla kullandığı çağrı cihazlarının eş zamanlı patlatılması ile şu ana kadar 9 kişinin ölümüne, 2 bin 750 kişinin yaralanmasına yol açan saldırının yankıları sürüyor. Lübnan’da gerçekleşen saldırıda çağrı cihazlarına müdahale edilip patlatılmasına ilişkin İhlas Haber Ajansı muhabirine değerlendirmelerde bulunan Savunma Sanayii Araştırmacısı Fatih Mehmet Küçük, Lübnan’da gerçekleştirilen saldırıda Hizbullah’ın güvenli iletişim aracı olarak gördüğü yaklaşık 95 gram ağırlığında küçük çağrı cihazları kullanıldığını belirterek, “Büyük ihtimalle Hizbullah, kendi ekosistemi içerisindeki insanlarla güvenli haberleşme için kullanıyordu. Kuvvetle muhtemel çağrı cihazına sinyal giden kişi, güvenli iletişim cihazından ulaşması gereken ilgili yere ulaşıyordu. Aslında kendi güvenliğini sağlamak için kullandığı bir yöntemdi, fakat İsrail Hizbullah’ın bunu üçüncü parti tedarik hattından temin ettiğini fark etti. Hizbullah’ın adını vermeden bir alıcı bu tarz cihazları alır ve teslim eder. Bir diğer iddia da bu cihazların İran üzerinden tedarik edildiği. İran da aynı yöntemle bu cihazları tedarik edecektir. İsrail bunu tespit ettikten sonra bu cihazlar ya üretilirken ya da üretildikten sonra çok düşük miktarda ancak gelişmiş bir patlayıcı madde konuldu. Çeşitli uluslararası gazetelerde bunların içine ’20 gramlık gelişmiş patlayıcının entegre edildiği’ bilgileri var ancak doğruluğunu bilemeyiz” dedi. “Saldırı MOSSAD’ın imajını tekrar düzeltmek için büyük bir fırsat oldu” Saldırının etkisinin büyük olduğunu vurgulayan Küçük, Hizbullah’ın otonom hareket edebilme kabiliyetinin zarar görmesinin İran’a olan bağımlılığını artırdığını belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Bu tarz idari ve lojistik taraftaki beyin takımı adamlarını yok ettiğiniz zaman Hizbullah, İran’a daha bağımlı oluyor. Bu aslında görece bakımından İran’ın da işine gelebilecek bir durum. Dolayısıyla İran’dan cihazlar geldi, İran’ın içinde istihbarat zafiyetleri var ya da yok ayrı bir tartışma konusu. MOSSAD’ın 7 Ekim’de ciddi bir yara aldığını biliyoruz. MOSSAD imaj olarak yara aldı. Çünkü yıllarca MOSSAD propagandası yapıldı, ‘MOSSAD düşmanı dünyanın neresinde olursa bulup öldürür, her türlü bilgiyi önceden ele geçirir’ gibi ama burnunun dibindeki saldırıyı görememişti. Bu da büyük bir imaj kaybıydı. Bu saldırı MOSSAD’ın imajını tekrar düzeltmek için büyük bir fırsat oldu.” “Marketten alınan bir üründe böyle bir patlama olması ekonomide yıkıcı etkilere sebep olabilir” Sivil kullanımdaki iletişim cihazlarında böyle bir durumun görülme ihtimalinin düşük olduğunu dile getiren Küçük, “Marketten alınan bir üründe böyle bir patlama olması, devasa markaların çok büyük para kaybetmesine, ekonomide yıkıcı etkilere sebep olabilir. Buna da kimsenin kolay kolay cesaret edebileceğini zannetmiyorum” dedi. Saldırıda patlayan cihazlarda aşırı ısınma yaşanması durumunda güvenlik hattı bulunan lityum bataryalar kullanıldığını dile getiren Küçük, “Batarya ısındığı zaman işlemcinin frekansını kesmek, elektrik akımını kontrol etmek gibi bir önlem oluyor. Bu önlemi kaldırırsanız bataryanın ısınmasını sağlayıp patlayıcıyı da harekete geçirebilirsiniz. Ürünün sağlam halini görmediğimiz için şu an bir yorum yapamıyoruz” dedi. Saldırıda Hizbullah üyelerinin yanı sıra sivil kaybının da yaşandığını belirten Küçük, İsrail doğrudan hastaneyi vurduğunda bile uluslararası kamuoyunun harekete geçildiğini görülmediğini hatırlattı.
Sigorta Shop Voleybol Takımı, Keçiören Belediyesi ismiyle mücadele edecek
18 Eylül 2024 Çarşamba - 14:50 Sigorta Shop Voleybol Takımı, Keçiören Belediyesi ismiyle mücadele edecek Sigorta Shop Kadın Voleybol Takımı, Voleybol Sultanlar Ligi’nde “T.C. Keçiören Belediyesi Sigorta Shop Spor Kulübü” olarak boy gösterecek. Voleybol Sultanlar Ligi ekiplerinden Sigorta Shop ile Keçiören Belediyesi güçlerini birleştirdi. Sigorta Shop Kadın Voleybol Takımı, yeni sezonda “T.C. Keçiören Belediyesi Sigorta Shop Spor Kulübü” olarak müsabakalarda boy gösterecek. Belediye binasında gerçekleşen imza törenine Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan ve voleybol takımının yöneticileri ile oyuncuları katıldı. Tören öncesi Özarsalan oyuncularla sohbet etti. Törende konuşan Özarslan, “Bugün Keçiörenimiz için gerçekten de çok özel bir adımı hep birlikte atacağız. Onun için toplanmış bulunmaktayız. Keçiören Belediyemiz olarak sporun birleştirici ve geliştirici gücüne biz her zaman inandık. Ve bunu desteklemeye karar verdik. Sağ olsun Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Yavaş beyefendi de bu noktada hassasiyet göstermekte. Ve bizim desteklemiş ve içinde olduğumuz bütün faaliyetlere kendisi birebir hem destek vermekte, hem de ciddi katılım göstermektedir. Biz de olan desteğe hem de gerçekten de kadının gücüne çok inanıyoruz. Bu noktada da biliyorsunuz filenin sultanları, Türkiye’nin gerçekten de kalbi durumuna gelmiş vaziyette” dedi. “Kız çocuklarımız bizden voleybol direkleri, fileleri istiyorlar” Son dönemlerde ilköğretim ve lise hocaları ile çok kez görüştüğünü söyleyen Özarslan “Belediyeye geliyorlar. Kız çocuklarımızın ihtiyacı olan voleybol direkleri, fileleri istiyorlar. Kızlar inanılmaz derecede bu işe gönül vermiş durumda. Sebebi de voleybol takımımız çok iyi sevdirdi. Bu iş önem arz ediyor. Göreceksiniz biz elimizden gelen bütün desteği vereceğiz. Ama lafta değil. İcraatta vereceğiz. Yeter ki biz bu işe gönül verelim” diye konuştu.
2 bin 500 yıllık bronz sedir Getty Müzesi’nden Türkiye’ye iade edildi
18 Eylül 2024 Çarşamba - 14:47 2 bin 500 yıllık bronz sedir Getty Müzesi’nden Türkiye’ye iade edildi Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın girişimleri sonucu M.Ö. 530 yılına tarihlenen nadir bronz sedir, J. Paul Getty Müzesi tarafından Türkiye’ye iade edildi. M.Ö. 530 yılına ait bronz sedir, 1982 yılında J. Paul Getty Müzesi tarafından İsviçreli bir sanat tacirinden satın alındı. Tacir, sedirin 1920’lerden bu yana Avrupa’da koleksiyonlarda yer aldığına dair sahte kanıtlar sundu. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ve J. Paul Getty Müzesi’nin yürüttüğü kapsamlı araştırmalar, bu iddianın asılsız olduğunu ortaya koydu. Yapılan bilimsel çalışmalar, bronz sedirin 1980’lerin başında Manisa yakınlarındaki bir mezardan kaçak kazılarla çıkarıldığını ve yasadışı yollarla ülke dışına kaçırıldığını kanıtladı. Bakanlık ve Getty Müzesi’nin bilimsel iş birliği ile yürütülen incelemelerde, sedirin üzerine yapışmış olan keten parçaları, Türk arkeologlar tarafından mezarda bulunan ahşap ve bronz levha parçaları ile mezarın tarihlendirilmesine yardımcı olan mermer ve seramik kalıntılarıyla birebir örtüştü. Böylece sedirin kökeni ve tarihi bağlamı net bir şekilde ortaya konmuş oldu. İadesi gerçekleştirilen sedir, günümüzde oldukça nadir rastlanan bir mobilya türü olarak dikkat çekiyor. Tarihi resimlerde ve o döneme ait kap kacak üzerindeki tasvirlerde görülen bu tür sedirler, antik dönemde günlük yaşamda dinlenme ve yemek yeme amacıyla kullanılıyordu. Dökme bronz ayak ve raylara sahip, demir bir iskelet üzerine inşa edilen sedir, delikli bakır levhalardan oluşuyor. Tornalanmış ayakları, köşelerde çıkıntılı zıvanaları ve minderleri destekleyen kafesli yüzeyiyle o dönemde yaygın olarak ahşaptan üretilmiş sedirlerin bronzdan bir örneğini temsil ediyor. Kültürel mirasın geri kazanılmasında büyük adım Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, eserin iadesinin sadece bir kültürel varlığın geri kazanılması anlamına gelmediğini, aynı zamanda kültürel miras kaçakçılığına karşı önemli bir zafer olduğunu vurguladı. Yazgı, “Anavatanından yasadışı yollarla çıkarılan her kültür varlığının iadesi, kültürel miras kaçakçılarına güçlü bir mesaj gönderir. Bronz sedir, yasa dışı bir şekilde evinden alınmış nadir bir arkeolojik eserdir. Türkiye ve Getty Müzesi arasında yeniden başlayan diyalog sayesinde artık ait olduğu yerde korunacak” dedi. Kültür varlıklarının iadesi konusunda Getty Müzesi ile farklı görüşlere sahip olunduğunu belirten Yazgı, bu iade ile birlikte her iki tarafın da birbirlerinin bakış açılarını anlamaya çok daha yakın olduğunu ve kültür varlığı kaçakçılığı ile mücadeleyi hedefleyerek gelecekte yakın işbirlikleri kurulabileceğini söyledi. Getty Müzesi Maria Hummer-Tuttle ve Robert Tuttle Direktörü Timothy Potts ise, bu iadenin Türk ve Amerikalı akademisyenler arasında uzun süredir devam eden bir araştırmayı sonuçlandırdığına dikkat çekti. Potts, “Türk arkeologlarının çalışmaları, bu istisnai objenin arkeolojik ve tarihi bağlamının ortaya çıkarılmasına yardımcı oldu. Getty konservatörleri de malzeme ve üretim tekniğini analiz etti” dedi. Potts ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı ve Türkiye’de çalışan arkeolog, küratör ve diğer meslektaşlarıyla yapıcı ilişkiler kurmaya devam etmek istediklerini belirtti. Bu iade ile birlikte 2024 yılında Türkiye’ye getirilen eser sayısı 36’ya ulaştı. 2018 yılından bu yana sadece son 6 yılda toplam 7 bin 840 eserin ülkemize iadesi sağlandı. 2002 yılından bu yana ise toplamda 12 bin 155 eser Türkiye’ye geri kazandırıldı. Bu başarılar, Türkiye’nin kültürel mirasın korunmasındaki kararlılığını ve uluslararası alanda elde ettiği kazanımları bir kez daha gözler önüne seriyor.
Yörük Festivali’nde Keçiören standına büyük ilgi
18 Eylül 2024 Çarşamba - 14:22 Yörük Festivali’nde Keçiören standına büyük ilgi Keçiören Belediyesi, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘3. Uluslararası Antalya Yörük Türkmen Festivali’ne stant açarak katılım sağladı. Festivale ilişkin konuşan Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan, “Belediyemizin standı, özellikle kıl çadırlarıyla ziyaretçilerin ilgisini çekti. Keçiören Belediyesi, Türk kültürünün zengin mirasını tanıtmak ve gelecek nesillere aktarmak adına festivalde aktif bir rol oynayarak Keçiören’i en iyi şekilde temsil etti” dedi. Keçiören Belediyesi, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘3. Uluslararası Antalya Yörük Türkmen Festivali’nde stant açtı. Stantta yer alan kıl çadır ziyaretçilerden yoğun ilgi görürken, ikram edilen tuluk ayranı büyük beğeni topladı. Seymen ekibinin sergilediği gösteri de izleyicilerden tam not aldı. "Zengin mirasımızı gelecek nesillere aktaracağız" 3. Uluslararası Antalya Yörük Türkmen Festivali’nde açtıkları standın büyük ilgi gördüğünü belirten Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan, “Belediyemizin standı, özellikle kıl çadırlarıyla ziyaretçilerin ilgisini çekti. Keçiören Belediyesi, Türk kültürünün zengin mirasını tanıtmak ve gelecek nesillere aktarmak adına festivalde aktif bir rol oynayarak Keçiören’i en iyi şekilde temsil etti. Kültürel bağlarımızı güçlendiren bu tür etkinliklere katkı sunmaya devam edeceğiz” dedi. Türkiye’nin dört bir yanından gelen misafirler, Yörük kültürünü yansıtan rengarenk kıyafetlerle göç yaptı. Davul ve zurnalar eşliğinde develer ve atlar üzerinde göçlerini yapan Yörükler, yol boyunca büyük ilgi gördü. Festivale Keçiören Belediye Başkanı Özarslan’ı temsilen Belediye Başkan Yardımcıları Atila Zorlu ve Serkan Bedirhanoğlu katıldı.
Ticaret Bakanlığı: “İsrail için gümrük sistemi kapalıdır”
18 Eylül 2024 Çarşamba - 14:11 Ticaret Bakanlığı: “İsrail için gümrük sistemi kapalıdır” Ticaret Bakanlığı, 2 Mayıs 2024 tarihinden sonra Türkiye’den İsrail’e yönelik ihracat ve ithalat için tescil edilmiş hiçbir gümrük beyannamesi veya İsrail’den Türkiye’ye ulaşan hiçbir İsrail sevkiyatı bulunmadığını bildirdi. Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, 2 Mayıs 2024 tarihinde İsrail’le ihracat ve ithalatın tüm ürünleri kapsayacak şekilde durdurulduğu hatırlatıldı. Bazı basın organlarında bu konuda yapılan haberlerin gerçek olmadığı kaydedilen açıklamada, “Esasen ülkemiz, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana İsrail’in insanlık dışı saldırılarının durdurulması, insani kayıp ve fiziki yıkımın engellenmesi, kalıcı ateşkesin sağlanması için en üst düzeyde girişimlerde bulunmuş, diplomasinin tüm araçlarını en yoğun çaba ile kullanmış ve Filistin’e en çok insani desteği sağlayan ülke olmayı sürdürmüştür. Bununla birlikte hükümetimiz, İsrail’in saldırılarını durdurmaya yönelik politikalarının bir devamı olarak da İsrail ile ticareti 7 Ekim tarihinden sonra aylık ticaret rakamlarından görülebileceği gibi önce yavaşlatmıştı. Akabinde 9 Nisan 2024 tarihinden itibaren 54 grupta bin 19 farklı ürünlerde Türkiye’den İsrail’e ihracatı durdurmuştuk. Nihayet aşamalı bir şekilde hayata geçirdiğimiz bu adımların bir devamı olarak, İsrail hükümetinin uluslararası ateşkes çabalarını karşılıksız bırakması ve Gazze’nin içine insani yardımlarımızı engellemesi üzerine hükümetimiz 2 Mayıs 2024 tarihinde İsrail ile ihracat ve ithalat işlemlerini tamamen durdurmuştur” ifadeleri yer aldı. “İsrail’den ülkemize ulaşan hiçbir İsrail sevkiyatı bulunmamaktadır” Alınan kararın İsrail’in Gazze’de derhal ve kalıcı ateşkes ilan edinceye kadar kararlı bir şekilde uygulanacağı kaydedilen açıklamada, “2 Mayıs 2024 tarihinden sonra ülkemizden İsrail’e yönelik ihracat ve ithalat için tescil edilmiş hiçbir gümrük beyannamesi veyahut İsrail’den ülkemize ulaşan hiçbir İsrail sevkiyatı bulunmamaktadır. İsrail için gümrük sistemi kapalıdır. İhracat ve ithalat rakamları her ay Türkiye İstatistik Kurumu tarafından da şeffaf olarak yayınlanmaktadır. Diğer taraftan Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının onay verdiği ve Filistin topraklarındaki ihtiyaçlara yönelik sevkiyat, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının kontrolünde ve Filistin varışlı olduğu teyit edilerek gerçekleşmektedir. Bu malların münhasıran Filistin tarafından kullanıldığı, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığı tarafından da müteaddit defalar açıklanmış bulunmaktadır. Söz konusu malların Filistin ile ticaretimize ait olduğu ticaret verilerimizden de anlaşılmaktadır” denildi. “Türkiye söz konusu yeni tedbirleri kesin ve kararlı bir şekilde uygulayacaktır” Filistin’e yönelik zulme karşı dünyada ticaretini durduran yegane ülkenin Türkiye olduğu bildirilen açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Bu kararlı uygulamamız İsrail tarafından uluslararası kuruluşlar nezdinde de ülkemize karşı bir propaganda malzemesi olarak kullanılmaya çalışılmakta, Türkiye’nin ticareti durdurması İsrail tarafından dahi tenkit edilmektedir. Hal ve gerçek böyle iken, aksi yöndeki haberlerin, açıklamaların, bilgilerin tamamı Filistin davasıyla ya da temel insani değerlerle alakalı olmayan ve itibar edilmemesi gereken yalanlardan ibarettir. Yurtiçi ve yurtdışı kaynaklı zaman zaman ortaya atılan bu yalanların asıl amacının Türkiye’nin genel dış ticaretine ve ekonomik gelişmesine sekte vurmaya çalışmak olduğunun farkındayız. İsrail Hükümeti derhal ve kalıcı ateşkes ilan edene, Gazze’ye yeterli miktarda ve kesintisiz insani yardım akışına izin verinceye ve Gazze’de yeniden imar faaliyetleri başlayıncaya kadar Türkiye söz konusu yeni tedbirleri kesin ve kararlı bir şekilde uygulayacaktır. Bununla birlikte Filistin davasının ve zulüm altındaki mazlum coğrafyaların her daim yanında olan ülkemizin bu duruşunun maksatlı yalan haberler ve İsrail’e hizmet eden kara propagandalarla gölgelenmesine izin verilmeyecektir.”
Suat Hekimoğlu, Türkiye Boks Federasyonu Başkanlığına adaylığını açıkladı
18 Eylül 2024 Çarşamba - 14:08 Suat Hekimoğlu, Türkiye Boks Federasyonu Başkanlığına adaylığını açıkladı Trabzonlu iş insanı Suat Hekimoğlu, Türkiye Boks Federasyonu başkanlığı için adaylığını açıkladı. İş insanı Suat Hekimoğlu Türkiye Boks Federasyonu başkanlığına adaylığını ilan etti. Ankara’da bir otelde basın mensuplarıyla bir araya gelen Hekimoğlu Yönetim Kurulu üyelerini tanıttı. Boks camiasına emek vermiş olan birçok ismin de katıldığı buluşmada Hekimoğlu konuşma yaparak açıklamalarda bulundu. Bir baba olarak oğlunu şampiyon bir boksör olarak yetiştirdiğini ve sporun birçok branşı ile iç içe olduğunu fakat boks sporunun hayatındaki yerinin çok farklı olduğunu ifade eden Hekimoğlu, “Yıllardır boks sporunun içinde olan birisi olarak çok rahat bir şekilde söyleyebilirim ki, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere devletimiz ve Gençlik ve Spor Bakanlığımız Türk sporunun hak ettiği başarılara ulaşması için her türlü imkanı sağlamaktadır. Ancak mevcut yönetimin verilen bu imkanları Türk sporuna ve sporcusuna gerektiği gibi kullanmaması camiamızda bir çok probleme neden olmaktadır” şeklinde konuştu. “Ailelerimiz çocuklarını şampiyonalarına gönderebilmek için arabasını satmaya mahkum edildi” Avrupa ve dünya şampiyonasına gidecek şampiyonların federasyon yönetiminden ihtiyaç duydukları maddi ve manevi desteği göremediklerini belirten Hekimoğlu, “Sporcularımız kendi imkanları ile bu şampiyonalara katılmak zorunda kalmışlardır. Bir baba geçimini sağladığı ineğini satarak oğlunu Avrupa Şampiyonasına göndermiş ve bu sporcumuz Avrupa 3.’sü olmuştur. Ailelerimiz çocuklarını Avrupa ve Dünya şampiyonalarına gönderebilmek için traktörünü, arabasını satmaya, bankalardan kredi çekmeye, iş adamlarına el açıp para toplamaya mahkum edilmiştir. Mevcut yönetim bu tutumu ile spora ve sporcuya çok büyük destekler veren Devletimizi camiamızın gözünde sporcumuzu şampiyonalara gönderemeyecek kadar aciz bir devlet durumuna düşürmüştür. Sizlerin huzurunda tüm boks ailemize sesleniyorum. Federasyonumuz, kulüplerimiz, hakemlerimiz, antrenörlerimiz ve değerli sporcularımız ile birlik ve beraberlik içerisinde çalıştığımız sürece başarı kaçınılmaz olacaktır” ifadelerini kullandı. Hekimoğlu sözlerine başkanlığa seçildiği takdirde yapmayı planladıkları çalışmaları anlatarak devam etti. Hekimoğlu, “Türk boksunun vizyonunu zirveye çıkarmak, şu an yok sayılan erkek boksunu Dünya’nın zirvesine çıkarmak, kadın boksuna daha çok katkılar vererek yeni şampiyonlar çıkarmak, antrenörlerimizi ve hakemlerimizi uluslararası camiada marka haline getirmek, hakemlerimizi uluslararası arenada etkin hale getirmek, herkesin rahatlıkla ulaşabileceği Türkiye Boks Federasyonu Televizyonu’nu kurmak, Sporcularımızın sağlık verilerini doğru işeyen, tutan ve en üst düzeyde çözüm üreten her kategoride sağlık ve performans ekibi kurmak, tüm kurullarımızı alanında uzman kişilerden oluşturarak etkin hale getirmek kısacası yıllardır yapılmayan ve yapılması gereken her şeyi hatta daha fazlasını yapmak için ben ve yönetim kurulumuzda ki birbirinden değerli arkadaşlarımız ile birlikte 12 Kasım 2024 tarihinde yapılacak olan Türkiye Boks Federasyonu Olağan Genel Kurulunda 81 ilimizin Türkiye Boks Federasyonu Başkanı Adayı olduğumu siz değerli basın mensupları huzurunda ilan ediyorum” dedi.
Gölbaşı Belediyesi, yeni çöp konteynerlerini hizmete sundu
18 Eylül 2024 Çarşamba - 14:00 Gölbaşı Belediyesi, yeni çöp konteynerlerini hizmete sundu Yakup Odabaşı’nın göreve gelmesiyle birlikte ilçedeki temizlik sorununu ortadan kaldırmak için seferberlik başlatan Gölbaşı Belediyesi, yeni çöp konteynerlerini ilçenin dört bir yanına yerleştirdi. Gölbaşı Belediyesi, çevre temizliği ve halk sağlığını koruma çalışmaları kapsamında ilçenin belirli noktalarına yeni çöp konteynerleri yerleştirdi. Modern ve çevre dostu konteynerler, vatandaşların atıklarını daha düzenli ve hijyenik bir şekilde bertaraf etmelerini sağlayacak. Yerleştirilen konteynerler atık toplama sürecini de hızlandıracak. “Çöp toplama hizmetlerini daha verimli hale getireceğiz” “Çevremizin korunması ve temiz tutulması, belediyemizin en önemli önceliklerinden biri” ifadelerini kullanan Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, “Bu kapsamda, temiz bir Gölbaşı için çalışmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz. Yeni çöp konteynerleri, ilçemizin dört bir yanına yerleştirildi. İlçemizdeki çöp toplama sistemini daha verimli hale getirmek ve vatandaşlarımıza daha temiz bir çevre sunmak için bu adımı attık. Bu sayede hem çevremizin temiz kalmasına katkıda bulunacağız hem de çöp toplama hizmetlerini daha verimli hale getireceğiz. Yeni konteynerler, çevre kirliliğini önleme ve hijyen koşullarını artırma hedeflerimize önemli katkı sağlayacak” diye konuştu. İlçedeki temizlik işlerinin daha hızlı ve etkin yapılabilmesi için belediye ekiplerinin sahada 7 gün 24 saat çalıştığına dikkat çeken yetkililer, Gölbaşı’nın her köşesini temiz tutmak için vatandaşlardan da destek beklediklerini vurguladı.
Avukat Ağdemir Ankara 2 Nolu Barosu Başkan adayı oldu
18 Eylül 2024 Çarşamba - 13:51 Avukat Ağdemir Ankara 2 Nolu Barosu Başkan adayı oldu Geçmişte Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu üyeliği, Türk Hukuk Enstitüsü Genel Başkan Yardımcılığı, Ankara 2.Nolu Baro Yönetim Kurulu Üyeliği yapan Serbest Avukat Gökhan Ağdemir, Ankara 2 Nolu Barosu Başkan Adayı oldu. Ankara 2 Nolu Barosunun 2. Olağan Genel Kurulu, gerekli çoğunluğun oluşması halinde 5 Ekim Cumartesi günü Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Cemil Bilsel Konferans Salonu’nda gerçekleştirilecek. Ankara 2 Nolu Baro Organları Seçimi ise 6 Ekim Pazar günü gerçekleştirilecek. Gerekli çoğunluğun oluşmadığı halde ise seçim 19 Ekim Cumartesi günü, Baro Organları Seçimi ise 20 Ekim Pazar günü gerçekleştirilecek. Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu üyeliği, Türk Hukuk Enstitüsü Genel Başkan Yardımcılığı, Ankara 2 Nolu Baro Yönetim Kurulu Üyeliği yapan Serbest Avukat Gökhan Ağdemir ise 2. Olağan Genel Kurulunda Ankara 2 Nolu Barosu Başkan Adayı olacağını açıkladı. Gökhan Ağdemir Kimdir Ağdemir, Hukuk Lisans eğitimi üzerine, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Yüksek Lisansı ve İşletme Yönetimi Doktorası ile hukuki ve akademik yetkinliğiyle Ankara’da serbest avukatlık yapıyor. 20 yıllık meslek hayatının öncesinde de Ülkücü Hareket’in her kademesinde çeşitli görevler üstlenerek davaya hizmet eden, Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu üyeliği, Türk Hukuk Enstitüsü Genel Başkan Yardımcılığı, Ankara 2 Nolu Baro Yönetim Kurulu Üyeliği yapan Ağdemir, Ekim’de yapılacak baro seçimleri için Ankara 2 Nolu Barosu Başkan Adayı oldu. Mesleğinde hak, adalet, savunma hakkının kutsallığı, vekalette kul hakkı ve meslek etiği ilkelerine daima sadık kalan Ağdemir, Milliyetçi muhafazakar görüşü yanında düşünceye saygılı demokrat tutumu ile de meslek ve özel yaşamında, saygın ve sağlam ilişkiler içerisinde bulunuyor.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca BM Genel Kurulu öncesi New York’ta “Stratcom Public Forum” düzenlenecek
18 Eylül 2024 Çarşamba - 13:20 Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca BM Genel Kurulu öncesi New York’ta “Stratcom Public Forum” düzenlenecek Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından New York’ta BM Genel Kurulu öncesinde “Stratcom Public Forum” düzenlenecek. İletişim Başkanlığınca her yıl düzenlenen Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi (Stratcom Summit) etkinliği çerçevesinde yurt dışında gerçekleştirilecek ilk forum olma özelliğini taşıyan Stratcom Public Forum’da kamu kurumları, uluslararası kuruluşlar, sivil toplum kuruluşlarından stratejik iletişim uzmanları ve alanın önde gelen akademisyenleri bir araya gelecek. 20 Eylül tarihinde "Küresel Belirsizlikler Çağında Stratejik İletişim” temasıyla düzenlenecek forumda, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Birleşmiş Milletler Küresel İletişim Başkanı Melissa Fleming video mesaj yoluyla açılış konuşmalarını gerçekleştirecek. Forumda “Krizlerle Mücadelede Uluslararası İş Birliği ve İletişim” başlığıyla düzenlenecek ilk panelde, kriz durumlarında uluslararası koordinasyon ve iletişimin rolü ve dijitalleşme ve yapay zekanın kriz iletişimi süreçlerine etkileri ele alınacak. İkinci panelde ise “Küresel Barış İnşasında Stratejik İletişimin Rolü” başlığıyla stratejik iletişimin küresel belirsizlikler çağında küresel barışa katkısı tartışılacak. Forumda stratejik iletişimde güncel araştırmalar, kriz yönetimi yaklaşımları ve deneyim paylaşımlarını içeren oturumlarla küresel belirsizliklere karşı stratejik iletişimin rolünü derinlemesine değerlendirilecek ve küresel barış ve istikrarın tesisine nasıl katkıda bulunacağı tartışılacak. Stratcom Youth, Stratcom Afet İletişim Forumu, Stratcom Hackathon gibi yan etkinlikleriyle Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi (Stratcom Summit), stratejik iletişim alanında küresel bir etkileşim merkezi ve öncü bir platform olma özelliği taşıyor. Stratcom Public Forum, küresel belirsizliklerle mücadelede stratejik iletişimin ve bu kapsamda uluslararası iş birliğinin önemine dikkati çekmeyi amaçlıyor.
Deneyap Teknoloji Atölyesi Bilim Sincan’da başladı
18 Eylül 2024 Çarşamba - 12:46 Deneyap Teknoloji Atölyesi Bilim Sincan’da başladı Sincan Belediyesi geleceği şekillendirecek, üretken gençler yetiştirme hedefini sürdürüyor. Teknolojiyi verimli ve etkin kullanan, bilim alanında projeler üreten gençler yetiştirmek amacıyla Milli teknoloji hamlesi kapsamında açılan Deneyap Teknoloji Atölyesi Bilim Sincan’da başladı. T3 Vakfı ve TÜBİTAK birliği ile hizmete sunulan “Bilim Sincan” merkezinde gençler ve çocuklar bilimle buluşmaya devam ediyor. 6-14 yaş arası öğrencilerin, bilim ve teknolojiye duyduğu ilgi ve merakı arttıran, problem çözme becerilerini geliştiren Bilim Sincan’da atölyelerle öğrenciler bilimle tanışıyor ve problem çözme becerilerini geliştiriyor. Aynı zamanda da hem eğlenmeleri hem de yeni deneyimler kazanmaları amaçlanıyor. Deneyap Teknoloji Atölyesinde eğitimler başladı Bünyesinde Astronomi Uzay ve Havacılık, Doğa Bilimleri Atölyesi, Matematik Atölyesi, Tasarım Atölyesi ve Teknoloji Atölyesi yer alan Bilim Sincan şimdi de Deneyap Teknoloji atölyesi ile gençleri buluşturdu. T3 Vakfı’nın yapmış olduğu sınavlarda başarılı olan ortaokul ve lise öğrencilerinin katıldığı Deneyap Teknoloji Atölyesinde eğitimler başladı. Deneyap Teknoloji Atölyesinde 36 aylık eğitim programına dahil olmaya hak kazanan öğrenciler; Tasarım ve Üretim, Robotik ve Kodlama, Elektronik Programlama ve Nesnelerin İnterneti, İleri Robotik, Siber Güvenlik, Enerji Teknolojileri, Havacılık ve Uzay Teknolojileri, Yazılım Teknolojileri, Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji, Mobil Uygulama ve Yapay Zeka olmak üzere on bir farklı alanda ücretsiz teknoloji eğitimleri alıyor. Bu eğitimlerle gençler bilim ve teknoloji alanında proje geliştirme, takım çalışması ve tasarım odaklı beceriler kazandırılarak bilim ve teknolojiyi etkin kullanan, üretken bireyler olarak geleceğe hazırlanıyor.