Yerel Haberler
Ankara
Başkentte yılbaşı tedbirleri: 19 bin 242 emniyet personeli görev alacak 31 Aralık 2025 Çarşamba - 09:53:34 Başkentte yılbaşında toplam 641 noktada 19 bin 242 emniyet personeli ile gerekli emniyet ve asayiş tedbirleri uygulanacak. Ankara Valiliği, yılbaşı nedeniyle Ankara’da alınacak tedbirlere ilişkin sosyal medya hesabından açıklamada bulundu. Valilik, alınan tedbirler çerçevesinde; emniyet sorumluluk bölgelerinde toplam 641 noktada 19 bin 242 emniyet personeli ile gerekli emniyet ve asayiş tedbirleri uygulanacağını duyurdu. Konuyla ilgili yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "31 Aralık 2025 tarihinde gerçekleştirilecek yılbaşı kutlamaları dolayısıyla; ilimiz genelinde huzur ve güven ortamının sağlanması amacıyla kapsamlı emniyet ve asayiş tedbirleri alınmıştır. Bu kapsamda; otogarlar, tren garları, havalimanı, meydanlar, alışveriş merkezleri, park ve bahçeler, eğlence merkezlerinin bulunduğu alanlar, oteller ile şehrimizde vatandaşlarımızın yoğun olarak bulunması muhtemel tüm noktalarda gerekli güvenlik planlamaları ve trafik düzenlemeleri yapılmıştır. Alınan tedbirler çerçevesinde; jandarma sorumluluk bölgelerinde toplam bin 543 personel, 275 araç ve 11 dron ile, emniyet sorumluluk bölgelerinde; toplam 641 noktada 19 bin 242 emniyet personeli, 10 dedektör köpek ve 2 bin 658 araç (2 bin 101 ekip + 557 trafik ekibi) ile gerekli emniyet ve asayiş tedbirleri uygulanacaktır. Bu tedbirler kapsamında, 31 Aralık 2025 Çarşamba günü saat 18.00’dan itibaren yoğunluk sona erene kadar aşağıda belirtilen yollar, ihtiyaç halinde çift yönlü olarak trafiğe kapatılacaktır. Atatürk Bulvarının; Sıhhiye Orduevi ile Akay Kavşak arasında kalan bölümü, Milli Müdafaa Caddesinin tamamı, Aşkabat Caddesinin (Bahçeli 7.Cadde) tamamı, Bestekar Caddesinin tamamı, Kızılırmak Caddesinin tamamı, Olgunlar Caddesinin tamamı, Selanik Caddesinin tamamı, Tunalı Hilmi Caddesinin tamamı, Azerbaycan Caddesinin (Bahçeli 3.Cadde) tamamı, Yüksel Caddesinin tamamı, Sakarya Caddesinin tamamı, Kumrular Caddesinin tamamı, Tunus Caddesinin tamamı, Tuna Caddesinin tamamı, Ziya Gökalp Caddesinin; Kolej Kavşak ile Kızılay Kavşak arasında kalan bölümü, İnkılap Sokağın tamamı, Konur Sokağın tamamı, Karanfil Sokağın tamamı, Bilge Sokağın tamamı, Bülten Sokağın tamamı, Çığır Sokağın tamamı, Bayındır Sokağın tamamı, ihtiyaç olması halinde; Oğuzhan Asiltürk Caddesinin tamamı, Meşrutiyet Caddesinin tamamı, Filistin Caddesinin tamamı, Polonya Caddesinin tamamı, İran Caddesinin tamamı, Arjantin Caddesinin tamamı, Kuleli Caddesinin tamamı, vatandaşlarımızın herhangi bir mağduriyet yaşamamaları adına trafiğe kapatılacak yolları dikkate almaları ve mümkün olduğunca toplu taşıma araçlarını kullanmaları önemle rica olunur. Tüm vatandaşlarımıza huzur ve güven içinde bir yılbaşı diliyor; sağlıklı, mutlu ve esenlik dolu bir yeni yıl temenni ediyoruz."
Bakan Uraloğlu: "Kamu özel işbirliği modeliyle havalimanlarımızdan Hazine’ye yaklaşık 3,57 milyar Euro katkı sağladık"
10 Aralık 2025 Çarşamba - 21:24 Bakan Uraloğlu: "Kamu özel işbirliği modeliyle havalimanlarımızdan Hazine’ye yaklaşık 3,57 milyar Euro katkı sağladık" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Kamu özel işbirliği modeliyle havalimanlarımızdan Hazine’ye yaklaşık 3,57 milyar Euroluk katkı sağladık" dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 2026 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve Bakanlığı’na ilişkin milletvekillerine sunum yaptı. Uraloğlu, 2 bin 3 şantiyede 103 binin üzerinde personelle çalışmalarının aralıksız biçimde sürdüğünü söyleyerek, "Doğrudan istihdam ettiğimiz 235 bin kişi mevcuttur. Yatırım programımızdaki 2 bin 171 projenin büyüklüğü de 5.2 trilyon liraya ulaşmış durumdadır. 2025 yılında Bakanlığımızın yatırım bütçesi için 488 milyar TL ödenek ayrılmıştı. 2026 yılında bu rakamı 571 milyar TL’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Bakanlık olarak vizyonumuz açık ve nettir. İnsan ve çevre odaklı akıllı ve güvenliğin tekrar ulaştırma sistemleriyle hızlı iletişim ağlarıyla dünyada öncü olmak. Ulaştırma ve lojistik ana planımız da tam olarak bu hedeflerin yol haritası niteliğindedir. Tüm ulaşım segmentlerini tek bir sistem olarak ele alıyor. Verimlilik, güvenlik ve çevre hassasiyetini bir araya getiriyoruz"ifadelerini kullandı. Türkiye’nin 4 saatlik uçuş mesafesinde 1.5 milyar insanın yaşadığını hatırlatan Uraloğlu, bu insanların yaşadığı 67 ülkenin ekonomik büyüklüğünün 155 trilyon dolar olduğunu kaydetti. Uraloğlu, "Bu nedenle artık sadece Türkiye’siz koridor olmaz demiyor aynı zamanda Türkiye’siz güvenlik ve istikrar da olmaz diyoruz. Türkiye yalnızca bir geçiş noktası değil, Avrasya lojistiğinde istikamet belirleyen barış canlısı ve istikrarlı bir merkezdir. Asya’dan Avrupa’ya uzanan bu koridor hem en kısa hem de en güvenli ticaret güzergahıdır. Deniz yoluyla 45 güne varan uluslararası nakliye sürelerini Türkiye üzerinden demir yoluyla 18 güne indiriyoruz. Marmaray geçişiyle Çin’den gelen yükleri Avrupa’ya kesintisiz ulaştırıyoruz. Zengazur Koridoru’nun önemli bir bölümünü oluşturan Kars-Iğdır Dilucu hattının tamamlanmasıyla orta koridoru iki ayrı sınır kapısından ülkemize bağlayacak yeni bir stratejik derinlik oluşturuyoruz. Ülkemizin lojistik gücünü zirveye taşıyacak tarihi bir hamle olan kalkınma yolu projesi de Basra Körfezi’nden başlayıp Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşacak yepyeni bir ticaret koridorudur" şeklinde konuştu. "Bugün dört sektörde tamamladığımız 71 kamu özel işbirliği projesinin yatırım tutarının 51 milyar dolar olduğunu belirtmek isterim" diyen Uraloğlu şöyle konuştu: "Emtia fiyatlarındaki döviz bazlı artışlar esas alındığında aynı projeleri bugün yeniden yapmanın bedeli 90 milyar dolardır. Şayet bu yatırımları sadece kamu bütçesiyle yapmaya kalksaydık bu projeler ya yıllarca gecikecek ya da hiç yapılamayacaktı. Kamu özel işbirliği modeliyle projeleri vaktinde hayata geçirdik ve ülkemize 39 milyar dolarlık daha karlı bir yatırım kurulmuş oldu. Kamu özel işbirliği bir yapım modeli olduğu gibi aynı zamanda bir finansman modelidir. İstanbul Havalimanı, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu, Osman Gazi Köprüsü, İstanbul İzmir Otoyolu ve 1915 Çanakkale Köprüsü gibi projelerimizin stratejik önemi bugün daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Kamu özel işbirliği projeleriyle hayata geçirdiğimiz havalimanı projelerimizde garanti rakamlarını aşarak ülkemizi önemli gelirleri elde etmiş oldu. Bu kapsamda bugüne kadar İstanbul Havalimanı, Antalya Havalimanı ve Esenboğa Havalimanı’ndan toplam 3 milyar 428 milyon Euro kira geliri elde etti. Ayrıca İstanbul ve Esenboğa Havalimanı’ndan da son bir yıl içerisinde beklenenden fazla yolcu gerçekleşmesinden dolayı 137 milyon Euro ilave gelir elde etmiş olduk. Böylece kamu özel işbirliği modeliyle havalimanlarımızdan Hazine’ye yaklaşık 3,57 milyar Euroluk katkı sağladık." Uraloğlu, 2025 yılında denizcilik alanında Türk denizciliği açısından altın yılını yaşadığını belirterek, "2002’de 8,9 milyon ton ile 17. sırada olan Türk Deniz Ticaret Filomuzu Cumhurbaşkanımızın vizyonu doğumcusunda 2 bin 203 gemiyle 53,1 milyon tona ulaştırarak dünyada ilk 10 arasına soktuk. 550 bin ton olan tersane kapasitesini 4,79 tona, 37 tersane sayımızı 85’e, balıkçı barınağını 178’den 408’e, 8 bin 500 olan yat bağlama kapasitesini yaklaşık 26 bine çıkardık. Yine dünyadaki 100 konteyner limanı arasına Aliağa Limanı’nı da ilave ederek beşinci limanımızı buna ilave etmiş olduk. Antalya Demre Yat Limanı’nı ve Gazipaşa Yat Limanı’nı yıl içerisinde hizmete açtık. Denizcilik alanında karar verici ülkeler kategorisinde Türkiye’yi ön plana çıkardık çok şükür" diye konuştu.
HAK-İŞ’ten ’Sendikal Bakış Açısıyla Engelli Bireyler İçin Güçlü Bir Gelecek Çalıştayı’
10 Aralık 2025 Çarşamba - 18:07 HAK-İŞ’ten ’Sendikal Bakış Açısıyla Engelli Bireyler İçin Güçlü Bir Gelecek Çalıştayı’ HAK-İŞ tarafından ’Sendikal Bakış Açısıyla Engelli Bireyler İçin Güçlü Bir Gelecek Çalıştayı’ düzenlendi. HAK-İŞ tarafından ‘Sendikal Bakış Açısıyla Engelli Bireyler İçin Güçlü Bir Gelecek Çalıştayı’ düzenlendi. Çalıştay ile engelli bireylerin çalışma hayatı ve sendikal hayatta daha etkin olarak yer almasını amaçlandı. Programda açılış konuşması gerçekleştiren Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Zafer Tarıkdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın engelli bireylere yönelik çalışmaların yönünü belirlediğini söyleyerek, bu vizyonun her bir vatandaşın fırsatlara eşit şekilde erişmesini ve toplumsal hayata aktif biçimde katılmasını esas almak olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anlayışı doğrultusunda hareket edildiğini vurgulayan Tarıkdaroğlu, son 23 yılda erişilebilirlikten bakım hizmetlerine, eğitimden istihdam teşviklerine, aile desteklerinden teknolojik çözümlere kadar pek çok alanda önemli adımlar attıklarını dile getirdi. Tarıkdaroğlu, yapılan hizmetlerin henüz yeterli olmadığını ifade ederek, "Hem kamuda hem özel sektörde engelli vatandaşlarımızın istihdamını artırmaya yönelik çalışmalarımız her geçen gün üzerine koyarak devam edecek. Gerek kamuya yaptığımız atamalarla gerek özel sektör teşvikleriyle engelli kardeşlerimizin iş gücüne daha da etkin biçimde katılmasına imkan sağladık ve bundan sonra da kararlılıkla daha güçlü bir şekilde sağlamaya inşallah devam edeceğiz" açıklamasında bulundu. "Engelli bireylerin üretimde daha etkin rol üstlendiği bir Türkiye hepimizin ortak idealidir" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın yakın zamanda 2026-2028 dönemini kapsayan 2. Engelli Hakları Ulusal Eylem Planı’nı açıklayacağını da hatırlatan Tarıkdaroğlu, "Engelli bireylerin güçlendiği, hayatın her alanında daha görünür olduğu, üretimde daha etkin rol üstlendiği bir Türkiye hepimizin ortak idealidir. Bu ideal, sadece kurumlarımızla değil sendikalarımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın, iş dünyamızın, akademimizin ve en önemlisi toplumun her bir ferdinin ortak sorumluluğudur" dedi. "Çalışma hayatındaki engellilerin temsilciliğini yapıyoruz" HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ise, Konfederasyonu tarafından Engelliler Komitesi oluşturduklarını ve karşılarındaki zorlukların farkında olduklarını belirterek, öncelikli olarak çalışma hayatına giren engellilerin sendikalaşmaları, sendikal mücadelede yer almaları ve bütün makamlarda yer alabilmeleri konusunda taahhütleri olduğunu aktardı. Bu konuda aynı kararlılığı sürdürdüklerini ifade eden Arslan, çalışma hayatındaki engellilerin temsilciliğini yaptıklarını söyledi. Çalışma hayatında yer alamayan engellilerin sorumluluğunu da taşıdıklarını dile getiren Arslan, "HAK-İŞ olarak, engellilik meselesine farklı açıdan bakıyoruz. Engellilerimizin çalışma hayatına girmeleri konusunda devletin daha büyük destek ve teşvik etmesini istiyoruz. Aslında engelliler de bunu istiyor. Sosyal yardım yaparak onların evden çıkmalarının önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor. Hem sosyal hayatımızda hem kent hayatında onların sokağa çıkabilecekleri altyapının oluşturulması, psikolojik olarak onların çalışma hayatının birer ferdi olarak yer almalarını teşvik edecek, sosyal yardımları da daha çok çalışma hayatında aktif olarak yer almaları durumunda daha fazla teşvik edilmelerini sağlamamız gerekiyor" şeklinde konuştu. Arslan, engellilerin çalışma hayatında yer almaları için ‘Emeğin engeli yok’ şeklinde bir yaklaşımları olduğunu söyleyerek, "Onun için ülkemizin, engelli yurttaşları sosyal hayatın, çalışma hayatının içerisine dahil edecek teşvikleri, düzenlemeleri yapması gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu. HAK-İŞ ve bağlı sendikaların engelli vatandaşların çalışma hayatına katılımına ilişkin çaba sarf ettiğini söyleyen Arslan, "Türkiye Sakatlar Konfederasyonu başta olmak üzere ilgili bütün muhataplarla bunu tartışıyoruz. Dolayısıyla engellilik konusunun aslında tedbirlerle ortadan kaldırılacağına inanıyoruz" diye konuştu. Engellilerin kamuda çalışmak istemelerini anladığını belirten Arslan, "Ama engellilerin özel sektörde de gönül rahatlığıyla çalışabilecekleri bir anlayışı geliştirmemiz gerekiyor" diye konuştu. Bugün aynı zamanda Dünya İnsan Hakları Günü olduğunu hatırlatan Arslan, insan hakları konusunun bugün anlamını kaybettiğini belirterek, "Bütün insanlığın gözü önünde çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve masum insanlar katledilirken bunu sadece bir film gibi seyretmenin utancını yaşıyoruz. Dünya İnsan Hakları Günü’nde insanlığın maalesef yerlerde süründüğü, öldürüldüğü, Gazze’de sadece çocuk ve kadınların değil, insanlığın katledildiği, insanlığın öldüğü bir dönem yaşıyoruz" ifadelerini kullandı.
Azerbaycan’ın ulusal lideri Haydar Aliyev Ankara’da anıldı
10 Aralık 2025 Çarşamba - 17:10 Azerbaycan’ın ulusal lideri Haydar Aliyev Ankara’da anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı ve ulusal lideri Haydar Aliyev, vefatının 22. yıl dönümünde Ankara’da düzenlenen programla anıldı. Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçiliği tarafından Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde düzenlenen programda, Haydar Aliyev’in hayatı ve siyasi mirasını anlatan "Duman Çekildiğinde" kitabının tanıtımı da yapıldı. Programda konuşan Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Dr. Reşad Memmedov, Haydar Aliyev’in Azerbaycan’ın dış ve enerji siyasetinin temelini atan lider olduğunu belirtti. Aliyev’in bıraktığı derin mirasın bugün de ülkenin stratejik yönelimlerine rehberlik ettiğini ifade eden Memmedov, "Büyük bir şahsiyetin fiziken ölmesi mümkün ama manevi olarak hiçbir zaman ölmeyecek. Dahi bir Azerbaycan oğlunun, Azerbaycan Türkü’nün anılması ile ilgili bir törende toplandık. Bugün onunla şahsen tanışmış, onunla bir yerde çalışmış, onunla uzun sohbetler etmiş ve onun hakkında çok sohbetleri, hadiselerin canlı şahidi olmuş insanlar var burada. Onlar Azerbaycan’dan ve Türkiye’den davet edildiler. Onlar daha önemli konuşmalar edecekler ve biz dinleyeceğiz" dedi. Programa Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Dr. Reşad Memmedov, Azerbaycan-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Ahliman Amiraslanov, Türkiye-Azerbaycan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Şamil Ayrım, Ankara Üniversitesi Rektörü, Türk Dil Kurumu Başkanı, TADİV Başkanı Prof. Dr. Aygün Attar, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi Daire Başkanı Ayhan Tuğlu, Azerbaycanlı ve Türk milletvekilleri ile büyükelçilik çalışanları katıldı.
Eski sevgilisini bıçaklayarak öldüren şüpheli hakkında 4 kez uzaklaştırma kararı bulunuyordu
10 Aralık 2025 Çarşamba - 16:13 Eski sevgilisini bıçaklayarak öldüren şüpheli hakkında 4 kez uzaklaştırma kararı bulunuyordu Ankara’da saplantılı olduğu iddia edilen kadını bıçaklayarak öldüren şüpheli şahıs hakkında daha önce savcılık tarafından 4 kez uzaklaştırma kararı verildiği anlaşılırken, 1 kez de ’ısrarlı takip’ ve ’tehdit’ suçlarından dava açıldığı öğrenildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında saplantılı olduğu iddia edilen eski sevgilisi maktul Gülhan Taş’ı bıçaklayıp yaralayarak hayatını kaybetmesine sebep olan şüpheli M.S. hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkartıldı. "Şüpheli hakkında daha önce ’ısrarlı takip’ ve ’tehdit’ suçlarından dava açılmış" Yaşanan olay öncesinde Gülhan Taş’a yönelik eylemleri nedeniyle M.S. hakkında 2024-2025 yılları arasındaki farklı tarihlerde 4 ayrı uzaklaştırma kararı verildiği, ayrıca ’ısrarlı takip’ ve ’tehdit’ suçlarından 2024 yılında dava açıldığı anlaşıldı. Savcılık tarafından şüpheliye yönelik elektronik kelepçe tedbiri talebinin ise mahkemenin değerlendirmesinde olduğu öğrenildi. Olayın ardından bıçakla kendisine zarar veren şüpheli M.S.’nin ameliyata alındığı ve taburcu olmasının ardından adliyeye sevk edilmesi bekleniyor. Olayın geçmişi Olay, Keçiören ilçesinin Yükseltepe Mahallesi’nde meydana gelmişti. Dün sabah işe gitmek için evinden çıkan maktul Gülhan Taş (30) kendisine saplantılı olduğu öne sürülen M.S. (38) tarafından bıçaklı saldırıya uğramıştı. Hastaneye kaldırıldığı sırada kalbi duran kadın, yapılan müdahaleyle yeniden hayata dönmüştü. Yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren Gülhan Taş’ın hayatını kaybettiği öğrenildi. Gözaltına alınan şüpheli M.S.’nin işlemlerinin devam ettiği öğrenildi.
ATO Yönetim Kurulu Üyesi Güçlü: "Kamuda ihtiyaçların yerli üretimle karşılanması özel sektör ve tüm tedarik zinciri açısından hayati öneme sahip"
10 Aralık 2025 Çarşamba - 15:57 ATO Yönetim Kurulu Üyesi Güçlü: "Kamuda ihtiyaçların yerli üretimle karşılanması özel sektör ve tüm tedarik zinciri açısından hayati öneme sahip" Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Üyesi Ali İhsan Güçlü, "Kamuda ihtiyaçların yerli üretimle karşılanması, yalnızca kamu kurumları için değil; özel sektör ve tüm tedarik zinciri açısından hayati öneme sahip" dedi. ATO ile Devlet Malzeme Ofisi (DMO) iş birliğinde ATO Meclis Salonu’nda ‘Satın Alma ve Tedarikçi Bilgilendirme Toplantısı’ düzenlendi. ATO üyelerine DMO’nun satın alma süreçleri, tedarikçi kayıt ve başvuru prosedürleri, elektronik ihale uygulamaları, ürün kabul kriterleri ile kamu alımlarına ilişkin güncel düzenlemeler hakkında kapsamlı bilgilerin verildiği toplantıya bilişimden mobilyaya, akaryakıttan ilaç ve tıbbi cihaza kadar birçok sektörden firma temsilcisi katıldı. "Ankaralı firmalarımız küresel standartlarda üretim yapıyor ve dünyanın dört bir yanına ihracat gerçekleştiriyor" Devlet Malzeme Ofisi’nin faaliyet alanlarının bilişim ürünlerinden büro makine ve ekipmanlarına, aydınlatma sistemlerinden tıbbi cihazlara, kağıt-kırtasiye ürünlerinden akaryakıta kadar oldukça geniş bir alanı kapsadığını kaydeden ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ali İhsan Güçlü, "Üyelerimizin kamu kurumlarıyla daha güçlü bağlar kurması, daha etkin ve yakın çalışabilmesi, sürdürülebilir bir sistemin oluşturulması önceliklerimiz arasında yer alıyor. Kamu alımları, bir satın alma süreci olmanın yanı sıra, sanayi politikalarının şekillenmesinde kritik rol oynayan, üreticiyi teşvik eden, Ar-Ge ve inovasyonu besleyen, ekonomik istikrarı destekleyen bir kalkınma aracı durumunda. Odamız üyesi çok sayıda nitelikli firma da bu alanlarda yüksek kaliteyle üretim ve hizmet sunuyor. Kamuda ihtiyaçların yerli üretimle karşılanması, yalnızca kamu kurumları için değil; özel sektör ve tüm tedarik zinciri açısından hayati öneme sahip. Bu süreci en verimli şekilde yönetmek ve kamu- özel sektör iş birliğini güçlendirmek hepimizin ortak sorumluluğu. Kamuda alım yapan kurumların tecrübeli üretici ve tedarikçilerle doğrudan, sürdürülebilir iş birlikleri kurması; yerli üretimin kamu eliyle daha güçlü desteklenmesine zemin hazırlayacaktır. Savunma sanayiinden yazılım ve bilişime, medikalden tekstile, mobilyadan makine ve kimyaya kadar pek çok sektörde Ankaralı firmalarımız küresel standartlarda üretim yapıyor ve dünyanın dört bir yanına ihracat gerçekleştiriyor. Bu potansiyele sahip firmalarımızın kamu alımlarında daha güçlü şekilde yer alması, hem kamu ihtiyaçlarının hızlı ve kaliteli karşılanmasına hem de Ankara’nın üretim gücünün daha ileri taşınmasına katkı sağlayacaktır" dedi. "DMO, Cumhuriyetimizin kurumsal hafızasının önemli yapı taşlarından biri" DMO Genel Müdürü Şinasi Candan ise kamu alımlarında şeffaflık ve verimlilik ilkeleri doğrultusunda hareket ettiklerini vurgulayarak, "Devlet Malzeme Ofisi, Cumhuriyetimizin kurumsal hafızasının önemli yapı taşlarından biri olarak kamu alımları ekosisteminde güven, şeffaflık ve verimlilik ilkeleriyle hareket etmeye devam ediyor. Bugün geldiğimiz noktada DMO, paydaşlarıyla birlikte değer üreten, kendini sürekli yenileyen ve örnek gösterilen bir merkezi satın alma kurumu haline gelmiştir" diye konuştu.