Yerel Haberler
Ankara
16 Aralık 2025 Salı - 23:58 Bakan Kurum’dan DEM Parti’li Koçyiğit’e ‘şantiye şefi’ cevabı: "Bizim için büyük bir gurur" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerinde kendisine ‘şantiye şefi’ diyen DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit’e tepki göstererek, "Umarım bir gün deprem bölgesine gidip ülkenizin bu gururuna ortak olursunuz. 11 ili ayağa kaldırmak, deprem bölgesini bitirmek, şantiye şefliğiyse evet, şantiye şefliği yapmak bizim için büyük bir gururdur. Deprem bölgesinin şantiye şefiyim" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Bakanlığın TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerinde kendisine, "Sanırsınız Çevre Şehircilik Bakanı değil de şantiye şefi" diyen DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit’e cevap verdi. "Şaşkınlıkla dinledim" Bakan Kurum Koçyiğit’e, "Şimdi DEM Parti’li Grup Başkanvekili’ni hakikaten şaşkınlıkla dinledim. Umarım bir gün deprem bölgesine gidip ülkenizin bu gururuna ortak olursunuz. Sayın Başkan şantiye şefi diyerek kendince yapılan işi küçümsüyor. 11 ili ayağa kaldırmak, deprem bölgesini bitirmek, şantiye şefliğiyse evet, şantiye şefliği yapmak bizim için büyük bir gururdur. Evet ben şantiye şefiyim. Deprem bölgesinin şantiye şefiyim" cevabını verdi. "Siz ellerinizi ovuşturdunuz, ’şimdi bittiler’ dediniz" Koçyiğit’e deprem bölgesinde ne yaptığını soran Bakan Kurum, şunları söyledi: "Diyorsunuz ki ’15. günde devlet yoktu’. Devlet oradaydı. Biz ilk saat itibarıyla oradaydık. Deprem oldu. Biz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 11 ilimize koştuk. Peki siz ne yaptınız? Ben size söyleyeyim. Siz ellerinizi ovuşturdunuz. ’Şimdi bittiler’ dediniz. ’Enkaz altında kalırlar’ dediniz. ’Yapamazlar, bitiremezler’ dediniz. Bitirdik. 455 bin konutu alnımızın akıyla tamamladık."
16 Aralık 2025 Salı - 23:31 DMM’den "Türkiye’ye BioNTech aşısı gelmedi" iddialarına yalanlama Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), COVID-19 salgını sürecinde Türkiye’ye ’BioNTech aşısı gelmediği’ yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını açıkladı. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin (DMM) sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, bazı sosyal medya mecralarında, COVID-19 salgını sürecinde Türkiye’ye ‘BioNTech aşısı gelmediği’ yönünde ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmadığı belirtildi. ‘BioNTech aşısı gelmediği’ iddialarının kamuoyunu yanıltmaya yönelik dezenformasyon içerdiği vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "COVID-19’a karşı geliştirilen BioNTech mRNA aşıları, klinik kullanım amacıyla doğrudan BioNTech SE firmasından temin edilmiştir. Pandemiyle mücadele kapsamında, Mart 2021 tarihinden itibaren salgının son dönemlerine kadar söz konusu aşılar mevzuata uygun şekilde tedarik edilerek vatandaşlarımızın kullanımına sunulmuştur. Öte yandan salgın gibi küresel halk sağlığı acil durumlarında, aşı ve ilaçların temininde "Acil Kullanım Ön Onayı" mekanizması tüm dünyada işletilmektedir. BioNTech mRNA aşıları da Dünya Sağlık Örgütü ve uluslararası bilimsel otoritelerin acil kullanım ön onayı değerlendirmeleri esas alınarak Sağlık Bakanlığımız Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından temin edilmiş ve uygulanmıştır. Dolayısıyla pandemi sürecinde yürütülen tüm aşılama faaliyetleri; insan sağlığının korunması önceliğiyle, bilimsel kriterler, şeffaflık ilkesi ve hukuki mevzuat çerçevesinde titizlikle gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle kamuoyunun, teknik ve hukuki kapsamından koparılarak dolaşıma sokulan, yanıltıcı ve gerçek dışı nitelik taşıyan iddialara itibar etmemesi önemle rica olunur."
16 Aralık 2025 Salı - 20:47 MHP’li Durgun: "Pestisit iddiaları kamuoyunda abartılı şekilde yer buluyor" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Antalya Milletvekili Hilmi Durgun, "Pestisit iddiaları kamuoyunda abartılı şekilde yer buluyor" dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulunda, 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Tarım ve Orman Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarına ilişkin görüşmeleri devam ederken, MHP Grubu adına söz alan Antalya Milletvekili Hilmi Durgun, tarım sektöründe yaşanan sorunları ve yaş meyve ve sebze ihracatında gündeme gelen pestisit iddialarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Tarımın Türkiye’nin stratejik ve mukayeseli üstünlüğü olduğuna dikkat çeken Milletvekili Durgun, küresel iklim değişikliği, kuraklık ve artan nüfus baskısı karşısında sürdürülebilir gıda arzının öneminin arttığını söyledi. Örtü altı yetiştiriciliğinin bu noktada kritik bir rol oynadığını belirten Durgun, Türkiye de örtü altı üretiminin yaklaşık yüzde 50’sinin Antalya’da gerçekleştiğini ifade etti. Türk çiftçisinin artan girdi maliyetleri ve düşen ürün fiyatları sebebi ile zor bir süreçten geçtiğini dile getiren Durgun, "Tedarik zincirinde gecikmiş tahsilatlar yetmezmiş gibi, üreticilerimiz ve tarımsal girdi sağlayan firmalarımız karşılıksız çekler ve ödenmeyen senetler nedeniyle de büyük mağduriyetler yaşamaktadırlar" dedi. "Pestisit iddiaları kamuoyunda abartılı şekilde yer buluyor" Yaş sebze ve meyve ihracatında pestisit kalıntısı iddialarının sıkça gündeme geldiğini belirten Durgun, bu konuda kamuoyunda oluşan algının bilimsel veriler ile uyuşmadığını söyledi. "Pestisit iddiaları kamuoyunda abartılı şekilde yer buluyor" diyen Durgun, Türkiye’de kullanılan bitki koruma ürünlerinin ruhsatlandırma süreçlerinin Avrupa Birliği ve G8 ülkeleri ile uyumlu olduğunu, maksimum kalıntı limitleriyle (MRL) de Avrupa Birliği mevzuatıyla birebir aynı olduğunu ifade etti. Bahse konu ihracat yapılan ülkelerin beslenme ve tüketim alışkanlıklarına göre farklı MRL değerlerin uygulandığını belirten milletvekili, aynı ürünlerin bir ülkede kalıntı sayılabilirken bir diğer ülkede kabul edilebilir olduğuna dikkat çekti. Avrupa Birliği’nin MRL değerlerini zaman zaman değiştirdiğini hatırlatan MHP Milletvekili Durgun, bu değişikliklerin geçtiğimiz yılarda geri bildirime sebep olurken, daha sonra ki yıllarda yeniden düştüğünü söyledi.
Başkent’te DEAŞ VE TKP/ML terör örgütlerine operasyon
16 Aralık 2025 Salı - 08:33 Başkent’te DEAŞ VE TKP/ML terör örgütlerine operasyon Ankara’da DEAŞ ve TKP/ML silahlı terör örgütlerine yönelik başlatılan soruşturma kapsamında 13 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturmalar kapsamında verilen talimatlara istinaden; DEAŞ silahlı terör örgütü mensuplarına yönelik geçmiş tarihlerde gerçekleştirilen soruşturmalar kapsamında elde edilen dijital materyallerin incelenmesi sonucu deşifre edilen, örgüt mensubu olduklarına dair dijital kayıtların bulunan ve yapılan iletişim tespit tutanakları ile örgütsel faaliyetlerde bulundukları tespit edilen 10 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Öte yandan, TKP/ML silahlı terör örgütü tarafından verilen çağrı/talimatlara uyarak çeşitli tarihlerde Ankara sınırları içerisinde yapılan örgütsel etkinliklere katılarak terör örgütünün cebir ve şiddet içeren yöntemlerini övücü ve bu yöntemleri meşru gösterecek şekilde eylemlere katıldıkları, aralarında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK/KCK terör örgütüne yönelik gerçekleştirdiği operasyonlarda kimyasal silah kullandığını iddia eden pankartın kaldırılarak yerine asılan Türk bayrağının ipini keserek attığı tespit edilen de dahil olmak üzere 3 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. 13 şüphelinin yakalanmasına ve Cumhuriyet Başsavcılığına sevklerine yönelik işlemlere Ankara İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğü ekiplerince devam edildiği bildirildi.
Bakan Yerlikaya duyurdu: 81 ilde düzenlenen denetimlerde 55 göçmen kaçakçılığı organizatörü ve 972 düzensiz göçmen yakalandı
16 Aralık 2025 Salı - 08:10 Bakan Yerlikaya duyurdu: 81 ilde düzenlenen denetimlerde 55 göçmen kaçakçılığı organizatörü ve 972 düzensiz göçmen yakalandı Göçmen kaçakçılığı organizatörleri ve düzensiz göçe yönelik 81 ilde düzenlenen denetimlerde; 9’u yabancı uyruklu olmak üzere 55 göçmen kaçakçılığı organizatörü, 431 bin 446 kişinin kimlik kontrolünün yapıldığı denetimlerde ise 972 düzensiz göçmen yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, göçmen kaçakçılığı organizatörleri ve düzensiz göçmenlere yönelik kimlik kontrolü yapılan denetimlerin devam ettirildiğini belirtti. Bakan Yerlikaya, kaçakçıların ve düzensiz göçmenlerin yakalanmasında emeği geçenleri tebrik ettiği paylaşımında, şu ifadelere yer verdi: "81 ilde göçmen kaçakçılığı organizatörleri ve düzensiz göçe yönelik düzenlenen denetimlerimizde; 9’u yabancı uyruklu olmak üzere 55 göçmen kaçakçılığı organizatörü, 431 bin 446 kişinin kimlik kontrolünün yapıldığı denetimlerde 972 düzensiz göçmen yakalandı. Türkiye; göç yönetiminde, insan hak ve hürriyetlerine saygılı, hukuk ve medeniyet değerlerine bağlı, kamu düzeni ve güvenliğinden asla taviz vermeden tüm dünyaya örnek bir model sunmaktadır. Göç konusunu; düzenli göç yönetimi, uluslararası koruma, gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüş, düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığıyla mücadele, insan ticaretiyle mücadele ve bütünleşmiş sınır yönetimi dahil tüm boyutlarıyla ele alıyoruz. Göç İdaresi Başkanlığımızın koordinasyonunda; EGM Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Daire Başkanlığı ile Jandarma Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticaretiyle Mücadele Daire Başkanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca; 28 bin 581 personel, 9 bin 109 ekip ile 5 bin 702 noktada; düzensiz göç ve göçmen kaçakçılarıyla yapılan mücadele çalışmaları kapsamında 7 bin 617 umuma açık yer, 500 terminal ve 7 bin 37 diğer yerler olmak üzere toplam 15 bin 154 yer kontrol edildi. Tespit edilen düzensiz göçmenlerin ülkelerine geri gönderilme işlemleri başlatıldı."
Başkentte fuhuş operasyonu: 60 tutuklama
16 Aralık 2025 Salı - 08:08 Başkentte fuhuş operasyonu: 60 tutuklama Ankara’da tek operasyonda en fazla tutuklu sayısına ulaşılan fuhuş operasyonu gerçekleşti. Operasyonda 60 kişi tutuklandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Ailenin Korunması ve Cinsel Dokunulmazlığa Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu gelen ihbarlar ve artan şikayetler üzerine gizli bir soruşturma başlattı. Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği ‘özel tahkikat ekipleri’ oluşturdu. Çankaya’da Night Club olarak faaliyet gösteren ve kadınları suistimal ederek fuhuşa sürükleyen 11 işletmeyi takibe aldı. CMK 135 Teknik izleme ve takip kararları alındı. 4 ay boyunca Müşteri gibi mekanlara giderek fuhuşa aracılık yapan fuhuşu teşvik eden hedef şahısları adım adım izledi. Gizli kameralarla mekan çalışanlarıyla müşteriler arasındaki fuhuş pazarlıkları kayda alındı. ‘Mağdur’ kadınları telebar gibi çalışan bu mekanlardan çıkartıp fuhuş için otellere götürüyorlardı. Üstelik kadınların SGK kayıtları vardı ve çalışıyor gibi gösteriyorlardı. Müşteriler mekana geliyor, kadınlarla sohbet ediyor, beğendikleri kadınlara fuhuş teklif ediyor ve işletmeler bu şekilde sözde ticari kazanç elde ediyordu. 11 mekanın işletme sahipleri, işletme müdürleri ve diğer çalışanları toplam 81 şüpheli gözaltına alındı. 60 şüpheli tutuklandı. Operasyon sonrasında tüm mekanların faaliyeti sonlandı. 64 fuhuşa sürüklenen mağdur kadın kurtarıldı ve hepsinin ifadesine başvuruldu.
Sahiplendiği köpeklere cinsel istismarda bulunup öldüren doktor hakkında gerekçeli karar açıklandı
15 Aralık 2025 Pazartesi - 23:01 Sahiplendiği köpeklere cinsel istismarda bulunup öldüren doktor hakkında gerekçeli karar açıklandı Ankara’da sahiplendiği köpekleri cinsel istismarda bulunup öldürmekten 9 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan doktor hakkındaki gerekçeli karar açıklandı. Sahiplendiği köpeklere cinsel istismarda bulunup öldürdüğü gerekçesiyle Ankara Batı 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 9 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan doktor Muhammet Mustafa Duman (28) hakkında verilen cezanın gerekçesi açıklandı. Mahkeme, sanık Duman’ın Mart ve Nisan 2025 tarihleri arasında farklı zamanlarda sahiplendiği en az 8 yavru köpeğe ikametinde cinsel saldırıda bulunarak öldürdüğünün kamera kayıtları, dijital materyaller, bilirkişi raporları ve tanık beyanlarıyla sabit olduğunu belirtti. "Kamera, dijital delil ve mesajlar birbirini doğruladı" Gerekçeli kararda, sanığın 30 Mart 2025’te 5 yavru köpeği, 26 Nisan 2025’te ise 3 yavru köpeği ikamet ettiği villaya getirdiği, kısa süre sonra çöp poşetleri ve kutularla evden ayrıldığı, ardından temizlik yaptığının kamera kayıtlarıyla tespit edildiği bilgisi yer aldı. Sanığa ait cep telefonunda ele geçirilen ve silinen dosyalardan kurtarılan videolarda, kanlar içinde hareketsiz yavru köpeklerin bulunduğu, sanığın bu görüntüleri kayda aldığı ve kardeşine göndererek silmesini istediği mesajlaşmaların bulunduğu kaydedildi. "Duvar boyama ve temizlik delil karartma olarak değerlendirildi" Mahkeme, sanığın karakoldaki ilk ifadesinden sonra serbest bırakılmasının ardından duvarlardaki kan izlerini yok etmek amacıyla evini boyadığı, gece saatlerinde babasıyla birlikte evden çöp poşetleri ve eşyalarla ayrıldığı tespitlerine yer verdi. Gerekçeli kararda bu durumun delil karartma çabası olduğu ifade edildi. Sanık Duman’a ait cep telefonunda yapılan incelemede ise hayvanlara yönelik cinsel içerikli binlerce görüntünün izlendiği, bazı görüntülerin ekran görüntüsü alınarak kaydedildiği, internet aramalarında "hayvan ile cinsel birliktelik" ve "Bestialii" (zoofili, hayvanlarla cinsi münasebet sapkınlığı) gibi anahtar kelimelerin kullanıldığının belirlendiği kaydedildi. Mahkemenin bu kapsamda sanığın müstehcenlik suçunu da işlediğine hükmettiği belirtildi. Sanığın sahiplendiği köpeklerin ikametinin camını açık unuttuğundan ötürü kaçtıklarını iddia etmesine ilişkin ise kararda, bu durumun hayatın olağan akışına uygun olmadığı ve inandırıcılığının bulunmadığı anlatıldı. Yavru köpeklerin yürümekte dahi zorlandığı anlatılan gerekçeli kararda, köpeklerin cama tırmanarak kaçmalarının mümkün olmadığı belirtildi. Kararda, sanığın cinsel amaçlarla söz konusu yavru köpekleri evine getirdikten hemen sonra bu köpeklere cinsel saldırırda bulunarak öldürdüğü, daha sonra bu yavru köpekleri poşetlere koyarak aynı gün çöpe atarak cesetlerinden kurtulduğu anlatıldı. Buna istinaden sanığın cep telefonuyla çektiği görüntü kayıtlarında da poşet üzerinde ölü vaziyette kanlar içinde yavru bir köpeğin bulunmasının bu durumu kanıtladığı ifade edildi. "Zincirleme suç hükümleri uygulandı" Gerekçeli kararda, sanığın eylemleri farklı tarihlerde farklı hayvan gruplarına, yenilenen kasıtla işlediği gerekçesiyle ayrı ayrı suçlar olarak değerlendirildiği belirtildi. Bu nedenle sanık hakkında 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 28/A maddesi kapsamında ayrıca zincirleme suç hükümleri uygulanarak cezaların artırıldığı belirtildi. Yerel mahkemede yapılan son duruşmada sanık Duman, ’köpekleri öldürme’ suçundan 5 yıl 2 ay, ’hayvanlara cinsel istismar’ suçundan ise 4 yıl 7 ay olmak üzere toplam 9 yıl 9 ay hapis cezası ile 20 bin 550 lira adli para cezasına çarptırılmıştı. Ayrıca sanık Duman’a ’müstehcenlik’ suçundan 1 yıl 15 gün hapis ve 750 lira adli para cezası verilmiş ancak cezada hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmişti.
Bakan Yerlikaya’dan polislere müjde: "Polislerin çalışma saatinde 4 gruplu 12/36 sistemine geçiyoruz"
15 Aralık 2025 Pazartesi - 23:00 Bakan Yerlikaya’dan polislere müjde: "Polislerin çalışma saatinde 4 gruplu 12/36 sistemine geçiyoruz" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "Polislerin çalışma saatinde 4 gruplu 12/36 sistemine geçiyoruz. Önümüzdeki yıl 10. ayda veya 11. ayda yeni çalışma sistemine geçilecek" dedi. Bakan Yerlikaya, TBMM Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığının ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılına ilişkin faaliyetleri ve 2026 yılı bütçe teklifi görüşmelerinde konuştu. 2025 yılının Mart ayında görev puanı sistemine geçildiğini ifade eden Yerlikaya, "Atama ve Yer Değişikliği Yönetmeliği’ndeki bu uygulamayla birlikte atama sistemi hakkaniyet, şeffaf ve kurumsal ihtiyaca uygun hale geldi. Önceden yılda iki kere eş durumu ve mazeret atamaları yapılırken, artık her ay bir mazeret ataması yapmaya başladık. Ayrıca 2026 yani önümüzdeki yıl genel atama döneminde zorunlu ikinci şark tebligatı gönderilmeyecek. Emniyet Genel Müdürlüğü Teşkilat Kanunu’yla ilgili çalışıyoruz. Teşkilatımızın özlemle beklediği bir teşkilat kanunu ile ilgili hazırlıklarımızı yapacağız ve gazi Meclisimizin takdirine arz edeceğiz" şeklinde konuştu. "4 gruplu 12/36 sistemine geçiyoruz" Polislerin çalışma saatlerinde değişikliğe gidileceğini belirten Yerlikaya, "Mezun olan yeni personelimizin arkadaşlarının yanına, yani meslektaşlarının yanına dağıtılmasından sonra 4 gruplu 12/36 sistemine geçiyoruz. Daha önce bunu personel eksikliğinden dolayı yapamıyorduk. Ama bütün hazırlıklarımızı tamamladık. İnşallah önümüzdeki yıl 10. ayda veya 11. ayda bunu tamamlayacağız. İç güvenlik hizmeti yürüten Jandarma, Sahil Güvenlik ve Emniyet hizmetleri sınıfında çalışan arkadaşlarımızın ücretlerinde dengelemeyle ilgili bir çalışma yapıyoruz. Onu da zamanı geldiği zaman inşallah hep birlikte göreceğiz" dedi.
Kız öğrencilerine cinsel organının fotoğrafını gönderen tacizci öğretmen tutuklandı
15 Aralık 2025 Pazartesi - 22:07 Kız öğrencilerine cinsel organının fotoğrafını gönderen tacizci öğretmen tutuklandı Ankara’da lise öğretmeninin okulun voleybol kız takımının bulunduğu mesajlaşma grubuna cinsel organının fotoğrafını göndererek kız öğrencileri taciz ettiği iddia edildi. Gözaltına alınan öğretmenin görevine son verildiği ve tutuklanarak cezaevine gönderildiği belirtildi. Olay, 13 Aralık akşamı Sincan’da meydana geldi. İddialara göre, Yenikent İlksan Anadolu Lisesi’nde görevli beden eğitimi öğretmeni N.Ş. (52), cinsel organının fotoğraflarını okulun kız voleybol takımının mesaj grubuna gönderdi. Velilerin şikayeti üzerine çalışma başlatan polis ekipleri, tacizci öğretmeni gözaltına aldı. Aynı anda görevine de son verilen N.Ş., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Zanlının ifadesinde fotoğrafları sevgilisine göndermeye çalışırken yanlışlıkla öğrencilerin olduğu grupta paylaştığını söylediği öğrenildi. Çocuklarının şok geçirdiğini söyleyen veliler ise, N.Ş.’nin daha önce de benzer davranışlarda bulunduğunu ileri sürerek, sürecin takipçisi olacaklarını kaydetti. "Kızımın odasından ağlayarak çıktığını gördüm" Olayla ilgili konuşan velilerden Emre Özbek, "Kızımın odasından ağlayarak çıktığını gördüm. Annesinin yanına gitti. Ne olduğunu öğrenmeye çalıştım. Okuldaki kız voleybol takımının mesajlaştığı bir gruba beden eğitimi öğretmeninin cinsel organının fotoğrafını gönderdiğini ve cinsel istismarda bulunduğunu gördüm. Çok sinirlendim. İhbarda bulundum. Polis merkezine gittik. Okul yönetimi de yanımıza geldi ve destek oldular. Sabahın ilk saatlerine kadar orada kaldık. Diğer çocukların da ifadelerini aldılar" dedi. "Daha da ağır ceza alması için gerekenin yapılmasını istiyoruz" Durumdan dolayı manevi zarar gördüklerini ifade eden baba Özbek, "Böyle bir şeyin yaşanması manevi olarak bize çok zarar verdi. Bu öğretmen müsveddesinin ne yaptığını herkesin bilmesini, yetkilileren de konunun üzerine gitmesini istiyoruz. Öğretmenin görevine son verildiğini öğrendik. Meslek hayatı tamamen bitmiş. Daha da ağır ceza alması için gerekenin yapılmasını istiyoruz" diye konuştu. "Ben kızıma sarılırken bile hassas davranıyorum" Zanlının hak ettiği cezayı alması gerektiğini dile getiren baba Özbek, "Kızım o an kendini tutamadı, titreyerek ağlamaya başladı. Daha çocuk yaşta. Ne yapacağını bilemedi. Ben kızıma sarılırken bile hassas davranıyorum. Başka birisi tarafından böyle bir şeye maruz kalması onu çok yıprattı. Okulundan izin aldık. Kızıma psikolojik destek aldıracağım. Şu an tek istediğimiz zanlının en ağır cezayı alması. Sonuna kadar kızımın arkasındayım. Sonuna kadar mücadeleye devam edeceğim" dedi. "Öğrencilere yemek aldırarak odasına davet ettiği iddia edildi" Tacizci öğretmenin daha önce de benzer davranışlarda bulunduğuna dair iddialar olduğundan bahseden Özbek, "Daha öncesinde de bu öğretmenin öğrencilerine yaklaşmaya çalıştığını duyduk. Para verdiği öğrencilere yemek aldırarak odasına davet ettiği iddia edildi. Öğrencilere sarıldığı ve dokunduğuna dair geri dönüşler aldık. Bize destek olanlar söylemişti bunları. Çok üzgünüm. En azından fiziksel bir taciz olması. Adaletin yerini bulmasını istiyorum" şeklinde konuştu. "Çocuklarımızı güvenli bir şekilde okula gönderdiğimizi düşünüyorduk" Yaşanan durumdan dolayı korku içinde olduklarını söyleyen velilerden Sibel Dervazoğlu ise şöyle konuştu: "Olaydan haberim olduğundan beri uyku uyuyamadım. Çocuklarımızı güvenli bir şekilde okula gönderdiğimizi düşünüyorduk. Görevi öğretmen olan birinin böyle bir şey yapması bizleri çok üzdü. Korkuyoruz, endişeleniyoruz. Karşısında 14 yaşında çocuklar vardı. Ceza alması için elimizden ne geliyorsa, nereye şikayet edilmesi gerekiyorsa yapacağız. Aynı şey benim de çocuğumun başına gelebilirdi. Şikayetçiyiz. Okul idaresiyle konuştuğumuzda bir daha asla o öğretmenin bu okula giremeyeceğini söylediler. Bizi ilerisi de endişelendiriyor. Bu kişi dışarı çıkabilir. Özel bir işletme açabilir." "Bu mesleği taşıyamayan insanlar da var maalesef" Kızının mağdurlar arasında yer almadığını fakat çok fazla endişe duyduğunu dile getiren Dervazoğlu, "Kızıma durumu söyleyince çok endişelendi. Tedirginiz, dünden beri uyuyamadık. Okulun çocukların güvenliğini sağlamasını istiyorum. Çocuklarımız saatlerce okulda kalıyor. Öğretmenlere güvenmek zorundayız. Çok üzücü bir durum. Elbette her öğretmen böyle değildir. Bu mesleği taşıyamayan insanlar da var maalesef" dedi. "Öğretmenimiz hiçbir şey olmamış gibi yazmaya devam etti" Özbek’in mağdur kızı, olaydan çok etkilendiğini belirterek, "Maçımızla ilgili gruptaki konuşmaları takip ediyordum. Daha sonra arkadaşlarımın tepkili mesajlarıyla karşılaştım. Arkadaşlarım, ‘Hocam lütfen bu mesajları siler misiniz’ yazmıştı. Öğretmen de hiçbir şey olmamış gibi yazmaya devam etti. Daha sonra gruba gönderdiği uygunsuz fotoğrafları gördüm. O an şok geçirdim. Ne yaşadığımın farkında değildim. Durumu aileme anlattım. Annem ve babam da şok oldu. İhbarda bulundular. Polis merkezine gittik. Çok stresli bir gündü. Şu an hala yaşadığımın nasıl bir şey olduğunun farkında değilim. Şok içerisindeyim ve etkisini hala atlatamadım. Güvende olmadığımı hissediyorum" ifadelerini kullandı. "Bu kişinin bir daha öğretmenlik yapmasını, rahat bir şekilde dolaşmasını istemiyorum" Zanlının bir daha öğretmenlik yapmaması gerektiğini ifade eden mağdur öğrenci, "Öğretmenin, eskiden de özellikle kız öğrencilere daha yakın ve samimi yaklaştığını duydum. Bu kişinin bir daha öğretmenlik yapmasını, rahat bir şekilde dolaşmasını istemiyorum. Yaptığı bu rezillikten herkesin haberi olsun istiyorum. Hiçbir zaman rahat olmasın. Normalde bize hep sert konuşurdu ve karşılık vermemizi istemezdi ama takımdan da ayrılmamızı kesinlikle istemezdi" ifadelerini kullandı.
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: "Vatandaşlarımızın lehine olan vergi mevzuatındaki güncellemeleri daha yüksek olan yeniden değerleme oranında arttıracağız"
15 Aralık 2025 Pazartesi - 22:07 Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: "Vatandaşlarımızın lehine olan vergi mevzuatındaki güncellemeleri daha yüksek olan yeniden değerleme oranında arttıracağız" Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Gelir vergisi tarifesi gibi vatandaşlarımızın lehine olan vergi mevzuatındaki güncellemeleri daha yüksek olan, yani yüzde 25.5 olan yeniden değerleme oranında arttıracağız. Dolayısıyla kamunun fiyatlarını yüzde 16-19 arasında belirlerken, vatandaşın lehine olan hususlarda yeniden değerleme oranında uygulayacağız" dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TBMM Genel Kurulu’nda ’2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’ görüşmelerinde Bakanlığı ile bağlı kurumlarına ilişkin sunum yaptı. Konuşmasına vefat eden Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’a Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) başsağlığı dileyerek başlayan Şimşek, 2022-2023 yılları sonunda yüzde 64-65 bandına yerleşen enflasyonun geçen sene yüzde 44.4’e kadar düştüğünü belirtti. Bakan Şimşek, "Bu sene kasım ayı itibarıyla yüzde 31.1 seviyesinde gerçekleşti. Tabii hedeflerimizin bir miktar üzerinde. Burada şunu ifade etmek istiyorum. Dayanıklı tüketim malları, giyim gibi ürünlerde aslında temel mal enflasyonu yüzde 18.6’ya kadar düştü. Gıda enflasyonu yüzde 27’ye kadar geriledi. Manşet enflasyonunun yüzde 30’un üzerinde olmasının esas sebebi, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hizmet sektörü enflasyonu dezenflasyon tedbirlerine gecikmeli tepki veriyor. Ülkemizde hizmet enflasyonunda bir katılık var. Geçmişe yönelik bir endeksleme var. Ayrıca daha önce kiraya bir üst sınır getirmiştik kanunla, eğitime bir üst sınır getirmiştik. Tabii bunun da etkileri var. Özellikle son iki yılda kira ve eğitim enflasyonu, manşetin en az iki katı hızla arttı. Ancak önümüzdeki dönemde sosyal konut seferberliği, deprem konutlarının tamamlanmasıyla birlikte konut arzı artıyor ve kira artışını sınırlayacak. Ayrıca eğitime değer kural bazlı bir fiyatlama modelini yüce Meclisimiz kabul etti. Yine bütçe imkanları çerçevesinde 2026 için vergi ve harç güncellemelerini yeniden değerleme oranında değil, hedeflediğimiz enflasyon oranında belirleyeceğiz. Ancak şunun da altına çizmek istiyorum; gelir vergisi tarifesi gibi vatandaşlarımızın lehine olan vergi mevzuatındaki güncellemeleri daha yüksek olan, yani yüzde 25.5 olan yeniden değerleme oranında arttıracağız. Dolayısıyla kamunun fiyatlarını yüzde 16-19 arasında belirlerken, vatandaşın lehine olan hususlarda yeniden değerleme oranında uygulayacağız" dedi. "Bu yıl da cari açık, hedeflerimiz doğrultusunda gidiyor" Bakan Şimşek, 2026 yılında da enflasyonun hedefler doğrultusunda düşmeye devam edeceğini söyledi. Şimşek, "Özellikle cari açık konusunu bir endişe kaynağı olmaktan çıkarttık. Uyguladığımız programın başına gidersek cari açık milli gelire oran olarak yüzde 5’in üzerindeydi. 2024 yılında yüzde 0.8’e geriledi. Hatta portföy tercihi olarak ağırlıklı olarak ithal edilen altını bir kenara bırakırsanız geçen sene cari dengede fazla verdik, 3.2 milyar dolarlık bir fazla söz konusu. Bu yıl da cari açık, hedeflerimiz doğrultusunda gidiyor. Ciddi bir iyileşme söz konusu. Özellikle yeşil dönüşümde epey mesafe katettik. Bugün petrol ihtiyacımızın yüzde 15’ini, doğal gaz ihtiyacımızın yüzde 16’sını kendi üretimimizle karşılıyoruz. Yenilenebilir enerjinin kurulu kapasitedeki payı yüzde 62’ye çıktı ama kuraklık nedeniyle bu sene üretimdeki payı yüzde 45. Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı azaldıkça cari denge kalıcı olarak iyileşiyor. Son 23 yılda petrol ve doğal gaz ve türevlerinin ithalatına tam 1 trilyon dolar ödedik. Burada tabii ki mesafe katettikçe yapısal bir dönüşüm sağlanmış olacak. Cari dengedeki iyileşmeyle birlikte milli gelire oran olarak yüzde 23’e çıkmış olan brüt dış finansman ihtiyacımız bu sene yüzde 17’nin altına düşüyor. Program dönemi sonunda da muhtemelen yüzde 13, 14’lere kadar inmiş olacak. Bu da finansal piyasalarda ve ekonomide istikrarı güçlendirecek" şeklinde konuştu. "Finansal istikrarımızın güçlenmesiyle birlikte ülkemizin risk algısı da iyileşiyor" Bakan Şimşek, uluslararası standartlara göre rezerv yeterliliği sağladıklarını kaydederek, "2023 yılı Mayıs ayına göre brüt rezervlerimiz 88 milyar dolar, SWAP hariç net rezervler yaklaşık 123 milyar dolar arttı. Önemli bir koşullu yükümlülük olan kur korumalı mevduattan çıkışı başarıyla yönettik. Böylece net rezervlerdeki artış ile koşullu yükümlülüklerdeki düşüşü birlikte değerlendirirseniz ülkemizin bilançosunda yaklaşık 260-265 milyar dolarlık iyileşme söz konusu. Türk lirasına bu dönemde güven arttı. Türk lirasının toplam mevduat içerisindeki payı bugün itibarıyla yüzde 60’ın üzerinde. Tabii bütün bunlar ülkemizin risk birimine yansıdı. Finansal istikrarımızın güçlenmesiyle birlikte ülkemizin risk algısı da iyileşiyor. Bakın program öncesinde 700 baz puana kadar yükselen risk birimimiz, bugün itibarıyla 216 baz puana geriledi. Yani 2018 yılı Mayıs ayından bu yana en düşük seviyeye indik" diye konuştu. Gelişmekte olan ülkelerde risk primi 62 baz puan düşerken, Türkiye’de 487 baz puan düştüğünü hatırlatan Şimşek, "Türkiye program sayesinde olumlu bir şekilde ayrıştı. Düşen risk biriminin bize ne faydası var diye sorabilirsiniz. Özellikle kamunun ve özel sektörün dış borçlanma maliyetleri önemli ölçüde düştü. Teorik bir şeyden bahsetmiyorum. Mayıs 2023’te 5 yıl vadeli dolar cinsi tahvilimizin faizi yüzde 11.3’tü. Bugün yüzde 5.5 civarı. Yani yurt dışı borçlanma maliyetlerimiz yarı yarıya düştü. Reel sektörün ve bankalarımızın dış finansmana erişimi arttı. Bakın dış borç çevirme oranları 2023 ilk beş ayında yüzde 70, bankacılık sektörü için yüzde 97. Son 2.5 yılın ortalamasına bakarsanız sırasıyla reel sektör için yüzde 151’e, bankalar için yüzde 186’ya ulaştı. Programımızın başarısını tabii ki reyting kuruluşları da teyit ediyor. İstisnai bir şekilde son 2.5 yılda kredi notumuz 2 ila 3 kademe arası yükseltildi" dedi. "OVP döneminde bizim beklentimiz 2.5 milyon vatandaşımıza istihdamın sağlanacağı yönünde" Carry trade işlemlerine yönelik tedbirler aldıklarını belirten Şimşek, "Merkez Bankamız zorunlu karşılıkları son altı ayda carry trade’e karşı iki kez yükseltmiştir. Vadeler itibarıyla da ayrıştırılmıştır. Zorunlu karşılıklar; bankaların diğer yükümlülüklerinden yurt dışı banka mevduatından yüzde 8’den yüzde 12’ye, yurt dışı repo işlemlerinden sağlanan fonlar ve yurt dışı kredilerden yüzde 8’den vadeye göre yüzde 12 ile 18 arasında yükseltilmiştir. Yani carry trade’e karşı tedbir alıyoruz. Hem yurt dışı hem yurt dışı yatırımcıların mevduat ve fonların brüt gelirleri üzerinden enflasyon ayarlaması da yok. Yüzde 17.5 stopaj alıyoruz. Bu dönemde ekonomik aktivite ılımlı seyretti. Ama dezenflasyon süreciyle sürdürülebilir yüksek büyüme patikasına tekrar ulaşacağız. Son iki yılda küresel büyüme ortalama yüzde 3.2. Ama bizim ticaret ortaklarımızdaki büyüme Avrupa Birliği başta olmak üzere ortalama büyüme yüzde 2.2. Bu dönemde Türkiye yüzde 3.5 civarında büyüdü. Dezenflasyonla birlikte biz inanıyoruz ki kademeli olarak büyüme tekrar yükselecek. OVP döneminde bizim beklentimiz 2.5 milyon vatandaşımıza istihdamın sağlanacağı yönünde. Mali disiplini tesis ettik ve bunu kararlılıkla sürdürmek zorundayız, sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Muhalefetin iş bilmezliğine bakıp asla umutsuzluğa kapılmayın, liyakatli kadrolar Türkiye’de iş başındadır"
15 Aralık 2025 Pazartesi - 21:43 Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Muhalefetin iş bilmezliğine bakıp asla umutsuzluğa kapılmayın, liyakatli kadrolar Türkiye’de iş başındadır" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Dünyada merkezinde bölgemizin olduğu sancılı bir dönüşüm yaşanırken, Türkiye olarak belirlediğimiz hedeflere doğru adım adım kararlılıkla ilerliyoruz. Hiç endişeniz olmasın. Emanetiniz emin ve ehil ellerdedir; liyakatli kadrolar Türkiye’de iş başındadır" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulundu. Alınan kararların ülke ve millet için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, birlik ve beraberlik vurgusu yaptı. Türk tarihinin ilk yazılı metinlerinden Orhun Kitabeleri’ne atıfta bulunan Erdoğan, Türkiye’nin kararlılıkla hedeflerine ilerlediğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "86 milyon, birlik ve beraberlik içinde birbirimizden güç ve cesaret alarak hamdolsun her alanda büyük bir atılım halindeyiz. Dünyada merkezinde bölgemizin olduğu sancılı bir dönüşüm yaşanırken, Türkiye olarak belirlediğimiz hedeflere doğru adım adım kararlılıkla ilerliyoruz. Milletçe hep beraber güzel günlere her gün biraz daha yaklaşmanın umudunu ve heyecanını yaşıyoruz. Önümüze çıkan engeller ne kadar büyük olursa olsun Allah’ın izniyle bunları aşacak iradeye, azme ve cesarete fazlasıyla sahibiz" diye konuştu. Toplumsal birlikteliğin Türkiye’nin en büyük gücü olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, etnik ve mezhepsel ayrımlar üzerinden yapılan söylemlere karşı net mesajlar vererek, "Tarihi tecrübelerimizden özellikle aldığımız güçle, bizi güçlü kılan, bizi dirayetli kılan Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez, Sünni-Alevi fark etmeksizin birbirimize olan sarsılmaz bağlılığımızdır. Her zaman söylediğim gibi biriz, beraberiz, kardeşiz, hep birlikte Türkiye’yiz. Bunu kimsenin bozmasına, kimsenin dinamitlemesine izin vermeyeceğiz. Kimi zaman kadınları, kimi zaman Alevi canlarımızı, kimi zaman Kürt kardeşlerimizi hedef alan hadsiz söylemler karşısında nefret siyasetine prim vermeyecek, tam tersine birbirimize daha sıkı kenetlenecek, kardeşliğimizi yüceltmenin yollarını arayacağız. Hazreti Mevlâna’dan aldığımız ilhamla biz topraklara sevgiden başka hiçbir tohum ekmedik; bundan sonra da ne bu topraklara ne de bölgemize sevgiden, iyilikten, güzellikten, merhametten başka tohum ektirmeyeceğiz. Her zaman kucaklayıcı olacağız. Kimsenin dünya görüşüne, yaşam tarzına, ideolojisine bakmadan 86 milyonun ebedi kardeşliğini büyütecek; muhabbetimizi, dayanışmamızı büyütecek; ekmeğimizi, aşımızı büyütecek, milletimizle birlikte bölgemizdeki tüm kardeşlerimizin refahını, huzurunu, barış ve istikrarını büyütecek; inşallah yolumuza işte bu anlayışla devam edeceğiz" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlara seslenerek güven mesajı verdi. Erdoğan, "Hangi siyasi partiden olursa olsun şu an ekranları başında bizleri izleyen tüm vatandaşlarıma sesleniyorum. Hiç endişeniz olmasın. Muhalefetin iş bilmezliğine bakıp asla umutsuzluğa kapılmayın. Emanetiniz emin ve ehil ellerdedir; liyakatli kadrolar Türkiye’de iş başındadır. 23 yıldır sizin emanetinize hamdolsun zerre miskal gölge düşürmedik. En zorlu badirelerin bile üstesinden gelmeyi hamdolsun başardık. Hiçbir şart altında ülkemize ve milletimize zarar gelmesine izin vermedik. Bundan sonra da sizin emanetinize gözümüz gibi bakmayı sürdüreceğiz. ’Halka hizmet, Hakk’a hizmettir’ düsturuyla gece gündüz demeden ülkemiz ve milletimiz için koşturuyoruz. Millete hizmet yolunda, medeniyetimizi güçlendirme yolunda sınır tanımıyor, asla yorulmuyor; kesintisiz bir şekilde çalışıyoruz" şeklinde konuştu. "Dosyaların kapatılma sürelerini kısaltarak, bu alanda birçok Avrupa ülkesini geride bıraktık" Son Kabine Toplantısı’ndan bu yana yapılan çalışmalara değinen Erdoğan, 2 Aralık’ta toplam bin 351 yeni hakim ve savcının atamasının yapıldığını hatırlattı. Erdoğan, "Son Kabine Toplantımızdan bu yana yine sizin için, 86 milyonun huzur ve esenliği için gecemizi gündüzümüze kattık. 2 Aralık’ta eğitim ve staj dönemlerini başarıyla nihayete erdiren 712’si hakim, 492’si cumhuriyet savcısı, 147’si idari hakim olmak üzere toplam bin 351 yeni yargı mensubumuzun atamasını gerçekleştirdik. Kendilerini tebrik ediyor; adaletin tecellisi yolunda ortaya koyacakları çabalar için her birine şimdiden teşekkürlerimi iletiyorum" açıklamasında bulundu. Adalet teşkilatının hem insan kaynağı hem de fiziki ve teknik altyapı bakımından güçlendirildiğini belirten Erdoğan, Türkiye’nin AİHM kararlarına uyum oranının yüzde 90 seviyesinde olduğunu söyledi. Erdoğan, "Son 23 yılda adalet personeli sayımızı 26 bin 274’ten 95 bin 224’e; hâkim ve savcı sayımızı ise 9 bin 349’dan 26 bin 803’e ulaştırdık. Aynı dönemde müstakil adliye binalarımızın sayısını 78’den 391’e çıkardık. Adli ve idari yargıdaki mahkemelerimizin sayısını önemli ölçüde artırdık. Dosyaların kapatılma sürelerini kısaltarak, bu alanda birçok Avrupa ülkesini geride bıraktık. Aynı şekilde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyma oranımız yüzde 90 ile Avrupa Konseyi’ne üye ülkelerin çok çok üzerindedir. İhlal kararlarına ilişkin oranlarda da yüzde 1,09 ile Konsey üyesi ülkelerdeki ortalama ihlal oranından daha düşük bir seviyedeyiz. İnşallah bunu daha da aşağıya çekeceğiz. Türkiye’yi bu konuda acımasızca eleştirenlerin AHİM kararlarını yıllardır uygulayamayan birçok ülkeyle ilgili seslerini çıkarmadıklarını görüyoruz. Yine bu çevreler, Gazze soykırımında 270 gazeteciyi katleden İsrail’in sözde basın özgürlüğü endeksinde Türkiye’nin ve Filistin’in önünde olmasına hiçbir tepki göstermiyor; bu çarpık tabloda hiçbir sorun, sıkıntı görmüyor. Fakat söz konusu Türkiye olunca, bakıyorsunuz hakkaniyet kayboluyor, objektiflik ortadan kalkıyor, nesnelliğin yerini ideolojik at gözlükleri alıyor. Biz elbette bunlara aldırmayacağız. Adalet teşkilatımızı güçlendirmeye kararlılıkla devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. "Devlet olarak hayatın her sahasında engelli vatandaşlarımıza dönük hizmet ve desteklerimizi devam ettireceğiz" 4 Aralık Dünya Engelliler Günü ve 5 Aralık Kadın Zirvesi programlarına da değinen Erdoğan, engelli bireyler ve kadınlar için atılan adımları anlattı. Kadınların seçme ve seçilme hakkının 91’inci yıl dönümü olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Programda çalışmalarıyla öne çıkan kurumlarımıza Erişilebilirlik Ödüllerini takdim ettik. Engelli vatandaşlarımızın hayat yolculuklarında önlerine çıkan bariyerleri aşmaları için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. 2002’den bugüne kamudaki engelli memurlarımızın sayısını 15 kattan fazla artırarak 83 bine ulaştırdık. Sosyal yardım ve destek hizmetlerini etkin bir şekilde devreye aldık. 23 sene önce evde bakım hizmetlerinden yalnızca 5 bin kişi yararlanıyordu. 100 katın üzerinde bir artışla bugün 520 binden fazla vatandaşımız evde bakım hizmetlerinden istifade ediyor. Hukuki ve idari düzenlemelerimizle işverenlerimize sağladığımız teşviklerle devlet olarak hayatın her sahasında engelli vatandaşlarımıza dönük hizmet ve desteklerimizi devam ettireceğiz" dedi. "Grup başkan vekilimizin şahsında kadın milletvekillerine ve Gazi Meclisimize yapılan saygısızlığı şiddetle kınıyorum" 5 Aralık’ta "Kadınla Yükselen Şehirler" temasıyla tertip edilen Uluslararası Yerel Yönetimlerde Kadın Zirvesi’ne iştirak ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin yanı sıra, dünyanın dört bir yanında başarılarıyla temayüz etmiş hanım kardeşlerimizin katıldığı Zirve’de çok önemli meseleler ele alındı. 5 Aralık, aynı zamanda ülkemizdeki kadınların seçme ve seçilme hakkını elde edişinin 91’inci yıldönümüydü. AK Parti olarak kadın haklarının tam ve etkin şekilde kullanılması için göreve geldiğimiz ilk günden itibaren devrim niteliğinde adımlar attık. Eğitim görme ve seçilme hakkı başta olmak üzere anayasamızda kayıtlı hak ve özgürlükleri yasaklarla, baskılarla, ayrımcı uygulamalarla ellerinden alınan hanım kardeşlerimizin önündeki engellerin tamamını ortadan kaldırdık. Tek parti döneminin kötü mirasını, 28 Şubat zihniyetinin utanç lekelerini bir daha geri gelmemek üzere tarihin çöp sepetine yolladık. Bu vesileyle bütçe görüşmeleri esnasında partimizin grup başkan vekiline yönelik ana muhalefet partisi milletvekilinin edep sınırlarını aşan çirkin ifadelerini esefle karşıladığımızı burada ifade etmek istiyorum. Grup başkan vekilimizin şahsında kadın milletvekillerine ve Gazi Meclisimize yapılan saygısızlığı şiddetle kınıyorum. Siyasette nezakete herkes dikkat etmeli, siyasetin seviyesini düşürecek bu tür yakışıksız ifadelerden uzak durulmalıdır. Milleti temsil edenler, evvelemirde millete örnek olacak bir siyasi üsluba sahip olmalıdır. Polemiklerin ve atışmaların sertleştiği bütçe maratonunda herkesten üslup noktasında biraz daha özenli davranmalarını önemle rica ediyorum. Birbirimizi elbette eleştireceğiz ama kırıcı ve yıkıcı da olmayacağız" diye konuştu. Manisa’nın vefat eden Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’a rahmet dileğinde bulunan Erdoğan, "Merhum Gülşah Durbay Hanımefendi’nin ailesine, yakınlarına, Cumhuriyet Halk Partisi camiasına ve Manisa halkına başsağlığı dileklerimi iletiyorum" dedi. "Macaristan ile ilişkileri bir üst noktaya taşıyacak 16 anlaşma imzalandı" 8 Aralık’ta Türkiye-Macaristan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin 7’nci toplantısı vesilesiyle Macaristan Başbakanı Viktor Orban ve heyetini İstanbul’da ağırladıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantılar neticesinde ilişkileri bir üst noktaya taşıyacak 16 anlaşma imzalandığını, 6 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine ulaşılmasına çok az kaldığını bildirdi. Orban’la birlikte bu rakamı 10 milyar dolara yükseltmeyi hedeflediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Macaristan, Türk Devletleri Teşkilatı’nın çalışmalarına da çok önemli katkılar yapıyor. Mayıs 2025’te Budapeşte’de düzenlenen gayriresmi zirve, Avrupa Birliği sınırları içerisinde yapılan ilk Türk Dünyası Zirvesi olarak tarihe geçti. 9 Aralık’ta Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilişinin 77’nci yıldönümü münasebetiyle düzenlenen ’İnsanlık İçin Güçlü Türkiye’ programına katıldık. 1948’de ilan edilen bu önemli belgedeki ilke ve değerler, bizim insan merkezli medeniyet mimarimizin tam kalbinde yer alıyor. İnsanı ’yaratılmışların en şereflisi’ olarak gören inanç ve kültür değerlerimiz, milletimizin insana odaklanmasını, asıl yatırımı insana yapmasını, dünyaya hak, adalet ve merhamet penceresinden bakmasını adeta zorunlu kılmıştır" açıklamasını yaptı. "Uluslararası toplum ve kuruluşlar, dünyanın farklı yerlerinde meydana gelen bu ihlallerin önüne geçememiş, sorunları çözmek yerine sadece seyretmiştir" Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırımda uluslararası kuruluşların da yetersiz kaldığını bir kez daha ifade ederek, bölgede son yıllarda patlak veren çatışmalara bakıldığında yaşam hakkı başta olmak üzere beyannamenin ayaklar altına alındığını belirtti. Erdoğan, "İsrail’in Gazze’de iki yıl boyunca tüm dünyanın gözleri önünde perrvasızca işlediği savaş ve soykırım suçları, bunun en somut delilidir. Aynı şekilde komşumuz Suriye’de Baas rejimi, 13,5 sene boyunca kimyasal saldırılardan işkencelere varıncaya kadar insan haklarına ilişkin ne kadar kural, kaide, değer, ilke, norm varsa hepsini ihlal etmiştir. Uluslararası toplum ve kuruluşlar, dünyanın farklı yerlerinde meydana gelen bu ihlallerin önüne geçememiş, sorunları çözmek yerine sadece seyretmiştir. Türkiye, devleti ve milletiyle Gazze’de, Suriye’de, Somali’de, Yemen’de, Libya’da hülasa kan ve gözyaşıyla ıslanmış bölgelerin tamamında barış ve hakkaniyet odaklı çalışmalarıyla dünyaya insan hakları dersi vermiştir. İnşallah bu şekilde de yola devam edeceğiz" diye konuştu. "İş insanlarımız Türkmenistan’ın bağımsızlığından bu yana 55 milyar dolar tutarında bini aşkın projeyi başarıyla tamamladılar" 11 Aralık’ta Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) 29. Olağan Genel Kurulu’na iştirak ettiklerini ifade eden Erdoğan, çalışmalarındaki özveriden dolayı TİSK camiasına teşekkür etti. Erdoğan, "TİSK Genel Kurulu’nun ardından Türkmenistan’ın daimi tarafsızlığını ilanının 30’uncu yıldönümü etkinliklerine katılmak üzere Aşkabat’a gittik. Türkmenistan’la ortak tarih, dil, din ve kültüre dayanan münasebetlerimiz, karşılıklı saygı ve müşterek menfaat temelinde her geçen gün güçleniyor. İş insanlarımız Türkmenistan’ın bağımsızlığından bu yana 55 milyar dolar tutarında bini aşkın projeyi başarıyla tamamladılar. Halihazırda firmalarımız 10 milyar dolar büyüklüğünde 19 projeyi başarıyla yürütüyor. 2024 yılında 2 milyar doları aşan ikili ticaret hacmimizi 5 milyar dolara yükseltmenin gayreti içindeyiz. Türkmenistan’da Milli Lider Sayın Gurbangulu Berdimuhammedov ve Devlet Başkanı Sayın Serdar Berdimuhammedov’un yanı sıra, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Putin ve Pakistan Başbakanı Sayın Şerif’le görüşmeler gerçekleştirdik. Türkmen kardeşlerimizle işbirliğimizi gelecekte daha da güçlendireceğiz" değerlendirmesini yaptı. "Ülkemizi dünya deniz ticareti filo listesinde 10’uncu sıraya yükselttik" Kabine Toplantısı’nda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın yatırımlarımlarla ilgili kapsamlı bir sunumu olduğunu ifade eden Erdoğan, "Türkiye’yi denizcilikte de küresel aktör haline getirmek için yatırımlarımızı artırıyor, filomuzu büyütüyor, uluslararası iş birliklerimizi derinleştiriyoruz. 2025’in ilk yarısında 53,1 milyon detveyt kapasiteye ulaşarak, ülkemizi dünya deniz ticareti filo listesinde 10’uncu sıraya yükselttik. Dünyanın en fazla konteyner elleçleyen ilk 100 limanı arasında olan Ambarlı, Kocaeli, Tekirdağ ve Mersin limanlarımıza bu yıl ilk kez Aliağa Limanımızı da ekledik. 2025 sonu itibarıyla limanlarımızda elleçlenen yük miktarının 550 milyon tona ulaşmasını öngörüyoruz. Sayısını 85’e çıkardığımız tersanelerimiz, dünyanın dört bir yanından aldığı 61 gemi siparişiyle küresel gemi siparişlerinde 9’uncu sıraya yerleşti. Dünyanın en büyük tam elektrikli feribotu, ilk bataryalı tam elektrikli liman römorkörü, dünyanın ilk yüzer balık çiftliği ve Türk donanma tarihindeki ilk havuzlu helikopter gemisi gibi gurur projelerimizi tek tek hayata geçiriyoruz. Deniz dibi, kıyı yapıları ve balıkçı barınakları tarama faaliyetlerimiz sürüyor. Bunun yanında ’yol medeniyettir’ şiarıyla ulaştırma yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. ’Ne kadar çok yol yaparsak, trafik o kadar çok sıkışır’ diyen beceriksizler gibi olmadık. İktidarlarımız döneminde ulaştırma ve haberleşme altyapısına kamu olarak yaklaşık 300 milyar doların üzerinde yatırım yaptık" dedi. "Yatırım programına aldığımız Esenboğa Havalimanı metro hattının inşasına 2026 yılında ’Bismillah’ diyoruz" Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "6 bin 101 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol mesafemiz, 30 bin 14 kilometreye çıktı. Bin 714 kilometre olan otoyol uzunluğumuz, 3 bin 796 kilometreyi buldu. Türkiye’yi hızlı trenle biz tanıştırdık. Toplam 2 bin 32 kilometre uzunluğunda hızlı tren ağı inşa ettik. Ayrıca 2 bin 971 kilometre uzunluğunda demiryolu ağını, toplam 10 bin 561 kilometre uzunluğunda elektrikli ve sinyalli hattı milletimizin hizmetine sunduk. 11 bin 668 kilometre uzunluğundaki demiryollarımızı komple yeniledik. Şehirlerimizin kent içi ulaşımını raylı sistemlerle donatarak rahatlattık. 12 ilimize toplam bin 33 kilometre uzunluğunda raylı sistem kazandırdık. Bunun 162 kilometresini İstanbul’umuzda inşa ettik. Şimdi de Başkentimiz için önemli bir adım atıyoruz. Yatırım programına aldığımız Esenboğa Havalimanı metro hattının inşasına 2026 yılında ’Bismillah’ diyoruz. İlk etapta Kuyubaşı İstasyonu’ndan aktarma yapılarak planlanan hattı, Gar’dan başlayacak şekilde yeniden tasarladık. Toplam 36 kilometre uzunluğunda, 12 istasyondan oluşacak Gar-Kuyubaşı-Esenboğa Havalimanı metro hattımızın yapımına önümüzdeki yıl başlamayı hedefliyoruz. Projemizin şimdiden Ankaralı kardeşlerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Şurası bir gerçek ki halkın kaynakları iç edilmediği, talan edilmediği, ona buna peşkeş çekilmediği takdirde bu şehre de, bu ülkeye de ziyadesiyle yeter. Tabii bunun için öncelikle milletin verdiği yetkiye emanet nazarıyla bakmak ve ona ihanet etmemek gerekiyor. Biz siyasi hayatımız boyunca da, 23 yılı deviren iktidarlarımız boyunca da iğne ucu kadar dahi olsa emanete leke bulaştırmamaya hassasiyet gösterdik. Siyaseti bir ikbal kapısı, rant kapısı olarak değil, millete hizmet vasıtası olarak gördük. İnşallah son nefesimize kadar bu istikamet üzere olmaya devam edeceğiz."
Yargılanan eski DHMİ Daire Başkanı Acar: "Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak"
15 Aralık 2025 Pazartesi - 20:38 Yargılanan eski DHMİ Daire Başkanı Acar: "Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak" Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin (DHMİ) eski daire başkanı Mehmet Cemil Acar, ‘rüşvet’ ve ‘yolsuzluk’ suçlaması ile yargılandığı davada, "Alt düzeydeki birkaç bürokratın adeta intikam alırcasına hareket etmesi sonucu bu dava açıldı. Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak" dedi. Ankara 89. Asliye Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya tutuklu sanık Mehmet Cemil Acar bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu. Sanık Acar’ın eski eşi tutuksuz sanık Çağla Acar ise duruşmaya katılmadı. Mahkeme hakimi, dava dosyasına gelen evrakı okumasının ardından sanık Acar’a söz verdi. Sanık Acar, "Hiçbir çekincem olmadan 20 yıllık banka hesaplarımın incelemesini istedim. 28 yıl boyunca onur ve şerefimle devlete hizmet ettim, birçok projede görev aldım. Hakkımda en ufak bir soruşturma olmadı. Ben emekli olduktan sonra bu soruşturma yapıldı. Alt düzeydeki birkaç bürokratın adeta intikam alırcasına hareket etmesi sonucu bu dava açıldı. Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak. Babamın fabrikası yüzünden bana bir linç yürütülüyor. Şerefim, haysiyetim zan altında bırakıldı" dedi. Avukat ve sanık beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Mehmet Cemil Acar’ın tutukluluk halinin devamına, Acar’ın eski eşi Çağla Acar hakkındaki mevcut adli kontrolün ise devamına hükmetti. Mahkeme, bir sonraki duruşmayı 12 Ocak 2026 tarihine erteledi. Olayın geçmişi Eski DHMİ Daire Başkanı Mehmet Cemil Acar’ın evinde yapılan aramada Acar’a ait kasada 26 kilogram külçe altın, 1 milyon 320 bin dolar ve 121 bin euro bulunmuştu. Soruşturma sürecinde Acar’ın bürokratken çok sayıda gayrimenkul edindiği de Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından tespit edilmişti.