Yerel Haberler
Ankara
21 Eylül 2024 Cumartesi - 22:21 Suat Kaya: “90+6 dakika boyunca kaleye bir tane şutumuz yoktu” Sakaryaspor Teknik Direktörü Suat Kaya, Trendyol 1. Lig’in 6. haftasında 2-1 mağlup oldukları MKE Ankaragücü maçı ardından, “90+6 dakika boyunca kaleye bir tane şutumuz yoktu. Kendimizi geliştirmekten başka çaremiz yok. Önümüzdeki hafta maça hazırlanacağız” dedi. Sakaryaspor, Trendyol 1. Lig’in 6. haftasında deplasmanda karşılaştığı MKE Ankaragücü’ne 2-1 mağlup oldu. Sakaryaspor Teknik Direktörü Suat Kaya, maçın ardından basın toplantısında, “Ümraniyespor maçının ardından 6 gün İyi hazırlandık. Yaptığımız analizde ilk 45 dakika haklı çıktık. Kora kor bir mücadele vardı. Onlarda bizde çok istiyorduk. Her maça böyle hazırlanıyoruz. Bütün oyuncuları ortak paydada kullanmak için elimizden geleni yapıyoruz. Bütün maçın sorumluluğunu üstüme alacağım” ifadelerini kullandı. “90+6 dakika boyunca kaleye bir tane şutumuz yoktu” Kaya, “90+6 dakika boyunca kaleye bir tane şutumuz yoktu. Kendimizi geliştirmekten başka çaremiz yok. Önümüzdeki hafta maça hazırlanacağız” diye konuştu. “Futbolcularımla sahada kalmaya özen gösteriyorum” Bir gazetecinin Sakaryaspor Başkanı Gökhan İn’in uğradığı saldırı sonucu futbolcuların son durumlarının nasıl olduğuna ilişkin sorusunu da yanıtlayan Kaya, şunları kaydetti: “Futbolcularımla sahada kalmaya özen gösteriyorum. Yarın bir kongremiz var. Orayla hiç bizim bir ilgimiz alakamız yok. Yönetim haricinde 25 gün yaşadık. Bunda bir beraberlik, bir galibiyet, bir mağlubiyet ama biz hep sahanın içinde oyuncularda kalmaya çalıştık. İnşallah güzel bir yönetim bizi iyi yönetecek. Hepimiz için çok önemli. Toparlanırız, ben takımıma güveniyorum.”
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın: “MHP olarak sosyal medya kirliliğine ve yalan haberciliğe karşı mücadele edeceğiz”
14 Eylül 2024 Cumartesi - 15:21 MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın: “MHP olarak sosyal medya kirliliğine ve yalan haberciliğe karşı mücadele edeceğiz” Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, sosyal medyada Devlet Bahçeli’ye yönelik yapılan paylaşımlara yönelik, “MHP olarak, milletimizin anane ve değerlerini yok etmeye yönelen mide bulandırıcı sosyal medya kirliliğine ve yalan haberciliğe karşı kararlılıkla mücadele edeceğiz” dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, MHP Lideri Devlet Bahçeli hakkından sosyal medya hesaplarının asılsız iddiaları ortaya atıldığına ilişkin açıklama yaptı. Yalçın, mesuller ve failler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını dile getirdi. Bazı siyasi partilerin birincil hedef kitlesinin sosyal medya bot hesapları olduğunu kaydeden Yalçın, “Sosyal hayata uyum sağlayamayan, dijital batakhanelerde vakit geçiren tiplerin sosyal medyada kendilerine yer açma çabasında olduğu bilinmektedir. Dijitalleşen gündelik hayatımızda yalnızlaşan bazı insanlar, ruhi ihtiyaçlarını akıllarınca sosyal medyada sosyalleşerek gidermeye çalışmaktadır. Toplumda bir çeşit psikolojik kopuşun sürüklediği bu insanlar, her türlü tahrik ve yönlendirmeye açık ve müsait vaziyete gelmektedir. İşte bu tipler; ahlakı değil çıkarı önceleyen CHP, Dem Parti ve TİP gibi sosyalist ve Marksist siyasi partilerle bunların medya denizinde avlanan balıkçılarının oltasına takılmaktadır” diye konuştu. Manipülasyon ve tahrike müsait sosyal medya kullanıcılarının, bot hesaplara karıştırılarak adı geçen siyasi partilerin çıkarlarına hizmet ettiğini söyleyen Yalçın, “Türkiye’de sosyal medya platformlarında oluşan sel ve taşkınlara kanal açan gazete ve televizyonların başını, CHP destekçisi medya çekmektedir. Bu gayri ahlaki çabaların failleri; Sözcü TV ve gazetesi, Halk TV, Yeniçağ, Korkusuz, Oda TV başta olmak üzere bilumum CHP borazanlarıdır. Genel Başkanımız hakkında, ‘Devlet Bahçeli öldü mü?’ sorusunu hiçbir insani ve ahlaki endişe taşımadan ortaya atan bu seviyesiz medya organları, aynı uydurma ve asparagas sorunun cevabını da bizzat vermektedir. Hem bu tür asparagas haberler ortaya atılmakta, hem de sosyal medya farelerinin önceden planlanarak çeşitli mecralarda yayımlanan hakaret ve küfürleri bot hesaplar eşliğinde derhal kamuoyuna servis edilmektedir” ifadelerine yer verdi. “MHP olarak sosyal medya kirliliğine ve yalan haberciliğe karşı mücadele edeceğiz” Sosyal medyada oluşturulan algılara karşı mücadele etmeye devam edeceklerini sözlerine ekleyen Yalçın, “MHP olarak, milletimizin anane ve değerlerini yok etmeye yönelen mide bulandırıcı sosyal medya kirliliğine ve yalan haberciliğe karşı kararlılıkla mücadele edeceğiz. Türk siyasetini kirleten ahlak dışı muhalefet yöntemlerine karşı duruşumuzu tutarlılıkla devam ettireceğiz. Başta Genel Başkanımız Devlet Bahçeli olmak üzere; varlığını, milletin bekası ve devletin payidar olması yolunda hizmete adamış şahsiyetlerin, milletimizin bağrından çıkan kıymetlerin yıpratılmasına izin vermeyeceğiz. Mesuller ve failler hakkında savcılarımıza suç duyurusunda bulunuyoruz" şeklinde konuştu.
Bakan Uraloğlu: “Kömürhan Köprüsü, IRF tarafından en iyi proje seçildi”
14 Eylül 2024 Cumartesi - 12:33 Bakan Uraloğlu: “Kömürhan Köprüsü, IRF tarafından en iyi proje seçildi” Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, IRF Küresel Yol Başarı Ödülleri kapsamında Kömürhan Köprüsü’nün Gergin Eğik Askılı ve Ters-Y tipi özelliği ile yapım metodolojisi kategorisinde en iyi proje seçildiğini duyurdu. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, her yıl düzenlenen IRF Küresel Yol Başarı Ödülleri kapsamında Kömürhan Köprüsü’nün Gergin Eğik Askılı ve Ters-Y tipi özelliği ile yapım metodolojisi kategorisinde en iyi proje seçilerek ödüle layık görüldüğünü duyurdu. Elazığ ile Malatya illeri arasındaki doğal sınırda yer alan Kömürhan Köprüsü’nün, sadece bölgenin ulaşımını kolaylaştırmakla kalmadığını aynı zamanda bir mühendislik eseri olduğunu belirten Bakan Uraloğlu, 660 metre uzunluğundaki köprünün taşıt trafiğine karşılıklı yönde ikişer şeritli olarak hizmet verdiğini kaydederek, “Gergin eğik askılı ve Ters-Y tipi kule olarak tasarlanan köprü; aynı zamandan 168,5 metrelik tek pilon ve 380 metrelik orta açıklığı ile dünya literatüründe ise 4. sırada yer alıyor. Gergin eğik askılı projelendirdiğimiz köprümüzün orta açıklığı 25 adet çelik segmentten oluşuyor. Köprüde 42 adet de kablo imalatı gerçekleştirdik” ifadelerini kullandı. “Eyfel Kulesi kadar çelik kullanıldı” Ayrıca, köprünün inşasında kullanılan 7 bin ton çeliğin, Paris’in simgesi olan Eyfel Kulesi’nde kullanılan çelik miktarına eşdeğer olduğuna da dikkati çeken Uraloğlu, “Çelik imalatlarının montajı için yapılan kaynak işlemleri yaklaşık 450 kilometre uzunluğunda; çelik segmentlerin kule bağlantısını sağlayan kablo uzunluğu ise tam 853 kilometre” açıklamasında bulundu. “Yapım, tasarım ve kontrolde yüzde 100 yerli kaynaklar kullanıldı” Kömürhan Köprüsü ve Tüneli’nin yapımı, tasarımı ve kontrolünde yüzde 100 yerli ve milli kaynakların kullanıldığını anımsatan Bakan Uraloğlu, “Tamamen Türk mühendisleri ve işçilerinin alın teriyle inşa edilen Kömürhan Köprüsü gurur kaynağımız olmaya devam ediyor. Bu devasa yapı, ülkemizin mühendislikte ulaştığı zirveyi ve milli kaynaklarımızın gücünü de tekrar gözler önüne serdi" şeklinde konuştu. Uraloğlu, IRF 2024 Küresel Yol Başarı Ödülleri’nin 12 Aralık 2024 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri Orlando’da yapılacak törenle takdim edileceğini belirtti. “Köprü enerjisini güneşten alacak” Hızlı ve güvenli trafik akışı ile önemli turizm ve ticaret merkezlerine ulaşımda kolaylık sağlayan Kömürhan Köprüsü ve Tüneli ile zamandan 62 milyon lira, akaryakıttan 38 milyon lira olmak üzere her yıl toplam 100 milyon lira tasarruf edildiğinin de altını çizen Bakan Uraloğlu, “Karbon emisyonu ise bu projemizle yılda 2 bin 731 ton azaltılıyor. Köprünün kapsamını daha da üst seviyeye çıkarmak adına 5 Nisan 2024 tarihinde yapımına başladığımız Kömürhan Güneş Enerjisi Santrali’nin kurulumunu tamamladık ve buradan enerji elde etmeye başladık. 20 dönümlük arazi üzerine kurduğumuz santral ile yıllık toplam 6 milyon liradan fazla tasarruf edeceğiz” diye konuştu. “Daha önce de birçok projemiz ödül aldı” Bakan Uraloğlu, daha önce hayata geçirdikleri bazı projelerin daha önce de IRF tarafından ödüle layık görüldüğünü hatırlatarak şöyle devam etti: “Yavuz Sultan Selim Köprüsü 2019 yılında Dizayn kategorisinde, 1915 Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu 2021 yılında Proje Finansmanı ve Ekonomi kategorisinde ve 2022 yılında yine 1915 Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu Yapım Metodolojisi kategorisinde birincilik ödülüne layık görülmüştü. Geçen yıl ise Zigana Tüneli Yapım Metodolojisi, Eğiste Hadimi Viyadüğü ise Kalite Yönetimi kategorisinde birinci seçilmişti. Bu ödüller, ülkemizin mühendislik alanındaki gelişmişliğinin ve kaydedilen ilerlemenin önemini de ortaya koyuyor.”
MHP’li Yurdakul: “Türk yüzyılının  vizyonu; ancak ailelerin huzuru, birliği, refahı ve gücü üzerine bina edilebilirse gerçekleşebilir"
14 Eylül 2024 Cumartesi - 12:07 MHP’li Yurdakul: “Türk yüzyılının vizyonu; ancak ailelerin huzuru, birliği, refahı ve gücü üzerine bina edilebilirse gerçekleşebilir" Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Selim Yurdakul, “Türk ve Türkiye yüzyılının vizyonu ancak ailelerin huzuru, birliği, refahı ve gücü üzerine bina edilebilirse, gerçekleşebilir" dedi. MHP’nin, "Güçlü Türk aile yapısı, sağlıklı toplum ve lider ülke Türkiye" vizyonu çerçevesinde düzenlediği "Aile Kurumu Çalıştayı 2024" başladı. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren partinin Aile, Kadın Ve Sosyal Hizmet Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Selim Yurdakul, “İnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana, insan varlığının temel taşı olan Aile, anayasamızın 41. maddesinde de belirtildiği gibi “Türk toplumun temelidir”. Bu nedenle devletin ve toplumun korunması, hiç şüphesiz ki aileyi korumakla mümkündür. Milletlerin kültürel ve tarihsel mirasını, aidiyetlerini, değerlerini ve kimliklerini yeni nesillere aktaran Aile, aynı zamanda kuşaklar arası bağları koruyan ve sürdüren, bir muhafız görevi de görmektedir. Milli bir dava şuuruyla, ailenin bir beka meselesi olduğu bilinciyle, bugün ve yarın Türk aile yapısını korumak, geliştirmek ve geleceğe hazırlamak için tertiplediğimiz, bu çalıştayda bir araya geldik” ifadelerini kullandı. Aile kurumunu yıpratan ve yozlaştıran dolaylı unsurların etkisi altında kalındığı için, toplumsal değerlerin büyük bir erozyonla karşı karşıya kaldığını dile getiren Yurdakul, “Bunun sonucunda artan boşanmalar ve şiddetin başrol oynadığı mutsuz ailelerle, azalan evlilik ve doğum oranlarıyla, yükselen yalnızlaşma ve ‘topluma kayıtsız bireyselleşmeyle’, aile büyüklerine yönelik artan saygısızlıklarla, kabuğuna çekilen küçük ve çekirdek ailelerle, çeşitli endişeleri nedeniyle tek çocuk yapan ailelerle ve dağılan akrabalarla, karşı karşıya kaldık” diye konuştu. Çalıştayın genel amacının “Güçlü Türk Aile Yapısı, Sağlıklı Toplum ve Lider Ülke Türkiye” vizyonu çerçevesinde, aile kurumunun muhafaza edilmesi, güçlendirilmesi ve geleceğe hazırlanması olduğunu ifade eden Yurdakul, “Türk milletinin toplumsal dayanıklılığının korunması ve geliştirilmesi, ülkemizin sosyal ve ekonomik kalkınmasının düzenli bir şekilde sürdürülebilmesi için, aile kurumunun gözetilmesi de ayrıca diğer hedeflerimizden birkaçıdır. Türk ve Türkiye yüzyılı vizyonu, ancak ailelerin huzuru, birliği, refahı ve gücü üzerine bina edilebilirse, gerçekleşebilir. Aile kurumu, küresel dinamiklerin de etkisiyle artan, toplumsal sorunlar ve tehditlerle karşı karşıyadır. Küresel sosyal dinamikler, iktisadi dalgalanmalar, tabi afetler, teknolojik sıçramalar ve kültürel değerlerdeki erozyonlar aileyi tehdit etmektedir. Ayrıca, düzensiz kentleşme, göç hareketleri, demografik değişimler ve menfi boyutlarda bireyselleşme gibi faktörler de aile yapısını aşındırmaktadır” dedi. Dijitalleşen dünyada, eğitimden teknolojiye, kentleşmeden demografik değişimlere kadar yaşanan hızlı toplumsal savrulmaların ailenin işlevini, yapısını ve sahip olduğu değerleri ve refleksleri derinden etkilediğini söyleyen Yurdakul, birliği ve refahı zedelenen aile kurumunun pek çok zorlukla karşı karşıya kaldığını belirtti. Aile ve evlilik kurumlarını hedef alan olumsuz ve yaygın söylemler, geniş aile içindeki dayanışma ağlarının önemsizleştirilmesi, çocuklar ile ergenlik yaşlarındaki gençlerin sağlıklı gelişimini tehdit eden zararlı olabilecek akımların artışı, aileler için ciddi riskler oluşturduğunun altını çizen Yurdakul, medyada sıkça yer bulan içeriklerin tüketime odaklanan materyalist yaşam tarzının teşvik edilmesi gibi faktörlerin de aileyi tehdit ettiğini kaydetti. Çalıştaya, partinin Merkez Yürütme Kurulu üyeleri ve milletvekilleri, MHP Kadın, Aile, Çocuk ve Engelli Politikalarından Sorumlu İl ve İlçe “KAÇEP” Başkanları, sivil toplum kuruluşları ve derneklerinin başkanları ile iş dünyasının temsilcileri ve çok sayıda partili katıldı.
MHP’li Yurdakul: “Türk yüzyılının  vizyonu; ancak ailelerin huzuru, birliği, refahı ve gücü üzerine bina edilebilirse gerçekleşebilir"
14 Eylül 2024 Cumartesi - 12:01 MHP’li Yurdakul: “Türk yüzyılının vizyonu; ancak ailelerin huzuru, birliği, refahı ve gücü üzerine bina edilebilirse gerçekleşebilir" Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Selim Yurdakul, “Türk ve Türkiye yüzyılının vizyonu ancak ailelerin huzuru, birliği, refahı ve gücü üzerine bina edilebilirse, gerçekleşebilir" dedi. MHP’nin, "Güçlü Türk aile yapısı, sağlıklı toplum ve lider ülke Türkiye" vizyonu çerçevesinde düzenlediği "Aile Kurumu Çalıştayı 2024" başladı. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren partinin Aile, Kadın Ve Sosyal Hizmet Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Selim Yurdakul, “İnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana, insan varlığının temel taşı olan Aile, anayasamızın 41. maddesinde de belirtildiği gibi “Türk toplumun temelidir”. Bu nedenle devletin ve toplumun korunması, hiç şüphesiz ki aileyi korumakla mümkündür. Milletlerin kültürel ve tarihsel mirasını, aidiyetlerini, değerlerini ve kimliklerini yeni nesillere aktaran Aile, aynı zamanda kuşaklar arası bağları koruyan ve sürdüren, bir muhafız görevi de görmektedir. Milli bir dava şuuruyla, ailenin bir beka meselesi olduğu bilinciyle, bugün ve yarın Türk aile yapısını korumak, geliştirmek ve geleceğe hazırlamak için tertiplediğimiz, bu çalıştayda bir araya geldik” ifadelerini kullandı. Aile kurumunu yıpratan ve yozlaştıran dolaylı unsurların etkisi altında kalındığı için, toplumsal değerlerin büyük bir erozyonla karşı karşıya kaldığını dile getiren Yurdakul, “Bunun sonucunda artan boşanmalar ve şiddetin başrol oynadığı mutsuz ailelerle, azalan evlilik ve doğum oranlarıyla, yükselen yalnızlaşma ve ‘topluma kayıtsız bireyselleşmeyle’, aile büyüklerine yönelik artan saygısızlıklarla, kabuğuna çekilen küçük ve çekirdek ailelerle, çeşitli endişeleri nedeniyle tek çocuk yapan ailelerle ve dağılan akrabalarla, karşı karşıya kaldık” diye konuştu. Çalıştayın genel amacının “Güçlü Türk Aile Yapısı, Sağlıklı Toplum ve Lider Ülke Türkiye” vizyonu çerçevesinde, aile kurumunun muhafaza edilmesi, güçlendirilmesi ve geleceğe hazırlanması olduğunu ifade eden Yurdakul, “Türk milletinin toplumsal dayanıklılığının korunması ve geliştirilmesi, ülkemizin sosyal ve ekonomik kalkınmasının düzenli bir şekilde sürdürülebilmesi için, aile kurumunun gözetilmesi de ayrıca diğer hedeflerimizden birkaçıdır. Türk ve Türkiye yüzyılı vizyonu, ancak ailelerin huzuru, birliği, refahı ve gücü üzerine bina edilebilirse, gerçekleşebilir. Aile kurumu, küresel dinamiklerin de etkisiyle artan, toplumsal sorunlar ve tehditlerle karşı karşıyadır. Küresel sosyal dinamikler, iktisadi dalgalanmalar, tabi afetler, teknolojik sıçramalar ve kültürel değerlerdeki erozyonlar aileyi tehdit etmektedir. Ayrıca, düzensiz kentleşme, göç hareketleri, demografik değişimler ve menfi boyutlarda bireyselleşme gibi faktörler de aile yapısını aşındırmaktadır” dedi. Dijitalleşen dünyada, eğitimden teknolojiye, kentleşmeden demografik değişimlere kadar yaşanan hızlı toplumsal savrulmaların ailenin işlevini, yapısını ve sahip olduğu değerleri ve refleksleri derinden etkilediğini söyleyen Yurdakul, birliği ve refahı zedelenen aile kurumunun pek çok zorlukla karşı karşıya kaldığını belirtti. Aile ve evlilik kurumlarını hedef alan olumsuz ve yaygın söylemler, geniş aile içindeki dayanışma ağlarının önemsizleştirilmesi, çocuklar ile ergenlik yaşlarındaki gençlerin sağlıklı gelişimini tehdit eden zararlı olabilecek akımların artışı, aileler için ciddi riskler oluşturduğunun altını çizen Yurdakul, medyada sıkça yer bulan içeriklerin tüketime odaklanan materyalist yaşam tarzının teşvik edilmesi gibi faktörlerin de aileyi tehdit ettiğini kaydetti. Çalıştaya, partinin Merkez Yürütme Kurulu üyeleri ve milletvekilleri, MHP Kadın, Aile, Çocuk ve Engelli Politikalarından Sorumlu İl ve İlçe “KAÇEP” Başkanları, sivil toplum kuruluşları ve derneklerinin başkanları ile iş dünyasının temsilcileri ve çok sayıda partili katıldı. (HT
Medicana Üroloji Bölümü Doktoru Op. Dr. Aghayev: “Obezite ve etnik köken prostat kanseri riskini artırıyor”
14 Eylül 2024 Cumartesi - 11:14 Medicana Üroloji Bölümü Doktoru Op. Dr. Aghayev: “Obezite ve etnik köken prostat kanseri riskini artırıyor” Medicana Sağlık Grubu Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. Anar Aghayev, yaş, genetik yatkınlık, etnik köken ve obezite gibi faktörlerin prostat kanseri riskini artırdığını belirtti. Medicana Sağlık Grubu Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. Anar Aghayev, prodtt kanseriyle ilgili açıklamalarda bulundu. Her yıl dünya genelinde yaklaşık 1,4 milyon erkeğin prostat kanseri tanısı aldığını ve bu hastalığa bağlı ölümlerin 375 binin üzerinde seyrettiğini belirten Aghayev, Türkiye’de de benzer bir tablonun görüldüğünü, Türkiye’de her 12 erkekten birinin yaşamının bir döneminde prostat kanseri ile karşılaştığını söyledi. Prostat kanserinin toplumdaki farkındalığının istenilen düzeyde olmadığını ifade eden Aghayev, erken evrede semptom göstermeyen prostat kanseri ile ilgili, “Genel olarak rastlanan prostat kanseri belirtileri üriner sistem semptomları şeklinde olsa da, ileri dönem prostat kanserinde kanser hücrelerinin yayılımına bağlı olarak sırt ağrısı, üst solunum sistem sorunları gibi geniş bir yelpazeyi içerebiliyor. Hatta bazı kişilerde hiçbir belirti görülmeyebiliyor. Genel olarak en çok rastlanan prostat kanseri üriner sistem kaynaklı belirtileri arasında idrar yaparken ağrı ve yanma, idrara başlama zorluğu, geceleri sık sık idrara çıkma, kesintili idrar akışı, idrarda ya da menide kan görülmesi, mesanenin tamamını boşaltamama hissi, ağrılı boşalma yer alıyor. Tüm bu semptomlar iyi huylu prostat büyümesinde ve başka hastalıkların üriner sistem üzerine etkisi ile de oluşabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle düzenli prostat kontrolleri hayati önem taşıyor” açıklamasında bulundu. “Obezite prostat kanseri riskini artırır” Prostat kanserinin risk faktörlerine de dikkat çeken Aghayev, yaş, genetik yatkınlık, etnik köken ve obezite gibi faktörlerin prostat kanseri riskini artırdığını belirtti. Özellikle ailesinde prostat kanseri öyküsü bulunan kişilerde riskin daha yüksek olduğunu ifade eden Op. Dr. Aghayev, ayrıca, yapılan araştırmalar siyahi erkeklerde prostat kanserinin daha sık görüldüğünün ortaya konulduğunun altını çizdi. Beslenmenin de prostat kanseri riskini etkileyebileceğini belirten Aghayev, yeşil çay, ıspanak ve lahana gibi gıdaların riski azalttığını, aşırı alkol tüketiminin ise riski artırabileceğini söyledi. PSA testi teşhis için önemli bir araçtır Prostat kanseri tanısında kullanılan yöntemler hakkında da bilgi veren Dr. Aghayev, konuşmasına şöyle devam etti: “Erken teşhis için en önemli testlerden biri PSA (Prostat Spesifik Antijen) testidir. Bu test, prostat kanseri riskini değerlendirmek için önemli bir araçtır. Parmakla rektal muayene de prostat kanserinin tespit edilmesinde büyük önem taşır. Bununla birlikte Multiparametrik Prostat MR Görüntüleme de ise prostatın daha net değerlendirilmesi sağlanır. Bu yöntemde hastaya damardan kontrast madde verilerek MR çekilir ve prostattaki lezyonların kanser yönünden derecelendirilmesi istenebilir. Bu yöntem günümüzde prostat biyopsisi öncesi rutin uygulanan yöntem haline gelmiştir. Tanı yöntemlerinden prostat biyopsisi de test sonuçlarının prostat kanserine işaret ettiği durumlarda kesin sonuç elde etmek amacıyla, makattan veya perine bölgesinden ultrason ya da MR eşliğinde doku örneklemesi yapılarak gerçekleştirilir.” “Tedavi seçenekleri kişiye özel belirlenir” Hastalığın durumuna ve evresine göre prostat kanseri tedavisinde birçok farklı yöntemin uygulanabildiğini aktaran Anar Aghayev, “Hastalığın evresine göre cerrahi, radyoterapi, hormon tedavisi ve kemoterapi gibi yöntemler kullanılır. Erken evrelerde aktif izlem adı verilen yöntemle hastanın düzenli olarak takip edilmesi de bir seçenektir. Cerrahi tedavi, erken evrelerde sıklıkla tercih edilir. Prostatın tamamının çıkarıldığı radikal prostatektomi ameliyatı açık, laparoskopik ya da robotik olarak yapılabilir” ifadelerini kullandı. “Düzenli kontrol erken teşhis şansını artırır” Son olarak prostat kanserinin tekrarlama riskine de dikkat çeken Op. Dr. Aghayev, “Prostat kanseri ne kadar erken teşhis edilirse, tedavi başarısı o kadar yüksek olur. Düzenli kontroller, erken teşhis ve zamanında müdahale ile hastalıktan tamamen kurtulmak mümkündür. Önemli olan tüm erkeklerin belirli bir yaştan sonra düzenli kontrollerini yaptırmasıdır” şeklinde konuştu.