Yerel Haberler
Ankara
Elbistan’da depremzedeler yeni yuvalarına yerleşiyor
02 Ocak 2025 Perşembe - 21:26 Elbistan’da depremzedeler yeni yuvalarına yerleşiyor Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 6 Şubat depmlerinde büyük yıkım yaşayan Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde sağlam ve güvenli konutlar inşa ediyor. TOKİ tarafından ilçede yapımı tamamlanan 3 bin 621 konutun anahtarları hak sahiplerine teslim edildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Murat Kurum, çalışmaları “İşte eser meydanda” notuyla paylaştı. Evine taşınan Tahsin Öztunç, “Devlet kutsaldır. Devlet zırhtır. Gerçekten burada devlet tecrübesi var. Devlet, herkese şefkatli kollarından uzattı ve uzatıyor” dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından ağır yıkımların yaşandığı kentte yeniden inşa çalışmalarını sürdürüyor. Bugüne kadar Kahramanmaraş’ta Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), Emlak Konut Genel Müdürlüğü ve Yapı İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 30 bine yakın konut ve iş yeri teslim edildi. Karaelbistan Mahallesi’nde tüm konutlar tamamlandı TOKİ, 7.6 büyüklüğündeki ikinci depremin merkez üssü Elbistan’da 7 bin 459 konutun ihalesini tamamlayarak inşasına başladı. Konutlardan 3 bin 621’inin anahtarları hak sahiplerine teslim edildi. Elbistan’ın Karaelbistan Mahallesi’nde ise ihalesi yapılan 2 bin 365 konutun tamamı tamamlanarak teslim edildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Murat Kurum, çalışmaları “İşte eser meydanda” notuyla paylaştı. TOKİ Uzmanı Taha Selvi, Karaelbistan’da çalışmaların 4 etap halinde yürütüldüğünü, konutların yatay mimaride zemin+5’i geçmeyecek şekilde inşa edildiğini belirtti. “Yarın buralar gülistanlık olur” Yeni evlerine yerleşen hak sahipleri devletin herkese el uzattığını anlattı. Fadime Doğan, “Sıcak suyumuz hazırdı. Elektriğimiz yanıyordu, ocağımız yanıyordu. Evini anlat deseler ne derim biliyor musun? Çok şükür. Kapımı açtım, sapasağlam. Camdan bakıyorum, yarın buralar yeşillik, güllük gülistanlık olur” diye konuştu. “Dünya çapında büyük bir başarı” Nihat Doğan ise konutların kendisine 5 yıldan önce çıkacağını düşünmediğini ama 1 yılda tamamlanınca çok şaşırdıklarını dile getirerek, "İnsanlığın gördüğü en büyük afetlerden biriydi. Vatandaşları bir an önce evlerine yerleştirebilmek için çok hızlı hareket edildi. Bu kadar hızlı olacağını biz tahmin etmiyorduk. 1 yıl içerisinde biz gelip sıfırdan evimize yerleşebiliyorsak bu sadece Türkiye için değil dünya çapında büyük bir başarıdır. Depremle birlikte yıkılan ne kadar hayaller varsa bir yıl içerisinde çıkan evlerle yeniden hayata başlamanın umudu içimizde yeşerdi. Burası bizim umutlarımızın yeniden yeşerdiği, filizlendiği bir yer oldu" dedi. “İşte eser meydanda; yuvamızda, evimizde oturuyoruz” Başka bir hak sahibi Tahsin Öztunç ise duygularını şöyle dile getirdi: "Atalarımız ne demiş? ‘Er kişi odur ki dünyada bıraka bir eser, eseri olmayan kişinin yerinde yeller eser’. İşte eser meydanda. Yuvamızda, evimizde oturuyoruz. Rahatız. Hiçbir kaygımız, sıkıntımız yoktur şükür. Devlet kutsaldır. Devlet zırhtır. Gerçekten burada devlet tecrübesi var. Devlet, herkese şefkatli kollarından uzattı ve uzatıyor. Herkes devlet imkanlarından faydalanıyor.
Bakan Fidan: “Türkiye, Suriye’de kim olursa olsun bunların da koruyucusudur”
02 Ocak 2025 Perşembe - 20:51 Bakan Fidan: “Türkiye, Suriye’de kim olursa olsun bunların da koruyucusudur” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Belçikalı mevkidaşı Bernard Quintin ile görüştü. İkili görüşmenin ardından yaptığı basın toplantısında Bakan Fidan, “Türkiye, Suriye’de kim olursa olsun bunların da koruyucusudur” dedi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Belçika Dışişleri, Avrupa İşleri, Dış Ticaret ve Federal Kültürel Kurumlar Bakanı Bernard Quintin ile bir araya geldi. Dışişleri Bakanlığı’ndan gerçekleşen görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Bakan Fidan, “Savunma sanayii ilişkilerinde giderek Belçika’yla daha fazla adım atmayı Belçikalı firmalarla Türk firmaları arasındaki ilişki trafiğini daha da arttırmayı düşünüyoruz. Diğer taraftan Belçika’daki Türk toplumu gerçekten Belçika toplumuna iyi entegre olmuş durumda. İki ülke arasında köprü rolü oynayan bir toplum. Oradaki vatandaşlarımızın, soydaşlarımızın durumu da gerçekten iyi durumda. Diğer taraftan kendileriyle terörle mücadele konusunu da konuştuk. Özellikle PKK’nın DHKP/C’nin ve FETÖ’nün Belçika’da kendilerine zemin bulması, oradaki yerel hukuktan politik sistemden istifade ederek bir suistimal alanı genişletmesi ve bu genişletilen alanı Türkiye’nin aleyhinde kullanmasının önlenmesi konusundaki görüşlerimizi kendilerine aktardık. Kendileriyle Avrupa Birliği meselesini de konuştuk. Özellikle Belçika’nın Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine verdiği destek diğer taraftan özellikle gümrük birliği meselesi konusu bu konuda atılması gereken adımlar, Avrupa Birliği’nin şu an içerisinde bulunduğu birtakım sorunlar, karar alma mekanizmaları Türkiye ile olan üyelik ilişkisinin tarihinin problemleri. Bunları da masaya yatırdık. Bölgesel konular itibariyle Ukrayna’da tabii ki bir ateşkesi, bir barışı hemen istiyoruz. 21. yüzyılda Avrupa’nın ortasında yüz binlerce insanın hayatına mal olan ve koskoca bir ülkeyi yerle bir eden bir savaşın bir an önce durmasını ve bu savaşın yol açtığı göç, ekonomik krizler ve diğer krizlerin bir an önce Avrupa ve dünya genelinde sona ermesi ile ilgili düşüncelerimizi gündeme getirdik” dedi. Suriye konusunda 50 yıllık Esad rejiminin son bulmasını olumlu karşıladıklarını belirten Bakan Fidan, “Umuyoruz, bir an önce Suriye halkı kendi geleceğini büyük bir hızla inşa edecek. Bunun için uluslararası toplumun nitelikli desteğine ihtiyacı var. Türkiye gerek kendi imkanlarını, gerek uluslararası toplumun imkanlarını seferber etmede elinden geleni yapmakta. Bu çerçevede değerli dostumla da görüş alışverişinde bulunduk. Özellikle Suriye’nin yeni hükümetinin bu aşamada iç bütünlüğünü sağlarken toprak siyasal egemenliği sağlarken aynı zamanda ülkenin yeniden inşası için gerekli olan ekonomik ve finansal araçların, ticari araçların bir an önce sağlanması konusunda da görüş birliği içerisinde olduk. Bu konuda elimizden gelen her şeyi yapmaya hazır bir kez daha ifade ettik” şeklinde konuştu. “DEAŞ tutuklularını orada tutmak için PKK’yı bu işle memur etmek bir kriz” Kamplarda ve hapishanelerde bulunan DEAŞ’lı tutukluların serbest bırakılması konusunda Türkiye’nin net bir pozisyon ortaya koyduğunu aktaran Bakan Fidan, “Özellikle kamplarda ve hapishanelerde tutulan DEAŞ tutukluları, bunlar ait oldukları ülkeler tarafından geri alınmalılar. Bunların burada belirsiz bir süre içinde tutulması, herhangi bir yargılanma prosedürüne tabi tutulmaması ve geleceklerinin ne olduğuna dair bir planın olmaması bölgede bir kriz kaynağına dönmüş durumda. Özellikle DEAŞ tutuklularını orada tutmak için başka bir terör örgütü olan PKK’yı bu işle memur etmek gerçekten uluslararası sistem için bir kriz. Türkiye olarak, hem uluslararası bu sistemi en iyi şekilde çözmek hem de Türkiye’nin endişesi olan güvenlik sorununu ortadan kaldırmak hem de Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak için tekliflerimiz hazır. Bir an önce Suriye hükümetinin kamp ve hapishanelerin güvenliğini devralıp olmazsa Türkiye bu konuda destek vermeye hazırdır” ifadelerine yer verdi. “Türkiye, Suriye’de kim olursa olsun bunların da koruyucusudur” Suriye’deki değişikliklere değinen Bakan Fidan, "Bu yeni dönemde de kendisini sıkıntıda ve endişede hisseden herhangi bir Suriye’de çoğunluk veya azınlık varsa, kim olursa olsun; Nusayriler olur, Aleviler olur, Yezidiler olur, Hristiyanlar olur, kimler olursa olsun, Türkiye, diğerlerinin olduğu gibi bunların da hamisidir, koruyucusudur. Bunların Suriye’de başına bela gelmemesi için her türlü girişimde bulunuyoruz. Suriye’nin yeni yönetimi de bu konuda fevkalade hassas. İnşallah hiçbir şey olmaz ama olması durumunda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu konuda son derece hassas, prensipleri belli. Kim zulme uğrarsa biz zulme uğrayanın yanında yer alırız. Onunla gerekli dayanışma içerisinde bulunuruz. Dolayısıyla kime olduğuna değil, ne yapıldığına bakıyoruz" dedi. “Türkiye 4. büyük ticari ortağımız” Quintin basın toplantısında, Belçika’da oldukça yüksek bir Türk nüfusuna ev sahipliği yaptıklarının altını çizerek, "Türkler, sivil toplumumuza önemli katkılarda bulunuyor. Türkiye şu an 4. büyük ticari ortağımız. Genel olarak Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerden bahsettik. Ayrıca belirtmek isterim ki gümrük anlaşması konusunda Belçika’ya güvenebilirsiniz. AB üyeliği konusunda da bize güvenebilirsiniz ancak bu konunun zor olduğunu biliyoruz. Yine de en başından beri tavrımız net oldu. Ukrayna bizim için varoluşsal bir tehdit. Ukrayna Belçika’ya çok yakın. 2025’te orada neler olacağını bilmiyoruz. Suriye’de ise en kötüsünün geride kaldığını görüyoruz. Yeni hükûmeti desteklemek istiyoruz. Siz komşuları olarak onları daha iyi tanıyorsunuz. Finansal sistemlerini daha iyi biliyorsunuz. Biz de bazı müeyyidelerin kaldırılması konusunda yardımcı olabiliriz. Ancak attıkları adımları da görerek onlara yardımcı olacağız. İyi niyetle yaklaşıyoruz" diye konuştu.
Bakan Kacır: “Yerli patent başvuru sayısı 2024’te 10 bin 186’ya yükseldi”
02 Ocak 2025 Perşembe - 16:48 Bakan Kacır: “Yerli patent başvuru sayısı 2024’te 10 bin 186’ya yükseldi” Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “2024’te yerli patent başvuru sayısında yeni bir rekor kırdık. Yerli patent başvuru sayısı 2024’te 10 bin 186’ya yükseldi" dedi. Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) Konferans Salonu’nda düzenlenen TÜRKPATENT Akademi Tanıtım Töreni ve Yapay Zeka Destekli Dijital Dönüşüm Projesi İmza Töreni, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Kacır, burada yaptığı konuşmada, son 22 yılda attıkları adımlarla TÜRKPATENT’i yalnızca fikri mülkiyeti tescil eden değil, aynı zamanda fikri mülkiyet portföyünün ve yenilik ekosisteminin gelişimine katkı sağlayan bir kuruma dönüştürdüklerini belirtti. Nitelikli insan kaynağı ile 2017’den bu yana raporlarının kurum bünyesinde hazırladıklarını söyleyen Kacır, TÜRKPATENT’in Milli Teknoloji Hamlesi doğrultusunda, sınai mülkiyet bilincini toplumun tüm kesimlerinde oluşması adına da önemli çalışmalara imza attığını kaydetti. "Yerli patent başvuru sayısı 2024’te 10 bin 186’ya yükseldi" Geçerli tescile sahip sınai mülkiyet portföyünü 22 yılda 93 binden 2 milyonun üzerine çıkarıldığını belirten Kacır, yerli patent başvurularında dünyada 12’nci, marka başvurularında 6’ncı, tasarım başvurularında ise 2’nci sırada olunduğunu kaydetti. Kacır, 22 yıl önce Türkiye’de bir senede gerçekleştirilen patent başvuru sayısının yalnızca 414 olduğunu söyleyerek, "Yani bütün Türkiye’de günde ancak 1 tane yerli patent başvurusu gerçekleştiriliyordu. 2024’te ise yerli patent başvuru sayısında yeni bir rekor kırdık. Yerli patent başvuru sayısı 2024’te 10 bin 186’ya yükseldi” ifadelerini kullandı. “TÜRKPATENT AKADEMİ bünyesinde eğitimlerini başarıyla tamamlayan katılımcılarımızın yetkinliklerini dijital rozet ile tescil edeceğiz” Kacır, ülkenin her köşesinde üniversiteler, ticaret ve sanayi odaları ve kalkınma ajansları bünyesinde yer alan 310 Sınai Mülkiyet Birimi’nde 492 Sınai Mülkiyet Danışmanı’nın bu alanda farkındalık oluşturmak için görev yaptığını belirterek, şu değerlendirmede bulundu: “Dünyanın en fazla ziyaretçi sayısına sahip Uluslararası Buluş Fuarı’nı (ISIF) 2019 yılından bu yana TEKNOFEST bünyesinde düzenliyoruz. Bugün de fikri mülkiyet alanında nitelikli insan kaynağı havuzumuzu genişletme adına yeni ve önemli bir adımı hayata geçiriyoruz. TÜRKPATENT AKADEMİ ile coğrafi engelleri ortadan kaldırarak ülkemizin her köşesinden katılımcılara ulaşacak, zaman ve mekandan bağımsız bir dijital akademiyi devreye alacağız. Patentten markaya, tasarımdan coğrafi işaretlere kadar geniş yelpazedeki bir bilgi külliyatını vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz.” Halihazırda bin 200 dakikadan fazla içeriğe sahip 56 eğitim modülünü bünyesinde barındıran akademiyi, önümüzdeki dönemde dijital kitaplar ve yayınlarla zenginleştirerek daha kapsamlı bir öğrenme deneyimi sunacaklarını vurgulayan Kacır, “Öğrenmenin yalnızca fiziksel sınıflarla sınırlı kalmadığı dijital çağda, TÜRKPATENT AKADEMİ bünyesinde eğitimlerini başarıyla tamamlayan katılımcılarımızın yetkinliklerini dijital rozet ile tescil edeceğiz” ifadesini kullandı. “AB Coğrafi İşaret tescil sayımız bir yılda 18’den 29’a ulaştı” Bakan Kacır, Türk Patent ve Marka Kurumu’nu, ülkedeki fikri sermayenin yalnızca koruyucusu olmanın ötesinde aynı zamanda gelişiminin de öncüsü haline getireceklerini söyledi. Bu doğrultuda, Türkiye’nin kültürel mirasını ve zenginliğini coğrafi işaretle tescilleyerek hem üreticiyi hem de tüketiciyi koruma altına almaya devam ettiklerini ifade eden Kacır, şunları kaydetti: “Bin 680 Yerli coğrafi işaret tescili ile Çin’den sonra dünyada ikinci sıraya yükseldik. Ticarileşme ve uluslararası markalaşma hususunda önemli bir adım olan Avrupa Birliği Coğrafi İşaret tescil sayımız bir yılda 18’den 29’a ulaştı. Zengin kültürel değerlerimizi, tarihi birikimimizi, bu toprakların bereketini, ürünlerimizin hikayelerini bir araya toplayarak geniş kitlelere taşıyacağımız etkinlikleri 2025’te hep birlikte icra edeceğiz. Türkiye Yüzyılında kurumumuza biçtiğimiz bir diğer kritik rol ise ülkemizin güçlü Ar-Ge ve inovasyon sisteminin çıktısı olan patentlerin ticarileştirilmesi ve ekonomik değere dönüşmesinin önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Bu doğrultuda, yenilikçi sanayiye entegre edilmesi, girişimcilere ve yatırımcılara sunulması için etkin mekanizmalar geliştirmeye devam edeceğiz.” Programın sonunda, TÜRKPATENT Başkanı Muhammed Zeki Durak ile TÜBİTAK Başkanı Orhan Aydın’ın katılımı ile imza töreni düzenlendi.
AK Partili Yayman: "Şubat ayında artık Türkiye’de silahların bırakılacağı bir iklimin daha çok konuşulacağını düşünüyorum”
02 Ocak 2025 Perşembe - 15:46 AK Partili Yayman: "Şubat ayında artık Türkiye’de silahların bırakılacağı bir iklimin daha çok konuşulacağını düşünüyorum” TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, “Ben şubat ayının içerisinde artık Türkiye’de silahların bırakılacağı bir iklimin, silah tesliminin ve PKK terör örgütünün Türkiye’de artık eylem yapmayacağının gündeme geleceğini, daha çok konuşulacağını düşünüyorum” dedi. TBMM’de açıklamalarda bulunan Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, dijital telif yasasının bir an önce çıkarılması gerektiğini söyleyerek, emek hırsızlığında sözün bittiği yere gelindiğini ifade etti. Yayman, “Bir taraftan gerçek gazetecilik anlamında 5N1K kuralıyla çalışan basın emekçileri, televizyoncular var. Diğer taraftan bu emekleri alarak bunun üzerinden etkileşim almak için sürekli emek hırsızlığı yapan ve copy paste gazeteciliğiyle kendisine gazeteci bile denmeyen insanların yaptığı bir faaliyet var. Dijital telif gündemi bizim için olmazsa olmaz bir gelişmedir. Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Sosyal medyanın yıkıcı etkisinin bu kadar öne çıkmasını doğru bulmuyoruz. Muhakkak uluslararası şirketlerin toplum kurallarını, yani anayasalarını hazırlamaları ve bu anayasaları çocuğun, bireyin, kamu düzeninin ve toplumun korunmasının kırmızı çizgiler olarak değerlendirilmesini arzu etmekteyiz. Sosyal medyaya giriş yaşıyla ilgili düzenleme yapacağız. Yeni dönemde dijital platformları dinlemeye devam edeceğiz. İlk platform Netflix olacak. Diğer dijital platformları TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’nda dinleyeceğiz” ifadelerini kullandı. Yayman, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başlattığı süreçte çok önemli gelişmelerin olduğunu hatırlatarak, “Sayın Devlet Bahçeli sanki Suriye’de olacak gelişmeleri öngörmüşçesine PKK terör örgütüne ve DEM Parti grubuna bir çağrıda bulunmuştu. Ya eller tetikten çekilecek ya da bu eller tetiklerle birlikle gömülecek demişti. Bu meselenin ana fikri terörsüz Türkiye’dir. Bu noktada gelişmeleri olumlu görüyorum. Artık şehit analarının ağlamaması için ve Türkiye’nin bu terör belasından kurtulması için Sayın Bahçeli’nin çağrısı tarihi önemdedir. Bir turnusol ve samimiyet testidir. Artık söz sırası DEM’dedir. DEM Parti üstüne düşen tarihi sorumluluğu yerine getirmelidir. PKK terör örgütünün silah bırakma ve Türkiye’de artık eylemlerine son verme noktasında daha cesaret verici bir tavır içerisinde olmalıdır. Bugün de tarihte ilk defa DEM Parti, Sayın Devlet Bahçeli’yi ziyaret etmektedir. Bu gerçekten milletimizin görmek istediği hareket ve tavırdır” şeklinde konuştu. Yayman şöyle konuştu: “Ben şubat ayının içerisinde artık Türkiye’de silahların bırakılacağı bir iklimin, silah tesliminin ve PKK terör örgütünün Türkiye’de artık eylem yapmayacağının gündeme geleceğini, daha çok konuşulacağını düşünüyorum. Her şey yolunda giderse şubat ayı içerisinde çok önemli gelişmelerin olacağını, Türkiye tarihini olumlu yönde değiştirecek ve Türkiye’nin ileri adımları atabileceği birtakım gelişmelerin olacağını öngörüyorum.”