Yerel Haberler
Ankara
Ankara’da halk sağlığını tehdit edebilecek koşullarda bal üreten fabrikada 8 bin ton malzeme ele geçirildi 19 Eylül 2024 Perşembe - 20:11:52 Ankara’da, insan sağlığını tehdit eden ve etiket mevzuatına aykırı bal üretiminin yapıldığı fabrikaya düzenlenen operasyonda, 8 bin ton malzeme ve 100 bin adet çeşitli markalara ait bal etiketi ele geçirildi. Ankara İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Akyurt’ta bal üreten bir fabrikanın, tüketime uygun olmayan nitelikle üretim yaptığının ve etiket mevzuatına aykırı faaliyetlerde bulunduğunun tespiti üzerine harekete geçti. İl Jandarma Komutanlığınca yapılan istihbari çalışmalar sonucunda, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Gelir İdaresi Başkanlığı ekiplerince söz konusu fabrikaya operasyon düzenlendi. Fabrikaya yapılan operasyonda, 2 bin 500 ton fruktoz şurubu, 2 bin ton şeker, 3 bin 650 ton glikoz şurubu, 150 ton sahte glikoz, fruktoz şeker ve 100 bin adet çeşitli markalara ait bal etiketi ele geçirildi. Ele geçirilen balların piyasa değerini yaklaşık 960 milyon lira olduğu belirtilirken, 6 şüphelinin gözaltına alındığı öğrenildi. “Vatandaşın sağlığını istismar ederek, zararlı üretimleri satmaya çalışan ve bunları üretenlerle mücadelemiz sonuna kadar devam edecek” Operasyonla ilgili açıklamalarda bulunan Ankara Valisi Vasip Şahin, “Bugün de bu bulunduğumuz bölgede iş yerlerinde arkadaşlarımız özellikle bozuk bal üretildiği ya da sahte bal üretildiği yönünde aldıkları bilgiler üzerine geniş bir inceleme yaptılar. Bu inceleme sonucunda burada ve diğer işletmelerde yüzlerce ton civarında bozuk gıda veya bozuk bal üretiminde kullanılan ama aslında kullanılması yasak olan bir takım ürünler ele geçirildi. Onlarla ilgili adli ve idari işlemler bir taraftan devam ediyor. Diğer taraftan da bu ele geçirilen malzemeler de imha edilecek. Bizim hem vatandaşlarımıza hem de bu malzemeleri satan iyi niyetli esnafa ricamız çağrımız şudur; ne olur size getirilen malzemeleri ve vatandaşa sunduğunuz malzemeleri dikkatle izleyin. Dikkatle inceleyin. Aldığınız malın orijinaline ve gıda güvenliğine sahip olup olmadığına lütfen dikkat edin. Yine müşteri olarak vatandaşlarımız fiyatlara aldanarak bir tuzağa düşmesinler. Kendi sağlıkları, ailelerinin sağlıkları, çocuklarının sağlıkları açısından ne olur dikkatli olalım. Vatandaşın sağlığına, vatandaşın sıhhatine, çocuklarının, yaşlılarının, hastalarının sağlıklı bir şekilde gıda tüketimi ihtiyacını istismar ederek, zararlı üretimleri satmaya çalışan ve bunları üretenlerle mücadelemizde sonuna kadar devam edecektir” dedi.
19 Eylül 2024 Perşembe - 19:57 ULAK Haberleşme, İGEF’24’te "milli 5G ürünleri" ile "UYGAR"ı tanıttı ULAK Haberleşme AŞ Genel Müdürü Ruşen Kömürcü, 5G’ye uyumlu baz istasyonlarının üretimine ilişkin hazırlık aşamasında olduklarını belirterek, "Türkiye’nin nihai takvimine göre biz de operatörlerimize hizmet sunmak üzere 5G hazırlıklarını sürdürüyoruz" dedi. Türkiye’nin yerli ve milli baz istasyonu üreticisi ULAK Haberleşme, Ankara Ticaret Odası (ATO) Congresium Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen İGEF’24 İç Güvenlik Ekipmanları Fuarı’nda ürünlerini sergiledi. ULAK Haberleşme AŞ Genel Müdürü Ruşen Kömürcü, İHA muhabirine yaptığı konuşmada, şirket olarak 2017’den beri milli baz istasyonu üretimi yaptıklarını anımsatarak, 4,5G’de ürettikleri baz istasyonlarıyla ülke çapında 3 bini aşkın noktada hizmet verdiklerini anlattı. Kömürcü, milli 5G konusunda da çalışmaya başladıklarını dile getirerek, "5G’ye uyumlu baz istasyonlarının üretimine ilişkin hazırlık aşamasındayız, bu ürünlerle ilgili belli testleri tamamladık. Türkiye’nin nihai takvimine göre biz de operatörlerimize hizmet sunmak üzere 5G hazırlıklarını sürdürüyoruz" diye konuştu. Kömürcü, fuarda sergilenen ürünler hakkında da bilgi vererek, şunları kaydetti: "Fuarda sergilenen UYGAR podu marifetiyle altyapısı olmayan, doğal afetlerin yaşandığı yerlerde, acil durumlarda belli ihtiyaçlar doğrultusunda iletişim ihtiyacını karşılayacağız. ANKA İnsansız Hava Aracı için hazırlanan UYGAR’ın, uçan network çözümü sayesinde altyapısı olmayan noktalarda, cep telefonları için baz istasyonu servisini 21 bin feetten 2,5 kilometreyi aşkın bir alana 20 saat süreyle İHA’nın uçuş süresi boyunca vermek mümkün. Dolayısıyla alt yapı olmayan, deprem gibi doğal afetlerin yaşandığı yerlerde, acil durumlarda belli ihtiyaçlar doğrultusunda iletişim ihtiyacını karşılayacağız."
19 Eylül 2024 Perşembe - 19:46 Kentsel dönüşümle Kirazlıtepe’nin silüeti değişti İstanbul’un Üsküdar ilçesine bağlı Kirazlıtepe Mahallesi’nde TOKİ tarafından yürütülen kentsel dönüşüm çalışmalarıyla vatandaşlar güvenli, sağlam ve kaliteli konutlarına kavuşuyor. Bakan Kurum, "Üsküdar Kirazlıtepe, İstanbul’da yapmak istediğimiz dönüşümün en güzel örneklerinden biri oldu" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından İstanbul’da Üsküdar Çamlıca Camii ve çevresi ile Kirazlıtepe ve Mehmet Akif mahallelerinde yürütülen 7 bin 84 konutluk kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında 1’inci etap konutları teslim edildi. İlk etapta 551 hak sahibi yeni konut ve iş yerlerine taşındı. Teslimi yapılan konutlarla ilgili görüntüleri sosyal medya hesabından paylaşan Bakan Murat Kurum, mesajında şu ifadelere yer verdi: “Üsküdar Kirazlıtepe, İstanbul’da yapmak istediğimiz dönüşümün en güzel örneklerinden biri oldu. Vatandaşımıza yaraşır, şehrin dokusuna uygun, modern, kullanışlı binalar yaptık. Semt sakinlerinin deprem kaygısını ortadan kaldırdık. Devletimize olan güveni boşa çıkarmadık.” "Gelip görsünler, tereddüt etmesinler" Yeni evlerine taşınan vatandaşlar ise herkesin kentsel dönüşümden faydalanması gerektiğinin altını çizdi. Hak sahibi Sevgi Budak, “Kentsel dönüşüme karşı çıkanlar gelip Kirazlıtepe’yi görsünler. Evlerin eski halini de şimdiki hallerini de görsünler. Tereddüt etmesinler, evlerini kentsel dönüşüme versinler. Evleri sağlam olsun. Rahat rahat otursunlar. Devletimize güvensinler, evleri yapılsın” dedi. “Bu kadar iyisini beklemiyorduk” TOKİ konutlarının sağlamlığına dikkat çeken Budak, "Evler yapılırken inşaatları biz gördük, çok sağlam yaptılar, demirleri çok sık döşediler. Deprem korkum artık yok, evimde rahat uyuyorum. Devlet güvenimizi boşa çıkartmadı. Rahat edeceğiz diye umuyorduk ama bu kadarını da beklemiyorduk. Burası yalnızca bir ev değil, bir yaşam alanı. İhtiyacınız olan her şeyi burada bulabilirsiniz. Ayrıca alıştığımız muhit, alıştığımız ve eskiden beri var olan kırk yıllık komşularımız var burada” diye konuştu. “Otopark sorunu yok” Ev sahiplerinden Kübra Atmaca da kentsel dönüşümle otopark sıkıntısına da son verildiğine vurgu yaparak, “Burada herkesin dairesinin bir otopark yeri var. Rahatlıkla arabalarımızı park edebiliyoruz ki İstanbul gibi yerde normalde bu çok büyük bir sorundur. Ayrıca yazın evlerimiz serin, kışın da aynı şekilde sıcak oluyor. Biz hiç kombi yakmasak bile öyle bir sistem kurmuşlar ki, evi öyle bir izole etmişler ki o ısı değişimi fazla olmuyor. Bir de bizler, merak edip kullanılan betonun kalitesini bile inceledik. Gerçekten standartların çok üstünde bir betondu” dedi. “Artık evler öyle dip dibe değil” Bitişik nizam, konforsuz evlerin yerine daha ferah projelerin hayata geçirildiğini dile getiren Atmaca, şöyle konuştu: “Burada bir düzenleme var, artık evler öyle dip dibe değil. Balkonumuza çıktığımızda rahat bir nefes alabiliyoruz. Mahallemizde oyun parkı sayısı da artmış oldu. Kentsel dönüşümle beraber, Kirazlıtepe’nin silüeti değişti. Yani yepyeni bir ortam oldu artık. Herkes hiç tereddüt etmeden evlerini kentsel dönüşüme vermeli. Kentsel dönüşüme devletin el atmış olması, bizdeki güven sorununu giderdi, tereddütsüz güvendik.”
Ankara yeni Adalet Saray’ının temel atma töreni gerçekleştirildi
19 Eylül 2024 Perşembe - 16:13 Ankara yeni Adalet Saray’ının temel atma töreni gerçekleştirildi Ankara yeni Adalet Sarayı’nın temek atma töreninde konuşan Bakan Tunç, “3 yıl gibi kısa bir süre içerisinde umarım 2027’nin adli yıl açılışında Cumhurbaşkanımız ile birlikte Ankara Adalet Sarayı’nın açılışını yaparız. Adalet Sarayı’mız yeşil bir bina, yatay bir mimari ve dört ayrı blok, 14 ayrı binadan oluşuyor” dedi. Ankara yeni Adalet Sarayı’nın temek atma töreni, gerçekleşti. Düzenlenen törene Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Karaköse ile birçok yargı mensubu katıldı. Milli İstihbarat Teşkilatı’nın Yenimahalle’de bulunan eski yerleşkesinde düzenlenen programda konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara için büyük bir ihtiyacı giderecek olan eserin yapımında desteklerini sunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a ve emeği geçen herkese teşekkürlerini ileterek konuşmasına başladı. “Sadece yargıda değil her anımızda adaletten ayrılmamız gerekir” Cumhuriyetin doğduğu topraklara yakışır bir Adalet Sarayına kavuşmanın ilk adımını attıklarını belirten Tunç, “Adalet mülkün temelidir. Adalet insan onurunu korumak, insan haklarını savunmaktır. Adalet haklı olana hakkını vermektir. Adalet her şeyi yerli yerine koymaktır. Sadece yargıda değil her anımızda adaletten ayrılmamız gerekir. Adaletin tecellisi için de hukuk devleti şarttır. Kuvvetler ayrılığının uygulandığı bir sistem olması gerekir. Yargının da tecelli edebilmesi için ihtiyaca cevap veren kanunların olması, mevzuatın uygulanabileceği mekanların olması ve hakimleri, savcılarıyla birlikte insan unsurundaki kalitenin olmasıdır” dedi. “Ülkemizi merdiven altı duruşmaların yapıldığı günlerden bugünlere kavuşturduk” Temel kanunların tamamını yenilediklerini söyleyen Tunç, “80 yıldan bu yana uygulanan, ihtiyaçlara yanıt vermeyen mevzuatlarımızı yeniledik. Çok önemli mesafeler aldık. 22 yıl önce adliyelerimizin durumunu hepimiz hatırlıyoruz. Ülkemizi merdiven altı duruşmaların yapıldığı günlerden bugünlere kavuşturduk. Son bir haftadır yazılı basında ‘önemli olan bina değil, içinde dağıtılan adalettir’ gibi bir takım eleştiride bulunanları görüyoruz. Ancak biz mevzuatın iyileştirilmesinden, yargı reformlarından da bahsediyoruz. Ama ne yazık ki birileri bu kaliteli hizmet binalarında hakim ve savcılarımızın hizmet görmesinden ve vatandaşlarımızın bu binalarda hizmet almalarından rahatsız olanlar var. Onlar karalamaya devam etsinler biz çalışmaya devam edeceğiz. Mevzuatımızda ihtiyaç olduğu sürece değişiklik yapmaya, TBMM’ye taslak çalışmalarını göndermeye devam edeceğiz” diye konuştu. Adliyeler adaletin kapısıdır diyen Bakan Tunç şöyle konuştu: “Adaletin daha hızlı bir şekilde tesis edilmesi için bazı mahkemelerde yargılamaların uzadığının farkındayız. Yeni mahkemelerin açılması ve ilave hakim ve savcılarımızın atanması konusunda çalışmalarımızı hızlandırıyoruz. Bizim için adliyeler adaletin kapısıdır, adaletin tecelli ettiği mekanlardır. Bu yüzden adalet sarayları da sıradan binalar değildir. Geleceğe olan bir yatırım ve tarihe atılmış bir imzadır adalet binaları. Yargımızın vermiş olduğu hatalı kararlar konusunda düzeltmek için her türlü adım atılır ama yargımızın yıpratılmasına izin vermeyiz. Özellikle şunu belirtmek istiyorum. Özellikle son zamanlarda yargıya yönelik ağır eleştiriler var, bazı istisnai kararlardan yola çıkarak yargıyı töhmet altında bırakan açıklamalar görüyoruz. Yılda 12 milyon karar veriyor hakimler. İlk derecenin verdiği kararın istinaf ve temyizle düzeltme ihtimali varken bu tür kararlarda hemen infialler uyandırılmasının haksız olduğumu düşünüyoruz. Burada bir kasıt var. Kopyala-yapıştır yapılarak adaletin yıpratılması söz konusu. Yargımızın vermiş olduğu hatalı kararlar konusunda düzeltmek için her türlü adım atılır ama yargımızın yıpratılmasına izin vermeyiz.” “3 yıl gibi kısa bir sürede Ankara Adalet Sarayı’nın açılışını yaparız” Yeni Adalet Sarayı hakkında da konuşan Tunç, “3 yıl gibi kısa bir süre içerisinde umarım 2027’nin adli yıl açılışında Sayın Cumhurbaşkanımız ile birlikte Ankara Adalet Sarayı’nın açılışını yaparız. Adalet Sarayı’mız yeşil bir bina, yatay bir mimari ve dört ayrı blok, 14 ayrı binadan oluşuyor. Yenimahalle ilçesinde yapılacak Adalet Sarayı’nda bin 382 hakim ve Cumhuriyet savcısı odası, 588 duruşma salonu, 4 bin 180 araçlık otopark ve 610 kişilik konferans salonu yer alacak. 745 bin 900 metrekare kapalı alana sahip olacak olan yeni Ankara Adalet Sarayı’nın inşaatının üç yılda tamamlanması bekleniyor” dedi. Programda konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum, Ankara’nın, bölgesine ve küresel meselelere yön veren bir çekim merkezi olduğunu söyledi. Ankara’yı başkentler yarışında en üst sıraya taşımak için dev yatırımları hayata geçirdiklerini belirten Bakan Kurum, yeni kamu binaları, sosyal konutlarla Ankara’nın çehresini yenilediklerini ifade etti. Türkiye’nin ilk toplu konut projesi Saraçoğlu Mahallesi’nin, ihya sürecinin tüm engelleme girişimlerine rağmen tamamlandığını aktaran Kurum, "Kararlıyız. Dün olduğu gibi yarın da Ankara’mızı şanına yaraşır bir görünüme, güzelliğe kavuşturmak için yeni eserler yapmaya, yeni yatırımlar sunmaya ilk günkü aşkla, azimle, kararlılıkla devam edeceğiz" dedi. “2027’nin ilk yarısında tamamlanacak” Adalet sarayının, başkentin kalbi sayılabilecek bir alana inşa edildiğini belirten Kurum, "312 bin metrekarelik alanda yapılacak başsavcılık, hukuk, ceza ve icra binalarıyla toplam 746 bin metrekarelik inşaat alanıyla, Türkiye’nin en geniş kapalı alanına sahip adliyemiz burası olacak. Yine 588 duruşma salonu, 4 bin 180 araçlık açık ve kapalı otoparkı, yatay mimari anlayışıyla zemin artı 5 kat olarak tasarladığımız bu bina yüksek teknolojiyle, enerji verimli, yalıtımlı ve aynı zamanda iklim değişikliğine duyarlı sıfır atık binalarıyla tüm Türkiye’ye örnek olacak özelliklerle donatılmıştır. Yeni adalet sarayımızı 2027 yılının ilk yarısında tamamlayarak ülkemize, başkentimize, milletimize armağan edeceğiz” diye konuştu.
MHP Lideri Bahçeli: "Bir kısım Kara Harp Okulu öğrencisinin kılıçları çekerek ettiği korsan yemin ve ardı sıra yaşanan cepheleşmeler huzur ve sükunetimizi, birlik ve beraberliğimizi dar boğaza itecek kadar etki yapmıştır"
19 Eylül 2024 Perşembe - 15:55 MHP Lideri Bahçeli: "Bir kısım Kara Harp Okulu öğrencisinin kılıçları çekerek ettiği korsan yemin ve ardı sıra yaşanan cepheleşmeler huzur ve sükunetimizi, birlik ve beraberliğimizi dar boğaza itecek kadar etki yapmıştır" Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Anayasanın ilk dört maddesine ve cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerine sadık kalınarak anayasa yapılmasının yanındayız” dedi.MHP Merkez Yürütme Kurulu(MYK) ve Merkez Disiplin Kurulu(MDK), Devlet Bahçeli başkanlığında toplandı. Toplantının ardından Bahçeli, basın açıklaması gerçekleştirdi. Türk milletinin gazi bir millet olduğunu ifade eden Bahçeli, “Gelin görün ki, terörle mücadele esnasında yaralanan, halen vücutlarında mermi ya da şarapnel parçası bulunan, mevzuattaki boşluk nedeniyle malul gazi kabul edilmeyen, üstelik sayıları 20 bini aşan kardeşimizin sessiz çığlığı hala dinmemiş, bunlara hala kulak verilmemiştir. Bu kategoride yer alan kardeşlerimiz gazilere tanınan sosyal ve ekonomik haklardan ne yazık ki istifade edememektedir. Maluliyet oranı yüzde 40’ın altında olup da gazi sayılmayan mağdur kardeşlerimizin ellerinden tutmanın, maruz kaldıkları adaletsizliğe neşter vurmanın, manen kazandıkları unvanı resmen tanımanın ve takdim etmenin zamanı gelmiştir. Gazilik müessesini daha fazla sorgulatmadan hak sahibi kardeşlerimize unvanlarının verilmesi ve şeref aylıklarının bağlanması Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk gündem maddeleri arasında yerini almalıdır. Derinleşen ve sürekli genişleyen bu sosyal sorun artık çözümle buluşturulmalıdır” diye konuştu.Yunanistan Savunma Bakanı’nın, gayri askeri statüde olan Meis Adası’na askeri heyetle gelerek alçakça meydan okumasının tesadüf olmadığını söyleyen Bahçeli, “ Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta küresel senaryoların tatbik ve tecelli edebilmesi ancak ve ancak Türkiye’nin aczi, ataleti, kutuplaşması ve takatten düşmesiyle mümkündür. ABD’nin Irak’tan çekilme kararına rağmen, bu ülkenin kuzeyine asker konuşlandırması, Suriye’nin kuzeydoğusunda yeni üsler kurup, mevcut üsleri takviye etmesi, biri inen biri kalkan kargo uçaklarıyla silah ve mühimmat yığınağını artırması, PYD/PKK/YPG’nin Türkiye’ye saldırı için hazırlık içinde olmaları gizli saklı bir şey değildir. Bu nedenle Türk milletinin ve Türk devletinin mücavir bölgelere ve küresel mütehakkim projelere müdahil olamayacak derecede iç sorunlarla boğuşması kurgulanmaktadır” dedi.Kullanılan cep telefonlarının bile riskli olduğunu dile getiren Bahçeli, “İki gün evvel Lübnan’da yaşanan İsrail kaynaklı dijital saldırı ve bu kapsamda çağrı cihazlarının uzaktan patlatılması tehdit algılarını zirveye çıkarmıştır.Doğası gereğince tarafsız olmayan teknolojik serpilme ve sıçramalar hakim güçlerin denetimi altında felaketleri mayalandırmakta, düşmanlıkları katlamaktadır.Artık hiçbir yer güvenli değildir.Artık hiçbir şey de eskisi gibi olmayacaktır.Haritaların yeni baştan çizilmesi, mahkûm ülkelerin ve mazlum toplumların sömürü çarkında daha da öğütülmesi amacıyla sıcak çatışma ve savaşların refakat ettiği masa başı cinnet ve cinayet mesaisi yoğunlaşmıştır. Kısaca temas ettiğim yüksek tehdit ve tehlikeler gittikçe mesafe alıyorken Türkiye’mizin; bayatlamış, kapanmış ve geride bırakılmış kronik tartışmaların tekraren baskı ve dayatmasına maruz bırakılması dışarıdan güdümlü şirret oyunun ara istasyonudur” şeklinde konuştu.“Kukla muhalefet, ziyan içinde olan diğer muhbir unsurlar tetikçilik ve teşrifatçılık yapmaktadır”Harp Okulu öğrencilerinin yemin töreni hakkında da konuşan Bahçeli, “Bir kısım Kara Harp Okulu öğrencisinin kılıçları çekerek ettiği korsan yemin ve ardı sıra yaşanan cepheleşmeler huzur ve sükûnetimizi, birlik ve beraberliğimizi darboğaza itecek kadar etki yapmıştır.Aziz Atatürk etrafında palazlanan söz düelloları, milli güvenlik sorunu haline gelen sosyal medya infaz ve ifşaları, inanan-inanmayan, laik-anti laik rekabetleri, etnik ve mezhebi kışkırtmalar bilhassa küresel güçlere ve kapalı devre çalışan örgütlere ümit bağlayan muhalefet partilerinin geçim kapısı haline gelmiştir.Dışarıda bileğimizi bükemeyenler, Türkiye’nin yükselişini çekemeyenler, uyanan devi hazmedemeyenler içeride zaaflarımızı kaşımakla, rehavetimizi kollamakla, milli ve manevi güven iklimimizi zehirlemekle meşguldür.Son zamanlarda yaşananlar, ortalığa saçılan olaylar ve bunların medya aracılığıyla psikolojik harekât biçiminde servis edilmesi kesinlikle normal değildir.Milli mukavemeti kırmak için zillet içinde yuvarlanan kukla muhalefet, ziyan içinde olan diğer muhbir unsurlar tetikçilik ve teşrifatçılık yapmaktadır” ifadelerini kullandı.CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in 31 Mart seçimlerinden sonra “Erken seçim istemeyeceğiz” şeklindeki açıklamasına ilişkin Bahçeli, “Anlaşıldığı kadarıyla, CHP Genel Başkanı hayal tacirliğini, boş keseden atıp tutmayı siyaset zannedecek kadar hayatın ve hadiselerin gerçeklerinden uzaklaşmıştır. Özgür Bey’in 31 Mart seçimlerinden sonra ‘erken seçim istemeyeceğiz’ açıklaması mıh gibi hafızalara kazınmışken, bunun üzerinden çok geçmeden 2025 yılının Kasım ayında erken seçim çağrısını telaffuz etmesi akıl tutulması ve hayal tutsaklığıdır.‘Sandığı getirip iktidara geleceğiz’ diyen bu ayarsız zatın deli saçması vaadi ise bir litrelik rakının 140 liraya inmesinden başka bir şey değildir” dedi.“Türkiye’nin muhalefet sorunu habis ura dönmüştür”DEM Parti ve CHP’nin Türkiye’nin iç cephesini düşürmekle tembihli ve görevli olduğunu söyleyen Bahçeli, “Mavi Vatana masal diyen siyasi sefalet iyice azıtmıştır. Türkiye’nin muhalefet sorunu habis ura dönmüştür.CHP’ye oy veren kardeşlerim bu patolojik yönetim anlayışına gerçekten müstahak görülmemelidir.CHP’nin altı okundan devletçiliği mora ve yeşile boyamaktan bahsedenlerin aslında kendilerine yakışan rengin pembe olduğunu buradan hatırlatmak samimi düşüncemizdir.Bu sayede bölgesel ve küresel tehditlere müsait hale gelecek olan ülkemiz gerisin geriye Sevr şartlarına sürüklenecektir.CHP yönetimine hâkim olan sadece cehalet, sadece ihanet, sadece melanettir. DEM’in ve PKK’nın bölücülük mahzeninde gönüllü esarete heveslenen bu partinin Türkiye’nin milli tezlerine sahip çıktığı, hükümranlık haklarını savunduğu görülmüş, duyulmuş şey değildir” açıklamasında bulundu.“Anayasanın ilk dört maddesine ve cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerine sadık kalınarak anayasa yapılmasının yanındayız”Milliyetçi Hareket Partisi’ne Anayasa’nın ilk dört maddesiyle ilgili soru sormanın, bu kapsamda teste tabi tutmanın ve yoklama yapmanın hiç kimsenin hakkı, harcı ve haddi olmadığını ifade eden Bahçeli, “Kim olursa olsun, hangi mevkide bulunursa bulunsun, Anayasa’nın ilk dört maddesine şaşı bakanlar ve şaibeli tavır gösterenler bizim için yok hükmündedir, ciddiye ve muhatap alınmaya değecek hiçbir yanları da yoktur. Milliyetçi Hareket Partisi ‘dördüncü madde değişsin, diğer üç maddeye bir şey demiyoruz’sözlerini, kale olsun ama surlara gerek yok diyen mağlup ve meczup anlayışla bir ve aynı görmektedir. Özgür Bey’in bize soru sormak yerine böylesi bir bayağı ve sakat tartışmanın neden ve niçin gündemde tutulduğunu, kırılgan bir zamanda hangi niyetle polemik malzemesi yapıldığını kendisinden başlamak kaydıyla itiraf etmesi akla ve adamlığa en yatkın, en uygun seçenektir.Anayasa’nın dördüncü maddesinden hareketle ilk üç maddeyi değiştirmeye yeltenecek ve buna muvaffak olacak bir bedhahta bu dünya gözüyle müsaade etmemiz ve çanak tutmamız imkansızdır ve emel sahipleri kendilerine mutlaka çeki düzen vermekle mesuldür.Anayasanın ilk dört maddesine ve cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerine sadık kalınarak zamanın ihtiyaçlarına dinamik ve kalıcı cevaplar verebilen anayasa yapılmasının yanındayız” şeklinde konuştu.“Narin yavrumuz 29 gündür bilinçli bir şekilde medyanın ve fırsatçı mihrakların istismar konusu yapılmıştır”Diyarbakır’da vahşice öldürülen 8 yaşındaki Narin cinayeti hakkında konuşan Bahçeli, “Türkiye günlerdir çok acı verici iki olayla çalkanmaktadır. Bunlardan birincisi, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Tavşantepe Köyü’nde sekiz yaşında hayattan kopartılan ve cansız bedeni bir dere kenarında bulunan Narin yavrumuz, diğeri de Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde dilimin söylemeye varmadığı vahşete maruz kalan Sıla bebeğin dramıdır. Bu sabilere kıyanların en ağır bedelleri ödemesi adalet ve hukuk namusudur. Milletimiz alenen işlenen insanlık suçları karşısında müteessir, öfkeli ve infial halindedir. Narin ve Sıla yavrularımız hepimizin ve herkesin yüreğine ateş düşürmüştür.Narin’i hunharca katlettiler. Allah rahmet etsin diyorum. Sıla’yı mahvettiler. Şifa bulmasından başka ne diyeceğimi de maalesef bilemiyorum. Türk adaleti canilerin yakasından mutlaka tutacak, Narin’in ölümünde parmağı olanlar, Sıla’ya kast edenler ümit ederim ki güneş yüzü görmeden kapatıldıkları karanlık hücrelerinde çürüyüp gideceklerdir. Özellikle Narin yavrumuz 29 gündür bilinçli bir şekilde medyanın ve fırsatçı mihrakların istismar konusu yapılmıştır. Jandarma ve polislerimiz devrededir. Savcılarımız görevlerinin başındadır. Devlet suçluların peşindedir” dedi.
Yeniden Refah Partisi lideri Erbakan: "Gazilere verilen haklar iyileştirilmeli, şehit aileleri ve gazilerimizi tatmin edecek hale getirilmeli"
19 Eylül 2024 Perşembe - 15:14 Yeniden Refah Partisi lideri Erbakan: "Gazilere verilen haklar iyileştirilmeli, şehit aileleri ve gazilerimizi tatmin edecek hale getirilmeli" Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 21. maddesine göre gazilere verilen hakların iyileştirilerek, şehit aileleri ve gazileri tatmin edecek hale getirilmesi gerektiğini belirtti. Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Erbakan, Gaziler Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, "19 Eylül Türkiye Gaziler Günü vesilesi ile ahirete irtihal etmiş olan gazilerimize Allah’tan rahmet; hayatta olan ve tedavisi devam eden gazilerimize de acil şifalar, sağlık, sıhhat ve afiyetler dileriz. Gaziler; şehidin şahidi olan, şehit olmayı arzulayan milletimizin huzuru ve güvenliği için kendini feda etmiş serdengeçtileridir. Ancak maalesef problemlerinin ve beklentilerinin neredeyse hiç dile getirilmediği gazilerimizin yaşam konforlarının artırılması, hak kaybına uğramamaları veya hak kaybı yaşayanların verdiği mücadelenin sonuca ulaşması için gazilerimizin yanında olduğumuzu ve bu konuların takipçisi olacağımızı bir kez daha ifade etmek isteriz" ifadelerini kullandı. "Yeniden Refah Partisi olarak engelli vatandaşlar birimimiz bünyesinde şehit aileleri ve gazileri temsil eden bir birim oluşturan, şehit aileleri ve gazilerimizin direkt olarak muhatap bulabileceği ve birim başkanı da güneydoğu gazisi olan tek parti olduğumuzu rahatça ifade edebiliriz" diyen Erbakan, şöyle devam etti: "Aslında şehit yakınları ve gazilerimizin beklentileri, ülkemiz ekonomisine külfet olacak istekler olmayıp, bugün vatanımızın bekası için, milletimizin güvenliği için bedel ödemiş olan bütün şehit aileleri ve gazilerimizin talep ve isteklerinin yerine getirilmesi ülke olarak onlara borcumuzdur. Bu nedenle şehitlerimizin emaneti olan şehit aileleri ve şehadet yolunda şehit olamayıp gazi olarak kalan gazilerimiz için; 1. Bilhassa 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 21. maddesi ve bu madde bentlerinde tanımlanan gazilere verilen haklar iyileştirilmeli ve şehit aileleri ve gazilerimizi tatmin edecek hale getirilmelidir. 2. Şehit aileleri, gaziler ve gazi yakınlarından eğitim görenlerden ’devlete, vakıflara ve özel kişilere ait ilk, orta, lise ve yükseköğretim kurumlarından eğitim ücreti, harç vb isimler altında ücret alınmamasının yasal düzenleme ile garanti altına alınması’ gereklidir. 3. Şehit aileleri ve gazilerimizin araç alımlarında şehit aileleri-gaziler ve engelliler birbirinden ayrılarak; şehit ailesi ve gazilerde engelli raporu istenmeden sadece Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından düzenlenen gazi ve şehit yakını kimlik kartları yeterli olacak şekilde 5 yılda bir kullanılmak şartı ile ÖTV’siz araç alma hakkı tanınmalı ve özellikle araçlarda fiyat üst limiti şartı kaldırılmalıdır. 4. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 21. maddesinde şehit yakınları ve gazilere istihdam sağlanması ile ilgili husus; ’şehidin eşine ve tüm çocuklarına ve ayrıca şehidin anne, baba veya kardeşlerinden birine istihdam sağlanması, gazilerde ise gazinin eşi veya çocuklarından toplam 2 kişiye istihdam hakkı sağlanması’ şeklinde yeniden düzenlenmelidir. 5. 2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu Ek Madde 2 gereği gazilerimize faizsiz konut kredisi hakkı tanınmış fakat her yıl için fiyat üst sınırı belirlenmiştir. Günümüz şartlarında ev alınabilecek bir miktar tespit edilerek gazilerimize bu miktarda 10 yıl vadeli ve eşit taksitli faizsiz ev kredisi imkanı sağlanmalıdır. 6. Muharip gazilerimize ve 15 Temmuz gazilerine verilen tüm hak ve şartlar herhangi bir ayrım yapılmadan standartlara bağlanarak, terör gazilerine uygulanan haklar ile eşitlenmelidir." ’Son olarak terörle mücadele esnasında yaralanmış fakat Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği’nde belirtilen şartlara uymadığı gerekçesi ile gazilik ünvanı verilmeyen ancak çalışamayacak durumda olan, vücutlarında şarapnel parçaları ile hayatını sürdüren, gazi sayılmadığı gibi sağlık sebebi ile çalışmaya uygun olmadığı için sözleşmeleri feshedilen, hatta bu hususta dernek bile kuran çok sayıda kardeşimizin bir an önce gazilik ünvanına kavuşması beklentiler içerisindedir." Erbakan sözlerini şöyle tamamladı: "Bu adımların bir an evvel atılarak şehit aileleri ve gazilerimizin taleplerinin karşılanmasını temenni ediyor, ülkemizdeki tüm gazilerimizin ve şehit ailelerimizin 19 Eylül Gaziler Günü’nü Yeniden Refah Partisi teşkilatları ve şahsım adına tebrik ediyorum. Bu cennet vatanı bizlere vatan yapmak için canını veren tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, vatan uğruna kanını veren, uzuvlarını kaybeden tüm gazilerimize Allah’tan şifalar, sağlık ve afiyetler diliyorum."