SAĞLIK - 26 Mart 2025 Çarşamba 09:48

Şalgam diyet listelerine girdi

A
A
A
Şalgam diyet listelerine girdi

Adana’nın tescilli lezzeti şalgam, içerdiği probiyotikler sayesinde zayıflamak isteyenlerin tercihi oluyor.


Geleneksel lezzetlerden biri olan Adana Şalgamı, artık diyet listelerinde kendine yer buluyor. Uzmanlar, düşük kalorili ve tok tutucu özelliği sayesinde şalgamın kilo vermeye yardımcı olabileceğini belirtiyor. Fermente bir içecek olan Adana Şalgamının, sindirim sistemini destekleyerek bağırsak sağlığını koruduğu ifade ediliyor.



Kilo kaybettiriyor, tok tutuyor, çölyak hastaları da tüketebiliyor


Aynı zamanda içerdiği probiyotikler sayesinde metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olan şalgamı beslenme uzmanları içeriğindeki doğal antioksidanlar ve vitaminler sayesinde hem bağışıklık sistemini güçlendirdiğini hem de sağlıklı kilo kaybına katkı sağladığını vurguluyor. Ayrıca Büyük Usta & Serfressh firmasının ürettiği Adana Şalgamının, gluten içermediği için çölyak hastaları tarafından da rahatlıkla tüketildiği belirtildi.



"Şalgam iftarda ve sahurda tüketilmelidir"


Konuyla ilgili Beslenme ve Diyet Uzmanı Zeynep Yılmaz, İhlas Haber Ajansı’na konuştu. Diyetisyen Yılmaz, iftar ve sahurda şalgam tüketiminin önemli olduğunu belirterek, "Ramazan ayında olduğumuz için danışanlarıma muhakkak iftarda ve sahurda 1’er bardak Adana Şalgamı tavsiye ediyorum. Şalgam lifli olan bir gıdadır ve probiyotiktir. O nedenle şalgam muhakkak iftarda da sahurda da tüketilmelidir. ’Şalgam ödem yapmaz mı’ sorusuyla da karşılaşıyorum ve bunun için de Büyük Usta & Serfressh şalgamı öneriyorum. Çünkü tuz oranı hem düşük hem de doğal sarımsak kullanıyorlar" ifadelerini kullandı.



"Zayıflamak isteyenlerin diyet listelerinde şalgam var"


Şalgamın tok tutan bir özelliği olduğu için diyet listelerinde yer aldığına vurgu yapan Yılmaz, "Kolesterolü yüksek olan kişiler içebilir şalgamı. Lifli olması nedeniyle doygunluk hissi vereceği için hem kişileri zayıflatır hem kolesterol düşürür, karaciğer yağlanmasına iyi gelir, kanser hastaları tüketebilir ve aynı zamanda şalgamın güzelleştirici, cildi sıkılaştırıcı, saç dökülmesini önleyici etkileri vardır. Adana’da zayıflamak isteyenlerin diyet listelerinde şalgam var" diye konuştu.



"Şalgamımızı çölyak hastaları gönül rahatlığıyla tüketebilir"


Büyük Usta & Serfressh Şalgam firması Gıda Mühendisi Sıla Satıcı ise glutensiz şalgam ürettiklerini ve çölyak hastalarının gönül rahatlığıyla tüketebileceklerini belirterek, "Şalgamımız glutensizdir. İçindekiler kısmında bulgur unu yazsa da gluten suda çözünmeyen bir proteindir. Fermantasyon süreci başlangıcında maya torbalarının içerisine bulgur unuyla hazırlanan ekşi hamurlar fıçılarımıza dahil edilir. Fermantasyon süreci sonunda fıçılardan bu maya torbaları alınır ve dinlendirme tanklarına geçer. Dinlendirme tanklarından sonra son ürüne geçişte metal filtreler bulunmaktadır ve bu filtreler gluten gibi suda çözünmeyen ve diğer istenmeyen maddeleri şalgamdan uzaklaştırır. Şalgamımızı çölyak hastaları gönül rahatlığıyla tüketebilir" dedi.



Şalgam diyet listelerine girdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis 560 yıllık tarihi "Hazır Baba" mescidi kendi haline terk edildi Bitlis’in Güroymak ilçesine bağlı Gölbaşı beldesinde 2022 yılında kayıp kitabesinin bulunması neticesinde 557 yıllık tarihi geçmişi olduğu tespit edilen tarihi "Hazır Baba" mescidi kendi haline terk edildi. İhlas Haber Ajansı’nın (İHA) "Tarihi Hazır Baba Türbesi yok olma tehlikesiyle karşı karşıya" ve "Asırlık Hazır Baba Türbesi göz göre göre yok oluyor" haberleriyle gündeme taşıdığı tarihi yapı, tarihçilerin de dikkatini çekmişti. Tarihi alanla ilgili çalışma yapan BEÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Demirtaş ve Tarih Bölümü Yeniçağ Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Vural Genç, Van Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından tescil kararı bulunmasına rağmen tarihiyle ilgili net bilgi bulunmayan tarihi mescit ile ilgili 2022 yılında Bitlis ve bölge tarihine ışık tutacak önemli bilgilere ulaşmıştı. Araştırma neticesinde; tarihi mescidin Diyâdinî Hâkimleri Dönemine ait Rojkî Aşiretler Konfederasyonunun en önemli iki kolundan biri olan Kavalisi Aşiretine mensup Abdurrahman Kavalisî’nin oğlu Süleyman Ağa tarafından Hicri 870, Miladi 1465-1466 tarihinde inşa edilen 557 yıllık mescit olduğu ortaya çıkmıştı. Tarihi yapı ayrıca; bölge ile ilgili şu ana kadar elde edilen en önemli tarihî mekân olarak kayda geçmişti. "560 yıllık tarih kendi haline terk edildi" 2022 yılındaki araştırmanın sonucu kent sakinleri ve tarihçiler arasında büyük heyecanla karşılanırken, üzerinden geçen süre zarfında tarihi mescidin yeniden inşa edilmesi yada restorasyonuna yönelik bir gelişme yaşanmadı. Hali hazırda büyük bir bölümü yıkılmış olan Mescid gelinen süreçte bakımsızlık ve kaçak kazılardan dolayı yok olma tehlikesi yaşıyor. Restore edilmesi beklenirken, tarihi önemi ile yetkililerden çok definecilerin dikkatini çeken tarihi yapı, gerçek tarihinin ortaya çıkmasıyla birlikte definecilerin hedefi haline geldi. Her geçen gün biraz daha tahrip edilen tarihi yapı tarihe karışmamak için adeta zamana ve ihmale direnirken, adeta göz göre göre yok oluyor. Her geçen gün yok olma tehlikesine bir adım daha yaklaşan 560 yıllık tarihi mescidin son hali ise içler acısı. Harap durumda olan tarihi mescid yeniden eski tarihi ihtişamına kavuşacağı günü bekliyor. "Vakit kaybedilmeden yeniden inşa edilmesi gereken bir yer" Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan BEÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Demirtaş, mescit ile ilgili yaşanan gelişmenin Bitlis tarihi açısından sevindirici ancak geçen süre zarfında yapıya sahip çıkılmamış olmasının üzücü bir durum olduğuna dikkat çekti. Bölgede birçok tarihi alanın ve yapının bulunduğunu ifade ederek, tarihi yapıların sadece tescillenmesinin yeterli bir koruma sağlamadığına dikkat çeken Demirtaş, "Güroymak ilçemize bağlı Gölbaşı beldemizdeki tarihi mescid, Diyâdinî Hâkimleri Dönemine ait Rojkî Aşiretler Konfederasyonunun en önemli iki kolundan biri olan Kavalisi Aşiretine mensup Abdurrahman Kavalisî’nin oğlu Süleyman Ağa tarafından Hicri 870, Miladi 1465-1466 tarihinde inşa edilmiştir. Yani yaklaşık 560 yıllık bir mescitten bahsediyoruz. Söz konusu mescidin kitabesinin okunamaması nedeniyle bilgileri belli değildi. Ancak 2022 yılının Aralık ayında Prof. Dr. Vural Genç ile birlikte mescidin bulunduğu yere gidip incelemeler yaparak kitabesini okumuştuk. Kitabesinden inşa tarihi ve yapan kişi ile ilgili bilgilere ulaştık. Daha sonrasında içerisinde muhtemelen türbelerde yapılmış. Şuan baktığımız zaman mescidin duvarlarının bir kısmı ayakta olsa da büyük bir bölümü yıkılmış vaziyette. 2022 yılının Aralık ayında bizler bununla ilgili araştırmamızı yaptığımızda konu basına da yansımıştı. Bunun üzerine ilgili kurum amirleri bizleri arayarak konuyla yakından ilgilendiler, neler yapılabileceği hususunda görüşümüze başvurdular. Bizlerde konuya ilişkin fikirlerimizi ifade ettik. Bunun yeniden aslına uygun şekilde inşa edilmesi gerektiğini belirttik. Burası gerçekten vakit kaybedilmeden yeniden inşa edilmesi gereken bir yer. Çünkü buranın ilimiz, bölgemiz ve ülkemiz açısından en önemlisi tarihimiz açısından büyük bir önemi var. Bitlis geçmişte bir medeniyet ve ticaret şehri, medeniyetlerin beşiği, medeniyetlerin kavşağında yer alan bir şehirdi. Dolayısıyla Bitlis geçmiş dönemler de çok önemli bir şehirdi. Bu nedenle Bitlis’in geçmişteki o görkemini günümüze de yansıtmak açısından sahip olduğumuz bütün tarihi mekanları yeniden turizme kazandırma açısından ihya edilmesi gerekiyor. Çünkü Bitlis’in her tarafı bir tarih. Bu sebeple söz konusu mescid başta olmak üzere tüm bu tarihi alanların restore edilip ihya edilmesi, korunması gerekir ki Bitlis eski görkemine kavuşsun" diye konuştu.