EĞİTİM - 23 Ekim 2024 Çarşamba 02:09

BEUN’da “100. Yıl Mühendislik Kongresi” Başladı

A
A
A
BEUN’da “100. Yıl Mühendislik Kongresi” Başladı

100. Yıl Mühendislik Kongresi Açılış Töreni, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’in katılımıyla gerçekleştirildi.


2024 yılında kuruluşunu 1924 yılı olarak tescilleterek Cumhuriyetin ilk üniversitesi nişanesine sahip olan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinde 100. yaşına özel tertip edilen “100. Yıl Mühendislik Kongresi” Açılış Töreni, BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’in katılımıyla gerçekleştirildi.


Sezai Karakoç Kültür Merkezinde aziz şehitlerin anısına saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan törene; BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, BEUN Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, Prof. Dr. Bekir Hakan Bakkal ve Prof. Dr. Servet Karasu, BEUN Genel Sekreteri Prof. Dr. Zehra Safi Öz, Zonguldak Belediyesi Başkan Vekili Ferhat Günaydın, Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürü Muharrem Kiraz, Zonguldak Orman Bölge Müdürü Faruk Bayraktaroğlu, Zonguldak Gençlik ve Spor İl Müdürü Hakan Yüksel, Esnaf ve Sanatkâr Odaları Birliği Başkanı Muharrem Coşkun, senato üyeleri, akademik ve idari personel ile öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.


İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinin 100’üncü yıl anısına hazırlanan videosu gösterildi. Video gösterisinin ardından BEUN Devlet Konservatuvarı Müzik Bölümü akademisyenlerinden Öğr. Gör. Emel Doğan Uğurlu ile Öğr. Gör. Gonca Yerlikaya tarafından keman ve yan flüt dinletisi gerçekleştirdiler. Dinletinin akabinde kongre, açılış konuşmalarıyla devam etti.


100. Yıl Mühendislik Kongresi’nin açılış konuşmasında BEUN Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hamit Aydın, Üniversitenin yüzüncü yılında düzenlenen bu kongreye birçok üniversiteden araştırmacıların katılım göstererek modern dünyada mühendislik alanındaki yenilikçi faaliyetlerin tartışılıp yeni ufuklar oluşturacağının önemine değindi. Konuşmasının sonunda kongrenin düzenlenmesinde emeği geçen başta BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer olmak üzere herkese teşekkür etti.


Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hamit Aydın’ın konuşmasından sonra kürsüye çıkan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, mühendislik kökenine sahip olan Üniversitenin 100. yaşında böylesine anlamlı bir etkinliği düzenlemenin gururu ve mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Rektör Özölçer, daha sonra emeğin ve enerjinin başkenti Zonguldak’ın ve akademinin öncü kurumu olan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinin iş gücü ile mühendislik alanındaki nitelikli kapasitesiyle sanayinin merkezi olduğunun altını çizdi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türk mühendislerinin alnında Cumhuriyetin istikbalini aydınlatan ışık parıldar.” sözü ile milli kalkınmanın ve mühendisliğin önemini işaret etti. Akabinde günümüz dünyasında teknolojinin ve mühendisliğin hızlı bir dönüşüm içinde olduğunu ifade ederek; yapay zekâ, yenilenebilir enerji, nanoteknoloji, akıllı şehirler ve sürdürülebilir inşaat teknikleri gibi birçok yenilikçi alanın mühendislik bilimlerinde yeni bir sayfa açtığını belirtip kongrede ele alınacak bu alandaki çalışmaların Türkiye’nin yarınlarına kayda değer bir zemin oluşturacağının inancında olduğunu dile getirdi. BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, konuşmasının sonunda kongrenin akademik dünyaya ve sektör temsilcilerine yol gösterici olmasını temenni ederek sözlerine son verdi.


BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’in konuşmalarının ardından kongrenin birinci oturumuna geçilerek Türkiye Taşkömürü Kurumundan emekli Maden Mühendisi Ekrem Murat Zaman, Zonguldak’ta kömür yataklarını keşfiyle başlayan mühendislik alanının gelişmesi ve üniversitenin kurulmasıyla akademik bir disipline kavuştuğunu ifade etti. Bununla birlikte 1924 yılında Yüksek Maden Mühendis Mektebi adı ile kurulan ve bugün Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi adı ile tüm dünyada köklü mühendislik akademik kurumu olarak bilinen BEUN’un tarihi geçmişten günümüze süregelen tarihi, kültürel ve sosyal gelişiminden bahsetti. Konuşmasının sonunda böylesine anlamlı etkinliğin düzenlemesinde emeği geçen başta kongrenin onursal başkanı Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer olmak üzere herkese teşekkürlerini sundu.


Ekrem Murat Zaman’ın konuşmasının ardından kürsüye çıkan Eren Enerji Santral Müdürü Hakan Demiray, konuşmasının başında Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinin yüzüncü yılına özel olarak düzenlenen mühendislik kongresinde BEUN mezunu olarak yer almaktan duyduğu mutluluğu ifade etti. Ardından Zonguldak’ın enerji üretimindeki rolü üzerine bir sunum gerçekleştiren Demiray, sunumunda Zonguldak’ta elektriğin tarihsel gelişiminden başlayarak, geçmişten bugüne Zonguldak’ın Türkiye’nin enerji üretimindeki rolüne değinip sanayileşen İstanbul ve Sakarya’nın elektrik ihtiyacının karşılanmasında Zonguldak’ın kayda değer bir öneme sahip olduğunun altını çizdi. Konuşmasının sonunda endüstri-üniversite iş birliğinin önemini vurgulayarak BEUN ile Eren Enerji arasında yapılan nitelikli iş birliklerinin şehrin ve bölgenin ekonomik kalkınmasına da önemli katkılar sunduğunu ifade etti.


Demiray’ın sunumunun ardından kürsüye çıkan Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Uğur Çevik, “Dijitalleşme ve Enerjinin Geleceği” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Çevik, sunumunda dünya genelinde enerji üretiminden daha çok enerji yönetiminin öne çıktığına dikkat çekti. Çevik daha sonra enerji yönetiminde dijitalleşmenin önemine değinerek enerji sektöründe veri ve veri analizinin dijitalleşme süreci açısından oldukça mühim olduğunu belirtti. KTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Çevik, konuşmasının sonunda özellikle dijital çağda akıllı şebekeler inşa etmek, yenilenebilir enerji kaynaklarının tüm süreçlerini yönetmek, uçtan uca yönetimi sağlayabilmek ve tüm bu entegrasyonu kusursuz bir şekilde yönetebilmek için dijital dönüşümden faydalanmanın elzem olduğuna değindi.


Açılış töreni, oturum konuşmalarının ardından Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’in katılımcılara teşekkür belgelerini takdim etmesi ve hatıra fotoğrafı çekiminin ardından son buldu.



BEUN’da “100. Yıl Mühendislik Kongresi” Başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu ‘Yapılmayan kış bakımı, arılarda koloni ve rekolte kaybına neden oluyor’ Türkiye’de en fazla bal üretiminin yapıldığı Ordu’da arıcılar, koloni ve rekolte kayıplarının önüne geçmek için kışlık bakım çalışmalarına başladı. Ordu’da 3 bin 500 kayıtlı arıcı ve yaklaşık 10 bin aile arıcılık sektöründen geçimini sağlıyor. Ordulu arıcılar tarafından 50’yi aşkın ilde üretimi yapılan ballar Avrupa ülkelerine de ihraç ediliyor, yılda 20 bin ton ile Türkiye’de en fazla bal üretimi Ordu’da yapılıyor. Bahar bakımlarının ardından yaklaşık 5 ay süren bal sezonunu tamamlayan arıcılar, şimdi ise kış mevsimi için bakımlara başladı. İlde bulunan arıcılar, varroa hastalığı başta olmak üzere, koloni ve balda rekolte kayıplarının önüne geçmek adına bu bakımlarını gerçekleştiriyor. “Koloni ve balda rekolte kayıplarına neden olabilir” Ordu Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Akın Çiftçi, bakım yapılmadığı takdirde koloni ve gelecek sezon için rekolte kayıplarının yaşanabileceğini belirterek, “Arılarımız için sonbahar bakımı son derece önemli. Biz arılarımızı kış mevsimine ne kadar sağlıklı sokabilirsek, önümüzdeki sezona arılarımız daha düzenli çıkmış olur. Bununla ilgili zaten arıcılarımız gerekli çalışmaları yapıyorlar. Yaylalardan geldikten sonra arılarımızın bakımlarını yeterince yapmamış olursak, varroa mücadelesini yapmamış olursak, sonbahar bakımında arılarımızı yeniden yavrulatmaz isek gerçekten koloni kayıplarına yol açabilir, bununla birlikte rekolte kaybı da yaşanır” dedi. “Kışlık bakım arılarımız için son derece önemli” Ordu’da yaklaşık 35 yıldır arıcılık yapan Ercan Yıldız ise, “Normalde Nisan ayının 15’i ile Eylül ayının 15’i arasında bal sezonumuz oluyor. Bu tarihten sonra arılarımızın kışlık bakımlarını yapıyoruz. Bu bakımlarda eksik yiyeceklerini tamamlıyoruz, fazlalık çerçeveleri toplayıp, arılarımızı sıkıştırıyoruz. Bunların yanında varroa ilaçlamalarımızı yapıyoruz. Bu bakımları tamamladıktan sonra şubat ayına kadar arı ile ilgili pek bir işimiz kalmıyor, sadece gerekli kontrollerini sağlıyoruz. Kışlık bakımın ardından bahar bakımlarına başlıyoruz” ifadelerine yer verdi.
Antalya Kadın polisin yangın hassasiyetine emniyet müdüründen plaket Antalya’da yaya ve araç trafiğinin yoğun olduğu caddede bir iş yerinin bacasında çıkan yangında dumanları fark ederek Acil Çağrı Merkezini arayan ve bu sırada itfaiye ekiplerinin gelmesini hızlandırabilmek için var gücüyle çaba sarf eden trafik polisine İl Emniyet Müdürü tarafından plaket verildi. Yangın, 15 Kasım Cuma günü saat 15.00 sıralarında Muratpaşa ilçesi Elmalı Mahallesi Şehit Binbaşı Cengiz Toytunç Caddesi üzerindeki bir iş yerinin bacasında çıktı. Bu sırada devriye görevi yapan Antalya Trafik Denetleme Şube Müdürlüğüne bağlı motorize şahin timinde görevli Elçin Arıkan adlı trafik polisi, dumanları fark edip 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbarın ardından bölgeye çok sayıda itfaiye ekibi sevk edilirken, dumanlar etrafı sardı. Arıkan, yaya ve araç trafiğinin yoğun olduğu caddede ekiplerin işini kolaylaştırmak için yoğun çaba harcadı. Trafik polisi, yangın bölgesinden geçen yayaları uzaklaştırarak, olayları izleyip trafiği yavaşlatan sürücüleri ise ‘Bas gaza, önüne bak’ şeklinde uyardı. Baca yangını iş yeri çalışanlarının yangın tüpleriyle müdahalesiyle söndürülürken, bir süre sonra olay yerine gelen itfaiye ekipleri de soğutma çalışması gerçekleştirdi. İl Emniyet Müdürü plaket verdi İhlas Haber Ajansı’nın (İHA) özel haberinin ardından, İl Emniyet Müdürü İlker Arslan, polis memuru Elçin Arıkan’ı gayretli ve özverili çalışmaları dolayısıyla tebrik etti. İlker Arslan, polis memuru Arıkan’a gayretli ve özverili çalışmalarından dolayı plaket vererek, Türk polisinin insan odaklı hizmet anlayışı doğrultusunda kuvvetli ve disiplinli olmanın yanı sıra milletten şefkatini esirgemeden görevini hakkı ve layıkıyla yaptığını vurguladı.
Muğla Büyükşehir Belediyesi’nden ‘Anne Kart’ Uygulaması Muğla Büyükşehir Belediyesi ulaşımda annelere destek olmak için ‘Anne Kart’ uygulamasını başlattı. Anne Kart Projesi ile Büyükşehir Belediyesi’nden halk kart desteği alan, sosyo-ekonomik durumu iyi olmayan, 0-4 yaş çocuğu olan anneler il içindeki toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanacak. Annelere 60 ücretsiz biniş hakkı ve ücretsiz kişiselleştirilmiş kart basım desteği sağlanacak. Muğla Büyükşehir Belediyesi sosyal belediyecilik hizmetlerine bir yenisini daha ekleyerek ‘Anne Kart’ uygulamasına başlattı. Anne Kart uygulaması ile sosyo-ekonomik durumu iyi olmayan 0-4 yaş çocuğu olan annelerin il genelinde toplu ulaşımdan ücretsiz faydalanması için hayata geçirildi. Halk kart uygulamasından faydalanan 0-4 yaş çocuğu olan annelere otobüslere 60 biniş hakkı, ücretsiz olarak kişileştirilmiş kart basım desteği sağlanacak. 0-4 yaş çocuğu olan annelere verilecek olan 60 biniş hakkının ücretini Muğla Büyükşehir Belediyesi karşılayacak. Başkan Aras; “Anne Kart” ile annelerimize ulaşımda destek olacağız” Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras öğrencilere, öğretmenlere ve 60 yaş üstü vatandaşlara yapılan ulaşım indirimlerinden sonra annelere de “Anne Kart” ile ulaşımda ücretsiz dönemi başlattıklarını söyledi ve sosyal desteklerin devam edeceğini belirtti. Başkan Aras; “Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlarda tüm vatandaşlarımıza destek olabilmek için projeler üretiyor, onlara moral olmaya çalışıyoruz. “Anne Kart”uygulamamızı başlatarak ulaşım hizmetini annelerimize ücretsiz hale getirmeyi amaçladık. Belediyemize başvuran, şartları uyan annelerimiz “Anne Kart” ile ulaşımdan ücretsiz yararlanacak. Büyükşehir Belediye’mizin de ailelerimizin bütçelerine bir nebze olsun katkısı olacak” dedi.
Samsun Üniversitede "dersimiz kivi hasadı" Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi tarafından özel yetiştirilen kiviler, Bahçe Bitkileri Bölümü öğrencilerince arazi uygulaması kapsamında hasat edildi. OMÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ümit Serdar, "Asıl amaç derstir. Kiviyi tanımak, kivi hasadında nelere dikkat edilmeli gibi bilgileri öğrencilerimizin uygulamalı olarak öğrenmesi çok güzel” dedi. OMÜ Ziraat Fakültesi öğrencileri derslerini sınıf ortamının yanı sıra arazide uygulamalı olarak da işliyor. Atakum ilçesi Kaya Güney Mahallesi’ndeki Ali Nihat Gökyiğit Araştırma İstasyonu, öğrencilerin en verimli şekilde eğitim alması için birçok imkanı bünyesinde bulunduruyor. Birçok meyvenin ve sebzenin yetiştirilmesine tanıklık eden öğrenciler, arazi uygulaması kapsamında kivi bahçesine girerek hasat yaptı. "Kiviye dokunuyor, kiviyi tanıyorlar" OMÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ümit Serdar, "Öğrencilerimizle birlikte kivi hasadı yapıyoruz. Bu sene çok kurak bir yıldı. Burayı yeterince sulayamadık. O nedenle meyvelerimiz biraz küçük oldu. Öğrencilerimiz kuraklıkta ne oluyor, meyve ne kadar büyüyebiliyor bunu görme fırsatı buldu. Dişi ve erkek bitkileri görüyorlar. Budamanın önemini anlıyorlar. Bazı ağaçlar çok güzel budanmış ve onlarda daha iri meyveler var. Dolayısıyla Ondokuz Mayıs Üniversitesi için uygulamalı eğitim çok önemli. Asıl amaç ders. Kiviyi tanıma ve kivi hasadında nelere dikkat edilmeli gibi bilgileri öğrencilerimizin uygulamalı olarak öğrenmesi çok güzel” diye konuştu. "Mühendislik için önden hazırlık" Ziraat Fakültesi öğrencisi Eylül Comart, “Uygulama için buradayız. Kivi hasadına başladık. Derslerde uygulama bizler için çok iyi oluyor. Kendimiz hasadı yapıyoruz. Mühendislik için önden bir hazırlık oluyor” şeklinde konuştu. Öğrenci Zehra Çakıcılar, “Bahçe bitkileri genel meyvecilik dersinde uygulama yapmaya geliyoruz. Kivi, fındık, kestane gibi hasatlar yapıyoruz. Bunlar ileriye dönük yatırım olarak bize geri dönüş oluyor” ifadelerini kullandı. Ziraat Fakültesinde öğrenci ve aynı zamanda Samsun’daki bir okulda öğretmen olan Selçuk Yıldırım, “Bu tarım sevdası bu yaştan sonra bizi öğrenciliğe itti. Eğitimde en büyük sorunlardan bir tanesi eğitimin teoride kalması, pratiğe geçmemesidir. Fakültemizin çok geniş uygulama sahaları mevcut. Bu noktada fakültemiz gerçekten çok avantajlı. Bağcılıkta, kivide, kestanede uygulamalar yapıyoruz" açıklamasında bulundu. Öğrenciler kivi hasadının yanı sıra istasyonda yetiştirilen kestane, fındık, mantar gibi mahsullerin de hasatlarını yaparak uygulamalı olarak öğrenme fırsatı buluyor.