Yerel Haberler
YEREL HABERLER
20 Eylül 2024 Cuma - 10:25 İstanbul genelinde huzur uygulaması: Çok sayıda şüpheli yakalandı, 1 buçuk milyon lira trafik cezası kesildi İstanbul genelinde polis ekipleri tarafından gerçekleştirilen geniş çaplı huzur uygulamasında aranan 437 şahıs ile 228 yoklama kaçağı yakalanırken, 476 şüpheli de gözaltına alındı. 2 bin 220 araç ve motosiklet ile 14 sürücüye işlem yapılan denetimde, 29 araç trafikten men edilirken, araçlara toplamda 1 milyon 502 bin 204 lira trafik cezası uygulandı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekiplerince kent genelinde huzur uygulaması gerçekleştirildi. Bin 633 polisin, 221 ayrı noktada saat 20.00 ve 22.00 arasında gerçekleştirdiği sabit yol uygulamasına, 1 polis helikopteri ve 2 deniz limanı şube botu katıldı. İkinci aşama denetimde ise bin 132 polis, saat 22.00 ve 23.59 arasında umuma açık yerlere yönelik uygulama yaptı. Gerçekleştirilen denetimlerde, 259 bin 296 şahsın GBT’si sorgulandı. Çeşitli suçlardan aranan 437 şahıs ile 228 yoklama kaçağının yakalandığı uygulamada, 476 şüpheli de gözaltına alındı. Ayrıca 49 ruhsatsız tabanca ile tüfek, 5 kuru sıkı tabanca ve 138 fişek ele geçirildi. Denetimde 2 bin 274 gram uyuşturucu madde, 152 adet uyuşturucu hap, 6 bin 341 sentetik ecza ve uyuşturucudan kazanıldığı değerlendirilen 64 bin 155 lira bulundu. Öte yandan 664 umuma açık yer denetlenirken, 11 şahsa idari işlem yapıldı. 5 yabancı uyruklu şahsa işlem yapılan denetimde, 37 bin 941 araç ve 3 bin 629 motosiklet didik didik arandı. 2 bin 220 araç ve motosiklet ile 14 sürücüye işlem yapılan denetimde 29 araç trafikten men edildi. İşlem yapılan araçlara toplamda 1 milyon 502 bin 204 lira trafik cezası uygulandı.
20 Eylül 2024 Cuma - 10:25 Kadın esnaflar hem çocuklar hem de kadınlar için tek yürek oldu Adana’nın Kozan ilçesinde kadın esnaflar hem kendi sorunlarını hem de çocukların sorunlarını dile getirmek için bir araya geldi. İlçede onlarca kadın esnaf sosyal medya üzerinden örgütlenerek bir araya geldi. Esnaf Hediye Portakal, sosyal medyadan başlattıkları çağrı ile onlarca kadın esnaf olarak ilçede yaşanan sorunlar ve daha güzel bir Kozan için bir araya geldiklerini ifade etti. Portakal, yaşadıkları bir çok sorunu dayanışma olmadığı için çözümleyemediklerini kaydetti. İyi bir esnaf, Müslüman ve Osmanlı dönemindeki esnaflık anlayışının ilçede örnek olması gerektiğini ifade eden Portakal, şöyle devam etti: "İlçemizde kadın esnaflar olarak hem dayanışma hem de sorunları birlikte çözmek adına bir araya geldik. Küçük bir ilçede yaşadığımız için dedikodu ve bir çok zorbalıkla zaman zaman mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Burada bir araya gelen tüm kadın esnafımız kendini bu yaşanan zorlukları başarmış ve aşmış kadınlarımız. Son dönemlerde madde kullanımı arttı. Bu konuda da çocuklarımıza yardımcı olmalıyız. İlçemiz küçük olduğu için maalesef dedikodu ve karalama kampanyalarıyla baş etmek zorunda kalıyoruz. Ahlaklı, iyi, yardımsever bir kadın esnaf olmak bizlere düşen. Tek yürek olduğumuzu, dayanışma içinde olduğumuzu sadece esnaf değil bir anne olarak da mahallemizdeki çocuklarımızı koruduğumuzu, esnaflığa yakışır modern gelişmiş bir hizmet anlayışı ile vatandaşlarımıza hizmet sunduğumuzu bir kez daha göstermek istedik” dedi.
20 Eylül 2024 Cuma - 10:26 Plastik cerrah açıkladı: "Çene bozukluğu, akran zorbalığına maruz bırakıyor" Ortognatik (çene) cerrahisi hakkında açıklamalar yapan Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Emre Kıymık, "Özellikle ergenlik döneminde kemik gelişiminin daha da hızlanmasıyla birlikte dişlerin birbiriyle uyumsuz olup kapanmaması, kemik yapısının farklı olması, çenenin olduğundan daha sivri, çok geride, çok ileride olması sebebiyle görüntüsel olarak problemler oluşturmaktadır. Özellikle bu noktada çocuklar akran zorbalığına uğramaktadır" dedi. Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Emre Kıymık, çene ameliyatları hakkında bilgi verirken özellikle okulda döneminde çene bozukluğu yaşayan çocuklarında akran zorbalığı ile karşı karşıya kalabileceğine dikkat çekti. Opr. Dr. Emre Kıymık, "Okul dönemi başladı ve okul çağındaki çocuklar için akran zorbalığı diye bir gerçek var. Bu akran zorbalığı kendi fiziksel özelliklerinin arkadaşları tarafında alay edilmesi durumudur. Biz plastik cerrahlar bu tür durumlarda cerrahi tedaviler uyguluyoruz. Hastalarımızı daha iyi hale getirerek toplumsal özgüvenleri yükseltiyoruz. Ortognatik cerrahi çene ilerletme veya geriletme ameliyatlarıdır. Özellikle ergenlik döneminde kemik gelişiminin daha da hızlanmasıyla birlikte dişlerin birbiriyle uyumsuz olup kapanmaması, kemik yapısının farklı olması, çenenin olduğundan daha sivri, çok geride, çok ileride olması sebebiyle görüntüsel olarak problemler oluşturmaktadır. Özellikle bu noktada çocuklar akran zorbalığına uğramaktadır. Bu durumda diş hekimleri ve plastik cerrahların ortak bir süreç yürütüyor. Hastalarımız bu noktada önce ortodontik tedavi alıyorlar. Diş dizilimlerimin düzgün bir şekilde ayarlandığı bir tedavi alıyorlar. Bunların belli bir kısmı ortodonti tedavi ile tamamen tedavi edilebilirken ileri derecede kemik ve diş yapısı bozuk olan kişilerde daha sonrasında cerrahi işlemler gerekmektedir. Ortognatik cerrahi bu noktada çok değerli bir ameliyattır. Biz bu cerrahide alt çeneyi veya üst çeneyi ilerletme, geriletme, rotasyon dediğimiz döndürme hareketi gibi bir sürü hareketle hastalarımızı uygun bir şekilde sağlıklı ağız açıp kapamasını, diş oturumunu sağlayacak, görüntüsel olarak aynı zamanda sıkıntılı çene görünümlerinden kurtulabilmek adına bu cerrahileri uyguluyoruz. Çocuklarınızda böyle bir durum olduğunda akran zorbalığına muhakkak müsaade etmeyiniz. Gerekli tedavileri yaptırdığınız takdirde kendi arkadaşları gibi düzgün bir görüntüye sahip olacaktır" diye konuştu.
Sağlık-Sen Genel Başkanı Doğan: “Sağlık alanında da yerlileşme ve millileşmeye yoğunlaşmalıyız”
20 Eylül 2024 Cuma - 09:47 Sağlık-Sen Genel Başkanı Doğan: “Sağlık alanında da yerlileşme ve millileşmeye yoğunlaşmalıyız” Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, “Sağlık hizmet kalitesinin yanı sıra sağlık teknolojileri ve sağlık ürünleri alanında da kendi kendine yeter hale gelmemiz elzemdir” dedi. Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kasım Karahocagil, Op. Dr. Orhan Koç ve Dr. Hakkı Gürsöz’ü Sağlık-Sen Genel Merkezi’nde ağırladı. Genel Başkan Yardımcıları Yasin Barutcu, İdris Baykan ve Mustafa Irgatoğlu’nun da yer aldığı görüşmede, Sağlık-Sen’in de paydaşı olduğu ‘Sağlık Sanayimizin Geleceği Çalıştayı’ hakkında görüş alışverişi yapıldı. 11-12 Ekim tarihlerinde ‘Hayat ve Dünya Değişiyor, Ya Biz?’ teması ile ülkenin sağlık sanayisinin geleceğinin konuşulacağı çalıştaya yönelik değerlendirmelerde bulunulan ziyarette, sağlıkta teknolojinin önemi tartışıldı. “Sağlık alanında da yerlileşme ve millileşmeye yoğunlaşmalıyız” Sağlık sisteminin nitelikli insan kaynağı, yenilenen alt yapısı ile dünyada örnek gösterilecek seviyeye ulaştığını belirten Sağlık-Sen Genel Başkanı Doğan, “Sağlık hizmet kalitesinin yanı sıra sağlık teknolojileri ve sağlık ürünleri alanında da kendi kendine yeter hale gelmemiz elzemdir” dedi. Yerli üretime dikkat çeken Doğan, “Bugün savunma sanayii alanında olduğu gibi sağlık alanında da yerlileşme ve millileşmeye yoğunlaşmamız gerektiği kanaatindeyiz. Enjektör ucundan en nitelikli cihazlara kadar yerli ve milli imkanlarla üretilen, dışa bağımlılığın olmadığı bir sağlık endüstrisini arzuluyoruz” ifadelerini kullandı.
Dijital olgunluk için Turkcell Global Bilgi’den 4 önemli adım
20 Eylül 2024 Cuma - 09:48 Dijital olgunluk için Turkcell Global Bilgi’den 4 önemli adım Turkcell Global Bilgi, dijital dönüşümde başarıya ulaşmak için ‘dijital olgunluk’ seviyesini sürekli olarak artırıyor. Şirket, müşteri dashboardları, ses analitiği, hibrit yetenekler ve robotik süreç otomasyonu olarak tanımladığı 4 dijital adımla; müşterilerinde sağladığı dijital dönüşüm başarısını ölçülebilir ve sürdürülebilir kılıyor. Dijital dönüşüm, işletmelerin rekabet gücünü artırmak için artık vazgeçilmez bir unsur. Bu dönüşümün gerçek anlamda fayda sağlayabilmesi ise teknolojik değişim ve dönüşümlere cevap verme kapasitesini gösteren ‘dijital olgunluk’ seviyesinin ölçülmesi ve sürekli takip edilmesiyle mümkün oluyor. Turkcell Global Bilgi, dijital dönüşüm süreçlerinde sadece teknolojiyi entegre etmekle kalmıyor, aynı zamanda bu sürecin oluşturduğu faydayı ölçülebilir ve sürdürülebilir kılıyor. 300’e yakın dashboard ile hızlı ve doğru kararlar Turkcell Global Bilgi’nin dijital dönüşüm yolculuğunu değerlendiren Turkcell Operasyonlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Funda Seyrek, dijital olgunluk seviyesinin sürekli yükseltilmesi için izledikleri dört ana adımı aktararak, “İlk adım olarak, ’Müşteri Dashboardları ile Anlık ve Doğru Kararlar’ sürecini hayata geçirdik. Müşterilerimizin işlerini dijitalleştirirken, müşteri iç görülerini, kalite ve müşteri deneyim kıstaslarını anlık olarak ölçümledik. 300’e yakın dashboard ile müşterilerimizin ve operasyon yöneticilerimizin hızlı ve doğru kararlar almasını sağlayarak; raporlama yükünü azaltıp, takip eforunu düşürüp, verimliliği artırdık” dedi. Seslerin yüzde 95’i Ses Analitiği ile artık anlamlı Dijital dönüşüm, sadece teknolojiyi entegre etmek ile değil, aynı zamanda bu sürecin etkilerinin ölçülebilir hale getirilmesi ile kalıcılık sağlıyor. Bu noktada Ses Analitiği teknolojisini entegre ettikten sonraki ölçümleme aşamalarına dikkat çeken Funda Seyrek, “Ses Analitiği ile seslerin yüzde 95’ini anlamlı ve üzerinde çalışılabilir hale getirdik. Bu sayede, geleneksel kalite ve deneyim ölçüm sistemlerini kökten değiştirdik. Artık çok daha fazla veriyle kalite ve deneyim ölçümü yapabiliyoruz. Bu teknoloji sayesinde, müşteri temsilcileri arasındaki olumlu dil kullanımında da yüzde 20 artış sağladık. Elde ettiğimiz verilerin ölçülebilir ve izlenebilir olması, çalışanlarımız için de net hedefler oluşturulmasını sağladı” şeklinde konuştu. Hibrit yetenekli 2000 çalışan Şirketlerin tüm çalışanlarının düşünüş şeklini dijital dünyaya uygun hale getirmesi ihtiyacının kaçınılmaz olduğu günümüzde; RPA senaryosu yazma, tahminleme modelleri oluşturma gibi dijital dönüşümün kritik işleri, sadece BT çalışanlarına ait bir özellik ve yetenek olmaktan çıktı. Funda Seyrek, bu noktada dijital dönüşümlerinin 3’üncü ayağı olan hibrit yeteneklere değinerek, “Bugün yöneticilerimiz ve uzmanlarımızın da dahil olduğu 2 bin çalışanımız, veri okuma, tahminleme modelleri oluşturma ve RPA geliştirme becerilerine sahip. Bu hibrit yetenekler, dijital dönüşüm süreçlerimize katma değer sağlıyor ve iş süreçlerimizi daha verimli hale getiriyor” diye konuştu. 782 robot ile verimlilik arttırılıyor Dijital dönüşüm; veri analitiğinden yapay zekâya uzanan çok geniş bir küme. Süreçlerin otomasyonu ise bu kümenin merkez taşı olarak yer alıyor. Her geçen gün sayısı artan bu senaryolar ve robotlarla, iş süreçlerinin verimliliği artıyor ve çalışanların daha stratejik görevlere odaklanmaları sağlanıyor. Funda Seyrek, bu aşamada dijital olgunluk seviyelerinin 4’üncü adımı olan robotik süreç otomasyonuna (RPA) işaret ederek, şirket çalışanları tarafından yazılan 2 bin 373 senaryo ve 782 robot kullanımı ile tekrarlayan ve rutin işleri yöneterek işlem sürelerini kısalttıklarını, zaman ve maliyet tasarrufu sağladıklarını belirtti. Seyrek, dijital dönüşümde elde edilen başarının, dönüşümün disiplinli bir şekilde takip edilmesi ve ölçülebilir kılınmasıyla mümkün olduğunun altını çizerek, “Biz, dijital olgunluk seviyemizi sürekli geliştirerek, dijital dönüşüm sürecimizi daha hızlı, verimli ve başarılı kılıyoruz” dedi. Dijital olgunluk nedir? Dijital olgunluk, şirket ve kurumların teknolojik değişim ve dönüşümlere cevap verme, bu süreçlere uyum gösterme yeteneklerini ifade eden bir kavramdır. Bir başka deyişle iş hedeflerine ulaşmak için dijital teknolojileri kullanmaya hazır olma ve kullanma kapasitesinin ölçüsüdür. Özellikle pandemi sonrası dünyada, dijital dönüşüm başlatan şirketler için başarının temel belirleyicilerinden biri olarak kabul edilmektedir. Dijital Olgunluk Testi’nde ise amaç, işletmelerin dijital dönüşüm yolculuğundaki durumlarını değerlendirmek, dijital yetkinliklerini ölçmek ve gelişim alanlarını belirlemektir.
Marmaris’te Diyabet gençlik Kampı’nın açılışı yapıldı
20 Eylül 2024 Cuma - 09:50 Marmaris’te Diyabet gençlik Kampı’nın açılışı yapıldı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi koordinesinde, Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Derneği işbirliğinde, Çocuk Endokrinoloji bölümü doktorları ve sağlık çalışanları ile Muğla’da yaşayan 30 diyabetli çocuk ve genç için Marmaris’te ‘Muğla Diyabet Gençlik Kampı’nın açılışı yapıldı. Yaşları 10 ile 18 arasında değişen diyabet hastası gençler ‘Diyabet bizim hayat arkadaşımız, yol arkadaşımız’ dediler. Tip-1 diyabeti anlatmak, diyabet eğitimleri vermek ve sosyal yaşamda diyabet ile yaşamanın bilinçlendirilmesi amacı ile Muğla’da ilk kez ‘Diyabet gençlik kampı’ düzenlendi. Marmaris İçmeler Mahallesi, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Turizm Otelcilik uygulama otelinde düzenlenen ve üç gün sürecek olan kampta, uzman doktorlar, Diyabet hemşireleri ve beslenme uzmanlarından oluşan profesyonel bir ekip Muğla’nın farklı ilçelerinden gelen 30 Diyabetli gence eşlik ederek, çeşitli aktiviteler ve eğitim çalışmaları yapılacak. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Turizm Otelcilik uygulama otelinde başlayan Diyabet Gençlik kampının açılışına Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman Cüneyt Karakuş, MSKÜ Turizm Otelcilik Okul Müdürü Doç. Dr. Zehra Türk, İl Sağlık Müdürü Dr. Ali Burak Mülayim, Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Turan Togan, İlçe Sağlık Müdürü Dr. İmran İnce katılım sağladı. Açılışta MSKÜ Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Dr. Gülay Can Yılmaz ve diyabetli çocuklar ile diyabet ablaları konuşma yaptı. Diyabetli 30 çocuk hep birlikte kürsüye çıkarak diyabet andını okudu. ‘Pandemiden sonra yapılan ilk diyabet kampı’ Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Dr. Gülay Can Yılmaz, Muğla Gençlik Diyabet Kampının açılış töreninde önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Yılmaz, “Bugün burada Muğla Gençlik Diyabet Kampı’nın açılış töreni için bir araya geldik. Birinci kampımızı düzenledik ve gelenekselleştirmek için uğraşacağız inşallah,” dedi Kamp hakkında bilgi veren Dr. Yılmaz, “Muğla’da diyabet, gençlik kampı derken neyi kastediyoruz?” diyerek, gençler için hazırlanan programın detaylarını paylaştı. Kampın 3 gün süreceğini belirten Yılmaz, “Tip 1 diyabetli gençlerimizle birlikte, 10-18 yaş arası katılımcılarla yoğun bir eğitim ve eğlence süreci geçiriyoruz. Toplamda 30 diyabetli gencimiz burada” dedi. Dr. Yılmaz, katılımcılara diyabeti yönetme, takip etme ve spor yaparken dikkat etmeleri gereken hususları öğreteceklerini vurguladı. Ayrıca, “Amacımız gençlerimizin sosyal anlamda güçlü olduklarını hissettirmek ve tek olmadıklarının farkına varmalarını sağlamak” diyerek, ‘’Kamp boyunca katılımcılar, diyabet hemşireleri, diyetisyenler ve diğer uzmanlardan eğitim alacaklar. 5 tane diyabet ablamız var. Tıp Fakültesi stajyer öğrencilerimiz çocukların bakımına destek olmak üzere buradalar. Ayrıca iki diyabet hemşiresi, iki mezun diyetisyen, bir stajyer beslenme uzmanı ve bir sosyal hizmet uzmanıyla birlikte toplamda 42-43 kişilik bir ekibiz” dedi. "Çocuklar çok su içip, çok yemek yiyor ama gelişimi yavaş ise mutlaka doktora gitmek gerek" Dr. Yılmaz, çocuklardaki diyabet hastalığı ile ilgili önemli bilgiler verdi. Özellikle bir çocukta çok su içme, sık idrara çıkma, gece idrar kaçırma gibi belirtilerin yanı sıra iştah artışı olmasına rağmen kilo kaybı veya zayıflama şikayetlerinin görülmesi durumunda, Tip 1 diyabetten şüphelenilmesi gerektiğini belirtti. Bu belirtilerle karşılaşıldığında mutlaka kan şekeri ölçümü yapılmasının önemine vurgu yaptı. Diyabet tanısı konduktan sonra, çocuklar ve aileler hem insülin hem de beslenme eğitimi alıyorlar. Eğitimlerin tamamlanmasının ardından, çocuklardan diyabetle uyumlu bir yaşam sürmeleri bekleniyor. Tip 1 diyabetin genetik bir durum olduğunu ve özellikle küçük yaşta çocukların bu tanıyı aldığını ifade eden Dr. Yılmaz, bu nedenle çocukların yetişkinler gibi kendi başlarına hareket edemediklerini, anne baba bakımına ihtiyaç duyduklarını belirtti. "Sağlıklı beslenmenin farkına varmak için şeker hastası olmayı beklemeye gerek yok" Diyabet gençlik kampına katılan ve 7 yıldır şeker hastası olduğu belirten 12 yaşındaki Simay Kılıçy, "Diyabet hastası olduğumdan beri çok zor şeyler ilk başlarda tabii ki yaşadım fakat alıştım. Yani şu an çok mutluyum. Sağlıklı yaşıyorum, sağlıklı besleniyorum, inşallah uzun yaşayacağım. Keşke diğer insanlar da bunun bilincinin farkında olsalar. Fakat diğer insanlar zararlı ve kötü besleniyorlar. Ama bunun sağlıklı beslenmelerini anlamaları için şeker hastası olmalarına gerek yok" diyerek kampın çok eğlenceli olduğunu ve kendisi gibi arkadaşlar ile karşılaştığı için çok mutlu olduğunu ifade etti. "Okulda arkadaşlarım bana destek oluyor" 13 yaşında ve dört yıldır diyabetli olduğunu belirten Ceylin Keklik "İlk başta tabii ki zorluklar yaşadım. Fakat çok kısa bir sürede alıştım. Hastanede iki haftaya yakın bir süreçte kaldım ama direk eve döndüğümüz zamanlar kendi iğnemi yapmaya başladım kolay alıştım. Onu hastalık veya bir başka bir şey gibi değil de bir arkadaş olarak görüyorum. Gayet iyi anlaşıyoruz şu aralar bazen kötü anlaştığımızda oluyor ama düzeltiyoruz. Bu şekilde öyle yani herkes diyabetle arkadaş olmalı bence. Diyabet olduğum için açıkçası üzgün değilim, daha çok mutluyum. Çünkü sağlıklı besleniyoruz ve iyi bir yaşam tarzı oluyor bizim için. Okuluma eğitimime engel olmadı arkadaşlarıma okula başladığım gün bir sunum yaptım herkes hastalığına olumlu karşıladı. Bana gereksiz saçma sapan sorular sormadılar ve aslında iyi oldu onlar da seviyorlar benim bu insülin kokusunu falan soruyorlar, şekerim kaç oldu, iyi misin diye yardım ediyorlar bana. Onlara teşekkür ederim" dedi. "Tip 1 diyabeti hastalık değil, yaşam tarzı, yol arkadaşı olarak görüyorum" 6 yıldır Tip 1 diyabet ile yaşadığını ifade eden 13 yaşındaki Nisa Alparslan, "Biliyorsunuz tip 1 diyabetliler için Muğla’da özel bir dernek kuruldu ve bu derneğe katılmamla beraber kamplarla alakalı çok etkinlikler yapmak istiyorlardı. Bu kampı yapar yapmaz en başta tereddütlüydüm ama geldiğimde de pişman değilim. Gerçekten çok eğleniyoruz burada. Ailemden uzak bir şekilde yaşamak ve şekerlerimin kontrolü düzenli olarak yapılmazsa kontrol edemezsem diye tereddüt ediyordum. Ama şu an gayet mutluyum, iyi ki gelmişim" dedi. Kampın 3 gün boyunca devam edeceği belirtilirken, gençlerin hem eğlenip hem de eğitim alacakları bir ortamda bir araya gelmeleri hedefleniyor.
Yangın sonrası hızlı müdahale ve ağaçlandırma çalışmaları Muğla’da sürüyor
20 Eylül 2024 Cuma - 09:52 Yangın sonrası hızlı müdahale ve ağaçlandırma çalışmaları Muğla’da sürüyor Muğla Orman Bölge Müdürü Mustafa Ülküdür, geçtiğimiz günlerde meydana gelen Sarnıç yangınının ardından sahada yürütülen çalışmaları yerinde inceledi. Orman yangınlarının etkilerini en aza indirmek ve yeniden ağaçlandırma faaliyetlerini hızlandırmak amacıyla gerçekleştirilen incelemede, yangının ardından yapılan damga çalışmalarına odaklanıldı. Bölge Müdürü Ülküdür, yangın sahasındaki çalışmaları Muğla Orman İşletme Müdürü Türker Uğur’dan detaylı bilgiler alarak inceledi. Yapılan değerlendirmelerde, yangının ormanlık alanda oluşturduğu tahribatın boyutları ve bu tahribatın hızlı bir şekilde onarılması için yapılan müdahaleler ele alındı. Yangın sonrası başlatılan ağaçlandırma ve rehabilitasyon çalışmalarının hızla ilerlediği, sahada özellikle damga işlemleri ve yangının etkilediği ağaçların güvenli bir şekilde temizlenmesi için yoğun bir çaba sarf edildiği belirtildi. Sahadaki çalışmalarda, İşletme Müdür Yardımcıları ve İşletme Şefleri de hazır bulunarak, saha incelemelerine katıldı. Orman alanlarının korunması ve tekrar yeşillendirilmesi amacıyla yapılacak çalışmaların planlaması üzerinde durulan toplantıda, yangın sonrası toparlanma sürecinin hızlandırılması için ekiplerin özverili bir şekilde çalışmaya devam edeceği vurgulandı. Bölge Müdürü Mustafa Ülküdür, yangın sonrası başlatılan çalışmaların sadece Sarnıç bölgesini değil, orman ekosistemini yeniden canlandırma ve bölgenin doğal yapısını koruma açısından da büyük önem taşıdığını belirtti. Ayrıca, sahadaki ekiplerin fedakârca yürüttüğü çalışmaların başarıya ulaşması için tüm imkanların seferber edileceğini ifade etti.
Cüzdanını yanlışlıkla çöpe atan kadın için temizlik görevlileri seferber oldu
20 Eylül 2024 Cuma - 09:52 Cüzdanını yanlışlıkla çöpe atan kadın için temizlik görevlileri seferber oldu Adana’nın Kozan ilçesinde bir kadın içinde bir miktar para, telefon ve kıymetli eşyası olan cüzdanını çöpe atınca temizlik görevlileri kamyondan çöpü dökerek didik didik arayıp, buldukları cüzdanı kadına teslim etti. Sultan Gündeş’in torunları Cumhuriyet Mahallesi Yasemin Sokak’ta yanlışlıkla cüzdanını da çöpe attı. Gündeş, bir süre sonra cüzdanının olmadığını fark edip torunlarına sorduğunda çöpe atıldığını öğrenince, hemen konteynerin olduğu yere gitti. Ancak temizlik görevlileri konteynerdeki çöpü kamyona boşalttığı için cüzdanı bulamadı. Bunun üzerine Gündeş hemen belediyeye başvuru yaptı. Yapılan başvuru üzerine çöp kamyonu tespit edilip bütün çöpler temizlik görevlileri tarafından boşaltılarak cüzdan aranmaya başlandı. Yapılan aramada kadının içinde bir miktar para, altın ve cep telefonunun olduğu cüzdan bulunarak teslim edildi. Cüzdanını marketten geldikten sonra çocukların yanlışlıkla poşetle çöpe attığını anlatan Sultan Gündeş, "Evdeydim mutfakta çöp vardı. Çocuklara çöpleri atmasını söylemiştim yanlışlıkla poşetin içinde cüzdanımı da atmışlar. Allah razı olsun belediyeyi arayıp destek istedim hemen yardımcı oldular. O kadar çöpü döktüler zahmete girdiler. Çok teşekkür ederim temizlik görevlisi arkadaşlara ve başkan beye" diye konuştu. Kozan Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Fatih Ateş ise, "Bir vatandaşımızın cüzdanını çöpe attığını ve içerisinde kıymetli eşyalarının olduğunu söylemesi üzerine konuyu Belediye Başkanımız Mustafa Atlı’ya ilettik. Başkanımızın ’vatandaşa ivedi olarak yardımcı olun’ talimatı üzerine çöp kamyonumuzu temizlik işleri müdürlüğümüze getirerek boş bir alana atıkları boşalttık. Temizlik ekiplerimizin atık içerisinde kısa bir süre içerisinde cüzdanı bulması üzerine sahibine teslim ettik. Vatandaşımızın üzüntüsünün sevince dönüşmesi tüm temizlik ekibi arkadaşlarımızı da mutlu etti" diye konuştu.
Başkan Zeyrek’ten Gördes’te bir dizi açılış ve halk buluşması
20 Eylül 2024 Cuma - 09:53 Başkan Zeyrek’ten Gördes’te bir dizi açılış ve halk buluşması Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, Gördes ilçe programında Gördes Belediyesi başta olmak üzere çeşitli ziyaretlerde bulundu, açılışlara katıldı. İlçe programının sonunda ise Başkan Zeyrek, vatandaşlarla bir araya geldi. Her hafta bir ilçeyi ziyaret eden, vatandaşlarla bir araya gelen Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, bu hafta Gördes ilçesindeydi. Tüm gününü Gördes ilçesine ayıran Başkan Zeyrek, bir dizi açılış yaparak, vatandaşlarla buluştu. Başkan Zeyrek, Gördes Belediyesi tarafından ilçeye kazandırılan Şerif Aykanat Spor Tesisleri, Bülent Ecevit Kültür, Sanat ve Etkinlik Alanı, Mehmet Sezgin Köylü Pazarı, Sokak Hayvanları için Geçici Barınma ve Rehabilitasyon Merkezi ile Doç. Dr. Sinan Ateş Kapalı Halı Sahanın açılış törenlerine katıldı. Açılış törenlerine CHP Manisa İl Başkanı İlksen Özalper, Gördes Belediye Başkanı İbrahim Büke, Gölmarmara Belediye Başkanı Cem Aykan, CHP Gördes İlçe Başkanı Zafer Aslan, meclis üyeleri ile vatandaşlar katıldı. Gördes Belediye Başkanı İbrahim Büke’yi makamında ziyaret eden Başkan Ferdi Zeyrek, 17 ilçeye eşit hizmet götürme hedefinde olduğunu söyledi. Başkan Zeyrek, “Vatandaşımıza daha yaşanılabilir bir kent sunmak en büyük hedefimiz. 4,5 yıl boyunca birlikte çok güzel işler yapacağımıza inanıyorum. El ele vererek çok güzel hizmetlerde bulunacağımızın farkındayım. Bununla ilgili de büyükşehirin desteği ve ekipleri sizlerle birlikte olacak” diye konuştu. Gördes programı kapsamında Manisa Büyükşehir Belediyesi hizmet birimlerini de ziyaret eden Başkan Zeyrek, personellerle bir araya geldi. Manisa Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binası Gördes İtfaiye Amirliği’ni ziyaret Başkan Zeyrek, yeni bir anlayış ile yola çıktıklarını söyledi. “Gerek belediye başkanı gerekse ağabey-kardeş olsun beni nasıl görmek istiyorsanız her zaman sizin yanınızdayım” diyen Başkan Zeyrek, “Sizlerden tek bir istediğim var. Vatandaşımıza güler yüzlü olun. Gördes Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi diye bir ayrımımız yok. Sizin de bu zihniyette ve anlayışta olmanızı istiyorum” diye konuştu. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, Gördes ilçesindeki son programını vatandaşlara ayırdı. Gördes Belediyesi çay bahçesindeki programda Başkan Zeyrek’e Gördes Belediye Başkanı İbrahim Büke eşlik etti. Başkan Zeyrek, belediyenin çalışmaları ve projeleri hakkında bilgiler verdi. Büyükşehir belediyesi olarak kooperatifler aracılığı ile kadınlara destek olacaklarını söyleyen Başkan Zeyrek, “Kooperatif kurmalarına yardımcı olacağız. Ürünlerini alıp satışlarına yardımcı olacağız, böylelikle kendilerine gelir sağlayacaklar” dedi. Gördes’e yapılacak projeler konusunda tüm yurttaşların görüşlerinin alınacağını söyleyen Başkan Zeyrek, “Siz bu ihtiyaçlarınızı bugün, gün boyunca bizlere ilettiniz. Biz notlarımızı aldık, bu notlar çerçevesinde bir planlama yapacağız. Bu planlama doğrultusunda da Gördes’imize inşallah hizmetimizi yapacağız” diye konuştu.
Yasin Öztekin: “Derbilerde her oyuncu kendini göstermek ister”
20 Eylül 2024 Cuma - 09:53 Yasin Öztekin: “Derbilerde her oyuncu kendini göstermek ister” Futbol hayatına Bucaspor 1928’de devam Yasin Öztekin, yarın Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynanacak derbiyi değerlendirdi. Bu maçların heyecanlarının 1-2 hafta önceden başladığını ve derbilerde her oyuncunun kendisini göstermek isteyeceğini dile getirdi. Bir dönem Galatasaray forması giyip şampiyonluklar yaşayan ve şu anda Bucaspor 1928’de futbol hayatına devam 37 yaşındaki Yasin Öztekin, Trednyol Süper Lig’in 6. haftasında Fenerbahçe ile Galatasaray arasında yarın oynanacak derbiye dair İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulundu. "Ortada ve bol gollü bir maç bekliyorum" Herkesin söz konusu karşılaşmayı beklediğini vurgulayan Öztekin, “Zorlu karşılaşma Fenerbahçe’nin evinde oynanacak. Temennim güzel ve seyir zevki üst seviyede bir maç olması yönünde. Sadece sporun, futbolun konuşulduğu bir maç olmasını istiyorum. Tabii ki Fenerbahçe’nin sahasındaki maçlar Galatasaray için bu zamana kadar çok kolay olmadı. Ama bu sene Fenerbahçe, 5 maçta 4 galibiyet, 1 beraberlik aldı, Galatasaray da iyi başladı. O yüzden ortada ve bol gollü bir maç bekliyorum. Sonuçta ikisi de kazanmak isteyecek, Fenerbahçe kendi taraftarının önünde oynuyor. Yeni hocası var. Galatasaray’da tabii ki yeni transferleriyle fark oluşturmak isteyecek. İyi olanın kazanacağı bir maç olsun” dedi. “Derbi heyecanı haftalar önce başlar” Derbilerin yanı sıra Süper Lig’de de hiçbir maçın kolay olmadığına dikkat çeken Yasin Öztekin, “Derbinin heyecanı 2-3 gün önce başlamıyor. 1-2 hafta öncesinden başlıyor. O heyecanı hissediyorsun. Tabii ki güzel ve çıkıp oynamak isteyeceğiniz maçlar. Oraya gidip orada kendini göstermek istiyorsun. Şu anki futbolcular da öyle düşünüyordur. Özellikle yeni gelen yabancılar bir şeyler göstermek isteyecek, gol atmak isteyecek, kimin iyi olduğunu göstermek isteyecek. O yüzden güzel bir telaş oluyordu. Güzel bir heyecan oluyordu. Ama dediğim gibi futbol; böyle maçlarda, böyle taraftarların önünde çok daha güzel oluyor" ifadelerini kullandı. “Sadece futbol konuşulsun” Tecrübeli teknik adam, Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk ve Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile ilgili ise, “Okan hoca Türkiye’de futbolculuk kariyerinde büyük başarılar elde etmesinin yanı sıra teknik direktörlük görevinde de Galatasaray’da bayağı iyi şeyler yaptı, kupalar kazandı. Tabii ki Jose Mourinho’yu konuşmaya gerek yok. Dünyaca ünlü bir teknik direktör. Bence futbolu konuşmamız lazım sadece. Hocalar birbirine ufak tefek atışmalarda bulunabilir ama bunu çok fazla abartmamak lazım. Sadece futbola konsantre olup, sadece futbolun konuşulduğu bir maç olmasını istiyorum” diye konuştu. “Oyuncular derbi öncesi tedirgin oluyor” Derbi öncesinde oyuncuların mental durumundan da bahseden Öztekin, “Futbolcular böyle dünyanın sayılı derbilerinden bir tanesine çıkmadan önce doğal olarak biraz tedirgin oluyor. O yüzden tabii ki temkinli başlamak istiyor, hata yapmak istemiyor. Bazı derbilerde gol pozisyonları çok az oluyor. Ben bu derbiden bol gollü, gol pozisyonlu bir maç bekliyorum. Çünkü Fenerbahçe’nin şu ana kadar ligde 17 golü, Galatasaray’ın ise 13 golü bulunuyor” şeklinde konuşu. “Altyapıya da yatırım yapmak lazım” 37 yaşındaki futbolcu, her iki takımın transferlerine değinerek, “Başarılı olabilmen için böyle futbolcuları getirmen lazım ki daha sonra Avrupa’da veya ligde başarılı olabilesin. Herkes harcasın, herkes transfer yapsın. Onda bir sorun yok ama bazen az harcayıp altyapılara yatırım yaparak gelecek için çok daha farklı, çok daha güzel şeyler olabilir. Onlar geldiğinde seyir zevki çok oluyor. Taraftarlar da mutlu oluyor, takımlar da güçleniyor. O yüzden tabii ki abartmamak süreciyle gayet güzel transferler” cümlelerine yer verdi. “Kerem Aktürkoğlu, Galatasaray için kayıp oldu” Galatasaray’da oynamanın kendisi için büyük bir şans olduğunu hatırlatan Öztekin, “Ben 4 sene oynadım. İyi ve zor günlerim oldu. Ama o taraftarın önüne çıktığında gerçekten heyecanlanıyorsun. Elinden gelenin en iyisini yapmak istiyorsun. Şu anda en son milli takım maçına gitmiştim. Kerem Aktürkoğlu’yla görüşme şansım oldu. Bence Kerem Aktürkoğlu, Türkiye’nin şu an en iyi kanat oyuncularından bir tanesiydi. Galatasaray’da çok iyi işler yaptı. Çok gole katkı sağladı. Medya ve taraftarlar tarafından çok fazla eleştiriye uğradı. Hiç gerek yok çünkü böyle oyunculara sahip çıkmak lazım. Nereden geldiğini unutmamak lazım. Neler başardığını unutmamak lazım. O yüzden bence Galatasaray için Kerem Aktürkoğlu kayıp oldu. Çünkü böyle oyunculara sahip çıkmak lazım. Milli takımda oynayan, milli takım için mücadele eden oyunculara daha fazla sahip çıkmak lazım” açıklamasını yaptı. “Wesley Sneijder’le oynamak çok farklıydı” Yasin Öztekin, Galatasaray’dan eski takım arkadaşı Wesley Sneijder ile beraber oynamanın çok farklı olduğunu söyleyenrek, “Kanat oyuncuları, on numara olmazsa çok fazla topla buluşamıyor. O bir dünya yıldızıydı. Oyun görüşü ve futbola olan yeteneği benim işimi çok daha fazla kolaylaştırıyordu. Mertens de tabii ki iyi bir oyuncu. O da yaşına rağmen çok katkı sağlıyor. Ama Sneijder tabii ki çok farklıydı. Her zaman diyorum kanat oyuncular için on numara veya sekiz numara oynayan oyuncular çok çok önemli. Onlar oynadığında kanatlar da oynuyor. O yüzden Mertens ve Barış Alper’in de çok iyi uyum sağladığını düşünüyorum. Bu hafta da derbide iyi şeyler yapacaklarını düşünüyorum” dedi. Barış Alper Yılmaz’ın performansını da değerlendiren Öztekin, “Çok beğendiğim bir futbolcu. Zaten bu hafta derbide ondan iyi şeyler bekliyorum. Özellikle topu alıp sürmesi, dripling yapması ve defans arkasına koşu yapması fark oluşturacaktır” diyerek sözlerini noktaladı.
Kavaklıdere ve Yatağan’da STEM seminerleri düzenlendi
20 Eylül 2024 Cuma - 09:54 Kavaklıdere ve Yatağan’da STEM seminerleri düzenlendi Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli çerçevesinde, disiplinler arası eğitim uygulamalarını güçlendirmek ve eğitimde yenilikçi yaklaşımları teşvik etmek amacıyla STEM (Fen, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) seminerleri düzenlendi. Kavaklıdere ve Yatağan ilçelerinde gerçekleştirilen bu seminerlerde, ilgili bölgelerdeki koordinatör öğretmenler, disiplinler arası eğitim yöntemlerini daha etkin bir şekilde uygulamaya yönelik bilgilerle donatıldı. Seminerler, Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Ar-Ge Biriminde görev yapan uzman öğretmenler tarafından organize edildi. Eğitimlerde, öğretmenlere STEM’in temel ilkeleri, uygulama alanları ve öğrencilere nasıl daha verimli bir öğrenme deneyimi sunulabileceği konularında kapsamlı bilgiler verildi. STEM yaklaşımının öğrencilerin analitik düşünme yeteneklerini geliştirmeye, problem çözme becerilerini artırmaya, desteklemeye yönelik sunduğu fırsatlar ele alındı. Seminerlerde ayrıca Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin hedefleri doğrultusunda, eğitimdeki yenilikçi yaklaşımların nasıl entegre edileceği ve bu modelin sunduğu vizyonun STEM ile nasıl örtüştüğü üzerinde duruldu. Kavaklıdere ve Yatağan ilçelerindeki seminerlere katılan öğretmenler, öğrendikleri yöntem ve teknikleri okullarında uygulayarak daha nitelikli bir eğitim sunmayı hedeflediklerini belirtti. Bu eğitimler, Türkiye genelinde STEM eğitiminin yaygınlaştırılması ve öğrencilerin bu alanlara olan ilgisinin artırılması için atılan önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. STEM seminerleri, koordinatör öğretmenlerin bilgi birikimlerini genişleterek, öğrencilerin gelecekte daha donanımlı bireyler olarak yetişmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Bu tür seminerlerin ilerleyen dönemlerde diğer ilçelerde de düzenlenmesi planlanıyor. STEM eğitimleri sayesinde, disiplinler arası öğrenme yaklaşımlarının Türkiye genelinde daha yaygın bir şekilde uygulanması ve öğrencilerin farklı alanlardaki becerilerinin daha erken yaşlarda keşfedilmesi hedefleniyor.
Hırdavatçıya silahlı saldırı anı kameralarda
20 Eylül 2024 Cuma - 09:56 Hırdavatçıya silahlı saldırı anı kameralarda Adana’da hırdavatçıya silahlı saldırı düzenlediği öne sürülen 4 şüpheliden 3’ü tutuklanırken, o anlar saniye saniye görüntülendi. Olay, 25 Ağustos günü saat 03.00 sıralarında Yüreğir ilçesine bağlı Haydaroğlu Mahallesi’ndeki bir hırdavat dükkanında meydana geldi. Murat D. (22) motosiklet ile M.R.’ye (80) ait hırdavat dükkanının önüne geldi. Motosikletin arkasında bulunan Muhammed Enes Y. (18) iş yerine defalarca ateş açtı. Saldırının ardından şüpheliler bölgeden ayrıldı. Kısa süre sonra şüpheliler tekrar gelerek yine iş yerine defalarca ateş etti, bu sırada güvenlik görevlisi panikledi. O anlar anbean güvenlik kameralarına yansıdı. Güvenlik görevlisi şüphelilerin uzaklaşmasıyla durumu polise bildirdi. Olay yerine Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Gasp Büro Amirliği ekipleri sevk edildi. Gasp polisleri dedektif gibi iz sürüp şüphelileri yakaladı İş yerinin ve bölgedeki güvenlik kameralarını inceleyen polis, Muhammed Enes Y. ile Murat D.’nin kaçtığı yeri belirledi. Kamera incelemesinde polis Mehmet E.’nin (21) otomobille saldırganların arkasından gelip gözcülük yaptığını da tespit etti. Otomobilin sahibinin ise Abdulhakim D. (19) olduğu belirlendi. Evlerinde saklanan 4 kişi de yapılan operasyonla yakalandı. Gözaltına alınan Muhammed Enes Y. ile Murat D.’nin birbirlerine suçu attığı öğrenildi. Otomobilin sahibi Abdulhakim D. ise olayla bir ilgisinin olmadığını, arkadaşı Mehmet E.’ye aracını ödünç verdiğini ileri sürdü. Emniyetteki işlemleri tamamlanan şüpheliler adliyeye sevk edilirken Muhammed Enes Y., Murat D. ve Mehmet E. tutuklandı, Abdulhakim D. ise adli kontrol şartıyla serbest kaldı.
Soğuklar değil, kalabalık havasız ortamlar hasta ediyor
20 Eylül 2024 Cuma - 09:59 Soğuklar değil, kalabalık havasız ortamlar hasta ediyor Havaların soğumaya başlamasıyla bulaşıcı hastalıkların kalabalık ortamlarda, özellikle okullarda bir tehdit oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Tuna Demirdal, “Bakterilerin temel sebebi havasız ortamlar. Kreşlerde oyuncakların, dershanelerde kapı kolları ve sıraların mutlaka deterjan ve suyla temizlenmesi gerekiyor. Bu şartlara uyulursa hastalıkları daha az göreceğiz” dedi. Kışın gelmesiyle birlikte bulaşıcı hastalıklar özellikle okullarda çocuklar üzerinde bir tehdit oluşturmaya başladı. Böylece akıllarda ‘kışın gelmesi ve havanın soğumasıyla birlikte bu bakteriler daha mı hastalık yapıcı hale geliyor?’ sorusu yer almaya başladı. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tuna Demirdal, durumun aslında öyle olmadığını, bakterilerin temel sebebinin, kalabalık ve havasız ortamlarda bulunmak olduğuna dikkat çekti. "Sınıflar havalandırılmalı, çocuklar ellerini yıkamalı" Okullarda sınıfların sık sık havalandırılması uyarısında bulunan Prof. Dr. Demirdal, çocukların tuvalet öncesinde ve sonrasında ellerini yıkaması, öğle yemeğini de orada yiyorlarsa yemek öncesinde ve sonrasında da yıkamaları ve bu şartlara mutlaka uyulması önerilerinde bulunan bulundu. “Enfeksiyonlar, burundan girerek akciğerlere kadar ulaşabiliyor” Havaların daha da soğuduğu zaman fizyolojik olarak bir değişikliğin söz konusu olduğunu belirten Demirdal, sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle solunum yolu enfeksiyonları, solunum yoluyla burundan başlayarak akciğerlere kadar ulaşabiliyor. Soğuk havalarda burnumuzda bulunan koruyucu epitel dediğimiz yapılar tam olarak çalışmayabiliyor. Bu nedenle dışarıdan bakteri dediğimiz mikroorganizmaların hem üst solunum hem de alt solunum yolu enfeksiyonu yapma ihtimali biraz daha artıyor.” “Oyuncaklar, sınıflardaki kapı kolları ve sıralar silinmeli” Enfeksiyonlardan korunmak için ailelere de önemli görevler düştüğüne dikkat çeken Demirdal, “Çocuklar birbirlerine sarılıp, oyuncaklarla birlikte oynayabiliyorlar. O günün bitiminde oyuncak bulunan kreşlerde oyuncakların deterjan ve suyla mutlaka temizlenmesi ve silinmesi gerekiyor. Kapı kolları ve dershanedeki sıraların mutlaka sabun ve suyla temizlenmesi gerekiyor. Bu şartlara uyulursa hastalıkları daha az göreceğiz. Ama tamamen engellemek mümkün değil” sözlerine yer verdi. “Kalabalık ortamlarda ‘maske’ önerisi Pandemi döneminde maskenin biraz itici bir şey olduğunu ama sonuç olarak koruduğunu aktaran Prof. Dr. Tuna Demirdal, şu anda pandemi olmadığı için ‘maske takılsın’ önerisinde bulunamadıklarını fakat özellikle iş yerleri ve okullarda yetişkinlerin, öğretmenlerin hastaysa, hapşırma gibi durumlarda virüsleri ve bakterileri etrafa saçmamak adına maske kullanabileceklerini önerdi. Sözlerini sürdüren Prof. Dr. Demirdal, çocuklara maske takılmasını zorlamanın çok iyi olmayabileceğini de ifade etti. “Çocuklar çok hastaysa okula gitmemeli” Sınıflarda çocuklara mendil verilmesinin önemli olduğunun altını çizen Demirdal, çocuğun hapşırırken bu mendili kullanması ve ardından ellerini silmesi gerektiği önerisinde bulundu. Açıklamalarını sürdüren Demirdal, “Bunlara dikkat edildiği takdirde mutlaka bu enfeksiyonlar daha az olarak görülecektir. Çocuklar çok hastaysa okula gelmemesi lazım. Çünkü başkalarına bulaştırabilir. Birkaç gün evinde dinlenebilir ve doktordan rapor alabilirler. Fakat hafif enfeksiyonlarda okullardan geri kalmalarına gerek yok” diye belirtti. ‘Yüksek ateş’ uyarısı Çocukların yüksek ateşi varsa bunun önemli bir belirti olduğunu aktaran Prof. Dr. Demirdal, bazen hafif bir ateşin çıktığını ve gün içinde kendiliğinden düşebildiğini söyledi. Fakat çocukta düşmeyen bir ateş varsa, çocuk ayakta duracak kadar kendini iyi hissetmiyorsa, beslenemiyorsa ve gıdasını alamıyorsa mutlaka doktora başvurulması gerektiği uyarısında bulunan Demirdal, bu durumda hem ilaç alınması hem de dinlenilmesi önerisinde bulundu. “C vitamini içeren meyveler faydalı bulunmuştur” Vitaminlerin özellikle viral enfeksiyonun daha hızlı iyileşmesi açısından faydalı olduğuna dair geçmişte çalışmaların yapıldığını kaydeden Demirdal, C vitamini içeren meyvelerin de faydalı bulunduğunu aktardı. “Çocuklar terlediklerinde atletlerini değiştirmeliler” Teneffüslerde özellikle çocukların koşarak oynamakta ve terlemekte olduğunu ifade eden Demirdal, son olarak şu cümlelere yer verdi: “Çocukların terlediklerinde bu atletlerini değiştirmelerinde fayda olabilir. Çünkü sıcak-soğuk geçişleri özellikle vücut direncini olumsuz etkilemektedir. Olumsuz etkilenme nedeniyle dışarıdan alınan virüsler ve bakteriler daha kolay enfeksiyona yol açmaktadır. Sadece çocukları değil yetişkinleri de etkileyen bir durumdur. Çocukların üzerine süveter gibi ilave bir şey giymesinde fayda var.”