ASAYİŞ - 04 Ocak 2025 Cumartesi 19:42

Uşak’ta yılbaşı gecesi işlenen cinayetin zanlısı tutuklandı

A
A
A
Uşak’ta yılbaşı gecesi işlenen cinayetin zanlısı tutuklandı

Uşak’ta yılbaşı gecesi işlenen cinayetin katil zanlısı, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.


Olay, yılbaşı gecesi Uşak merkeze bağlı Yapağılar köyü yakınlarında meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, köye yakın bir noktada yol kenarında bir kişinin hareketsiz bir şekilde yattığını görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. Bölgeye sevk edilen 112 sağlık ekiplerince baş kısmına taşla vurulduğu belirlenen şahsın hayatını kaybettiği tespit edildi.


Olay günü şahsın kimliği tespit edilemezken yapılan çalışmalar neticesinde kimlik teşhisi için Konya’dan gelen aile, cesedin Barış Dedeoğlu’na ait olduğunu teşhis etti.


Jandarma ekiplerince olayla ilgili geniş çaplı inceleme başlatılmasın ardından şüpheli Adem Ç.’nin (37) yakalanması için çalışması başlatıldı. Yapılan çalışmalarda Adem Ç.’nin dün akşam saatlerinde Konya-Karaman karayolunda araç ile seyir olduğu bilgisine ulaşan Konya Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri harekete geçti. Ekipler tarafından araç durdurularak Adem Ç. gözaltına alındı.


Adem Ç. daha sonra Konya’dan Uşak’a getirildi. Burada jandarma ekiplerince yapılan sorgunun ardından adliyeye sevk edilerek çıkarıldığı mahkemece ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.


Öte yandan, Adem Ç. ifadesinde Barış Dedeoğlu ile yakın arkadaş olduklarını ve ticaret yaptıklarını belirtirken, Uşak’a gelmek için herhangi bir plan yapmadan yola çıktıklarını ve aralarında bir anlaşmazlık olduğunu ifade etti.



Uşak’ta yılbaşı gecesi işlenen cinayetin zanlısı tutuklandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Aralık ayında en çok borsa kazandırdı Aylık en yüksek reel getiri, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 6,02 oranıyla BIST 100 endeksinde gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı Aralık ayı Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları’nı açıkladı. Buna göre, aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 6,68, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 6,02 oranlarıyla BIST 100 endeksinde gerçekleşti. Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) yüzde 3,08, Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 2,61 ve dolar yüzde 1,21 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; euro yüzde 0,29 ve külçe altın yüzde 1,46 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde; mevduat faizi (brüt) yüzde 2,43, DİBS yüzde 1,97 ve dolar yüzde 0,57 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; euro yüzde 0,91 ve külçe altın yüzde 2,08 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. Mevduat faizi (brüt), üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 8,97, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 4,97 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde euro, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 5,30, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 8,78 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu. Altı aylık değerlendirmeye göre mevduat faizi (brüt); Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 14,72, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 6,60 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; aynı dönemde BIST 100 endeksi, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 11,65, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 17,90 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu. Yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri külçe altında gerçekleşti Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 20,35, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 7,13 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) yüzde 6,12 ve BIST 100 endeksi yüzde 0,15 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; dolar yüzde 6,43, DİBS yüzde 7,52 ve euro yüzde 10,22 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde mevduat faizi (brüt) yüzde 5,53, BIST 100 endeksi yüzde 10,85, dolar yüzde 16,71, DİBS yüzde 17,68 ve euro yüzde 20,09 ve oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.
Gaziantep Gaziantep’in doğal antibiyotiği beyrana kış aylarında yoğun ilgi Gaziantep’in tescilli lezzetlerinden beyran, kış aylarında doğal antibiyotik olma özelliği nedeniyle yoğun ilgi görüyor. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından gastronomi dalında şehirler ağına dahil edilen Gaziantep’in tescilli lezzetleri arasında yer alan beyran, kışın soğuk algınlığı yaşayanlar için de doğal antibiyotik özelliği taşıyor. Ortalama 12 saat boyunca haşlanan et, kemik suyu, pirinç ve çeşitli baharatların harmanlanmasıyla hazırlanıyor, sadece 3 dakikada servise hazır hale geliyor. Beyrana kış aylarında yoğun ilgi Özellikle içerisinde bulundurduğu çeşitli baharatlardan dolayı grip ve soğuk algınlığına da iyi gelmesiyle, doğal antibiyotik olarak sonbahar ve kış aylarında yoğun talep görüyor. Beyran yemeğinin yapım aşamasını anlatan ve 16 yıldır beyran ustalığı yapan Yusuf Bektaş, yerli ve yabancı turistlerin de beyran yemeğine ilgi gösterdiğini söyledi. “Beyran Gaziantep’e özgü bir yemektir” Beyran yemeğinin yapım aşamasını anlatan beyran ustası Yusuf Bektaş, “Beyran Gaziantep’e özgü bir yemektir. Haşlanmış et, et suyu, pirinç ve sarımsak bulunduran doğal antibiyotik neteliğinde bir yemek. Bakır tabaklarda yaptığımız bu lezzetli ve şifa deposu yemek 12 saat pişiyor. Coğrafi işaretli bu yemek Gaziantep’te yerli ve yabancı turistler tarafından da yoğun ilgi görüyor. Gaziantep’e özgü sarımsak, toz biber gibi yöresel tatlar da beyran yemeğine ayrı bir lezzet katar” dedi. “Doğal antibiyotik olduğu için hasta olmak istemeyen vatandaşlar beyran tüketir” Beyran yemeğinin doğal antibiyotik özelliği taşıdığını belirten usta Bektaş, “Beyran genellikle kış aylarında tüketilir. Doğal antibiyotik olduğu için hasta olmak istemeyen vatandaşlar beyran tüketir. Grip ve soğuk algınlığına iyi geldiği için hastaneye gitmeden önce beyran yemeye gelen müşterilerimiz var. Beyran yerli ve yabancı turistlerin de ilgi odağıdır. Fiyatlarımız ise 240 TL’dir” şeklinde konuştu. “Tavsiye üzerine beyran yemeye geldik, çok beğendik" Beyran yemek için İstanbul’dan geldiğini söyleyen vatandaşlardan Burak Can Dere, “Biz tavsiye üzerine beyran yemeye geldik. Tadını çok beğendik. Hastalıklara iyi geleceği için konulan malzemelerden belli oluyor. Tamamen doğal bir yemek olması çok güzel. Severek yemeye devam edeceğim” diye konuştu.
Ankara Zorla bindirildiği araçta tecavüze uğrayan kadın yaşadıklarını anlattı Ankara’da tanımadığı 2 kişi tarafından zorla araca bindirilen kadın, tecavüze uğradığını ve öldürülmek istendiğini iddia etti. Olay, 5 Ocak’ta sabah saat 04.00 sıralarında Yenimahalle’nin Demetevler Mahallesi’nde meydana geldi. İddialara göre, araç içerisinde arkadaşlarıyla tartışan M.T. (24) isimli kadının sesini duyan M.A. ve H.G. adında iki erkek otomobilin yanına geldi. Uyuşturucu etkisi altında oldukları ileri sürülen M.A. ve H.G., aracın kapısını açarak M.T.’yi zorla indirmeye çalıştı. Arkadaşlarının duruma müdahale etmesiyle kurtulan genç kadın, daha sonra taksiye binerek bölgeden ayrıldı. Arkadaşıyla yaşadığı tartışmadan dolayı pişman olan M.T., geri dönerek özür dilemek istedi. Gittiği yerde arkadaşlarını bulamayan genç kadın, kendisine saldırmaya çalışan M.A. ve H.G. ile karşılaştı. Saldırganlar, M.T.’yi kavga ettiği arkadaşının kendisini otomobilde beklediğini söyleyerek alıkoydu. Sürüklenerek zorla araca bindirilen M.T., darp edildikten sonra ıssız bir araziye götürüldü. Kendisini alıkoyan saldırganlardan birisinin tecavüzüne uğrayan kadın, daha sonra araçtan indirilerek tekrar darp edildi. Olayın ardından şikayetçi olan M.T.’nin beyanı üzerine şüpheli M.A. ve H.G. yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerin ifadelerinde tecavüz olayını reddettikleri ve M.T.’nin rızası olduğunu iddia ettiklerini belirttikleri öğrenildi. “Boğazımı sıktı ve tecavüz etti” Yaşadığı korku dolu olayı anlatan genç kadın, saldırganların en ağır cezayla yargılanmasını istedi. Öldürülmek istendiğini ileri süren M.T., olayın ardından ruh sağlığının bozulduğunu söyledi. Saldırganlara direnmeye çalıştığını belirten M.T., “İş arkadaşımla buluştum. Bir süre vakit geçirdikten sonra bir konu hakkında tartışmaya başladık. O sırada araçtaydık. Kavga ettiğimizi gören iki kişi otomobilin kapısını açarak beni indirmeye çalıştı. Yanımdaki kişiler duruma engel olmaya çalıştı. O kişileri uzaklaştırdıktan sonra iş arkadaşım beni taksiye bindirerek göndermeye çalıştı. Bir süre sonra iş arkadaşıma yaptığımın yanlış olduğunu anladım, pişman oldum ve geri döndüm. Bana saldırmaya çalışan iki kişi hala oradaydı. Bana, ‘Ablan arabada’ dediler. Kolumdan tutup zorla arabaya bindirdiler. O esnada anksiyete rahatsızlığım başladı ve bilinç kaybı yaşadım. Arabada tanıdığım kimsenin olmadığını fark ettim. Birkaç dakika sonra beni alıkoyanlardan birisi saldırmaya başladı. Beni darp etti. Kapıyı açıp kendimi araçtan atmak istedim. Beni tekrar içeriye sürükleyip kapıları kilitlediler. Saldırgan üzerime çıktı. Boğazımı sıktı ve tecavüz etti. O sırada nefes alamadım. Beni öldürmeye çalıştı” ifadelerini kullandı. Öldürülmek istendiğini ileri süren M.T., “Tarla gibi bir yerde beni indirdiler ve öldürmek istediler. Beni boğmaya çalıştığı sırada telefonum çaldı. Bir şekilde açmayı başardım. Telefonumu açtığımı gören saldırgan korktu ve paniklemeye başladı. Beni o halde bırakarak kaçtı. O şekilde kurtulabildim ve olay yerinden kaçtım” dedi. “Bunu yapanların en ağır cezayı almasını istiyorum” Ruh sağlının kötü durumda olduğunu söyleyen M.T., “Çok kötü hissediyorum. Psikolojim hiç iyi değil. Konuşacak durumda bile değilim. Bunu yapanların en ağır cezayı almasını istiyorum. Sürekli aklıma geliyor o anlar, uyuyamıyorum” diye konuştu.
İstanbul Osman Hamdi Bey’in ünlü tablosu ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’nin iki versiyonu Taksim’de sergileniyor Osman Hamdi Bey’in ünlü tablosu ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’nin 1906 versiyonu Pera Müzesi’nde sergilenirken, 1907 versiyonu ise Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi’nde ziyaretçilere sunuluyor. Küçük farklılıklar bulunan iki tabloya da sevenleri yoğun ilgi gösteriyor. Taksim’deki Pera Müzesi’nde Osman Hamdi Bey’in ünlü tablosu ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’nin 1906 versiyonu sergilenirken, 1907 versiyonu ise Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi’nde ziyaretçilere sunuluyor. Osman Hamdi Bey’in aynı konuda birbirine yakın iki versiyon çalıştığı ve Kaplumbağa Terbiyecisi olarak tanınan, sanatçınınsa ‘Kaplumbağalı Adam’ olarak adlandırdığı 1907 tarihli eserde, bir önceki yıl yapılmış olan diğer tablodaki 5 kaplumbağadan farklı olarak 6 kaplumbağa yer alıyor. Bir diğer farklılık ise 1907 versiyonunda Çelebi Sultan Mehmed’in yaptırdığı Bursa Yeşil Camii’nin bir odası olduğu anlaşılan mekandaki sivri kemerli alınlığa benzeyen çinilerde "Kalplerin şifası, sevgiliyle (Hazreti Muhammed) kavuşmaktır" anlamındaki "Şifâü’l-kulüb likaü’l mahbub" hattı görülüyor. Hemen yanındaki diğer tabloda ise "Muhammed" yazılı levha bulunuyor. Niş içindeki beyaz üzerine yeşil akıtmalı Çanakkale testi yine yeni versiyonunda görülüyor. Osman Hamdi Bey’in alışılmış yaklaşımıyla kendisini model olarak kullandığı, bol kırmızı giysisi kemerle toplanmış, tülbentle sarılmış külahlı, sırtında vurmalı bir çalgı olan nakkare asılı derviş figürü, bir diğer müzik aleti olan neyi kavrayan elini arkasında tutarak yerde yeşilliklerle beslenen kaplumbağalara hafifçe eğilimi sergileniyor. Küçük farklılıklar bulunan iki tabloya da sevenleri yoğun ilgi gösteriyor. “Osman Hamdi Bey’in 1906 yılında yaptığı eser” Pera Müzesi oryantalist resim koleksiyonu küratörü Barış Kıbrıs, “Pera Müzesi’nin 2. katında Sevgi ve Erdoğan Gönül Galerisi’nde Osman Hamdi Bey sergisindeyiz. Kaplumbağa Terbiyecisi resminin önünde bulunuyoruz. Osman Hamdi Bey’in 1906 yılında yaptığı ve Fransa’da gerçekleşen salon sergisine gönderdiği bir eser. Bu eserin eksizlerini yaptığını biliyoruz. Bazı fotoğraflar da görünüyor. Bu figürü farklı kompozisyonlarda denemiş. Daha sonra sergiye göndermek için büyük boyutlu bir kompozisyona dönüştürmüş. 1 yıl sonra daha küçük boyutlu bir versiyonunu daha yapmış. Çok ufak tefek farklılıklar var. Bu resmin ismi neredeyse yapıldığı tarihten itibaren ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ olmuştur. Halbuki sergide Fransızca ‘Kaplumbağalı Adam’ olarak yer alıyor. İngilizcesinde de sadece ‘Kaplumbağalar’ olarak biliniyor. Figürün durduğu mekan Bursa Yeşil Camii’nin bir üst katında bulunan odasıdır. Bir derviş figürü görüyoruz. Hangi tarikata da mensup olduğu belli değil. Bu konulara çok aşina olmayan bir izleyici kitlesi düşünülerek yapılmıştır. Osman Hamdi Bey’in pek çok resminde olduğu gibi. Kaplumbağaları besleyen bir derviş görüyoruz. İki tane çalgı var. Biri sırtında asılı duran nakkare dediğimiz vurmalı çalgıdır. Ellerinde bir de ney tutuyor. Kaplumbağalar yerdeki yeşillikleri yiyorlar. Bu resmin fikri nereden gelmiş olabilir diye bir görüş var. 37 yıl öncesinde Bağdat’tayken babasına yazdığı bir mektup var. Babasına diyor ki; ‘yolladığın dergiyi aldım’. Bu Fransızca bir dergi ve içinde bir makalede Koreli kaplumbağa terbiyecilerinden bahsediliyor. Bunun bir gravürü de var. Gravürde adam küçük bir davul çalıyor. Kaplumbağalar birbirlerinin üzerine oradan da bir masaya tırmanıyorlar. Bu bir fikir vermiş olabilir mi? Fakat burada öyle bir aktivite görmüyoruz. Kaplumbağalar yerdeki yeşillikleri yemekle meşguller” dedi. “Kompozisyon olarak aynı olan bir resim daha var” Tabloda düşünceli ifadeyle kaplumbağaları izleyen bir derviş figürünün bulunduğunu söyleyen Kıbrıs, “Derviş figürünü biraz açmak lazım. Osman Hamdi Bey çoğu zaman resimlerinde erkek figürü model olarak kendisini kullanmıştır. Arkadaşı Pascal Sebah’ın çektiği fotoğraflardan yararlanmıştır. Farklı giysiler içindeki fotoğraflar bunlar. Osman Hamdi Bey’in sanat yaşamında iki kaynağın yani Osmanlı mimarisi ve Osmanlı giysilerinin özellikle oryantalist resimlerinde kullanıldığını biliyoruz. Burada da derleme bir derviş giysisi söz konusu” ifadelerini kullandı. “Sırt sırta sergileniyorlar” Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi Müdürü Canan Atlığ, “Müzemizdeki Osman Hamdi Bey’e ait Kaplumbağa Terbiyecisi, namı diğer Kaplumbağalı Adam, 1907 yılında yapılmış olan ikinci versiyondur. Birinci versiyonu 1906 yılında yapılmış ve şimdi Pera Müzesi’nde; yani sırt sırta sergileniyorlar. Burada bulunan 1907 yapımlı Kaplumbağa Terbiyecisi’ndeki farklılıkların biri, kaplumbağa sayısı. Pera Müzesi’ndeki resimde 5 kaplumbağa bulunurken, bu eserde 6 tane kaplumbağa var. Aynı zamanda bir tane Çanakkale su testisi eklenmiştir. Pencerenin üstünde yer alan çini kaplama Pera Müzesi’ndekinde daha açıkken, bizimkinde daha kapalı bir şekilde görünüyor. Oradan giren ışığın da bir farklılığı var. Boyut olarak bizim eserimiz çok daha küçük. Bu da aslında oryantalist sanatçıların çalıştıkları ikinci versiyonlarda çok olağan bir durum. Bazen daha büyütür, bazen de daha küçültür. Aynı zamanda sağ üst köşede Münir Paşa’ya bir ithaf var. Osman Hamdi Bey’in imzasının yanında bulunuyor. Türkçe çeviri olarak ‘Münir Paşa’ya muhabbetle yadigar’ yazıyor. İlaveten, bu eserde Hazreti Muhammed levhası eklenmiş. Çünkü üstte bulunan çinide ‘Kalplerin şifası, sevgiliyle (Hazreti Muhammed) kavuşmaktır’ yazıyor” şeklinde konuştu. "Doğu ve Batı’yı birleştiren bir Osmanlı aydını" Osman Hamdi Bey’in tarihte önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Atlığ, “Hem ressam hem de bir Osmanlı aydını olarak oryantalist ressamlar düşünüldüğünde Batı ve Doğu’nun etkileşimi pek çok evrensel imgelemde görülüyor. Osman Hamdi Bey’in hem Fransa’da görmüş olduğu eğitim, oradaki oryantalizm ve üsluplar, aynı zamanda Doğu’daki Japon karikatürlerinde de görülen kaplumbağa terbiyecisi imgelemi burada görülüyor. Doğu ve Batı’yı birleştiren ve Doğu’nun içinden çıkmış biricik bir oryantalist diyebiliriz” diye konuştu.