DÜNYA - 07 Ocak 2025 Salı 13:23 | Son Güncelleme : 07 Ocak 2025 Salı 13:25

Çin’in Tibet Özerk Bölgesi’ni vuran depremde can kaybı 95'e yükseldi

A
A
A

Çin’in Tibet Özerk Bölgesi’ndeki Shigatse kentinde meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremde hayatını kaybedenlerin sayısı 95'e, yaralı sayısı 130'a yükseldi.

Çin’in Tibet Özerk Bölgesi’ndeki Shigatse kentinde yerel saat ile 09.05’te 10 kilometre derinlikte meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremin bilançosu ağırlaşıyor. Tibet Deprem Yardım Merkezinden yapılan açıklamada, Dingri bölgesi ve çevresinde birçok yapının yıkılması sonucu hayatını kaybedenlerin sayısının 95'e, yaralananların sayısının ise 130'a yükseldiği bildirildi. Yaklaşık bin evin hasar gördüğü aktarıldı. Bin 500'e yakın itfaiye ve kurtarma görevlisi enkaz altında mahsur kalanları ararken, 200 askerin de çalışmalara destek verdiği öğrenildi. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, mahsur kalanların kurtarılması, can kayıplarının en aza indirilmesi ve evleri hasar görenlerin yeniden yerleştirilmesi için tüm çabaların gösterilmesi talimatı verdi. Çin Başbakan Yardımcısı Zhang Guoqing, çalışmaları yönlendirmek üzere bölgeye gönderildi.

Öte yandan, deprem Nepal ve Hindistan'da da hissedilmişti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa’da Ferdi Tayfur hayranlarından lokma hayrı Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden usta sanatçı Ferdi Tayfur için Manisa’da lokma hayrı düzenlendi. Şehzadeler ilçesi 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’ndaki etkinlikte vatandaşlar bir yandan Ferdi Tayfur’un şarkılarını dinlerken bir taraftan da lokmalarını alıp dualar etti. Etkinliği organize eden eski siyasetçi ve iş adamlarından Ziraat Mühendisi Şenol Özkaya, "Bugün Manisa adına çok etkili bir etkinlik yaptığımızı düşünüyorum. Tüm Manisalıların çok sevdiği rahmetli Ferdi Tayfur’u, Ferdi ağabeyimizi bugün Manisa’dan analım dedik. Şöyle ki Ferdi Tayfur, rahmetli Manisa’da büyüğünden küçüğüne, yaşı kaç olursa olsun, ister bizim yaşlarımızda 50-55 yaşlarında ister 70 yaşında ister yeni yetişen 20 yaşında gençler. Bu şarkılarla tanışmalı. Gençler bu şarkıları tanımalı. Ferdi Tayfur evet ebediyete uğurlanmış olabilir. Ama ölümsüz bir sanatçı olduğunu bütün toplum olarak bilmeliyiz. Onun şarkıları, her toplumu ilgilendiriyordu. Her ruha dokunuyordu. Ayrıca kendi karakteri, insanlığı olmasıyla da tüm topluma örnek bir sanatçıdır. Kendisi 9 tane altın plak ödülü almış. Sayısız, yüzün üzerinde söz bestesi olan, sayısız filmlerde oynayan, aynı zamanda kitap yazan, çok değerli bir Türk sanatçısıdır. Biz burada neyi yapmaya çalıştık? Cenazesi çok kalabalıktı. Gidemeyen arkadaşlarımızla, gidemeyen yürekten onu canı pahasına sevenleri var ve bunlar eğitimli, eğitimsiz, her kültürde insanlar var. Ama özellikle sanayide çalışan insanlarımız var. Gençlerimiz var. Onlar bir işle meşgul olurken Ferdi Tayfur’un şarkılarıyla o işe motivasyon oldu. İnanın benim tanıdığım çevrede o kadar insanlar cenazeye gitmek istedi ki gidemedi. Ben de onları bir söz vermiştim. Yapacağımız bir etkinlikle dedim buyurun gelin. Biz de burada anarız, Fatiha okuruz. Onun çok güzel her ruha dokunan şarkılarını dinleriz. Böyle bir etkinliği düşündük. İnşallah bunun arkası gelir. Her şeyden önce biz Manisalılar olarak bu sanatçılarımızı yaşatmamız lazım. Aynı şekilde rahmetli olan Müslüm Gürses’i, o da çok değerli. Burada bütün ebediyete uğurlanmış değerlerimizi anmak istiyorum. Böyle bir etkinliğimiz oldu" dedi. Elinde sanatçının fotoğraflarıyla ’Ferdi Baba’ tezahüratı yapan Cemil Akkan, "Babalar ölmez. Ferdi Baba, Müslüm Baba bunlar bir daha Türkiye’ye gelmeyecek sanatçılardır. Bunları yeri doldurulmaz. Manisa doğumluyum. Biz bu mirası babalarımızdan aldık çocuklarımıza bırakacağız. Yer doldurulamayacak bir sanatçıydı. Allah gani gani rahmet eylesin. Nur içinde yatsın" diye konuştu. Ferdi Tayfur’un tüm şarkılarını albümlerine ve çıktığı yıla kadar ezbere bilen bir başka Ferdi Tayfur hayranı Hasan Horasancıoğlu ise, "Çocukluğumdan beri dinliyorum. Plakları var. 1995 yılında hayranlığım başladı ve devam ediyor. Cenazesine gidemedim ama gönlüm oradaydı. O yüzden buraya geldim. İnşallah mezarını ziyarete gideceğim. Bir daha böyle sanatçı gelmez. 30 yıldan fazladır dinliyorum onun gibisi gelmedi gelmez de. Büyük bir değerimizdi o da gitti" dedi.
Kayseri Bu mahalle tarih kokuyor Kayseri-Sivas yolu üzerinde bulunan halk arasında ’Mancusun’ olarak bilinen Yeşilyurt Mahallesi; taş evlerinden dar sokaklarına, kuşluklarından yer altı şehirleriyle tarih kokuyor. Mahalleye girişten itibaren tarihi yapılar dikkat çekerken, tepe üzerindeki sağlı sollu kuşluklar da gelen vatandaşları karşılıyor. Melikgazi İlçesine bağlı Yeşilyurt mahallesi, tarihi dokusuyla ön plana çıkıyor. 1950’li yıllarda yapılan taş yapıların üzerindeki yazılar, evlerin duvarlarında bulunan değişik desenli güneşlikler ve dar sokakları tarihi bir hava oluşturuyor. Mahallenin özelliği hakkında bilgiler veren Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Kayseri İl Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy, "Hemen hemen Kayseri’ye 15 kilometre mesafede bir mahalle. Yeni ismiyle Yeşilyurt, eski ismiyle Mancusun fakat halk arasında kullanılan ismi Mancusun. Burası aslında Koramaz Vadisi’ne paralel olan, Gesi’nin içinden devam eden iki vadinin birleştiği kısımda olan bir yerleşim yeri. Dolayısıyla iki sert vadinin birleşme yerinde olmasından dolayı geçmişte sel felaketi yaşanmış. Etrafta görmüş olduğumuz yapıların çoğu taş yapılar. Çünkü etrafındaki platolarda oldukça fazla taş ocağı var. Yukarıda kesilen taşlar, aşağıda yapı olarak kullanılmış. Mahalleleri geleneksel Gesi, Ağırnas Mahalleleri dokusunu göstermekte. Fazlaca kuşluklar var. Özellikle güney yamaçlarda Erciyes’i görecek şekilde boydan boya kuşluklar görüyoruz. Yine Gesi, Ağırnas, Turan gibi mahallelerde görmüş olduğumuz kuş evleri burada da son derece hakim. Zaman içerisinde tabi terk edilmiş ama yapı olarak neredeyse birebir aynı olduğunu görebiliriz" dedi. Mahallede akademik çalışmalar da yapıldı Kayseri’deki üniversiteler tarafından Yeşilyurt mahallesinin tarihi ile ilgili projeler de yapıldığını aktaran Prof. Dr. Özsoy, "Mancusun’un yer üstü kadar yer altı yapıları da önemli. Çünkü bu da geleneksel bu bölge için. Çok fazla yer altı yapısı görmemiz, yer altı şehri görmemiz mümkün. Tabi bu doku Kapadokya’ya benzer özellik göstermekte. Evlerin üstten bağlantısı olmasa da alttan veya yandan diğer evlere bağlantısı olduğunu görüyoruz. ’Kültürel Peyzaj’ kavramının son zamanlarda kullanılmaya başlamasıyla bu gibi yerleşim yerleri akademik açıdan da son derece ilgi kaynağı oldu. Şehrimizdeki üniversitelerden bir bölümü bölgeyi çalıştı. Proje olarak gördüğümüz tüm sokakları, çatıları, ayakta kalan tüm yapılar işlendi" ifadelerini kullandı.