Yerel Haberler
Trabzon
Emrah Eren: "Türk futbolunda liyakat sorunu var" 17 Kasım 2024 Pazar - 13:19:00 Trabzonspor’un eski futbolcusu Emrah Eren, bordo-mavili kulübün değerinin, formasını giydiği diğer takımların çok üzerinde olduğunu söyledi. Eren, Türk futbolunda liyakat sorununun olduğunu vurgulayarak, Trabzon’a giden her oyuncunun formanın hakkını vermesi gerektiğini belirtti. Trabzonspor’da 2003-2006 yılları arasında forma giyen ve 83 maça çıkan Emrah Eren, Süper Lig’de Konyaspor, Giresunspor, Galatasaray, Denizlispor, Gaziantepspor, Malatyaspor, Adanaspor, İstanbulspor, Kocaelispor, Çaykur Rizespor ve Akhisar gibi kulüplerde 450’nin üzerinde maça çıktı. Eren, 61 Derece Dergisi’nin ikinci sayısına verdiği röportajda kariyeri ve Trabzonspor ile ilgili açıklamalarda bulundu. "Trabzonspor’un değeri diğer kulüplerin üzerinde" Bordo-mavili kulübün kendisi ve ailesi için her zaman diğer kulüplerin üzerinde bir değere sahip olduğunu belirten Emrah Eren, "Forma giydiğim her kulüpten çok şey öğrendim ve hepsinin benim için ayrı bir yeri var. Tabiri caizse, her birinin sayesinde ailemize ekmek götürdük, bu yüzden sonsuz saygım ve sevgim var. Ancak Trabzonspor’un benim için değeri, diğer kulüplerin çok üzerinde" dedi. Futbol kariyerinde önemli başarılar elde ettiğini belirten Eren, "Şükürler olsun ki Türkiye’de şampiyonluk yaşamış takımlarda da, alt sıralarda mücadele eden takımlarda da oynama fırsatım oldu. Allah bana özel yetenekler verdi. Kanat oyuncusu olarak süratliydim, adam geçme yeteneğim yüksekti ve orta yapabilme kabiliyetim vardı. Bu yeteneklerimi sahada kullanma şansım oldu. Ancak kariyerimde çok sık ağır sakatlıklarla karşılaştım. Trabzonspor’da üç kez A Milli Takıma çağırıldım ama her seferinde sakatlık yaşadım. Yurt dışından transfer tekliflerim oldu ama bazen yanlış kararlar verdim. Sonuç olarak, iyi işler yaptığımızı düşünüyorum. Allah’a şükürler olsun ki, o kulüplerden talep gördük" ifadelerini kullandı. "İyi ki Trabzonsporlu Emrah Eren olmuşum" Galatasaray’da kötü bir tecrübe yaşadığını vurgulayan Emrah Eren, "UEFA kupasını kazanan Galatasaray takımında genç yaşta gittiğim için yer bulamamıştım, bu da benim için kötü bir tecrübe oldu. Fuat Hoca, beni geleceğe yönelik planları doğrultusunda takımda görmek istiyordu ama ben kulübede oturmayı asla kabullenemeyen bir oyuncuydum. Bu nedenle, sözleşme uzatılacağı zaman Galatasaray’dan ayrılıp Kocaelispor’a imza attım. Kocaelispor o dönemde çok iyi bir takımdı ve burada müthiş bir sezon geçirdim. İki kez Avrupa karmasına seçildim. Sezon sonunda Trabzonspor ve Fenerbahçe benimle ilgilendi. Galatasaray’daki tecrübelerimden dolayı Fenerbahçe’ye gitmekten korkuyordum. Trabzonspor’a gitmekten de endişeliydim. Eski Trabzonspor oyuncularının kaybettikleri maçların ardından yaşadıkları zorlukları duymuştum ve taraftarın tepkisinden korkuyordum. Ama sonra Trabzonspor’un bana karşı olan samimiyetini ve beni ne kadar istediğini gördüm. O dönemde Özkan Hoca’nın başkanlığında Trabzonspor’a imza attım. İyi ki de atmışım; iyi ki Trabzonsporlu Emrah olmuşum" diye konuştu. "Trabzonspor’u o kadar sevdik ki" Trabzonspor’da iki sezon geçirdikten sonra sözleşmesinin bittiğini söyleyen Emrah Eren, o dönemde kontrat yenileme görüşmeleri yapacaklarını belirterek, "Ancak rahmetli Özkan Sümer’in ardından yeni bir yönetim gelmişti. İsimlerini vermek istemiyorum ama o yönetim bana göre tecrübesizdi ve yetersizdi. Bu durum beni gerçekten çok kırdı. Trabzonspor’da kalmak isteyen biri olarak çok zorlu bir dönem geçirdim. O sırada Galatasaray beni sürekli arıyordu, telefonlarım hiç susmuyordu. Yurt dışından da teklifler geliyordu ama ben Trabzonspor’da kalmak istiyordum. Fakat iki yönetici beni gerçekten çok kırdı ve o yüzden o gün sinirle Galatasaray’a gitmek için harekete geçtim" şeklinde konuştu. "Trabzon’da formanın hakkını vereceksin" "Trabzonspor’a gelirken, ilk duyduğum şeylerden biri, Trabzon’da mağlup olduğunuzda dışarı çıkmanın zor olduğuydu" diyen Emrah Eren, "Ama ben Trabzon’a gittiğimde, insanların gerçekten sahada formanın hakkını verdiğinizde sizi ne kadar sevdiğini deneyimledim. Orada kendimi aileden biri gibi hissettim. Trabzonspor taraftarı benim için bambaşka; gerçekten benim ailem gibidir. Bir yere gittiğimde, biri ’Galatasaraylı Emrah’ dediğinde, hemen kızan Trabzonsporlu taraftarlar olurdu. Onlar beni ’Trabzonsporlu Emrah’ olarak gördüler ve bu benim için çok büyük bir duygu. Yıllar geçmesine rağmen, ben Trabzonspor’dan ayrıldığımda bile bu sevgiyi hissetmek, onların bizi ailelerinden biri gibi görmesinden kaynaklanıyor. Onlar bizi ne kadar seviyorsa, biz de onları o kadar seviyoruz" ifadelerini kullandı. "Trabzonspor ikinci yarıdan sonra iyi bir ivme yakalayacaktır" Trabzonspor’u takip ettiğini belirten Emrah Eren, "Trabzonspor’un bu sezon bazı maçlarını izledim, özellikle Beşiktaş maçını. Açıkçası, oyunu pek beğenmedim ve oyuncu performanslarını da çok iyi bulmadım. Ancak, Şenol Hoca’nın geldiği ilk maçta yaşananları dikkate alarak, onun çok başarılı olacağına inanıyorum. Şenol Hoca, Trabzonspor’da bunu defalarca kanıtladı. Hüseyin Çimşir, bizim futbolcu arkadaşlarımızdan biri. Onun da antrenörlük ve teknik direktörlükte büyük tecrübeleri var. Bu nedenle, Trabzonspor’a önemli katkılarda bulunacağına inanıyorum. Özellikle ikinci yarıdan sonra takımın iyi bir ivme yakalayacağını düşünüyorum, ancak bazı eksikliklerin olduğunu da belirtmeliyim" dedi. "Teknik direktörlük konusunda hiç bir beklentim yok" Emrah Eren, teknik direktörlük hedefleriyle ilgili ise şunları söyledi: "Antrenörlük kurslarına gidiyorum, en son UEFA kursuna katıldım. Bu kursta gelecekle ilgili planlarımı paylaştım. Arkadaşlarımın ve eğitimcilerin önünde, ’Ben gelecekte şunu, şunu, şunu yapmak istiyorum,’ dedim. İnanın, oradaki eğitimciler bile açıklamalarımdan etkilenmişti. Antrenörlerin bile atandığı bir ülkede benim antrenörlükten ve teknik direktörlükten hiç bir beklentim yok. Sistem değişirse, liyakatli insanlar bir yerlere gelirse, o zaman ben bu ülkede antrenörlük veya teknik direktörlük yapmak için elimden geleni yaparım ve tecrübelerimi genç arkadaşlarıma aktarmaya çalışırım. Ama şu an, dürüst bir şekilde, hak ederek başarılı olma şansımız yok. Kapıların çoğunun kapalı olduğunu görüyoruz. Şu anda Süper Lig’de veya 1. Lig’deki takımlara baktığımda, açıkçası antrenörlükten çok fazla beklentim yok." "Ülkemizde liyakat sorunu var" Tecrübeli futbolcuların teknik direktörlük teklifi almasının zor olduğuna vurgu yapan Emrah Eren, sözlerini şöyle tamamladı: "Süper Lig’de uzun yıllar oynamış biri olarak, benim gibi tecrübeli futbolcuların teknik direktörlük teklifleri alması oldukça zor. Sonrasında çok kısa bir dönem Ispartaspor’da çalıştım ama Türkiye’deki şartlar nedeniyle bu da yeterli olmadı. Liyakatin maalesef futbol dünyasında eksik olduğunu düşünüyorum. Özellikle arkanızda bir güç varsa, bu işte bir yere gelebiliyorsunuz; aksi takdirde dünyanın en iyi teknik direktörü değilseniz bu işin dışında kalabiliyorsunuz. Futboldan gelecek bir şeye fazla ihtiyacımız yok ama yıllarca emek vermiş futbolcuların bu şekilde dışarıda kalması üzücü. Türk futbolunun durumu ortada. Örneğin, Türk milli takımında oynayan 10 oyuncudan 8’i yurt dışından. Türkiye’de 80 milyondan yeterince futbolcu çıkmıyor. 3-4 milyon içinden futbolcu çıkıyor. Çünkü onları yetiştirenlerde liyakat var."
17 Kasım 2024 Pazar - 11:09 "Karadeniz çevresindeki ülkelerin atıklarıyla kirletiliyor" Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri Fakültesi Prof. Dr. Coşkun Erüz, Karadeniz’in çevre ülkelerin atıklarıyla kirlendiğini belirterek, “Yılda yaklaşık 8 milyon ton plastik atık denizlere ve okyanuslara dökülüyor. Şu anda tam net bir bilgi yok ama 100 bin tonu bulan bir rakam da Karadeniz’e boşalıyor. Dolayısıyla bu hızla artan kirleticiler denizi hem fiziksel olarak kirletiyor hem kimyasal hem de biyolojik yapıyı değiştiriyor” dedi. Karadeniz, çevresindeki ülkelerden her yıl gelen yaklaşık 100 bin ton atıkla giderek kirleniyor. Katı atık ve mikroplastikler ile yoğun bir kirlilik tehdidi altında bulunan Karadeniz’de balık popülasyonu da etkileniyor. Konuyla ilgili Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri Fakültesi Prof. Dr. Coşkun Erüz, Karadeniz’in bir iç deniz olduğunu belirterek, “Avrupa ve Asya’nın arasında sıkışmış bir iç deniz. Çevresindeki ülkelerin direk nehirlerinden ve karalardan direk boşaltılan atıklarla kirlenen bir deniz. Uzun yıllardır kirliliğe maruz kalan bir deniz. Çevre ülke hirlerden su girdisi olan Karadeniz bu ülkelerin atıklarıyla kirleniyor” diye konuştu. Yaklaşık 100 bir ton plastik atığın Karadeniz’e boşaldığını dile getiren Erüz, “1960’lardan 2000’lere kadar olan endüstriyel gelişmenin getirdiği büyük bir kirlilik yükü söz konusuydu ama ondan sonra işte Avrupa Birliği’nin uygulamaları, bizim ve diğer ülkelerin de uyumuyla birlikte endüstriyel kirleticiler azalmakla birlikte, yani fabrikasyon ve diğer etkilerle kirlilik azaldı. Son yıllarda artan petrol taşımacılığı kaynaklı olan petrol kirliliği Karadeniz’de etkin ama şu anda en çok etkili olan ve hızla artan plastik kirliliği. Bu plastikler dediğimiz işte bizim poşetimiz işte pet şişelerimiz gibi diğer plastik malzemeler olabileceği gibi örneğin bir kremin içerisinde bulunanlardan başlayıp daha büyük boyuta kadar giden mikro plastik dediğimiz gözle görülen ya da gözle göremeyen boyuttaki plastiğin küçük parçacıkları da yoğun bir şekilde hem atmosferden hem nehirlerden hem de karalardan denize boşalıyor. Her yıl çok hızlı bir şekilde bu oran artıyor. Yılda yaklaşık 8 milyon ton plastik atık denizlere ve okyanuslara dökülüyor. Şu anda tam net bir bilgi yok ama 100 bin tonu bulan bir rakam da Karadeniz’e boşalıyor. Dolayısıyla bu hızla artan kirleticiler denizi hem fiziksel olarak kirletiyor hem kimyasal hem de biyolojik yapıyı değiştiriyor. Taşıyıcı olan görevi gördüğü için bazen işte istenmeyen organizmaların bir bölgeden bölgeye taşınmasında da taşıyıcı rolü oynuyor. Dolayısıyla bu anlamda biyolojik olarak da ortamdaki ekosistemi olumsuz yönde etkileyen bir durum var. Bu anlamda baktığımızda Karadeniz evet insan etkisiyle hızlı bir şekilde maalesef kirleniyor. Bu kirlenen denizden biz hamsi palamut gibi balıklarımızı avladığımız bir deniz. Dolayısıyla kirlettiğimiz deniz aslında nihayetinde dönüp dolaşıp bize besin olarak geri dönüyor. Kirliliğe neden olan insanoğlu kirliliği azaltması gereken de yine insanoğlu” şeklinde konuştu. “Kirliliğin balık popülasyonu ve varlığı üzerinde bir büyük etkisi var” Karadeniz’deki kirliliğinin balık popülasyonu da etkilediğini kaydeden Erüz, “Fiziksel, kimyasal, biyolojik kirlilik o bölgede yaşayan balık popülasyonunu mutlaka etkiler. Özellikle bu kıyı dolguları ile birlikte balıkların yaşadığı kırsal bölgeler çok büyük tahribat var. Sığ su balıklarının yaşam ortamının ortadan kaldırılması büyük bir sıkıntı. Plastik ve diğer kirleticilerin denizdeki varlığı denizde bulunan canlıların etkilenmesine sebep olmaktadır. Örneğin palamut sadece Karadeniz’de yaşamıyor. Akdeniz, Ege’de de yaşıyor ve oradan Karadeniz’e göçüp geri gidiyor. Yine aynı şekilde lüfer benzer bir davranış gösteriyor. Hamsi Karadeniz içerisinde tur atıyor. Kuzeyden kirli bir bölgeye denk gelirse yumurtladığı bölgede kirliliğe maruz gelirse yumurtlama oranı azalıyor. Beslendiği dönemde ortamda bir kirliliğe bağlı besin azalması söz konusuysa o da ondan etkileniyor. Dolayısıyla kirlilik mutlaka balık popülasyonu etkiliyor ama kirliliğe bağlı ne kadar popülasyon değişti, küresel ısınmaya veya sıcaklık artışı ne kadar etkiliyor anlamında söylemek çok kolay değil. Detaylı bir çalışma gerektiriyor. Kirliliğin balık popülasyonu ve varlığı üzerinde bir büyük etkisi var. Balıkların özellikle belli türlerin daha baskın hale gelip bazı türlerin ise yavaş yavaş ortadan kalkma riski olduğunu söylemek mümkün” ifadelerini kullandı. Erüz, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Deniz İzleme Programı kapsamında TÜBİTAK MAM tarafından yapılan mevsimsel izleme ölçümlerinde Trabzon kıyılarında su kalitesi orta ve kötü sınıf olarak belirlendiğini belirterek, bölgenin en kirli sularının bulunduğu Trabzon’da hem akarsu hem de kanalizasyonlardan kaynaklanan kirliliğinin kontrol altına alınması gerektiğini söyledi.
Of’ta, 150 yıllık gelenek bozulmadı
02 Nisan 2024 Salı - 15:49 Of’ta, 150 yıllık gelenek bozulmadı Trabzon’da 150 yıldır aynı ailenin yönettiği Of ilçesinde gelenek bozulmadı. 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nde oyların çoğunluğunu olan Salim Salih Sarialioğlu ilçede güven tazeledi. Türkiye’de hiç olmayan bir özelliği ile dikkat çeken Trabzon’un Of ilçesinde 150 yıllık belediye başkanlığı geleneği bozulmadı. 1874 yılında kurulan Of Belediyesi’nde Sarıalizade Ömer Lütfü Bey’in 52 yıl süren belediye başkanlığı görevinin ardından ilçe belediyesi hep ‘Saral’ ailesi tarafından yönetildi. İlçede 14 kez belediye başkanlarının isimleri değişse de soyadı hep aynı kaldı. 150 yıldır bozulmayan gelenekte ilçede 30 Mart 2014 yerel seçimlerinden sonra belediye başkanlığı görevini sürdüren Salim Salih Sarıalioğlu AK Parti’den tekrar Cumhur İttifakı adayı gösterildi. 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nde Sarıalioğlu’nun rakiplerinin çoğunluğu ’Saral’ soy isimli adaylar oluştu. Cumhuriyet Halk Partisi’nden Halil Saral, Yeniden Refah Partisi’nden Güngör Saral, Saadet Partisi’nden ise Mustafa Saral belediye başkanlığına aday gösterildi. 2014 yılından bu yana iki dönem belediye başkanlığına seçilen Sarıalioğlu, 31 Mart yerel seçimlerinde üçüncü kez belediye başkanlığına seçildi. “Ofluların kararı bu yönde oldu” Üçüncü kez vatandaşların kendisini başkan olarak seçtiğini belirten Başkan Sarıalioğlu, “1874’de ilçemiz belediye oldu. Belediye olduğu tarihten günümüze de yine bizim ailenin mensubu olarak seçilmiş olduk. Of halkının büyük bir teveccühü ile yolumuza devam ediyoruz. Çok fazla söylenecek bir şey yok. Gelenek bozulmadı. 1874-2024, 150 yıl. Rabbim hayırlısını nasip etsin. Ofluların teveccühü bu yönde tecelli etti. Bizlere bu görevi layık gören tüm Oflu hemşerilerime teşekkür ediyorum. Oflu hemşerilerimin hizmetinde 10 yıl belediye başkanlığı görevini yaptım ama bu ilçede doğmuş büyümüş birisiyim. Üniversiteyi Trabzon’da okuduktan sonra Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde 4,5 yıl çalıştıktan sonra memleketimize geri döndük. O tarihten bu yana buradayım. 18 yıl fen işleri müdürlüğünde görev yaptım. 10 yılda belediye başkanlığı yaptım. Sayın Cumhurbaşkanımızın tekrar AK Parti Cumhur İttifakı adayı olarak bizi gösterdi. Bunun neticesinde Oflu vatandaşlarımızın yüksek bir oranda teveccühü ile tekrar belediye başkanı seçilmiş durumdayım. İşimiz çok Of’a sözümüz yapacak çok işimiz var diyorum. Türkiye Yüzyılı’nda Of’u hak ettiği yere Oflularla birlikte taşıyacağız inşallah” dedi.
Prof. Dr. Tevfik Özlü: “Sigara akciğer kanseri riskini 30 kata kadar artırıyor”
02 Nisan 2024 Salı - 14:09 Prof. Dr. Tevfik Özlü: “Sigara akciğer kanseri riskini 30 kata kadar artırıyor” Akciğer kanserinin dünyada kanser ölümlerinde erkeklerde birinci, kadınlarda ise ikinci neden olduğunu belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Akciğer kanserlerinin yüzde 90’ının nedeni sigara içilmesidir. Uzun süre sigara içen kişilerde, ömür boyu sigara içmeyenlerle karşılaştırıldığında akciğer kanseri riski 10 ila 30 kat arasında fazladır” dedi. Medical Park Karadeniz Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası dolayısıyla akciğer kanseri hakkında açıklamalarda bulundu. Akciğer kanserinin ölümcül bir kanser türü olduğunu dile getiren Prof. Dr. Özlü, “Akciğer kanseri, dünyada kanser ölümlerinde erkeklerde birinci, kadınlarda ise ikinci nedendir. Dünya çapında akciğer kanseri 2018 yılında yaklaşık 2,1 milyon hastada görülmüştür ve tahmini 1,8 milyon ölüme neden olmuştur” diye konuştu. “Akciğer kanseri önlenebilen bir hastalıktır” Bu kadar ölümcül bir hastalık olmasına rağmen, akciğer kanserinin önlenebilir bir hastalık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özlü, “Akciğer kanserlerinin yüzde 90’ının nedeni sigara içilmesidir. Uzun süre sigara içen kişilerde, ömür boyu sigara içmeyenlerle karşılaştırıldığında akciğer kanseri riski 10 ila 30 kat arasında fazladır. Sigara ile akciğer kanseri arasında doğrusal bir ilişki vardır. Sigaraya ne kadar erken yaşta başlanırsa, ne kadar uzun süre sigara içilirse, günde içilen sigara sayısı ne kadar fazla ise akciğer kanseri gelişme riski o oranda artar. Bu nedenle akciğer kanseri bir nevi ‘parayla satın alınan’ bir hastalıktır. Eğer yıllarca satın alarak sigara içmeye devam ederseniz, siz de bir gün ansızın akciğer kanserine yakalanabilirsiniz. Bu hastalığı satın almak için yıllar boyu büfeye, markete ödeyeceğiniz bedel oldukça yüksek olsa da, sağlığınızın bedeli asla parayla alınamaz” şeklinde konuştu. “Sigarayı bırakan yetişkinler, bıraktıkları yaşa bağlı olarak 6-10 yıl artı yaşam beklentisi kazanmaktadır” Sigarayı bırakanlarda kanser riskinin azaldığını vurgulayan Prof. Dr. Özlü, “Uzun yıllar sigara içip sigarayı bırakanların, şu anda sigara içenlere kıyasla akciğer kanseri riskinde yüzde 80-90 oranında azalma olmaktadır. Sigarayı bırakan yetişkinler, sigarayı bıraktıkları yaşa bağlı olarak 6-10 yıl artı yaşam beklentisi kazanmaktadır. Sigarayı en az yüzde 50 oranında azaltanlarda ise akciğer kanseri riski yüzde 27 oranında azalmaktadır. Unutmayalım, sadece sigara kullanmamakla akciğer kanserinden yüzde 90 oranda korunmuş olursunuz” ifadelerini kullandı. “Ailenizde kanser öyküsü varsa dikkat edin” Akciğer kanserine neden olan diğer faktörlerden de bahseden Prof. Dr. Özlü, “Eğer 15 yıldan fazla süredir sigara içiyorsanız, 55 yaşın üzerinde iseniz, ailenizde kanser öyküsü varsa sizde akciğer kanseri riskiniz yüksektir. Asbest, radon, pişirme/ısıtma amaçlı iç ortamda biyo-yakıtların kullanılması, atmosfer havası kirliliği, dizel egzoz dumanı, genetik faktörler, KOAH tanısı, akciğer sertleşmesi de akciğer kanseri riskini artıran diğer faktörlerdir” dedi. Akciğer kanserinin belirtilerine değinen Prof. Dr. Özlü, “Öksürük, balgam çıkarma, nefes darlığı, hırıltılı sonumu, balgamda kan gelmesi, halsizlik, kilo kaybı gibi semptomlardır. Bu semptomlardan birkaçı sizde varsa, hemen göğüs hastalıkları uzmanına başvurun. Erken tanı, akciğer kanserlerinde tedavi ve iyileşme oranını çok artırır” bilgisini paylaştı.
Trabzonspor dış saha performansını toparlamak istiyor
02 Nisan 2024 Salı - 10:27 Trabzonspor dış saha performansını toparlamak istiyor Trendyol Süper Lig’in 31. haftasında deplasmanda Konyaspor ile karşılaşacak olan Trabzonspor, dış saha performansını toparlamayı hedefliyor. Bordo-mavililer, Teknik Direktör Abdullah Avcı yönetiminde deplasmanda 18, iç sahada ise 19 puan topladı. Bu sezon inişli-çıkışlı bir grafik sergileyen Trabzonspor, hem iç sahada hem dış sahada istikrar arıyor. Deplasmanda oynadığı son 5 maçta 1 galibiyet, 1 beraberlik ve 3 mağlubiyet elde eden bordo-mavililer, Konyaspor karşısında 3 puanı hedefliyor. Son 8 sezonun en fazla mağlubiyetini aldı Bordo-mavililer, 2023-2024 sezonuna Teknik Direktör Nenad Bjelica yönetiminde başlamış, daha sonra Abdullah Avcı’yı göreve getirmişti. Bu sezon Hırvat çalıştırıcı ile 8, Avcı ile 22 maç oynayan Karadeniz ekibi, toplamda 30 müsabakada 15 galibiyet, 4 beraberlik ve 11 mağlubiyet elde ederek, son 8 sezonun en çok mağlubiyetini aldı. Bjelica dönemi Trabzonspor, Hırvat çalıştırıcı ile bu sezon oynadığı 8 karşılaşmada 4 galibiyet, 4 mağlubiyet yaşadı. İç sahada 3, dış sahada ise 1 galibiyet alan Nenad Bjelica idaresindeki Karadeniz ekibi, konuk olduğu karşılaşmalarda 3 puan alırken, iç sahada ise 9 puan toplayabildi. Avcı dönemi Trabzonspor Teknik Direktör Abdullah Avcı döneminde ise bu sezon 22 maç oynadı. Söz konusu maçlarda 11 galibiyet, 4 berberlik ve 7 mağlubiyet aldı. İç sahada oynanan 11 maçta 6 galibiyet, 1 beraberlik ve 4 mağlubiyetle 19 puan kazanan Avcı, deplasmanda ise 5 galibiyet, 3’er beraberlik ve mağlubiyetle 18 puanı hanesine yazdırdı. Milli ara sonrası Konyaspor ile deplasmanda karşılaşacak olan Trabzonspor, Abdullah Avcı ile dış saha performansını toparlamayı hedefliyor.
Trabzonspor’dan PFDK sevklerine sert tepki
01 Nisan 2024 Pazartesi - 17:12 Trabzonspor’dan PFDK sevklerine sert tepki Trabzonspor, Fenerbahçe ile oynanan olaylı maçın ardından bugün açıklanan PFDK sevkleri ile ilgili ’Yolun Sonu’ başlıklı bir açıklama metni yayımladı. Bordo-mavililerin resmi sosyal medya hesabından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: "Türkiye Futbol Federasyonu tarafından Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na yapılan sevkler; korkunun, baskı altında ezilmelerin, utanma duygusunun ortadan kalktığının ispatı, ahlaksızlığın da zirvesidir. Fenerbahçeli iki futbolcu Osayi Samuel ve Jayden Oosterwolde’nin milyonlarca insanın gözü önünde taraftarlarımıza yönelik ‘saldırısını’ sanki hiç yaşanmamış gibi görmezden gelen TFF; söz konusu oyuncuları bu eylemden değil de ‘kavgaya karışmak’ suçundan PFDK’ya sevk ederek daha az ceza almalarını sağlamıştır. TFF başka bir kanunsuzluğun altına da imza atarak taraftarımıza tekme atan Mert Müldür ve Michy Batshuayi’yi sevk etmeye gerek olmadığına karar verip, profesyonel bir oyuncunun saha içinde şiddete başvurmasını, Türkiye’de meşru kılmış ve hatta özendirmiştir. Türk futbolunun yeniden hak ettiği saygınlığa, adil ve dürüst rekabet ortamına geri dönmeye, dünya nezdinde kaybettiği itibarını geri kazanmaya acilen ihtiyacı vardır. Kulübümüz bu korkak, iradesiz ve aldığı kararlarla Türk futbolunun geleceğini dönüşü olmayan bir noktaya taşımakta olan taraflı yapının devam etmesine razı değildir. Başta Mehmet Büyükekşi olmak üzere kanun ve kural tanımayan bu yapının bugünden tezi yok görevi bırakmasını talep ediyoruz."
Trabzon AK Parti’nin büyükşehirlerdeki kalesi oldu
01 Nisan 2024 Pazartesi - 15:14 Trabzon AK Parti’nin büyükşehirlerdeki kalesi oldu 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinde resmi olmayan sonuçlara göre AK Parti’nin Büyükşehir Belediyeleri arasında en yüksek oy oranına sahip olduğu il Trabzon oldu. 2009 yerel seçimlerinde sonra AK Parti’nin adeta kalesi haline gelen Trabzon, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimlerinde de birinci çıktı. Resmi olmayan sonuçlara göre AK Parti’nin Büyükşehir Belediyeleri arasında en yüksek oy oranına sahip olduğu il Trabzon oldu. Birinci sırada yüzde 51,48 oy oranı ile yer alan Trabzon’u ikinci sırada yüzde 50,42 oy oranı ile Erzurum takip etti. Bir önceki seçime göre Büyükşehir’deki oy oranını düşüren AK Parti’de Trabzon İl Başkanlığı basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan AK Parti Trabzon İl Başkanı Sezgin Mumcu, son iki aylık süreçte tüm Trabzon’u ve tüm hemşerilerini ziyaret ederek bir araya geldiklerini belirterek, “Neticede bizlere layık gördüğünüz görevleri sandıklar aracılığı ile teslim ettiniz ve bizler de önümüzdeki bu süreçte AK Parti olarak tüm belediye başkanlarımız ile bu görevi Trabzon’umuza yakışır bir şekilde yerine getirmek için yılmadan mücadelemize devam edecek eksiklerimizi tamamlayacağız. Partimizin organlarında bu seçimin neticelerini açık yüreklilikle değerlendirecek ve öz eleştirimizi yapacağız. Her zaman olduğu gibi demokrasinin ve milletin yanında yer alarak, milletimizin iradesinin üzerinde güç tanımıyoruz. Trabzonlu hemşerilerimin kararına saygı duyacak ve Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da belirttiği gibi milletimizin sandıkta verdiği mesajları en isabetli şekilde akıl ve vicdan terazimizde tartarak gerekli adımları atacağız. Trabzon’umuzun önünde değerli bir süreç var ve bu süreci Trabzon’un ve Trabzonluların menfaatine kullanmak için çaba göstereceğiz” dedi. “Halkımızın iradesi sorgulanamaz” Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçilen Ahmet Metin Genç ise, en saygıdeğer iradenin halkın dün sandığa yansıttığı irade olduğunu dile getirerek, “Şehrimizde de ülkemizde olduğu gibi 1-2 küçük müessif olay dışında demokrasimiz bu seçimle birlikte kendisini bir kez daha göstermiştir. O nedenle yarışan adaylar başta olmak üzere bütün adaylar bütün siyasi partiler bu huzur ve sükûnet ortamında demokrasinin tecellisine katkı sağlayan herkese teşekkürlerimizi ifade etmek istiyorum. Cumhurbaşkanımıza verdiğimiz söz ile birlikte dün itibariyle vücut bulmuştur. Trabzonluların yarıdan fazlası Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na bize layık görmüştür. Bundan dolayı bu şehrin evladı olarak bu şehre yöneticilik yapan birisi olarak mutluyum. Halkımızın iradesi sorgulanamaz. En saygıdeğer irade halkın dün sandığa yansıttığı iradedir. Kesinlikle sorgulanamaz. Ancak bu iradenin bazı ilçelerimizde veya partimizdeki bazı teşkilatlarımızda, meclis üyeliklerinde lehimize tezahür etmemesi konusunu da siyasi parti anlayışının gereği olarak hepimiz el ele verip inceleyeceğiz. Çünkü yeni döneme ait adımlarımızı da bu iradeyi değerlendirerek atmak durumundayız” şeklinde konuştu. Adil Karaismailoğlu: “Daha iyi sonuç alınabilirdi” AK Parti Trabzon Milletvekili Adil Karaismailoğlu da, Trabzon’da yüzde 51,50 oy oranı ile açık ara AK Parti’nin birinci olduğunu kaydederek, “En yakın rakibine 23 puanın üzerinde bir fark atmıştır. Daha iyi sonuç alınabilirdi. Ama Türkiye geneline baktığımızda Trabzon’da çok başarılı bir sonuç aldık” diye konuştu. Milletvekili Koç: “Gönlüm biraz kırık kaldı” AK Parti Trabzon Milletvekili Vehbi Koç ise, Trabzon’da çok güzel bir seçim kampanyası geçirdiklerini dile getirerek, “Sonuçta arzu ettiğimiz başarıyı Büyükşehir bazında yakalamış olsak bile açık konuşmak gerekirse benim gönlüm biraz kırık kaldı. Tahmin etmediğim ilçeler bazında bazı sonuçlar aldık. Ama Trabzon halkının kararıdır. Saygı duyuyoruz. Ahmet başkanımı tebrik ediyorum. Cumhurbaşkanımıza verilmiş sözü vardı. Trabzon’u Türkiye birinci yapmak. An itibariyle büyükşehirlerde 51,48 ile Trabzon Türkiye birincisi” ifadelerini kullandı. Yılmaz Büyükaydın: “Her seçimden bir ders almak lazım” AK Parti Trabzon Milletvekili Yılmaz Büyükaydın, eksiklikleri parti içerisinde değerlendireceklerini belirterek, “Her seçimden bir ders almak lazım. Bizde mutlaka eksikliklerimiz var. Oturup eksikliklerimizi parti içerisinde gerekli şekilde değerlendireceğiz. Kazandığımız ve kaybettiğimiz iller ve ilçeler oldu. Ama buradan sonuçlara baktığımız zaman mutlaka dersler çıkartarak yolumuza devam edeceğiz. Büyükşehir’de aldığımız oy oranı için halkımıza teşekkür ediyoruz. İlçelerimiz bazılarında ufak kayıplar yaşadık ama bunlar mutlaka telafi edilecek kayıplardır” dedi.
Çocuğunuzda bu belirtiler varsa hemen harekete geçin
01 Nisan 2024 Pazartesi - 13:03 Çocuğunuzda bu belirtiler varsa hemen harekete geçin Özel İmperial Hastanesi Çocuk-Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim üyesi Canan İnce Börekci, ‘Otizm Farkındalık Ayı’ dolayısıyla yaptığı açıklamada otizmin sosyal-iletişimsel alanlarda yetersizlikler, sınırlı ilgi alanları ve tekrarlayan davranışlar ile seyreden bir bozukluk olduğunu belirtti. 2008 yılında Birleşmiş Milletler tarafından tüm dünyada otizm konusunda farkındalık oluşturmak belirtileri ile ilgili bilinirliği arttırmak, erken tanınmasını yaygınlaştırmak ve otizmle ilgili sorunlara çözüm bulmak amacıyla Nisan ayı ‘Otizm Farkındalık Ayı’ olarak tanımlandı. ‘Otizm Farkındalık Ayı’nda otizme dair bilgilendirmede bulunan Börekçi, ileri ebeveynlik yaşı riski arttırdığına dikkat çekerek “Otizm sosyal-iletişimsel alanlarda yetersizlikler, sınırlı ilgi alanları ve tekrarlayan davranışlar ile seyreden bir bozukluktur. 2023 son verilerine göre sıklığı 1/36 ve bu oran 2000 verilerine göre yüzde 317 artışa işaret ediyor. Güncel bilimsel veriler otizmin ortaya çıkışının yüksek oranda (yüzde 74-93) kalıtımsal olduğunu, 1000 kadar ayrı genin riski arttırdığını belirtmektedir. Yine son veriler besinlerin, aşıların, ebeveynlerin çocuk yetiştirme stillerinin otizm gelişimde etkili olmadığını göstermektedir. İleri ebeveynlik yaşı riski arttırmaktadır” dedi. Bebeklik döneminde görülmeye başlıyor Otizmin bebeklik döneminde görülmeye başladığını ve bulguların yaşa göre farklılıklar gösterdiğini kaydeden Börekçi, “Genetik ve kromozal rahatsızlığı olan, prematürite, düşük doğum ağırlığı öyküsü olan çocuklarda risk artmaktadır. Beynin yapısı ve işleyişindeki farklılaşmalar nedeni ile belirtiler erken bebeklik döneminde görülmeye başlanmakta ve bulgular yaşa göre farklılıklar göstermektedir.1-2 aylarda bebek konuşan kişinin yüzüne bakmıyor, gülümsemiyorsa, 4-5 aylarda kişileri göz ile takip etmiyor, izlemiyorsa, 6-10 aylarda ba-ba, ma-ma, de-de şeklinde hece tekrarlarına yapmıyor, sesler çıkarmıyorsa, 8-10 aylarda bakımı ile ilgilenen kişiyi ayırt etmiyorsa, yabancılaması yoksa, 9-12 aylarda ortak dikkat gelişmemişse, 0-12 aylarda dokunma ve diğer duyusal uyaranlara aşırı veya az tepki veriyorsa,12 -18 aylarda anlamlı kelimeler yoksa, adına tepki vermiyorsa, objelerin parçalarına aşırı veya atipik ilgisi varsa,18-24 aylarda nesneleri göstermek için işaret etmiyorsa, -mış gibi oyunlar oynamıyorsa, sembolik oyunu yoksa, kişilerin hareketlerini taklit etmiyorsa, çevreye ve akranlarına ilgisi yoksa/azsa, 2 yaşında iki kelimeli cümleler kurmuyorsa, komutları anlamakta zorlanıyorsa, 2-3 yaşlarda parmak ucunda yürüme, dönme, sallanma, el çırpma, kol çırpma gibi tekrarlayan davranışları varsa, dönen cisimlere, ışıklı ve parlak nesnelere atipik ilgi gösteriyorsa, 4-5 yaşlarda sosyal etkileşime ilgi göstermiyorsa, hayali oyun oynamıyorsa, jest ve mimik kullanımı sınırlı ise, duyguları anlamakta zorlanıyorsa, bebeğin/çocuğun sosyal, duygusal ve iletişimsel beceri gelişimlerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki bir çocukta otizm spektrum bozukluğundan şüphelenmek için belirtilen özelliklerin hepsinin varlığı gerekmemektedir. Şüphe duyulan herhangi bir belirtide klinik değerlendirme yapılmalı ve çocuğun risk taşıyıp taşımadığı takip edilmelidir. Otizmin çekirdek belirtilerine yönelik yeterli süre ve yoğunlukta planlanan eğitsel yaklaşımlar, uyum ve işlevselliği bozan eşzamanlı ruhsal hastalıkların takip ve tedavisi, ebeveyn destek müdahaleleri tedavide etkin yöntemlerdir” diye konuştu.
AK Parti Doğu Karadeniz’de 2 il kaybetti, CHP kalesini tekrar geri aldı
01 Nisan 2024 Pazartesi - 11:31 AK Parti Doğu Karadeniz’de 2 il kaybetti, CHP kalesini tekrar geri aldı CHP, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Doğu Karadeniz Bölgesi’nde kalesi olan Giresun’u tekrar aldı. 2014 yerel seçimlerinde Türkiye’de ilçeler bazında yüzde 82,72 oy oranıyla rekor kıran Trabzon’un Hayrat ilçesi 2024 seçimlerinde de bölgedeki en yüksek oy oranına sahiplik unvanını korudu. İller bazında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a en büyük destek ise babaocağı Rize’den geldi. 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçim sonuçları için heyecanlı bekleyiş sona erdi. AK Parti, Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki Artvin, Giresun, Gümüşhane, Rize ve Trabzon illerinde 32 ilçe kazanırken, CHP 15 ilçe, MHP 8 ilçe, İYİ Parti 2 ilçe, Saadet Partisi 1 ilçe, Yeniden Refah Partisi 1, Demokrat Parti 1 ilçede seçim kazandı. AK Parti’nin 2014 yerel seçimlerinde Türkiye’de ilçeler bazında yüzde 82,72 oy oranıyla rekor kırdığı Trabzon’un Hayrat ilçesinde 4 dönem belediye başkanlığı yapan ve AK Parti tarafından yeniden aday gösterilen Mehmet Nuhoğlu, resmi olmayan sonuçlara göre seçimi yüzde 72,37 oy oranı ile kazandı. AK Parti’nin Arsin ve Vakfıkebir ilçelerini kaybettiği seçimlerde İYİ Parti Yomra’da belediye başkanlığını korudu. Cumhur ittifakı MHP adayları ise mevcut ilçeleri olan Şalpazarı ve Çarşıbaşı’nda seçimin kazanan tarafı oldu. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Yeniden Refah Partisi’nin kazandığı tek ilçe Arsin olurken, Vakfıkebir ilçesinde ise bağımsız aday seçimi kazandı. CHP Artvin’i bırakmadı 2019 yeril seçimlerinde tekrar Artvin Belediyesi’nin alan Cumhuriyet Halk Partisi kentteki oylarını korudu. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde kalelerinden biri olan Artvin’de Hopa, Kemalpaşa, Borçka, Murgul, Merkez ve Yusufeli’nde ilçeleri kazanırken, AK Parti ise Ardanuç, Şavşat ve Arhavi ilçelerinde oyların çoğunluğunu aldı. Kentteki ilçelerde CHP’li belediyelerden Arhavi, Ardanuç ve Şavşat ilçesini AK Partili adaylar kazanırken, AK Partili belediyelerden Murgul ile yapılan baraj nedeniyle yeni yerine taşınan Yusufeli ilçesinde seçimin galibi CHP oldu. CHP Doğu Karadeniz’deki kalesini geri aldı CHP’nin Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki kalesi olan Giresun, 2019 yerel seçimlerinde çok az bir oy oranı ile AK Parti’ye geçmişti. 10 yıl boyunca CHP’li ismin belediye başkanlığı yapmasının ardından Giresun’u kazanan AK Partili adayın başkanlığı bir dönem sürdü. 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimleri’nde resmi olmayan sonuçlara göre Giresun’u tekrar CHP’nin adayı kazandı. Oyların çoğunluğunu alarak bölgedeki kalesini tekrar geri alan CHP 3 ilçe sayısını da 4’e çıkardı. AK Parti’nin 8 ilçe aldığı seçimde MHP 2, Saadet Partisi 1 ve İYİ Parti 1 ilçe kazanmış oldu. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Saadet Partisi’nin kazandığı tek yer Çanakçı ilçesi olurken, CHP’li belediye olan Tirebolu içesi İYİ Parti’ye geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a en büyük destek babaocağı Rize’den geldi 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a en büyük destek babaocağı Rize’den yüzde 54,70 oy oranıyla geldi. Resmi olmayan sonuçlara göre, Rize merkezde belediye başkanlığını Cumhur İttifakı adayı Rahmi Metin kazandı. 2019 yerel seçimlerinde Rize’den yüzde 72,71 oy oranı alan AK Parti’nin bu seçimlerde oranı yüzde 54,70’e düştü. Rize’nin İkizdere ve Derepazarı ilçelerini bir dönem aradan sonra yeniden geri kazanan Adalet ve Kalkınma Partisi, İyidere, Kalkandere, Güneysu, Hemşin, Çamlıhemşin ve Rize Belediyesi’nde yeniden kazandı. Henüz kesin olmayan sonuçlara göre İkizdere’de Abdi Ekşi, Derepazarı’nda Şaban Kalça, İyidere’de Saffet Mete, Kalkandere’de Mehmet Yılmaz, Güneysu’da Rıfat Özer, Hemşin’de Halim Kazım Bekar, Çamlıhemşin’de Ömer Altun Belediye Başkanı oldu. Çayeli ilçesinde ise mevcut Milliyetçi Hareket Partili (MHP) Başkan İsmail Hakkı Çiftçi yeniden başkan seçilirken Pazar ilçesinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) adayı Neşet Çakır, Ardeşen’de CHP adayı Enver Atagün, Fındıklı’da ise mevcut CHP’li başkan Ercüment Şahin Çervatoğlu kazandı. Oy oranları ise YSK’nın kesin sonuçlarının açıklanmasıyla netleşeceği Rize’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın memleketi olması nedeniyle Rize Belediyesi’nde ve baba ocağı Güneysu ilçesinde aday göstermeyen MHP, AK Partili adayları destekleme kararı almıştı. Doğu Karadeniz’de bağımsız adayın kazandığı tek ilçe Vakfıkebir oldu Trabzon Büyükşehir Belediye’sini resmi olmayan sonuçlara göre yüzde 51,49 oy oranı ile Cumhur İttifakı AK Parti Trabzon Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ahmet Metin Genç kazandı. CHP’nin adayı Hasan Süha Saral’ın yüzde 28,43 oy aldığı Trabzon’da Ortahisar ilçesi AK Parti’den CHP’ye geçti. AK Parti’den Ergin Aydın ve CHP’den Ahmet Kaya’nın kıyasıya yarıştığı seçimin kazananı eski milletvekilli Ahmet Kaya oldu. 5 farklı siyasi partinin ilçe kazandığı Trabzon’da bir bağımsız aday da AK Partili ilçede oyların çoğunluğunu alarak Belediye Başkanı seçildi. Vakfıkebir’de AK Parti’den yeniden aday gösterilen Muhammet Balta, siyasi partilerin yanı sıra 3 bağımsız adaya karşı yarıştığı seçimi kaybetti. Bağımsız olarak aday olduğu ilçede Fuat Koçal resmi olmayan sonuçlara göre Vakfıkebir’in yeni Belediye Başkanı seçildi. Gümüşhane’de MHP 3 ilçeyi aldı Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde en fazla ilçe kazandığı il Gümüşhane oldu. Merkez, Torul ve Köse ilçelerinde vatandaşlar oy haklarını MHP’den yana kullandı. AK Parti ve MHP’nin adayının kıyasıya yarıştığı Gümüşhane’de resmi olmayan sonuçlara göre MHP’nin adayı Vedat Soner Başer, resmi olmayan sonuçlara göre oylarının yüzde 41,62’sini alarak yeni başkan seçildi. AK Parti 2 ilçe seçimi kazanırken, Demokrat Parti’nin Doğu Karadeniz Bölgesi’nde tek ilçe kazandığı yer Gümüşhane’nin Şiran ilçesi oldu.