Yerel Haberler
Trabzon
Uzungöl beyaz gelinliğini giydi, kar kalınlığı 15 santimetreye ulaştı 28 Aralık 2025 Pazar - 10:08:50 Trabzon’un dünyaca ünlü turizm merkezi Uzungöl, yurdun dört bir yanında etkili olmaya başlayan kar yağışıyla birlikte adeta beyaz gelinliğini giydi. Gece saatlerinden itibaren etkisini artıran kar yağışı, Uzungöl ve çevresini kısa sürede beyaza bürürken, bölgede kar kalınlığı yer yer 15 santimetreye ulaştı. Kartpostallık görüntülerin ortaya çıktığı Uzungöl’de, yoğun kar yağışı doğayla iç içe eşsiz manzaralar oluşturdu. Göl çevresi, ormanlık alanlar ve dağ siluetleri tamamen beyaz örtüyle kaplanırken, bölge kış turizmi açısından da yeniden ilgi odağı haline geldi. Kar yağışının ardından kış mevsiminde Uzungöl’ü görmek isteyen yerli ve yabancı turistler de harekete geçti. Otel ve konaklama tesislerine rezervasyon taleplerinin artmaya başladığı öğrenilirken, bölge esnafı ve turizmciler yoğun bir kış sezonu beklentisine girdi. Bölgede yaşayan işletmecilerden Alibey Aygün karlı bir güne uyandıklarını ifade ederek, "Sezonu bitirdik derken kar sezonu başladı. Burada çok güzel bir hava var. Yerli ve yabancı turistler için de aranıp da bulunamayacak bir güzellikte burası şu anda. Misafirlerimizi buraya bekliyoruz" dedi. Öte yandan Uzungöl’de 23, 24 ve 25 Ocak tarihlerinde kış turizmine yönelik çeşitli etkinlik ve hazırlıkların planlandığı öğrenilirken, Trabzon Valiliği, Trabzon Büyükşehir Belediyesi, Çaykara Kaymakamlığı, Çaykara Belediyesi, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası, bölgedeki sivil toplum kuruluşları ve Uzungöl Muhtarlığı gibi bir çok kurumun desteğiyle gerçekleştirilmesi planlanan organizasyonun 3 gün süreceği, festival programına ilişkin detayların ise ilerleyen günlerde kamuoyuyla paylaşılacağı ifade edildi.
27 Aralık 2025 Cumartesi - 12:49 Trabzon’da belediye ekipleri hasta vatandaşın imdadına yetişti Trabzon Büyükşehir Belediyesi ekipleri, yüksek kesimlerde karla mücadeleyi sürdürürken, acil durumlarda da teyakkuza geçiyor. Sağlık ekiplerinin hasta bir vatandaşa ulaşabilmesi için kar nedeniyle kapalı olan Maçka ilçesi Güzelyayla Mahallesi yolu ivedilikle ulaşıma açıldı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi Yol Yapım, Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı ekipleri, yüksek kesimlerde etkili olan kar yağışı nedeniyle kapanan mahalle yollarında karla mücadeleyi sürdürüyor. Ekipler, Çaykara ilçesinde Arpaözü, Demirkapı, Çayıroba ve Yaylaönü, Araklı ilçesinde Yeşilyurt, Erikli, Sulakyurt ve Bahçecik mahalleleri ile Köprübaşı ilçesi Arpalı Mahallesi’nde yol açma çalışmalarına devam ediyor. Maçka’nın Güzelyayla Mahallesi’ndeki hasta bir vatandaşa, yol kar nedeniyle kapandığı için ulaşamayan sağlık görevlileri, Büyükşehir Belediyesi ekiplerinden yardım istedi. Harekete geçen ekipler, yolu ksa sürede açarak hasta vatandaşın imdadına yetişti. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, yüksek rakımlı bölgelerde kar yağışının zaman zaman etkisini artırdığı belirtilerek, "Vatandaşlarımızın mağduriyet yaşamaması için ekiplerimiz 24 saat esasına göre görev başındadır. Acil durumlarda gelen ihbarlara öncelik verilmektedir. Yüksek kesimlerde yaşayan vatandaşlarımızın tedbirli olmalarını ve zorunlu olmadıkça yayla yollarını kullanmamalarını önemle rica ediyoruz" denildi.
27 Aralık 2025 Cumartesi - 09:50 Altının gram fiyatının artması Trabzon hasırının değerine değer kattı Dünyaca ünlü coğrafi işaretli Trabzon hasır bileziği, son dönemde gram altının fiyatının tarihinin en yüksek zirvesini görmesiyle birlikte değerine değer kattı. Trabzon Kuyumcular ve Saatçiler Odası Başkanı Ali Yazıcı, altın gramının 6 bin 250 TL seviyesinde işlem gördüğü bu dönemde, bir takım hasır bilezik fiyatının 600 bin TL’den başladığını belirterek, "Özel siparişlere bakıldığında fiyatlar 3 milyon TL’ye, hatta 6 milyon TL’ye kadar çıkabilmektedir. Özellikle 61 sıra, 81 sıra hasır takımlar; gerdanlık, yüzük ve küpeyle birlikte değerlendirildiğinde toplam maliyetin 3 milyon TL ile 6 milyon TL arasında olduğunu ifade edebilirim" dedi. Altın yükseldiğinde alımların arttığını, altın düşmeye başladığında ise satışların daha fazla olduğunu kaydeden Yazıcı, özellikle yılsonlarına doğru, Kasım ve Aralık aylarında altın bozma işlemlerinin arttığını kaydetti. 2025 yılının kuyumcu sektörü için iç piyasada istenildiği gibi geçmediğini dış piyasada ise ihracat rakamlarının 2014’e göre daha iyi olduğunu ifade eden Yazıcı, "2025 yılı, açıkça söylemek gerekirse, iç piyasada 2024 yılına göre biraz daha kötü geçti. Dış piyasaya baktığımızda ise ihracat rakamlarımızın 2024’e kıyasla daha iyi olduğunu, daha olumlu rakamlar ortaya çıktığını söyleyebilirim. Bakanlığın bizlere verdiği bilgilere göre 2024 yılında mücevher ihracatı 7,5 milyar dolar seviyesindeyken, 2025 yılı Ekim ayı itibarıyla bu rakamın 12,5 milyar dolara ulaştığı bilgisi bulunmaktadır. Trabzon hasır bileziği açısından bakıldığında, Trabzon’daki kazaziye ve hasır bilezik ihracatında yüzde 30 payımız olduğu ifade ediliyor. Bu tabloya göre ihracatta bir miktar daha iyi durumdayız; ancak iç piyasada mücevher satışlarında bir nebze zayıflık söz konusu. Buna karşın yatırım amaçlı olarak külçe altın, Cumhuriyet altını ve çeyrek altın satışlarının arttığını, yatırımcıya daha fazla altın satıldığını söyleyebilirim" şeklinde konuştu. Yıl sonlarına doğru altın bozdurma işlemleri artıyor Özellikle yıl sonuna doğru altın bozdurma işlemlerinin arttığına dikkat çeken Yazıcı, "Altın yükseldiğinde alımların arttığını, altın düşmeye başladığında ise satışların daha fazla olduğunu zaman zaman görüyoruz. Özellikle yıl sonlarına doğru, Kasım ve Aralık aylarında altın bozma işlemlerinin arttığını gözlemliyoruz. Bunun nedeni olarak, 2026 yılında vergi usulü ve tapu devri işlemlerinde vergi artışları olacağı beklentisiyle vatandaşların ev ve araba alımı için altın bozdurması gösterilebilir. Alım tarafına bakıldığında ise Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarında daha fazla altın alındığını söyleyebilirim. Bu durum, büyük ölçüde vatandaşın ekonomik durumuyla bağlantılıdır" diye konuştu. Yaz sezonu zayıf geçti Bu yıl düğün sezonunun zayıf geçtiğini belirten Yazıcı, "2024 yılının yaz sezonu daha iyiydi. 2025 yılının yaz sezonu ise oldukça zayıf geçti. Ocak ve Şubat aylarında bir miktar hareketlilik olsa da sezonun geneline bakıldığında, özellikle Ağustos ayından sonra ciddi bir düşüş yaşandığını ifade edebilirim. Dolayısıyla 2024 yılı ile 2025 yılı kıyaslandığında yaklaşık yüzde 30’luk bir daralma olduğunu söyleyebilirim" diye konuştu. Trabzon hasırı sektörün göz bebeği Dünyaca üne sahip coğrafi işaretli Trabzon hasırının tarihinin en yüksek fiyatını gördüğünü belirten Yazıcı, "Altının 6 bin 250 TL seviyesinde işlem gördüğü bu dönemde, bir takım hasır bilezik fiyatı 600 bin TL’den başlamaktadır. İnce bir takım bu seviyedeyken, özel siparişlere bakıldığında fiyatlar 3 milyon TL’ye, hatta 6 milyon TL’ye kadar çıkabilmektedir. Özellikle 61 sıra, 81 sıra hasır takımlar; gerdanlık, yüzük ve küpeyle birlikte değerlendirildiğinde toplam maliyetin 3 milyon TL ile 6 milyon TL arasında olduğunu ifade edebilirim. Altının ons fiyatına baktığımızda ise bugün 4 bin 350-4 bin 400 dolar seviyelerinde işlem gördüğünü görüyoruz. Kırk yılı aşkın süredir bu mesleğin içindeyiz ve ilk defa ons fiyatının bu kadar yüksek seviyelere çıktığına şahit oluyoruz. Tarihi bir rekor kırıldığını söyleyebilirim" ifadelerini kullandı. Yeni yıla ilişkin beklentilerini de paylaşan Yazıcı, "İşlerimizin daha iyi olmasını umut ediyoruz. İnşallah dünyada herhangi bir kaos ya da savaş yaşanmaz. Altın piyasasına baktığımızda fiyatların bir miktar daha yukarı gidebileceğini öngörüyoruz; ancak temennimiz, fiyatların aşırı yükselmemesi ve herkesin alım gücünün korunmasıdır. İnşallah 2026 yılının daha iyi olacağına dair umutluyuz. Şu an itibarıyla ev ve araba alımlarının arttığını görüyoruz. Yatırımcıların biriktirdikleri altını, yüksek fiyatlardan bozdurarak bu ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla satış yaptıklarını söyleyebilirim. Ocak ayından sonra piyasanın daha durağan bir sürece gireceğini, bu noktadan sonra yeniden altın alımına yöneleceğini düşünüyorum" dedi.
26 Aralık 2025 Cuma - 23:11 Trabzon Film Festivalinde Altın Taka ödülleri sahiplerini buldu Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni, sinema dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Farklı kategorilerde dereceye giren yapımlar ve sanatçılar, Altın Taka Ödülleri ile onurlandırıldı. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, uzun metrajlı filmleri de dahil ederek festivali geleneksel hale getireceklerini açıkladı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Trabzon Valiliği ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle bu yıl ilki düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni yoğun katılımla gerçekleşti. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in ev sahipliği yaptığı törene, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, sanatçılar ile sanatseverler katıldı. "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" Konuşmasında "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç "1900’lü yılların başından itibaren sinema salonları, seyircisi ve sanatçılarıyla güçlü bir sinema kültürüne sahiptir. Belediyemizin arşivlerinde yer alan 1930’lu yıllara ait sinema ve tiyatro düzenlemeleri, bu kültürel birikimin somut göstergesidir. Merhum Erol Günaydın’dan Tanju Gürsu’ya, Ertem Eğilmez’den bugün aramızda bulunan çok kıymetli sanatçılarımıza kadar Trabzon, Türk sinemasına iz bırakan pek çok değer kazandırmıştır. Bu kadim mirası sinema yoluyla geleceğe taşımayı bir vefa ve miras sorumluluğu olarak görüyoruz. Altın Taka ödülümüz, 101 yıl önce Karadeniz’den cepheye cephane taşıyan isimsiz kahramanların hatırasına adanmıştır. Bu yıl İlkini gerçekleştirdiğimiz Trabzon Film Festivali’ni her yıl daha da büyüterek sürdürme sorumluluğunu taşıdığımızı huzurlarınızda bir kez daha ifade ediyorum" dedi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu ise "Bu festivalin Karadeniz’e ve özellikle Trabzon’a çok yakıştığını açıkça ifade etmek isterim. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda sanatı ve sanatçıyı merkeze alıyor, Trabzon’un doğası ve kültürüyle sinema için çok güçlü bir plato olduğunu görüyoruz. Bu kıymetli festivali hayata geçiren tüm ekibe, sanatçılarımıza ve emeği geçen herkese bakanlığımız adına teşekkür ediyor, bu tür projeleri desteklemeye devam edeceğimizi özellikle vurguluyorum" şeklinde konuştu. Hülya Koçyiğit ve Hüseyin Avni Danyal’a onur ödülü Onur Ödülü’ne layık görülen Hüseyin Avni Danyal da duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Doğup büyüdüğüm topraklarda bir film festivalinin düzenleniyor olması beni inanın hepinizden daha çok heyecanlandırıyor. Geç kalınmış ama çok değerli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bundan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Trabzonlu bir sanatçı olarak bu festivalin büyümesi ve uluslararası bir nitelik kazanması için üzerime düşen her türlü katkıyı vermeye hazırım." Onur Ödülü’ne layık görülen Türk sinemasının duayen isimlerinden Hülya Koçyiğit ise konuşmasında şunları söyledi: "Trabzon Film Festivali’nin ilk kez düzenlenmiş olmasına rağmen, bundan sonra geleneksel hale gelerek güçleneceğine ve yalnızca Trabzon’un değil tüm Karadeniz’in kültür ve sanat hayatında söz sahibi olacağına yürekten inanıyorum. Biraz geç kalınmış olsa da atılan bu cesur adımın arkasında durulacağına ve tüm Trabzon’un bu festivali sahipleneceğine inanıyor, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, başarılar diliyorum." Ödüller sahiplerini buldu Konuşmaların ardından, Trabzon Film Festivali’nde başarılı bulunan yapıtların sahiplerine ödülleri takdim edildi. Öğrenci Kısa Film Yarışması Jüri Ödülü, ’Çalınan Yük’ filmine verilirken, Öğrenci Kısa Film Yarışması En İyi Film Ödülü’nün sahibi ’Gülümse’ oldu. Ulusal Kısa Film Yarışması’nda belgesel kategorisinde Erol Günaydın Jüri Özel Ödülü, ’İyi Ölüm’ filmine layık görüldü. Altın Taka Deneysel En İyi Film Ödülü’nü ’Kim’ filmi kazandı. Belgesel dalında verilen ödül ’Pirlerin Düğünü’ filmine giderken, Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü ’Muzaffer’ filmine, En İyi Film Ödülü de ’Berona’ filmine verildi.
Karadeniz’in en uzun dağ kızağı Trabzon’a yapılıyor
05 Ağustos 2025 Salı - 11:11 Karadeniz’in en uzun dağ kızağı Trabzon’a yapılıyor Trabzon’un Yomra ilçesinde Karadeniz Bölgesi’nin en uzun dağ kızağı projesi hayata geçiriliyor. Yaklaşık 850 metre uzunluğundaki parkur, bölgenin turizm potansiyelini artırmayı hedefliyor. Yomra ilçesinde geçtiğimiz aylarda yapımına başlanılan Karadeniz Bölgesi’nin en uzun dağ kızağı projesinin inşası sürüyor. Hem doğayla uyumlu mimarisi hem de sunduğu farklı eğlence seçenekleriyle dikkat çeken projede dağ kızağı 850 metre uzunluğunda olacak. Adrenalin tutkunları dağ eteklerinden kıvrımlı ve eğimli parkurda iki kişilik araçlarla ilerlerken, otomatik fren sistemi sayesinde güvenli bir şekilde hız yapabilecek. Yerden yükseltilmiş çelik raylar üzerinde hareket eden dağ kızağı projesinde aynı zamanda ailelerin ve turistlerin vakit geçirebileceği pek çok sosyal donatı yer alacak. Doğal peyzajla bütünleşen restoranlar, çocuk oyun alanları, açık hava eğlence bölümleri ve yöresel ürünlerin satılacağı butik dükkânlar da projeye dahil edildi. Eylül ayı sonunda dağ kızağı projesinin bitirilmesi hedeflenirken, proje ile ilgili bilgiler veren Yomra Belediye Başkanı Mustafa Bıyık, Karadeniz Bölgesi’nin en uzun mesafeli dağ kızağını yaptıklarını söyledi. Yaklaşık 850 metre uzunluğu olan dağ kızağı projesinin teknolojik olarak Türkiye’deki en gelişmiş dağ kızağı olacağını belirten Başkan Bıyık, "Araçların birbirine yaklaşma mesafesini otomatik olarak frenleyen bir sisteme sahip. 25 adet ikişer kişilik araçla bugün Türkiye’deki en gelişmişini burada yapıyoruz. Burayı sadece dağ kızağı olarak nitelendirmiyoruz. Burası yaklaşık 50 dönümlük bir alan. Bunun 25 dönümünü yatırımcı ile birlikte dağ kızağı ve eklentileriyle bir alan yapıyoruz. Bunun içerisinde yetişkinler için dağ kızağı, çocuklar için oyun alanları, farklı alanlarda eğlence noktaları, hediyelik eşya satış noktaları gibi çok fonksiyonlu olacak. Birçok ildeki dağ kızaklarını inceledik. Oralarda sadece dağ kızağını yaptıktan sonra alandan çıkıyorlar. Burada ise bir insanın bir gününü geçirebilecek olduğu bir alanı yapmaya çalışıyoruz. Dağ kızağının yan tarafından belediyemize ait bir arazi var. Orası içinde proje çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu alanda vatandaşın gelip pikniğini, mangalını yapabilecek olduğu bir alan oluşturmaya çalışıyoruz. Bulunduğumuz alanda 5 bin metrekareye yakın bir otopark alanımız olacak. Türkiye’de yapılan dağ kızakları içerisindeki en kapsamlı ve modern tesisi yapıyoruz" dedi. "Eylül ayı sonunda dağ kızağını tamamlamış olacaklar" Projenin yıl sonuna kadar vatandaşların hizmetine açılacağını kaydeden Başkan Bıyık, "Hava şartlarından kaynaklı aksamalar oldu. Fiziki şartlar nedeniyle zaman zaman aksamalar olabiliyor. Yatırımcı arkadaşlarımız eylül ayı sonunda dağ kızağını tamamlamış olacaklar. Şu anda montaj çalışmaları devam ediyor. Kasım sonu gibi restoran, oyun alanları, kafeterya ve sosyal tesislerin çalışmaları tamamlanabilir. 25 dönümün kapsamlı bir şekilde tamamımın açılması yılbaşını bulacaktır. Ama kademeli bir şekilde açılabilir. Sene sonuna kadar vatandaşlarımızın hizmetine girmiş olacak" şeklinde konuştu. "Bittiği zaman şehrimizin turizmine katkı sağlayacağını düşünüyorum" "Trabzon’umuza gelen insanların sürekli belli noktalar haricinde zaman geçirebilecek oldukları yer bulunmuyor" diyen Başkan Bıyık, "Malum şehre gelen turistlerin en fazla zaman geçirdiği ve konakladığı alan Yomra ilçesi. Burada konaklayan turistlerin başka ilçelere gidip zaman geçirmeye çalışıyor. Burada belki iki gününü geçirebileceği bir destinasyon olmuş oluyor. Çevre iller içinde düşündüğümüzde kapsamlı bir alan. Dağ kızağı 5-10 dakika sürüyor. Önemli olan buraya gelen insanların yemeği yemesi lazım, farklı eğlenceli alanlarında eğlenmesi gerekiyor. Zamanını geçirmesi lazım. 2026 yılında buraya gelen insan bir gününü burada zaman geçirebilecek. Bu sadece Yomra’nın projesi değil. Bunu bölge için yapıyoruz. Geniş kapsamlı bir düşünce içerisindeyiz. Bittiği zaman şehrimizin turizmine katkı sağlayacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Karadeniz’in en uzun dağ kızağı Trabzon’a yapılıyor
05 Ağustos 2025 Salı - 10:58 Karadeniz’in en uzun dağ kızağı Trabzon’a yapılıyor Trabzon’un Yomra ilçesinde Karadeniz Bölgesi’nin en uzun dağ kızağı projesi hayata geçiriliyor. Yaklaşık 850 metre uzunluğundaki parkur, bölgenin turizm potansiyelini artırmayı hedefliyor. Yomra ilçesinde geçtiğimiz aylarda yapımına başlanılan Karadeniz Bölgesi’nin en uzun dağ kızağı projesinin inşası sürüyor. Hem doğayla uyumlu mimarisi hem de sunduğu farklı eğlence seçenekleriyle dikkat çeken projede dağ kızağı 850 metre uzunluğunda olacak. Adrenalin tutkunları dağ eteklerinden kıvrımlı ve eğimli parkurda iki kişilik araçlarla ilerlerken, otomatik fren sistemi sayesinde güvenli bir şekilde hız yapabilecek. Yerden yükseltilmiş çelik raylar üzerinde hareket eden dağ kızağında projesinde aynı zamanda ailelerin ve turistlerin vakit geçirebileceği pek çok sosyal donatı da yer alacak. Doğal peyzajla bütünleşen restoranlar, çocuk oyun alanları, açık hava eğlence bölümleri ve yöresel ürünlerin satılacağı butik dükkânlar da projeye dahil edildi. Eylül ayı sonunda dağ kızağı projesinin bitirilmesi hedeflenirken, proje ile ilgili bilgiler veren Yomra Belediye Başkanı Mustafa Bıyık, Karadeniz Bölgesi’nin en uzun mesafeli dağ kızağını yaptıklarını söyledi. Yaklaşık 850 metre uzunluğu olan dağ kızağı projesinin teknolojik olarak Türkiye’deki en gelişmiş dağ kızağı olacağını belirten Başkan Bıyık, "Araçların birbirine yaklaşma mesafesini otomatik olarak frenleyen bir sisteme sahip ve 25 adet 2’şer kişilik araçla bugün Türkiye’deki en gelişmişini burada yapıyoruz. Burayı sadece dağ kızağı olarak nitelendirmiyoruz. Burası yaklaşık 50 dönümlük bir alan. Bunun 25 dönümünü yatırımcı ile birlikte dağ kızağı ve eklentileriyle bir alan yapıyoruz. Bunun içerisinde yetişkinler için dağ kızağı, çocuklar için oyun alanları, farklı alanlarda eğlence noktaları, hediyelik eşya satış noktaları gibi çok fonksiyonlu olacak. Birçok ildeki dağ kızaklarını inceledik. Oralarda sadece dağ kızağını yaptıktan sonra alandan çıkıyorlar. Burada ise bir insanın bir gününü geçirebilecek olduğu bir alanı yapmaya çalışıyoruz. Dağ kızağının yan tarafından da belediyemize ait bir arazi var. Orası içinde proje çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu alanda da vatandaşın gelip pikniğini, mangalını yapabilecek olduğu bir alan oluşturmaya çalışıyoruz. Bulunduğumuz alanda 5 bin metrekareye yakın bir otopark alanımız olacak. Türkiye’de yapılan dağ kızakları içerisindeki en kapsamlı ve modern tesisi yapıyoruz" dedi. "Eylül ayı sonunda dağ kızağını tamamlamış olacaklar" Projenin yıl sonuna kadar vatandaşların hizmetine açılacağını kaydeden Başkan Bıyık, "Hava koşullarından kaynaklı aksamalar oldu. Fiziki şartlar nedeniyle zaman zaman aksamalar olabiliyor. Yatırımcı arkadaşlarımız Eylül ayı sonunda dağ kızağını tamamlamış olacaklar. Şuanda montaj çalışmaları devam ediyor. Kasım sonu gibi restoran, oyun alanları, kafeterya ve sosyal tesislerin çalışmaları tamamlanabilir. 25 dönümün kapsamlı bir şekilde tamamımın açılması yılbaşını bulacaktır. Ama kademeli bir şekilde açılabilir. Sene sonuna kadar vatandaşlarımızın hizmetine girmiş olacak" şeklinde konuştu. "Bittiği zaman şehrimizin turizmine katkı sağlayacağını düşünüyorum" "Trabzon’umuza gelen insanların sürekli belli noktalar haricinde zaman geçirebilecek oldukları yer bulunmuyor" diyen Başkan Bıyık, "Malum şehre gelen turistlerin en fazla zaman geçirdiği ve konakladığı alan Yomra ilçesi. Burada konaklayan turistlerin başka ilçelere gidip zaman geçirmeye çalışıyor. Burada belki 2 gününü geçirebileceği bir destinasyon olmuş oluyor. Çevre iller içinde düşündüğümüzde kapsamlı bir alan. Dağ kızağı 5-10 dakika sürüyor. Önemli olan buraya gelen insanların yemeği yemesi lazım, farklı eğlenceli alanlarında eğlenmesi gerekiyor. Zamanını geçirmesi lazım. 2026 yılında buraya gelen insan bir gününü burada zaman geçirebilecek. Bu sadece Yomra’nın projesi değil. Bunu bölge için yapıyoruz. Geniş kapsamlı bir düşünce içerisindeyiz. Bittiği zaman şehrimizin turizmine katkı sağlayacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı. (OK-
Doç. Dr. Kadir Alperen Coşkuner, "Doğu Karadeniz çok yağış alır, bu nedenle yangın olmaz şeklinde bir inanış vardır ancak bu doğru değildir"
04 Ağustos 2025 Pazartesi - 09:45 Doç. Dr. Kadir Alperen Coşkuner, "Doğu Karadeniz çok yağış alır, bu nedenle yangın olmaz şeklinde bir inanış vardır ancak bu doğru değildir" Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Mühendisliği Bölümü Orman Entomolojisi ve Koruma Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kadir Alperen Coşkuner, "Doğu Karadeniz çok yağış alır, bu nedenle yangın olmaz" şeklinde bir inanışın doğru olmadığını belirterek Doğu Karadeniz’deki yangınlar ile Ege ve Akdeniz bölgelerindeki yangınlar çok farklı dinamiklere sahip olduğunu belirtti. Doğu Karadeniz bölgesindeki orman yangınlarının, Ege ve Akdeniz’deki yangınlara göre daha düşük şiddetli olduğunu vurgulayan Coşkuner, bunun temel nedeninin bölgede yapraklı ormanların yaygın olması olduğunu söyledi. Yaprak dökümüyle birlikte yerde biriken kuru maddelerin yangın için uygun ortam oluşturduğunu belirten Coşkuner, "Ancak genellikle bu dönemde hava nemlidir, yağışlı periyotlar devam eder ve tutuşma şartları oluşmaz. Fakat bazı dönemlerde, özellikle lodos estiğinde ve sıcaklıklar 27-28 dereceye kadar çıktığında yangın riski ciddi şekilde artar," dedi. Doğu Karadeniz’de tarım arazileri ile orman alanlarının iç içe geçmiş yapısına da dikkat çeken Coşkuner, bahçe temizliği amacıyla yapılan ateşlerin, sıcak ve kuru dönemlerde örtü yangınına dönüşebileceğini ifade ederek eğimli arazilerde bu tür yangınların kolayca ormana sıçrayabildiğini ifade etti. "Ülkemizde yangın sezonunu ikiye ayırırız" Ülkemizde yangın sezonunu ikiye ayırdıklarını kaydeden Coşkuner, "Doğu Karadeniz çok yağış alır, bu nedenle yangın olmaz şeklinde bir inanış vardır; ancak bu doğru değildir. Doğu Karadeniz’deki yangınlar ile Ege ve Akdeniz bölgelerindeki yangınlar çok farklı dinamiklere sahiptir. Biz ülkemizde yangın sezonunu ikiye ayırırız: İlki, Mayıs’tan Ekim’e kadar süren ve Ege-Akdeniz bölgelerinde görülen yangın dönemidir. İkincisi ise "kış yangınları" olarak adlandırdığımız, Kasım’dan Nisan’a kadar süren süreçtir ve bu dönemde Doğu Karadeniz bölgesinde yangınlar meydana gelir. Bu bölgedeki yangınlar, Ege ve Akdeniz bölgelerindeki yangınlara göre daha düşük şiddetlidir. Çünkü Doğu Karadeniz’de çoğunlukla yapraklı ormanlar bulunur" dedi. "Yangının çıkabilmesi için yerde kuru yanıcı madde bulunması gerekir" Yangının çıkabilmesi için yerde kuru yanıcı maddelerin bulunması gerektiğini kaydeden Coşkuner, "Bir yangının çıkabilmesi için yerde kuru yanıcı madde bulunması gerekir. Bu da, yapraklı ağaçların yaprak döktüğü sonbahar ve kış aylarında mümkün olur. Ancak bu dönemde her zaman yangın çıkmaz. Çünkü genellikle hava nemlidir, yağışlı periyotlar devam eder ve tutuşma şartları oluşmaz. Fakat bazı dönemlerde, özellikle "lodos" olarak bilinen güneyli rüzgârlar estiğinde ve hava sıcaklıkları kışın bile 27-28 derecelere ulaştığında yangın riski artar. Bölgede tarım arazileri ile orman alanları iç içe geçmiş durumdadır; sınırlarını ayırmak zordur. Bahçe temizliği amacıyla yapılan yakmalar, bu sıcak ve kuru dönemlerde yangına neden olabilir. Eğimli araziler nedeniyle bu yangınlar kolayca ormana sıçrayabilir. Bu yangınlar, "örtü yangını" olarak adlandırılır. Dolayısıyla, bu bölgede çıkan yangınlar düşük şiddetli olsa da, kış aylarında da Karadeniz Bölgesi’nde orman yangınları görülebilir. Hatta bazı yangınlar, alandaki izleri kısa sürede yok olduğu için bir yıl sonra fark edilmez bile.
Yangınlar yaban hayatını da olumsuz etkiliyor
03 Ağustos 2025 Pazar - 09:18 Yangınlar yaban hayatını da olumsuz etkiliyor Ülkemiz son zamanlar orman yangınlarıyla mücadele ederken yangınların yaban hayatını da olumsuz etkilediği belirtildi. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetim Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sağdan Başkaya, orman yangınlarının yaban hayatı üzerindeki etkileri, hayvan türüne, yangının büyüklüğüne, şiddetine ve süresine bağlı olarak farklılık gösterdiği belirtti. Başkaya, geniş çaplı ve şiddetli yangınlar, kaçma yeteneği olan türler de dâhil olmak üzere birçok yaban hayvanını ciddi şekilde olumsuz etkilediğini, buna karşılık küçük ölçekli ya da yüzeysel seyreden örtü yangınlarında büyük memeliler ve hızlı hareket edebilen canlıların çoğunlukla kurtulabildiğini ifade etti. Başkaya, fare gibi zemine bağımlı küçük memeliler, yangının toprağın derinliklerine işlemesi durumunda hayatını kaybedebildiğini belirterek "Yaban hayvanlarının yangından etkilenmesi, kuş, memeli, balık ya da sürüngen olmalarına göre değişiklik göstermektedir. Aynı zamanda yangının büyüklüğü, şiddeti ve süresi de bu etkiyi belirleyen önemli faktörlerdendir. Habitatın bitki türü çeşitliliği de bu sürece dâhildir. Çok büyük bir yangın, yaban hayvanlarının hemen hepsini ciddi şekilde olumsuz etkileyebilir. Kaçabilecek türler dahi büyük yangınlardan zarar görebilir. Küçük ölçekli yangınlarda ya da örtü yangını dediğimiz daha yüzeysel yangınlarda ise büyük memeliler ve koşma yeteneğine sahip hayvanlar kaçıp kurtulabilir. Ancak küçük memeliler özellikle faregiller gibi zemine bağımlı yaşayanlar yangının şiddetli olması ve toprağın derinliklerine kadar işlemesi durumunda kaçamazlar. Örneğin, sıcaklık 63 derecenin üzerine çıktığında bu türler için ölümcül olabilir. Yılanlar genelde kayalıklar, çatlaklar ve toprak altı gibi yerlerde yaşar ancak büyük yangınlardan onlar da olumsuz etkilenebilir. Kaplumbağa gibi hareket kabiliyeti sınırlı türler de zarar görebilir. Kuşlar uçabildikleri için yangından kaçabilirler, ancak eğer yuva yapma dönemindeyseler ve yuvaları ağaçtaysa, bu yuvalar da yanarak olumsuz sonuçlara yol açabilir. Böcekçil kuşlar ve yırtıcı kuşlar yangınlardan farklı şekillerde etkilenir. Yangın sırasında yangın sahasına gelen bazı hayvanlar da vardır; örneğin yırtıcı kuşlar avlanmak için ya da böcekçil kuşlar (ebabil gibi) yangınla ortaya çıkan böcekleri yakalamak için alana gelirken, diğer birçok hayvan yangından kaçma telaşındadır" diye konuştu. Orman içi açıklıkların önemi Orman içinde büyük boşlukların bulunması gerektiğine dikkat çeken Başkaya, "Her yeri ağaçlandırmak ya da tamamen ormanlaştırmak yerine, orman içinde ‘orman içi açıklıklar’ dediğimiz, çayır örtüsüyle kaplı küçük ya da büyük boşlukların bulunması gerekir. Bu alanlar yangının durdurulabileceği cepheler oluşturabilirken, aynı zamanda yaban hayvanlarının bu alanlara yönelerek yangından kaçma ihtimalini de artırmaktadır. Ülkemizde özellikle kızılçam, yangınlardan en çok etkilenen ağaç türüdür. Sarıçam ve karaçam gibi türler ise daha yüksek rakımlarda ya da doğu bölgelerinde bulunur. Kızılçam özelinde konuşacak olursak, aslında yangına en dayanıklı ağaç türlerinden biridir. Kozalağı ve tohumu yüksek dayanıklılığa sahiptir. Yangın sonrası bu sahalarda hiçbir müdahale olmasa bile birkaç yıl içinde kendiliğinden ormanlaşma süreci başlar. Bugün yangın çıkan birçok alanın yeniden ormanla kaplandığını görmekteyiz" dedi.
Boşanma aşamasındaki eşini öldüren zanlı: "Boşanma davası konusunda tartıştık, kendimi kaybettim"
02 Ağustos 2025 Cumartesi - 20:07 Boşanma aşamasındaki eşini öldüren zanlı: "Boşanma davası konusunda tartıştık, kendimi kaybettim" Trabzon’un Beşikdüzü ilçesinde boşanma aşamasındaki eşi Sinem Topaloğlu’nu evinde silahla vurarak öldüren zanlının ilk ifadesinde, "Boşanma davası konusunda tartıştık, kendimi kaybettim" dediği öğrenildi. Trabzon’un Beşikdüzü ilçesinde eşi Sinem Topaloğlu ile boşanma sürecinde olduğu öğrenilen Ali Eren Somun, genç kadını tabancayla vurduktan sonra olay yerine müdahale eden mahalle bekçisi Emrah Erata’yı silahla bacağından yaralayarak motosikletle kaçmıştı. Başlatılan geniş çaplı arama çalışmaları sonucunda şüphelinin izine Sinop’ta ulaşıldı. Sinop’ta yakalandıktan sonra Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği’ne getirilen Somun, sorgusunun ardından zırhlı araçla Trabzon Adliyesi’ne sevk edildi. Somun’un polise verdiği ilk ifadesinde "Sinem’i seviyordum, yaklaşık 2 yıl önce evlendik. Sinem’in gemi kaptanlığı kursunda ve stajında hem yanında oldum. Düğün altınlarından bir yakınına borç vermiştik. İlk tartışmamız bu yüzden oldu, sonrasında sorunlarımız büyüdü. Boşanma davası sürecinde çok yıprandım. Ne yaptıysam onu bu kararından vazgeçiremedim. Onunla yüz yüze konuşmak istedim. O görüşmek istemedi. O gece evine gittim. Boşanma davası konusunda tartıştık, kendimi kaybettim, sinirlerime hakim olamadım. Ne yaptığımı o an fark etmedim. Kendimden geçmiştim. Böyle olmasını asla istemezdim" dediği öğrenildi.