Yerel Haberler
Trabzon
22 Eylül 2024 Pazar - 14:55 Sel mağduru ilçelerde çalışmalar sürüyor Trabzon Büyükşehir Belediyesi ekipleri, sel ve heyelanların yaşandığı Araklı, Arsin, Sürmene, Yomra ve Vakfıkebir ilçelerinde yoğun çalışma yürütüyor. Heyelan ve menfez temizliğinin yanı sıra ilçe merkezlerindeki tüm okulların bahçeleri yıkanarak eğitim öğretime hazır hale getirildi. İlçelerde ulaşılamayan mahalle kalmadı, yolu tamamen açılamayan bazı mahallelere alternatif yollarla bağlantı sağlandı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi İçme Suyu ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (TİSKİ), Yol Bakım ve Onarım, Park ve Bahçeler, Çevre Koruma ve Kontrol ile İtfaiye Daire başkanlıklarına bağlı ekipler, ilçelerde meydana gelen heyelan ve su taşkınlarının ardından hayatı normale döndürebilmek için aralıksız çalışıyor. Araklı’da su baskınına uğrayan Bayram Halil Devlet Hastanesi temizlenirken, hastanede birkaç gün içinde sağlık hizmetlerine yeniden başlanacağı belirtildi. İlçe merkezlerindeki tüm okullarda da temizlik çalışması yapıldı, yüksek mahallelerdeki okullarda temizlik çalışmaları sürüyor. Ulaşılamayan mahalle kalmadı Yol onarım, heyelan ve menfez temizliği çalışmalarının devam ettiği Araklı, Arsin, Yomra ve Sürmene ilçelerinde, ulaşılamayan mahalle kalmadı. Çökmeler nedeniyle yolu tamamen açılamayan bazı mahallelere ulaşım alternatif yollardan sağlanıyor. Kayıp vatandaşı arama çalışmaları sürüyor Sürmene’nin Aşağı Çavuşlu mahallesinde sel sularına kapılmış olabileceği değerlendirilen ve kendisinden halen haber alınamayan 65 yaşındaki Ali Kemal Demir’i arama çalışmaları da Polis, Jandarma, Sahil Güvenlik, AFAD ve Büyükşehir İtfaiye Daire Başkanlığı Su Altı Arama ve Kurtarma ekipleri tarafından sürdürülüyor. Ekipler, evinin yakınındaki dere yatağı ve menfezde bulunamayan Demir’i denizde de arıyor. Arama çalışmalarına helikopter ve eğitimli köpeklerle destek sağlanıyor. Ekipler seferber oldu Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, ilçelerde okulların eğitime hazır hale getirildiği vurgulanarak, "İlçelerimizde meydana gelen sel, heyelan ve su taşkınlarının ardından harekete geçen ekiplerimiz, büyük bir gayretle çalışmalarını sürdürüyor. İlçelerimizde hayat büyük oranda normale döndü, kalan aksaklıklar da en kısa sürede giderilecek. Bunun için ekiplerimiz, ilçe belediyelerimiz ve kamu kurumlarımızla seferberlik halindeyiz. Vatandaşlarımız olumsuz bir durum yaşadıklarında, Trabzon İletişim ve Koordinasyon Merkezi’nin (TİKOM) Alo 153 hattından bizlere ulaşabilirler” denildi.
Yayla tutkunlarına oksijen uyarısı
16 Temmuz 2024 Salı - 09:22 Yayla tutkunlarına oksijen uyarısı Özellikle kalp yetmezliği, KOAH ve astımı olan yayla tutkunlarının yüksek rakımlı yaylara çıktıklarında oksijensiz kalabilecekleri ve geri dönülmez sağlık sorunları ile karşı karşıya kalabilecekleri belirtildi. Temmuz ayı ile birlikte yaylalarda insan yoğunluğunun arttığı bu günlerde sağlık yönünden uyarılarda bulunan uzmanlar, yüksek rakımlı yerlerde oksijen basıncının düşeceğine dikkat çekti. Konuyla ilgili uyarılarda bulunan Medical Park Karadeniz Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Özellikle kalp yetmezliği, KOAH, astımı, solunum yetmezliği olan hastalar yüksek rakımlı yerlerde oksijensiz kalabilirler. Çünkü yaylalarda oksijen parsel basıncı düşüyor” dedi. Kronik hastalığı olanlar özellikle astım, KOAH, ya da akciğer sertleşmesi olan kişilerin iklim değişikliğinden daha çok etkileneceğini kaydeden Özlü, “Sadece nem değil sıcaklık da değişiyor güneş faktörü de var nem faktörü de önemli. Bunun dışında havada kirlilik de önem arz ediyor. İklim koşulları özellikle yaz mevsiminde farklı. Kronik hastalığı olanlar özellikle astım, KOAH, ya da Akciğer sertleşmesi gibi hastalığı olan kişilerin iklim değişikliğinden daha çok etkileneceğini tahmin edebiliriz. Yine yüksek tansiyonu, kalp yetmezliği olan hastalar da buna eklenebilir. O açıdan iklim koşullarına göre tedbir almak gerekiyor. Özellikle sıcak ve nemli ortamlarda ısı çarpmaları, güneş altında çarpma olabilir. Onun için kapalı ortamlarda, sıcak ortamlarda bulunmamak lazım. Mümkün olduğu kadar rahat, bol pamuklu ya da ipekli giyilmeli. Sentetik, dar, üst üste kıyafetler giymemek lazım. Bol su, maden suyu, tuzlu ayran içmek lazım eğer tuz kısıtlamanız yoksa. Sıvı gıdaları çok tüketmekte fayda var. Aşırı yemek yememekte fayda var çünkü sıcağın etkisini artırır. Alkol ve uyku yapıcı ilaçlardan uzak durmakta fayda var, bunlar sıcağın etkisini artıran durumlar” dedi. "Yaylalarda oksijen parsel basıncı düşüyor" Yaylalarda oksijen parsel basıncının düştüğü bundan dolayı özellikle kalp yetmezliği KOAH, solunum yetmezliği bulunan hastaların çok dikkatli olmaları gerektiğine işaret eden Özlü, “Özellikle bölgemizde yaylalara çıkılıyor, eskiden gelen bir alışkanlık var. Yaz mevsiminde yüksek rakımlı yaylalara göç edilir, bu aslında çok güzel bir çözüm. Sahil kesiminde çok sıcak ve nem bir arada olduğu için bunaltıcı olabiliyor. Yaylalar hava akımının iyi olduğu ferah yerler, özellikle gece serin oluyor. Ancak yaylaların da şöyle bir özelliği var. Yüksekte güneş ışınları daha dik açıyla geldiği için özellikle saat 11.00-16.00 arasında güneşte kalmamak lazım. Yalnız çok yüksek rakımlar söz konusu ise özellikle kalp yetmezliği olan KOAH’ı olan ya da astımı, solunum yetmezliği olan hastalar yüksek rakımlarda oksijensiz kalabilirler, oksijen parsel basıncı düşüyor. Dolayısıyla böyle sorunları olanların yaylaya çıkmadan önce hekimlerine danışmalarında fayda var. Yayla ortamı sahil kesimine göre daha rahatlatıcı bir ortam daha temiz bir hava soluyorlar ve hava kirlenmesi de yok. Ancak orada polenler olabilir, o açıdan astım gibi alerjisi olan hastalar yayla ve polen ortamında sorun yaşayabilirler” diye konuştu.
Trabzon’da 15 Temmuz anma etkinlikleri düzenlendi
15 Temmuz 2024 Pazartesi - 22:19 Trabzon’da 15 Temmuz anma etkinlikleri düzenlendi Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, 15 Temmuz’da Türk milletinin vatanı için canını ortaya koyduğunu ve birlik içinde dimdik durduğunu belirtti. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ve eşi Arzu Genç, 15 Temmuz Şehitler ve Hürriyet Parkı’nda düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma programına katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan program, Kur’an-ı Kerim Güzel Okuma birincisi Muhammet Saka tarafından okunan Kur’an-ı Kerim ile devam etti. Sancak koşusunun yer aldığı anma programında “15 Temmuz” konulu video gösterimi gerçekleştirildi. Trabzon İl Müftülüğü Tasavvuf Musikisi Korosu’nun Şef Emre Bayraktar eşliğinde hazırladığı konserin ardından mehteran konserleri yapıldı. "Milletimiz iradesine sahip çıktı" Yaptığı konuşmada 15 Temmuz’un sadece bir hükümeti devirme operasyonu olmadığını ifade eden Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, "15 Temmuz, emperyal güçlerin bu toprakları sömürme adına milletimizin iradesini teslim alma gecesiydi. Ama milletimiz buna müsaade etmedi. İlelebet de etmeyecek inşallah. Biz böyle bir milletiz. O gece iradesine sahip çıkan Türk milletinin 253 tane aslan evladı gözünü kırpmadan şehadete yürüdü. Cenab-ı Allah gani gani rahmet eylesin. Yine 2 bin 190 vatandaşımız gazi olarak millet iradesine sahip çıktı. Milletimiz, ’bu toprakları biz böldürmeyeceğiz’ dedi. İlelebet de böldürmeyeceğiz. Aynı gece Türk milletini meydana davet eden kıymetli Cumhurbaşkanımızın da canına kastettiler. Onu da öldürmek istediler. Ama Cumhurbaşkanımız ‘Ben şehit olacaksam topraklarımda şehit olacağım’ dedi ve milletimizi meydanlara davet etti. Allah ondan razı olsun. Trabzon’umuzun meydanından cesur lider, kararlı lider, Türk milletini yeniden ayağa kaldıran liderimiz Cumhurbaşkanımıza da sevgilerimizi, saygılarımızı gönderiyoruz. Bu topraklarımız bize birilerinden emanet aldığımız değil, şehitlerimizin kanlarıyla beraber bize teslim edilmiş topraklardır. O nedenle inşallah 15 Temmuz’da olduğu gibi bundan sonra da düşman postalı bu toprağı çiğneyemeyecek. Bu FETÖ sadece bir cemaat değil, Amerika’nın piyonudur. Bize diz çöktüremediler. Başaramadılar ve başaramayacaklar. Trabzon’umuzda olduğu gibi ülkemizin her noktasında iradesine, birliğine, beraberliğine, bayrağına, ezanına sahip çıkan bütün asaletli Türk milletini şükranla anıyorum. Trabzon’umuzda da bu kararlılığı ortaya koyan hemşehrilerimle gurur duyuyorum. Trabzonlu olmaktan da ayrıca gurur duyuyorum. Yarın böyle bir şey olacak olsa yine gözümüzü kırpmadan o tankın önüne atlayan genç kardeşim gibi buradaki herkes bayrağımız için, ezan için gözünü kırpmadan şehadet şerbetini içer. Hepinize çok teşekkür ediyorum. O gece de sesimiz kısılmıştı. Sesler belki kısılır ama nefesler son nefese kadar birlik için, vatan için bitmez” dedi. "Topraktan binlerce fidan fışkırdı" Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. 15 Temmuz 2016’da 253 şehit bu toprağa düştü. Ve onların düştüğü yerdeki topraktan binlerce fidan fışkırdı. Bu vatanı, milleti koruyacak, onların hatırasını yarıda bırakmayacak pek çok gencimiz var artık. Buradaki gençlerimiz onların örneği timsalidir. Hepsini, bütün gençlerimizi alınlarından öpüyor, tebrik ediyorum. Yarının Türkiye’si gençlerimize emanettir” diye konuştu. Programa Trabzon Valisi Aziz Yıldırım ve eşi Güllühan Yıldırım, AK Parti Trabzon İl Başkanı Sezgin Mumcu ve diğer siyasi partilerin temsilcileri, Trabzon Cumhuriyet Başsavcısı Sedat Çelik, KTÜ Rektör Yardımcısı Cemil Rakıcı, Trabzon İl Emniyet Müdürü Murat Esertürk, Trabzon İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Mustafa Erdem, kamu kurumlarının il müdürleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Yaz döneminde balıkçıların geçim kaynağı deniz salyangozu ekonomik katkı sağlıyor
15 Temmuz 2024 Pazartesi - 09:22 Yaz döneminde balıkçıların geçim kaynağı deniz salyangozu ekonomik katkı sağlıyor Yaz döneminde balıkçıların geçim kaynağı deniz salyangozu her yıl ülkeye milyonlarca dolar döviz girdisi sağlarken balıkçılar, yasak olan algarina yerine dalış yaparak topluyor. Karadeniz bölgesinden geçen yılın Haziran ayı itibarıyla yapılan deniz salyangozu ihracatından 4 milyon 742 bin 541 dolar döviz girdisi sağlanırken, bu yılın aynı döneminde 5 milyon 69 bin 390 dolar döviz girdisi sağlandı. Deniz salyangozu ihracatı genellikle Çin Halk Cumhuriyeti, Güney Kore, Japonya, Tayvan başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerine yapılıyor. Deniz salyangozu avında, deniz tabanını tarayan algarina (çerçeve ve ağdan oluşan av aracı) yasak olduğundan dalış yaparak topladıklarını belirten balıkçılardan Erkan Acuner, “Algarina şu anda yasak olduğu için dalarak çıkartılıyor. Şu anda çok aşırı salyangoz yok, yine de ne çıkarsa Allah bereket versin diyoruz. Deniz salyangozu genelde Uzak Doğu ülkeleri başta olmak üzere İtalya, Fransa gibi ülkelere ihraç ediliyor. Bol avlandığı takdirde ekonomik olarak tatmin edici seviyede oluyor ancak bu sıralar az olunca pek tatmin ettiği söylenemez. Salyangoz, genelde kaya diplerinde, kum ile kayanın birleştiği yerlerde oluyor biz de dalış yaparak toplamaya çalışıyoruz. İstanbul’dan İğneada, Hopa’ya kadar Türkiye’nin farklı denizlerinde şu anda dalış yapılarak toplanıyor. Trabzon’da salyangoz avı yapan 25 kadar tekne olduğunu söyleyebiliriz. Günlük ortalama 600-700 kilogram kadar toplayabiliyoruz. Akıntı durumu, görüş mesafesi uygun olduğu sürece 3-4 kişi toplanabiliyor. Dalış zor uluyor tamamen insan gücüyle toplandığı için çok zor oluyor. Salyangoz avcılığı Ege olsun diğer denizlere göre bizim sular daha sığ. Dolayısıyla derin olmayan yerlere daldığımız için biraz daha rahatız, batıya gittikçe derinlik artıyor. Salyangoz Türkiye’de pek tüketilmiyor. Kabuğu kozmetik sanayinde içi ise konserve olarak ihraç ediliyor” dedi.
Yaz döneminde balıkçıların geçim kaynağı deniz salyangozu ekonomik katkı sağlıyor
15 Temmuz 2024 Pazartesi - 09:18 Yaz döneminde balıkçıların geçim kaynağı deniz salyangozu ekonomik katkı sağlıyor Yaz döneminde balıkçıların geçim kaynağı deniz salyangozu her yıl ülkeye milyonlarca dolar döviz girdisi sağlarken balıkçılar, yasak olan algarna yerine dalış yaparak topluyor. Karadeniz Bölgesinden geçen yılın Haziran ayı itibariyle yapılan deniz salyangozu ihracatından 4 milyon 742 bin 541 dolar döviz girdisi sağlanırken, bu yılın aynı döneminde 5 milyon 69 bin 390 dolar döviz girdisi sağlandı. Deniz salyangozu ihracatı genellikle Çin Halk Cumhuriyeti, Güney Kore, Japonya, Tayvan başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerine yapılıyor. Deniz salyangozu avında, deniz tabanını tarayan algarna (çerçeve ve ağdan oluşan av aracı) yasak olduğundan dalış yaparak topladıklarını belirten balıkçılardan Erkan Acuner, “Algarna şu anda yasak olduğu için dalarak çıkartılıyor. Şu anda çok aşırı salyangoz yok, yine de ne çıkarsa Allah bereket versin diyoruz. Deniz salyangoz genelde uzak doğu ülkeleri başta olmak üzere İtalya, Fransa gibi ülkelere ihraç ediliyor. Bol avlandığı takdirde ekonomik olarak tatmin edici seviyede oluyor ancak bu sıralar az olunca pek tatmin ettiği söylenemez. Salyangoz, genelde kaya diplerinde, kum ile kayanın birleştiği yerlerde oluyor bizde dalış yaparak toplamaya çalışıyoruz. İstanbul’dan İğneada, Hopa’ya kadar Türkiye’nin farklı denizlerinde şu anda dalış yapılarak toplanıyor. Trabzon’da salyangoz avı yapan 25 kadar tekne olduğunu söyleyebiliriz. Günlük ortalama 600-700 kilogram kadar toplayabiliyoruz. Akıntı durumu, görüş mesafesi uygun olduğu sürece 3-4 kişi toplanabiliyor. Dalış zor uluyor tamamen insan gücüyle toplandığı için çok zor oluyor. Salyangoz avcılığı Ege olsun diğer denizlere göre bizim sular daha sığ. Dolayısıyla derin olmayan yerlere daldığımız için biraz daha rahatız, batıya gittikçe derinlik artıyor. Salyangoz Türkiye’de pek tüketilmiyor. Kabuğu kozmetik sanayinde içi ise konserve olarak ihraç ediliyor” dedi. (BK-EK
İneklerini gelin gibi süslediler yaylanın yolunu tuttular
14 Temmuz 2024 Pazar - 15:35 İneklerini gelin gibi süslediler yaylanın yolunu tuttular Trabzon’un Akçaabat ilçesinde ilki 2018 yılında düzenlenen Akpınar Büyükoba Yaylası Göç Festivali’nin 4.’sü Akpınar Mahallesi Kültür, Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’nin organizasyonu ile bugün yapıldı. Yer yer yağmurun altında yapılan festivalde gelin gibi süsledikleri inekleri ile Büyükoba Yaylası’na doğru yola çıkan yaylacılar renkli görüntüler oluştururken, festivalin amacının geçmişten gelen geleneksel yayla göçünün yeni nesillere tanıtmak olduğu ifade edildi. Akpınar Büyükoba Yaylası Göç Festivali başlangıcında yapılan yürüyüşün ardından festival alanına gelindi. Burada günün anlam ve önemini belirtilen konuşmalar yapılırken festivale, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim ve vatandaşlar katıldı. Geleneksel kıyafetleri içerisindeki yaylacılar, uzun ve yorucu bir yolculuğun ardından ulaştıkları Sela mevkiinde davul, zurna ve kemençe eşliğinde karşılandı. Festivalde bazı yaylacıların sırtlarında beşikler taşıması renkli görüntüler oluştururken, burada konuşan Akpınar Mahallesi Kültür, Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Osman Bıyıklı amaçlarının eskiyi unutturmamak ve yeni nesle geleneklerini hatırlatmak olduğunu söyleyerek, "Bu sene dördüncüsünü düzenlediğimiz Akpınar Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’nin düzenlediği festivalimize tüm halkımız hoş geldi. Geçen yıl şehitlerimizden ötürü festivalimizi yapmamıştık, onlara da rahmet diliyorum. Aslında bu sene daha yoğun olmasını normalde bekliyorduk. Aşağıda sis var ama hava burada çok güzel. İnşallah ilerleyen zamanlarda daha güzel şeylerin burada olacağını düşünüyorum. Buraya gelen vatandaşlarımıza, sanatçılarımıza teşekkür ediyorum" dedi. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ise, "Evet yaz dönemindeyiz. Yazın Trabzon’umuz tabii turizm değerinin son yıllarda en yükselen değeri konumunda. Bir taraftan da yayla turizmine dönük şenliklerimiz var. Bu şenliklerimiz bize dedelerimizden gelen bir gelenektir. Bu geleneği yaşatmak için aynı anlayışla yaz ayları gelince özellikle Temmuz itibarıyla Ağustos sonuna kadar bütün ilçelerimizin yaylalarında, bugün Akpınar’ımızın yaylasında Sela Çimeni mevkiinde olduğu gibi şenliklerimiz yapılıyor. Hem buradaki hemşehrilerimiz, hem gurbetçilerimiz İstanbul’da, diğer illerimizde ve Avrupa’da gurbetçilerimiz ile hep beraber bir araya geliyoruz. Hasret gideriyoruz. Bize ait olan doyasıya o horonumuzla beraber eğleniyoruz. Ve dayanışma örneğimizi ortaya koyuyoruz. Bu topraklara ilelebet bir kez daha sahip çıkma şuurumuzu da ortaya koyuyoruz. O nedenle bugün de biz değerli belediye başkanımızla, yöneticilerimizle beraber şenliğimizdeyiz. Gördüğünüz gibi güzel bir coşku var, güzel bir birliktelik var. Esasında bu birliktelikler aynı zamanda ülkemizin milli birlik ve beraberliğinin de nişanesidir" diye konuştu. Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim de, "Dördüncüsünü düzenlemiş olduğumuz Akpınar Festivali’mizdeyiz. Hep beraberiz. Son dönemde Trabzon’umuzda, Akçaabat’ımızda, turizmin gelişmesiyle beraber de özellikle yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktaları olan yaylalarımızdayız. Burada düzenlemelerimizle beraber hem bölge halkı hem de gelen misafirlerimizle beraber birlik ve birlikteliğimizi, dayanışmamızı ortaya koyup burada eğleniyoruz. Güzel bir ortam var. İnsanlar burada geçmişi geleceğe taşıyorlar. Dedelerimizden gelen kültürümüzü bugünümüze ve bu bölgeye sahip çıkmamızı ortaya koyuyoruz bu festivallerle beraber. Emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Gelen misafirlerimize de tekrar hoş geldiniz diyoruz" ifadelerini kullandı. "Havanın bozuk olması sorun değil biz horonumuzu her zaman oynarız" Festivale gelen vatandaşlardan Sude Bulut festivalin çok güzel olduğunu belirterek, "Çok güzel bir şenlik oldu bizim için. Herkes çok eğleniyor. Her sene yapılıyor ve çok hoşumuza gidiyor. Hiç kaçırmıyoruz. Çok eğleniyoruz gerçekten. Güzel oluyor ineklerle geliyoruz. Vallahi biz çok mutluyuz. İnşallah ileriki senelerde de böyle devam eder. Ben buralıyım. Bütün köy halkı hepimiz buradayız, herkes burada. Havanın bozuk olması hiç sorun değil her zaman horonumuzu oynarız" şeklinde konuştu. Festivale Maçka ilçesinden geldiğini söyleyen Erdem Fıntık ise, "İlk defa geldim buraya. Yani güzel bir yayla. Bu zamana kadar birçok yayla şenliklerine katıldık ama buradaki tertip ve düzen gayet güzel, gerçekten başarılı. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Buradaki yaylacılar ve yaylalar zaten şenlik, güzel de bir tanıtım yapmışlar. Ondan dolayı da ilgi çekiyorlar, dikkat çekiyorlar. O yüzden de kalabalık oluyor. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi.
Trabzon Büyükşehir’den Yenilikçi Güneş Enerjisi projesi
13 Temmuz 2024 Cumartesi - 18:57 Trabzon Büyükşehir’den Yenilikçi Güneş Enerjisi projesi Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Trabzon’un enerji maliyetlerini azaltmak ve sürdürülebilir enerjiye geçiş için yeni bir güneş enerjisi santrali projesi üzerinde çalıştıklarını duyurdu. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın katılımıyla gerçekleştirilen Enerji Koordinasyon Toplantısı’na katıldı. Toplantıda Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı ve AK Parti Trabzon Milletvekili Adil Karaismailoğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Trabzon Milletvekili Mustafa Şen, AK Parti Trabzon Milletvekili Yılmaz Büyükaydın, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Ahmet Kazaz ve yönetimi ile enerji sektöründeki sanayici cd iş dünyası temsilcileri yer aldı. Toplantıda konuşan Bakan Bayraktar, “Enerji, günlük hayatımızın, ekonomimizin her anında ihtiyaç duyduğumuz bir alandır. Bizim esas görevimiz, enerjiyi teşviksiz, kaliteli, rekabetçi ve ucuz şekilde vatandaşlarımıza 7/24 sürdürülebilir bir şekilde ulaştırmaktır. Bu sürece genelde enerji arz güvenliği diyoruz. Türkiye’de AK Parti’nin 22 yıllık iktidarında enerjiyi şekillendiren bir diğer husus ise enerjide dışa bağımlılık meselesidir. Türkiye’nin nüfusu, ekonomisi, istihdamı, yatırımı ve ihracatı artarken, bu artan ve büyüyen ekonominin ihtiyaç duyduğu enerji talebi de artmaktadır. Dolayısıyla şehirleşme, yaşam tarzları ve yaşam kalitemiz farklılaşıyor ve bu enerji ihtiyacının karşılanması büyük önem arz ediyor. Bizim mesaimizin çoğunluğu enerji arz güvenliği temini üzerine yoğunlaşıyor. Yani Türkiye’nin artan doğal gaz, petrol ve elektrik talebini nasıl karşılayacağız ve bunu nasıl daha uygun şartlarda yapacağız sorularına odaklanıyor. Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 67’si ithalatla karşılanıyor ve bu ithalat faturası, cari açık ve döviz ihtiyacı gibi sorunları beraberinde getiriyor. Bu nedenle artan talep ve dışa bağımlılığı azaltmak için yerli ve yenilenebilir kaynakları azami ölçüde devreye almak zorundayız" ifadesinde bulundu. Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, “Elektriğin olmadığını fark ettiğimizde hayatımız tamamen durur. Eskiden sadece aydınlanmak amaçlı kullanılan elektrik, bugün hayatımızın her aşamasında vazgeçilmez bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bundan 8-10 yıl kadar önce tüm Türkiye’de elektrik kesildiğinde yüksek katlara yürüyerek çıkmak zorunda kalmıştık. Yaşlılar ve engelliler için bu durum daha da zordu. Asansörlerin çalışmaması, suyun kesilmesi gibi birçok sorunla karşılaştık. Ameliyatlar, uçakların inmesi, metroların çalışması gibi kritik durumlar tamamen elektriğe bağlıdır. Hayatımızın her aşamasında enerjiye ihtiyacımız var. Bu nedenle sayın bakanım, kıymetli yardımcıları, bürokratlar, uzman arkadaşlar ve mühendisler, vatandaşlarımıza enerjinin eksikliğini hissettirmemek için canla başla çalışıyorlar” diye konuştu. 2023 yılında Trabzon’da doğal gaz konusunda olağanüstü yatırımlar yapıldığını belirten Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, "Nüfusu yoğun olan ilçelerimiz Ortahisar, Akçaabat ve Yomra’da önemli yatırımlarla birlikte vatandaşlarımıza uygun maliyetle güzel hizmetler sunuldu. Sayın bakanım, şimdi sizin öncülüğünüzde Çarşıbaşı, Şalpazarı, Maçka, Düzköy, Köprübaşı, Tonya, Çaykara ve Dernekpazarı’mızın da doğal gazla buluşmasını arzu ediyoruz. Eminim ki sizin liderliğinizde ilçelerimizde önümüzdeki yıl önemli adımlar atılacaktır. Enerji yatırımları çok kıymetli. Alternatif bir şekilde millileştirerek üretmek çok önemli. Çünkü enerji arzı, ülkemizin makro ekonomik dengelerdeki en önemli konularından biri. Doğal kaynaklar ve yenilenebilir enerjiyle birlikte hükümetimizin çok önemli adımlar attığını biliyor ve destekliyoruz. Yerel yönetimler olarak, özellikle yenilenebilir enerji projelerine önem veriyoruz. Ortahisar Belediye Başkanlığımız sırasında bir güneş enerji santrali kazandırdık. Şimdi de Büyükşehir olarak, kendi enerji maliyetimizi düşürmek ve ülke ekonomisine katkı sağlamak adına ayrı bir güneş enerjisi santrali ve modeli üzerinde çalışıyoruz. Bunu da size arz ettik. Bugüne kadar olduğu gibi tüm projelerimize destek olmanız bizleri çok mutlu ediyor" dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar: "Türkiye 2024-2030 Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı ile 20 milyar dolarlık yatırım hedefi ortaya koydu"
13 Temmuz 2024 Cumartesi - 17:53 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar: "Türkiye 2024-2030 Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı ile 20 milyar dolarlık yatırım hedefi ortaya koydu" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin nükleer enerjiden elektrik üretme ile ilgili 70 yıllık rüyasının gerçeğe dönüştürüleceğini söyledi. Memleketi Trabzon’a gelen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, sırasıyla Trabzon Valiliği, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığı, AK Parti Trabzon İl Başkanlığı, Ticaret ve Sanayi Odası ve Atatürk Köşkü’nü ziyaret etti. Bakan Bayraktar, ziyareti sırasında Ticaret ve Sanayi Odası’nda gerçekleştirilen Enerji Koordinasyon Toplantısı’na da katıldı. Toplantıda konuşan Bayraktar, "Türkiye’de yaklaşık yüzde 67 enerji, yani üç birimlik enerjinin ikisi maalesef ülkemize ithalat yoluyla gidiyor. Dolayısıyla bu ithalatla alakalı karşılaştığımız başta ithalat faturası, bunun getirdiği cari açık, bunun getirdiği döviz ihtiyacını karşılamakla alakalı da belli politikalar geliştiriyoruz. Dolayısıyla bu iki konu artan talep ve artan dışa bağımlılığı azaltmak için temel politika önceliklerimize baktığımızda birinci olarak yerli ve yenilenebilir kaynakları Türkiye azami ölçüde mutlaka devreye almak durumunda, ekonomisine katmak durumunda. Ülkemizin elbette bugüne kadar alıştığımız doğal gaz ve petrolde, doğal gaz ve petrol zengini olmayan bir ülke olarak alıştığımız belli kabuller vardı ama zengin olduğumuz alanlar var. Örneğin Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanında çok büyük bir potansiyeli var. Güneşiyle, rüzgarıyla, hidrolik kaynaklarıyla, jeotermal kaynaklarıyla Türkiye’nin mutlaka bu yenilenebilir kaynaklarını devreye alması gerekiyor. Dolayısıyla bu anlamda bugüne kadar yaptığımız güneşte ve rüzgarda 27 bin megavatı bulan kurulu gücü bu sene ve önümüzdeki 12 yıl boyunca 2035’e kadar ilave 60 bin megavatla yani her yıl yapacağımız 5 bin megavatlık güneş ve rüzgar yatırımıyla geliştirmek ve artırmak istiyoruz. Bir de Türkiye’nin mutlaka enerjisini verimli kullanması lazım. Hayat standartlarımızdan, hayat konforumuzdan vazgeçmeden Türkiye’nin mutlaka sanayisinde, tarımında, ulaştırmasında, enerjisinde ve bütün binalarında enerjisini verimli kullanması gerekiyor. Bu anlamda ortaya koyduğumuz 2024-2030 Türkiye Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı ile Türkiye özel sektörüyle ve kamunun kurumlarıyla 20 milyar dolarlık bir yatırım hedefi ortaya koydu. Bu yatırımları gerçekleştirip enerji tüketimini yüzde 16 gibi iyileştirerek enerjiyi daha az yoğun kullanan bir sanayi, bir ulaştırma, bir tarım sektörü ve enerji sektörü hedefliyoruz" dedi. "Türkiye’nin daha çok Gabar keşfetmesi lazım" Türkiye’nin bir paradigma değişikliğine gittiğini ve kendi petrol ve doğal gaz kaynaklarını hem karada hem de denizlerde araması gerekliliğini dile getiren Bakan Bayraktar, "Biz 2016 yılında çok önemli bir paradigma değişikliğini ve dedik ki Türkiye petrol ve doğal gaz kaynaklarınn mutlaka hem karada hem denizlerde aramalıdır ve daha yoğun bir şekilde aramalıdır. Geçmişte Karadeniz’i hatırlayacaksınız 2010-2012 yıllarında derin deniz aramaları yaptık. O dönemden farklı bir şeyler yapmamız lazım dedik. Ve Milli Enerji ve Maden Politikası adını verdiğimiz stratejik dokümanla dedik ki biz artık bu aramaları kendi gemilerimizle, kendi mühendislerimizle, kendi teknik kabiliyetlerimizle, imkanlarımızla yapalım dedik. Ve bu bugün dünyanın en büyük derin devlet filolarına sahip bir ülke haline geldik. Fatih, Yavuz, Kanuni ki bunlar aslında Trabzon için çok anlamlı isimler. Son olarak Abdülhamid Han’ın adını verdiğimiz dört tane derin deniz sondaj gemisi ve iki tane sismik gemimizle beraber kendi kıta sahanlığımızda, kendi münhasır ekonomik bölgemizde hem Doğu Akdeniz’de hem de Karadeniz’de aramalara başladık 2017 yılında. Onun dışında karalarda Türkiye’nin gitmediği, daha önce aranmamış coğrafyaları arayalım stratejisi doğrultusunda bir dönem adı terörle anılan Şırnak, Gabar, Hakkari, Van gibi yerlerde biz petrol aramaya başladık. Ve hamdolsun 2016’daki strateji değişikliğinden sonra bütün bu çalışmaların meyvelerini yavaş yavaş almaya başladık. 2020 yılında hepimizin malumu Sayın Cumhurbaşkanımızın killetimize bir müjde olarak açıkladığı Sakarya Gaz Sahası’ndaki doğal gaz keşfi Cumhuriyet tarihinin en büyük doğalgaz keşfidir. 2020 yılı için dünyada denizlerde yapılan en büyük doğal gaz keşfidir. Ve biz orada şu anda 710 milyar metreküplük bir rezerv keşfi ile beraber yine dünyada rekor sayılabilecek bir süre içerisinde 3 yıldan kısa bir süre içerisinde oradan doğal gazı üretmeye başladık. Bugün 2 milyon 400 bin haneye yetecek kadar doğal gazı kendi gazımız olarak Sakarya’da üretiyoruz. Yaklaşık günlük 5 buçuk milyon metreküplük bir üretimle gidiyoruz. Ama inşallah önümüzdeki aylarda bunu ilk etapta 10 milyon metreküpe yani 5 milyon abonenin yani 5 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacını karşılayacak şekle getireceğiz. Elbette bugün burada Trabzon’un henüz daha doğal gazla tanışmamış ilçelerinden ve mahallelerinden bahsediyoruz. Oranın taleplerini en kısa sürede yerine getirmekle alakalı ilgili arkadaşlarımıza gerekli talimatları verdik. Ama gelinen nokta itibariyle bu konforlu, bu çevreci, bu verimli yakıtı mutlaka biz hanelerimizle, sanayimizle, ticarethanelerimizle buluşturmak istiyoruz. Elbette bunu kendi ürettiğimiz doğal gazımız ile yapmamız çok daha anlam ifade ediyor. Petrol tarafında 2016 yılında yine bu strateji değişikliğini yaptığımız yılda günde 35 bin varil üreten Türkiye petrolleri, bugün sadece Gabar’da Türkiye’nin en kaliteli petrolünü 45 bin varil günlük üretime çıkarmış durumda. 2021 yılında yaptığımız bu keşif yine Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinin karalardaki en büyük keşfi. Şu anda 41 kuyudan 45 bin varil üretiyoruz. Hedefimiz inşallah en kısa bunu yıl sonu olarak, hedef olarak arkadaşlarımıza verdik ve kamuoyumuzla paylaştık, 100 bin varil, 95 kuyuyla üretime çıkabilmek. Ama ülkemiz çok büyük, ülkemizin ihtiyaçları artarak devam ediyor. Türkiye’nin günlük petrol ihtiyacı 1 milyon varil. Bizim daha çok Gabar keşfetmemiz lazım, daha başka bölgelere gitmemiz lazım. Mutlaka Türkiye’nin Libya’da, Irak’ta, Somali’de, Kafkasya coğrafyasında farklı petrol sahalarında iş birlikleriyle, ortaklıklarıyla doğal gaz ve petrolde farklı alternatifleri de geliştirmesi gerekiyor" diye konuştu. "Türkiye’nin 70 yıllık rüyasını gerçeğe dönüştüreceğiz" Türkiye’nin önünde 70 yıllık bir rüyayı gerçeğe dönüştürme hedefinin olduğunu ifade eden Bayraktar, "Türkiye’nin önünde bir de 70 yıllık bir rüyayı gerçeğe dönüştürmek var. Türkiye’nin 1950’lerden beri yapmak istediği nükleer enerjiden elektrik üretimiyle alakalı da şu anda devam eden Akkuyu’daki nükleer santral projemiz biliyorsunuz Mersin’de. Bu santralin de en kısa zamanda ilk reaktörünü önümüzdeki aylarda devreye almak suretiyle inşallah Türkiye’nin bu 70 yıllık rüyasını da gerçeğe dönüştüreceğiz. Şu anda sahada çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Dolayısıyla Türkiye nükleer enerjiden elektrik üreten ülkeler sınıfına artık yükseliyor. Orada tabii Türkiye’nin sanayisine, Türkiye’deki istihdama ve nükleer ekosistemin gelişmesine dair çok önemli gelişmeler devam ediyor. İnşallah Sinop ve Trakya santralleriyle bunları desteklemeye devam edeceğiz. Türkiye’nin 2050 yılına kadar mutlaka 20 bin megavatlık bir nükleer güce ihtiyacı var. Bütün bunlar bizim daha sürdürülebilir bir kalkınma için ve dışa bağımlılığı düşürmüş, enerjide bağımsız, bu anlamda ekonomisi daha güçlü bir ülke olarak yani ekonomideki kırılganlıkları daha da azaltmış bir ülke olma yolunda en önemli enerjideki stratejilerimiz. İnşallah bunlar için tabii bunların arkasında çok güçlü bir siyasi iradenin varlığı yadsınamaz. Bütün bunlar siyasi istikrar olmadan, ekonomik istikrar olmadan gerçekleştirilemez. Türkiye, ekonomisi büyüyen ve orta gelir tuzağından inşallah çıkmış, gelir seviyesi 20-25-30 bin dolarlara yaklaşmış bir ülke olarak inşallah daha güçlü bir şekilde yola devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
SGK Trabzon İl Müdürlüğü, KTÜ ve TRÜ ile 3.yaş üniversitesi protokolü imzaladı
12 Temmuz 2024 Cuma - 16:08 SGK Trabzon İl Müdürlüğü, KTÜ ve TRÜ ile 3.yaş üniversitesi protokolü imzaladı Trabzon Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü, 2024 Emekliler Yılı faaliyetleri kapsamında Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Trabzon Üniversitesi ile 3. Yaş Üniversitesi protokolü imzaladı. Trabzon Sosyal Güvenlik İl Müdürü Erdem Akbay, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı ve Trabzon Üniversitesi (TRÜ) Rektörü Prof. Dr. Emin Aşıkkutlu ile bir araya gelerek 3. Yaş Üniversitesi Protokollerini imzaladı. Sosyal Güvenlik İl Müdürü Erdem Akbay, 2024 Emekliler Yılı boyunca tüm kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, üniversiteler ve tüm paydaşların katılımı ile emeklilerin sosyal refah düzeylerini artırmayı amaçladıklarını ifade ederek, Trabzon’un iki önemli eğitim kurumuyla imzalanan protokollerin bu amaca ulaşmakta önemli bir adım olduğunu söyledi. İl Müdürü Akbay, imzalanan protokollerle Trabzon’daki emekli vatandaşların yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla bilgi ve becerilerini geliştirmelerine ve sosyalleşmelerine imkân sağlamanın hedeflendiğini belirterek, bu protokoller ile ilgili üniversitelerde emekliler için çeşitli eğitim programlarının düzenleneceğini dile getirdi. İmzalanan protokol kapsamında emeklilere üniversitelerin sunduğu pek çok hizmet ve etkinlikten ücretsiz veya indirimli olarak faydalanma imkanı sağlanacağını vurgulayan İl Müdürü Akbay, “Protokolün detaylarında ise üniversiteler, emeklilere yönelik çeşitli eğitim programları ve sosyal imkanlar sunmayı taahhüt ediyor. Bunlar arasında, ‘Üçüncü Yaş Üniversitesi’, ‘Yaşam Boyu Öğrenme Merkezi’ ve ‘Sürekli Eğitim Merkezi’ programlarının açılması veya mevcut programların genişletilmesi bulunuyor. Alanında uzman olan emeklilerin yükseköğretim kurumlarında kendi alanıyla ilgili programlarda ders verebilmesine, bilgi ve deneyim paylaşımında bulunabilmesine öncelik tanınması ve gerekli kolaylığın sağlanması ile yaygınlaştırılması da üniversitelerin yükümlülükleri arasında yer alıyor. Protokol kapsamında emeklilere yönelik çalıştay, panel, sempozyum ve konferanslar gibi akademik toplantılar düzenlenecek. Protokolle, üniversitenin spor tesisleri ve kütüphanelerinden emeklilerin faydalanabilmesi için kolaylıklar sağlanacak” ifadelerini kullandı.