Yerel Haberler
Trabzon
Uzmanlardan Trabzon için "Yerinde dönüşüm" önerisi 22 Aralık 2025 Pazartesi - 10:20:51 Trabzon’da kentsel dönüşüm çalışmalarının ’yerinde dönüşüm’ şeklinde yapılması gerektiği, yapılarla birlikte sosyal ve kültürel dokuyu da iyileştirecek bir planlama anlayışına ihtiyaç olduğu belirtildi. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Şehir Plancıları Odası Trabzon eski Şube Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeliğini yapan Ercan Şen, şehirde bina bazlı sorunlar geçmişten bu yana devam ettiğini belirterek birçok mahallenin yapı stoku oldukça eskimiş durumda olduğunu kaydetti. Şen, Trabzon’un depremden ziyade heyelan ve sel-su taşkınları gibi afet riskleriyle karşı karşıya olduğunu vurgulayarak "Şehirde bina bazlı sorunlar geçmişten bu yana devam ediyor. Birçok mahallemizin yapı stoku oldukça eskimiş durumda. Ülkemiz genel olarak deprem riski taşıyan bir coğrafyada yer alıyor. Ancak Trabzon’da ağırlıklı olarak heyelan ve sel-su baskını gibi farklı afet türleri söz konusudur. En son Beşirli Mahallesi’nde ciddi zararlar yaşandı. Can kaybı olmadı ama önemli altyapı, yapısal, mühendislik sorunlarımızın olduğu ortaya çıktı. Dolayısıyla kenti, afetlere dirençlilik temelinde ele alan bir kentsel iyileştirme ve kentsel dönüşüm sürecine girmek gerekiyor" diye konuştu. "Yapılarla birlikte sosyal ve kültürel dokuyu da iyileştirecek bir planlama anlayışına ihtiyaç var" Yapılarla birlikte sosyal ve kültürel dokuyu da iyileştirecek bir planlama anlayışına ihtiyaç olduğunu kaydeden Şen, "Kenti güneye doğru kontrolsüz bir şekilde yaymak ya da yeni yerleşim alanları açmak yerine, mevcut dokuyu kendi içinde ele almak daha doğru olacaktır. Sosyal donatı alanlarını, parkları, yeşil alanları ve ticari birimleri küçük ölçeklerde de olsa bu dokunun içine entegre ederek; yapısal dönüşümle birlikte sosyolojik ve kültürel dokuyu da gözetecek şekilde bir düzenlemeye gitmek gerekiyor. Bu noktada şehir planlamasına yeniden bakmak ve planlamayı bu doğrultuda şekillendirmek lazım. Çünkü zamanla bazı mahallelerimiz köhneleşmeye başladı. Köhneleşme sadece yapıların eskimesiyle değil, aynı zamanda orada yaşayan insanların sosyolojik yapısının değişmesiyle de ortaya çıkan bir durum. Yapılarla birlikte sosyal ve kültürel dokuyu da iyileştirecek bir planlama anlayışına ihtiyaç var. Trabzon, coğrafi olarak fiziki şartları zor bir kent. Bir yanında deniz var ve denizle yaşayan bir şehir olması nedeniyle bundan kopması mümkün değil. Diğer yanında ise dağlar bulunuyor. Bu alanlarda da yerleşilebilir bölgeler belirli düzenlemeler ile oluşturmak mümkün. Güneyde, belirli noktalarda uydu kentler oluşturulabilir. Bu uydu kentler; belirli bir süre barınmayı sağlayan, kendi içinde iş potansiyelleri olan ve şehir merkeziyle ulaşımı mümkün kılan yerleşim modelleri olabilir. Trabzon için bir vizyon tarif etmek gerekiyor. Örneğin 2050 ya da 2100 hedefi koyabilirsiniz; ‘Trabzon böyle olacak ve bu şekilde gelişecek’ dedikten sonra bu kararları uygulamaya geçirmeniz gerekir. Bunun için de her yönüyle çalışılmış, analiz edilmiş, doğru değerlendirmeler içeren ve gerektiğinde revize edilebilecek ciddi bir stratejik belgeye ihtiyaç vardır. Ne yazık ki şu anda Trabzon’da böyle bir belge yok. Daha çok günü kurtaran, projeci, palyatif kararlar ile ilerleyen bir anlayış hâkim" dedi. "Trabzon’un yerinde dönüşüme ihtiyacı var" Trabzon’un kentsel dönüşümünün yerinde dönüşüm şeklinde yapılmasının doğru olacağını ifade eden Şen "Biz Trabzon için ‘yerinde dönüşüm’den yanayız. Yerinde dönüşümden kastımız, o mahallede yaşayan insanların orada kalmasını sağlamaktır. Çünkü bu insanlar o kültürün içinde yaşamış, mahalleyi bilen insanlardır. Onları başka bir yere taşıdığınızda hem sosyolojik sorunlar ortaya çıkıyor hem de bu insanlar kentte mutlu olamıyor. Oysa şehir planlaması ve imar planları yapılırken temel amaç, insanların mutluluğunu ve yaşam standartlarını yükseltmektir. Kentsel dönüşümde hâlâ ağırlıklı olarak yapısal dönüşüm tarafındayız. Yapıyı yenilediğimizde işin bittiğini, her şeyin düzeldiğini düşünüyoruz. Bu nedenle Trabzon’daki kentsel dönüşümün şu anda çok doğru bir şekilde ilerlediğini düşünmüyorum" şeklinde konuştu.
21 Aralık 2025 Pazar - 11:10 Gençlerbirliği ile Trabzonspor 73. randevuda Trendyol Süper Lig’in 17. haftasında deplasmanda Gençlerbirliği ile karşılaşacak olan Trabzonspor, rakibi ile ligde 73. kez karşı karşıya gelecek. İki takım ligde 4 yıllık bir aradan sonra tekrar karşılaşacak. Trendyol Süper Lig’in 17. haftasında Gençlerbirliği yarın saat 20.00’de zirve mücadelesi veren Trabzonspor’u ağırlayacak. Eryaman Stadyumunda oynanacak olan karşılaşmayı Halil Umut Meler yönetecek. Meler’in yardımcılıklarını ise Hüseyin Aylak ve Murat Altan yönetecek. Bordo-mavililerde, Afrika Uluslar Kupası’nda bulunan Onuachu ve Oulai bu maçta forma giyemeyecek. Mustafa Eskihellaç ve Folcarelli’nin ise tedavileri sürüyor. Ligde 35 puanla 3. sırada yer alan Trabzonspor sezonun ilk yarısının son maçında sahadan galibiyetle ayrılarak devreyi moralli kapatmak istiyor. Ligde 73. randevu İki takım arasında oynanan 72 lig maçında bordo-mavililerin 41 galibiyeti bulunurken, Gençlerbirliği’nin ise 12 galibiyeti bulunuyor. 19 maçta ise taraflar birbirlerine üstünlük kuramadı. Trabzonspor’un attığı 137 gole karşılık ise kalesinde 67 gol gördü. Başkentte Trabzonspor üstün İki takım arasında Ankara’da oynanan 36 maçta bordo-mavililer 16 galibiyet elde ederken ev sahibi ekip ise 8 galibiyet elde etti. 12 maç ise beraberlikle sonuçlandı. Karadeniz ekibinin 53 golüne, Başkent temsilcisi 37 golle yanıt verdi.
21 Aralık 2025 Pazar - 09:37 Acil serviste hayat kurtarıyor, dağlarda pedal çeviriyor Giresun’un Eynesil ilçe Devlet Hastanesi acil servisinde görev yapan 28 yaşındaki doktor Semih Gürel, yoğun geçen 24 saatlik nöbetlerin ardından dağ bisikletine atlayarak Karadeniz’in zorlu coğrafyasında kilometrelerce pedal çeviriyor. Kar, yağmur ve sis demeden yüksek rakımlı yaylalara uzanan yolculuklarıyla dikkat çeken Gürel, hem mesleği hem de doğa tutkusuyla sosyal medyada ilgi odağı oluyor. Giresun’un Eynesil ilçesinde Devlet Hastanesi acil servisinde görev yapan 28 yaşındaki doktor Semih Gürel, insanların en zor anlarına tanıklık ettiği 24 saatlik nöbetlerin ardından, yorgunluğunu Karadeniz’in sisli dağ yollarında pedal çevirerek atıyor. Beyaz önlüğünü çıkarıp kaskını takan Gürel, kar, yağmur ve soğuğa aldırmadan yaylalara uzanan yolculuklarıyla hem kendini hem de izleyenleri derinden etkiliyor. Ankara’dan yaklaşık 1,5 yıl önce Giresun’a atanan Dr. Semih Gürel, şehir hayatında scooter kullandığını, Karadeniz’e gelince ise bu coğrafyanın ruhuna uygun bir dağ bisikleti aldığını söylüyor. Acil serviste geçen yoğun ve stresli saatlerin ardından bisikletine binmenin kendisi için sadece bir spor değil, bir nefes alma anı olduğunu dile getiren Gürel, dağ tepe demeden yollara düşüyor. Bazen 5-6 saati bulan sürüşlerinde yüksek rakımlı yaylalara çıkan Gürel, karla kaplı patikalarda, yağmur altında ve sisin içinde pedal çeviriyor. Doğayla baş başa kaldığı bu yolculukları kask kamerasıyla kayda alan genç doktor, görüntüleri sosyal medya hesabında paylaşıyor. İnsan hayatına dokunduğu saatlerin ardından doğanın kalbine sığınan Semih Gürel, bisikletin kendisi için bir terapi olduğunu vurguluyor. Zorlu görev temposunun ağırlığını her pedalda biraz daha geride bırakan Gürel’in Karadeniz’in zorlu ama bir o kadar da etkileyici doğasında yaptığı yolculuklar, takipçilerine hem ilham veriyor hem de bölgenin doğal güzelliklerini gözler önüne seriyor. Ankara’dan 1,5 yıl önce Giresun’un Eynesil ilçesine atandığını belirten Semih Gürel, "Orada scoter sürücüsüydüm. Buraya gelince coğrafyaya uygun dağ bisikleti aldım. 1,5 yıldır boş günümde dağ bayır geziyorum. Acil serviste 24 saatlik nöbetlerden sonra kafa dağıtma amaçlı spontane geziler düzenliyorum" dedi. "Bir tarafım yeşil bir tarafım mavi" Yol boyunca bir tarafın mavi diğer tarafın yeşil olmasının güzel hissettirdiğini kaydeden Gürel, "Burası bir sahil ilçesi ama 2 kilometre ötesi hep yükselti başlıyor. Dağlık bir alan. Sahil boyu gezdikten sonra içeri girsek yüksel engebe, çukur, tepe başlıyor. Ona uygun bir bisiklet almak istedim. Hava koşulları zorlu oluyor ancak bisiklet sürmemize engel olmuyor. Bisikletin jantı kara uygun. Karda zorlanmıyorum. Mekanik bir alet tamiri kolay. Bazen yolculuklarım 4-5 saat sürebiliyor. Zirveye çıktığım zaman sahile iniş gerçekleştiriyorum. İnişler 1-2 saat sürüyor. Yolda çok fazla yaban hayvanı ölülüleri ile karşılaşıyorum. Yoldayken trafikte renkli görüntüler görüyorum. Yol boyunca bir tarafın mavi bir tarafın yeşil olması çok güzel hissettiriyor. Bu bölge çok sulak bir alan. Yol boyunca şelaleler, deniz manzarası ve dereler güzel manzaralar oluşturuyor" şeklinde konuştu. "Hayalim dünya turu" Bisikletin kendisine enerji verdiğini kaydeden Gürel, "Bisiklet beni yormuyor açıkçası enerji veriyor. Çok kez mesai sonrası nöbetten çıkıp uyumadan bisikletle uzun turlar attığım olmuştur. Bisiklet çok sağlıklı bir spor. Vücuttaki birçok kası çalıştırıyor. Başta bacak kası dahil olmak üzere üst vücudu da çalıştırıyor. Bu 14 kilogramlık bir bisiklet. Sadece bunu taşımak bile yük taşıtmış oluyor yani kol, göğüs, sırt kasları çalışıyor. Bel anatomisine çok iyi geliyor. Dizlere, menüsküse yani her şeye çok iyi geliyor. En önemlisi de psikolojiye çok iyi geliyor. Trabzon, Gümüşhane ve Giresun arası gezdim. Bundan sonra hayalim bir Türkiye turu ondan sonraki hayalim ise dünya turu" ifadelerini kullandı.
Trabzon’da Türk-Macar Dostluk Müzesi kurulacak
13 Ekim 2025 Pazartesi - 15:22 Trabzon’da Türk-Macar Dostluk Müzesi kurulacak Trabzon’da Kanuni Sultan Süleyman ve Macar Komutan Miklos Zrinyi’nin ortak tarihini anlatan müze hayata geçirilecek. 2026 yılında açılması planlanan müze, Türk-Macar dostluğunu kültürel bir köprüyle geleceğe taşıyacak. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Macar Milli Müzesi Tarihçisi Dr. Robert Szvitek, Sergi Yönetmeni Akos Marosfalvi, İstanbul Macar Kültür Merkezi Müdürü Aron Sipos, Müdür Yardımcısı Gergo Kovacs ve Macaristan Trabzon Fahri Konsolosluğu Müdürü Çağla Çiçek’i makamında ağırladı. Ziyarette, Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman ile Zigetvar Kuşatması’nda hayatını kaybeden Macar Komutan Miklos Zrinyi’nin ortak tarihini ele alacak özel bir müze projesi masaya yatırıldı. Trabzon’daki "Kanuni Evi" bünyesinde hayata geçirilecek bu proje, Zigetvar üzerinden şekillenen Türk-Macar tarihsel bağlarını yeniden canlandırmayı ve iki ülke arasındaki dostluğu gelecek nesillere aktarmayı hedefliyor. Proje fikri Macaristan Büyükelçisi Viktor Matis tarafından sunuldu. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in onayıyla resmi süreci başlatılan proje, Türkiye ile Macaristan arasında tarih, sanat ve kültür ekseninde güçlü bir köprü kurmayı amaçlıyor. Macar heyet, Trabzon’daki Kanuni Evi’nde incelemelerde bulunarak müzenin tasarım, sergileme ve içerik planlamasına dair ön değerlendirmeler yapacak. Müzenin 2026 yılı Eylül ayında tamamlanarak ziyarete açılması planlanıyor. Proje, Zigetvar Kuşatması sırasında her iki liderin de aynı günlerde hayatını kaybetmiş olmasının sembolik anlamını merkeze alıyor. Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman ile Macar Komutan Miklos Zrinyi’nin ölümünün, savaş meydanında bile karşılıklı saygı ve insanlık duygularını yansıttığı vurgulanacak. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, projenin iki ülke arasında kalıcı kültürel bağlar kuracağını belirterek "Cihan padişahımız Kanuni Sultan Süleyman’ın doğduğu şehir Trabzon’da, Zigetvar’la olan tarihsel bağlarımızı yeniden canlandıran bu projeyi hayata geçirmek bizim için büyük bir gurur. Bu müze, yalnızca bir tarih anlatısı değil; Türk ve Macar halklarının yüzyıllardır süregelen dostluk hikayesinin bir simgesidir. Geçmişin mirasını geleceğe taşıyan bir kültür kapısı açıyoruz. Kanuni’nin Trabzon’dan doğan mirası, Macaristan’la buluşarak iki medeniyetin ortak belleğinde kalıcı bir yer edinecek" diye konuştu.
Doğu Karadeniz Bölgesinde heyelan alarmı
13 Ekim 2025 Pazartesi - 09:15 Doğu Karadeniz Bölgesinde heyelan alarmı Türkiye’nin en fazla yağış alan bölgesi olan Karadeniz’de dik yamaçlar üzerinde süren yaşam, doğal afet risklerini artırıyor. Uzmanlar, bölgede artan heyelan ve sel tehlikesine karşı acil önlem alınması gerektiğini vurgularken, yol yapımının da heyelanları tetikleyen başlıca nedenlerinden biri olduğunu belirtiyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Ormancılık Politikası Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cantürk Gümüş, heyelan ve taşkınları önlemenin en etkili yollarından biri olarak yukarı havzalarda ağaçlandırma çalışmalarının artırılması gerektiğine dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu. Gümüş, bölgede taban arazisinin oyulması, açılması ve kazınmasının heyelan riskini artıracağını kaydederek "Bu bölge, Türkiye’nin en fazla yağış alan bölgesidir. Aynı zamanda coğrafya çok eğimlidir; dik yamaçlar üzerinde hayatımızı sürdürüyoruz. Müdahale etmek zorundayız; yol yapıyoruz. Ancak heyelanların temel nedenlerinden biri de yol yapımıdır. Taban arazinin oyulması, açılması, kazılması heyelan riskini artırır. Bu nedenle bu bölgede heyelanları beklememiz kaçınılmaz ona göre önlemlerimizi almamız lazım. Sadece sonuca yönelik tedbirlerden öte bizim ormanlarımızı korumamız gerekiyor. Taşkın önlemeden önce yukarılara doğru ağaçlandırmayı yoğunlaştırmamız şart. Yukarı havzalardaki ağaçlandırma çalışmalarını hızlandırmalıyız. Ormanı korumak ve ağaçlandırma çalışmalarını artırmak gerekiyor" dedi. Son 30 yılda ortalama sıcaklığın 1 derece civarında arttığına dikkat çeken Gümüş, "Son 30 yıl içerisinde 100-200 yıl öncesine kıyasla hava sıcaklığı bir derece civarında artış gösterdi. Bu küresel ısınma anlamına geliyor. Dolayısıyla küresel ısınmanın doğal bir sonucu olarak yağış miktarının düzensizliklerinin arttığını gözlemliyoruz. Fırtınalar ve diğer doğa olaylarının sıcaklığa bağlı olarak birçok canlı türünün yok olmaya başladığını görüyoruz. Bu nedenle iklim değişikliği düzeni çerçevesinde bu tür afetlerin sonuçlarıyla daha sık ve daha yoğun şekilde mücadele etmemiz gereken bir döneme girdik. Bu yüzden alacağımız tedbirleri bu çerçevede planlamalıyız" ifadelerini kullandı. Yer altı suyu ve ormanlar arasında hayati bağ Ormanlardaki ağaç köklerinin yer altı suyu ile bağlantılı olduğu vurgulayan Gümüş, bu doğal yapının bozulmaması gerektiği ifade ederek, "Kar ve yağmur sularının süzülerek toprakla buluşmasını sağlamalıyız. Suyun topraktan süzülmesini sağlamamız lazım. Biz ormanlar ve ağaçlar üzerine çalışıyoruz. Ormandaki ağaçlar yukarıya doğru hem de aşağıya doğru, yani kökleriyle büyür. Biz genellikle yukarıya doğru büyümeyi görürüz; ancak kökler bir süre sonra yer altı suyuyla buluşur ve yer altı suyundan beslenir. Yüzlerce yıllık ormanlarda ağaçlar öldüğünde, kökleri de çürür. Kök çürüdüğünde, yer yüzeyi ile yer altı suyu arasında bir delik oluşur. Orman zeminini kaplayan ölü örtü (yapraklar ve ibrelerden oluşan katman) bu deliğin kapanmasını önler. Dolayısıyla ormana hiç dokunmazsak, yağışların büyük kısmının yer altı suyunu beslediğini görürüz. Yer altı suyu bizim için hayati önemdedir: tarım, içme suyu ve ekosistemler hep buna bağlıdır. Eğer ormanları yok edersek, bu su akışa geçecek ve bize zarar verecektir. Bu yüzden ormanları olduğu gibi korumak, esas hedefimiz olmalıdır" şeklinde konuştu. "Şehirleşmeden çok tarım alanı genişlemesi endişe verici" Nüfus artışıyla birlikte artan tarım arazisi ihtiyacının ormanları tehdit ettiğini belirten Gümüş, "Bizi daha çok endişelendiren, şehirleşmeden ziyade tarım alanlarının genişlemesidir. Nüfus arttıkça, daha fazla tarım alanına ihtiyaç duyuluyor. Daha fazla tarım alanı ihtiyacı da ormanların azalması anlamına gelir. Oysa ormanların azalması, yaşamın sona ermesi demektir" diye konuştu.
"Güncel Tedavi Yaklaşımları" programı kapsamında aile hekimleri bir araya geldi
13 Ekim 2025 Pazartesi - 08:58 "Güncel Tedavi Yaklaşımları" programı kapsamında aile hekimleri bir araya geldi Trabzon’da İmperial Hastanesi öncülüğünde düzenlenen ’Güncel Tedavi Yaklaşımları’ konulu program aile hekimlerinin katılımıyla yapıldı. Moderatörlüğünü Trabzon Aile Hekimleri Derneği (TRAHED) Başkanı Dr. Hakan Uzun ve Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Yüksel Çiçek’in yaptığı programda, İmperial Hastanesi Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Yüksel Çiçek, Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Betül Önal Günay, Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Serkan Tayar ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doğukan Atabay kendi alanlarında birer sunum yaptı. İlk olarak Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Yüksel Çiçek, "Koroner Arter Hastalığı ve Hipertansiyon" üzerine bir konuşma yaptı. Çiçek, dünyada 75 yaş altı ölümlerin en sık sebebinin kardiyovasküler sistem hastalıkları olduğu kaydederek "Dünyada 75 yaş altı ölümlerin en sık sebebi kardiyovasküler sistem hastalıkları. Risk faktörleri arasında en sık olanları hipertansiyon, diyabet, obezite, sigara, yaş, stres, hareketsizliği sayabiliriz" diye konuştu. Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Betül Önal Günay’da "Kırmızı Göz" konulu bir sunum yaparak "Tanım olarak kırmızı göz, gözün beyaz görünen kısmının kırmızı olmasına sebep olan durumların tümü olarak adlandırılabilir" dedi Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Serkan Tayar ise "Obezite Cerrahisinin kronik hastalıklara etkisi" üzerine bir konuşma yaparak "Obezite çağımızın sorunu. Özellikle pandemiden sonra obezite iyice pik yaptı. Maalesef Avrupa’da obizetede Türkiye şu anda birinci sırada dünyada da 17 sıradayız. Bu da gerçekten bizim için çok önemli bir hastalık olduğunu söylemek istiyorum" diye konuştu. Son olarak Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doğukan Atabay, "Ameliyatsız Tiroid Tedavisi" üzerine bir konuşma yaparken programda konuşmacılara günün anısına plaket takdimi yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yeni Türkiye’yi hasımlarımız dahil herkes kabullendi ama ülkemizin ana muhalefet partisi halen idrak edemedi"
12 Ekim 2025 Pazar - 16:57 Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yeni Türkiye’yi hasımlarımız dahil herkes kabullendi ama ülkemizin ana muhalefet partisi halen idrak edemedi" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yeni Türkiye’yi hasımlarımız dahil herkes kabullendi ama ülkemizin ana muhalefet partisi bunu halen idrak edemedi" dedi. Trabzon’da Hayri Gür Spor Salonu’nda düzenlenen programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siyasetimizin gayesi dışarıdan dostlarımızın sayısını artırmak içeride de milletimizin gönlünü kazanmaktır" dedi. Erdoğan "Görüşmelerimizde, ziyaretlerimizde, barış diplomasimizde uluslararası alanda müessir bir Türkiye’yi adım adım inşa ediyoruz. Ekonomide, ticarette, savunmada ülkemizin kazanımlarını büyütmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Şunu bugün burada büyük bir gururla ifade etmek isterim; siyasi hayatımızın hiçbir döneminde eğilip bükülenlerden olmadık. Küresel güçlere şirinlik yapanlardan olmadık. Ülke içinde başka yurt dışında başka konuşanlardan olmadık. Bu milletin emanetine bu aziz milletin asaletine, onuruna, şerefine asla gölge düşürmedik. Hep dik durduk. Önce Hakk’a sonra halkımıza güvendik. Türkiye’nin insanlığın vicdanına tercüman olan ilkeli politikalarını hemen herkes kabullendi. Türkiye bizim yönetimimizde uluslararası toplumun saygı duyulan, etkili, sözü dinlenen bir aktörü haline geldi" şeklinde konuştu. "Yeni Türkiye’yi hasımlarımız dahil herkes kabullendi ama ana muhalefet partisi halen idrak edemedi" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ana muhalefet partisine yönelik eleştirilerde bulunarak, "Yeni Türkiye’yi hasımlarımız dahil herkes kabullendi ama ülkemizin ana muhalefet partisi bunu halen idrak edemedi. Batılılar karşısında omurgalı durmayı ana muhalefete öğretemedik. Ülke içinde ne yaparlarsa yapsınlar yurt dışına çıkınca Türkiye partisi gibi hareket etmeleri gerektiğini bu beyefendilere bir türlü anlatamadım. Eski genel başkanın sicili bu hususta zaten çok kötüydü. Avrupa’sından Amerika’sına Türkiye’yi şikayet etmediği yer kalmamıştı. Fakat yeni genel başkan ülkemizi Batılılara şikayette selefinden çok daha heveskar çıktı. Güya yurt dışına gidince Türkiye partisi olacaklardı. Ama verdikleri her söz gibi bunu da yediler, buna da sadık kalmadılar. Bir ara ülkemize gelen Batılı basın kuruluşlarına Türkiye’yi şikayet ediyor, ’sizin çıkarlarınızı en iyi biz koruruz’ diyorlardı. Şimdi işi biraz daha ileri götürdüler artık onların gelmesini beklemiyorlar, ayaklarına bizzat kendileri gidiyorlar. Avrupa’ya Türkiye’yi şikayet turları düzenliyorlar. CHP Genel Başkanı ezkaza bir yabancı mikrofon bulsa onu da ülkesini karalamak için kullanıyor. Haklarında milyarlarca liralık yolsuzluk, rüşvet, haraç, irtikap iddiası olan haramileri yargıdan kaçırmak için Batılı ülkelere adeta yalvarıyorlar" ifadelerini kullandı. "Kendine saygın yok, işgal ettiğin koltuğa da mı hürmetin yok?" Hükümetlerinin Gazze ve İsrail politikasına yönelik ana muhalefet partisinin iftiralarda bulunduğunu kaydeden Erdoğan, "Dün çıkmış yine şikayet için gittiği Avrupa’da kendi hükümeti için ‘Gazze için parmağını bile kıpırdatmadı’ iftirası atıyor. Son iki yılda Gazze’ye 100 bin tondan fazla insani yardım göndermiş, İsrail’e ticareti 1.5 yıl önce kesmiş, uluslararası tüm zirvelerde Gazzeli mazlumların hakkını cesaretle savunmuş, Gazze’nin tüm dünyada sesi, nefesi olmuş ülkesini kötülemekten hicap duymuyor. Türkiye’nin Filistin davasına verdiği güçlü desteği anlatmak yerine sırf muhalefet etmek adına kendi devleti hakkında açıkça yalan söylüyor. Buradan CHP Genel Başkanına sormak lazım hadi kendine saygın yok, işgal ettiğin koltuğa da mı hürmetin yok? Taşıdığın Türkiye’nin ana muhalefet partisi kimliği de mi saygın yok? Yabancıların huzurunda ülkeni eleştirmekten hiç mi hicap duymuyorsun? Diyet borcunu ödemek uğruna Türk demokrasisini Batılı yoldaşlarına kötülerken hiç mi yüzün kızarmıyor? Hadi kendi itibarını umursamıyorsun bari bu milletin gururunu ayağa düşürme başkalarına çiğnetme. Madem vatana millete bir hayrın dokunmuyor, en azından zarar verme. Hep söylüyorum bunlar değişmez, bunlar düzelmez, bunlar iflah olmaz. Bu işler acısı hallerini gördükçe inanın ben ülkemiz adına üzülüyorum. Allah ülkemizi ve milletimizi bunların zihniyetinden korusun diyorum. Onlar ne yaparsa yapsın biz sizin hakkınızı, sizin hukukunuzu, sizin iradenizi namusumuz şerefimiz bilerek savunmayı sürdüreceğiz. Her yerde Türkiye’yi ve Türk milletini iftiharla temsil edeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun" dedi. Erdoğan, konuşmasının ardından edilen dualarla 13 milyar 514 milyon lira değerindeki 130 projenin toplu açılış törenini gerçekleştirdi. Erdoğan, açılış sonrası Ankara’ya gitmek üzere Trabzon Havalimanı’na hareket etti.
Başkan Genç: "Trabzonumuzu hizmetlerle donatmaya devam edeceğiz"
12 Ekim 2025 Pazar - 16:52 Başkan Genç: "Trabzonumuzu hizmetlerle donatmaya devam edeceğiz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Trabzon’da gerçekleştirdiği toplu açılış töreninde konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, "2026 yılında raylı sistemi Trabzon’la buluşturacağız. Uzunkum Yaşam Alanı Projemizin ihalesini Kasım ayı içerisinde gerçekleştireceğiz. Bunun gibi birçok hizmeti hayata geçireceğiz" dedi. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon’da vatandaşlarla bir araya geldi. Hayri Gür Spor Salonu’nda gerçekleştirilen açılış törenine, binlerce Trabzonlu yoğun ilgi gösterdi. Mitinge, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, AK Parti Trabzon Milletvekilleri Mustafa Şen, Adil Karaismailoğlu, Yılmaz Büyükaydın ve Vehbi Koç, AK Parti Trabzon İl Başkanı Sezgin Mumcu, ilçe belediye başkanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, çok sayıda partili ve vatandaş katıldı. Başkan Ahmet Metin Genç, Recep Tayyip Erdoğan’ın yol ve dava arkadaşı olmaktan büyük gurur duyduğunu ifade ederek "Cenab-ı Allah’a ne kadar şükretsek azdır. Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda, 14 Ağustos 2001 yılında, milletimiz tıpkı 1950 yılında ’Yeter, söz milletindir’ dediği gibi, bu kez ’Yeter, söz de karar da milletindir’ diyerek Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında büyük bir inançla yola çıktı. Ancak durmadılar, bu milli yürüyüşü engellemek istediler. İyi hatırlamamız lazım. Cumhurbaşkanımızı hapse atmak istediler, ’Recep Tayyip Erdoğan’dan muhtar bile olmaz’ diyorlardı. Fakat Cenab-ı Allah nasip etti; aziz, asil ve feraset sahibi Türk milleti, kutlu lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında dimdik durdu. Bugün Recep Tayyip Erdoğan sadece bir genel başkan değil; AK Partimizin, yani AK davamızın lideri, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanıdır. Millet istedi ve çok şükür, bir zamanlar ’Muhtar bile olamaz’ dedikleri Recep Tayyip Erdoğan, bugün bir dünya lideri olmuştur. Ne mutlu bize. Ama mücadele bitmedi. Yine durmadılar. Parti kapatma girişimleri, cumhurbaşkanını seçtirmeme çabaları, MİT krizi, 17-25 Aralık operasyonları ve son olarak da emperyal güçlerin içimizdeki uzantısı olan hain FETÖ darbe girişimiyle bu yürüyüşü durdurmak istediler. Ancak bir şeyi hesap edemediler: Bu asil Türk milletinin ferasetini ve cesur lider Recep Tayyip Erdoğan’ı hesap edemediler. Bugün de yüz yıl önce olduğu gibi, emperyal güçler yanı başımızda. Libya’dan Tunus’a, Suriye’den Filistin’e kadar bölgemizi etkisiz hale getirmeye çalıştılar. Ancak ayakta bir Türkiye kaldı. O Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan’ın milletine kazandırdığı özgüvenle yeniden ayağa kalktı. İnşallah, tam bağımsız Türkiye yolculuğumuz kararlılıkla devam edecektir" dedi. Başkan Genç, sözlerini şöyle tamamladı: "İnşallah, Trabzon’umuzu yeni hizmetlerle donatacağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Söz vermiştik; ’Raylı sistemi Trabzon’la buluşturacağız’ demiştik. Bu noktada, Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Sayın Abdulkadir Uraloğlu’na yürekten teşekkür ediyorum. Kararlı takibi ve desteğiyle birlikte projemiz onaylandı. İnşallah 2026 yılında raylı sistemle Trabzon’umuzu buluşturuyoruz. Bir diğer önemli projemiz de Uzunkum Yaşam Alanı. 750 dönümlük bu alanda, Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Murat Kurum ile birlikte yoğun bir çalışma yürüttük. Kasım ayında Uzunkum Yaşam Alanı’nın ihalesini gerçekleştiriyoruz. Bunun gibi daha birçok hizmeti hayata geçireceğiz. Biyolojik arıtma tesislerinden dönüşüm projelerine kadar tüm vaat ettiğimiz projeleri tek tek gerçekleştirerek Trabzon’umuza verdiğimiz sözleri tutacağız. Sizin başınızı asla öne eğdirmeyeceğiz. Hizmetlerin banisi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın destekleriyle, bakanlarımızın ve milletvekillerimizin katkılarıyla Trabzon’u daha da ileriye taşıyacağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail’in attığı imzanın arkasında durması temin edilmelidir"
12 Ekim 2025 Pazar - 16:31 Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail’in attığı imzanın arkasında durması temin edilmelidir" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gazze’de barışın sağlanmasının ardından şimdi çok daha büyük bir imtihanın İslam dünyası ve insanlığı beklediğini belirterek "Öncelikle İsrail’in attığı imzanın arkasında durması temin edilmelidir. Daha evvel defalarca yaptığı gibi İsrail’in bir bahane bulup anlaşmadan çark etmesine izin verilmemelidir. İkincisi Gazze’nin yeniden süratle ayağa kaldırılmasıdır" dedi. Rize ve Trabzon programı kapsamında geçtiğimiz perşembe akşamı geldiği Rize’den ziyaretinin 3. gününde bugün kara yolu ile Trabzon’a gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trabzon’da Hayri Gür Spor Salonu’nda düzenlenecek programa katıldı. Erdoğan, konuşmasına dün gece Dünya Kupası elemelerinde rakibi Bulgaristan’ı deplasmanda 6-1’lik skorla mağlup eden A Milli Futbol Takımı’nı kutlayarak başladı. Erdoğan "Bize ve milletimize bir futbol resitali yaşatan tüm futbolcularımızın ve teknik heyeti kutluyorum. Bizim çocuklara bundan sonraki tüm maçlarında başarılar diliyorum. Rabbim yolların ve bahtlarını açık etsin" diyerek duygularını dile getirdi. "13 milyar 514 milyon lira değerindeki 130 proje toplu açılış için bugün sizlerle bir aradayız" diyen Erdoğan, son 23 yılda Trabzon’a toplam 540 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptıklarını hatırlattı. Açılışı yapılan projelerle ve devam eden projelerle ilgili bilgiler veren Erdoğan, "Trabzon havalimanının ihtiyacı karşılamakta zorlandığını biliyorum. Yeni projeyi bitirdik ve inşallah ihalesini bu sene yapıyoruz. Çalışmalarına da önümüzdeki yıl başlamayı planlıyoruz. Böylece deniz üzerine 3. Havalimanımızı Trabzon’a inşa edeceğiz" müjdesini verdi. "Her savaşta kazanan kan tüccarlarıdır" Trabzon’a yapılan yatırımları sıraladıktan sonra konuşmasında yakın coğrafyamızda devam eden gelişmelere yer veren Erdoğan "Yakın çevremizde gerçekten tarihi kırılmalar yaşanıyor. Bundan biraz asır önce olduğu gibi yeni dünya düzeni bizimde yer aldığımız coğrafya merkezi hadiselerle şekilleniyor. Rusya-Ukrayna arasındaki savaş dördüncü yılına girmek üzere. Her iki tarafta da on binlerce ölü kayıp ve yaralı var. Savaşın sonlandırmaya dönük çabalar da henüz istenen netice alınamadı. Zaman zaman tırmanan kanlı savaş bölgemizle birlikte tüm dünyayı tedirgin ediyor. Türkiye olarak burada dengeli ve hakkaniyetli bir politika izliyoruz. Çatışmaların durması ve barışın tesisi için iki ülkeyle de temas halindeyiz. Karadeniz’in güvenliğinin riske girmemesine büyük önem veriyoruz. Hamdolsun şimdiye kadar bunda başarılı olduk. Karadeniz‘deki seyrüsefer güvenliğinde herhangi bir zafiyet oluşmadı. Rızkını Karadeniz’in bereketli sularından kazanan kardeşlerimizin işinde, gücünde bir sorun yaşanmadı. Tabii arzumuz savaşın bir an önce sona ermesidir. Çünkü her savaşta olduğu gibi burada da kazanan kan tüccarlarıdır. Savaş baronların servetleri büyürken bakıyorsunuz kaybeden halklar oluyor, sokaktaki vatandaş oluyor, bedel ödeyen bölgemiz oluyor. Biz bu krizin çözülmesinde üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız" diye konuştu. "Şimdi çok daha büyük bir imtihan İslam dünyasını ve insanlığı bekliyor" Gazze’de barışın sağlanması ile ilgili de konuşan Erdoğan "İşte iki yıllık soykırımımın ardından Gazze’de kalıcı huzura giden ilk adım geçtiğimiz günlerde atıldı. Ateşkes mutabakatı sonrası buruk da olsa gönülleri yaralı da olsa Gazzeli kardeşlerimiz ilk defa rahat bir nefes alıyor. Elhamdülillah çocukların yüzleri gülüyor. İsrail’in hava saldırıları sebebiyle oradan oraya sürüklenen siviller zorla çıkardıkları yerlere geri dönüyor. Gazze’ye yardım girişleri hamdolsun hızlandı. Bizim insani yardım tırlarımız da Gazze’ye ulaşmaya başladı. Bunlar iki yıllık zulümden sonra bize umut veren, kalplerimize inşirah veren gelişmeler ama ateşkes anlaşmasıyla elbette her şey bitmiş değil. Şimdi çok daha büyük bir imtihan İslam dünyasını ve insanlığı bekliyor. Öncelikle İsrail’in attığı imzanın arkasında durması temin edilmelidir. Daha evvel defalarca yaptığı gibi İsrail’in bir bahane bulup anlaşmadan çark etmesine izin verilmemelidir. İkincisi Gazze’nin yeniden süratle ayağa kaldırılmasıdır. İsrail, Gazze’nin yüzde 85’ini yaşanmaz hale getirdi. Suları kirletti, bahçelerini yok etti, binaları yıktı, okulları hastaneleri camileri bombaladı, altyapı namına Gazze’de bir şey bırakmadı. Kış bastırmadan mutlaka bu konuda adım atılmalı, Gazzeli kardeşlerimiz derme çatma barınaklardan kurtarılmalıdır. Türkiye olarak burada da ne gerekiyorsa elimizden geleni yapacağız. Biz bölgemizde istikrar istiyoruz, herkes için güvenlik istiyoruz. Kendimiz için neyi murat ediyorsak Filistin‘deki, Suriye’deki, Sudan’daki, Yemen‘deki mazlumlar içinde aynısını murat ediyoruz. İnşallah bu anlayışla çabalamaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.