SAĞLIK - 30 Mayıs 2024 Perşembe 08:49

Uzman Psikolog Ekici’den sınava girecek öğrencilere öneriler

A
A
A
Uzman Psikolog Ekici’den sınava girecek öğrencilere öneriler

Türkiye’de bu hafta sonu yapılacak Liselere Geçiş Sınavı ve 8-9 Haziran tarihlerinde yapılacak olan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) öncesinde uzmanlar öğrencilere bir dizi önerilerde bulundu.


Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Özel İmperial Hastanesi’nde görevli Uzman Klinik Psikolog Seden Celep Ekici, sınav tarihinin yaklaşmış olmasıyla birlikte öğrencilerin sınav kaygı düzeylerinde artışlar yaşanabildiğini hatırlattı.


Ekici “Kaygı düzeyini yoğun yaşayan öğrencilerimizde yoğun dikkat dağınıklığı, ders çalışma isteğinde isteksizlik, okuduğunu algılayamama, iştahsızlık, uykusuzluk, unutkanlık mide bulantısı, baş dönmesi, kalp atışında hızlanma gibi düşünsel ve bedensel birçok belirtiler görülmektedir. Öğrencilerimizin bu kaygıyı yaşamalarının nedenleri arasında sınava yüklediği anlam, sınav sonucunu olumsuz değerlendirme, sınavın sürecinden çok sınavın sonucuna odaklanma, sınava ilişkin bilgi ve becerisine karşı güvensizlik, bilgisinin değil de kişiliğinin değerlendirildiği düşüncesi ,ailelerine karşı aşırı sorumluluk hissetme ve sınavın sonucunu felaketleştirme düşüncesi oluşturmaktadır. Bu belirtiler sınavla ilgili hazırlıklarını güçleştirmekte ve başarılarını olumsuz yönde etkilemektedir. Öğrencilerin sınavda başarılı olabilmek için olumsuz düşüncelerini kontrol altına almayı öğrenmeleri sınavda bildiklerini ortaya koymalarını kolaylaştıracaktır. Sınavlarda ölçülenen kişilik değeri değil bilgi düzeyi olduğunu kabullenmek çok önemlidir. Sınavı gelecekteki mutluluk ve başarının tek ölçütü olarak görülmemelidir. Sınavı eğitim hayatının bir parçası olduğunu kabul edip ona göre yol izlemeleri gerekiyor. Sınavı geçilmesi gereken bir aşama olarak bakmaları ve sürece odaklanmaları gerekmektedir. Aileler çocuklarına destek olmalı ve kendi kaygılarını çocuklarına yansıtmamalı bu süreçte özenli davranmalıdırlar. Ailelerin çocuklarını çok iyi tanımaları, gerçekçi beklentiler içinde olmaları ailelerin çocuğu ile ilgili ilişki biçimini sınava dayandırmamaları gerekmektedir” dedi.



“Belirli düzeyde heyecan duygusu yaşamaktan öğrencilerimiz endişelenmemelidir”


“Öğrencilerimiz zihinlerine kaygının normal bir duygu olduğunu kodlaması gerekiyor” diyen Ekici “Çünkü kaygı doğal ve olması gereken bir duygudur. Belirli düzeyde yaşanan kaygı bizi kendimize getirir ve olası durumlara karşı uyanık kalmamızı sağlar. Örneğin bir macera filmi izliyorsunuz filmde gerilim artıkça filme daha iyi odaklanırsınız ve çevrenizde olup bitenlerden hiç haberiniz olmaz ve tüm dikkatinizi ekrana yoğunlaştırırsınız. Gördüğünüz gibi belirli düzeyde yaşanan heyecan dışarıdan gelen uyaranlara zihnimizi kapatıyor. Bu yüzden belirli düzeyde heyecan duygusu yaşamaktan öğrencilerimiz endişelenmemelidirler. Öğrencileri sürekli sınavı kazanamazsam ne olacak sorusunu kendilerine sorup zihinlerinde bu sorunun cevapsız kalması kendilerini daha huzursuz hissetmelerine neden olacaktır. Eğer bu soruya uygun bir cevap bulunursa soru artık kabus olmaktan çıkar ve cevabı belli olduğu için büyüsünü kaybedecektir. Her zaman bir A planınız olduğu gibi bir B planınızda olmalıdır. Alternatiflerin olması kişide yaşanacak yoğun kaygıyı azaltır” ifadelerini kullandı.



“Beklentilerinizin gerçekçi olmasına dikkat etmelisiniz”


Uzman Klinik Psikolog Seden Celep Ekici, yaşanan yoğun kaygıların performansı olumsuz etkilediğini belirterek şunları söyledi:


“Çünkü ulaşılmak istenilen hedefin dışında başka planın olması beklenemeyen bir durumla karşılaşınca yaşanacak olan hayal kırıklığının hafiflemesine neden olacaktır ve böylelikle kendilerini daha rahat hissedecektir. Beklentilerinizin gerçekçi olmasına dikkat etmelisiniz. Sınav gecesi kötü sonuçlara düşünerek kendinizi yormayın, olumsuz düşünceler aklınıza geldiğinde dikkatinizi başka alana kaydırın. Uyku düzeninize ve beslenmenize dikkat edin. Sınavda süreyi en iyi şekilde değerlendirmeye çalışın. Sınavın sonucuna değil sınav süresine ve performansınızı en iyi şekilde kullanabilmek için sorulara odaklanın. Dikkatinizi diğer adaylara çevredeki herhangi bir ses veya gürültüye değil sınav kitapçığınıza sorulara ve cevap kağıdınıza verin. Sınav kaygılarını azaltacak teknikleri sınav öncesinde öğrenin. Baş edemediğiniz durumlarda uzmandan yardım alın. Sınav hiçbir şeyin sonu değil birçok şeyin başlangıcıdır. Olumsuz düşünceleriniz fark edip onları değiştirmek ve belli sınav taktikleriyle bu süreci daha sağlıklı hale getirmek mümkün. Sınav sizin değerinizi ölçen bir sınav değildir. Kişinin kendini değerli hissetmesi için tek şeyin kişinin kendini koşulsuz sevmek olduğunu her ne durumla karşılaşırsanız karşılaşın kendinizi sevmeyi unutmayın. Sizi etkileyecek olumsuzluklara kulağınızı tıkayın. Her bireyin sınavla baş etme yöntemi bireye özgü olmalı bunun için uygun yöntem ve teknikleri edinebilmek için uzmana başvurun.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tunceli Tunceli’de, 2024 yılının ahisi belli oldu Tunceli’de yılın ahisi, Ahilik Haftası kapsamında Tunceli’de yılın ahisi belli oldu. 2024 yılı Tunceli ahisi Düzgün Duman olurken, yılın kalfası Cem Biter ve yılın çırağı da Baran Kudat olarak belirlendi. Dereceye giren isimleri Tunceli Ticaret İl Müdürü Kayahan Topal, Tunceli Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Hıdır Belice ve Tunceli Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili Ali Ateş iş yerlerinde ziyaret ederek tebrik etti. Heyet üyeleri Bakanlık tarafından hazırlanan onurluk ve plaketleri de seçilen isimlere takdim ederek sohbet etti. Konuya ilişkin açıklama yapan Tunceli Ticaret İl Müdürü Kayahan Topal, ’’Hıdır Belice Başkanım ve Hasan Hüseyin Coşkun Başkanımızın şahsında tüm esnaflarımızın bu önemli haftasını tebrik ediyorum. İki isimde şehrimizin gelişmesi ve kalkınması adına gayret gösteriyorlar. Ahinin eli, sofrası ve kapısı herkese açıktır. Yoksullara, düşkünlere ve misafirlere yemek yedirilen bir vakıf anlayışına sahiptir. Ahiler, oluşturdukları bu sistem ile adeta kimsesizlerin kimsesi olmuşlardır. Kapısı açık olanın, gönlü de açık olur düsturu, ahiliğin toplumsal yardımlaşma anlayışını en iyi özetleyen sözlerden biridir. Bu vesileyle 2024 yılında belirlenen isimlerimizi iş yerlerinde ziyaret edip çaylarını içerek hasbihal ettik. Bizlere eşlik eden Hıdır Belice Başkanımıza ve Ali Ateş Başkanımıza da bu vesileyle teşekkür ediyorum, yine mesleki yaşantılarındaki örnek çalışmalarından dolayı da bu yıl şehrimizde dereceye giren Düzgün Duman, Cem Biter ve Baran Kudat’ı da tebrik ediyor, haftamızın hayırlı olmasını temenni ediyorum’’ dedi.
Ankara “Uluslararası Mevlid-i Nebi Sempozyumu” Ankara’da başladı Uluslararası Mevlid-i Nebi Sempozyumu’na katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Kur’an, getirdiği hüküm, ilke ve değerlerle hem akılları hem de kalpleri inşa etmiştir. Şahsiyet sahibi bir Müslümanın nasıl olması gerektiğini bütün boyutlarıyla insanlığa öğretmiştir” dedi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Mevlid-i Nebi Haftası” etkinlikleri kapsamında düzenlenen “Peygamberimiz ve Şahsiyet İnşası” temalı “Uluslararası Mevlid-i Nebi Sempozyumu”na katıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı 15 Temmuz Milli İrade Şehit Ali Alıtkan Konferans Salonu’nda gerçekleşen açılış programında konuşan Erbaş, “Yüce dinimiz İslam’ın izzetini her şeyin üstünde tutan, din, iman, vatan, Kur’an ve mukaddesat uğrunda mücadele eden, i’la-i kelimetullah için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle, minnetle yad ediyorum” ifadesini kullandı. “Çağımızın en belirgin özelliği her alanda meydana gelen küreselleşmedir” Erbaş, değişim ve dönüşümün baş döndürücü boyutta seyrettiği bir hız ve hırs çağında yaşandığına dikkati çekerek, “Bu çağın en belirgin özelliği, hayatın her alanında meydana gelen büyük ve hızlı bir küreselleşmedir. Bu sürecin belirgin özelliği ise ülkelerin kendi sınırlarını aşarak birçok alanda sergiledikleri amansız bir yarış halidir. Kıyasıya sürdürülen bu yarış, ilk bakışta bilim, teknoloji ve ekonomi gibi alanlarda cereyan ediyor görüntüsü verse de bu mücadelenin lokomotifi olan asıl unsur daha başkadır” diye konuştu. “İnsanlık, gitgide derinleşen bir dünyevileşme girdabına düçar olmaktadır” Küreselleşmenin ana mecrasının kültürel küreselleşme olduğunu belirten Erbaş, şöyle konuştu: “Çok yönlü ve kapsamı oldukça geniş olan kültür, kanaatimce bilim ve teknolojiden sanata, dil ve edebiyattan gelenek, göreneklere ve dine kadar her alanda yaşanan küreselleşmenin temelini teşkil etmektedir. Böyle bir süreçte öncelikle insani değerler, ahlaki erdemler, insanı insan yapan manevi özellikler, maalesef alabildiğine örselenmektedir. İnsanlık, egemen kültürlerin baskısı ve dönüştürücü etkisiyle gitgide derinleşen bir dünyevileşme girdabına düçar olmaktadır. Nitekim dünyevileşmenin körüklediği çıkar çatışmalarından dolayı merhameti unutan insanlık, vicdanını kaybetme noktasına gelmiştir. İnsanlığı çepeçevre kuşatan pragmatizm sebebiyle aklın ve idrakin alamayacağı güç gösterileri, şiddet olayları dünyayı zindana çevirmektedir. Küresel ölçekte yaşanan kaotik süreçte insanlığın içine düştüğü bunalımlar, maruz kaldığı tehlikeler ve toplumların geleceğini tehdit eden sorunlar, maalesef günden güne artmaktadır.” “Filistin, Kudüs şimdilerde çağın en trajedik olaylarına sahne olmaktadır” Erbaş, bugün yeryüzünün kitlesel bir şiddet sarmalıyla çevrilmiş durumda olduğunu dile getirerek, “Asırlarca esenlik yurdu olmuş coğrafyalar, kan ve gözyaşı gölüne dönüşmüş vaziyettedir. Bilhassa yaklaşık bir asırdır sistemli bir işgal altında varoluş mücadelesi veren selam yurdu Filistin, Kudüs şimdilerde çağın en trajedik olaylarına sahne olmaktadır. Filistin toprakları şimdi garip, kutsal emanet olan Kudüs garip, yerle bir edilen Gazze garip, soykırıma uğrayan Filistin halkı gariptir. O bereketli topraklarda şimdi vahşi bir zulüm, katliam ve soykırım kol gezmektedir. Dünyanın birçok yerinde yaşanan işgaller, savaşlar, şiddet olayları, bir taraftan hayatı zindana çevirirken, aynı zamanda insani, ailevi, ahlaki ve içtimai değerlerin ötelenmesine de yol açarak, insanlığın bugününü ve geleceğini tehdit etmektedir” ifadelerini kullandı. “Kurtuluş İslam’dadır, kurtuluş Kur’an’dadır” Erbaş, konuşmasının devamında, “Belirsizliklerle dolu bu zorlu süreçten İslam dünyası da nasibini almakta; ideoloji, mezhep, meşrep ve benzeri ayrıştırıcı tartışmaların sebebiyet verdiği karmaşanın, kaosun içinde bocalamaktadır. Bu olumsuz atmosferden kurtuluşun yegane yolu, Kur’an’ın övgüsüne mazhar olmuş Peygamber Efendimizin (s.a.s.) güzel ahlakını kuşanmak, O’nun şahsiyetini örnek alarak yaşamaktır. Başka bir yol, başka bir çözüm yoktur. Kurtuluş İslam’dadır, kurtuluş Kur’an’dadır, takip edilecek yol Peygamber Efendimizin (s.a.s.) yoludur” dedi. “Kur’an-ı Kerim, insanlarda sarsılmaz bir şahsiyet inşa eder” İslam’ın, bir ahlak düzeni ve hayat nizamı olduğunu kaydeden Erbaş, sözlerine şöyle devam etti: “Bünyesinden neşet eden değerleri kuşanan herkes için, dünya hayatında emin adımlarla yürüme imkanı sunan en güvenilir yoldur. Hiç şüphesiz İslam, insana yol ve yön çizen, her konuda rehberlik eden ve onu istikamet üzere sabitkadem kılacak bir şahsiyet inşa eden ana unsurdur. İslam’ın ana kaynağı olan Kur’an-ı Kerim, bir şahsiyet inşa mektebidir. Kur’an-ı Kerim, yaratılmışların en kıymetlisi olan insan için sarsılmaz bir şahsiyet inşa etmektedir. Getirdiği mesajlarla insanın varlığa ve hayata dair idrak seviyesini yükselterek inançlı, erdemli, ahlaklı ve faydalı bir şahsiyet olmasını hedefler. Bu anlamda insanları olgunluk ve kemale sevk etmek için irşadın öneminden, hayatı düzene sokmak, toplumu fesattan uzak tutmak için ıslahın gerekliliğinden bahseder. Huzurlu bir toplum inşasının yollarını gösterir. Kur’an, getirdiği hüküm, ilke ve değerlerle hem akılları hem de kalpleri inşa etmiştir. Şahsiyet sahibi bir Müslümanın nasıl olması gerektiğini bütün boyutlarıyla insanlığa öğretmiştir. Hayatı Kur’an ile inşa olan son Peygamber, alemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.s.) ise mümtaz şahsiyetiyle tüm insanlığa en güzel örnek olmuştur.” “Peygamber Efendimiz (s.a.s.), hakikat ışığı arayan insanlık için kurtuluş umudu olmuştur” Erbaş, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) örnek hayatının, 14 asırdır Müslümanın kimlik ve kulluk şuurunun önündeki engelleri kaldıran yegane umut ve ufuk merkezi olduğunu kaydederek, “Peygamber Efendimiz (s.a.s.), yolunu kaybeden, yönünü şaşıran, zihni savrulmaların girdabında bocalayan ve bir hakikat ışığı arayan insanlık için kurtuluş umudu olmuştur. O’nun (s.a.s.) nübüvveti, tüm insanlık için karanlıklardan aydınlığa, zulmetten nura geçişin vesilesi olmuştur” değerlendirmesinde bulundu. 2 gün sürecek sempozyumun açılış programında, Diyanet İşleri Başkan Yardımcıları Doç. Dr. Selim Argun, Doç. Dr. Burhan İşliyen, Prof. Dr. İbrahim Hilmi Karslı, Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi, Diyanet Akademisi Başkanı Doç. Dr. Enver Osman Kaan, Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Sedide Akbulut, Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Bünyamin Kahraman, I. Hukuk Müşaviri Selami Açan ile Din İşleri Yüksek Kurulu Başkan Vekili Dr. Fatih Mehmet Aydın da hazır bulundu.
Ordu Başkanın sözü şehit kızını mutlu etti: Bilgisayar hediyesi verildi Ordu’nun Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, Şehit Polis Memuru Osman Bodur’un kızı Emine Bera’ya doğum gününde verdiği bilgisayar sözünü yerine getirdi. 2016 yılında Van’da zırhlı polis aracının geçişi sırasında PKK’lı teröristlerin yola döşenen el yapımı patlayıcıyı infilak ettirmeleri sonucu şehir olan Osman Bodur’un kızı Emine Bera, ailesiyle beraber geçen Pazar günü Ünye Şehir Stadı’nda oynanan Ünye Kadın Spor Kulübü ile Fenerbahçe Petrol Ofisi karşılaşmasını izledi. Maç sonrası şehidin kızına Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı ile Ünye İlçe Emniyet Müdürü Celal Sarıyor, doğum günü sürprizi yaptı. Stadyum odasına getirilen yaş pasta ile doğum günü kutlanan Emine Bera, mutluluğunu herkesle paylaşarak teşekkür etti. Ünye İlçe Emniyet Müdürü Celal Sarısoy ve Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, doğum günü pastasını kesen Emine Bera’nın yeni yaşını kutlayarak mutluluğuna ortak oldu. Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, Emine Bera’ya doğum günü hediyesi olarak bilgisayar sözü verdi. Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, Emine Bera’ya verdiği sözü tutarak makamında bilgisayarı teslim etti. Tavlı yaptığı açıklamada, “Şehidimizin emaneti, bizim emanetimizdir. 31 Mayıs 2016 tarihinde şehit olan polis memuru Osman Bodur’un kızı Emine Bera evladımızı misafir ederek Emniyet Müdürümüz Celal Sarısoy ile birlikte laptop ve Ünye Kadın Spor Kulübü forması hediye ettik” dedi.