ÇEVRE - 16 Temmuz 2025 Çarşamba 09:59

Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu: "İsraf ekolojik bir günahtır"

A
A
A
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu: "İsraf ekolojik bir günahtır"

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Afet Yönetim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, iklim değişikliği ile mücadelede bireysel tüketim alışkanlıklarının önemine dikkat çekerek, su, enerji ve gıda israfının çevreye verdiği zararın göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. Kadıoğlu, israfı sadece ekonomik değil, aynı zamanda ekolojik bir günah olarak tanımladı.


İklim değişikliğiyle mücadelede bireysel tüketim alışkanlıkları her zamankinden daha fazla önem kazanıyor. Uzmanlara göre su, enerji ve gıda başta olmak üzere kaynakların bilinçsiz kullanımı, hem çevresel tahribatı artırıyor hem de iklim krizini derinleştiriyor. İsrafın sadece ekonomik değil, aynı zamanda çevresel bir tehdit olduğuna dikkat çekiliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Afet Yönetim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, su ayak izi yüksek ürünlerin tüketimi, aşırı alışveriş ve atık üretimi gibi bireysel davranışların doğaya olan baskıyı artırdığını belirtti. Kadıoğlu, "Bizim dinimizde israf günahtır. Fazla alışveriş yapıyoruz çöpe atıyoruz bu bir israf. Su, gıda, enerji gibi çok kötü kullanım var. İklim değişikliği ile mücadelede az tüket yeniden kullan geri dönüşüm diyoruz. Aslında bunlar çevreyi koruma ile ilgili ekolojik şeyler. Bunların israfla ilişkili olduğu düşünerek ben buna ekolojik günahlar diyorum. Çünkü vatandaş belki de olayı böyle daha iyi anlar. İsrafı ne kadar engellersek çevreye, doğaya baskımız o kadar azalacak. Bu çevreyi, doğayı, iklim değişikliği ile mücadeleyi kolaylaştıracak" dedi.



"Aşırı et tüketimi iklimi zorluyor"


İklim değişikliğiyle mücadelede beslenme alışkanlıklarının da önemli bir yer tuttuğunu vurgulayan Kadıoğlu, özellikle aşırı kırmızı et tüketiminin çevresel etkilerine dikkat çekti. Bir kilogram kırmızı etin sofraya gelene kadar yaklaşık 15 ton su tüketildiğini belirten Kadıoğlu, İklim değişikliğinde yediğimize, içtiğimize dikkat etmemiz gerekiyor. Çok aşırı et tüketimi iklim değişikliğine katkıda bulunuyor. 1 kilogram kırmızı et sofraya gelene kadar 15 ton su tüketilmiş oluyor. O yüzden su ayak izi küçük ürünler kullanmamız lazım. Tropikal bitkiler, meyveler avakoda, kivi gibi bunlardan uzak durmak lazım. Bunlar tropikal yağmur suyu istiyor. Buraya özgü bitkiler mısır, fasulye onlarda da protein var. Tamam et yemeyin demiyorum ama aşırıya kaçmamak lazım. Su ayak izi ne kadar yüksek ürünler tüketiyorsak o kadar dünyada zarar veriyoruz" şeklinde konuştu.



"Sıcak hava dalgaları görmezden geliniyor"


Prof. Dr. Kadıoğlu, yaz aylarında artan sıcak hava dalgalarının şehirlerde ölüm riskini artırdığını, ancak bu ölümlerin çoğu zaman kayıt altına alınmadığını da dile getirdi. Betonlaşmanın etkisiyle oluşan "kent ısı adası" etkisinin, yaşlılar, çocuklar, obez bireyler ve hastalar için ciddi tehlike oluşturduğunu vurgulayan Kadıoğlu, "Yaz ayları sıcak. Arada bir sıcak hava dalgaları geliyor. Beton olan yerlerde kent ısı adası var. Bütün bunlar birleştiği zaman apartmanların üst katlarında hasta, obez, yaşlı ve çocuklarda ölümler gerçekleşiyor. Avrupa’da 2003 yılının Ağustos ayında 35 bin kişi öldü. Hastanelerde bunların kayıtları sıcak hava dalgası diye kaydedilmiş. Türkiye’deki ölümlerde böyle bir kayıt düşürülmüyor. Trabzon’da sıcak hava dalgalarından kaç kişi ölüyor diye araştırma yapsak kayıt yok. Bunlar kayıt dışı. Ölümlerin kök nedenlerinin arasına sıcak hava dalgalarının katılmasında büyük yarar var" ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Batman Batman ve Siirt’te okullar salı günü tatil edildi Batman ve Siirt Valiliği, salı günü okulların tatil edildiğini duyurdu. Batman Valiliği’nden yapılan açıklamada, "İlimiz genelinde devam eden kar yağışıyla birlikte, gece saatlerinden itibaren hava sıcaklıklarının daha da düşmesinin beklenmesi, buna bağlı olarak buzlanma ve don riskinin artacağı yönündeki meteorolojik değerlendirmeler doğrultusunda, 30 Aralık Salı günü, Batman il genelinde resmî ve özel tüm eğitim kurumlarında eğitim-öğretime 1 gün süreyle ara verilmiştir. Ayrıca engelli, kronik rahatsızlığı bulunan ve hamile kamu personeli aynı gün idari izinli sayılacaktır. Vatandaşlarımızın buzlanma, don ve olumsuz hava şartlarına karşı dikkatli ve tedbirli olmaları rica olunur" denildi. Siirt Valiliği’nden de il genelinde etkili olan yoğun kar yağışı, buzlanma ve olumsuz hava şartları ile meteorolojik değerlendirmeler doğrultusunda, vatandaşlar ve öğrencilerin güvenliğini sağlamak amacıyla bazı tedbirler alındığı bildirildi. Açıklamada, "Bu kapsamda, 30 Aralık Salı günü ilimiz genelindeki resmî ve özel tüm örgün ve yaygın eğitim kurumları ile özel kreşler, gündüz bakımevleri ve rehabilitasyon merkezlerinde eğitime 1 gün süreyle ara verilmiştir. Siirt kent merkezinde etkisini sürdüren olumsuz hava şartları, kuvvetli kar yağışı ve trafik güvenliğinin sağlanması amacıyla kent merkezin her türlü motosiklet aracı ile kuryelerin trafiğe çıkışı, ikinci bir duyuruya kadar yasaklanmıştır. Ayrıca, kreş ve anaokuluna devam eden çocuğu bulunan kadın kamu çalışanları ile malûl, engelli ve hamile kamu personeli idari izinli sayılacaktır. Vatandaşlarımızın buzlanma, don ve olumsuz hava şartlarına karşı dikkatli ve tedbirli olmaları, zorunlu olmadıkça özel araçlarıyla trafiğe çıkmamaları önemle rica olunur" ifadelerine yer verildi.
Edirne Edirne’de 12 yıl sonra tahliye olan mahkûm mutluluk gözyaşları döktü Edirne’de cezaevinden 12 yıl sonra tahliye olan bir mahkûm, çocuklarına kavuşacak olmanın mutluluğunu gözyaşlarıyla yaşadı. Tahliye edilen diğer mahkûmlar da özgürlüğe kavuşmanın sevincini dile getirdi. TBMM’de kabul edilen 11’inci Yargı Paketi’nin yürürlüğe girmesinin ardından Edirne Ceza İnfaz Kurumu’nda tahliyeler sürüyor. Cezaevi kapısından çıkan mahkûmların duygu dolu anları kameralara yansırken, bazıları yıllar sonra ailelerine kavuşmanın sevincini gözyaşlarıyla ifade etti. "12 yıl sonra çocuklarıma kavuşuyorum" Gözyaşlarına hâkim olamayan İmam Hüseyin Demir, 12 yıl sonra tahliye olduğunu belirterek, "Vallahi çok heyecanlıyım, şükürler olsun ailemize kavuşuyoruz. Allah devletimize zeval vermesin. İnşallah bu son olur. Başımıza talihsiz bir olay gelmişti, bedelini çektik. Şimdi çocuklarıma kavuşuyorum. Evdekilere daha söylemedim, onlara sürpriz yapacağım. Çıkmayı beklemiyorduk ama bugün nasip oldu. Allah kimseyi bir daha buraya düşürmesin. Hayat dışarıda çok güzel, özgürlük bambaşka. Eşimi, çocuklarımı, annemi babamı çok özledim. İstanbul’a gideceğim. İnşallah bu son olur" dedi. "Herkes ailesine, işine gücüne baksın" Tahliye edilenlerden Ercan Kalp ise, "Çok mutluyuz, ailemizi bekliyoruz. Allah herkese nasip etsin. Dışarıdaki herkes alın teriyle parasını kazansın. Haberlerde görüyoruz, trafikte gerginlik ve kavga var. Herkes işine gücüne baksın" ifadelerini kullandı. "Yeni bir hayata başlıyorum" Hayatında yeni bir başlangıç yaptığını söyleyen Muhammet Özbek de, "Şu an yeni bir hayata başlıyorum, hayatımın ilk adımını atıyorum. Çok mutluyum ama içeride kalan arkadaşlarım var, onları bekliyorum. Aklım onlarda kaldı" diye konuştu. "Allah kimseyi buraya düşürmesin" Serkan Karadeniz ise, "Çok şükür kurtulduk, mutluyuz. Ailelerimize kavuşacağız. Allah kimseyi buraya düşürmesin. Dışarıda bizi bekleyen bir hayat var. Yetkililerden Allah razı olsun" ifadelerini kullandı. Tahliye edilen diğer mahkûmlar da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve süreçte emeği geçen herkese teşekkür ederek, özgürlüğün mutluluğunu paylaştı. Cezaevi önünde yaşanan bu anlar, hem tahliye olanları hem de onları bekleyen yakınlarını duygulandırdı.