POLİTİKA - 13 Mart 2024 Çarşamba 20:12

Fatih Erbakan: “İlk olarak belediyenin giriş kapısına ‘Rüşvet alan da veren de melundur’ tabelasını asacaklar"

A
A
A
Fatih Erbakan: “İlk olarak belediyenin giriş kapısına ‘Rüşvet alan da veren de melundur’ tabelasını asacaklar"

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, "1 Nisan’dan itibaren birbirinden temiz ve dürüst, ahlakıyla, tevazusuyla, aile hayatıyla her bakımdan örnek belediye başkanlarımız inşallah görevine başlayacak ve ilk olarak belediyenin giriş kapısına ‘Rüşvet alan da veren de melundur’ tabelasını asacaklar. Ahlaklı belediyecilikte rüşvet, hırsızlık, suistimal, adam kayırma, torpil, çifte standart, adaletsizlik borç ve faiz olmaz. Lüksü şatafatı israfı önleyecekler. Kaynak paketlerini harekete geçirecekler. Denk bütçe yapacaklar ve belediyelerimizi borç ve faizden kurtaracaklar” dedi.


Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, babası merhum Necmettin Erbakan’ın 28 yıl önce ziyaret ettiği Trabzon’un Şalpazarı ilçesinde partililer tarafından düzenlenen iftar programına katıldı. Partililerle buluşan Erbakan, 31 Mart 2024 yerel seçimlerde belediye başkanlığı için aday olan Fatih Yılmaz’a destek istedi. Erbakan, “Rabbim mübarek Ramazan ayımızı başta Gazze olmak üzere tüm dünyada ezilen zulme uğrayan mazlumların kurtulmasına vesile eylesin duasıyla sözlerime başlıyorum. Çok değerli belediye başkan adaylarımıza muvaffakiyetler, zaferler, başarılar diliyorum ve sizlerin de kendilerine desteğinizi bekliyorum. İnşallah milletimiz rantçı belediyecilikten heykelci belediyecilikten kurtulup, 31 Mart’ta Yeniden Refah’ı seçerek 1 Nisandan itibaren ahlaklı belediyecilik döneminin başlamasını sağlamış olacak. Biz Türkiye’nin her köşesinde bu havayı çok açık bir şekilde görüyoruz. Meydanlar, caddeler, sokaklar, her kesimden insanımız, esnafımız bu sefer Yeniden Refah diyor, bu sefer mili görüş diyor, bu sefer ahlaklı belediyecilik diyor. İşte bizim dışımızdaki yorumcuların anket firmalarının, siyaset bilimcilerin, hatta rakip partilerdeki siyasetçilerin açık bir şekilde mutabık kaldıkları husus ne; bu seçimde oyunu artıracak bir parti var o da Yeniden Refah Partisidir diyorlar. Evet gerçek budur. İnşallah çok sayıda belediyeyle beraber Türkiye genelindeki oylarımızı muazzam bir şekilde artıracağız milli görüşün yeni dönemdeki şahlanışını, Yeniden Refah Partimizle gerçekleştirmiş olacağız” diye konuştu.



"Allah rızası için siyaset yapan Yeniden Refah kadroları, ahlaklı belediyecilik dönemini başlatacak"


“1 Nisan’dan itibaren birbirinden temiz ve dürüst, ahlakıyla, tevazusuyla, aile hayatıyla her bakımdan örnek belediye başkanlarımız inşallah görevine başlayacak ve ilk olarak belediyenin giriş kapısına ‘Rüşvet alan da veren de melundur’ tabelasını asacaklar” diyen Erbakan, “Ahlaklı belediyecilikte rüşvet, hırsızlık, suistimal, adam kayırma, torpil, çifte standart, adaletsizlik borç ve faiz olmaz. Lüksü şatafatı israfı önleyecekler. Kaynak paketlerini harekete geçirecekler. Denk bütçe yapacaklar ve belediyelerimizi borç ve faizden kurtaracaklar. Ahlaklı belediyecilik demek belediyenin bütçesinden para harcarken kendi cebinden kendi cebinden harcamaktan daha hassas davranmak demek. Çünkü belediye bütçesinde kul hakkı vardır. Ahlaklı belediyecilik, çalışanlardan başkana kadar haksız zenginleşmeye müsaade etmemek demektir. 1 Nisan itibarıyla ortalıkta gezen bankamatik memurlarının işine son vereceğiz. Bir tane bile bankamatik memuru kalmayacak. Alın teri, kul hakkı, haram ve helal bilinci bunlar olmadan belediye de devlet de yönetilmez. Bizim belediye başkanlarımız ahlaklı yönetimle belediye başkanlığı makamını Allah’ın rızasını kazanmak için bir ibadet makamı olarak görecekler. Makam ve rakam için değil Allah rızası için siyaset yapan Yeniden Refah kadroları, ahlaklı belediyecilik dönemini başlatacak ve özlemle andığımız 94 ruhunu yeniden canlandıracak” şeklinde konuştu.



"Vatandaşımızı kira öder gibi en uygun ödeme koşullarıyla ve altını çizerek söylüyorum inşallah faiz ödetmeden ev sahibi yapacağız"


1 Nisan’dan itibaren belediyelerde asgari ücreti 25 bin lira olarak başlatacaklarını kaydeden Erbakan, “Ahlaklı belediyecilik laf ve mazeret üreten belediye başkanı değil, çözüm üreten sonuca ulaştıran, para gibi zamanı da israf etmeyen belediye başkanı demek. Ahlaklı belediyecilik yandaşa değil vatandaşa çalışan belediye, ehliyet ve liyakate önem veren, akrabası, partilisi, yandaşı olduğu için değil hak ettiği için işleri, görevleri ihaleleri veren demek. Dayısı, torpili olanı değil hak edeni hizmet makamına oturtan demek. İşte ahlaklı belediyeciliğin özü bu. 1 Nisan’dan itibaren bunu hayata geçireceğiz ve belediyelerimizde asgari ücret 25 bin lira olarak başlayacağız. Belediye şirketlerindeki taşeron işçilerin mağduriyetlerini gidereceğiz. Ücret ve çalışma koşulları adaletli bir şekilde düzenlenecek. Vatandaşımızı kira öder gibi en uygun ödeme koşullarıyla ve altını çizerek söylüyorum inşallah faiz ödetmeden ev sahibi yapacağız. 2,5 milyon ev için kredi çekmiş ödeyeceği faiz 5,5 milyon. Faizlerin gelmiş olduğu nokta itibariyle 2-3 ev parasını faize veriyor. Böyle ev sahibi mi olunur. Faiz ödemeden inşallah ev sahibi yapacağız. Evini kendisi yapmak isteyenlere de gerekirse ücretsiz arsa temin edeceğiz. Bununla beraber kentsel dönüşümü biz rantsal dönüşüm anlayışı ile yapmayacağız. Adil, ahlaklı bir kentsel dönüşüm kul hakkına riayet ederek yapılacak. Vatandaşın 300 metrekare hakkını alıp da ona 100 metrekare vererek değil belediyeye paraları aktarılsın diye vatandaşı mağdur ederek değil müteahhit zengin olsun diye vatandaşı mağdur ederek değil kul hakkını gözeterek depreme dayanıklılığı gözeterek çevrenin korunmasını gözeterek adil ve ahlaklı bir kentsel dönüşüm inşallah gerçekleşecek” diye konuştu.



“17 tane LGBT Derneği’ni birer kapatacağız inşallah”


17 tane LGBT derneğini kapatacaklarını belirten Erbakan, "Biz ayrıca şehrine sahip çık nesline sahip çık diyoruz. Nesline sahip çıkmak bizim belediye başkanlarımız uyuşturucu illeti ile en etkili mücadeleyi ortaya koyacakları projelerle gerçekleştirecek. Gençlerimizi bu beladan muhafaza edecek. Bu belaya müptela olmuş gençlerimizin rehabilitasyonu ve kurtarılması için ayrıca projeler devreye sokacak ve asrın belası bir büyük sapkınlık hareketi olan LGBT’ye de bizim belediyelerimizde asla geçip verilmeyecek inşallah. Toplumsal cinsiyet eşitliği adı altında cinsiyetsiz toplum oluşturma çabalarına karşı LGBT lobilerinin propagandalarına karşı yeniden refahlı belediyeler belediyenin salonlarını binalarını sahnelerini billboardlarını raketlerini asla ve asla bu sapkınlığa alet etmeyecek ve bu sapkınlığa geçit vermeyecek. İnşallah 2028’de yeniden refah iktidar olduğu zaman da 2004’ten itibaren bu ülkede kurulan 17 tane LGBT Derneği’ni birer kapatacağız inşallah. Nesline sahip çıkmak için hem Belediyelerde hem de 2028’den sonra iktidarda en etkili mücadeleyi milli görüşlü kadrolar olarak bizler vereceğiz. Sokak köpekleri terörü Allah’ın izniyle önlenecek. En sağlıklı, en konforlu barınaklarda toplanacak veterinerlerin uzmanların gözetiminde bir patisi balda bir patisi yağda yaşayacak. Buralar her isteyen tarafından 24 saat canlı olarak izlenebilecek. Vatandaşımız o barınaklardaki muameleyi yaşam koşullarda hayvanların durumunu 24 saat canlı olarak izleyebilecek. Ve tabii ki belediyelerimizde onları denetleyecek ve böylece bu çağ dışı vahşetten şehirlerimizi kurtaracağız. Biricik yavrularımızı yaşlılarımızı bu köpek saldırılarından maruz kalmaktan inşallah kurtarmış olacağız” ifadelerini kullandı.



“İnşallah aziz milletin derdine yine milli görüşle yine refahla derman olacağız”


Refah Partisi’nin Kütahya’daki 1994 yılındaki bir belediye başkanından örnek veren Erbakan, “Ahlaklı belediyecilik örneği olarak bir tane de örnek vererek inşallah huzurlarınızdan ayrılmak istiyorum. Ahlaklı belediyecilik olarak yapacaklarımız burada anlatmakla bitmez seçim beyannamemizde ve belediye başkan adaylarımızın kendi çalışmalarında kitapçıklarında bunlar ayrıntılı bir şekilde yazıyor. Ancak ahlaklı belediyeciliğin ne olduğunu göstermesi bakımından bir tane örnek vereyim. Nedir o; Kütahya’daki Refah Partisi’nin 94’teki Belediye Başkanı halen daha hayatta. Bir cebinde bir kalem öbür cebinde bir başka kalemle geziyordu biliyor musun. Niçin diye sordular dedi ki kalemin birinin mürekkebinin parasını ben ödüyorum öbürünü belediye ödüyor. Belediyenin mürekkebini ödediği kalemle kendi ticaretimi kendi özel işlerinde yapamam burada kullanamam. Onun için onun parasını kendim ödüyorum. Belediyenin kalemiyle de belediyenin işlerini takip ediyorum. Masasının üzerine iki tane telefon var bir telefonun faturasını belediye ödüyor bir telefonun faturasını kendisi ödüyor. Neden yine aynı sebep. Faturasını kendi ödediği telefonla ailesiyle görüşmelerini yapıyor özelliklerini ticaretini takip ediyor. faturayı belediyenin ödediği Telefonla da belediyenin işlerini takip ediyor. 100 bin dolardan 1 milyon dolardan 10 milyon dolardan bahsetmiyorum bir kalemin mürekkep bedelinden bahsediyorum bir telefonun sabit telefonun aylık telefon faturasından bahsediyorum. İşte alaka belediyecilik bu. Bizlere Hazreti Ömer’in hassasiyetini hatırlatan bu örnekleri 89’da 94’te milli görüşçü belediyeciler, belediye başkanları hayata geçirdiler ve bu millete yaşatıyorlar. Şimdi yeniden 2024’te 30 sene sonra aynı ruh ile aynı heyecanla aynı dava uğrunda yeniden milli görüş belediyeciliğini, yeniden ahlaklı belediyeciliği canlandıracağız. İnşallah aziz milletin derdine yine milli görüşle yine refahla derman olacağız” dedi.



Fatih Erbakan: “İlk olarak belediyenin giriş kapısına ‘Rüşvet alan da veren de melundur’ tabelasını asacaklar"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.