POLİTİKA - 24 Mayıs 2024 Cuma 14:08

Bakan Kacır: “Akıncı 1,5 saate yakın bir zaman içerisinde İran’da düşen helikopterin lokasyonunu tespit etti”

A
A
A
Bakan Kacır: “Akıncı 1,5 saate yakın bir zaman içerisinde İran’da düşen helikopterin lokasyonunu tespit etti”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “İran Cumhurbaşkanı ve İran Dışişleri Bakanı’nın içinde bulunduğu helikopter düştü. Daha sonra komşumuz bizden helikopterin yerinin tespiti için Akıncı insansız hava aracımızı talep etti. Türkiye’nin milli insansız hava aracı Akıncı Türkiye’den kalktı, İran coğrafyasına geçti. Çok zor hava koşulları altında çok sarp bir vadide, çok sisli bir havada çok kısa bir zaman içerisinde 1,5 saate yakın bir zaman içerisinde düşen helikopterin lokasyonunu tespit etti ve İranlı makamlara bildirildi. Bu zor coğrafyada bu misyonu yapabilmesi Akıncı’nın sahip olduğu uydu bağlantısı sayesinde mümkün oldu” dedi.


Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve ilk Türk Astronot Alper Gezeravcı, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde (KTÜ) 2’nci kez düzenlenen Bilim Kültür Sanat (BKS) Haftası etkinliğine katıldı. Sabah saatlerinde havayolu ile geldiği Trabzon’da kendisinin kullandığı Togg ile KTÜ’ye gelen Bakan Kacır, minik astronot ve horon gösterisiyle karşılandı. Minik astronota yerli ve milli Togg’un oyuncağını hediye eden Bakan Kacır, daha sonra üniversite öğrencileri tarafından hazırlanan stantları inceledi. Ardından Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansa katılan Bakan Kacır, üniversite öğrencilerine Türkiye’nin savunma sanayii alanındaki başarılarını anlattı. Bakan Kacır, Türkiye’nin tüm sanayileşme tarihinin adeta akıbete uğratılmış hikayeler tarihi olduğunu belirterek, “Ta ki 2000’li yıllara kadar. O yıllarda sağlam irade dedi ki bu ülkenin neye ihtiyacı varsa, Silahlı Kuvvetlerimiz terörle mücadelede neye ihtiyaç duyuyorsa biz onu kendi öz evlatlarımızın alın teriyle, akıl teriyle geliştireceğiz, üreteceğiz. 2000’li yılların başında insansız hava aracı diye bir kavram bilmiyorduk. İHA denildiğinde aklımıza İhlas Haber Ajansı’ndan başka bir şey gelmiyordu. Peçeteye selpak der gibi İHA’ya Heron diyorduk. Zannediyorduk ki bir tek İsrail’in yaptığı insansız hava araçları var. Onların markası Heron ve biz onları alarak terörle mücadele etmeye çalışıyorduk. Hiçbir zaman o mücadelenin kritik anlarında istediğimiz düzeyde insansız hava araçlarından istifade edemiyorduk. Ne zaman ki kendi evlatlarımızın, bu ülkenin kendi insan kaynağının geliştirdiği İHA’lar devreye girdi, Türkiye o zaman terörle mücadelede netice elde etti. Terörü topraklarımızdan milli SİHA’lar sayesinde kazıdık, attık. Yetmedi sınırlarımızın ötesinde kurulmaya çalışılan teröristan haritalarını da milli SİHA’larıımızı kullanan silahlı kuvvetlerimiz sayesinde şimdi yırtıyoruz. O teröristlerin arkasında kim olursa olsun, hangi ağa babalarına güveniyor olurlarsa olsunlar gözlerinin yaşlarına bakmıyoruz, bakmayacağız” dedi.



“Temmuz ayında Türksat 6A’yı uzaya göndereceğiz”


Büyüyen uzay ekonomisinden pay almak istediklerini kaydeden Bakan Kacır, “Milli haberleşme uydumuzu da geliştirdik. Biliyorsunuz daha önceki Türksat haberleşme olgularını yurt dışında etmekteydik. Fakat şimdi ilk milli haberleşme uydumuz Türksat 6A’yı yerli olarak geliştirdik, ürettik. Yüzde 80’in üzerinde bir yerlilik oranıyla üretim sürecini tamamladık. Şimdi inşallah temmuz ayında Türksat 6A’yı uzaya göndereceğiz. Türkiye, haberleşme uydularını yerli olarak geliştirebilen 11 ülkeden biri olacak. Yeni nesil uydu projeleri başlatacağız. Alçak yörünge uydularını yerli olarak dönüştürmeye yönelik programlar başlatacağız. Bütün bu projelerde elde ettiğimiz birikimle bu defa Ay programında hibrit roket motor projesinde dünyanın önüne geçme fırsatı elde edeceğiz. Biz her bir projede milletimizle kazanırız, buna odaklanıyoruz. Türk milletinin bu projelerle kazanımı ne olur, Türkiye’nin hem ekonomik hem stratejik kazanımları hangi alanlarda ilerler buna odaklanıyoruz. Biliyoruz ki uzay hem stratejik hem ekonomik açıdan çok kıymetli bir alan. Küresel uzay ekonomisi 600 milyar dolar. Bunun 10-12 yıl içerisinde 1,5 trilyon dolara erişeceği öngörülüyor. Her yıl 1,5 trilyon doların uzay alanındaki işlere harcanacağı öngörülüyor. Biz hem bu büyüyen ekonomiden pay almak istiyoruz. Elde ettiğimiz kabiliyetlerle dünyayı yüksek teknoloji ihraç edebilen bir ülke olmak istiyoruz uzay alanında da. Bizim 20 yıl önce savunma ve havacılıkta ihracatımız ancak 250 milyon dolardı. Geçtiğimiz yıl bunu 22 misline çıkardık. 5,5 milyar dolar ihracat yaptık. Daha da artacak. Uzayda da benzer başarı hikayesi ortaya çıkartacağız” şeklinde konuştu.



“Akıncı 1,5 saate yakın bir zaman içerisinde İran’da düşen helikopterin lokasyonunu tespit etti”


İran’da düşen helikoptere Akıncı ile ulaşıldığını dile getiren Bakan Kacır, “Savunma sanayi gibi kritik alanlarda kullandığımız teknolojilerin tümü uzay sistemleriyle entegre çalışıyor. Bakın komşumuz İran’da bir helikopter kazası yaşandı. İran Cumhurbaşkanı ve İran Dışişleri Bakanı’nın içinde bulunduğu helikopter düştü. Daha sonra komşumuz bizden helikopterin yerinin tespiti için Akıncı insansız hava aracımızı talep etti. Türkiye’nin milli insansız hava aracı Akıncı Türkiye’den kalktı, İran coğrafyasına geçti. Çok zor hava koşulları altında, çok sarp bir vadide, çok sisli bir havada çok kısa bir zaman içerisinde, 1,5 saate yakın bir zaman içerisinde düşen helikopterin lokasyonunu tespit etti ve İranlı makamlara bildirildi. Bu zor coğrafyada bu misyonu yapabilmesi Akıncı’nın sahip olduğu uydu bağlantısı sayesinde mümkün oldu. Uydu haberleşmesi sayesinde bu zor coğrafyada Akıncı görevini icra edebildi. Elbette sahip olduğu diğer teknik kabiliyetler sayesinde. Bu misyon aslında Türkiye’nin teknoloji geliştirmeye bakış açısını da gösteriyor. Biz teknolojiyi insanlık yararına olduğu ölçüde kıymetli buluyoruz. Teknoloji insanlığa hizmet ettiği ölçüde bir değer ifade ediyor Türk milleti için. Biz yüzyıllarca dünyaya adaleti, merhameti götürmüş bir milletiz. Bütün bu milli teknoloji hamlesinde elde ettiğimiz kazanımların dünyayı yeniden adaletle ve merhametle buluşturabildiği ölçüde kıymetli olacağına inanıyoruz. Bu inançla çalışıyoruz. Biliyoruz ki Türk milleti güçlendikçe, tarihin en şerefli milleti olan Türkler kuvvetlendikçe dünyada zulümler son bulacak. Dünya yeniden merhamete, yeniden adalete kavuşacak” diye konuştu.



“Uluslararası uzay limanını inşallah inşa edeceğiz”


Uluslararası uzay limanının inşa edileceğini söyleyen Bakan Kacır, “Bir uluslararası iş birliğiyle Türkiye bir uzay limanının önümüzdeki yıllar paydaşı olacak. Böylelikle uzaya bağımsız erişebilen bir ülke olacağız. Bir yandan hibrit roket motor teknolojisinde halihazırda dünyada ilk 4 ülke arasındayız. İnşallah Ay programını gerçekleştirdiğimizde bu teknolojiye uzayda tarihçe kazandıran ilk ülke olacağız. Bu kazanım Türkiye’nin yörüngeler arası uyku transferleri gibi zorlu uzay misyonlarını icra edebilecek uzay araçları geliştirilmesini mümkün kılacak. Böylelikle uzay ekonomisinden o alanda da pay elde etme imkanına sahip olacağız” ifadelerini kullandı.



Alper Gezeravcı: "Ülkenin savunma sanayi artık kabuğuna sığmaz bir noktaya geldi"


Etkinliğe katılan ilk Türk Astronot Alper Gezeravcı ise deneyimlerini anlattı. Üniversite öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği Gezeravcı, yaptığı konuşmada Türkiye Milli Uzay Programı’nı anlattı. Gezeravcı, "2026-2028 aralığında kendi ülkemizde yapmış olduğumuz bir roketi kendi itiş sistemimizle Ay’a ulaştırmayı planlıyoruz. Halihazırda yapmış olduğumuz hazırlık süreçlerinden oraya erişebilecek bir roketimiz ve bu alanda buna etki sağlayacak sistemimizle ilgili çalışmaların büyük bir kısmı tamamlanmış vaziyette. Bizim niyetimiz dünyanın atmosferinden emniyetli bir şekilde çıkarmış olduğumuz roketin kendi ve dünya etrafında dönen Ay’da spesifik bir noktaya sert iniş yapması, çarptırılması. Buradan çıkan tecrübeyle hemen ardından üzerindeki bilimsel ünite ile Ay üzerine yumuşak iniş yaparak halihazırda Ay’da planlanan bilimsel çalışmaların platformunda hak sahibi olmak. Bir diğer hedefimiz uzaya erişim ve uzay limanı programı. Bizim insanlı uzay misyonumuz da dahil bugüne kadar göndermiş olduğumuz uyduları bu alanda faaliyet gösteren platformların olduğu ülkelerden şu ana kadar gönderdik. Ülkemiz savunma alanında halihazırda resmi ünite olan 100 kilometreyi aşan roketleri yapabiliyor. Ülkenin savunma sanayi artık kabuğuna sığmaz bir noktaya geldi. Artık kendi ihtiyacımızı görebilecek, uzay alanında çalışma yapmak isteyen başka ülkelerin de ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde bugün yapmış olduğumuz yatırımların karşılığını alacak farklı uzay platformları ve uzay istasyonları kurmak niyetindeyiz. Bu alanda ülkemiz de zaten belli adımları attı. Ülkemiz tarafından uygun görüldüğünde bununla ilgili detaylar paylaşılıyor olacak" dedi.



Bakan Kacır: “Akıncı 1,5 saate yakın bir zaman içerisinde İran’da düşen helikopterin lokasyonunu tespit etti”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla MSKÜ Rektörü Kaçar’an geleceğin hekimlerine ’Empati’ öğüdü Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen Beyaz Önlük Giyme Töreni, 15 Temmuz Şehitler Salonunda gerçekleştirildi. Törende, geleceğin doktorları olan 209 öğrenci beyaz önlüklerini giydi. Bu öğrencilerden 150’si Türkçe tıp, 59’u ise İngilizce tıp programında eğitim gören öğrencilerden oluştu. Törende konuşma yapan MSKÜ Rektörü Prof. Dr. Turhan Kaçar, “Bu konuşmayı sadece geleceğin doktorları olan öğrencilerimiz için hazırladım. Konuşmamın ana teması olarak herkesin bildiği ama pek de itina etmediği bir kavramı seçtim. Empati. Geçen yıl bu törende nezaket üzerinde durmuştum. Şimdi empati kavramı üzerinde durmak istiyorum. Empatinin ve nezaketin birbirini tamamlayan kavramlar veya davranış seti olduğunu düşünüyorum. Sadece doktor olarak değil, sıradan bir insan olarak da hastalarla, meslektaşlarınızla veya sosyal hayatta normal insanlarla ilişkilerinizde empatinin gücünün farkına varmanız çok önemlidir. Kavram aslında tahmin edebileceğiniz gibi bize eski Yunanlılardan kalmış. Onlar empatheia kelimesini, tutku veya acı veya hastalık içinde anlamına kullanıyorlarmış. Günümüz Türkçesinde biz empati kavramını, başkalarının duygularını ve deneyimlerini anlama ve onlarla bağ kurma yeteneği ve birinin hissettiklerini hissedebilmek ve onların perspektifine derinlemesine anlamaya çalışmak manasında kullanıyoruz. Tıpta empati, hekimlerin aktif dinleme ve anlayış gösterme becerilerini içerir ve hastaların kaygılarını, korkularını ve ihtiyaçlarını ifade etmelerine yardımcı olur. Dolayısıyla, empatinin, hekimlerin hastalarıyla olan ilişkilerinde kritik bir rol oynayacağını söyleyebilirim. Bu tecrübeyle de sabit. Sizler, hastalarınızın duygusal ve fiziksel durumlarını anlamaya çalışarak, onlara daha etkili bir şekilde yaklaşabilir ve tedavi sürecini iyileştirebilirsiniz. Ayrıca, empatik bir yaklaşım, hastaların tedaviye uyumunu artırabilir ve duygusal destek sağlayarak iyileşme süreçlerini olumlu etkileyebilir. Empati ile yaklaşma meselesi belki biraz da bizim kişisel niteliğimizin bir parçasıdır ama biliyorsunuz ki bizler eğitilebilir canlılarız ve bu konularda da kendimizi eğitmemiz gerektiği kanaatindeyim. Bunlar aslında hepimizin bildiği ve çok da sıradan şeyler. Başkalarına saygı ve empatiyle davrandığınızda güveni, rahatlığı ve iyileşmeyi teşvik eden bir ortam hazırlarsınız. Bu meyanda empati ve saygı, etkili iletişim ve iş birliğini mümkün kılan, güçlü doktor-hasta ilişkileri çatısının önemli bir ayağını oluşturmaktadır. Bu çatının diğer iki ayağını da sizlerin bilgi ve maharetleri oluşturmaktadır” dedi. MSKÜ Rektörü Prof. Dr. Turhan Kaçar’ın konuşmasının ardından Tıp Fakültesi öğrencilerinin beyaz önlükleri törene katılan CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, Muğla Cumhuriyet Başsavcısı Oğuzhan Dönmez, Rektör Prof. Dr. Turhan Kaçar, Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Turhan Togan, Rektör Yardımcıları ve diğer öğretim üyeleri tarafından giydirildi.