EĞİTİM - 30 Ocak 2024 Salı 15:36

Açıldığı günden bu yana 4 bin 500 öğrenciye ev sahipliği yaptı

A
A
A
Açıldığı günden bu yana 4 bin 500 öğrenciye ev sahipliği yaptı

Milli Eğitim Bakanlığı’nın başlattığı proje kapsamında Akçaabat’ın Mersin Mahallesi’nde Akçaabat Belediyesi’nin destekleriyle inşa edilen ve açılan Toprak Ana Köy Yaşam Merkezi bugüne kadar 4 bin 500 öğrenciye ev sahipliği yaptı.


Milli Eğitim Bakanlığı tarafından başlatılan ve ülke genelinde kullanılmayan köy okullarının Köy Yaşam Merkezine dönüştürülmesi projesi kapsamında Akçaabat’ta Mersin Mahallesi’nde bulunan köy okulu, Köy Yaşam Merkezine dönüştürülmüştü. Akçaabat Belediyesi’nin destekleriyle inşa edilen Toprak Ana Köy Yaşam Merkezi’ni açıldığı günden bugüne kadar 4 bin 320 öğrenci, 250 öğretmen, 70 idareci, 190 üniversite öğrencisi, 30 yabancı öğrenci ve 20 yabancı yetişkin ziyaret etti.


Akçaabat’taki anaokulu ve ilkokul düzeyindeki öğrencilere ve yöre halkına hitap eden ve yoğun talep gören Toprak Ana Köy Yaşam Merkezi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, “ Mersin Mahallesi Özlüler Mevkiinde kullanılmayan okul binasının dönüştürülmesiyle hayata kazandırılan Toprak Ana Köy Yaşam Merkezimizin yoğun ilgi görmesi bizleri ziyadesiyle memnun ediyor. Bu merkezde uygulama bahçesi, masal atölyesi, kazaziye ve hasır örgü yapım merkezi, masal atölyesi, kütüphane, yaşam becerileri ve tasarım atölyesi, geri dönüşüm atölyesi, kurs merkezleri, bilim, mühendislik ve matematik atölyeleri, kütüphane ve gençlik kampı bulunuyor. Köy Yaşam Merkezi ile geçmişin ve yöre halkının tecrübesi; geleceğe aktarılmış oluyor; çocuklara öğretiliyor; gelenekler gelecekle buluşuyor. Burada yapılan etkinlikler aracılığıyla çocukların zihinsel, fiziksel ve duygusal gelişimi destekleniyor; deneyimleyerek öğrenme arttırılıyor, sosyal becerileri ve özgüveni yüksek bireyler yetiştirilmiş oluyor” dedi.


Ayrıca Toprak Ana Köy Yaşam Merkezimizde okul dışı öğrenme ortamları kapsamında yaşam becerileri kazandırmak amacıyla, atölye etkinlikleri, tarım çalışmaları, doğada sanat, spor, masal etkinlikleri düzenlendiğini de kaydeden Ekim “Akçaabatımızda bu tür alanların ve mekanların arttırılmasını gönülden istiyor ve bunun için çalışıyoruz. Bu kapsamda İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile ilçe genelindeki mahallelerimizde atıl durumda olan okullarımızı da tadilat ederek Köy Yaşam Merkezlerine dönüştürmeye gayret ediyoruz. Kuruçam Mahallemizde atıl vaziyette bulunan okulun Köy Yaşam Merkezine dönüştürülmesi için protokolümüzü imzaladık. Burada yaptığımız inşaat ve tadilat çalışmaları da hızla devam ediyor. Allah’ın izniyle kısa zamanda Kuruçam Mahallemizdeki okulumuzu da Köy Yaşam Merkezi olarak Akçaabatımıza ve Akçaabatlılarımıza kazandıracağız” şeklinde konuştu.



Açıldığı günden bu yana 4 bin 500 öğrenciye ev sahipliği yaptı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya SEAH’ta Prematüre Farkındalık Günü etkinliği düzenlendi Neanotoloji Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Caner, her yıl yaklaşık 120 bin prematüre bebeğin dünyaya geldiğini kaydederek, prematüre bebeklerin hayata tutunmasında ailelerin süreçteki aktif rolünün çok önemli olduğunu dile getirdi. Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi (SEAH) Neonatoloji Yoğun Bakım Ünitesi ekibi Prematüre Farkındalık Günü etkinliği düzenledi. Prematüre doğumlara dikkat çekmek amacıyla ilk kez 2008 yılında Avrupa ebeveyn örgütleri tarafından oluşturulan Prematüre Farkındalık Gününde, prematüre bebeklerin hassasiyetini ve özel bakım gereksinimlerini simgeleyen mor renkli süslemelerin ağırlıkta olduğu bir etkinlik düzenlediklerinin dile getiren Prof. Dr. İbrahim Caner, Prematüre doğumun dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de önemli bir sağlık sorunu olarak dikkat çektiğini ifade etti. 37. gebelik haftasını tamamlamadan doğan bebeklerin "prematüre" olarak tanımlandığını kaydeden Caner, dünya genelindeki doğumların yüzde 10’unün bu şekilde gerçekleştiğini ve ülkemizde ise prematüre doğum oranı yüzde 12 civarında olduğunu belirtti. Bu orana bakıldığında da her yıl yaklaşık 120 bin prematüre bebeğin dünyaya geldiğin altını çizen Caner, “Prematüre doğum, beş yaş altındaki çocuk ölümlerinin en önemli nedenlerinden biri. Ayrıca ailelerin yaşadığı endişe ve belirsizlik nedeniyle hem fiziksel hem de duygusal bir mücadeleyi beraberinde getiriyor” dedi. Prematüre doğan bebeklerin sağlıklı bir geleceğe ulaşması için ailelerin ve sağlık çalışanlarının iş birliğinin önemine vurgu yapan Prof. Dr. İbrahim Caner, Neonatoloji Yoğun Bakım Ünitesi ekibinin önemine dikkat çekerek, "Bizim bir sloganımız var ‘Erken doğanlar yenidoğan hekiminin elindeyse kazanır’, prematüre bebeklerin yaşam rolümüz bu anlamda çok önemli. Bunu yanında prematüre bebeklerin bakımında ailelerin aktif rolü, sürecin en kritik parçalarından biri olarak öne çıkıyor. Sağlık çalışanlarının ailelerle kurduğu açık ve güvene dayalı iletişim, bu zorlu süreci daha kolay hale getiriyor. Ailelerin, prematüre bebeklerinin ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için eğitim almaları ve desteklenmeleri büyük önem taşıyor. Her prematüre bebeğin sağlıklı bir geleceğe adım atabilmesi için farkındalık çalışmalarının yapılması da bu anlamda büyük önem taşıyor” ifadelerine yer verdi. SEAH Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Kampüsünde düzenlenen etkinliğe; İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Kayhan Özdemir, SEAH Başhekimi Prof. Dr. Fikret Halis, SEAH Yenidoğan Yoğun Bakım Klinik İdari Sorumlusu Prof. Dr. İbrahim Caner, hastane yöneticileri, servis ekibi ve hastanede tedavi görerek hayata tutunan prematüre bebekler ile aileleri katıldı. Etkinlik Prematüre Farkındalığını simgeleyen mor renkli pastanın kesilmesiyle son buldu.
Düzce Hava kirliliği konuşuldu Düzce Üniversitesi Süs ve Tıbbi Bitkiler Üretim Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Kariyer Geliştirme ve Mezun İzleme Uygulama Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen Bağ, Bahçe, Çiçek Konferanslarının 11.’si gerçekleştirildi. Botanik Bahçemiz Müze ve Konferans Salonu’nda programa akademisyenler ve öğrenciler katılım sağladı. Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pınar Yıldız’ın Düzce ve Hava Kirliliği başlıklı sunumu ile yer aldığı programda açılış konuşması gerçekleştiren Prof. Dr. Necmi Aksoy, Düzce’de var olan hava kirliliğinin artışına ve etkilerine dikkat çekerek Dünya KOAH Gününde bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkürlerini sundu. Düzce’nin ‘Yeşil Düzce’ statüsünü geri kazanmasını temenni ederek sözü Doç. Dr. Pınar Yıldız’a bıraktı. Hava kirliliğinin genel tanımı ile sözlerine başlayan Doç. Dr. Pınar Yıldız, hava kirliliğinin insan ve insan sağlığı üzerine etkilerini anlattı. Günümüzde hava kirliliği nedeniyle yılda ortalama 7 milyon insanın hayatını kaybettiğine dikkat çeken Yıldız, bu durumun genellikle salgın hastalıkların yaygın olduğu, sanayinin yoğun olarak kullanıldığı, hava kirliliği parametrelerinin yüksek olduğu ülkelerde daha yaygın görüldüğünü ifade etti. İç ve dış ortamda maruz kaldığımız hava kirliliğini, örnekler vererek açıklayan Yıldız, “Her yıl dış ortam hava kirliliğine bağlı 3,8 milyon kişinin erken ölümle karşı karşıya kalmamaktadır” dedi. Hava kirliliğinin; solunum yolu enfeksiyonları, akciğer kanseri, bronşektazi, nazofarinks kanseri ve kronik akciğer hastalıklarına yol açtığını vurgulayan Yıldız, solunum yolu şikayetiyle hastaneye başvuran hasta sayısı ile hava kirliliği oranı arasında ciddi bir ilişki olduğunu da savundu. İklim ve hava kirliliği faktörlerinin uyku apnesi, egzama gibi farklı hastalıklara da sebep olduğunu ifade eden Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pınar Yıldız, hava kirliliğini azaltmak için evsel ısınma yöntemlerinin doğalgaza çevrilmesi ve sanayi denetimlerinin arttırılması önerilerinde bulunarak sözlerini sonlandırdı.