ASAYİŞ - 20 Kasım 2024 Çarşamba 09:16

Seçil Erzan’ın genel müdürü ve yardımcısına 240’ar yıla kadar hapis talebi

A
A
A
Seçil Erzan’ın genel müdürü ve yardımcısına 240’ar yıla kadar hapis talebi

Yüksek karlı gizli fon vaadiyle aralarında Fatih Terim, Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu pek çok kişiyi dolandırdığı iddia edilen banka müdürü Seçil Erzan’ın genel müdürü Hakan Ateş ve genel müdür yardımcısı Mehmet Aydoğdu’nun 240’ar yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talebiyle iddianame hazırlandı.

Yüksek karlı güvenilir bir fon olduğu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğu söylenerek aralarında tanınmış futbolculardan Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın da bulunduğu 30’dan fazla kişinin milyonlarca lira dolandırıldığı iddiasına ilişkin yeni bir gelişme yaşandı.

Fatih Terim ve Arda Turan dahil 24 kişi şikayetçi oldu

Konuya ilişkin yargılaması devam eden banka şube müdürü Seçil Erzan’ın genel müdürü Hakan Ateş ve genel müdür yardımcısı Mehmet Aydoğdu hakkında yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmek üzere birleştirme talebiyle hazırlanan iddianamede, aralarında Fatih Terim, Arda Turan, Fernando Muslera, Selçuk İnan, Emre Çolak, Buse Terim ve Volkan Bahçekapılı’nın da bulunduğu 24 kişi ’müşteki’ sıfatıyla yer aldı. İddianamede Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu ise ’şüpheli’ sıfatıyla yer aldı.

Şüphelilerin söz konusu fondan haberdar oldukları belirtildi

Hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan’ın çalışmış olduğu bankanın 600 şubesinden birisinin müdürü olduğu, kendi ifadesinde de belirttiği gibi kendisinin ayrıcalıklı olarak tanındığı, dolayısıyla herhangi bir şube müdürünün bu şekilde bir ’’illegal fon’’ adı altında müştekilerden para almasının mümkün olmadığı, bu nedenle müştekilerin bir kısmı ile yakinen iletişim ve ilişki halinde olan şüpheliler Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu’nun söz konusu fondan haberdar olduklarının değerlendirildiği kaydedildi. Fatih Terim’in kredi borcunun Mehmet Aydoğdu’nun talimatı ile Seçil Erzan tarafından karşılandığı belirtildi. Sanık Seçil Erzan’ın da beyanında müştekiler ile arasındaki para alışverişinden şüphelilerin bilgilerinin olduğunu belirttiğinin aktarıldığı iddianamede, bir banka içerisine yüklü miktarda paraların girip çıktığı ve tüm çalışanların bu duruma şahit oldukları, banka içerisine giren paraların resmi müşteri hesaplarına girdilerinin yapılmadığı, yine para alışverişinin bankanın Levent şubesi içerisinde müdür odasında kameralar önünde gerçekleştiği, Arda Turan’ın yüksek meblağlı kredi işleminin şüphelilerin bilgisi ve talimatı dahilinde hızlandırılıp gerçekleştirildiği, Fatih Terim’in kredi borcunun Mehmet Aydoğdu’nun talimatı ile Seçil Erzan tarafından karşılanmasının da şüpheliler ile Seçil Erzan arasındaki fikir ve eylem birliğini gösterdiği belirtildi.

"Fatih Terim, Arda Turan ve Emre Belözoğlu en ufak bir bankacılık işleminde bile beni saat fark etmeksizin arayabilecek insanlardır"

Şüpheli Hakan Ateş’in ifadesine yer verilen iddianamede, olaydan haberi olduktan sonra aynı gün Fatih Terim ile telefonda konuştuğunu belirterek, "8 Nisan 2023 tarihinde görüşmek üzere randevulaştık, kendisi de o tarihte yanında Arda Turan ve Emre Belözoğlu ile geldiler. Burada kendileriyle banka genel müdürüyle görüştüm. Söz konusu iddiaları kabul etmiyorum. Şunu özellikle belirtmek istiyorum; Fatih Terim, Arda Turan ve Emre Belözoğlu en ufak bir bankacılık işleminde bile beni saat fark etmeksizin arayabilecek insanlardır. Hatta Fatih Terim en ufak bir kredi meselesinde beni aramıştır, bu şekilde beni arayabilecek insanlar bahsi geçen milyon dolarları Seçil Erzan’a teslim etmeden önce beni arayıp sormamaları da çok garip bir durumdur. Müştekiler Seçil Erzan ile yapmış oldukları bu usulsüz para alışverişinde vadenin üzerinde yaklaşık 6 ay geçmesine rağmen Erzan’ın bu durumunu tolere etmişler ve beklemişlerdir" dediği aktarıldı.

"Muhtemelen benim Galatasaraylı olmamdan kaynaklı ismim buralarda geçti"

İddianamede ifadesi yer alan şüpheli Mehmet Aydoğdu’nun ise "Ben iyi bir Galatasaraylıyım. Bankamız da spor kulüplerine en çok kredi veren bankadır. Muhtemelen benim Galatasaraylı olmamdan kaynaklı ismim buralarda geçti. Hiçbir şube müdürü bana bağlı değildir, benim konu hakkında herhangi bir ilgim ve bilgim yoktur. Benimle ilgili sahte bir mail düzenlendi, mailin konusu fonla ilgili onayıma ilişkindi. Bununla ilgili de gerekli mercilerin yaptığı inceleme sonucunda da mailin sahte olduğu ortaya çıktı. Bu maili Semih Kaya’nın kullandığı ortaya çıktı, bununla ilgili de suç duyurusunda bulunduk. Seçil Erzan’ın yönettiği, bizim de kurduğumuz iddia edilen bu fon bankamızın bilgisi dahilinde değildir. Konu tamamen Seçil Erzan ile ilgilidir" dediği kaydedildi.

240’ar yıla kadar hapis talebi

Hazırlanan iddianamede şüpheliler Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu’nun ’nitelikli dolandırıcılık’ suçundan 72’şer yıldan 240’ar yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Henüz İstanbul 41.Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilmeyen iddianameye yönelik mahkeme heyetinin incelemeleri devam ediyor.

Sema Demir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya 370 evin 1 günlük elektriğini depoluyor CW Enerji, elektrik depolama alanında büyük bir deneyime hazırlanıyor. Firmanın ürettiği 3,7 MW gücündeki lityum bataryalı konteynerler görücüye çıkıyor. Söz konusu konteynerlerin 4 kişilik 370 haneye 1 gün yetecek enerjiye sahip olduğu belirtiliyor. Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan CW Enerji fabrikası, enerji piyasasına büyük bir harekete/kampanyaya daha giriyor. Firma, 2024 yılından bu yana ürettiği 3,7 megawatt gücünde enerjiyi depolayacak lityum bataryalı konteynerlerini görücüye çıkardı. Söz konusu konteynerlerin 4 kişilik 370 haneye 1 gün yetecek enerjiye sahip olduğu belirtiliyor. Konuya ilişkin açıklama yapan CW Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Sarvan, güneşten elde edilen enerji kadar, bu enerjinin depolanmasının da önemli olduğuna dikkat çekerek, “Gündüz güneş, akşamda bataryalardan depolama sistemi ve gelecekte tabii peşinden de hidrojen olduğunu düşünüyoruz. Ama bugün konuşmamız gereken Lityum Bataryalarımız. Burada görmüş olduğunuz sistem şu anda lityum bataryalarımıza sıvı soğutma sistemi ile bu kurulumu yapıyoruz. Bu konteynerlerde yaklaşık 3.7 MW gibi bir görüntümüz var. 20 ayak konteynere 5,2 MW gibi bir batarya gücü koyabiliyoruz. Batarya enerji yönetme sistemimiz var. Skoda gibi tüm enerjiyi oradan yönettiğimizi düşünebilirsiniz. Ortada bataryamız var. Yanında da tabii sistemin kendi trafosu, güç tüketim noktası ve üretim ve bunları saydığımız trafo noktası var” dedi. “Hazırlıklarımızı yaparak pazara çıkmak istiyoruz” Mikro gridler ile alakalı yeni bir yönetmelik geldiğini aktaran Sarvan, “Yaklaşık rüzgar ve güneşte 34 MW’a kadar bir kapasite açıldı. Lityum bataryayı da burada üretiyoruz. Yani yapmış olduğumuz iş çok değerli. İçinin bölümlerini üretip konteynerleri takıp hazırlıklarımızı/ araştırmalarımızı yaparak pazara çıkmak istiyoruz. Bu ürünlerimizde aslında hem bu büyüklükte ‘off grid’ hem ‘on grid’ olaraktan ilerlemeyi düşünüyoruz. Enerjinin kesildiği noktada sisteme basmadan sadece ilgili alana enerji verecek, tüketim noktasına enerji verecek şekilde çalışabilen sistemlerimiz var. Şebekeden enerjimizi alıp satabiliyoruz. Mesela güneş yok, akşam üzere çok uygun elektrik alabiliyoruz, tekrardan satabiliyoruz. Yeni yönetmelikte de bunlara aslında izin veriliyor. Yardımcı tesisler yönetmeliğine baktığımızda, burada da yardımcı tesislerde bu depolama sistemleri aslında çok ön sıraya çıkıyor. Önümüzdeki yıllarda ülkemizde sık sık olacağını öngörüyoruz. Bu şu anda tam yönetmeliğe uygun. Yani yardımcı testler yönetmeninde 34 GW verilen depolama sistemlerinde tam da bu konuyu tarif ediyor. Tam da bu ürünü yapıyoruz. Buradaki yapmış olduğumuz üründe 5.2 MW’a kadar tek noktada çıkabileceğiz. 4 MW PCS verebileceğiz, tabii ki yanında yine enerji yönetim sistemini vereceğiz. Skala mantığıyla komple enerjiyi sahada yönetebileceğimiz ürünü vereceğiz” şeklinde konuştu.
Batman Batman’da kuraklık alarmı Batman Ziraat Odası Genel Sekreteri Ebubekir Doğan, Türkiye genelinde yaşanan kuraklığın kentte de etkili olduğunu belirterek, tarımsal üretimin ciddi şekilde etkilendiğini söyledi. Kasım ayının sonlarına gelinmesine rağmen yağışların yetersiz olduğunu vurgulayan Doğan, Batman’da özellikle kuru tarım yapılan alanlarda büyük bir sıkıntı yaşandığını ifade etti. Doğan, bu yılki kuraklık oranının önceki yıllara göre yüzde 47 seviyelerine ulaştığını, geçen yıla kıyasla yüzde 27 daha kurak bir sezon geçirdiklerini belirtti. Batman’da kuru tarım yapılan toplam alanın 750-800 bin dönüm olduğunu söyleyen Doğan, bunun 500-600 bin dönümünde buğday, 150 bin dönümünde kırmızı mercimek ve yaklaşık 100 bin dönümünde arpa ekildiğini söyledi. Çiftçilerin kuraklık tehlikesi karşısında ekim yapamadığını belirten Doğan, "Bu araziler tamamen yağışlara bağlı üretim yapıyor. Ancak bu yıl, Kasım ayının sonuna gelmemize rağmen çiftçilerimizin yüzde 80’i hala ekim yapamadı. Bu, hasat döneminde yüzde 20-25 oranında bir verim kaybına yol açabilir” dedi. Doğan, kuraklık tehdidine karşı çiftçilere ve yetkililere çağrıda bulunarak, tarımsal sigortaların önemine dikkat çekerek, "Çiftçilerimiz, TARSİM üzerinden kuraklığa karşı sigorta yaptırmalı. Yetkililer ise hasat dönemine kadar hazırlıklarını yapmalı. Önümüzde yaklaşık 5-6 ay daha var. İnşallah yağışlar istediğimiz şekilde olur ve çiftçilerimiz mağdur olmaz. Ancak doğal şartlara bağlı bir durumla karşı karşıyayız" şeklinde konuştu.
Sivas Dev lahanalara nazar değil, büyümeyen lahanalar tarlada kaldı Küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği, lahana üreticisini olumsuz etkiledi. Önceki yıl devasa boyutlara ulaşan Sivas lahanaları bu yıl olgunlaşmayarak tarlada kaldı. Sivas’ta ata tohumundan üretilen ve irilikleriyle dikkat çeken lahanalar, bu yıl beklenen olgunluğa ulaşmadı. Soğuk havalarda yeterli olgunluk ve büyüklüğe erişen lahanalar, havaların sıcak seyretmesi nedeniyle büyümedi. Sivas’ta ev hanımlarının turşu ve sarma yapmak için kullandığı lahanalar, aynı zamanda yağmur yağmaması nedeniyle tarlada kaldı. Her yıl Mayıs ayında ata tohumu lahanaları toprakla buluşturan Ferhat Çobanoğlu, “Lahanalardan bu yıl istediğimiz verimi alamadık. Hayallerimiz seneye kaldı” dedi. Sivas’ta lahana yetiştiricilerinin tamamının mağdur olduğunu ifade eden Ferhat Çobanoğlu, “Lahana sezonumuz iyi geçmedi. Havaların sıcak gitmesiyle, lahananın bitlenmesiyle birlikte her ne kadar önlem alsak da lahanayı ot sardı. Tohumlar gitti, fideler güzelleşirken dolu yağdı. Daha sonrasında da hava kurak gitti. Yağmur yağmayınca lahanalar sarmadı. Yağmur güzel olacak ki lahana sarsın. Irmakta ve kuyuda su var ama yağmurun verdiği tadı vermiyor. Yağmur yağmayınca olmadı, yapacak bir şey yok. Hayallerimiz seneye kaldı inşallah. Geçen sene lahanalarımız devasa boyuttaydı. Bu sene artık naza mı değdiyse olmadı. Seneye umutlarımızı yenileyeceğiz. Lahanalar tarlada kaldı, onları traktör ile süreceğiz. Seneye yeni bir umutla başlayacağız” ifadelerine yer verdi.
İzmir Gelinlikte ödüller İzmir Ekonomi’ye Avrupa’nın en büyük moda fuarlarından IF Wedding Fashion İzmir kapsamında bu yıl 15’incisi düzenlenen Gelinlik Tasarım Yarışması’nda, ödüller yine İzmir Ekonomi Üniversitesi’ne (İEÜ) geldi. İEÜ Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü mezunu ve Tasarım Çalışmaları yüksek lisans öğrencisi Habibe Çakır, ‘Oya’ adlı tasarımıyla yarışmanın ikincisi olurken, yine Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü’nde eğitimini sürdüren Eren Timoçin ise, ‘Dokunuş Mesajlar’ adlı gelinliğiyle üçüncülük elde etti. İEÜ öğrencileri, son 3 yılda olduğu gibi bu sene de yarışmada ödüle layık görülerek ulaşılması zor bir seri yakaladı. ‘Köklere Dönüş’ temasıyla İZFAŞ tarafından gerçekleştirilen Gelinlik Tasarım Yarışması, büyük heyecana sahne oldu. Türkiye genelinden yoğun katılımın olduğu yarışmanın finalinde, birbirinden iddialı tasarımlar arasından ödül almaya hak kazananlar belirlendi. İğne ve tığ oyaları Yarışmada ikinciliğe ulaşan Habibe Çakır, Ege Bölgesi’nin kültürel değerlerinden ilham alıp iğne ve tığ oylarını kullanarak özel bir tasarıma imza attı. ‘Oya’ adını verdiği gelinliğini yaklaşık 1 aylık çalışma sonucunda hazırladığını söyleyen Çakır, “Ege Bölgesi’ne ait geleneksel motiflerden esinlenerek doğal kumaşlarla gelinliğimi hazırladım. İğne ve tığ oyaları, Ege’de sıklıkla kullanılıyor. Uzun yıllardır da bu gelenek sürüyor. Ben de gelinliğimde bu oyaları işlemek istedim. Bu oyaları da İzmirli kadınlarımız işledi. Çok emek verdik, titizlikle çalıştık. Tüm bunların sonunda da ortaya güzel bir tasarım çıktı. Finale kaldıktan sonra ödül alacağıma inanıyordum, bu hedefime ulaştığım için mutluyum” dedi. Memleketinden esinlendi Yarışmanın üçüncüsü Eren Timoçin ise, ‘Dokunuş Mesajlar’ adını verdiği gelinliğinde, memleketi Diyarbakır’ın motiflerinden ilham aldı. Nazar boncuğu, buğday ve arpa motiflerini işleyen Timoçin, artık kumaşları kullandığı gelinliğinde aplike ve taş işlemelere de yer verdi. Timoçin, “Ödül aldığım için çok mutluyum. Henüz ikinci sınıfta okuyorum ve kendimi gün geçtikçe geliştiriyorum. Ödül almak, bundan sonra yapacağım çalışmalar için bana güç katacak. Tasarımıma güveniyordum, farklı olduğunu biliyordum. Diyarbakır’da, özellikle 1900’lü yılların başından beri gelinliklerde şalvar modeli işlenir. Örneğin; ben bunu biraz değiştirerek şalvar genişliğini, gelinliğin kollarına uyguladım. Ayrıca, artık ve doğal kumaşları kullanarak sürdürülebilirlik noktasında da önemli bir mesaj verdiğimi düşünüyorum” diye konuştu.