TEKNOLOJİ
OMÜ’de PCR eğitimi 26 Aralık 2024 Perşembe - 15:19:19 Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Karadeniz İleri Teknoloji Araştırma Merkezi (KİTAM) ve Yaban Hayatı Araştırma Enstitüsü arasında imzalanan protokol kapsamında ‘Uygulamalı Moleküler Tanı Yöntemleri Eğitimi’ düzenlendi. Bilimsel araştırmalara önemli katkılar sağlayan eğitim süresince katılımcılar, teorik bilgilerin yanı sıra laboratuvar ortamında polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) yöntemiyle yapılan uygulamalara da katıldılar. Eğitim, KİTAM’ın Araştırma Geliştirme Laboratuvarı’nda gerçekleştirildi ve OMÜ-BAP06-2024-4894 numaralı projeye ait araştırmalar kapsamında katılımcılara önemli bilgiler sunuldu. Eğitimde, moleküler biyolojinin temel tekniklerinden biri olan polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) yönteminin kullanımı detaylı bir şekilde ele alındı. Katılımcılar, PCR tekniklerinin teorik arka planını öğrenirken, uygulamalı oturumlarda bu yöntemin nasıl kullanılacağına dair pratik deneyim kazandılar. Eğitimin içeriği, PCR’ın hayvan, bitki ve mikroorganizmalara ait DNA’ların analizindeki rolü, DNA izolasyonu, PCR ürünlerinin elektroforez ile analizi gibi birçok temel konuyu kapsadı. Katılımcılar aktif katılım gösterdi Toplamda 17 katılımcının olduğu eğitim süresince katılımcılar, teorik bilgilerin yanı sıra laboratuvar ortamında PCR yöntemiyle yapılan uygulamalara da katıldılar. Eğitimin en dikkat çekici yönlerinden biri, katılımcıların aktif bir şekilde eğitim sürecine dahil olmaları oldu. Katılımcılar, PCR ile elde edilen ürünlerin yatay elektroforez yöntemiyle incelenmesi ve genetik analizlerin yapılması üzerine deneyim kazandı. Gelişmiş laboratuvar altyapısı ve bilimsel katkı Eğitimin verimli geçmesini sağlayacak olan teknoloji ile güçlendirilen KİTAM’ın araştırma ve geliştirme laboratuvarı, bölgedeki biyoteknolojik araştırma kapasitelerini artırma ve ileri teknoloji uygulamalarını yerel araştırmacılara öğretme adına büyük bir fırsat sundu. Laboratuvarın sağladığı altyapı, katılımcıların PCR uygulamalarını gerçek veriler üzerinde denemelerine imkan tanıdı. İleri araştırmalar ve gelecek planları Eğitim, sadece bir bilgi paylaşımı süreci değil, aynı zamanda bölgedeki biyoteknolojik araştırmaların kalitesini artırmayı ve bu alanda yeni projelerin geliştirilmesini teşvik etmeyi hedefleyen bir adım olarak öne çıktı. Katılımcıların PCR yöntemlerini daha ileri düzeyde uygulama fırsatları bulması, gelecekteki araştırma projelerinde önemli bir etki oluşturması bekleniyor. Yaban Hayatı Araştırma Enstitüsü ve KİTAM arasındaki işbirliği, bilimsel araştırmalara olan katkılarını sürdürmeyi ve bölgedeki biyoteknoloji alanında uzmanlaşmış kadroların yetişmesini sağlamayı hedefliyor. Bu tür eğitimlerin, gelecekte daha geniş kitlelere ulaşarak bilimsel gelişmelere yön verecek önemli bir rol üstlenmesi de bekleniyor.
26 Aralık 2024 Perşembe - 15:05 Geleceğin yapay zeka ve siber güvenlik uzmanları bu projeyle yetişecek Kastamonu’da hayata geçirilen “Dijitale Yön Verecek Gençlik” projesiyle geleceğin yapay zeka ile siber güvenlik uzmanlarının yetiştirilmesi hedefleniyor. Projenin açılış toplantısında konuşan Vali Meftun Dallı, dünyada savunma sanayisinde Türkiye’nin ilk 10 içerisinde yer aldığını belirterek, parmakla gösterilir ülke konumuna geldiklerini kaydetti. Teknoloji dünyasında gençlerin dijital yeteneklerini ve girişimcilik becerilerini geliştirerek dijital geleceğe yön vermeleri amaçlanıyor. Gençlerin gelecekte söz sahibi olmalarını sağlamak, onları dijital dünyanın lideri yapmak için Kastamonu Valiliği koordinesinde Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile AIPA Yapay Zeka Politikaları Derneği iş birliğiyle “Dijitale Yön Veren Gençlik” projesi hayata geçirildi. Kastamonu genelinde her okuldan dijitale meraklı gençlerin yer aldığı proje, 24 hafta sürecek. Bu zaman zarfında öğrencilere yapay zeka, siber güvenlik, kodlama, büyük veri ve teknoloji okuryazarlık eğitimleri verilecek. Dijital dünyanın kapılarını sonuna kadar aralamak, yeniden şekillenen gelecekte söz sahibi olmak için Kastamonu’da öğrenim gören lise kademesindeki 200 öğrenci projeye dahil edildi. Projenin açılış toplantısı ise Kastamonu Halk Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirildi. “24 hafta boyunca alacağınız eğitim, paha biçilmez bir değere sahip” Toplantıda konuşan Kastamonu Valisi Meftun Dallı, “Bu değişimin başlangıç kısmını bizler yaşımız itibarıyla gördük. Bizim çocukluğumuzda evlerimizde yalnızca radyo vardı. Elektrik ve telefon ise köyümüze ancak 1986’da geldi. Bugün geldiğimiz noktada teknolojinin hızı, takip edilmesi neredeyse imkansız bir seviyeye ulaştı. Sevgili gençler, sizin bu konulara olan ilginiz hepimiz için çok kıymetli. Çünkü tüm bu çalışmaların amacı sizi geleceğe yön verecek bilgiyle donatmaktır. Bu eğitim programını sakın ihmal etmeyin. Bu, kendi kendine bulunabilecek veya parayla satın alınabilecek bir fırsat değil. 24 hafta boyunca alacağınız eğitim, paha biçilmez bir değere sahiptir. Bu tarihi fırsatları iyi değerlendireceğinize inanıyorum. Dünyanın gidişatını defalarca değiştiren Türk milleti olarak bu konuda da gayretle çok güzel sonuçlar elde edeceğimize yürekten inanıyorum” dedi. “Dünyada savunma sanayisinde ilk 10 içerisinde yer alarak parmakla gösterilir bir ülke haline geldik” Savunma sanayisinde Türkiye’nin artık dünyada ilk on ülke arasında yer aldığını belirten Vali Dallı, “Bu başarıların temelinde yapay zeka ve yazılım gibi ileri teknoloji alanlarında yapılan çalışmalar yer alıyor. Öğretmenlerimizden de ricamız, gençlerimizin bu eğitimi en verimli şekilde tamamlamalarını sağlamak ve onları teşvik etmek için ellerinden geleni yapmalarıdır” diye konuştu. “Geleceğe yön verecek gençlerimizin yetişmesini arzu ediyoruz” Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş ise dünyanın hızlı bir şekilde değişim ve dönüşüm içerisinde olduğunu ifade ederek, “Bu değişim ve dönüşüm en çok teknoloji alanında, yaşamımızın her yönünde kendini hissettirmektedir. Eğitimden ekonomiye, ekonomiden tarıma, tarımdan sağlığa kadar yapay zeka ve buna bağlı teknolojilerin hayatımıza hızla entegre olduğunu görüyoruz. Bu sistemleri geliştiren ve yönlendiren ise nihayetinde insanın zihni, düşüncesi ve becerisidir. Biz de bu teknolojilere yön verecek projelere ağırlık vermemiz gerektiğine inanıyoruz. Bugün valiliğimizin himayelerinde gerçekleştirdiğimiz ’Dijital Çağa Yön Veren Gençlik Projesi’ ile büyük kazanımlar elde edeceğimizi düşünüyoruz. Günümüzde yapay zeka, hologram, nesnelerin interneti, büyük veri gibi pek çok kavramla karşılaşıyoruz. Ancak mesele bu kavramları yalnızca bilmek, görmek ya da tanımak değil, bu kavramların alt bileşenlerini doldurarak üretime dönüştürmektir” şeklinde konuştu. Millet olarak köklü bir geçmişe sahip olduklarını belirten Gümüş, "Dünya genelinde yalnızca değişimi fark etmek bazı avantajlar sağlayabilir. Ancak fark etmek yeterli değildir. Bu farkındalığı üretime dönüştürmek, değişime ayak uydurmak ve hatta bu değişime yön vermek çok daha önemlidir. Az önce yapay zeka asistanımızın da belirttiği gibi mesele burada geleceğe yön verecek gençlerimizin yetişmesidir. Biz, millet olarak binlerce yıllık bir birikime sahibiz. Bu birikimi dijital çağda en iyi şekilde değerlendirip tüm insanlığın hizmetine sunma gücüne sahibiz. Gençlerimize güveniyoruz. Onlara rehberlik eden öğretmenlerimizin desteğiyle çok daha büyük ve güzel işler başaracağımıza inanıyoruz. Bu başarıları elde ederken elbette yalnız değiliz. Çalışmalarımıza destek veren, önümüzü açan ve bizleri cesaretlendiren Sayın Valimize şükranlarımızı sunuyorum. Aynı şekilde bu ve benzeri projelerin hayata geçirilmesinde desteklerini esirgemeyen Yapay Zeka Politikaları Derneği’ne, AIPA Dernek Başkanı Sayın Zafer Bey ve kıymetli yönetimine teşekkür ediyorum. Bu projenin Kastamonu’muza ve ülkemize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Bizlerin köklerimizden geleceğe uzanan kutlu yürüyüşü yılmadan devam edecek ve bu başarı katlanarak büyüyecektir” ifadelerini kullandı. “Cumhuriyetimizin dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girebilmesi için yapay zeka alanında ilerlemesi gerekiyor” Dünyanın büyük bir değişim ve dönüşüme girdiğini söyleyen AIPA Yapay Zeka Politikaları Derneği Başkanı Zafer Küçükşabanoğlu da, “Dünya yepyeni bir sayfaya geçiyor ve bizler bu dönüşümün tam ortasındayız. Bu sayfanın en önemli dönüştürücü gücü yapay zekadır. Bu kez geç kalırsak, yalnızca geride kalmayız, tamamen oyun dışı olabiliriz. Artık hepimizin, özellikle gençlerimizin yapay zeka ile ilgilenmesi gerekiyor. Çünkü yapay zekanın ekonomiden eğitime, dış politikadan siyasete, iklim değişikliğinden medyaya ve tarıma kadar birçok alanı dönüştüreceğini biliyoruz” dedi. “Gençler olarak bizler artık yarının çocukları değil, bugünün çocuklarıyız” Projeden faydalanan Kastamonu Göl Anadolu Lisesi öğrencisi Zeynep Öztek, “Dijitale yön vermek için gençlerin arasında yer almak benim için çok büyük bir şans. Yarının kodlarını bizler bugünden yazıyoruz. Önemli olan bu konuda bizlerin bir şeyler öğrenebiliyor olmasıdır. Değerler üretmek bizlerin görevi. Gençler olarak bizler artık yarının çocukları değil, bugünün çocuklarıyız. Bugünde değer üretmek amacıyla yapıyoruz bu işleri. Geleceğe yön vermek açısından da yapay zekada, okuryazarlıkta ve siber güvenlikte, özellikle yapay zekanın güvenliğinde ve kendi dijitaldeki güvenliklerimiz açısından önem arz ediyor. Bu eğitimi burada alacağımızı ve 6 ay sonrasında daha iyi yerlere geleceğimizi düşünüyorum. Umarım ilk 10’a girebilirim” dedi.
26 Aralık 2024 Perşembe - 11:17 ETÜ’de teknoloji atağı Erzurum Teknik Üniversitesi’nde geliştirilen “Bal Peteği Desenine Sahip Yüksek Dayanımlı TiNi/MAX Kompakt Kaplamalar” patent alarak tescillendi. Erzurum Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hikmet Çiçek’in yürütücülüğünü yaptığı, Doç. Dr. İsmail Hakkı Korkmaz ve Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. İhsan Efeoğlu’nun araştırmacı olarak yer aldığı TÜBİTAK-1001 projesi kapsamında üretilen “Bal Peteği Desenine Sahip Yüksek Dayanımlı TiNi/MAX Kompakt Kaplamalar” patent alarak tescillendi. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Hikmet Çiçek ve Doç. Dr. İsmail Hakkı Korkmaz; “Akıllı malzemeler ile kendi kendini yenileyebilen/onarabilen malzemeleri uygun geometri ve kompozisyonda bir araya getirerek yeni nesil kompakt koruyucu kaplamalar elde ettiklerini ve bu kaplamların makine elemanlarında hasarın önlenmesine ilaveten oluşabilecek hasarların da kendi kendini onarması/yenilmesi sağlanabilmektedir. Literatürde ilk defa MAX fazı filmlere biyomimetrik yapı olan bal peteği deseni verilerek, petek boşlukları ise süper elastik özellikli TiNi filmler ile dolduruldu. Bal peteği deseni MAX fazı filmlere kesme gerilmesi altında esneme özelliği kazandırırken, süper elastik TiNi filmler de bal peteği yapısına hem dolgu maddesi olarak hem de süper elastik yapısı sayesinde belli bir değere kadar esneme fırsatı vermektedir. Üretilen bal peteği desenine sahip TiNi/MAX kompakt kaplamaların özellikle hava-uzay taşıtlarının sürtünme-aşınmaya maruz kalan parçalarında kullanılmasının servis ömrünü önemli derecede artıracağını ve bakım maliyetlerini düşüreceğini öngörülüyoruz” ifadelerini kullandılar.
Türkiye’nin dayanıklılık sertifikasına sahip ilk bilgisayarı satışa çıktı
27 Kasım 2024 Çarşamba - 11:29 Türkiye’nin dayanıklılık sertifikasına sahip ilk bilgisayarı satışa çıktı STD 810H sertifikasına sahip Türkiye’deki ilk bilgisayar olan AIO A900, çevresel şartlara karşı direnç göstererek uzun ömürlü ve kesintisiz bir deneyim sağlıyor. Casper, bireysel ve kurumsal kullanıcılara özel olarak geliştirdiği iki yeni all in one bilgisayarlarını satışa sundu. Intel’in en yeni nesil mobil ve desktop işlemcilerini destekleyen Casper Nirvana AIO A800 ve AIO A900 bilgisayarlar, üst düzey kişiselleştirilmiş bir deneyim sunuyor. Yapay zeka desteğiyle kullanıcı davranışlarına göre optimize olan işlemciler, Nirvana AIO A800 ve AIO A900’e yoğun yük altında dahi görevleri akıllıca yönetme ve her aşamada en yüksek verimliliği sunma kabiliyeti kazandırıyor. Aynı zamanda MIL-STD 810H yüksek dayanıklılık belgesine sahip olan Türkiye’nin ilk Nirvana AIO A900 bilgisayarı, -21C soğuklukta 6 saat, 43C sıcaklıkta ise 3 gün boyunca tam performansta çalışabiliyor. Aynı zamanda 8.9m/s hızındaki silika toz taneciklerine karşı 140 mesh seviyesinde koruma sunan Nirvana AIO A900, en ince toz partiküllerinin bile iç bileşenlere ulaşmasını engelliyor ve uzun ömürlü bir kullanım sunuyor. Günlük kullanımda aşınma ve yıpranmaya karşı dirençli yapısı sayesinde, özellikle yoğun tempoda çalışan profesyoneller için güvenilir bir çözüm sunuyor. Tasarımıyla da dikkat çeken bilgisayarlar, sahip olduğu 13,5 mm inceliği ve üç kenarı çerçevesiz tasarımıyla daha geniş bir görüntüleme alanı ve minimalist bir görünüm sunuyor. Yapay zeka desteğiyle maksimum performans, düşük enerji tüketimi Intel’in 2024 yılında lanse ettiği ve ilk defa piyasaya çıkardığı yapay zeka destekli Meteor Lake Series 1 işlemci, Nirvana AIO A800 ve AIO A900’ün performansını ve verimliliğini kusursuz bir uyum içinde artırıyor. 3D performanslı hibrit mimarisiyle, iki çekirdekli mikro mimariyi tek bir işlemci yongasında birleştiren Series 1, içerisinde bulunan yapay zeka desteğiyle kullanıcı davranışlarına göre optimize olabiliyor. Bu sayede daha az güç tüketimi sağlayan Nirvana AIO A800 ve AIO A900, kullanıcılara oyun oynama, içerik oluşturma ve üretkenlik araçları kullanımında maksimum performans sunuyor. Aynı zamanda optimizasyon yeteneğiyle enerji verimliliği açısından da öne çıkan Nirvana AIO A800 ve AIO A900, kullanım alışkanlıklarına göre güç tüketimini azaltıyor. Yapay zeka desteğiyle, uzun süreli kullanımlarda enerji tasarrufu sağlayan bilgisayarlar hem bireysel kullanıcılar hem de kurumsal işletmeler için daha ekonomik ve çevre dostu bir deneyim sunuyor. Yapay zeka destekli işlemci haricinde, 45W gücündeki 13. Nesil RaptorLake H işlemciler de yapay zeka gerektirmeyen kullanımlar için üstün performans sunuyor. Fingerprint teknolojisiyle dijital veriler daha güvende Nirvana AIO A900, güvenlik ihtiyaçlarına yanıt veren gelişmiş özellikleriyle öne çıkıyor. Fingerprint özelliği ile kullanıcılara üst düzey güvenlik sunan Nirvana AIO A900, parmak izi sensörü sayesinde dosyaları ve kişisel bilgileri her zaman koruma altına alıyor. Kullanıcıların cihazlarına hızlı ve güvenli bir şekilde erişmesini sağlayan bu teknoloji, parmak izine dayalı güvenlik katmanı ile yetkisiz kişilerin izinsiz erişim riskini ortadan kaldırıyor. Hem kurumsal hem de kişisel verilerin güvenliği için etkin çözümler sağlayan Nirvana AIO A900, dijital güvenliği konusunda kullanıcılara yenilikçi bir yaklaşım sunuyor. Ev ve ofislerde konfor Nirvana AIO A800 ve AIO A900, tüm bileşenleri tek bir ünite içerisinde toplayan yapısıyla ev ve ofiste düzeni sağlamak için ideal bir tercih olarak öne çıkıyor. Siyah ve beyaz renk seçenekleriyle her ortama uyum sağlayan bilgisayarlar hem estetik hem de işlevsellik arayan kullanıcıların beklentilerini karşılıyor. 90 değiştirilebilir ekran açısı ve ayarlanabilir standıyla, kullanıcıların en ideal duruş pozisyonunu belirlemesine imkan tanıyan bilgisayarlar, ergonomik tasarımıyla uzun süreli kullanımlarda konfor sağlıyor. Bu sayede kullanıcılar, film izlerken, oyun oynarken veya projelerini oluştururken dilediği şekilde bilgisayarlarını kullanmaya devam edebiliyor. Üstelik 250 NIT ve IPS özellikleriyle daha parlak bir ekran deneyimi sunan bilgisayarlar, kullanıcıların tüm görevlerinde üst düzey bir görüntü deneyimi elde etmesini sağlıyor. Sürdürülebilir teknolojiyle geleceği şekillendirin Casper’ın yeni Nirvana AIO A800 ve AIO A900 modelleri, yüksek performansının yanı sıra enerji verimliliği sunuyor. Özel tasarlanmış adaptörü ve anakartı sayesinde minimum enerji tüketimi ile maksimum verimlilik sunan yeni modeller, aynı zamanda işletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerine de katkıda bulunuyor. Enerji tasarrufundaki başarısını, dünya genelinde enerji verimli ürünler için belirlenen Energystar 8.0 sertifikası ile kanıtlıyor. Çevre dostu yapısı ve güçlü performans özellikleriyle dikkat çeken Nirvana AIO A800 ve AIO A900, geleceğin bilgisayar teknolojisini bugüne taşıyor. Şimdiye kadarki en güvenli Windows Windows 11 Pro ön yüklü olarak satışa sunulan Nirvana AIO A800 ve AIO A900, bugüne kadarki en güvenli işletim sistemini sunuyor. Özellikle günümüzde hibrit çalışmanın getirdiği her an her yerden çalışma, internete bağlanma ve veri paylaşma gibi durumlar için “Zero Trust” ilkesini benimseyen Windows 11 Pro, kritik bir güvenlik katmanı sağlıyor. Zero Trust ilkesi ile kimlik doğrulaması, yetkilendirme, dosya erişimi veya sınırlandırması mümkün olurken, siber tehditlere karşı veri güvenliği uçtan uca koruma yöntemi ile en üst düzeyde tutuluyor. Bu sayede kişi ve kurumlar gizli verilerini rahatlıkla koruma altında tutabiliyor. Kullanıcı memnuniyetini önemseyen Casper, ücretsiz sunduğu Windows 11 Pro’nun yanı sıra bilgisayarların yanında Casper klavye ve mouse da hediye olarak veriyor.
Hamsi atıklarıyla gül yetiştirildi: Hamsi gülü
27 Kasım 2024 Çarşamba - 10:57 Hamsi atıklarıyla gül yetiştirildi: Hamsi gülü Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Tütüncü, geliştirdiği proje ile hamsi atıklarını kullanarak topraksız tarımda gül yetiştirdi. ’Kesme Süs Bitkileri Yetiştiriciliğinde Hamsi Atık Hidrolizatlarının Biyoaktivatör Olarak Kullanılması’ isimli TÜBİTAK projesi yapan Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Tütüncü, balık atıklarını tarımsal üretimde kullanmak amacıyla 2 yıl önce çalışmalara başladı. Projede balık atıkları işletmelerden temin edildi. Daha sonra kimyasal süreçlerle bu balık atıkları aminoasitlere dönüştürüldü. Dönüştürülen bu aminoasitler kullanılarak gül yetiştirildi. "Bitki besleme ürünü olarak değerlendirerek katma değer sağlamış olduk" Proje hakkında bilgi veren Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Tütüncü, "Projemiz, TÜBİTAK destekli bir projedir. Hamsi atıklarından günümüzde biyoaktivatör veya biyostimülant olarak tabir edilen ürün geliştirdik ve bu ürünü şu an kesme çiçek olarak kullanılan ve topraksız tarımda Hindistan cevizi torfunda yetiştirilen güllere uygulayarak büyüme parametreleri üzerine etkisini belirliyoruz. Projenin 3. yılındayız. Her yıl düzenli olarak güller hasat edilmekte ve geliştirilen ürünün etkisi incelenmektedir. Aslında balıklar bitkilerde gübre olarak, bitkileri beslemek için eski tarihlerden itibaren kullanılıyor. Ancak biz günümüzde hem yöresel hem lokal bir ürün olan hamsi atıklarını işledik. Bunları da yeni teknolojilerle birleştirerek bitkilerin gübrelemede destek olması amacıyla bir ürün geliştirdik. Türkiye’de avcılıkla balık üretimi en fazla hamsi balığında olmaktadır. Biz de Karadeniz Bölgesi’nde olduğumuz için bu balık atıklarının yeteri kadar bertaraf edilemediğin gördük. Aslında balık atıkları balık unu, balık yağı gibi farklı ürünlere işleniyor, biz bu ürünlerin yanı sıra bitki besleme ürünü olarak değerlendirerek katma değer sağlamış olduk. Bunu ilk olarak güllerde denedik. Farklı bitki türlerinde de deneyerek bitkilerin nasıl geliştiğini gözlemliyoruz. Test ve analizler sonrasında yakın zamanda ticari ürüne dönüştürmeyi hedefliyoruz. Projenin ilk çıkış noktası aslında hamsi atıklarının yeteri kadar bertaraf edilemediğini ve bu atıkların çevreye olumsuz etkisini gördük. Bu amaçla Ordu Üniversitesi’nden Doç. Dr. Koray Korkmaz ile birlikte balık atıklarını nasıl tarımsal üretimde kullanabiliriz diye yola çıktık. Balık atıklarını ticari işletmelerden temin ederek laboratuvarda farklı işlemlerle aminoasitlere dönüştürüyoruz. Deneme seramızda şu an güllere uyguluyoruz" dedi. Hamsinin işlenmesi sırasında yüzde 55 ile 60 arasında atık meydana geliyor Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü’nden alınan bilgiye göre, Türkiye’de avcılık ile balık üretiminin yüzde 60-70’ini hamsi oluşturuyor. Hamsi işlenmesi sırasında yüzde 55-60 oranında atık meydana geliyor. Bu atıkların kötü yönetimi su, toprak ve atmosferin kirlenmesine yol açarak insan sağlığı üzerinde ciddi problemlere sebep oluyor. Proje kapsamında hamsi atıklarından elde edilen biyogübreler dünyada ticareti en çok yapılan süs bitkisi olan gülde biyogübre olarak kullanımı araştırıldı. Biyogübreler topraksız tarımda yetiştirilen ve kesme çiçek olarak kullanılan güllerde uygulandı. Hamsi atıklarından elde edilen biyogübreler şu an başta gül olmak üzere, domates ve çim yetiştiriciliğinde uygulanmakta bitki gelişimini ve verimi arttırdığı yapılan analizlerle tespit edildi. Testlerin bitmesinden sonra biyogübrenin ticarileşmesi ve tarımsal üretimde kullanılması bekleniyor.
Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin 100. yıl dönümü
27 Kasım 2024 Çarşamba - 09:38 Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin 100. yıl dönümü Eskişehir Salih Zeki Anadolu Lisesinde ‘Rumuz: Ertuğrul’ Projesi kapsamında Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin 100. yıl dönümü anısına 100 kelimeden oluşan bir sözlük tasarlandı. İçinde bulunduğumuz 2024 yılı, Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin 100. yıl dönümü. Hayatını Türk dünyası birliğine adayan Gaspıralı İsmail Bey’in çıkardığı ve geniş bir yayın ağına sahip Tercüman Gazetesi’nde Japonlara ve Japonya’ya dair haber ve yazılardan 100. yıla ithafen 100 kelime seçildi. Kelimelerin seçiminde hem Gaspıralı İsmail Bey’in kullandığı dil hakkında fikir vermesi, hem de Japonlar ve Japonya hakkında bilgi vermesine dikkat edildi. Salih Zeki Anadolu Lisesi öğrencisi Miray Nur Yılmaz’ın Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Feride Turan danışmanlığında hazırladığı sözlükte, Japonya’nın Tercüman’da yayınlanan Osmanlıca bir haritası da bulunuyor. ‘Rumuz: Ertuğrul’ projesinin hayata geçmesinde katkı ve destek sağlayan Okul Müdürü İbrahim Çambel, sözlüğün yayımlanmasını sağladı ve okul resmî haberinde "Bu sözlük, Türk dünyasının sesi Gaspıralı İsmail Bey’in gözüyle Japonya’ya dostça bir bakıştır ve Türkiye ile Japonya arasındaki diplomatik ilişkilerin 100. yılına bir armağandır. Türk-Japon dostluğunun başlangıcı ve sembolü olması nedeniyle proje, adını ‘Ertuğrul Fırkateyni’nden almıştır. Bu kapsamda öğretmen Feride Turan’ın öğrencileri Miray Nur Yılmaz ve Eda Özdamar ile birlikte yaptığı bir bilimsel araştırma da ‘14. Uluslararası Akademik Araştırmalar Kongresi’ne kabul edilmiştir. ‘Türk Dünyasının Sesi Olan Tercüman Gazetesi’ne Göre Büyük Ülke Nasıl Olunur? Japonya Örneği’ başlıklı bildirinin tam metni de kongre kitabında yayınlanmıştır. Hem Türk dünyası ile Japonya’nın dostluk tarihine yeni bulgular kazandıran hem de Gaspıralı İsmail Bey’i ve çıkardığı Tercüman Gazetesi’ni öğrencilerin gündemine taşıyan öğretmen Feride Turan, bilhassa Eskişehir tarihine dair şehrin hafızasını tazeleyen; kent kimliğinin unutulmuş değerlerini ve kayıp parçalarını bulan araştırmalarıyla dikkat çekmektedir" dedi.
Dünya Robot Olimpiyatları başlıyor
26 Kasım 2024 Salı - 15:15 Dünya Robot Olimpiyatları başlıyor İzmir’de 90 ülkeden 3 bin 500 çocuk ve genci ağırlayacak Dünya Robot Olimpiyatları (World Robot Olympiad-WRO) için geri sayım başladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZFAŞ ve Bilim Kahramanları Derneği iş birliğiyle 28 Kasım’da Fuar İzmir’de başlayacak Dünya Robot Olimpiyatı finali, 30 Kasım’a kadar devam edecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ramazan Tezcan, İzmirlileri etkinliğe davet ederek, “28-30 Kasım’da bu etkinliği ziyaret edin. Genç arkadaşlarımızın projelerini dinleyin ve bunun dalga dalga ülkeye yayılması konusunda destek verin” dedi. Dünya Robot Olimpiyatı 2024 Türkiye Uluslararası Finali için sayılı günler kaldı. Dünyanın dört bir yanından bilim ve robotiğe meraklı çocuklar ve gençleri İzmir’de buluşturacak WRO 2024 Türkiye Uluslararası Finali’nde, katılımcılar, robotik teknolojilerle ilgili bilgilerini genişletirken aynı zamanda farklı yerlerden gelen yaşıtlarıyla tanışıp fikir alışverişinde bulunacak. 28 - 30 Kasım tarihleri arasında Fuar İzmir’de yapılacak, 90 ülkeden, 562 takım, 3 bin 500 katılımcıyı ağırlayacak WRO 2024 Türkiye Uluslararası Finali öncesinde basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya; İZFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ramazan Tezcan, Bilim Kahramanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sıddıka Semahat Demir, Bilim Kahramanları Derneği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Fatma Bezek, World Robot Olympiad Association Genel Sekreteri Claus Ditlev Christensen, İZFAŞ Genel Müdürü Tuğçe Cumalıoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratları ve basın temsilcileri katıldı. Tezcan: "Bu fırsat dalgasını kaçırmayalım" İZFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ramazan Tezcan, teknolojinin dünyayı, hatta İzmir’i ve Türkiye’yi daha iyi bir yer yapmak için en önemli etkenlerden biri olduğunu söyledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak böyle bir etkinliğe ev sahipliği yapmaktan gurur duyduklarını aktaran Tezcan, “2019 yılından beri, bu göreve atanana kadar geçen sürede bir düşünce kuruluşunda ekonomik program, kalkınma programı ile ilgili bir takım politika önerileri geliştiriyordum. Bizimki gibi gelişmekte olan bir ülkenin kalkınmasındaki en önemli etkenlerden biri, teknolojiyi hızla kendi ekonomi mekanizmasına adapte etmek ve sıçrayarak kalkınmayı denemek olmalı. Bunu değişik dönemlerde, değişik ülkeler gerçekleştirmiş. Şimdi bir ekonomistin, Schumpeter’in teorisine bağlı olarak söylemek gerekirse altıncı fırsat dalgasının başındayız. 2020’lerin başında başlayan ama pandemi nedeniyle biraz ertelenmek zorunda kalan dijital ve yeşil teknolojilere odaklanmış altıncı fırsat dalgasının en başından yakalama imkanına sahip durumdayız. Eğer bu defa Türkiye bu fırsat dalgasını bu iki teknolojinin üretilmesi, her yerde kullanılmasına adapte edebilirse biz de küresel ekonomi içindeki rolümüzü ve payımızı önemli ölçüde değiştirebilir, geliştirebiliriz. Bunun yapılabilmesi için küresel rekabetçilikteki rolümüzün hızla gelişmesi lazım. Bu da bilim, veri ve yenilikçilik politikasının tam anlamıyla anlaşılması, tüm ekonomik mekanizmanın da bu teknolojilerle yoğrulmasıyla mümkün. Bunu son 6 yıldır mümkün görüyorum, her yerde önermeye gayret ediyorum. Yeni görevimde de belediyenin faaliyetlerinde aynı çabayı gösteriyorum, devam da edeceğim. Hem belediye hem şahsım adına böyle bir etkinliğin İzmir’de olması, belediyemizin ve İZFAŞ’ın katkı veriyor olmasından çok gurur duyuyorum. Umarım buna benzer çabalar devam eder ve ülkemiz de teknolojiyi üreten ve mümkünse ihraç eden ülke konumuna gelir. Lütfen 28-30 Kasım’da bu etkinliği ziyaret edin. Genç arkadaşlarımızın projelerini dinleyin ve bunun dalga dalga ülkeye yayılması konusunda destek verin” dedi. Demir: "Her çocuk mucit doğar" Bilim Kahramanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sıddıka Semahat Demir, “Çok heyecanlıyız. Biz ’her çocuk mucit doğar’ diyoruz. Çocuklarımız, öğrencilerimiz geleceğimizdir. Bütün yatırımlarımız onlar için. Bu çalışmalarımızdan birisi de WRO. İzmir’de unutulmaz bir deneyim yaşamaları için hazırlandık. Bu etkinlik hem ülkemizin, hem güzel İzmir’imizin tanıtımı için fırsat oldu. Lütfen etkinliğe gelin, çocukların projelerini dinleyin. Robot maçlarını izleyin. Çocukların yüzlerindeki heyecanı, öğrenme ve paylaşma isteğini görün. İyi ki varsınız, iyi ki geleceksiniz” diye konuştu. Christensen: "Unutulmaz bir deneyim için zemin hazırlandı" WRO’nun temel amacının gençlerin problem çözme becerileri ve geleceğin inşasında kullanacakları teknik becerileri geliştirmelerine katkı sunmak olduğunu belirten World Robot Olympiad Association Genel Sekreteri Claus Ditlev Christensen, “Günümüzde yenilikler olağanüstü hızla ilerliyor. Yapay zeka, teknoloji hayatımızı, çalışma şekillerimizi ve problem çözme yöntemlerimizi yeniden şekillendiriyor. Gençlerin teknolojiyi korkulacak bir şey olarak değil, dünyayı daha iyi bir yer haline getirebilmek için bir araç olarak görmelerini istiyoruz. İzmir’in desteğiyle sadece WRO’yu Türkiye’ye getirmekle kalmadık, aynı zamanda tüm dünyadan gençlere ulaşabilme fırsatı elde ettik. İzmir’in misafirperverliği, inovasyon ve eğitime olan bağlılığı ile unutulmaz bir deneyim için zemin hazırlandı. Birlikte sadece robotlar inşa etmiyoruz aynı zamanda yarının zorluklarıyla, yaratıcılık, iş birliği ve güvenle başa çıkmaya hazır bir nesil inşa ediyoruz” ifadelerini kullandı. Bezek: "İzmir’e çok etki ediyor" İzmir’in ev sahipliği sürecini anlatan Bilim Kahramanları Derneği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Fatma Bezek, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne böyle bir etkinliği Türkiye’ye getirmemizi sağladığı için çok teşekkür ediyorum, İZFAŞ’a, bize yıllardır inandığı için, derneğimizi 2015’ten beri destekliyor. İzmir’de WRO’nun ulusal etkinliğini düzenliyoruz ve İzmir’e çok etki ediyor. WRO takımlarının çoğu bu bölgeden. Böyle bir desteğin topluma da etkisini çok iyi görüyoruz. Bu desteğin devamını diliyoruz” dedi. Cumalıoğlu: "İzmir her birinin gençlik anılarında önemli bir yer tutacak" İZFAŞ Genel Müdürü Tuğçe Cumalıoğlu, “Bu etkinlik sadece İzmir için değil, aynı zamanda ülkemiz için de çok önemli bir tanıtım fırsatı sunuyor. İnanıyorum ki dünyanın dört bir yanından gelecek gençler, hayal güçleri ve yaratıcılıklarıyla gezegenimizin geleceğine ışık tutacak, ilham verecekler. Güzel İzmir her birinin gençlik anılarında önemli bir yer tutacak” şeklinde konuştu. Yarışacak takımın projesi hakkında bilgi aldılar Basın toplantısının ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ramazan Tezcan ve davetliler Dünya Robot Olimpiyatı 2024 Türkiye Uluslararası Finali’ne katılarak Robomision Senior kategorisinde yarışacak Özel Çakabey Okulları’ndan Artifusion takımının projesini inceledi ve öğrencilerden proje hakkında bilgi aldı. “EARTH ALLIES” teması altında düzenlenecek Bu yıl “EARTH ALLIES” teması altında düzenlenecek finalde, bir yandan gezegenimizin sınırlı kaynaklarının verimli ve adil kullanımına odaklanan katılımcılar, diğer yandan da doğal afetler yaşanmadan ve yaşandıktan sonra robotik çözümlerden nasıl faydalanabileceğimize dair önerilerini paylaşacak. Türkiye’de ilk kez düzenlenecek organizasyon, sadece bilimsel ve teknolojik gelişime katkı sağlamakla kalmayacak aynı zamanda kültürel çeşitlilik ve iş birliği bilincini de artıracak.
Hamamyolu çarşısının 1940-1980 yılları
25 Kasım 2024 Pazartesi - 11:35 Hamamyolu çarşısının 1940-1980 yılları Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşen Çelen Öztürk yürütücülüğünde hazırlanan, TÜBİTAK 1001 “Anımsama Kutusu Deneyimi Tasarımı” projesi kapsamında, Hamamyolu Çarşısı 1940-80 yılları Sanal Gerçeklik modeli uygulaması, o dönemlerde Hamamyolu Çarşısı’nı bilen 65 yaş üstü bireylerin deneyimine sunuldu. Büyükşehir Belediyesi Porsuk Konukevi’nde, yapılan uygulamada, sanal gerçeklik gözlüğü ile modellenen alanda yürüyen katılımcılar, o dönemde var olan; Akar Deresi ve kıyısındaki iki katlı evleri, ahşap köprüleri, çarşamba-cumartesi günleri kurulan pazaryerini, eski dükkanları, faytonları ve o dönemde yaşayan kişilerin alandaki anılarının ses kayıtlarını dinleyerek, o dönemin kıyafetleri ile yürüyen insanlarla birlikte Hamamyolu turu yaptılar. Bu heyecanlı sanal gerçeklik deneyimi öncesi ve sonrası, 65 yaş üstü katılımcıların, Hamamyolu çarşısının geçmiş yıllara ait bellek ögeleri ve anıları ile sohbet havasında analiz edilerek sanal gerçeklik deneyiminin anımsamaya etkisi araştırıldı. Sanal gerçeklik deneyimi sonrası, 65 yaş üstü bireylerin canlanan anıları ile yaşadığı dönemin görsel verilerine yaptığı kritikler doğrultusunda, sanal gerçeklik (VR) uygulaması geliştirilerek revize edilecek. “Hamamyolu Çarşısı Geçmiş Dönem Sanal Gerçeklik Deneyimi”nin son hali, Mayıs-Haziran 2025’de Atilla Özer Karikatürlü Ev’de 18 yaş üstü tüm kentlilerin deneyimine sunulacak, daha sonra Kentsel Belleği Müzesi’nde herkesin izlenimine sunulacak. Hamamyolu Çarşısı’nın geçmiş belleğinin dijitalleşmesi Proje, bireylerin geçmişte yaşadığı kentsel mekânların, hızla değişen kentleşme süreçlerinde kaybolması nedeniyle, toplumsal ve bireysel belleğin yok olması probleminden yola çıkarak hazırlandı. 1940-1980 yılları arasında Hamamyolu çarşısının dijital ortamda modellenmesiyle, kentsel bellek aktarımında yeni teknolojilerin rolü vurgulanıyor. ESOGÜ’nin koordinatörlüğünde, Eskişehir Teknik Üniversitesi, Harran Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi, Tepebaşı Belediyesi, Pencuse Dijital ve Alzheimer Derneği Eskişehir Şubesi gibi paydaşlarla yürütülen 30 aylık proje ile “Kentsel Anımsama Kutusu (UrbanMemoryBox)” modeli ile Kentsel Belleğin Dijital Arşivi’nin oluşturularak sürdürülebilirliğinin sağlanması amaçlanıyor. Demans hastalarında anımsama terapisi deneyimi Geliştirilen Sanal Gerçeklik Geçmiş Kent Simülasyonu, Alzheimer Derneği’nin katkılarıyla demans teşhisinin ilk süreçlerinde olan hastalara da uygulanarak, geçmiş kentsel mekân görselleri ile hazırlanan kent simülasyonunun, anıları tetiklemeye ve hatırlamaya katkısının, akademik ortamlarda paylaşılması planlandı.
Yapay zekâ tabanlı akademisyen, dünya bilim tarihine geçti
25 Kasım 2024 Pazartesi - 11:05 Yapay zekâ tabanlı akademisyen, dünya bilim tarihine geçti Yapay zekâ tabanlı eğitmen Ai. Prof. DUX, Antalya’da düzenlenen ‘41. Türk Mikrobiyoloji Kongresinde’ ilk kez sunum yaptı. Katılımcıların sorularını da anlık olarak cevaplayan Ai. Prof. DUX, bir kongrede bilimsel sunum yapan ilk yapay zekâ olarak dünya bilim tarihine geçti. Dünyanın birçok ülkesinden bilim insanının katıldığı 41. Türk Mikrobiyoloji Kongresi’nde; yapılan sunumlar ve multidisipliner çalışmalar büyük ilgi görürken Yakın Doğu Üniversitesinin geliştirdiği yapay zekâ tabanlı akademisyeni Ai. Prof. DUX ise ilk kez bir kongrede sunum yaptı. Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Enstitüsü, Yapay Zekâ ve Nesnelerin İnterneti Uluslararası Araştırma Merkezi ve Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi araştırmacılarının iş birliği ile geliştirilen ‘Kene türlerinin hızlı ve doğru tanımlanmasını sağlayan yapay zekâ tabanlı uygulaması’ ilgi gördü. Doç. Dr. Cenk Serhan Özverel, Prof. Dr. Fadi Al-Turjman, Dr. Erdal Şanlıdağ, Yrd. Doç. Dr. Ayşe Şeyer Çağatan, Dr. İbrahim Ame ve Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ’ın yürüttüğü çalışmada, Hyalomma ve Rhipicephalus cinsi kenelerin tanımlanmasında VGG16, ResNet50 ve özel bir CNN modeli olmak üzere üç farklı yapay zekâ modeli kullanıldı. Çalışmada en yüksek doğruluk oranı yüzde 99,57 ile VGG16 modelinde tespit edildi. Bu model insan hatasını en aza indirerek kene tanımlamada en başarılı sonuçları elde etti. Kullanıcı dostu bir arayüzle desteklenen bu sistem, uzmanlık gerektirmeden herkesin kolaylıkla kene tanımlaması için bir uygulamaya dönüştürüldü. Bu yenilikçi çalışma, yapay zekâ tabanlı akademisyen Ai. Prof. DUX tarafından sunuldu. Sunum sırasında, jüri üyeleri ve diğer katılımcılar çalışmaya büyük ilgi gösterdi ve yöneltilen sorular Ai. Prof. DUX tarafından detaylı bir şekilde yanıtlandı. Çalışmanın ve sunumun bir yapay zekâ profesörü tarafından gerçekleştirilmesi, bu çalışmayı alanda bir ilk haline getirdi ve vektör kaynaklı hastalıklarla mücadelede önemli bir adım olarak değerlendirildi. Enfeksiyon hastalıkları ve yapay zekâ destekli çalışmalar ortaya kondu Kongrede ayrıca Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacılarından Prof. Dr. Emrah Ruh, ‘Mikroorganizmalar ve İklim Değişiklikleri’ oturumunda, iklim değişikliklerinin eklem bacaklılarla bulaşan hastalıklar üzerindeki etkilerini ele alan bir sunum gerçekleştirdi. Doç. Dr. Nazife Sultanoğlu ise ‘Göç ve Seyahat Enfeksiyonları’ oturumunda, göç ve seyahatle ilişkili enfeksiyonların matematiksel modellerle incelendiği çalışmasını paylaştı. Doç. Dr. Cenk Serhan Özverel, yapay zekâ uygulamalarıyla Mpox virüsünün hızlı, kolay ve doğru teşhisini sağlayan modelini tanıtırken, Dr. Çağlar Özketen ise yeni bir kedi koronavirüs varyantının (FCoV-23) insana bulaş riskinin ‘in silico’ modelleme yöntemiyle değerlendirildiği araştırmasını sundu.
Kahta Belediyesi kent rehberi hizmete girdi
25 Kasım 2024 Pazartesi - 09:51 Kahta Belediyesi kent rehberi hizmete girdi Adıyaman’ın Kahta ilçe Belediyesi, vatandaşların ilçeye dair tüm bilgilere hızlı ve kolay bir şekilde erişebileceği Kahta Kent Rehberi uygulamasını hayata geçirdi. Kahta Belediyesi ilçenin her yönüyle keşfedilmesini sağlayan bu yenilikçi uygulama ile teknolojiyi halkla buluşturuyor. Vatandaşların ilçeye dair her türlü bilgiye hızlı ve kolay bir şekilde ulaşmasını sağlayacak Kahta Kent Rehberi uygulaması hizmete açıldı. T.C. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü ile Kahta Belediyesi Bilgi İşlem Müdürlüğü iş birliğiyle hazırlanan rehber, kullanıcı dostu ara yüzü ve kapsamlı özellikleriyle dikkat çekiyor. Kahta Kent Rehberi, ilçedeki adres bilgileri, parsel sorgulama, etkinlik duyuruları, fotoğraf galerileri ve dış bağlantılar gibi birçok konuda vatandaşların ihtiyaçlarına cevap veriyor. Ayrıca, defin talepleri gibi özel hizmetler de sistem üzerinden kolaylıkla yapılabiliyor. Kahta Belediyesi, bu uygulama ile vatandaşların ilçeyi daha yakından tanıyabilmelerini ve interaktif bir şekilde bilgiye erişim sağlayabilmelerini amaçlıyor. Belediye yetkilileri, uygulamanın hem web sitesi üzerinden hem de mobil cihazlarda kullanılabileceğini belirterek, ‘Kahta’yı birlikte güzelleştiriyoruz’ sloganıyla bu projeye önem verdiklerini vurguladılar. Kent Rehberi, coğrafi bilgi sistemleri verilerini vatandaşlarla buluşturan, dinamik ve yenilikçi bir uygulama olarak Kahta halkının hizmetinde. Daha fazla bilgi için Kahta Belediyesi’nin resmi web sitesi ziyaret edilebilir. Kahta Belediye Başkanı Mehmet Can Hallaç, geçtiğimiz aylarda en son 2015 yılında Google Maps ve Street View’de güncellenmiş olan navigasyonun yenilenme çalışmalarının olduğunu belirtmişti. Şehir merkezinin mevcut durumunu en güncel şekilde yansıtacak video ve fotoğrafların 360 derece çekimleri navigasyonda yer alacaktı. Böylece navigasyon sistemlerindeki eksiklikleri giderecek ve vatandaşlara daha doğru bilgi sunulacaktı. Kahta ilçesinin sokak ve caddelerin navigasyonda yenilenme çalışmasının bitmesinin ardından Kahta Kent Rehberi ile bu navigasyon eklenecek.
ADÜ Teknokent’te bu defa yılan balıklarının stratejik özellikleri araştırıldı
24 Kasım 2024 Pazar - 13:42 ADÜ Teknokent’te bu defa yılan balıklarının stratejik özellikleri araştırıldı Meksika Sargasso Körfezi’nde üredikten sonra yaşamlarını sürdürebilmek için larva halinde okyanusu aşarak 3 yıl süren 7 bin kilometrelik yolcuğun ardından Aydın ve Muğla iline sınırları olan Bafa Gölü’ne gelen yılan balıkları bilimsel araştırma konusu oldu. Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Teknokent’te çalışmalarını sürdüren ve çalışmalarına 18 ayrı patent alan Karya Farma HBX Ar-Ge, bu canlıların hayatta kalma stratejileri ve biyolojik yapılarını incelemeye aldı. Karya Farma HBX Ar-Ge Kurucusu Hakan Başlık ve bilim kurulu üyesi Kimyager Aslı Aktaş’ın öncülüğünde gerçekleştirilen çalışmalarda, yılan balıklarının mukus salgısından esnek vücut yapısına kadar birçok özelliğin hem tıbbi hem de askeri alanlarda kullanılabileceği belirtildi. “Hayatta kalma ustalığı ve kendilerini koruma sistemleri dikkat çekici” Yılan balıklarının hayatta kalma ustalıkları ve 7 bin kilometrelik göçlerinde kendilerini koruma sistemlerini oldukça dikkat çekici bulduklarını kaydeden Hakan Başlık, “Günümüzde en gelişmiş radar ve navigasyon sistem rağmen oldukça zorlu bir yolculuğu içgüdüsel olarak tamamlayabilen bu balıkların yapısı da oldukça dikkat çekiciydi. Yılan balıklarının, avcılardan korunmak için salgıladığı kaygan mukus tabakası, bakterilere ve parazitlere karşı etkili bir kalkan oluşturuyor. Ayrıca uzun ve esnek vücut yapıları, dar alanlardan hızla kaçmalarına olanak sağlıyor. Bu özellikler, Karya Farma ekibinin yeni biyolojik kaplama malzemeleri ve sualtı operasyonlarına uygun teknoloji geliştirme konusundaki çalışmalarına esin kaynağı oldu” dedi. Yaptıkları çalışma ve araştırmalar neticesi yılan balıklarından elde edilen biyolojik yapıların çok yönlü kullanılabileceğini gördüklerini ifade eden Başlık, “Yılan balıklarındaki antibakteriyel ve antifungal özelliklere sahip mukus tabakası, uzun süre operasyonda olan ve zor şartlar altında doğada yaşamak zorunda olanların yaşam koşullarından kaynaklı enfeksiyon riskini azaltacak özelliklere sahip. Esnek vücut yapılarından esinlenerek, sualtı robotları ve operasyonel giysiler tasarlanıyor. Bunun yanında NASA için astronotların uzun süreli görevlerde minimum gıda ile maksimum enerji elde etmelerini sağlayacak diyet formları üzerine de çalışmalar yapılıyor. Yılan balıklarının metabolik adaptasyon mekanizmaları bu konuda kritik bilgiler sunuyor” dedi. Karya Farma HBX Ar-Ge, yılan balıklarının kurutularak toz haline getirilmesinin yara iyileştirici ajan olarak kullanılabileceğini de kaydeden HBX Ar-Ge araştırma ekibinden Kimyager Aslı Aktaş, yılan balıklarından elde edilen proteinlerin doku yenilenmesini hızlandırdığını ve enfeksiyonu önlediğini belirtti. Özellikle kollajen yapıların zengin olduğu tespit edilen yılan balıklarından elde edilecek bu tozun yara kremleri ve biyomedikal malzemelerde hammadde olarak kullanılabileceğini kaydetti.
Turizm sektöründe siber güvenlik zirvesi
24 Kasım 2024 Pazar - 13:36 Turizm sektöründe siber güvenlik zirvesi MATSO Yönetim Kurulu Başkanı Seydi Tahsin Güngör, ‘Turizm Sektöründe Siber Güvenlik Zirvesi’nde yaptığı konuşmada turizm sektöründe siber güvenliğin çok önemli olduğunu belirterek düzenledikleri zirve ile siber güvenlik konusunda turizm sektöründe farkındalık oluşturmak istediklerini söyledi. Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası (MATSO), Savunma Sanayi Başkanlığı, Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) ve Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi işbirliği ile ‘Turizm Sektöründe Siber Güvenlik Zirvesi’ gerçekleştirildi. Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen zirvede düzenlenen panelde ise katılımcılara kişisel verilen korunması kanunu kapsamında otellerde uyulması gereken güvenlik tedbirleri, e-posta saldırılarına karşı farkındalık tatbikatları, otellerde en çok yaşanan siber güvenlik olayları ve çözüm yolları, açık kaynak özgürlüğü, siber tehdit istihbaratı konularında bilgiler verildi. Panelin ardından turizmci iş adamları ile siber güvenlik firmaları arasında ikili görüşmeler gerçekleştirildi. Farkındalık oluşturulacak Zirvenin açılış konuşmasını yapan MATSO Yönetim Kurulu Başkanı Seydi Tahsin Güngör, turizm kenti olan Manavgat’ta turizm sektöründe faaliyet gösteren firmaların dijitalleşen dünyada rekabet şartlarını en az riskle gerçekleştirebilmeleri için toplantıya büyük önem verdiklerini söyledi. Başkan Güngör konuşmasında şunları söyledi: “Manavgat, eşsiz doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve kültürel zenginlikleriyle turizm sektöründe Türkiye’nin önde gelen destinasyonlarından biridir. Ancak hızla gelişen ve dijitalleşen dünyada, sektörümüz fırsatlarla birlikte veri ihlalleri, siber saldırılar ve sistem kesintileri gibi ciddi tehditlerle karşı karşıya kalmaktadır. Bugün burada, bu tehditlere karşı neler yapabileceğimizi tartışmak, yenilikçi çözümler geliştirmek ve sektörümüzü daha güvenli hale getirmek için bir aradayız. Amacımız, turizm sektörünün dijital dönüşüm sürecini güvenli bir şekilde ilerletebilmesi için farkındalık oluşturmak ve iş birliği imkânlarını güçlendirmektir. Panel boyunca uzman konuşmacılarımızın değerli görüşlerini dinleyecek, siber güvenlik alanındaki en son gelişmeler ve en iyi uygulamalar hakkında bilgi edineceğiz. Etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen başta BAKA’ya, Savunma Sanayii Başkanlığına, Siber Vatan ve Siber Güvenlik Kümelenmesi uzmanları ve firmaları olmak üzere tüm ekiplere, etkinliğimize değer katan siz kıymetli misafirlerimize de teşekkür ediyorum. Bu salonu bize tahsis eden Manavgat Belediye Başkanımız Dr. Niyazi Nefi Kara’ya şükranlarımı sunuyorum”. Turizmde dijitalleşme sektöre büyüme fırsatı sundu ancak riskler var BAKA Genel Sekteri Volkan Güler ise turizm de Türkiye’de ki yatak kapasitesinin yüzde 40’ını karşılayan Antalya’da Manavgat, Alanya ve Serik’in gecelik konaklama açısından gelen turistlerin yarısından fazlasını ağırladığını belirterek bu rakamın Antalya havalimanının 80 milyon yolcu kapasitesine ulaşması ile artacağını söyledi. Turizmin çeşitlendirilmesi amacıyla çalışmaların sürdüğünü ifade eden Güler, turizmde dijitalleşmenin sektöre büyüme ve çeşitlendirme fırsatları sunduğunu ancak risklerin varlığını da kabul ettiklerini ifade etti. Sürdürülebilir turizmin uzun vade de güven ilişkisine dayandığının altını çizen Güler, dijital ortamda bu güvenin güçlendirilmesinin önemine de vurgu yaptı. Manavgat’ta düzenlenen siber güvenlik paneli ile turizm sektörü ve siber güvenlik kurumlarının işbirliğinin artırılmasının hedeflendiğini ifade eden Güler, iş gücü ve üretimde millileşmenin ülke güvenliği ile ilgili önemli bir konu olduğunu belirterek, Siber Vatan konseptinin de oluşturulacağını söyledi. Bilişim sistemlerinde güçlü olunması gerekiyor Türkiye’nin savunma sanayinde önemli bir noktaya geldiğini ifade eden Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi Genel Koordinatörü Alparslan Kesici, bu başarının genç mühendisler tarafından sağlandığını ancak bunun da zor aşamalardan geçtiğini söyledi. Rusya-Ukrayna savaşının devam ettiği, İsrail’in ise Gazze’de Filistinlilere yönelik sürdürdüğü soykırım faaliyetlerinin bulunduğu dönemde Türk Savunma Sanayisinin dost ve müttefik ülkelere güven verdiğini ifade eden Kesici, “Bu savaş ortamında, savunma alanında güçlü olmamızın yanında, siber güvenlik ve bilişim sistemlerinde de çok güçlü olmamız gerekiyor. Geçenlerde malumunuz bir İsrail’in Lübnan’da çağrı cihazlarına yönelik bir atağı oldu değil mi? Bu siber saldırı oturduğu yerden çok planlanmış, programlanmış bir olay. Şimdi bu şunu gösteriyor, bizim kendi mühendislerimizin geliştirdiği ürünlerin daha çok kullanmamız, daha çok yaygınlaştırmamız, daha çok destek olmamız gerekiyor” dedi. Siber güvenlik ve bilişim sistemlerinin güçlenmesinin Türkiye’nin siber egemenliği ve dijital egemenliğinin bir göstergesi olduğunu ifade eden Kesici, “Birçok sektörle bir araya geliyoruz ama otel işletmecilerimiz ile zaman zaman bir araya geldiğimizde onların da çeşitli problemlerle karşılaştığını görüyoruz. Biz diğer sektörlerimizin yanında olduğumuz gibi, çünkü bize bizden başka dost yok. O kullandığımız global üreticiler zamanı geldiği zaman kendi kafasına göre hizmet ediyor ve ondan bir anda ters dönebiliyor. Buna sebebiyet vermeden, buna gerek kalmadan, otel işletmecilerimizden de bizim ricamız yerli ürünlere fırsat verin” dedi.
MEVKA’dan Ar-Ge Merkezi çalışanlarına eğitim
24 Kasım 2024 Pazar - 10:35 MEVKA’dan Ar-Ge Merkezi çalışanlarına eğitim Mevlana Kalkınma Ajansı (MEVKA), Konya’da bulunan ar-ge ve tasarım merkezlerinin kurumsal kapasitelerinin artırılmasına yönelik olarak “Ar-Ge Merkezi Uzmanlığı” eğitimi düzenledi. İnnopark Konya Teknoloji Geliştirme Merkezi’nde gerçekleştirilen eğitimler toplamda 27 saat sürdü. Eğitimlerin tamamlanmasının ardından başarılı bulunan katılımcılara Ar-Ge Merkezi Uzmanlığı sertifikaları verildi. Ajans olarak gerçekleştirdikleri eğitim programı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Mevlana Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. İhsan Bostancı, “Hepimizin yakından takip ettiği üzere ar-ge ve inovasyon, günümüzde rekabetin vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelmiştir. Etkin ar-ge teşvikleri ile sanayisi desteklenen ülkeler dünya rekabet sıralamasında en üst seviyelerde yer almaktadır. Yine OECD tarafından hazırlanan raporlarda ortaya konulan görüşe göre de ülkelerin ekonomik büyümelerinin yüzde 50’si teknolojik inovasyonlara bağlıdır. Buradan hareketle tüm dünya ülkeleri, girişimcilik ve inovasyon faaliyetlerine önemli destekler sağlamakta, inovasyon faaliyetlerini sürdürülebilir ekonomik büyümenin temel unsuru olarak görmektedir. Bu noktada, devletimiz tarafından özellikle son yıllarda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, bakanlığımıza bağlı ve ilgili kuruluşlar vasıtası ile ülke ekonomisine katkıda bulunacak yüksek teknolojili ve katma değerli ürünlere yönelik olarak büyük destekler ve teşvikler verilmektedir. Gerek yeni ar-ge ve tasarım merkezlerinin kurulması, gerek mevcut merkezlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve gerekse de altyapılarının ve insan kaynaklarının güçlendirilmesi amacıyla pek çok uygulama hayata geçirilmektedir" dedi. "Elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzu özellikle ifade etmek istiyorum" Çalışmaların temeli hakkında bilgi veren Genel Sekreter Dr. İhsan Bostancı, "Çalışmaların temelinde ise, özel sektörde, teknolojik bilgi üretilmesini, üründe ve üretim süreçlerinde yenilik yapılmasını, teknolojik bilginin ticarileşmesini, ar-ge personeli ve nitelikli işgücü istihdamının artırılmasını desteklemek amacıyla yayımlanan ve pek çok teşvik başlığı içeren 5746 sayılı araştırma, geliştirme ve tasarım faaliyetlerinin desteklenmesi hakkında kanun yer almaktadır. Ülkemizin tahıl ambarı olarak bilinen ve özellikle son 20 yılda ar-ge ve yenilikçi teknolojiler alanında yürüttüğü çalışmaların meyvelerini toplayan şehrimizin üretim potansiyeline baktığımızda, 3 bin 400’den fazla ihracatçı firmasıyla 80’den fazla sektörde üretim yaparak bu ürettiği ürünleri 180’den fazla ülkeye satan 2023 yılı sonu itibari ile 3,36 milyar dolar ihracat gerçekleştiren bir üretim ve sanayi merkezi haline geldiğini görüyoruz. Gelinen noktada şehrimizin 2000 yılına göre ihracatını 39 kat arttırmış olması ve imalat sanayinin ihracattaki payının yüzde 93,5 olması bizleri mutlu etmekle beraber gelecek adına da umutlandırmaktadır. Ar-ge ve yenilikçi teknolojiler konusunda yapılacak yeni yatırımlarla birlikte yüksek teknolojili üretime geçiş, şehrimizin hem ülkemizin hem de dünyanın önde gelen sanayi şehirleri arasındaki yerini daha da sağlamlaştıracak hem de katma değerli üretim sayesinde ihracattaki payını artıracaktır. Bunu sağlayabilmenin yolunun ise ar-ge ve tasarım merkezlerinin sayısının ve niteliğinin artırılmasından geçtiği de başta ifade ettiğimiz gibi su götürmez bir gerçektir. Bu minvalde, şehrimizin sahip olduğu mevcut duruma baktığımızda ise 22 ar-ge merkezi, 1 tasarım merkezi bulunduğunu, bu merkezlerde toplamda yaklaşık 700 kişinin çalıştığını, toplamda devam eden proje sayısının 230 olduğunu ve bu veriler ışığında şehrimizin ülkemizde 9. sırada yer aldığını görüyoruz. Gerek ihracat rakamları ve gerekse de şehrimizin üretim dinamiklerini göz önünde bulundurduğumuzda bu sayıyı yeterli görmediğimizi ve bu noktada hem ar-ge ve tasarım merkezlerinin sayılarının artırılması hem de mevcut merkezlerin ihtiyaçlarının belirlenerek sorunların çözüme kavuşturulması noktasında elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzu özellikle ifade etmek istiyorum" şeklinde konuştu. "Eğitim programının hayırlara vesile olmasını diliyorum" Dr. İhsan Bostancı, son olarak, "Ajansımız tarafından düzenlenen bu eğitim programının öznesi olan ar-ge ve tasarım konusu, kurum olarak bizim hem mali destek hem de teknik destek mekanizmalarımızın odağında bulunmaktadır. Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğümüz başta olmak üzere paydaş kurumlarımız ile bu konularda çalışmaları sürdürüyoruz. Ajansımız tarafından bugüne kadar ilan edilen destek programlarında ar-ge ve yenilikçi teknolojiye dayalı ürün üretmeyi taahhüt eden projelerin her zaman öncelikli olarak desteklendiğini ve bu noktada pozitif ayrımcılık yaptığımızı da özellikle dile getirmek istiyorum. 2020 yılından bu yana özel sektör temsilcilerimizin de başvurusuna açtığımız ve şu an açık bulunan İmalat Sanayiinde Dönüşüm Teknik Destek Programı çerçevesinde; imalat sanayiinde faaliyet gösteren firmalarda yeni ar-ge ve tasarım merkezlerinin kurulmasına ya da mevcut ar-ge ve tasarım merkezlerinin ihtiyaç duyduğu danışmanlık ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik faaliyetlerin destekleneceğini de buradan tekraren duyurmak istiyorum. Ajansımız tarafından düzenlenen bu eğitim programı ile de şehrimizde bulunan ar-ge ve tasarım merkezlerimizin kurumsal kapasitelerinin artırılmasını amaçladık. 27 saat süren eğitimler boyunca, ar-ge projesi geliştirme ve hazırlama, ar-ge ve teknoloji yönetimi, ar-ge ve fikri mülkiyet, problem çözme teknikleri- trız, teknik ve mali açıdan proje döngüsü/yürütme, ürün tasarım ve geliştirme yönetimi gibi konularda eğitimler verildi. Hepsi birbirinden değerli ve konusunda uzman eğitmenler tarafından verilen eğitimlerin, şehrimizdeki ar-ge merkezlerinde çalışan personellerimizin mesleki gelişimlerine büyük katkılar sunacağına olan kanaatimiz tamdır. Bu duygu ve düşüncelerle, bu eğitim programının hayırlara vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.