TEKNOLOJİ
OMÜ’de PCR eğitimi 26 Aralık 2024 Perşembe - 15:19:19 Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Karadeniz İleri Teknoloji Araştırma Merkezi (KİTAM) ve Yaban Hayatı Araştırma Enstitüsü arasında imzalanan protokol kapsamında ‘Uygulamalı Moleküler Tanı Yöntemleri Eğitimi’ düzenlendi. Bilimsel araştırmalara önemli katkılar sağlayan eğitim süresince katılımcılar, teorik bilgilerin yanı sıra laboratuvar ortamında polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) yöntemiyle yapılan uygulamalara da katıldılar. Eğitim, KİTAM’ın Araştırma Geliştirme Laboratuvarı’nda gerçekleştirildi ve OMÜ-BAP06-2024-4894 numaralı projeye ait araştırmalar kapsamında katılımcılara önemli bilgiler sunuldu. Eğitimde, moleküler biyolojinin temel tekniklerinden biri olan polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) yönteminin kullanımı detaylı bir şekilde ele alındı. Katılımcılar, PCR tekniklerinin teorik arka planını öğrenirken, uygulamalı oturumlarda bu yöntemin nasıl kullanılacağına dair pratik deneyim kazandılar. Eğitimin içeriği, PCR’ın hayvan, bitki ve mikroorganizmalara ait DNA’ların analizindeki rolü, DNA izolasyonu, PCR ürünlerinin elektroforez ile analizi gibi birçok temel konuyu kapsadı. Katılımcılar aktif katılım gösterdi Toplamda 17 katılımcının olduğu eğitim süresince katılımcılar, teorik bilgilerin yanı sıra laboratuvar ortamında PCR yöntemiyle yapılan uygulamalara da katıldılar. Eğitimin en dikkat çekici yönlerinden biri, katılımcıların aktif bir şekilde eğitim sürecine dahil olmaları oldu. Katılımcılar, PCR ile elde edilen ürünlerin yatay elektroforez yöntemiyle incelenmesi ve genetik analizlerin yapılması üzerine deneyim kazandı. Gelişmiş laboratuvar altyapısı ve bilimsel katkı Eğitimin verimli geçmesini sağlayacak olan teknoloji ile güçlendirilen KİTAM’ın araştırma ve geliştirme laboratuvarı, bölgedeki biyoteknolojik araştırma kapasitelerini artırma ve ileri teknoloji uygulamalarını yerel araştırmacılara öğretme adına büyük bir fırsat sundu. Laboratuvarın sağladığı altyapı, katılımcıların PCR uygulamalarını gerçek veriler üzerinde denemelerine imkan tanıdı. İleri araştırmalar ve gelecek planları Eğitim, sadece bir bilgi paylaşımı süreci değil, aynı zamanda bölgedeki biyoteknolojik araştırmaların kalitesini artırmayı ve bu alanda yeni projelerin geliştirilmesini teşvik etmeyi hedefleyen bir adım olarak öne çıktı. Katılımcıların PCR yöntemlerini daha ileri düzeyde uygulama fırsatları bulması, gelecekteki araştırma projelerinde önemli bir etki oluşturması bekleniyor. Yaban Hayatı Araştırma Enstitüsü ve KİTAM arasındaki işbirliği, bilimsel araştırmalara olan katkılarını sürdürmeyi ve bölgedeki biyoteknoloji alanında uzmanlaşmış kadroların yetişmesini sağlamayı hedefliyor. Bu tür eğitimlerin, gelecekte daha geniş kitlelere ulaşarak bilimsel gelişmelere yön verecek önemli bir rol üstlenmesi de bekleniyor.
26 Aralık 2024 Perşembe - 15:05 Geleceğin yapay zeka ve siber güvenlik uzmanları bu projeyle yetişecek Kastamonu’da hayata geçirilen “Dijitale Yön Verecek Gençlik” projesiyle geleceğin yapay zeka ile siber güvenlik uzmanlarının yetiştirilmesi hedefleniyor. Projenin açılış toplantısında konuşan Vali Meftun Dallı, dünyada savunma sanayisinde Türkiye’nin ilk 10 içerisinde yer aldığını belirterek, parmakla gösterilir ülke konumuna geldiklerini kaydetti. Teknoloji dünyasında gençlerin dijital yeteneklerini ve girişimcilik becerilerini geliştirerek dijital geleceğe yön vermeleri amaçlanıyor. Gençlerin gelecekte söz sahibi olmalarını sağlamak, onları dijital dünyanın lideri yapmak için Kastamonu Valiliği koordinesinde Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile AIPA Yapay Zeka Politikaları Derneği iş birliğiyle “Dijitale Yön Veren Gençlik” projesi hayata geçirildi. Kastamonu genelinde her okuldan dijitale meraklı gençlerin yer aldığı proje, 24 hafta sürecek. Bu zaman zarfında öğrencilere yapay zeka, siber güvenlik, kodlama, büyük veri ve teknoloji okuryazarlık eğitimleri verilecek. Dijital dünyanın kapılarını sonuna kadar aralamak, yeniden şekillenen gelecekte söz sahibi olmak için Kastamonu’da öğrenim gören lise kademesindeki 200 öğrenci projeye dahil edildi. Projenin açılış toplantısı ise Kastamonu Halk Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirildi. “24 hafta boyunca alacağınız eğitim, paha biçilmez bir değere sahip” Toplantıda konuşan Kastamonu Valisi Meftun Dallı, “Bu değişimin başlangıç kısmını bizler yaşımız itibarıyla gördük. Bizim çocukluğumuzda evlerimizde yalnızca radyo vardı. Elektrik ve telefon ise köyümüze ancak 1986’da geldi. Bugün geldiğimiz noktada teknolojinin hızı, takip edilmesi neredeyse imkansız bir seviyeye ulaştı. Sevgili gençler, sizin bu konulara olan ilginiz hepimiz için çok kıymetli. Çünkü tüm bu çalışmaların amacı sizi geleceğe yön verecek bilgiyle donatmaktır. Bu eğitim programını sakın ihmal etmeyin. Bu, kendi kendine bulunabilecek veya parayla satın alınabilecek bir fırsat değil. 24 hafta boyunca alacağınız eğitim, paha biçilmez bir değere sahiptir. Bu tarihi fırsatları iyi değerlendireceğinize inanıyorum. Dünyanın gidişatını defalarca değiştiren Türk milleti olarak bu konuda da gayretle çok güzel sonuçlar elde edeceğimize yürekten inanıyorum” dedi. “Dünyada savunma sanayisinde ilk 10 içerisinde yer alarak parmakla gösterilir bir ülke haline geldik” Savunma sanayisinde Türkiye’nin artık dünyada ilk on ülke arasında yer aldığını belirten Vali Dallı, “Bu başarıların temelinde yapay zeka ve yazılım gibi ileri teknoloji alanlarında yapılan çalışmalar yer alıyor. Öğretmenlerimizden de ricamız, gençlerimizin bu eğitimi en verimli şekilde tamamlamalarını sağlamak ve onları teşvik etmek için ellerinden geleni yapmalarıdır” diye konuştu. “Geleceğe yön verecek gençlerimizin yetişmesini arzu ediyoruz” Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş ise dünyanın hızlı bir şekilde değişim ve dönüşüm içerisinde olduğunu ifade ederek, “Bu değişim ve dönüşüm en çok teknoloji alanında, yaşamımızın her yönünde kendini hissettirmektedir. Eğitimden ekonomiye, ekonomiden tarıma, tarımdan sağlığa kadar yapay zeka ve buna bağlı teknolojilerin hayatımıza hızla entegre olduğunu görüyoruz. Bu sistemleri geliştiren ve yönlendiren ise nihayetinde insanın zihni, düşüncesi ve becerisidir. Biz de bu teknolojilere yön verecek projelere ağırlık vermemiz gerektiğine inanıyoruz. Bugün valiliğimizin himayelerinde gerçekleştirdiğimiz ’Dijital Çağa Yön Veren Gençlik Projesi’ ile büyük kazanımlar elde edeceğimizi düşünüyoruz. Günümüzde yapay zeka, hologram, nesnelerin interneti, büyük veri gibi pek çok kavramla karşılaşıyoruz. Ancak mesele bu kavramları yalnızca bilmek, görmek ya da tanımak değil, bu kavramların alt bileşenlerini doldurarak üretime dönüştürmektir” şeklinde konuştu. Millet olarak köklü bir geçmişe sahip olduklarını belirten Gümüş, "Dünya genelinde yalnızca değişimi fark etmek bazı avantajlar sağlayabilir. Ancak fark etmek yeterli değildir. Bu farkındalığı üretime dönüştürmek, değişime ayak uydurmak ve hatta bu değişime yön vermek çok daha önemlidir. Az önce yapay zeka asistanımızın da belirttiği gibi mesele burada geleceğe yön verecek gençlerimizin yetişmesidir. Biz, millet olarak binlerce yıllık bir birikime sahibiz. Bu birikimi dijital çağda en iyi şekilde değerlendirip tüm insanlığın hizmetine sunma gücüne sahibiz. Gençlerimize güveniyoruz. Onlara rehberlik eden öğretmenlerimizin desteğiyle çok daha büyük ve güzel işler başaracağımıza inanıyoruz. Bu başarıları elde ederken elbette yalnız değiliz. Çalışmalarımıza destek veren, önümüzü açan ve bizleri cesaretlendiren Sayın Valimize şükranlarımızı sunuyorum. Aynı şekilde bu ve benzeri projelerin hayata geçirilmesinde desteklerini esirgemeyen Yapay Zeka Politikaları Derneği’ne, AIPA Dernek Başkanı Sayın Zafer Bey ve kıymetli yönetimine teşekkür ediyorum. Bu projenin Kastamonu’muza ve ülkemize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Bizlerin köklerimizden geleceğe uzanan kutlu yürüyüşü yılmadan devam edecek ve bu başarı katlanarak büyüyecektir” ifadelerini kullandı. “Cumhuriyetimizin dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girebilmesi için yapay zeka alanında ilerlemesi gerekiyor” Dünyanın büyük bir değişim ve dönüşüme girdiğini söyleyen AIPA Yapay Zeka Politikaları Derneği Başkanı Zafer Küçükşabanoğlu da, “Dünya yepyeni bir sayfaya geçiyor ve bizler bu dönüşümün tam ortasındayız. Bu sayfanın en önemli dönüştürücü gücü yapay zekadır. Bu kez geç kalırsak, yalnızca geride kalmayız, tamamen oyun dışı olabiliriz. Artık hepimizin, özellikle gençlerimizin yapay zeka ile ilgilenmesi gerekiyor. Çünkü yapay zekanın ekonomiden eğitime, dış politikadan siyasete, iklim değişikliğinden medyaya ve tarıma kadar birçok alanı dönüştüreceğini biliyoruz” dedi. “Gençler olarak bizler artık yarının çocukları değil, bugünün çocuklarıyız” Projeden faydalanan Kastamonu Göl Anadolu Lisesi öğrencisi Zeynep Öztek, “Dijitale yön vermek için gençlerin arasında yer almak benim için çok büyük bir şans. Yarının kodlarını bizler bugünden yazıyoruz. Önemli olan bu konuda bizlerin bir şeyler öğrenebiliyor olmasıdır. Değerler üretmek bizlerin görevi. Gençler olarak bizler artık yarının çocukları değil, bugünün çocuklarıyız. Bugünde değer üretmek amacıyla yapıyoruz bu işleri. Geleceğe yön vermek açısından da yapay zekada, okuryazarlıkta ve siber güvenlikte, özellikle yapay zekanın güvenliğinde ve kendi dijitaldeki güvenliklerimiz açısından önem arz ediyor. Bu eğitimi burada alacağımızı ve 6 ay sonrasında daha iyi yerlere geleceğimizi düşünüyorum. Umarım ilk 10’a girebilirim” dedi.
26 Aralık 2024 Perşembe - 11:17 ETÜ’de teknoloji atağı Erzurum Teknik Üniversitesi’nde geliştirilen “Bal Peteği Desenine Sahip Yüksek Dayanımlı TiNi/MAX Kompakt Kaplamalar” patent alarak tescillendi. Erzurum Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hikmet Çiçek’in yürütücülüğünü yaptığı, Doç. Dr. İsmail Hakkı Korkmaz ve Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. İhsan Efeoğlu’nun araştırmacı olarak yer aldığı TÜBİTAK-1001 projesi kapsamında üretilen “Bal Peteği Desenine Sahip Yüksek Dayanımlı TiNi/MAX Kompakt Kaplamalar” patent alarak tescillendi. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Hikmet Çiçek ve Doç. Dr. İsmail Hakkı Korkmaz; “Akıllı malzemeler ile kendi kendini yenileyebilen/onarabilen malzemeleri uygun geometri ve kompozisyonda bir araya getirerek yeni nesil kompakt koruyucu kaplamalar elde ettiklerini ve bu kaplamların makine elemanlarında hasarın önlenmesine ilaveten oluşabilecek hasarların da kendi kendini onarması/yenilmesi sağlanabilmektedir. Literatürde ilk defa MAX fazı filmlere biyomimetrik yapı olan bal peteği deseni verilerek, petek boşlukları ise süper elastik özellikli TiNi filmler ile dolduruldu. Bal peteği deseni MAX fazı filmlere kesme gerilmesi altında esneme özelliği kazandırırken, süper elastik TiNi filmler de bal peteği yapısına hem dolgu maddesi olarak hem de süper elastik yapısı sayesinde belli bir değere kadar esneme fırsatı vermektedir. Üretilen bal peteği desenine sahip TiNi/MAX kompakt kaplamaların özellikle hava-uzay taşıtlarının sürtünme-aşınmaya maruz kalan parçalarında kullanılmasının servis ömrünü önemli derecede artıracağını ve bakım maliyetlerini düşüreceğini öngörülüyoruz” ifadelerini kullandılar.
Gezeravcı: “Uzaya yolculuğumuz bir hikayenin başlangıç noktasıydı, bir yere varış hikayesi değil”
22 Kasım 2024 Cuma - 16:56 Gezeravcı: “Uzaya yolculuğumuz bir hikayenin başlangıç noktasıydı, bir yere varış hikayesi değil” Milli Uzay Programı’nın önemli aşamalarından biri olan insanlı uzay misyonu kapsamında, Türkiye’nin ilk astronotu olan Alper Gezeravcı, Erzurum’da öğrencilerle bir araya geldi. Milli Uzay Programı’nın önemli aşamalarından biri olan insanlı uzay misyonu kapsamında, Türkiye’nin ilk astronotu olan Alper Gezeravcı, Erzurum İl Milli Eğitim Müdürlüğünün organizasyonunda Necip Fazıl Kısa Kısakürek Kültür Merkezi’nde öğrencilerle buluştu. Gezeravcı, programda uzayda yaşadığı deneyimle ilgili bilgiler paylaştı, tavsiyelerde bulundu ve sorulara cevap verdi. Alper Gezeravcı, insanlı uzay misyonu görevinin icrasından bugüne kadar, ülkeye döndükten sonra 106 şehir değişimiyle 208’inci programı Erzurum’da icra ettiklerini ifade ederek, “Geleceğimizin teminatı olan genç kardeşlerimizin ayağına kadar gelerek, bu görev süreçlerini anlatmak, sadece görevin teknik boyutlarını değil aslında daha ziyade manevi boyutunun onlara aşılamak, onların bugüne kadar hak ettikleri özgüveni ayağa kaldırmalarına vesile olacak ve bugüne kadar ısrarla özgüvenlerini yaftalamaya yeltenen insanların bütün çabasını boşa çıkaracak şekilde onların geleceğe bakışlarını daha öz güvenli hale getirecek bir içerik barındırıyor. Sunumu yaptığımız kitledeki kardeşlerimizin sorularından ve olaya yaklaşımlarından, dikkat seviyelerinden, bütün gelecek hedeflerini üzerlerine inşa ettiğimiz bu kardeşlerimizin geleceğimizin hakikaten teminatı olduğunu bir kere daha ispat ediyor” dedi. "Bir hikayenin başlangıç noktasıydı, bir yere varış hikayesi değil " Milli Uzay Programı’nın bir unsuru olan insanlı uzay misyonu sürecinin en önemli mimarının devletin güçlü iradesi olduğunu vurgulayan, Gezeravcı şöyle dedi: “Biz devletimizin imkanlarıyla yetişmiş bir bireyiz ve devletimizin imkanlarıyla uzaya gidip bu görevi icra edebildik. Bu konuda devletimizin güçlü iradesine ve milletimizin imkanlarına müteşekkiriz. Sürecin devamlılığı noktasında bu her yerde vurguladığımız üzere bir hikayenin başlangıç noktasıydı, bir yere varış hikayesi değil. Dolayısıyla ilk adımını attığımız bu misyonun icrasıyla ilk adımı icra ettiğimiz görevin devamında daha Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği, bu kardeşlerimizin yürüyeceği nice yol var. Buna yönelik olarak da devletimizin altyapı hazırlıkları halihazırda devam ediyor.” "Yeter ki, kimse gölge etmesin" Türk insanının, pratik zeka konusunda son derece ileri seviyede olduğunu anlatan Alper Gezeravcı, “Bu konuda asla mütevazi olmayacağım. Dünyanın başka milletleriyle bir araya geldiğimizde rutin olan akışı zaten herkes okuyarak anlayabiliyor. Ama sıkıntı işin rutinin dışına çıktığında, acil durum senaryolarını geçtiğinde ve sıra dışı şartlarla yüz yüze geldiğimizde, yüzyıllardır bulunduğumuz bu coğrafyada badirelerle mücadele etmeye alışık olmuş bu milletin evlatlarına rakip zeka konusunda ne tür çözümler üretebildiğini net olarak ortaya koyuyor. Bu noktada onların potansiyellerinden en ufak bir şüphemiz yok. Yeter ki, kimse gölge etmesin. Yeter ki, onu kimse onların özgüvenlerini yaftalayıp potansiyellerini ayak altına almaya çalışmasın” şeklinde konuştu. Erzurum Milli Eğitim Müdürü Yakup Yıldız, Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’ya Erzurum’un önemli simgelerinden olan Oltu taşı tespihi hediye etti.
Proje pazarını 15 bini aşkın kişi ziyaret etti
22 Kasım 2024 Cuma - 13:02 Proje pazarını 15 bini aşkın kişi ziyaret etti Bartın Üniversitesi’nde (BARÜ) 7. Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı 46 Bilim Kurulu üyesi, 38 hakem, 4 değerlendirici ve farklı birimlerden 183 personel ile 32 öğrenci ile hazırlanırken, 15 bini aşkın ziyaretçiyi ağırladı. Bartın Üniversitesinin (BARÜ) 2017 yılından bu yana yoğun bir katılımla düzenlediği Ar-Ge Proje Pazarında bu yılda rekor bir başvuru yapıldı. BARÜ Kutlubey Yerleşkesinde 7-8 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilen festivale 9 farklı ülkeden ve Türkiye’nin 35 ilinden araştırmacılar projeleriyle katılım gösterdi. BARÜ ile birlikte Azerbaycan’dan Hazar Üniversitesi ile Azerbaycan Teknik Üniversitesi, Bosna Hersek’ten Uluslararası Saraybosna Üniversitesi, Malezya’dan Putra Üniversitesi ve Özbekistan’dan Semerkand Devlet Mimarlık ve İnşaat Üniversitesi paydaşlığında düzenlenen etkinlikleri 15 binden fazla kişi ziyaret etti. 9 ülke, 35 il, 47 üniversite, 30 lise, 10 Ar-Ge Merkezi BARÜ 7. Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarında başvuru süreci tamamlanarak ön değerlendirme sonuçları açıklandı. İlk defa bu yıl uluslararası ölçekte düzenlenen yarışmalara Türkiye ile birlikte Azerbaycan, Bosna Hersek, İran, Kazakistan, Kolombiya, Kırgızistan, Malezya ve Özbekistan’dan proje başvuruları yapıldı. Türkiye’nin 35 farklı ilinden başvuruların yapıldığı yarışmalarda, 47 üniversite, 30 lise, 10 kurum ve kuruluş ile Ar-Ge Merkezinden toplam 403 proje gönderildi. Projeler yoğun bir programla planlı ve titiz değerlendirmelerden geçti. BARÜ’nün “Akıllı Lojistik ve Bütünleşik Bölge Uygulamaları” ihtisaslaşma alanı odağında düzenlenen proje pazarında 13 farklı temada projeler alanında uzman akademisyenler, sektörden uzmanlar ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşan Bilim Kurulu tarafından değerlendirildi. Ön elemeyi geçen projeler eş zamanlı bir planlamayla çevrim içi ve yüz yüze görüşmelerle bağımsız olarak puanlandı. Özgün değer, yenilikçilik, ticarileşme süreci, pazar potansiyeli, yaygın etki, sosyal çevre niteliği, çevresel fayda potansiyeli ve proje takımı niteliğinin belirtilmesi gibi kriterler üzerinden yapılan değerlendirmelerle sonuçlandırıldı. Bu süreçte iki gün boyunca 30 hakem 8 ayrı grupta yüz yüze görüşmeler gerçekleştirdi. Yurt dışındaki projeler ise 8 hakem tarafından 480 dakika süren çevrim içi görüşmelerle değerlendirildi. Proje Pazarında 46 Bilim Kurulu üyesi ve 4 değerlendiriciyle birlikte toplamda 88 kişi proje değerlendirme süreçlerinde aktif olarak görev aldı. Titizlikle yapılan değerlendirmeler sonucunda Lise kategorisinde ve Temel Kategoride çeşitli miktarlarda hibe desteği sağlandı. 8 teknik sunum, 3 tören, onlarca etkinlik 2 günde tamamlandı. İki gün yoğun bir programda ilerleyen festivalle ilgili çalışmalar aylar öncesinden başladı. BARÜ Rektör Yardımcısı, Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Zahmakıran tarafından yapılan toplantılarda Proje ve Teknoloji Ofisi koordinasyonunda yapılacaklar planlandı. Üniversitenin iç ve dış paydaşlarının yer aldığı komitede “Türkiye Yüzyılına Değer” sloganıyla kararlar alındı ve uygulamaya konuldu. Akademik ve idari birimlerin aktif olarak yer aldığı organizasyona 183 personel ve 32 öğrenci aktif olarak katıldı. Festivalin tüm aşamalarında yer alan akademik ve idari insan kaynağı ile öğrenciler yarışmaların sorunsuz bir şekilde tamamlanması noktasında gayret gösterdi. İki gün boyunca 8 teknik sunum ve 3 törenle salon etkinliklerine binlerce kişi katıldı. Etkinlik alanında bir yandan proje tanıtımları devam ederken diğer yandan kurulan stantlarda onlarca gösteri düzenlendi. Oldukça renkli geçen etkinliklerde katılımcılar hem eğlendi hem öğrendi. Görsel, yazılı ve dijital medyada büyük ilgi gördü BARÜ 7. Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı etkinlikleri İletişim Koordinatörlüğü ve Bilgi İşlem Daire Başkanlığı tarafından 7 ayrı canlı yayınla bilim ve teknoloji tutkunlarına ulaştırıldı. Canlı olarak yayınlanan 8 teknik sunum ve 3 tören BARÜ sosyal medya hesaplarından binlerce görüntülenmeye ulaştı. Ayrıca bilim ve teknoloji festivali basın temsilcileri tarafından da yakından takip edildi. 9 farklı ülkeden katılımcıların fikirleriyle yer aldığı organizasyon 21 ayrı televizyon yayınında haber olarak gösterildi. Yazılı ve dijital medyada ise festival boyunca 200’e yakın habere yer verildi. "Kazanan Türkiye oldu" BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, iki gün süren ve dolu dolu geçen etkinliklere gösterilen ilgiden duyduğu mutluluğu dile getirerek “Türkiye’nin milli teknoloji üreten bir topluma dönüşmesi konusunda farkındalık oluşturulmasıyla fikirden ürüne giden süreçte ortak yarınlarımıza değer katmayı hedeflediğimiz bir organizasyonu daha geride bıraktık. 2017 yılından bu yana her geçen dönem üzerine ekleyerek ilerlediğimiz bu süreçte emek yoğun bir çalışmayla bir arada olduk. Yarınlarımızı emanet edeceğimiz gençlerimize güvenin bir simgesi olan festivalimizde sunulan projelerden heyecan duyduk. Heyecanımıza ortak olan tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum. Unutulmamalıdır ki tüm stratejimizi temellendirdiğimiz ortak noktada kazanan dün olduğu gibi bugün de Türkiye olmuştur” ifadelerine yer verdi.
Red Bull Home Ground Dünya Şampiyonası’nda FUT Esports finalde mücadele edecek
22 Kasım 2024 Cuma - 12:59 Red Bull Home Ground Dünya Şampiyonası’nda FUT Esports finalde mücadele edecek VALORANT turnuvası Red Bull Home Ground, dünyanın en iyi takımlarını bir araya getiriyor. Türkiye Şampiyonu, Red Bull takımı FUT Esports, ön elemedeki maçlarının hepsinde namağlup şekilde bitirerek dünya finalinde mücadele etmeye hak kazandı. Dünyanın en büyük sezon arası VALORANT turnuvalarından Red Bull Home Ground Dünya Finali, Red Bull takımı FUT Esports’un ön elemeleri kazanmasıyla başladı. Berlin’de düzenlenen büyük finalin ilk gününde takımlar Bo1 (best of one) formatında karşı karşıya geldiler. Dünya şampiyonluğunun en büyük favorilerinden Red Bull takımı FUT Esports, elemelerdeki ilk maçını Kore takımı olan T1’e karşı 13-7 kaybederken, diğer maçında ise Fransız takımı Karmine Corp’a karşı ezici üstünlükte 13-4 kazandı. Büyük finalde dünyanın en iyi VALORANT takımlarından FNC, Karmine Corp, Team Heretics, G2, T1, Cloud9 gibi takımlar mücadele ediyor. Bu sonuçların ardından FUT Esports’un karşısına bugün İspanyol takım Team Heretics çıkacak. FUT Esports, bu maçı kazanması halinde yarı finalde mücadele etmeye hak kazanacak. FUT Esports’un yanı sıra, son ön eleme maçını dünyanın en iyi VALORANT takımlarından biri olan ve VCT 2024, Amerika Ligi’nin 2.’si G2’yi mağlup ederek finali garantilemiş oldu. G2 takımı da finale kalan 2. takım oldu.
Kaçak yapılaşmadan doğal afetlere uydu destekli yazılım geliştirdiler
21 Kasım 2024 Perşembe - 14:09 Kaçak yapılaşmadan doğal afetlere uydu destekli yazılım geliştirdiler Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, geliştirdikleri yazılım sayesinde uydu verilerini kullanarak doğal ve insan kaynaklı değişimlerin tespit edilebildiğini açıkladı. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) Mühendislik Fakültesi Öğretim Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, uyduların 12 günde bir aynı bölgeden geçtiğini belirterek, bu sürelerle seçilen bölgelerdeki yeni yapılaşma, ormanlık alanlardaki değişim, su kütlelerindeki farklılıklar ve doğal afetler sonrası hasar gibi durumların takip edilebildiğini ifade etti. Kutoğlu, yazılımın yüzde 70-80 oranında doğruluk sağladığını ve kaçak yapılaşma, kaçak orman kesimi, kıyı erozyonları gibi durumların takibinde kullanılabileceğini belirtti. Ayrıca deformasyonların erken uyarı sistemlerinde değerlendirilebileceğini ve güvenli madencilik faaliyetleri için önlem alınabileceğini ifade etti. İki yılı aşkın süredir devam eden çalışmaların sonucundan memnun olduklarını söyleyen Kutoğlu, yazılımın farklı kurumlar tarafından kullanılabileceğini vurguladı. Yapılaşma ve doğa tahribatı artık gizlenemeyecek Barajlardaki çekilmeleri ve su artışlarının da gözlemlenebildiğine de dikkat çeken Kutoğlu, "Geliştirdiğimiz yazılım sayesinde seçtiğimiz bölgede seçtiğimiz tarihler arasında bu yıllar arasında da olabilir uydular aynı bölgeden 12 günde bir geçebilir. 12 günde bir aynı bölgeden geçiyor. Seçtiğimiz bir bölgede arazideki insan yapımı değişimleri veya doğal değişimleri tespit etmemiz mümkün oluyor. Bu değişimler mesela bir bölge yeni yerleşime açılmış olabilir. Orada yeni binalar yapılmış olabilir. Ormanlık alanlarda yeni alanlar açılmış olabilir. Arazide bir hafriyat, dolgu yapılmış olabilir. Kazı yapılmış olabilir. Su kütlesinde değişim olmuş olabilir. Baraj gölünde sular çekilmiş veya su artışı olmuş olabilir. Bunları geliştirdiğimiz otomatik yazılım sayesinde tespit edebiliyoruz. Veya bir deprem sonrası yada doğal afet sonrasında sel, heyelan gibi afetler sonrasındaki hasarları da otomatik olarak seçtiğimiz tarih aralığında seçtiğimiz bölgelerde gözlemlememiz mümkün oluyor. Uygulamada kırmızı renkler kütle artışını gösteriyor. Örneğin bir binanın üzerine kat çıktıysanız bu kırmızı gözükecektir. Eğer binada kat azalması varsa veya doğal afet nedeniyle bina yıkıldıysa veya başka bir sebeple bina yıkıldıysa yeniden yapı yapmak için yıkıldıysa o da mavi renkle gözükecektir. Sulak alanlarda su çekildiyse çekilen alanlar kırmızı gözükecek, su arttıysa mavi gözükecektir. Yine dağlarda kar kütleleri de iklim değişikliği bakımından onların takibi de çok önemli. Kar kütlelerindeki değişimleri de buradan takip edebiliyoruz. Eğer mavi ise kar kütlesinde artış var. Kırmızı ise erimiş anlamına gelecektir. Kıyılardaki dolgu, değişimleri görebiliyoruz. Kıyı erozyonlarını varsa sistematik bir kıyı erozyonu varsa takip etmemiz mümkün oluyor. Yer altında maden ocağı işletmesi yapıldı ve arazide tasman dediğimiz çökmeler meydana geldi. Veya bir depolama alanında madencilik amacıyla İliç’te yaşanan olay gibi kaymalar olabilir. Veya arazinin kendisinde bir hareket olabiliyor. O hareketleri de otomatik olarak tespit etmek mümkün oluyor" dedi. Uydular değişimleri adım adım izliyor Uyduların Türkiye üzerinden 12 günde bir geçtiğini ifade eden Kutoğlu, "Tabii ki hiçbir ölçme yöntemi yüzde 100 doğrulukla değil. Burada da belirli bir ihtimal dahilinde onu tespit edebiliyoruz. Örneğin Küçükçekmece bölgesinde yaptığımız analizde yüzde 70 dolaylarında yeni yapılanmaları tespit edebildiğimizi gördük. Alaplı bölgesinde ise bu oran yüzde 80 civarında. Yeni yapılaşmaları takip edebildik. Bazı bölgelerde de heyelanlı alanlarda madencilik kaynaklı tasman alanlarında da diğer yöntemlerle yakalayamadığımız, göremediğimiz olayları yakalayabildiğimizi gördük. Bu yazılımı kurumlar da kullanabilir. Örneğin kaçak yapılaşma takibi. Kaçak orman kesimi, kaçak dolgu, kaçak kazı. Bunlar takip edilebilir. Uydular 12 günde geçtiği için 12 gün arayla takibi yapılabilir. Yine belli yerlerde deformasyonlar varsa erken uyarı anlamında kullanılabilir. Kıyı erozyonları varsa, biliyorsunuz yollarımızı çok etkileyebiliyor. Bunlarla ilgili tespit edilip erken tedbir almak mümkün olabilir. Yapılardaki deformasyonlar takip edilebilir. İzinsiz kat çıkma gibi durumlar takip edilebilir. Bunun yanı sıra madencilik alanında kaçak madencilik yapılabiliyor. Veya madencilik alanında daha güvenli madencilik alanlarında depolama anlamında bazen kazalar oluyor. Daha güvenli madencilik anlamında alanlardaki hareketler önceden tespit etmek mümkün olabilir. Bizim amacımız ülkemizde biliyorsunuz çok fazlasıyla kaçak yapılaşmalar olabiliyor. Uzun zamandan beri acaba bununla ilgili bir uygulama geliştirebilir miyiz? diye çaba sarf ediyorduk. İki seneyi aşkın süredir bununla ilgili çalışmalarımızı sürdürüp netice aldık. Şimdi de elde ettiğimiz sonuçtan da memnunuz" şeklinde konuştu.
Yeni tablet VIA L50 ve VIA S50 satışa sunuldu
21 Kasım 2024 Perşembe - 12:58 Yeni tablet VIA L50 ve VIA S50 satışa sunuldu Türkiye’nin teknoloji markası Casper, donanım ve estetik açısından yeni özelliklere sahip iki yeni tabletini kılıf hediyesiyle satışa sundu. Casper VIA ailesinin iki yeni üyesi olan Casper VIA L50 ve VIA S50 tabletler; yapay zeka destekli kameraları, 11” FHD+ ekranı, güçlü işlemcileri ve uzun pil ömrü ile günlük kullanımdan eğlenceye kadar her alanda verimlilik sağlıyor. Casper VIA ailesinin iki yeni üyesi VIA L50 ve VIA S50 tabletler, kullanıcıların hayatını kolaylaştıracak yenilikçi özellikleriyle dikkat çekiyor. Geniş 11 inç FHD+ ekrana, güçlü işlemcilere ve uzun pil ömrüne sahip yeni tabletler, hayatın yoğun temposuna karşı kullanıcılara üst düzey bir performans sunuyor. Yapay zeka destekli, çift arka kamerasıyla her şartta çekim kalitesi yüksek ve net çekimlere imkan tanıyan tabletler, 128GB geniş hafıza kapasitesi ve 512GB SD kart desteğiyle de tüm verileri rahatlıkla saklayabiliyor. Hem iş hem eğitim için ideal tablet: Casper VIA L50 MediaTek’in 4.5G’yi destekleyen işlemcisi MTK Helio G99 ile donatılmış olan Casper VIA L50, 2,5 GHz hızıyla yüksek performanslı uygulamaları sorunsuz bir şekilde çalıştırıyor. 8 GB RAM ve ek 8 GB VRAM ile yoğun yükler altında bile akıcı bir deneyim sunuyor. 128 GB dahili depolama alanı ve 512 GB SD kart desteği sunan VIA L50, kullanıcıların işlem gücünü artırırken daha fazla veriyi depolamasına imkan tanıyor. Android 14 ile donatılan cihaz, en son sürüm uygulamaları tam performansta çalıştırmayı mümkün kılıyor. LTE özelliğiyle de kesintisiz internet deneyimi ve yüksek bağlantı hızı sunan VIA L50, iş ve günlük hayatın tüm ihtiyaçlarına destek sağlıyor. Hem iş hem eğlence için: Casper VIA S50 Özellikle giriş seviyesi veya eski tabletlerde kullanılan işlemciler, modern uygulamaların ihtiyaç duyduğu hız ve performansı karşılamakta yetersiz kalıyor. Bu durum, cihazın uygulamalar arasında gecikme veya donma yaşamasına ve ısı derecesinin artarak donanımsal parçaların bozulmasına neden oluyor. Tüm bu sorunları ortadan kaldıran, iş insanlarının ve öğrencilerin tüm beklentilerini karşılayan Casper VIA S50, Mediatek’in güçlü Helio G85 işlemcisi ve 8 çekirdekli 2.0Ghz hızıyla optimum performans ve üstün bir oyun deneyimi sunuyor. 11” FHD+ ekranının sunduğu doğal renk tonlarıyla dizi, film ve mobil oyunlar daha canlı ve etkileyici hale geliyor. 4GB RAM ve 4GB VRAM ile toplamda 8GB’a kadar kapasite sunan VIA S50, hem günlük işler hem de yüksek performans gerektiren görevler için ideal performansı sağlıyor. Android 14 işletim sistemiyle de geleceğin teknolojisini kullanıcılarıyla buluşturan VIA S50, geniş 128 GB hafıza kapasitesi ve 512GB SD kart desteği ile bolca depolama alanı sunarak, tüm ihtiyaçlara cevap veriyor. Her detayı yakalayan net ve kaliteli çekim teknolojisi Genellikle akıllı telefonlardan daha az çözünürlük sunan tablet kameraları, düşük kaliteli sensörler ve yetersiz lensler nedeniyle kullanıcılar tarafından olumsuz eleştirilere maruz kalıyor. Kullanıcıların beklentilerini trend teknolojilerle karşılayan Casper VIA L50 ve VIA S50, AI teknolojisiyle desteklenen iki güçlü 13MP ana, 2MP makro kamerası ve 8 MP ön kamerasıyla her bir detayı en ince ayrıntısına kadar yakalıyor. Eğlence dolu anları ölümsüzleştirmek isteyen fotoğraf tutkunlarını memnun edecek tabletler, doğal renk tonlarını birebir yansıtarak gerçekçi ve canlı fotoğraflar sunuyor. Aynı zamanda estetik bir bütünlük yakalayan şık silver kamera deko dizaynı ve zarif metal tasarımı, tabletlerin modern bir görünüme sahip olmasını sağlayarak, kullanıcılara hem görsel hem de kalite açısından premium bir deneyim sunuyor. Zamanı akıllı yöneten gelişmiş batarya Casper VIA L50 ve VIA S50, 8000 mAh kapasiteli bataryasıyla uzun süreli bir kullanım sunuyor. Gelişmiş batarya teknolojisine sahip tabletler film izleme, oyun oynama, tasarım oluşturma veya iş yönetimi gibi günlük görevleri kesintisiz bir şekilde başarıyla gerçekleştiriyor. Üstelik 18W şarj özelliğiyle de 160 dakika içinde tam dolum gerçekleştirerek, kullanıcılarına zamanı daha hızlı ve verimli yönetme ayrıcalığı sunuyor. Çift Dolby hoparlörlerle sesin her detayını yakalayın Kullanıcıların hoparlörlerde aradığı en önemli nokta, kaliteli ve temiz bir ses çıkışı. Casper VIA L50 ve VIA S50, içerisindeki Dolby destekli çift hoparlör ile zengin ve etkileyici ses deneyimi sunuyor. Her tür multimedya deneyiminde yüksek kaliteli surround ses ve üstün bir audio performansı sergileyen tabletler, kullanıcıları sesin her detayıyla büyülüyor. Sağladığı temiz ve güçlü ses çıkışı, her ortamda netlik ve derinlik sunarak sesin gücünü zirveye taşıyor. Ayrıca, enerji dostu tasarımı sayesinde çevreye duyarlı bir kullanım sunan tabletler, kullanıcıların hem ses kalitesinden hem de çevresel etkilerden ödün vermeden etkileyici bir deneyim yaşamalarını sağlıyor.
Üçüncü Uluslararası KBRN Kongresi başladı
21 Kasım 2024 Perşembe - 12:52 Üçüncü Uluslararası KBRN Kongresi başladı Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer (KBRN) alanlarda çalışan paydaşları bir araya getirerek güncel tehditlere karşı yeni yaklaşımların tartışılması amacıyla düzenlenen Üçüncü Uluslararası KBRN Kongresi başladı. KBRN alanındaki tehdit ve tehlikelerin yanı sıra güncel teknolojik gelişmeler ve bilimsel çalışmalar hakkında oturumların yer aldığı kongrede; akademik çalışmalara da yer verildi. AFAD Başkanı Okay Memiş KBRN alanlarında çalışan paydaşları kongre sayesinde bir araya getirdiklerini kaydederek, “Kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer (KBRN) alanlarda çalışan paydaşları bir araya getiriyor. Organizasyonumuz güncel tehditlere karşı yeni yaklaşımların tartışılması için bir platform işlemi görecek. KBRN tehditlerine ilişkin yeni yaklaşımların önemini dünyamızın güncel durumuna baktığımızda görebiliyoruz. Yaşanan güncel, siyasi ve askeri gelişmeler KBRN yayılım önlemlerinin ve müdahale kapasitesinin kıymetini bir kez daha hatırlatıyor. Güncel dönem dışına çıkıp dünyanın son 100 yılına baktığımızda KBRN olaylarının birçok kez gerçekleştiğini görüyoruz. Öyle ki son 100 yılda insanlığa en büyük acıları yaşatan olaylar arasında KBRN önemli bir yer tutuyor” ifadelerini kullandı. Programa, BM, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü gibi uluslararası örgütler, uzmanlar, akademisyenler ve özel sektör temsilcileri katıldı.
Üçüncü Uluslararası KBRN Kongresi başladı
21 Kasım 2024 Perşembe - 12:49 Üçüncü Uluslararası KBRN Kongresi başladı Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer (KBRN) alanlarda çalışan paydaşları bir araya getirerek güncel tehditlere karşı yeni yaklaşımların tartışılması amacıyla düzenlenen Üçüncü Uluslararası KBRN Kongresi başladı. KBRN alanındaki tehdit ve tehlikelerin yanı sıra güncel teknolojik gelişmeler ve bilimsel çalışmalar hakkında oturumların yer aldığı kongrede; akademik çalışmalara da yer verildi. İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, yaptığı konuşmasında, kongrenin gelişen KBRN tehditlerine karşı sürekli ilerleme ve yenilikçi çözümler mottosu çerçevesinde bilgi paylaşımı ve iş birliğinin güçlendirmesini temenni ettiğini söyledi. KBRN tehditlerine Karşı AFAD bünyesinde bütüncül ve yenilikçi yaklaşımla çalışmaların sürdüğünü dile getiren Karaloğlu, “Bu yıl Üçüncüsünü gerçekleştirdiğimiz kongremiz, geçmişte elde ettiğimiz tecrübeler üzerine yenilerini eklemek ve ülkemizin bu alandaki kapasitesini daha da ileriye taşıma açısından büyük bir önem arz etmektedir. KBRN tehditlerinin sürekli değişen ve gelişen doğası karşısında ulusal sınırları aşan iş birliği hayatı önem taşımaktadır. Bu kongre, dünya genelinde artan KBRN risklerine karşı ortak bir bakış açısı geliştirmemize olanak sağlayacaktır” dedi. AFAD Başkanı Okay Memiş ise KBRN alanlarında çalışan paydaşları kongre sayesinde bir araya getirdiklerini kaydederek, “Kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer (KBRN) alanlarda çalışan paydaşları bir araya getiriyor. Organizasyonumuz güncel tehditlere karşı yeni yaklaşımların tartışılması için bir platform işlemi görecek. KBRN tehditlerine ilişkin yeni yaklaşımların önemini dünyamızın güncel durumuna baktığımızda görebiliyoruz. Yaşanan güncel, siyasi ve askeri gelişmeler KBRN yayılım önlemlerinin ve müdahale kapasitesinin kıymetini bir kez daha hatırlatıyor. Güncel dönem dışına çıkıp dünyanın son 100 yılına baktığımızda KBRN olaylarının birçok kez gerçekleştiğini görüyoruz. Öyle ki son 100 yılda insanlığa en büyük acıları yaşatan olaylar arasında KBRN önemli bir yer tutuyor” ifadelerini kullandı. Programa, BM, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü gibi uluslararası örgütler, uzmanlar, akademisyenler ve özel sektör temsilcileri katıldı.
BUÜ’lü gençlerden yapay zeka zirvesi
21 Kasım 2024 Perşembe - 12:01 BUÜ’lü gençlerden yapay zeka zirvesi Bursa Uludağ Üniversitesi’nin (BUÜ) aktif öğrenci toplulukları arasında yer alan Yapay Zeka Topluluğu, özel bir organizasyona daha imza attı. HSD Uludağ University işbirliğinde Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde yapılan Yapay Zeka Zirvesi’24, teknoloji ve inovasyon takipçilerinden büyük ilgi gördü. Moderatörlüğünü Türkiye’nin ilk insansı robotu TOMYRİS’in üstlendiği etkinliğin açılış törenine BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, akademik ve idari personel, farklı sektörlerden temsilciler ile yüzlerce öğrenci katıldı. Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, üniversitede aktif 170’e yakın öğrenci topluluğu bulunduğuna işaret etti. Gençlerin araştırma ve proje geliştirme kültürü üzerine nitelikli bir eğitim aldıklarını vurgulayan Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, “Teknoloji çağında yaşıyoruz. Öğrencilerimiz bu anlamda çok şanslı. Bilgiye ulaşmak eskiye nazaran çok daha kolay. Araştırma yapmak, yenilikçi teknolojileri anlamak ve proje üretmek açısından yeni neslin çok daha istekli olduğunu görüyoruz. Bu bizi çok mutlu ediyor. Proje üreten tüm topluluklarımıza elimizden gelen desteği vermeye hazırız. Böylesine kıymetli bir organizasyonu düzenleyen gençleri görünce, gelecek adına umudumuz daha da artıyor. Araştırma Üniversitesi misyonu taşıyan Bursa Uludağ Üniversitesi’nin öğrencilerine de böylesi özel projelere imza atmak yakışıyor. Programda emeği geçen herkese gönülden teşekkür ediyoruz” dedi. Yapay Zeka Topluluğu Başkanı Muhammed Hüseyin Karazeybek’in de topluluğun misyonu, hedefleri ve projeleri hakkında bilgilendirme yaptığı program, konuk konuşmacıların sunumlarının ardından sona erdi.
KBÜ yerli ve milli üretime katkı için yenilikçi üretim teknikleri geliştiriyor
21 Kasım 2024 Perşembe - 10:28 KBÜ yerli ve milli üretime katkı için yenilikçi üretim teknikleri geliştiriyor Karabük Üniversitesi’nde görevli akademisyenin "Alüminyum Matrisli Nano Kompozitlerin Üretilmesi ve Alaşımın Yüksek Sıcaklık Performanslarının Geliştirilmesi" başlıklı projesi TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Modülü bünyesinde destek almaya hak kazandı. Eskipazar Meslek Yüksekokulu Motorlu Araçlar ve Ulaştırma Teknolojileri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Emre Turan, "Alüminyum Matrisli Nano Kompozitlerin Üretilmesi ve Alaşımın Yüksek Sıcaklık Performanslarının Geliştirilmesi" projesini hazırladı. Proje çerçevesinde, alüminyum matrisli nano kompozitlerin ileri üretim teknikleriyle geliştirilmesi ve bu kompozitlerin yüksek sıcaklık şartlarında gösterdiği performansların artırılmasına yönelik yenilikçi yaklaşımlar ele alınacak. Çalışma, özellikle otomotiv, havacılık ve savunma sanayi gibi yüksek sıcaklık dayanımı gerektiren sektörlerde kullanılan malzemelerin geliştirilmesine önemli katkılar sağlayacak. TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Programı bünyesinde kabul edilen bu proje, malzeme bilimi ve mühendisliği alanında yenilikçi yaklaşımlar sunarak yerli ve milli üretim süreçlerine destek olmayı amaçlıyor. Projenin başarıyla tamamlanması halinde, ilgili sektörlerde rekabet avantajı sağlayacak ileri teknoloji malzemelerin geliştirilmesi mümkün olacak. Projenin iki temel hedefi olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Muhammet Emre Turan, “Bunlardan birincisi, homojen iç yapıya sahip, kusursuz, nano takviyelerin dahil edilerek alüminyum matrisli kompozitlerin üretilmesi. Bir diğer hedefimiz ise mevcut ticari alüminyum alaşımlarının yüksek sıcaklık dayanımlarının kompozit haline getirilerek geliştirilmesiydi. Birinci hedefimiz çerçevesinde inovatif bir yaklaşımla kendi üretim yöntemimizi geliştirdik. Literatürde ilk kez denenecek olan bu üretim yöntemiyle hem düşük oranlarda hem yüksek oranlarda nano takviyeli kompozit malzemelerin üretimi mümkün olacaktır. Aslında bu yöntem hem toz metalürjisi hem de infiltrasyon döküm sisteminin kombinasyonundan oluşmaktadır" dedi. Projenin ikinci hedefinin ise ticari alüminyum alaşımlarının yüksek sıcaklık dayanımının artırılması olduğunu belirten Turan, bu gelişmenin otomotiv ve havacılık gibi sektörlerde büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayarak, “Hafif malzemelerin kullanımı, düşük yoğunluklu malzemelerin tercih edilmesi hem düşük yakıt tüketimi hem düşük enerji tüketimi ve düşük karbon emisyonu anlamını taşımaktadır. Biz de projemiz kapsamında, çeliğin üçte bir yoğunluğa sahip olan alüminyum alaşımlarını normal şartlarda çeliğe göre bazı noktalarda avantajlı olsa da özellikle yüksek sıcaklıklardaki kararsız yapıları ve performanslarının yetersiz oluşu birtakım sınırlamalar ortaya koyuyordu. Biz de bu sınırlamaları ortadan kaldırarak farklı türden nano takviyeler ve farklı oranlarda nano takviyelerin eklenmesiyle kompozit malzeme geliştireceğiz" diye konuştu Doç. Dr. Turan, projeyle sanayi odaklı ticari üretime yönelik önemli adımlar atılacağını belirterek, şunları kaydetti: “Bu projenin kısa vadede hayata geçmesi, ilk kez deneyeceğimiz bu üretim sisteminin başarılı olunması durumunda, bizim orta vadedeki hedeflerimize bir ışık tutacaktır. Proje bitimini takiben, direkt sanayiye odaklı ticari kompozit üretimi gerçekleştireceğiz. Bununla ilgili de ön çalışmalarımızı ve ön tasarımlarımızı gerçekleştirdik. Elektronik sektöründe ısı soğutucuları gibi malzemeleri direkt kompozit olarak üretebilir hale geleceğiz. Uzun vadede baktığımızda ise sistem üzerinde yapacağımız küçük dokunuşlar ve birtakım modifikasyonlarla otomotiv sektöründe örneğin fren diskleri, havacılık sektöründe uçak iniş takımları ve motor parçaları gibi birçok spesifik ürünü Karabük Üniversitesi olarak üretebilir hale geleceğiz.” Proje, hafif ve dayanıklı kompozit malzemelerin geliştirilmesi yoluyla enerji verimliliğini artırmayı ve sanayiye katma değer sağlamayı hedefliyor.
KBÜ yerli ve milli üretime katkı için yenilikçi üretim teknikleri geliştiriyor
21 Kasım 2024 Perşembe - 10:23 KBÜ yerli ve milli üretime katkı için yenilikçi üretim teknikleri geliştiriyor Karabük Üniversitesi’nde görevli akademisyenin "Alüminyum Matrisli Nano Kompozitlerin Üretilmesi ve Alaşımın Yüksek Sıcaklık Performanslarının Geliştirilmesi" başlıklı projesi TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Modülü bünyesinde destek almaya hak kazandı. Eskipazar Meslek Yüksekokulu Motorlu Araçlar ve Ulaştırma Teknolojileri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Emre Turan, "Alüminyum Matrisli Nano Kompozitlerin Üretilmesi ve Alaşımın Yüksek Sıcaklık Performanslarının Geliştirilmesi" projesini hazırladı. Proje çerçevesinde, alüminyum matrisli nano kompozitlerin ileri üretim teknikleriyle geliştirilmesi ve bu kompozitlerin yüksek sıcaklık koşullarında gösterdiği performansların artırılmasına yönelik yenilikçi yaklaşımlar ele alınacak. Çalışma, özellikle otomotiv, havacılık ve savunma sanayi gibi yüksek sıcaklık dayanımı gerektiren sektörlerde kullanılan malzemelerin geliştirilmesine önemli katkılar sağlayacak. TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Programı bünyesinde kabul edilen bu proje, malzeme bilimi ve mühendisliği alanında yenilikçi yaklaşımlar sunarak yerli ve milli üretim süreçlerine destek olmayı amaçlıyor. Projenin başarıyla tamamlanması halinde, ilgili sektörlerde rekabet avantajı sağlayacak ileri teknoloji malzemelerin geliştirilmesi mümkün olacak. Projenin iki temel hedefi olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Muhammet Emre Turan, “Bunlardan birincisi, homojen iç yapıya sahip, kusursuz, nano takviyelerin dahil edilerek alüminyum matrisli kompozitlerin üretilmesi. Bir diğer hedefimiz ise mevcut ticari alüminyum alaşımlarının yüksek sıcaklık dayanımlarının kompozit haline getirilerek geliştirilmesiydi. Birinci hedefimiz çerçevesinde inovatif bir yaklaşımla kendi üretim yöntemimizi geliştirdik. Literatürde ilk kez denenecek olan bu üretim yöntemiyle hem düşük oranlarda hem yüksek oranlarda nano takviyeli kompozit malzemelerin üretimi mümkün olacaktır. Aslında bu yöntem hem toz metalürjisi hem de infiltrasyon döküm sisteminin kombinasyonundan oluşmaktadır" dedi. Projenin ikinci hedefinin ise ticari alüminyum alaşımlarının yüksek sıcaklık dayanımının artırılması olduğunu belirten Turan, bu gelişmenin otomotiv ve havacılık gibi sektörlerde büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayarak, “Hafif malzemelerin kullanımı, düşük yoğunluklu malzemelerin tercih edilmesi hem düşük yakıt tüketimi hem düşük enerji tüketimi ve düşük karbon emisyonu anlamını taşımaktadır. Biz de projemiz kapsamında, çeliğin üçte bir yoğunluğa sahip olan alüminyum alaşımlarını normal şartlarda çeliğe göre bazı noktalarda avantajlı olsa da özellikle yüksek sıcaklıklardaki kararsız yapıları ve performanslarının yetersiz oluşu birtakım sınırlamalar ortaya koyuyordu. Biz de bu sınırlamaları ortadan kaldırarak farklı türden nano takviyeler ve farklı oranlarda nano takviyelerin eklenmesiyle kompozit malzeme geliştireceğiz" diye konuştu Doç. Dr. Turan, projeyle sanayi odaklı ticari üretime yönelik önemli adımlar atılacağını belirterek, şunları kaydetti: “Bu projenin kısa vadede hayata geçmesi, ilk kez deneyeceğimiz bu üretim sisteminin başarılı olunması durumunda, bizim orta vadedeki hedeflerimize bir ışık tutacaktır. Proje bitimini takiben, direkt sanayiye odaklı ticari kompozit üretimi gerçekleştireceğiz. Bununla ilgili de ön çalışmalarımızı ve ön tasarımlarımızı gerçekleştirdik. Elektronik sektöründe ısı soğutucuları gibi malzemeleri direkt kompozit olarak üretebilir hale geleceğiz. Uzun vadede baktığımızda ise sistem üzerinde yapacağımız küçük dokunuşlar ve birtakım modifikasyonlarla otomotiv sektöründe örneğin fren diskleri, havacılık sektöründe uçak iniş takımları ve motor parçaları gibi birçok spesifik ürünü Karabük Üniversitesi olarak üretebilir hale geleceğiz.” Proje, hafif ve dayanıklı kompozit malzemelerin geliştirilmesi yoluyla enerji verimliliğini artırmayı ve sanayiye katma değer sağlamayı hedefliyor.