ASAYİŞ - 19 Kasım 2024 Salı 15:55

Tekirdağ’da uyuşturucuya geçit yok

A
A
A
Tekirdağ’da uyuşturucuya geçit yok

Tekirdağ İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, uyuşturucu ticaretine yönelik düzenlediği operasyonlarda çok sayıda uyuşturucu madde, silah ve ekipman ele geçirdi.


Şarköy ilçesi Cumhuriyet Mahallesi’nde B.S. isimli şahsın evinde yapılan aramada; 3 gram esrar, kenevir tohumu, hassas terazi, kuru sıkıdan bozma bir tabanca, 19 adet 9 mm çapında fişek, uyuşturucu öğütme aparatları ve çeşitli malzemeler ele geçirildi.


Çerkezköy ilçesi Fevzi Paşa Mahallesi’nde C.E. ve Ç.Ç. isimli şahısların evine düzenlenen operasyonda ise 1 kilogram 150 gram bonzai, 400 mililitre aseton ve 7 cep telefonu bulundu.


Çorlu ilçesi Önerler Mahallesi’nde S.G. ve B.M. isimli şahısların üzerlerinde yapılan aramalarda ise 30 gram metamfetamin ele geçirildi. Şüpheliler hakkında adli işlemler başlatıldı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara YRP Genel Başkan Yardımcısı Kılıç: “Yasal kumar aslında yasa dışı olan kumarın da tetikçisi” Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, "Ülkemizde maalesef kumarın bir yasal olanı bir de yasa dışı olanı var. Tabii ki yasal kumar aslında yasa dışı olan kumarın da tetikçisi oluyor, reklamını yapıyor, yayıyor ve yaygınlaşmasına sebep oluyor. Devlet istediği takdirde, Bilgi Teknolojileri Kurumu üzerinden yasa dışı kumar operasyonlarını, sitelerin tamamını, çetelerin alayını bir gecede karanlığa gömebilir” dedi. Partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıç, “Ülkemiz adeta kriminallerin, suç dosyası kabarıkların, boyunu aşkın sabıkası olanların cirit attığı bir ülke haline gelmiş bulunmaktadır. Başta içişleri ve adalet bakanlarımız olmak üzere bütün kolluk kuvvetlerimizden ve görevi ülke güvenliğini sağlamak olanlardan Türkiye’nin sokaklarında güvenliği sağlamalarını istiyoruz. Boyundan büyük suç dosyası bulunanların sokaklarda aramızda dolaşmaya hakkı yoktur. Çocuklarımızı uyuşturucu, kumar, suç batağına sürüklemek üzere kurulan çetelerin liderlerinin ve mensuplarının aramızda özgür insanlar olarak dolaşmaya hakları yoktur” diye konuştu. “Türkiye’nin sağlık sisteminin yönetimleri bu yargılamalardan ayrı tutulması kabul edilemez” Çocuk ve bebeklerin öldürülmesine etki edenlere çete demenin hafif kaldığını ancak cinayet şebekesi olarak aldandırılabileceğini belirten Kılıç, “Yenidoğan cinayet şebekesi, onlarca çocuğumuzun kasıt ve ihmalle ölümüne yol açan, kuvözdeki bebeklerimizin ölümü üzerine gülücükler paylaşan, insanlığını irfanını, ahlakını vicdanını ve bütün kutsallarını yitirmiş bir cinayet şebekesi ile karşı karşıyayız. Suç örgütü lideri doktor olan bu cinayet şebekesiyle Türkiye apaçık bir zeminde yüzleşmek zorundadır. Cinayet şebekesinin örgüt şemasındaki yöneticileri yargılanırken eş zamanlı olarak Türkiye’nin sağlık sisteminin yönetimleri bu yargılamalardan ayrı tutulması kabul edilemez. Sağlık sistemini yönetenler de bu cinayet şebekesiyle birlikte sorumlulukları çerçevesinde yargılanmaya mahkumdur” ifadelerini kullandı. “Yasal kumar aslında yasa dışı olan kumarın da tetikçisi” Türkiye’de yasal kumarın yasa dışı kumara fırsat verdiğini aktaran Suat Kılıç, “Ülkemizde maalesef kumarın bir yasal olanı bir de yasa dışı olanı var. Tabii ki yasal kumar aslında yasa dışı olan kumarın da tetikçisi oluyor, reklamını yapıyor, yayıyor ve yaygınlaşmasına sebep oluyor. Devlet istediği takdirde, Bilgi Teknolojileri Kurumu üzerinden yasa dışı kumar operasyonlarını, sitelerin tamamını, çetelerin alayını bir gecede karanlığa gömebilir. Devletin elindeki imkanlar bunun için yeterlidir. BTK bunu yapmak için yeterlidir. Sosyal toplumsal olaylarda bile afet zamanlarında bile karartma yapabilen, interneti yavaşlatabilen, sosyal medya mecralarına erişimi durdurabilen devletimizin sanal bahis ve yasa dışı kumar çeteleri ve siteleriyle mücadelede eksik kalması kabul edilebilir bir şey değildir” açıklamasında bulundu.
Antalya Sağlık-Sen’den sağlık çalışanları için talepler Sağlık-Sen Antalya Şube Başkanı Osman Kasap, "Sağlık çalışanlarının motivasyonu, sadece onların refahını değil, aynı zamanda halkımıza sunulan sağlık hizmetlerinin kalitesini de artıracaktır" dedi. Sağlık-Sen Antalya Şube Başkanı Kasap, yazılı açıklama yaparak sağlık çalışanlarının istihdam, nöbet ücretleri ve mesaileri konusunda taleplerini dile getirdi. Türkiye’nin son yıllarda sağlık alanında gerçekleştirdiği reformlar ve güçlü sağlık altyapısıyla dünyada örnek gösterilen bir konuma ulaşıp önemli başarılar elde ettiğine dikkat çeken Kasap, “Bu başarının arkasında, her şartta büyük bir fedakârlık ve özveriyle çalışan sağlık çalışanlarının emeği yatmaktadır. Necip milletimizin sağlık hizmetlerini en iyi şekilde alabilmesi için fedakâr sağlık çalışanlarımız her şart ve şartta özverili bir biçimde görevlerini ifa etmektedirler. Pandemi döneminde olduğu gibi Kahramanmaraş merkezli depremlerde olduğu gibi en zorlu şartlarda bile görevini aksatmadan yerine getiren sağlık çalışanlarımız, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da takdirini kazanmıştır. Bu güçlü sistemin sürdürülebilirliği, sağlık profesyonellerimizin sorunlarına kalıcı çözümler üretilmesi ve onların hak ettikleri değeri görmesiyle mümkün olacaktır. Fakat, sağlık çalışanları, gece gündüz demeden gösterdikleri bu çaba karşısında maalesef çalışma şartları, mali haklar ve özlük hakları bakımından birçok sorunla karşı karşıya kalmaktadır. Türkiye’nin sağlık ve sosyal hizmet kolundaki en büyük sendikası olarak, 280 bini aşkın üyemiz, güçlü teşkilatımız ile bir milyonun üzerindeki sağlık profesyonelinin mali, özlük ve sosyal haklarını iyileştirmek için mücadele ediyoruz. Sağlık çalışanlarının motivasyonu, sadece onların refahını değil, aynı zamanda halkımıza sunulan sağlık hizmetlerinin kalitesini de artıracaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Sağlık Bakanlığı 2025 bütçesi görüşmeleri devam ederken, bizler de sağlık çalışanlarının temel sorunlarına dikkat çekmek ve çözüm bekleyen taleplerimizi bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Sağlık çalışanlarımızın emeği ve katkısı, güçlü sağlık sistemimizin en değerli unsurudur. Bu nedenle nitelikli sağlık hizmet sunumu için hemşire başta olmak üzere tüm sağlık branşlarında kamu personeli istihdamı sağlanmalıdır. Atama bekleyen hemşire, ebe, ATT, paramedik ve diğer sağlık profesyonellerinin sesi duyulmalı, yapılacak yeni atama ile sahanın yükü alınmalıdır” dedi. "Nöbet ücretleri mesai ücretinin 3’te 1’i seviyesindedir" Nöbet ve mesai ücretlerine değinen Kasap, “Günümüz ekonomik şartlarının altında kalmakta ve sağlık profesyonellerine düşük miktarlarda nöbet ücreti verilmektedir. Lisans mezunu sağlık profesyonellerinin bir saatlik nöbet ücreti 90 TL, uzman hekimin bir saatlik nöbet ücreti 144 TL, genel idare hizmetler çalışanlarının bir saatlik nöbet ücreti 58 TL’dir. Dünyanın her yerinde, tüm sektörlerde, fazla mesai ücreti bir saatlik normal çalışma ücretinin üzerindeyken; sağlık profesyonellerine ödenen fazla mesai ve nöbet ücretleri mesai ücretinin 3’te 1’i seviyesindedir. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Biz Sağlık-Sen olarak nöbet ücretlerinin dünya standartları seviyesinde artırılmasını istiyoruz. Gece çalışmanın insan psikolojisi, metabolizması ve sosyal yaşamına ilişkin olumsuzlukları göz önüne alınarak akşam saat 20.00’den sabah saat 06.00’ya kadar geçen süreler için ücretler yüzde 50 artırımlı ödenmelidir. Taban ödeme oranları yüzde 100 oranında artırılmalıdır. Sağlık profesyonellerinin giydiği forma, 112 Acil Sağlık Hizmetleri çalışanlarında olduğu gibi özel görev kıyafeti sayılmalıdır. Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ndeki mağduriyet oluşturacak maddeler kaldırılmalı, aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarının sözleşme tavan ücretleri, teşvik ve destek ödemeleri artırılmalıdır. Teşvik ek ödemeler yeniden gözden geçirilmeli, özellik arz eden birimlerin ve 112 Acil Sağlık Hizmetleri çalışanlarının teşvik ek ödemeleri revize edilmelidir. Ayrıca, Bakanlık merkez teşkilatı ile bağlı kurum ve kuruluşlarda çalışanlara taban ve teşvik ek ödeme verilmelidir” ifadelerini kullandı. Temel ek ödemeyi kapsayan sabit ve taban ödemelerin emekliliğe yansıtılmamasının sağlık profesyonellerinin emekli maaşlarının düşük olmasına sebep olduğunu da söyleyen Kasap, “Bu nedenle temel ek ödeme emekliliğe yansıtılmalıdır. Sağlık çalışanlarımız hayati bir sorumluluğu omuzlarında taşımaktadır. Dolayısıyla talepleri göz ardı edilmemesini, sorunlarına çözüm üretilmesini ve bu haklı taleplerine bütçede öncelik verilmesini istiyoruz. Çünkü sağlık profesyonellerimiz hem ülkemizin hem de sağlık sistemimizin umududur. Sağlık-Sen olarak hekimin, hemşirenin, ebenin hakkı için emeği için alın teri için her platformda mücadelemizi aralıksız olarak sürdüreceğiz” ifadelerine yer verdi.
İstanbul Karaciğer nakli yapan ilk Türk doktor Prof. Dr. Münci Kalayoğlu son yolculuğuna uğurlandı Karaciğer naklini ilk gerçekleştiren 84 yaşındaki Türk doktor Prof. Dr. Münci Kalayoğlu, düzenlenen cenaze töreninin ardından son yolculuğuna uğurlandı. Ağustos ayında beyin kanaması geçiren ve bir süredir demans tedavisi gören 84 yaşındaki Prof. Dr. Münci Kalayoğlu, İstanbul’daki evinde hayatını kaybetmişti. Karaciğer nakli yapan ilk Türk doktor Kalayoğlu için ikindi namazına müteakip Zincirlikuyu Camisi’nde cenaze töreni düzenlendi. Cenaze namazı sonrası alınan helalliğin ardından Kalayoğlu, Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi. Taziyeleri aile adına eşi Belkıs Kalayoğlu, oğulları Murat ve Sinan kabul etti. Cenazeye Eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Prof. Dr. Mehmet Haberal, Kerem Alışık ve tıp dünyasının önde gelen isimleri katıldı. “Sonunda tükendi” Prof. Dr. Münci Kalayoğlu’nun eşi Belkıs Kalayoğlu, "Şu anda insan ne diyeceğini bilemiyor, 52 senelik eşim. Bazen 48 saat görmezdim. Karaciğeri alır gelirdi, 48 saat sürerdi. Ondan sonra gelirdi, 3 saat sonra tekrar hazır olurdu. Müthiş bir aşkla çalışırdı. Sonra Türkiye’ye dönme kararı aldı. Jane’i Hans’ı o kadar ameliyat ettim, şimdi sırada Ahmet, Mehmet, Hatice’yi ameliyat edeceğim. 2006’da senesinde kesin dönüş yaptık ve çok mutlu oldu. Çok severek yaptığı bir meslekti, sonunda tükendi. Yazın bir beyin kanaması geçirmişti ondan sonra yavaş yavaş tükendi ama çok mutlu yaşadı. Benim için en büyük teselli de bu” diye konuştu. "Beyin kanaması geçirdi ve sonra ebediyete intikal etti” Tıp dünyasının büyük bir cerrahı kaybettiğini belirten Prof. Dr. Mehmet Kalayoğlu ise, “Ben tıbbiyede 2. sınıftayken Münci abi son sınıftaydı. Sonunda herkesin bir kaderi var. Çalışmalarına devam edecekti ama yazın bir beyin kanaması geçirdi ve sonra ebediyete intikal etti. Ruhu şad olsun, ışıklar içinde uyusun.” diye konuştu.