EKONOMİ - 16 Ocak 2025 Perşembe 10:45

2025 yılı başlıca hedefi nüfusu gençleştirmek

A
A
A
2025 yılı başlıca hedefi nüfusu gençleştirmek

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi ve sosyal politika uzmanı Doç. Dr. Abdulkadir Yüksel, ‘Aile Yılı’ ilan edilen 2025’te doğurganlığın artarak nüfus gençleştirilmesinin hedeflendiğine değindi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde 2025 yılını ‘Aile Yılı’ ilan ederek, yeni evlenecek gençlere ve ailelere yönelik çeşitli destek paketlerini duyurdu. Buna göre, yeni evlenecek genç çiftlere 2 yıl ödemesiz ve 48 ay vadeli 150 bin TL tutarında faizsiz kredi sağlanacağını belirterek, doğum yardımı miktarının 5 bin TL olacağını ve ikinci çocukla birlikte her ay düzenli verileceğini ifade etti.


Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Abdulkadir Yüksel, “Cumhurbaşkanı 2025 yılı aile yılı açılış töreninde çeşitli müjdeler verdi. Ben bunları önemli sosyal politika önlemleri olarak değerlendiriyorum. İşin felsefesinin doğurganlığı arttırmak olduğunu anlıyoruz. Elbette 150 bin TL bir ev kurmak için yeterli bir rakam değil. Fakat evliliğe ilk adım atmak için bireyleri cesaretlendireceğini ifade edebiliriz. Fakat bireylerin sadece 150 bin TL alacakları için ya da anneler ikinci çocuktan sonra alacakları her aylık destek için çocuk sahibi olacaklarını düşünmüyorum. Bunlar sadece itici bir güç olarak değerlendirilebilir. Ama kadının çalışma hayatında özellikle iş hayatının çalışma saatlerinin esnetilmesi doğum ve süt izni gibi izinlerin yeniden düzenlenmesi mutlaka doğurganlık oranını artıracaktır ve nüfusun yenilenmesine katkı sunacaktır diyebiliriz” şeklinde konuştu.


“Toplumsal nüfus yenilenmesi için adım atıldı”


Yüksel, 2025’in ‘Aile yılı’ olarak ilan edilmesinin geri planının 2024 yılına dayandığını belirterek, “Özellikle Cumhur İttifakı ortaklarından Milliyetçi Hareket Partisi, 2024 yılında geniş katılımlı bir aile çalıştayı düzenledi. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin talimatlarıyla güçlü Türk aile yapısı, sağlıklı toplum ve lider ülke Türkiye vizyonu çerçevesinde büyük bir aile kurumu çalıştayı yapıldı. Bu çalıştaya katılım sağlayarak naçizane akademik olarak destek sundum. Bu bakımdan ifade edebiliriz ki “aile kurumunu” Cumhur İttifakı bir beka meselesi olarak görmekte ve ele almaktadır. Bu kapsamda öncelikle evlenmek isteyen çiftlere 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz ve faizsiz 150 bin TL kredi desteğinde bulunacağını ifade ettiler. Bu aslında düşük gelir gruplu bireylerin evliliğe ilk adımları açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Bir diğer müjde ise, doğurganlığı arttırıp ve nüfusun yenilenmesini sağlamak adına, ilk çocuk için tek seferlik 5 bin TL, ikinci çocuk için anneye şartsız bin 500 TL, üç ve üzerindeki çocuklarda her ay anneye şartsız 5 bin TL sunulacağını ifade edildi. Bu açıklamayla ülkede toplumsal yaşlanmanın arttığını ve bunun yenilenmesi için adım atıldığını ifade edebiliriz” dedi.


“Verilen desteklerin faydası olacaktır”


Çocuk bakım maliyetlerini düşürmek üzerine yeni sosyal politika önemlerinin çok önemli olduğuna değinen Yüksel, “Özellikle kadınların iş piyasalarından kopmalara neden olmakta. Çocuk bakım ve bakıcı maliyetleri yüksek olduğu için kadınlar işten ayrılarak çocuklarına bakmak için çalışma hayatına son vermektedirler. Dolayısıyla bu ekonomik olarak bütüncül bir verimlilik düşüklüğüne sebep olabildiği gibi bireyinde sosyalleşmesi önünde bir engel olarak değerlendirilebilir. Cumhurbaşkanı tarafından esnek ve uzaktan çalışma imkânlarının genişletileceği ifade edildi. Dolayısıyla bu durum kadınların çalışma hayatından kopmasına önünde engel olacaktır. Ayrıca çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere tıbbi desteklerin arttırılacağı söylendi. Bu da tüp bebek desteğinin genişletileceğini ve şartlarının esnetileceği olarak düşünebiliriz. Cumhurbaşkanlığı tarafından ilerleyen günlerde yeni müjdelerin de açıklanacağı ifade edildi. Verilen desteklerin mutlaka faydası olacak ve doğurganlık oranlarının artmasında orta ve uzun dönemde dönüşleri sağlanacaktır” ifadelerine yer verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nden İYİ Partili Poyraz’a tepki: "Ayrımcılığı körükleyen ve bilimsel yeterlilik esaslarını zedeleyen talihsiz bir açıklama olmuştur" Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB), Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanlığı’na atanan Ahmet Ayar’a "Veterinerlik Fakültesi mezunu bir akademisyen atandı" diyen İYİ Parti Antalya Milletvekili Uğur Poyraz’a tepki gösterdi. Birlik, açıklamanın ayrımcılığı körükleyen ve bilimsel yeterlilik esaslarını zedeleyen talihsiz bir açıklama olduğunu belirtti. İYİ Parti Antalya Milletvekili Uğur Poyraz, Prof. Dr. Ahmet Ayar’ın Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanlığı’na atanmasıyla ilgili bir televizyon programında, “Uzun yıllar ilgili kurumda daire başkanlığı ve başkan yardımcılığı yapan doktor görevden alındı. Yerine veterinerlik fakültesi mezunu bir akademisyen atandı” ifadelerini kullanmıştı. Poyraz’a Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nden tepki geldi. Yapılan açıklamada veteriner hekimliğin yalnızca hayvan sağlığı ile sınırlı olmayan, insan sağlığı, gıda güvenliği, zoonotik hastalıkların kontrolü, biyomedikal bilimler ve kamu sağlığını içeren geniş bir alanda uzmanlık ve bilimsel derinlik gerektiren köklü bir meslek olduğuna dikkat çekildi. "İlgili kuruma bir veteriner hekimin atanmasını eleştirmek, mesleğin multidisipliner uzmanlık alanlarını göz ardı etmek anlamına gelmektedir" Veteriner hekimlerin farmakoloji, fizyoloji, toksikoloji, mikrobiyoloji ve patoloji gibi sağlık bilimlerinin temel disiplinlerinde kapsamlı bir eğitim aldığı belirtilen açıklamada, "Bu disiplinler de bilimsel çalışmalar yürütmekte ve kamu sağlığını koruma sorumluluğunu taşımaktadır. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanlığı gibi stratejik öneme sahip bir kuruma bilimsel ve akademik başarılarıyla tanınan, fizyoloji ve farmakoloji alanlarında uluslararası itibara sahip bir bilim insanı olan Sayın Prof. Dr. Ahmet Ayar’ın atanması, tamamen bilimsel liyakat ve uzmanlık esaslarına dayalıdır. Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Bölümü’nde görev yapan Prof. Dr. Ayar, nörofizyoloji ve biyomedikal bilimler alanında çok sayıda ulusal ve uluslararası çalışmaya imza atmış, TÜBİTAK ve benzeri kurumların projelerinde proje yürütücüsü olarak görev almıştır. Bu niteliklere sahip bir bilim insanının atanması, veteriner hekimlik mesleğinin geniş kapsam ve yetkinliklerine uygun bir karardır. Veteriner hekimlerin mesleki yetkinlikleri arasında ilaç ve tıbbi cihazların güvenilirliğinin sağlanmasına yönelik analizler de bulunmaktadır. Özellikle tıbbi cihazların insan ve hayvan sağlığı üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin önlenmesinde veteriner hekimler aktif rol almaktadır. Bu bağlamda ilgili kuruma bir veteriner hekimin atanmasını eleştirmek, hem bilimsel gerçekleri hem de mesleğin multidisipliner uzmanlık alanlarını göz ardı etmek anlamına gelmektedir" ifadelerine yer verildi. "Ayrımcılığı körükleyen ve bilimsel yeterlilik esaslarını zedeleyen talihsiz bir açıklama olmuştur" Poyraz’ın açıklamalarının talihsiz olduğu vurgulanan açıklamada, "Veteriner hekimlerin halk sağlığına sunduğu katkılar, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH) gibi uluslararası kuruluşlar tarafından tescillenmiştir. Halk sağlığı, hayvan sağlığı ve çevre sağlığını bütüncül bir yaklaşımla ele alan ’tek sağlık’ görüşünü hatırlatarak, veteriner hekimlerin kamu sağlığına olan katkılarının hiçbir şekilde küçümsenemeyeceğini açıkça belirtiyoruz. Sayın Poyraz’ın açıklamaları, veteriner hekimlerin bilgi ve birikimlerini küçümseyerek mesleki onurlarına ve liyakat temelli başarılarına saygısızlık etmektedir. Bu tür ifadeler, kamuoyunu yanıltan, meslekler arası ayrımcılığı körükleyen ve bilimsel yeterlilik esaslarını zedeleyen talihsiz bir açıklama olmuştur. Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak her zaman olduğu gibi mesleğimizin onuruna yönelik her türlü yanlış beyanın karşısında durmaya, meslektaşlarımızın haklarını savunmaya kararlılıkla devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz" denildi.
İstanbul EuroLeague’de çift maç haftası Tivibu’da Türk Telekom’un TV platformu Tivibu, EuroLeague’de Fenerbahçe Beko ve A. Efes’in mücadelelerinin yanı sıra Serie A’da Kenan Yıldızlı Juventus’un Milan karşısındaki mücadelesini de izleyicilerle buluşturacak. Türk Telekom’un televizyon platformu Tivibu, sporun farklı branşlarını seyircilerle buluşturmayı sürdürüyor. Avrupa basketbolunun en üst seviyesi EuroLeague’de ilk yarı maçları geride kalırken Türk temsilcileri play-off mücadelelerine hız kesmeden devam ediyor. Çift maç haftasının ikinci maçları için Fenerbahçe Beko ve A. Efes 17 Ocak Cuma günü parkeye çıkıyor. Serie A’da ise haftanın mücadelesi Juventus - Milan, dikkatleri üzerine çekiyor. EuroLeague’de play-off potası şekilleniyor Türk temsilcileri Fenerbahçe Beko ve A. Efes çift maç haftasına galibiyet parolasıyla çıkıyor. Çift maç haftasının ikinci maçlarında Fenerbahçe Beko evinde Zalgiris’i ağırlıyor. 17 Ocak Cuma günü saat 20.45’de oynanacak mücadelenin hemen ardından ise gözler Efes’in Barcelona deplasmanına çevriliyor. Play-off potasından sadece bir galibiyet uzakta olan Efes’in Barcelona karşısında çıkacağı mücadele 17 Ocak Cuma akşamı saat 22.45’de başlayacak. EuroLeague maçları ve daha birçok spor içeriği Tivibu üzerinden S Sport’tan yayınlanıyor. Kenan Yıldızlı Juventus Milan karşısında Serie A’da ise haftanın beklenen mücadelesi Juventus - Milan, futbolseverlere keyifli dakikalar yaşatacak. Zirveden çok uzak kalan iki İtalyan devi, Avrupa kupalarına gidebilmek için her puana ihtiyaç duyuyor. Milli takımın yıldızlarından Kenan Yıldız’ın ilk 11’de başlaması beklenen mücadele 18 Ocak Cumartesi günü saat 20.00’da Tivibu üzerinden S Sport’tan yayınlanıyor.
Bingöl Bingöl turizm master planı toplantısı yapıldı Bingöl turizm master planı çalışmaları toplantısı gerçekleştirildi. Bingöl Valiliğinden düzenlenen toplantıya Vali Dr. Ahmet Hamdi Usta, kamu kurum müdürleri ilgili yetkililer katıldı. Bingöl Valiliği liderliğinde İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün organizasyonu ile hazırlanan master planı, Fırat Kalkınma Ajansına sunduğu proje, teknik destek programı kapsamında desteklendi. Bingöl Valiliğinden yapılan açıklamada, ’’Bingöl Üniversitesi tarafından oluşturulan bilim kurulunca hazırlanan master planına ilimizdeki ilgili tüm kurum ve kuruluşların katılmasına özen gösterilmiştir. Planda esas olarak ilimizde turizmin sürdürülebilir şekilde geliştirilmesi hedeflenmektedir. Turizm alanında sunulan ürün ve hizmet kalitesinin çeşitlendirilerek geliştirilmesinin hedeflendiği çalışma, Bingöl Valiliği, Bingöl Belediyesi, Bingöl Üniversitesi, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Fırat Kalkınma Ajansı ve Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yürütülmüştür. Bingöl ilimiz, bölgemizde turizm master planına sahip olan tek il durumundadır. 2024 yılı başında başlayan çalışma aynı yıl temmuz ayına kadar devam etmiştir. Bu aşamada ilgili kurumlardan gerekli bilgiler derlenmiş, görüşler alınmış, mevcut planlar incelenmiş, öncelikler belirlenerek gerekli analizler yapılmıştır. Çalışma kapsamında ayrıca geniş katılımlı bir çalıştay düzenlenmiş olup tarafların görüş ve önerileri ile toplumsal bir uzlaşma formatında gerçekleşen Çalıştay Raporu da plana yansıtılmıştır. 2044 yılına kadar yapılacak çalışmaları kapsayan planda 4 ana başlık bulunmaktadır, 1 Bingöl turizm çeşitliliklerinin yaygınlaştırılması 2 mevcut ve potansiyel turizm noktalarının alt ve üst yapı ihtiyaçlarının giderilmesi 3 tanıtım ve destinasyon çalışmalarının geliştirilmesi, 4 sürdürülebilir turizm Bu başlıklar altında 32 stratejik hedef belirlenmiştir. Bu stratejik amaçlar çerçevesinde 5 başlık altında özetlenen bir eylem planı oluşturulmuştur kış turizmi: 8 eylem, 23 faaliyet, termal turizm 4 eylem, 6 faaliyet, eko turizm 6 eylem, 18 faaliyet, gastronomi turizmi 3 eylem, 9 faaliyet, kültür turizmi 13 eylem, 35 faaliyet olmak üzere kış, termal, eko, gastronomi ve kültür turizmi başlıklarında 34 eylem, 91 faaliyet belirlenmiştir. Belirlenen başlık ve eylemler ‘kısa, orta ve uzun’ vadeye yayılmış olup ‘yüksek, orta ve düşük’ öncelik seviyesine göre sıralanmıştır. Belirlenen eylemleri üstlenecek ve işbirliği yapılacak kurum ve kuruluşların da belirlendiği plan sektörde yol güzergahını çizmiş bulunmaktadır. Özetle master plan ile 2044 yılına kadar yapılacak çalışma ve yatırımlarla ilimizin turizm potansiyelinin planlı şekilde hayata geçirilmesi ve istihdam ve gelişmeye katkı sunarak toplumsal refahı artırması hedeflenmiştir’’ denildi.
Trabzon Trabzon Uluslararası Sağlık Zirvesi’ne hazırlanıyor Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) ile Avrupa Trabzon Dernekler Federasyonu (ATDF) arasında “Uluslararası Sağlık Zirvesi” kapsamında iş birliği protokolü imzalandı. Protokol imza törenine DOKA Genel Sekreteri Kemal Akpınar ile ATDF Trabzon Temsilcisi Şeyda Özgenç Yılmaz katıldı. İmzalanan protokol ile ilgili bilgi veren Avrupa Trabzon Dernekleri Federasyon Trabzon Temsilcisi Şeyda Özgenç Yılmaz “Karadeniz bölgesinde bulunan kamu, sektör, özel sektör ve akademiden sağlık yöneticileriyle sektöre ürün ve hizmet sağlayan tüm firma yetkililerini, ulusal ve uluslararası önemli aktörlerini bir araya getiren ve sağlık alanında inovatif çözümlere katkı sağlamayı hedefleyen bir etkinliktir. Gerçekleştireceğimiz bu zirve ile bölgede var olan sağlık hizmetlerinin kalitesinin artırılarak, uluslararası tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin yaygınlaştırılmasını amaçlamaktayız” dedi. DOKA Genel Sekreteri Kemal Akpınar ise “İş birliği protokolümüzü imzaladık. Hayırlı ve uğurlu olsun. Sağlık Sektörü kapsamında bundan önceki yıllarda yapılan çalışmalar neticesinde ilimizde gerçekleştirilecek zirve kentimiz için büyük anlam kazandırıyor. İmzaladığımız bu protokolle birlikte ülkemizde önemli sağlık altyapısına sahip olan şehrimizde sağlık turizmini geliştirmeyi ve desteklemeyi hedefliyoruz” diye konuştu. Öte yandan zirvenin 2025 yılı içerisinde düzenleneceği ancak tarihin henüz netleşmediği öğrenildi.