ASAYİŞ - 14 Eylül 2024 Cumartesi 08:44

Sinop’ta iki otomobil kafa kafaya çarpıştı: 3 ölü, 4 yaralı

A
A
A

Sinop’ta iki otomobilin kafa kafaya çarpıştığı kazada 3 kişi hayatını kaybetti, 4 kişi yaralandı.

Kaza, Boyabat-Saraydüzü yolu Aşağı Akpınar köyü mevkisinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Orhan Gökçe’nin kullandığı 19 BK 518 plakalı otomobil ile sürücüsü tespit edilemeyen 34 CDJ 509 plakalı otomobil kafa kafaya çarpıştı. Kazada Naci Gökçe, Sati Gökçe ve 34 CDJ 509 plakalı araç sürücüsü olay yerinde hayatını kaybetti, Cemile Ö, Orhan G, Kezban Yağmur G, ve Şerife Ş. yaralandı. Yaralılar, sağlık ekipleri tarafından Boyabat 75. Yıl Devlet Hastanesine kaldırıldı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Osman Aksu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Kasapoğlu, Varşova’da NATO toplantısına katıldı Polonya’nın başkenti Varşova’da NATO toplantısına katılan önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Dr. Mehmet Kasapoğlu, "Ukrayna’daki savaşın Karadeniz’e yayılmasına engel olmak için elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğiz" dedi. Önceki Dönem Gençlik ve Spor Bakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Dr. Mehmet Kasapoğlu, NATO PA 106. Rose-Roth Semineri Ekonomi ve Güvenlik Komisyonu & Savunma ve Güvenlik Komisyonu Ortak Toplantısı’na katılmak üzere gittiği Polonya’nın başkenti Varşova’dan yurda döndü. NATO PA 106. Rose-Roth Semineri’nde "Washington Zirvesi Sonrasında NATO’nun Caydırıcılığı ve Savunması: Doğu Kanadının Güçlendirilmesi", "Ukrayna’ya Verilecek Destekler", "Doğu Komşuları ve Avrupa Güvenliğinin Geleceği", "Belarus ve Baltık Denizi Bölgesi ve Otokrasiyle Yüzleşmek: Demokratik Mukavametin Güçlendirilmesi" konuları ele alındı. Gerçekleşen toplantılarda Kasapoğlu, Türkiye’nin demokrasiye bağlılığı başta olmak üzere Türkiye’nin Ukrayna savaşındaki tutumu, Karadeniz’in Güvenliği ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Avrupa güvenliğinin geleceği ve demokratik mukavemet konularında Türkiye’nin önemine ve gerçekleştirdiği faaliyetlere değindi. Karadeniz’de savaşın engellenmesinde Türkiye’nin izlediği politikaya vurgu yapan Kasapoğlu, “Karadeniz, 1936 Montrö Sözleşmesi ve Türkiye’nin bunu uygulaması ile kurulan hassas denge sayesinde son yüzyılda askeri çatışma ve gerginlik denizi olmamıştır. Sözleşme, Karadeniz güvenliği çerçevesinde temel bir unsurdur. Türkiye 80 yılı aşkın bir süredir 1936 Montrö Sözleşmesi’ne harfiyen uymaktadır. Rusya-Ukrayna savaşı başladığından beri Karadeniz’de gerilimin yükselmesine engel olmak için elimizden geleni yapıyoruz. Ukrayna’daki savaşın, mümkün olduğunca Karadeniz’e yayılmaması için gayret göstermeye devam edeceğiz. Savaşın artık son bulmasını ve bölgede artık barışın tesis edilmesini arzu ediyoruz. Türkiye’nin bu konudaki kararlı tavrı devam edecektir. Tüm süreçleri bugüne kadar nasıl hassasiyetle yürüttüysek, aynı şekilde sürdüreceğiz” dedi. "Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosu, demokrasimizin gücünün ve mukavemetinin bir sembolüdür" Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosu’nun demokrasinin sembolü olduğunu belirten Kasapoğlu, “Çok çeşitli siyasi görüşlere ev sahipliği yapıyor olmak parlamentomuzun bir geleneğidir. Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosu; demokrasimizin gücünün ve mukavemetinin de en önemli sembollerindendir. Demokrasimiz, 15 Temmuz 2016’daki menfur darbe girişimi gibi pek çok iç ve dış müdahalelere maruz kalmış, ancak hepsini milletimizin dik ve sağlam duruşuyla bertaraf ederek daha da güçlenmiş ve bugünlere gelmiştir. Milletimiz; demokrasi, özgürlük ve vatanın bütünlüğü için iradesini her daim ortaya koymuştur ve koymaya devam etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin, demokrasisini koruma ve yarınlara en güçlü şekilde ulaştırma noktasındaki kararlılığı azalmadan sürmektedir. Türkiye, dünya çapında demokrasiyi güçlendirmek için de çabalarını büyütmeye ve tüm ortaklarıyla işbirliği yapmaya hazırdır” dedi.
Samsun Kumar bağımlılığında intihar riski Psikiyatri Uzmanı Dr. Aysu Yakın Olgun, “Tıpkı ağır ruhsal hastalıklarda olduğu gibi, kumar oynama bağımlılığında da intihar riski artmıştır. Bu sebeplerle, tedavi yaklaşımı büyük önem taşımaktadır. Günümüzde tedavi seçenekleri arasında ilaç tedavisi bulunmakla birlikte, bilişsel davranışçı terapi ve motivasyonel görüşme gibi psikoterapilerle desteklenmesi gerekmektedir” dedi. VM Medical Park Samsun Hastanesi’nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Aysu Yakın Olgun, kumar bağımlılığı hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Kumar oynama bağımlılığının; madde, alkol ve çevrimiçi oyun bağımlılıkları gibi beyinde benzer devreler üzerinden gelişen bir çeşit bağımlılık olduğunu belirten Uzm. Dr. Aysu Yakın Olgun, “Bu bağımlılık için belirlenmiş tanı ölçütlerini şunlardır; düzensiz kumar oynama, kumar oynamaya sıkça zaman ayırma, giderek daha fazla parayla kumar oynama ihtiyacı, kumar oynamayı bırakma sırasında huzursuzluk hissetme ve bu durumu kontrol etmekte başarısız olma, kumarın iş, okul, ev gibi yaşamın temel alanlarını etkilemesi, keyifsiz ruh halinden kaçmak için kumar oynama, kumar kayıplarını tekrar kumarla telafi etmeye çalışma, önemli ilişkilerde kumar yüzünden sorunlar yaşama ve başkalarına güvenme” ifadelerine yer verdi. “Erkeklerde yasa dışı eylemlerde bulunma eğilimi daha yüksek” Erkek cinsiyet, genç yaş, düşük sosyoekonomik durum, erken yaşta kumar oynamaya başlama, ek bir psikiyatrik hastalık tanısının varlığı, olumsuz çocukluk yaşantıları ve ailede benzer bağımlılık öyküsünün kumar oynama bağımlılığıyla ilişkili risk faktörleri arasında yer aldığını söyleyen Uzm. Dr. Olgun, “Erkeklerde stratejik veya yüz yüze kumar oyunlarına (örneğin poker) yönelme ve yasa dışı eylemlerde bulunma eğilimi daha yüksektir. Kadınlarda ise daha az kişilerarası oyunlar ve stratejik olmayan oyunlar (örneğin slot makineleri) tercih edilmekte ve kişisel sorunlardan kaçmak amacıyla kumar oynandığı bildirilmektedir” şeklinde konuştu. “Birçok psikiyatrik hastalıkla birlikte görülebilir” Kumar oynama bağımlılığının dürtü kontrol bozuklukları, duygudurum bozuklukları, anksiyete bozuklukları ve kişilik bozuklukları gibi çeşitli psikiyatrik hastalıklarla birlikte görülebildiğini belirten Uzm. Dr. Olgun, “Bu bağımlılığın gelişiminde, psikiyatrik hastalıklarda görülen uygunsuz başa çıkma mekanizmalarının etkili olduğu düşünülmektedir” dedi. “Kişi kazanma şansını kontrol ettiğini sanır” Kumar oynama bağımlılığının yerleşip sürmesine neden olan, “kontrol yanılsaması” ve “kumarbazın yanılgısı” şeklinde tanımlanan iki önemli faktör bulunduğunu ifade eden Uzm. Dr. Olgun, “Kumar oynayan kişi, tamamen tesadüfe bağlı olan kazanma durumunu, alakasız ve mantıksız kurallarla sağladığına inanır. Örneğin, şanslı piyango numaraları seçmek veya spor bahislerinde rehber kullanmak gibi yöntemlerle kazanma şansını kontrol ettiğini düşünür. Yenilgiler ise bu kontrol hissini azaltmaz. Bu tür çarpıtılmış düşüncelerin, kumar oynama bağımlılığının iyileşmesini zorlaştırdığı için, psikoterapilerle ele alınması gerekmektedir” diye konuştu. “Tedaviye başvurmayı engelleyen faktörler” Kumar oynama bağımlılığında kişilerin yaşadığı utanma, damgalanma korkusu, sorunu kabul etmekte yaşanan zorluklar, tedavi maliyeti ve zamanla ilgili kaygılar gibi etmenlerin tedaviye başvurmanın önünde önemli engeller oluşturduğunu belirten Uzm. Dr. Olgun, “Tıpkı ağır ruhsal hastalıklarda olduğu gibi, kumar oynama bağımlılığında da intihar riski artmıştır. Bu sebeplerle, tedavi yaklaşımı büyük önem taşımaktadır. Günümüzde tedavi seçenekleri arasında ilaç tedavisi bulunmakla birlikte, bilişsel davranışçı terapi ve motivasyonel görüşme gibi psikoterapilerle desteklenmesi gerekmektedir” dedi. “Sanal kumar uygulamalarının yaygınlaşması tehlikeyi artırdı” Artan sanal kumar uygulamalarıyla kumar oynama bağımlılığı daha fazla gündeme geldiğini söyleyen Uzm. Dr. Olgun, açıklamasını şöyle tamamladı: “Kolay ulaşılabilirlik ve hızlı sonuçlar, bu sorunun daha da yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Hayatımızın cep telefonları olmadan neredeyse düşünülemediği günümüzde, kumar oynama uygulamalarından uzak durmak giderek zorlaşmaktadır. Bu nedenle, kumar oynama bağımlılığını tanımak ve sorun yaşanıyorsa profesyonel yardım almak oldukça önemlidir.”
Edirne Keşan’da çeltik hasadı başladı Edirne’nin Keşan ilçesinde ilk çeltik hasadı başladı. Keşan ilçesine bağlı Kılıçköy’de çeltik ektiği arazilerde hasada başlayan çeltik üreticisi Mehmet Emin Meriç, hasadın tüm üreticilere hayırlı ve bereketli olmasını diledi. Üreticilerin aylardır gözleri gibi baktıkları çeltik ürününde emeklerinin karşılığını almanın zamanının geldiğini kaydeden Meriç, “Bismillahirrahmanirrahim diyerek çeltik hasadına başladık. İnşallah hedeflediğimiz noktalara geliriz. Fiyatlar maalesef beklediğimiz doğrultuda oluşmadı. Orta tanedeki 65 randımanlı çeltiğin 25 TL fiyatlı çeltiğin maliyeti, dekarda ortalama 750 kilo verim hesabımız tutar ise dekarında 2 bin TL gibi bir zarar görünüyor” dedi. “750 kilo ile 800 kilo arasında değişebilir” Mehmet Emin Meriç, verim konuşmak için henüz erken olsa da ekili alanlarda yapılan incelemelerde, dekardan 750 ile 800 kilogram arasında bir verim beklentisi oluştuğunu ifade ederek, “Beklentimiz bu düzeyde ama maliyetlerdeki yükseliş kazancın önüne geçiyor. İnşallah verim ve kalite beklentilerin üzerine çıkar ve öyle de devam eder. İcar fiyatları daha şimdiden 10 bin TL’nin üzerinde seyrediyor. Su ve ilaç maliyetleri çeltik üretiminin önemli gider kalemleri ve gelecek yıl ne olacak bilmiyoruz. Malımızı alınca seviniyoruz. Rakamları gördüğümüz zaman da aslında sevinmemiz lazım. İnşallah desteklemeler vaktinde ödenir ve zararımızı kurtarmış oluruz. Tekrardan tüm çiftçilerimize hayırlı olsun” diye konuştu.
Mardin Mardin’de 19 Eylül Gaziler Günü kutlandı 19 Eylül Gaziler Günü, Mardin Valiliği önündeki Atatürk büstüne çelenk sunulma ve kortaj yürüyüşü ile kutlandı. Mardin Valisi Tuncay Akkoyun, 19 Eylül Gaziler Günü etkinlikleri çerçevesinde hükümet konağı önünde düzenlenen törene katıldı. Törende, valilik adına çelengi Vali Tuncay Akkoyun, Gaziler Derneği adına ise Türkiye Muharip Gaziler Derneği Mardin Şube Başkanı Mehmet Akpulat, Füze Tugay Komutanı Tuğgeneral Murat Yalbır sundu. Çelenk sunulması ile başlayan tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı eşliğinde devam etti. Mardin Muharip Gaziler Derneği adına günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yapan Ali Candemir, “Türk’ün Anadolu’daki bin yıllık varlığını sona erdirmek isteyen emperyalist güçler 1. Dünya Savaşı sonunda ülkemizi dört yandan işgal ettiler. Bu işgalle yetinmeyip vatanımızı parçalamayı amaçlayan Sevr anlaşması ülkemize zorla kabul ettirmek üzere yunan ordusunu 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’e çıkardılar. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türk ordusu Yunan ordusunu Polatlı yakınlarında Sakarya’da 22 gün 22 gece süren dünyanın en uzun ve en kanlı meydan muharebelerinde yenerek bozguna uğrattı. Çareyi kaçmakta bulan Yunan ordusu bir sene sonra Dumlupınar‘da aynı akıbete uğratırarak 9 Eylül 1922’de topraklarımızdan tamamen atıldı. Böylece Yunanlıların küçük Asya hayallerini Ege’nin serin sularında son buldu. Sakarya Meydan Muharebesi Türk’ün ateşli imtihanını, milletimizin ölüm kalım mücadelesi olmuştur. Sakarya Meydan Muharebesi yaklaşık 238 yıl Avrupa’dan geri çekilen Türk Ordusunun son savunma savaşı olmuştur. Sakarya Meydan Muharebesi Kurtuluş Savaşı’nın seyrini ve kaderini değiştirmiş, kısacası Anadolu’nun düşman işgalinden kurtuluşu için bir kırılmadır. Sakarya Meydan Muharebesi esnasında başkomutan Mustafa Kemal Atatürk gözüm Sakarya’da kulağım inebolu‘da diyerek Türk analarının taşıyıp cephanedeki askere ulaştırmak için İnebolu üzerinden gelecek cephanenin ne kadar önemli olduğunu belirtmiş, Mehmeti cephede olan bağrıyanık anaların desteği sonsuz olmuştur. Sakarya Meydan Muharebesinin kazanılmasından sonra Türk milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi 19 Eylül 1921 tarihinde bu emsalsiz zaferin anısına zaferin mimari başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’e gazi unvan ve mareşal rütbesi tevcih etmiştir. Üzerinde yaşadığımız toprakların bizler için vatana dönüşmesi bayrağımızın özgürce dalgalanması şehitlerimizin ve gazilerimizin emsalsiz fedakarlıkların eseridir. Tarihin her döneminde hür yaşamayı bağımsızlık ve istiklalini canı pahasına korumayı ilke edinen aziz milletimiz burada şehit ve gazi olmayı büyük bir onur ve gurur kaynağı saymıştır. Aziz milletimizin asırlardır Anadolu toprakları üzerinde verdiği varoluş mücadelesinin şifresi ölürsem şehit kalırsam gazi demeleridir” ifadelerini kullandı.