SAĞLIK
Uzmanından uyarı: “Hipofiz tümörleri burundan kapalı yöntemle ameliyat edilebilir” 23 Eylül 2024 Pazartesi - 11:49:25 Liv Hospital Ankara Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi İbrahim Ekici, önceleri açık ameliyat şeklinde yapılan hipofiz tümörü ameliyatının gelişen endoskopi ve navigasyon gibi teknoloji sayesinde burundan kapalı yöntemle ameliyat edilebildiğini ifade etti. Günümüzde tanı yöntemlerinin giderek artması ve gelişmesi sayesinde, hipofiz tümörünü tespit etme sıklığının da arttığını belirten Liv Hospital Ankara Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi İbrahim Ekici, güncel tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirmede bulundu. Tedavi yöntemlerindeki gelişmelerle birlikte hipofiz tümörleriyle mücadelede çok başarılı sonuçların alınmakta olduğunu aktaran Dr. Öğr. Üyesi Ekici, “Bu tümörler için çeşitli tedavi yöntemleri geliştirilmiş, özellikle endoskopi ve navigasyon gibi teknolojilerin her geçen gün ilerlemesi sonucu, önceleri açık şekilde yapılan ameliyatlar günümüzde kapalı yöntemlerle yapılabilir hale gelmiştir” diye konuştu. “Hormon bozukluklarına ve görme kayıplarına neden olabilir” Hipofiz bezinin vücudumuzun hormonlarının yönetildiği beyin merkezi olmasının yanı sıra göz sinirlerine ve beyni besleyen ana damara komşuluğu ile önem arz ettiğinin altını çizen Ekici, “Hipofiz bezinde oluşan tümörler, hormon bozukluklarına ve görme kayıplarına neden olabilir. Hipofiz tümörleri her yaş grubunda görülebilmektedir. Görülme sıklığında erkek ve kadın cinsiyeti açısından çok büyük fark yoktur” ifadelerini kullandı. “Kalp ritim problemleri, kilo problemleri, el, ayak ve yüz bölgesinde büyüme görülebilir” Hipofiz tümörlerinin hormon bozuklukları yaparak bazı semptomlara sebep olabileceğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Ekici, bunları şöyle sıraladı: “Büyüme hormonu artışına bağlı el, ayak, burun ve yüz bölgesinde büyüme, aşırı horlama, nefes problemleri, baş ağrısı ve kalp büyümesi gibi problemler olabilir. Süt hormonu (prolaktin) artışına bağlı kadınlarda mens (adet) düzensizlikleri, mens olamama, memeden süt gelmesi; erkeklerde cinsel isteksizlik, ereksiyon problemleri, meme dokusunda büyüme gözlenebilir. Tiroit hormonu değişikliklerine bağlı kalp ritim problemleri, aşırı terleme, kilo alma ve verme sorunu ortaya çıkabilir. Kortizol hormonu bozukluklarına bağlı kilo alma, kıllanma artışı, cilt bulguları ve yüzde ödem görünümü olabilir. Aşırı su içme isteği, aşırı idrara çıkma isteği görülebilir.” “Hayatı tehdit eden metabolik acil durumlar oluşabilir” Hipofiz tümörünün aşırı büyümesi ve içine kanama olması sonucu hayatı tehdit eden metabolik acil durumların da oluşabileceğine dikkat çeken Ekici, “Bununla birlikte bilinç bozukluğu gelişebilir. Tümör büyüyünce göz sinirine baskı yaparak ciddi ve ilerleyici görme kayıplarına yol açabilir; göz kapağında düşme, çift görme gibi durumların oluşabilir” dedi. Tedavide kullanılan yöntemler Hipofiz bezi bölgesinde bulunan tümörlerin tedavisinde kullanılan yöntemler ve ameliyat tekniği ile ilgili bilgi veren Dr. Öğr. Üyesi Ekici, “Kafa tabanı ve hipofiz bezi bölgesinde yerleşmiş tümörlerin tedavisinde en sık kullanılan yöntem endoskopik yöntemdir. Genel anestezi altında ameliyatlar ortalama 1,5-2 saat sürmektedir. Bu süre bir beyin ameliyatı için beklenenden daha kısa bir süredir” şeklinde konuştu. Dr. Öğr. Üyesi Ekici, endoskopi kullanımı ile ameliyat bölgesinin büyük bir ekranda, geniş açıyla görülerek işlem yapılmasının avantaj olduğunu ve bu avantajın elde edilmesi için cerrahi tecrübe, iyi bir eğitim yüksek vaka sayısı ve el yatkınlığına sahip olmak gerektiğini aktardı. “Endoskopik kapalı yöntem, kozmetik açıdan da konforlu bir cerrahi yöntem” Burundan yapılan endoskopik kapalı yöntem sayesinde hastaların kozmetik açıdan konforlu bir ameliyat geçirmesinin yanı sıra hastanede kalış ve iyileşme zamanının da kısa ve hızlı olmasının sağlandığını vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Ekici, “Hastalarımız taburcu olurken hiç beyin ameliyatı olmamış gibi bir görünüm ile evlerine gitmektedir. Böylece hastalar, beyin ameliyatı olmanın oluşturduğu stresi de en az seviyede yaşamaktadır” şeklinde konuştu. “Takip ve tedavide klinik ve ekip çalışması önemli” Hipofiz bezi tümörü bulunan hastaların takip ve tedavisinde klinik ve ekip çalışmasının da çok önemli olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Ekici, özellikle ameliyat günü ve sonrası dönemde hastaların nörolojik ve metabolik takiplerinin hassasiyetle yapılması gerektiğinin altını çizdi. Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Ekici, tümör yerleşimi anatomik olarak zorlu ve hassas hastaların da burundan kapalı yöntemle ameliyat edilerek tedavi edilebildiğini sözlerine ekledi.
23 Eylül 2024 Pazartesi - 11:45 Medical Point, ‘İşaret Dili’ eğitimi ile engelleri aştı İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Medical Point Hastanesi çalışanları 23-29 Eylül İşitme Engellileri Haftası nedeniyle, eğitmen ve çevirmen Melek Uslular ile Özlem Özer’den işaret dili eğitimi aldı. Eğitimde, işitme engelli bireylerle iletişim kurmanın yolları da paylaşıldı. İEÜ Medical Point Hastanesi, 23-29 Eylül İşitme Engellileri Haftası kapsamında önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Türk İşaret Dili Eğitmen ve Çevirmenleri Melek Uslular ve Özlem Özer’in katılımıyla, toplumsal farkındalığı artırmak amacıyla işaret dili eğitimi düzenlendi. Eğitime, hastanenin çalışanları ve yöneticileri katıldı. Çalışanlar, 2 saatlik eğitim boyunca işaret dili alfabesini öğrendi. Etkinliğin sonunda, tüm çalışanlar işaret dili alfabesi ile isimlerini yazdı. Küçük bir adım büyük değişim Eğitimde, işitme engelli bireylerle daha iyi ve etkin iletişim kurmanın yolları da aktarıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Türk İşaret Dili Eğitmen ve Çevirmen Melek Uslular, “İşaret dili, işitme engelliler ve sağırlarla iletişim kurmanın en temel yollarından biridir. Ancak, bu dil yalnızca işitme engellilere değil, toplumun tamamına hitap eden bir iletişim aracıdır. İşaret dilinin yaygınlaşması, işitme engellilerin topluma daha aktif katılımını sağlar. Toplumsal farkındalık, işaret dilini öğrenmek ve kullanmakla başlar. Hepimiz, küçük adımlarla büyük değişimlerin önünü açabiliriz.” dedi. Eşit bir toplum İzmir Büyükşehir Belediyesi Türk İşaret Dili Eğitmen ve Çevirmen Özlem Özer de, “İşitme engelliler ve sağırlarla etkili iletişim kurmak, işaret dilini öğrenmekle mümkündür. Bu sadece bir beceri edinmek değil, aynı zamanda erişilebilir ve eşitlikçi bir toplum oluşturmanın bir parçasıdır. Herkesin işaret dili öğrenmesi, iletişim hakkını güvence altına alır ve toplumsal bütünlüğü sağlar. İşaret dili, herkesin eşit ve bağımsız bir iletişim kurması için gerekli bir araçtır. Bizler, bu dilin yaygınlaşmasıyla, engellilerin tam katılımını destekleyen bir toplum için mücadele etmeliyiz." diye konuştu
23 Eylül 2024 Pazartesi - 10:42 Kızılay’dan Amasya Üniversitesi’ne gümüş madalya Türk Kızılay tarafından ihtiyaç olan kan ve kan ürünlerinin karşılanmasına destekten dolayı Amasya Üniversitesi’ne kurumsal kan bağışçısı gümüş madalyası verildi. Türkiye Kızılay Amasya Şube Başkanı Mahmut Albayrak ile Amasya Kızılay Kan Bağış Merkezi Doktoru Bayram Çelik’in elinden madalya, berat ve plaket alan Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi, bütün öğrenci ve personelini 156 yıldır en zor şartlarda insanlığın hizmetinde olan Türk Kızılay’ına bağışı yapmaya davet etti. Türk Kızılay tarafından yürütülen kan bağışı çalışmalarında bireysel bağışçılar kadar kurumsal bağışçıların önemi çok büyük olduğunu belirten Türkiye Kızılay Derneği Amasya Şube Başkanı Albayrak, “Yıl içinde bin ile bin500 ünite arası kan bağışı yapan kurumlara bağış madalyaları takdim edilmektedir. Rektörlüğe bağlı fakülteler, yüksekokullar ve idari birimler olarak yapılan kan bağışı çalışmaları neticesinde Amasya Üniversitesi kurumsal gümüş madalya almaya hak kazandı. Amasya Üniversitesi, Türk Kızılay’ı aracılığıyla kampüslerinde düzenli kan bağışı kampanyaları yürüterek ülkemizin ihtiyacı olan kan ve kan ürünlerinin karşılanmasına büyük destek sağladı” diye konuştu. Programda Üniversite Genel Sekreteri ve Türkiye Kızılay Derneği Amasya Şube Başkan Yardımcısı Osman Akbaş ile Kızılay Kan Bağışçısı Kazanım Uzmanı Umut Köksal da yer aldı.
Başkan Büyükkılıç’ın ağabeyi 30 milyon TL’lik Alzheimer Projesi’nin yapımını üstlendi
03 Eylül 2024 Salı - 13:12 Başkan Büyükkılıç’ın ağabeyi 30 milyon TL’lik Alzheimer Projesi’nin yapımını üstlendi Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın Kayseri’yi kazandırmayı planladığı 30 milyon TL maliyetli Türkiye’nin en modern ve donanımlı Alzheimer Merkezi’nin yapımını ağabeyi Ramazan Büyükkılıç üstlendi. Başkan Büyükkılıç ile hayırsever Ramazan Büyükkılıç arasındaki protokol, Türkiye Alzheimer Derneği Kayseri Şube Başkanı Doç. Dr. Murat Gültekin’in de katılımıyla imzalandı. Göreve geldiği ilk günden bu yana ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ felsefesini yerel yönetim hizmetlerinde düstur edinen Başkan Büyükkılıç, insan ve sağlık odaklı, Türkiye’ye örnek olacak bir projeyi daha hayata geçiriyor. Bu kapsamda, Büyükkılıç’ın ‘Yeni 5 Yıl’ projeleri arasında yer alan, en anlamlı yatırımlardan biri olarak değerlendirilen, Alzheimer Merkezi’nin yapımına ilişkin protokol imzalandı. Başkanlık makamında gerçekleşen protokol imza törenine, Başkan Büyükkılıç’ın yanı sıra ağabeyi, hayırsever Ramazan Büyükkılıç ve Türkiye Alzheimer Derneği Kayseri Şube Başkanı Doç. Dr. Murat Gültekin ve dernek üyeleri katıldı. “Ağabeyimin hayırseverliği ile onur, gurur duyduğumu belirtmek isterim” Başkan Büyükkılıç, ağabeyi Ramazan Büyükkılıç’ın hayırseverliğinden dolayı onur ve gurur duyduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: “Değerli büyüğüm, ağabeyim, Ramazan Büyükkılıç’a, hayırseverliği ile on binlerce yetiştirdiği eğitim ordusundaki öğrencileri ile onur duyduğumu, gurur duyduğumu belirtmek isterim. Kayseri’mizde sağlık ocağı ile yapmış olduğu Ramazan Büyükkılıç ilköğretim okulu ile şimdi de bir başka hayırseverlik hizmetine imzasını atıyor inşallah. Toplumumuz için çok önem arz eden Alzheimer Merkezi. Bu açıdan müsaade ederse kendisinin hem ağabeyim olarak, hem büyüğüm olarak, hem de hayırsever özelliği ile öpmek istiyorum. Sonrasında da değerli dernek başkanımızın huzurları ile imzamızı atacağız.” “Eylül’ün 21’i, Cumartesi günü temeli atacağız. 1 senede de bitireceğimize inanıyorum” Başkan Büyükkılıç projede, Eylül ayının 21’i, Cumartesi günü temeli atacaklarını, 1 senede de bitireceklerine inandıklarını söyleyerek, “Bu proje ile ilgili çok değerli valimizin ve Aile Sosyal Politikalar il müdürümüzün de bilgileri ve imzada yerleri var. Onlar da süreç tamamlanınca inşallah imzalarını atacaklar ve böylece bu mecliste bağışı ile ilgili gerekli çalışmayı yapacağız. Eylül’ün 21’i, Cumartesi günü de Allah’ın izniyle temeli atacağız. 1 senede de bitireceğimize inanıyorum. Ben bu süreçte anlayışla yaklaşan tüm evlatlarına kamuoyunun huzurunda özellikle teşekkür ediyor, yeğenlerimi bağrıma basıyorum. Cenab-ı Allah onlardan razı olsun. Onların anlayışı, çok değerli yengemin desteği ve değerli büyüğümün de kararıyla bu besmeleyi çekip, hayırlı işe imzayı atıyoruz. Sosyal içerikli bu projeyi çok önemediğimizi buradan paylaşmak istiyorum bir nörolog doktor başkan olarak ben de. Ayrıca ellerinden öpüyorum, iyi ki varsın değerli büyüğüm, kıymetli ağabeyim diyorum” ifadelerinde bulundu. “Sayın başkanıma ‘böyle bir düşüncem var, siz ne dersiniz’ dedim. o da ‘memnuniyetle’ dedi” Hayırsever Ramazan Büyükkılıç ise Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç’ın da desteği ve gayreti ile bu projeyi hayata geçirmek için girişimde bulunduklarını ifade ederek, “Bu hizmeti yapmak için çok düşündüm. Kendi kendime bu işin yapılması için ‘ne yaparım, nasıl ederim’ diye ben de. Sayın başkanıma ‘böyle bir düşüncem var, siz ne dersiniz’ dedim. O da ‘memnuniyetle, Kayseri’de en büyük bir ihtiyaç. Böyle bir tesise ihtiyaç var’ dedi. Kendisi de sağ olsun çok büyük gayretler gösterdi. Bu işe teşebbüs etti. Biz de onun sayesinde bu işe teşebbüs ederek vatana, millete, Kayserili hemşehrilerimize hayırlı, uğurlu olması için bu işi başarmak için harekete geçtik. İnşallah elimizden gelen katkıyı yaparak bu işi başaracağız” diye konuştu. Başkan Büyükkılıç’ın ağabeyi Ramazan Büyükkılıç, eşinin 11 yıldır Alzheimer rahatsızlığı bulunduğunu belirterek, “Damdan düşen damdan düşenin halinden bilir. Biz de damdan düştük, eşim 11 senedir alzheimer. Onun için bundan sonra bu hallere düşeceklerin Rabbil Alemin yardımcısı olsun. Bu müessese de onlara hizmet versin” ifadelerini kullandı. Erciyes Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türkiye Alzheimer Derneği Kayseri Şube Başkanı Doç. Dr. Murat Gültekin de Alzheimer Merkezi’nin Kayseri’de bir ihtiyaç olduğuna ve proje ile büyük bir hizmetin yerine getirilmiş olacağına dikkat çekerek, “Aynı zamanda Türkiye Alzheimer Derneği Kayseri Şube Başkanı olarak çalışıyoruz. Türkiye Alzheimer Derneği’nin 22 tane şubesi var biri de Kayseri de. Kayseri gibi büyük bir şehirde gerçekten eksik olan, yapılması gereken en büyük ihtiyaçlardan biri bu Alzheimer Gündüz Bakım Evi. Bu ihtiyacı yerine getirmek için Memduh Başkanım ve ağabeyi Ramazan Bey bu işe el attılar. İnşallah hayırlara vesile olur. Çok büyük bir hizmeti yerine getirmiş oluyorsunuz. Allah mübarek etsin” şeklinde konuştu. Büyükkılıç da ‘Allah tamamına erdirsin, besmeleyi çekip imzayı atalım’ diyerek protokolü imzaladı. Ramazan Büyükkılıç da en kısa zamanda bitirilmesi temennisinde bulunarak protokole imzasını attı. Türkiye’nin en modern ve donanımlı Alzheimer merkezi olarak hizmete girecek 1500 metrekare kapalı alana sahip olacak merkezde Fizik Tedavi birimleri, tedavi odaları, rehabilitasyon merkezi, çok amaçlı salon, yemekhane, hemşire odası, poliklinik odası, idari birimler yer alacağı, ortak kullanım alanlarının yanında erkekler ve kadınlar için ayrı rehabilitasyon bloklarına sahip olacağı, Türkiye’nin en modern ve donanımlı Alzheimer Merkezi olarak hizmete girecek.
Şırnaklı gencin 15 yıllık mide fıtığı yolculuğu kapalı ameliyat ile son buldu
03 Eylül 2024 Salı - 12:19 Şırnaklı gencin 15 yıllık mide fıtığı yolculuğu kapalı ameliyat ile son buldu 15 yıldır mide şikayeti olan ve 12 yıldır mide koruyucu ilaç kullanmak zorunda kalan genç hasta Şırnak Devlet Hastanesinde yapılan laparoskopi ameliyatla sağlığına kavuştu. Yaklaşık 15 yıldır midede yanma, hazımsızlık, göğüste ağrı olan Halil Aşar, yıllarca birçok doktora gitti. Bir çok ilaç tedavisi kullanmasına rağmen, mide şikayetlerinden kurtulamaması üzerine kontrol için Şırnak Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanları Op. Dr. Serhat Binici ve Op. Dr. İklil Eryılmaz tarafından yapılan detaylı muayene ve tetkiklerde hastanın mide fıtığı olduğu tespit edildi. Mide fıtığı nedeniyle hastanın sağlığına kavuşması için ameliyatı planlandı. Başarılı geçen kapalı ameliyatla mide fıtığı onarılan hasta sağlığına kavuştu. Ameliyat ile ilgili İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulunan Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İklil Eryılmaz, “Yaklaşık 15 yıldır olan bir mide şikayeti. Midede yanma, hazımsızlık, göğüste ağrı şikayetleri ile 12 yıldır da aktif mide koruyucusu kullanan bir hastaydı. Bize bu şikayetler ile başvurdu. Yaptığımız tetkikler sonucu tanı olarak hiatal herni dediğimiz toplumda da mide fıtığı olarak bilinen bir hastalığın teşhisini koyduk. Bu hastalıkta mide karın boşluğunda olması gereken yerde değil, göğüs boşluğuna çıkmış oluyor. Hastada mide ile ilgili hazımsızlık şikayetlerine sebebiyet veriyor. Hastanın ameliyatını laparoskopi (kapalı ameliyat) yöntem ile burada meslektaşım Uzman Dr. Serhat Binici ile beraber gerçekleştirdik. Buda yine Şırnak için ilklerden biri oldu. Hastamızı şifa ile taburcu ettik. Bu ve benzeri şikayetleri olan bütün hastaların bize başvurabilirler. İstanbul, Ankara, Diyarbakır, Van ne ise Şırnak’ın da o seviyeye gelmesini arzu ediyoruz. Bunun için de meslektaşlarım ile beraber ekipçe çaba harcıyoruz” dedi. 15 yıldır mide rahatlığı yaşadığını ve 12 yıldır da kesintisiz bir şekilde mide koruyucu ilaçlar aldığını, birçok doktora gitmesine rağmen hastalığının geçmediğini söyleyen Halil Aşar (32), “Yaklaşık 15 senedir mide problemlerim vardı. Bütün yediklerimden sonra mide yanması, mide ekşimesi, gece uyutmama gibi problemlerim vardı. Birçok kez doktorlara başvuruda bulundum. Sadece ilaç veriyorlardı ve mide koruyucu veriyorlardı. Kullandığım zamanlarda şikayetlerim azalıyordu. Ama ilaçlarım bittiğinde şikayetlerim aynen devam ediyordu. Son 12 senedir mide koruyucu ile idare etmeye çalışıyordum. En son hastanemize başvurdum. Serhat ve İklil hocamız ile tanıştım. Yapılan endoskopi sonucu mide fıtığım olduğu teşhisi konuldu. Bu ameliyatı yapabileceklerini ve şikayetlerimin geçirebileceklerini söylediler. Bende kendilerine güvendim. Kendi memleketime, hastanemize güvendim. Burada ameliyatımı yaptım. Şuan çok şükür iyiyim. Şikayetlerim geçti. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. imkanlarımız gittikçe gelişmektedir” ifadelerini kullandı.
Çocuğunuzu okula hazırlamak için 10 öneri
03 Eylül 2024 Salı - 11:48 Çocuğunuzu okula hazırlamak için 10 öneri Klinik Psikolog Fulda Karaçiçek, ebeveyn tutumunun çocukların eğitim hayatına uyum sürecinde son derecede önemli bir yer tuttuğunu söyledi. Medline Adana Hastanesi’nden Klinik Psikolog Fulda Karaçiçek, başarılı bir okul dönemi için çocukların yeni döneme sağlıklı bir başlangıç yapmasının büyük önem kazandığını belirterek, “Öyle ki çocukların okula mutlu ve keyifli başlamaları tüm eğitim-öğretim hayatlarını olumlu etkiliyor” dedi. Anne-babaların her çocuğun uyum sürecinin birbirinden farklı olduğunun bilinciyle, çocuklarının kişilik yapısına uygun bir yaklaşım sergilenmesi gerektiğini söyleyen Klinik Psikolog Fulda Karaçiçek, “Ebeveynlerin bu konudaki güveni ve sabrı çocuklarına da yansır. Okula başlangıçta yaşanabilecek sorunların doğal ve geçici olduğu unutulmamalı, bu süreçte çocuğa karşı şefkatli, anlayışlı ve destekleyici olunmalıdır” diye konuştu. Psikolog Karaçiçek, anne-babalara yapılabilecekler konusunda 10 öneride bulundu: "1.Okula başlamayı konu edinen kitaplar alın ve bunları çocuğunuzla beraber okuyun. Olumlu bir şekilde biten bu tarz öyküler ona moral verecektir. 2.Dramatik ayrılık sahneleri oluşturmaktan kaçının. Çocuklar ebeveynlerinin kaygılı olduğunu hissederler ve bu kaygı onlara da geçer. 3.Çocuğunuzun okul ve okul hayatı hakkında hayal kurmasını, yeni ortamını ve hayatındaki bu yeniliği merak etmesini teşvik edin. 4.Okul alış-verişini yaparken ve odasını düzenlerken ona seçenekler sunun, fikirlerini alın. Mümkün olanları uygulayın. 5.Eğer isterse, uyum sürecinde en sevdiği oyuncağını okula götürmesine izin vererek kaygısını azaltmasına yardımcı olun. 6.Ağlayan bir çocuğu öylece bırakıp gitmek doğru değildir. Çocuğunuz, sizin kendisini okula bırakıp gitmenize karşı fazla tepkiliyse idarecilerle de konuşarak okuldan adım adım uzaklaşın. 7.Çocuğunuza okul hakkında ayrıntılı bilgiler verin, bütün sorularını cevaplayın. Okulda ne kadar zaman geçireceğini anlayabileceği şekilde, somut örneklerle anlatın. 8.Okula gitmemeyi bir alternatif olarak kabul etmediğinizi, bu konuda gayet kararlı olduğunuzu anlamasını sağlayın. 9.Okula gitmekte kaygı yaşayan çocukla alay edilmemeli, kimseyle kıyaslanma yapılmamalıdır. Tersine, onu anladığınızı söyleyin ve bu duygusunun geçici olduğu konusunda ikna edici konuşmalar yapın. 10.Eve döndüğünde gününün nasıl geçtiğini sorun ancak ısrarcı olmayarak paylaşmak istediği zaman anlatması için zaman tanıyın. Okulla ilgili kaygı uyandıracak sorular sormaktan kaçının".
Depremzede öğrenciler Kızılay’ın Çamkoru Kampı’nda buluştu
03 Eylül 2024 Salı - 11:36 Depremzede öğrenciler Kızılay’ın Çamkoru Kampı’nda buluştu Türk Kızılay, deprem bölgesinden gelen yaklaşık 80 öğrenciyi Ankara Çamkoru’da düzenlediği Gençlik Kampı’nda ağırladı. Türk Kızılay, gençlerin dayanışma ve yardımlaşma duygularını, gönüllülük bilincini ve bireysel yeteneklerini geliştirmek üzere 1936 yılından bu yana düzenlediği gençlik kamplarıyla binlerce gence ulaşıyor. Türkiye’nin dört bir yanından gençlerin ağırlandığı kamplarda son 2 yıldır deprem bölgesinden gelen depremzede öğrencilere öncelik veriliyor. Yaz boyunca İstanbul’da Heybeliada, Ankara’da ise Çamkoru’da düzenlenen farklı temalarda kamplar aracılığıyla katılımcılar, farklı aktivitelere katılarak bireysel ve sosyal farkındalıklarını artırmanın yanında Kızılay’ın ulusal ve uluslararası insani yardım çalışmalarını yakından tanıma imkanı elde ediyor. Bu çerçevesinde 25-31 Ağustos tarihlerinde Çamkoru’da düzenlenen “Tekstil Üretim ve Tasarım” temalı kampa Adana, Adıyaman ve Osmaniye’den yaklaşık 80 depremzede kız öğrenci katıldı. Kamp boyunca el sanatları ve tasarım atölyelerinin yanı sıra afet ve ilk yardım eğitimleri alan öğrenciler, spor, müzik ve drama etkinliklerine katıldı; şehir gezileriyle Anıtkabir ve Millet Kütüphanesi’ni ziyaret etti. Program kapsamında, el işi üretimleriyle kendi markasını kuran ve 436 ev kadınına ulaşan girişimci Dilek Yıldırım da öğrencilerle bir araya geldi. Aynı zamanda Kızılay’ın “Bir Damlacık Hikayesi” projesinde kullanılan kan damlası örgülerinin de tasarımcısı olan Yıldırım, hemşirelikten girişimciliğe uzanan kariyer yolculuğunu paylaşarak öğrencilerin sorularını yanıtladı. “Kampa katılmak girişkenliğimizi artırdı” Kampa Osmaniye’den katılan öğrencilerden Sıdıka İrem Akıncı, “Burada gün boyu aktivite yapıyoruz, bunları bir de sahnede canlandırmak girişkenliğimizi artırdı, çekingenliğimizi azalttı. Kamp ortamımız da güzel, aktivitelerimiz güzel, ağaçlarla dolu, temiz hava, şehirden uzaktayız. Kamp beni mutlu etti, ayrılmak üzücü de olsa. Herkese tavsiye ediyorum” dedi. Kampa Adıyaman’dan katılan Yaren Parlak ise “Kamp beni çok mutlu etti. Okullar açılmadan böyle bir doğa ortamına ihtiyaç var bence. Burada el sanatları, müzik aletleri öğrendik, sahne gösterilerinde yer aldık. Birçok arkadaş edindik ve çok eğlendik. Bittiği için üzülüyorum. Bence herkes buraya gelmeli, hem rahatlamak hem kendini geliştirmek için” dedi.
Kartal’da doktorlar ve hastane personeli, kalp sağlığı için sahaya çıktı
03 Eylül 2024 Salı - 11:35 Kartal’da doktorlar ve hastane personeli, kalp sağlığı için sahaya çıktı Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından, kalp sağlığı konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla futbol turnuvası düzenlendi. Hastanede görevli sağlıkçılar ve diğer hastane personelinin ter döktüğü turnuva, 29 Eylül Dünya Kalp Günü’nde final maçı ile sona erecek. Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından, kalp sağlığına dikkat çekmek ve vatandaşlarda farkındalık oluşturmak amacıyla futbol turnuvası düzenleniyor. ‘Sağlıklı Kalpler’ adıyla düzenlenen turnuvada doktorlar, hemşireler ve diğer hastane personelinden oluşan takımlar sahada ter döküyor. Dün oynanan ilk maçla başlayan turnuva 29 Eylül Dünya Kalp Günü’nde oynanacak final maçı ile sona erecek. Konu ile ilgili açıklama yapan Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Kaan Kırali, “Geleneksel Koşuyolu Futbol Turnuvasının bu sezonki ismini ‘Sağlıklı Kalpler’ koyduk. Amacımız kalp sağlığına dikkat çekmek. Bu şekilde toplumda farkındalık oluşturmayı amaçlıyoruz. Bu sene 9 takımımız yarışacak. Hepsi sezona çok hazır. Yaklaşık 1 ay sürecek bu sezon sonunda Kalp Haftası döneminde final maçını yaparak sonlandıracağız. İnşallah toplumda bir farkındalık uyandırırız. Burada amacımız fiziksel aktivitenin sporun kalp sağlığı açısından ne kadar önemli olduğunu vurgulamak ve farkındalık oluşturmak. Türk toplumu olarak en meraklı olduğumuz spor dalı futbol. Bu nedenle özellikle yaptıkları sporun kalp sağlığı açısından ne kadar faydalı olduğunu hatırlatmak ve insanları teşvik etmeyi amaçlıyoruz” dedi.
Kartal’da doktorlar ve hastane personeli, kalp sağlığı için sahaya çıktı
03 Eylül 2024 Salı - 11:33 Kartal’da doktorlar ve hastane personeli, kalp sağlığı için sahaya çıktı Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından, kalp sağlığı konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla futbol turnuvası düzenlendi. Hastanede görevli sağlıkçılar ve diğer hastane personelinin ter döktüğü turnuva, 29 Eylül Dünya Kalp Günü’nde final maçı ile sona erecek. Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından, kalp sağlığına dikkat çekmek ve vatandaşlarda farkındalık oluşturmak amacıyla futbol turnuvası düzenleniyor. ‘Sağlıklı Kalpler’ adıyla düzenlenen turnuvada doktorlar, hemşireler ve diğer hastane personelinden oluşan takımlar sahada ter döküyor. Dün oynanan ilk maçla başlayan turnuva 29 Eylül Dünya Kalp Günü’nde oynanacak final maçı ile sona erecek. Konu ile ilgili açıklama yapan Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Kaan Kırali, “Geleneksel Koşuyolu Futbol Turnuvasının bu sezonki ismini ‘Sağlıklı Kalpler’ koyduk. Amacımız kalp sağlığına dikkat çekmek. Bu şekilde toplumda farkındalık oluşturmayı amaçlıyoruz. Bu sene 9 takımımız yarışacak. Hepsi sezona çok hazır. Yaklaşık 1 ay sürecek bu sezon sonunda Kalp Haftası döneminde final maçını yaparak sonlandıracağız. İnşallah toplumda bir farkındalık uyandırırız. Burada amacımız fiziksel aktivitenin sporun kalp sağlığı açısından ne kadar önemli olduğunu vurgulamak ve farkındalık oluşturmak. Türk toplumu olarak en meraklı olduğumuz spor dalı futbol. Bu nedenle özellikle yaptıkları sporun kalp sağlığı açısından ne kadar faydalı olduğunu hatırlatmak ve insanları teşvik etmeyi amaçlıyoruz” dedi.
Göz sağlığı çocukların okul başarısını etkiliyor
03 Eylül 2024 Salı - 11:28 Göz sağlığı çocukların okul başarısını etkiliyor Yeni eğitim dönemi başlamadan öğrencilerin göz muayenesi olması gerektiğini belirten Medicana Sağlık Grubu Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mustafa Oğuztöreli, “Öğrenci tahtada yazıları okuyamayınca başka yerlere bakıyor. Bu da okul başarısını etkiliyor hatta dikkat eksikliği ve hiperaktivite var sanılıyor” dedi. Göz sağlının okul çağındaki çocuklarda başarıyı etkileyen önemli bir konu olduğunu belirten Medicana International İzmir Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mustafa Oğuztöreli, “Çocuk derste oturduğu yerden, tahtadaki yazıları okuyamayınca önüne bakıyor, dersi anlamakta güçlük çekiyor ve bu da dikkatini dağıtıyor. Bu durumda görme bozukluğu atlanır, göz doktoruna başvurulmazsa çocuk dersi anlamadığını, ailesi de dikkat eksikliği var sanılıyor, psikolojik açıdan başka sorunlar araştırılıyor” dedi. Bebeklikten itibaren takip edilmeli Oğuztöreli, göz sağlığının yenidoğan döneminden itibaren sıkı takip edilmesi gereken önemine değinerek, bebeklerin ilk ay, 3’ncü ve 6’ncı ayda göz doktoru tarafından muayene edilmesi gerektiğini, göz yaşı kanal tıkanıklığı, şaşılık gibi problemler varsa müdahale edilebileceğini söyledi. Herhangi bir göz sorunu yoksa 3 yaşından itibaren her çocuğun yılda bir göz kontrolünden geçmesi gerektiğini belirten Oğuztöreli, eğer gözde görme ya da başka bir sorun tespit edilirse 6 ayda bir düzenli kontrollerin şart olduğunu söyledi. Gizli şaşılığa dikkat Çocuklarda şaşılığın, erken yaşta fark edildiğinde tedavisinin kolay olduğuna dikkati çeken hekim, şu bilgileri verdi: “Şaşılık çoğu zaman, hemen fark edilerek tedavi edilen bir durumdur. Ancak bazı durumlarda ‘gizli şaşılık’ da söz konusu olabiliyor. Bunu genelde anneler fark ediyor. Gözlükle düzelmeyen durumlarda ameliyatla düzeltilebilerek ileride görme sağlığı ve sosyal açıdan yaşanabilecek sorunlarından önüne kolaylıkla geçilebiliyor.”
SHM ücretsiz sağlık desteği sağlıyor
03 Eylül 2024 Salı - 11:13 SHM ücretsiz sağlık desteği sağlıyor DÜZCE(İHA) – Düzce’de bulunan Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM), sağlığa yönelik risklerden birey ve toplumu korumak, sağlıklı hayat tarzını teşvik etmek amacıyla ücretsiz sağlık hizmeti sunuyor. Düzce SHM binlerce kişiye sağlık hizmeti veriyor. Merkez Sağlıklı Hayat Merkezi, Bahçeşehir Sağlıklı Hayat Merkezi ve Akçakoca Sağlıklı Hayat Merkezi olmak üzere 3 adet Sağlıklı Hayat Merkezleri sağlığa yönelik risklerden birey ve toplumu korumak, sağlıklı hayat tarzını teşvik etmek amacıyla ücretsiz hizmet veriyor. Sağlıklı Hayat Merkezlerinde; Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) faaliyetleri çerçevesinde 40-69 yaş arası kadınlara iki yılda bir mammografi çekimi, 30-65 yaş arası kadınlara beş yılda bir smear ve HPV DNA testi, 50-70 yaş arasındaki erkek ve kadınlara iki yılda bir gaitada gizli kan testi ücretsiz olarak yapılmakta. Mobil kanser tarama aracı ile köylerde kanser taramalar gerçekleştiriliyor. Kadın ve üreme sağlığı noktasında başvuran bireylere üreme sağlığı konularında danışmanlık hizmeti gerçekleştiriliyor. Evlilik öncesi danışmanlığı ve düzenli olarak gebe bilgilendirme eğitimleri düzenleniyor. Çocuk ve Ergen Sağlığı Danışmanlığı ile ilgili olarak Her bebekten topuk kanı alınarak Fenilketonüri, Konjenital Hipertiroidi, Biotinidaz eksikliği ve Kistik Fibrozis hastalıklarının taramaları, hemoglobinopati tarama programı kapsamında evlilik öncesi taramalar, tüm yenidoğanlara işitme tarama testi, bebek ölümleri takip edilerek inceleme komisyonunda değerlendirilmekte. Evlilik öncesi danışmanlık için başvuran çiftlere eğitim verilirken, sağlık kuruluşlarında aile planlaması malzemeleri eğitimli personeller tarafından ücretsiz uygulanmakta. Sigara Bırakma Polikliniğinde; ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı yönlendirmesi ile veya kendisi doğrudan sigara bırakma polikliniklerine başvurarak ücretsiz danışmanlık alabilmekte. Verem Savaş biriminde tüberküloz hastaları ve temaslıları ile görüşmeler, tetkiklerinin yapılması, tanı koyulması, tedavileri ve takibi bu birimde sağlanmakta. Beslenme danışmanlığında; Sağlıklı Beslenme ile ilgili Sağlıklı Hayat Merkezinde diyetisyenler tarafından ücretsiz beslenme danışmanlığı hizmeti verilmekte ve yıl içerisinde önemli gün ve haftalarda çeşitli etkinliklerle halka yönelik bilgilendirme çalışmaları gerçekleştirmekte. Kronik Hastalıkların yönetimi biriminde; diyetisyen, psikolog, fizyoterapist eşliğinde kronik hastalıklar ile ilgili danışmanlık verilmesi, kronik hastalıkların yönetimine yönelik tavsiye ve motivasyon görüşmeleri yapılması verilen hizmetlerden. Fiziksel Aktivite danışmanlığında; Fizyoterapistler eşliğinde kişiye özel fiziksel aktivite ve egzersiz programları planlanarak uygulanıyor. Aile Hekimlerince yönlendirilen ya da doğrudan başvuran kilo fazlası olan bireylerin fiziksel hareket danışmanlığı, engelli bireylere uygun programlar hazırlanarak uygulanıyor. Koruyucu ve destekleyici iyileştirme, cihaz ve teknolojilerinin kullanımına yönelik hasta ve ailesine gerekli eğitimler veriliyor. Sosyal Çalışmalar ve Toplumsal Destek birimi ise psikolog, sosyal çalışmacı ve çocuk gelişim uzmanları, bireysel psikososyal danışmanlık/aile danışmanlıkları verilmektedir. Davranışsal bağımlılıklar ve psikososyal risk faktörleri (şiddet, istismar, aile içi ruhsal sorunlar, yoksulluk vb.) ile başa çıkmaya yönelik eğitim ve danışmanlık yapılıyor. Obezite olgularında ve yeme bozukluklarında psikolojik danışmanlık hizmetleri gerçekleştiriliyor. Halk Sağlığı Laboratuvarı da içme ve kullanım suyu analizleri yapıyor.
Bu iki otu karıştıran soluğu hastanede alıyor
03 Eylül 2024 Salı - 10:49 Bu iki otu karıştıran soluğu hastanede alıyor Güzelavrat otu, ıspanakla benzer görünümü nedeniyle yanlışlıkla tüketildiğinde ölümcül sonuçlara yol açabiliyor. Eylül ayının gelmesiyle birlikte ıspanak tezgâhlarda yerini aldı. Geleneksel tıpta güzellik ve sağlık amaçlı kullanılan bir bitki olarak bilinen ‘Güzelavrat otu’ ıspanakla karıştırılarak zehirlenmelere sebebiyet veriyor. Geçtiğimiz yıllarda bu iki bitkiyi karıştıran vatandaşlar soluğu hastanelerde almıştı. Bilimsel adı ‘Huperzia serrata’ olsa da halk arasında ‘güzelavrat otu’ olarak bilinen bitki, ıspanak ile benzer yaprak yapısına sahip olduğu için oldukça dikkat gerektiriyor. Vatandaşlar bu iki bitki arasındaki ayrımı yapmada zorluk çekebiliyor. Güzelavrat otunun yanlışlıkla tüketilmesi sonucunda mide bulantısı, kusma, baş dönmesi ve ciddi zehirlenme belirtilerine yol açabiliyor. Esnaf ve uzman görüşlerin ortak paydası ise bu tarz riskli bitkilerin kişisel toplanmasından ziyade bilinen ve güvenilir kaynaklardan temin edilmesi yönünde. “İki otun ayrımı köklerinden belli olur” Sivas’ta sebze halinde 30 yıldır esnaflık yapan Ahmet Şarkışla, “Bugünden itibaren ıspanak sezonu açıldı. Bilinçsiz toplanan ıspanakta farklı otlar olabilir. Güzelavrat otu ıspanağa benziyor ama bunun üstadı neyin ne olduğunu bilir. Bu iki otun ayrımı köklerinden belli olur. Bizim sattıklarımızda kesinlikle yabani ot olmaz ama vatandaş kendi toplarken farkında olmadan yanlış ot toplayabilir” dedi. “Farklı familyalardan birbirine benzeyen bitkiler aynı zannediliyor” Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tolga Karaköy ise yaptığı açıklamada, “Doğada farklı familyalardan oluşan ancak birbirine benzeyen bitkiler aynı şey zannedilerek tüketilebiliyor. Çünkü pancar zannedilerek tüketilen güzelavrat otu veya buna benzer bitkilerde zehirlenme vakaları söz konusu olabiliyor. Bu bitkiler tüketilirken uzmanlarına danışılmalı. Bununla birlikte şahsen de rast geliyorum. Vatandaşlar yol kenarında araçlarından inip bu ve buna benzer bitkileri topluyorlar. Bu o kadar sağlıksız bir durum ki. Oradan birçok araç geçiyor. Egzozdan çıkan gazlar, sürekli sürtünmeye bağlı lastik ve asfalttan sıçrayan kalıntılar yağan yağmur sularıyla birlikte yanlara doğru taşınıyor. Bu bitkiler de son derece sağlıksız bir hale geliyor. Haliyle son derece sağlıksız bir durum ortaya çıkıyor” ifadelerine yer verdi.