SAĞLIK
Bitlis’te 27 bin öğrenci sağlık taramasından geçecek 26 Aralık 2024 Perşembe - 16:46:00 Bitlis İl Sağlık Müdürlüğü ile Milli Eğitim Müdürlüğü arasında imzalanan protokolle il genelindeki 5,6,7 ve 8’inci sınıfta okuyan toplam 26 bin 917 öğrenciye skolyoz taraması yapılacak. Bitlis Valisi Ahmet Karakaya’nın da yer aldığı imza törenine İl Sağlık Müdürü Dr. Gökhan Güzeltaş ve Milli Eğitim Müdürü Bilal Gür katıldı. Törende konuşan Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, “Her konuda olduğu gibi sağlık alanında da önleyici hizmetlerin önemli olduğuna vurgu yapıyoruz. Biz istiyoruz ki önlenebilecek olan rahatsızlıklar, önceden tespit edilerek ilerlemeden önlenebilsin. Skolyoz hastalığı, gençlik ve çocukluk dönemlerinde meydana çıkıyor. Sebepleri tıbben çok belirlenmese de bazen genetik bezen de harici sebeplerden dolayı meydana gelebiliyor. Omurgada eğriliğe kadar çıkıyor. Bunun neticesinde de gençlerimizin hayat kalitesini düşüren, ileriki zamanlarda nefes alma zorluğuna kadar gidebiliyor. Bu çerçevede yaklaşık 27 bin öğrencimizi, İl Sağlık Müdürlüğü ile birlikte bir taramadan geçirmeyi hedefledik. İnşallah bu taramadan sonra fazla sayıda çocuğumuz bu rahatsızlığı ortaya çıkmaz. Bizim bu taramayı yapmamız ve önceden tedbir almayı önemsiyoruz. Kurumlara bu çalışmada başarılar diliyorum” dedi. İl Milli Eğitim Müdürü Bilal Gür ise toplamda 26 bin 917 öğrencinin 2024-2025 eğitim öğretim yılı sonuna kadar taramadan geçirileceğini belirterek, “Bu proje ile her çocuğun bizim için önemli olduğunu belirtmek istiyoruz. Hiçbir çocuğumuzu kendi yazgısına terk edemeyeceğimizi, ilimizin tamamındaki potansiyelimizin çocuklarımızın hizmetinde olduğunun bilinmesini belirtmek isterim. Bizler valimizin himayelerinde sağlık müdürlüğü ile ortaklaşa 26 bin 917 çocuğumuzun skolyoz taramasını yapacağız. Bu uygulamada hedefimiz 5, 6, 7 ve 8’nci sınıflardaki yaş gruplarımızdır. Bu aslında skolyoz hastalığının en sık görüldüğü yaş gruplarıdır. Biz aslında önceden tespit edilerek cerrahi müdahalenin öncesinde tedbir alınması yönünde yaptığımız bir çalışmadır. Destek veren sağlık müdürlüğümüze de burada teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. İl Sağlık Müdürü Dr. Gökhan Güzeltaş da, Bitlis merkez ve 6 ilçede yürütülecek çalışmalar sonucunda Skolyoz hastalığı olan öğrencileri tespit etmek için sahada olacaklarını belirterek, “Aslında skolyoz hastalığı, 10-18 yaş aralığında nedeni bilinmeyen bir hastalıktır. Valimizin talimatlarıyla okul taramalarını başlatacağız. Bu sayede uzun dönem komplikasyonları azaltma hedefimiz var. Skolyoz’un günümüzde geçerli olan bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. O yüzden bu hastalığın en erken şekilde teşhis edilerek en kısa sürede tedavi edilmesi gerekmektedir. Biz de bu amaçla okul taramalarına başlayarak skolyoz hastalığını en erken dönemde yakalayıp, ilgili branş hekimlerine yönlendirmeyi hedeflemekteyiz” şeklinde konuştu. Açıklamaların ardından Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, Milli Eğitim Müdürü Bilal Gür ve İl Sağlık Müdürü Gökhan Güzeltaş protokolü imzaladı.
26 Aralık 2024 Perşembe - 16:18 Yeni yıl yemeğinde bunlara dikkat edin Diyetisyen Tuğçe Arabalı, sofraların bir ziyafete dönüştüğü yılbaşında yeme içme sınırlarının zorlandığına dikkat çekerek, sağlıklı beslenme önerileri verdi. Porsiyonları küçük tutmayı tavsiye eden Arabalı, "Hindi yağsızdır ama yanında sebze yerseniz daha sağlıklı olur. Ekstra soslu, yağlı ve tuzlu gıdalardan kaçının” dedi. Acıbadem Bodrum Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuğçe Arabalı, yılbaşı sofrasının tadını çıkarırken sağlığı korumak için neler yapılabileceğini anlattı. Yılbaşında normalden daha fazla dışarıda yemek yenildiğini belirten Diyetisyen Arabalı, “Dışarıda herkesin ne yediğini gördükten sonra sadece bir yemeğe bağlı kalmanın zor olduğunu biliyoruz. Bu yüzden başlamadan önce bir başlangıç mı yoksa bir tatlı mı yiyeceğinize karar verin. Çok tıka basa doymak istemiyorsanız, ana yemek yerine belki de sebze garnitürüyle bir başlangıç düşünün veya daha küçük bir porsiyon isteyin. İster dışarıda ister evde başkaları tatlı yerken kahve veya çay içmek yemeği tamamlamanın iyi bir yoludur veya pudingi başkalarıyla paylaşabilirsiniz” dedi. Geleneksel bir yılbaşı yemeğinin sağlık için en kötü seçim olmadığını belirten Arabalı, “Hindi yağsız bir ettir (çok fazla tereyağına batırmaktan kaçındığınız sürece) ve yemeğinizle birlikte bol miktarda sebze iyidir. Filiz, havuç ve bezelye gibi sebzelerle (yine tereyağına bulanmamış oldukları sürece) doymaya çalışın ve ekstra yağ ve dolayısıyla kalori içeren kızarmış patates ve pastırmaları az tüketin” dedi. “Bir öğün çok yiyorsanız diğer öğünlerde hafif beslenin” Tek seferlik bir kutlama yemeğinin sağlığa zarar vermeyeceğine değinen Diyetisyen Arabalı, bu durumda diğer öğünlerde çorba, salata, sandviç gibi hafif gıdalar ile doymuş yağ, şeker ve tuz oranı düşük gıdalara yer verilmesini tavsiye etti. Arabalı, ister online sipariş verilsin, ister bir restoran olsun dışarıdan yemek yerken sağlıklı seçimler yapmanın en iyi yollarından birinin menüyü önceden kontrol etmek, başkalarının etkisinde kalmamak olduğunu söyledi. “Cips yerine salata isteyin” Restoranlarda talepkar olmayı tavsiye eden Diyet Uzmanı Arabalı, “Yemekleri kendinize göre uyarlamalarını isteyebilirsiniz. Yemeğin yanında gelen cipsi salata veya sebzelerle değiştirmek sağlığınız için daha iyi bir adım olacaktır. Bu sırada ekstra peynir, tereyağı, mayonez, sos veya yağ istemeyebilir ve sosları yan tarafta bir tabağa koyabilirsiniz. Diyetinize uyacak şekilde derin yağda kızartılmış hamur işi bazlı yemeklerden veya kremalı veya peynirli soslu olanlardan kaçınarak bol miktarda sebze eklemek, vitamin, mineral ve lif katacak ve günlük beş porsiyona ulaşmaya yardımcı olacaktır. Tatlı yiyecek kişiler meyve bazlı tatlıları seçebilir" diye konuştu. “Tuzlu yiyecekler sizi alkollü veya şekerli içeceklere iter” Evde yemek yeniyorsa yiyecekleri planlamak gerektiğini anlatan Arabalı, “Yağsız et parçalarını seçin ve görünür yağları çıkarın. Kırmızı ve işlenmiş et yerine balık, tavuk, hindi ve bitki bazlı seçenekleri değerlendirin. Pastırma, dolma ve sosla sarılmış sosisler genellikle tuz açısından zengindir. Çok fazla tuz ise kan basıncınız için kötüdür ve sizi daha susatabilir, planladığınızdan daha fazla alkollü veya şekerli içecek içmenize yol açabilir” dedi. Yemek pişiren kişilere ise buharda pişirilmiş veya haşlanmış sebzeleri tuz ve tereyağı eklemeden sunmalarını öneren Diyetisyen Arabalı, öğünler arasında yenilecek sağlıklı atıştırmalıkların öneminden bahsederek, yağlı ve tuzlu olması sebebiyle kavrulmuş kuruyemiş ve cips gibi gıdaların çok fazla tüketilmemesi gerektiğini anlattı. “İçeceklerin içeriğine ve miktarına dikkat edin” Yılbaşı gecesi içeceklere de dikkat edilmesi gerektiğini belirten Diyetisyen Arabalı, “Meşrubatların kalorisi yüksektir, içkilerde de yine kalori oranı yüksektir. Aynı zamanda asit içeriğinin yüksek olması, mide ve sindirim sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle yeni yılda bu içecekler çok az miktarda içilmeli. Onun yerine şekersiz içecekler veya su içmek daha sağlıklıdır” dedi.
10 binde bir görülen omfalosel hastalığıyla dünyaya gelen bebek sağlığına kavuştu
20 Aralık 2024 Cuma - 15:51 10 binde bir görülen omfalosel hastalığıyla dünyaya gelen bebek sağlığına kavuştu Elazığ’da bağırsakları karın duvarı dışında doğan bebek, dünyaya gelişinin 12’nci saatinde ameliyata alınarak sağlığına kavuştu. Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi’nde anne karnından takipli bir bebek, 10 binde bir görülen omfalosel hastalığıyla dünyaya geldi. Bağırsaklarının bir kısmı karın dışında gelişen ve üzeri amniyon kesesiyle örtülü olarak doğan bebek, 12’inci saatinde ameliyata alındı. 2 saat süren başarılı ameliyatın ardından bebek, sağlığına kavuştu. Bebeğin zamanında doğduğunu belirten Çocuk Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fikret Ersöz, “2 kilo 600 gramdı. Bebeğimizin karın duvarının bir bölümü gelişmediği için bağırsaklarının bir kısmı karın dışında gelişmişti. Karın dışında gelişen bağırsakların üzerini de amniyon kesesi örtmüştü. Bu durum çok nadir görülür. En kısa zamanda ameliyat olması gerekiyor. Ameliyat edilmeden yaşaması mümkün olmayan bir hastalık. Biz buna omfalosel diyoruz. Omfaloselin daha komplike olan hallerini de ameliyat ettik. Bu bebeğimizde gerçekten doğduktan sonra 12 saatinde 2 saat süren bir cerrahi operasyon geçirdi. Şu anda bebeğimizin genel durumu iyi ve besleniyor. Bebeğimiz anne karnındayken hastanemizde takipliydi. Bu hastalıkların yüzde 90’nından fazlası anne karnında tanı konuyor. Anne karnında, bebeğin doğduktan sonra omfalosel olacağı bildirilmiş. Dolasıyla kadın doğum kliniğini de kutluyorum. Onlarla her zaman temas halindeydik” dedi. Neonatoloji Uzmanı Uzm. Dr. Meral Alagöz, “Omfalosel yaklaşık 10 binde bir ve iki sıklığında görülen karın duvarı defektinden bağırsaklar, karaciğer ve mide gibi organların dışarı çıkıntı yaptığı cerrahi bir patolojidir. 38 hafta 2 bin 600 gram doğan bebeğin anne karnında omfalosel olduğu tespit edilmişti. Buna genetik bazı bulgular eşlik edebiliyor. Bizim bebeğimizin sendromik ve genetik altyapısının olmaması büyük bir şanstı. Güzel bir cerrahi sonrası bebeğimizi hayata bağlamış olduk” diye konuştu. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. İlkay Evrim Özden ise “Bebeğimiz kadın doğum ekibi tarafından anne karnında tanısı konduğu için sezaryene gittik ve önlemleri aldık. Omfalosel olarak doğdu. Tetkiklerini tamamladıktan sonra çocuk cerrahımız Dr. Fikret Ersöz tarafından ameliyata alındı. Özel serumla beslenen bebeğimiz şu anda annesini emiyor. Herhangi bir komplikasyon gelişmedi. Yakın bir zamanda taburcu olacak” şeklinde konuştu.
Elazığ’da 10 binde bir görülen omfalosel hastalığıyla doğan bebek sağlığına kavuştu
20 Aralık 2024 Cuma - 15:45 Elazığ’da 10 binde bir görülen omfalosel hastalığıyla doğan bebek sağlığına kavuştu Elazığ’da, 10 binde bir görülen bağırsakları karın duvarı dışında doğan bebek, dünyaya gelişinin 12’nci saatinde ameliyata alınarak sağlığına kavuştu. Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi’nde anne karnından takipli bir bebek, 10 binde bir görülen omfalosel hastalığıyla dünyaya geldi. Bağırsaklarının bir kısmı karın dışında gelişen ve üzeri amniyon kesesiyle örtülü olarak doğan bebek, 12’nci saatinde ameliyata alındı. 2 saat süren başarılı ameliyatın ardından bebek, sağlığına kavuştu. Bebeğin zamanında doğduğunu belirten Çocuk Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fikret Ersöz, “2 kilo 600 gramdı. Bebeğimizin karın duvarının bir bölümü gelişmediği için bağırsaklarının bir kısmı karın dışında gelişmişti. Karın dışında gelişen bağırsakların üzerini de amniyon kesesi örtmüştü. Bu durum çok nadir görülür. En kısa zamanda ameliyat olması gerekiyor. Ameliyat edilmeden yaşaması mümkün olmayan bir hastalık. Biz buna omfalosel diyoruz. Omfaloselin daha komplike olan hallerini de ameliyat ettik. Bu bebeğimizde gerçekten doğduktan sonra 12 saatinde 2 saat süren bir cerrahi operasyon geçirdi. Şuanda bebeğimizin genel durumu iyi ve besleniyor. Bebeğimiz anne karnındayken hastanemizde takipliydi. Bu hastalıkların yüzde 90’nından fazlası anne karnında tanı konuyor. Anne karnında, bebeğin doğduktan sonra omfalosel olacağı bildirilmiş. Dolasıyla kadın doğum kliniğini de kutluyorum. Onlarla her zaman temas halindeydik” dedi. Neonatoloji Uzmanı Uzm. Dr. Meral Alagöz, “Omfalosel yaklaşık 10 binde bir ve iki sıklığında görülen karın duvarı defektinden bağırsaklar, karaciğer ve mide gibi organların dışarı çıkıntı yaptığı cerrahi bir patolojidir. 38 hafta 2 bin 600 gram doğan bebeğin anne karnında omfalosel olduğu tespit edilmişti. Buna genetik bazı bulgular eşlik edebiliyor. Bizim bebeğimizin sendromik ve genetik altyapısının olmaması büyük bir şanstı. Güzel bir cerrahi sonrası bebeğimizi hayata bağlamış olduk” diye konuştu. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. İlkay Evrim Özden ise, “Bebeğimiz kadın doğum ekibi tarafından anne karnında tanısı konduğu için sezaryene gittik ve önlemleri aldık. Omfalosel olarak doğdu. Tetkiklerini tamamladıktan sonra çocuk cerrahımız Dr. Fikret Ersöz tarafından ameliyata alındı. Özel serumla beslenen bebeğimiz şuanda annesini emiyor. Herhangi bir komplikasyon gelişmedi. Yakın bir zamanda taburculuğu planlanmaktadır” şeklinde konuştu.
Karasu’da sağlık hizmetlerinin çeşitliliği arttı
20 Aralık 2024 Cuma - 15:29 Karasu’da sağlık hizmetlerinin çeşitliliği arttı Karasu Devlet Hastanesi güçlenen yapısı ve genişleyen hizmet yelpazesiyle binlerce hastaya şifa imkanı sunmaya devam ederken, hastanede hasta memnuniyetiyle öne çıkan Palyatif Bakım Ünitesi personeline teşekkür belgesi verildi. Karasu Devlet Hastanesi, geniş sağlık hizmetleriyle hem ilçesi hem de bölge sakinlerine hizmet veriyor. Hastanede; Ağız ve Diş Sağlığı, Genel Cerrahi, İç Hastalıkları, Enfeksiyon Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Psikiyatri, Göz Hastalıkları, Kardiyoloji, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları, Ortopedi ve Travmatoloji, Göğüs Hastalıkları, Üroloji, Nöroloji ve Radyoloji branşlarında poliklinik hizmetleri sunuluyor. Hastanede bu yılın ilk 11 ayında 5 bin 384 hastanın ameliyat ve küçük cerrahi operasyonlarının gerçekleştiğini belirten Başhekim Uzm. Dr. Anıl Erdik, 116 hastaya da endoskopi ve kolonoskopi hizmeti verildiğini kaydetti. Uzman hekim sayısının artmasıyla birlikte kadın doğum ve ortopedik cerrahinin yanında birçok ameliyat ve operasyon gerçekleştirdiklerini dile getiren Başhekim Erdik, “Diz ve kalça protezleri, kapalı fıtık, safra kesesi ve apandis ameliyatları yapabiliyoruz. Hastanemizde göz kapağı estetik işlemlerine kadar birçok cerrahi işlem başarıyla gerçekleştiriliyor. Ayrıca, sünnet, tümör tedavileri ve çeşitli lazerasyon müdahaleleri de yapılıyor. Sistoskopi ve tomografi çekimlerimizde hastanemizde gerçekleşiyor” dedi. Hastanede ayrıca GETAT (Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp) bölümüzde akut ve kronik ağrı tedavisi, boyun fıtığı, bel fıtığı, fibromiyalji, gonartroz, zona ve migren gibi rahatsızlıkların tedavisinde proloterapi ve mezoterapi yöntemleri uygulandığını dile getiren Erdik, hastaneye ikinci Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı olarak Op. Dr. Umut Kazım Hayran’ın atamasının yapıldığını ve hasta kabulüne başladığını da kaydetti. Bu atamayla birlikte hastanedeki uzman hekim sayısının 26’ya yükseldiği belirtildi. Hastanede 2019 yılında açılan 8 yataklı Palyatif Bakım Ünitesinde yalnızca fiziksel semptomların hafifletilmesi değil, aynı zamanda hastaların duygusal, sosyal ve ruhsal ihtiyaçlarına da yanıt verilmesi amaçlanırken Başhekim Erdik, Palyatif Kliniği Sorumlu Hekimi Genel Cerrahi Uzmanı Uğur Can Dülger ve Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Müge Yıldız, üniteyi ziyaret ederek çalışanlara teşekkür etti. Ziyaret çerçevesinde ünitede hizmet veren personele teşekkür belgeleri takdim edildi. Başhekim Erdik, “Hastalarımıza daha kaliteli bir yaşam sunabilmek için büyük bir özveriyle çalışıyoruz. Vatandaşlarımıza yönelik palyatif okulları gerçekleştiriyoruz. Ayrıca, dilek ve öneri kutuları ile memnuniyet anketlerinden en fazla teşekkür alan servisimizin palyatif kliniği olması bizleri gururlandırıyor. Birimde görev alan sorumlu hemşiremiz Fatmanur Şirin ve hemşirelerimiz Yonca Koca, Yasin Terzioğlu, Merve Kısak ve Esra Ersoy’a özverili çalışmalarından dolayı teşekkür ederiz” diye konuştu.
Güney Sudan ile Türkiye arasında sağlık turizminde güçlü işbirliği başladı
20 Aralık 2024 Cuma - 13:23 Güney Sudan ile Türkiye arasında sağlık turizminde güçlü işbirliği başladı Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Genel Başkanı Prof. Dr. Aysun Bay, Güney Sudan Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçiliği’ni ziyaret ederek, iki ülke arasında sağlık turizmi alanında işbirliği yapılması gerektiğini vurguladı. Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Genel Başkanı Prof. Dr. Aysun Bay, Güney Sudan’ın Ankara Büyükelçisi Amb. Majok Guandong’ı ziyaret etti. Kabulde Türkiye’nin güçlü sağlık altyapısının büyük bir potansiyel sunduğunu belirten Bay, Türkiye’nin alternatif tıp, termal kaplıcalar ve doğal güzellikler bakımından zengin olduğuna, ayrıca karaciğer nakli, kanser tedavisi, organ nakli ve cerrahi müdahaleler konusunda uzman kadroların bulunduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Aysun Bay, aynı zamanda tıbbi aromatik bitkiler alanında da çalışmalar yürüttüklerini, Güney Sudan Cumhuriyeti ile bu konuda işbirliği yapabileceklerini söyledi. Prof. Dr. Bay, Güney Sudan’da yetişen bitkisel ürünlerin ülkenin ekonomisine katkı sağlamak amacıyla değerlendirilmesi ve bu ürünlerin Türkiye’ye ve diğer ülkelere ihraç edilmesi konusunda Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu üye şirketlerinin girişimlerde bulunmaya hazır olduğunu belirtti. Güney Sudan Devleti’nden Türkiye’ye gelecek hastalara güvenli, sağlıklı ve kaliteli sağlık hizmeti sunmaya hazır olduklarını dile getiren Prof. Dr. Bay, sağlık yatırımları, hastaneler ve klinikler konusunda da işbirliği yapmak üzere sağlık şirketleri aracılığıyla girişimlerde bulunacaklarını ifade etti. Prof. Dr. Aysun Bay, Güney Sudan Cumhurbaşkanı Salva Kiir Mayardit ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü ikili ilişkilerinin iki ülke arasındaki ilişkileri daha ileri seviyelere taşıdığını belirterek, “Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Yönetim Kurulu olarak iki ülke arasındaki ilişkilerimizin güçlenmesini büyük bir memnuniyetle karşılıyor ve en güçlü duygularımızla destekliyoruz” dedi. Prof. Dr. Aysun Bay, önümüzdeki günlerde Türkiye ile Güney Sudan arasında sağlık turizmi alanında işbirliği yapmak üzere Güney Sudan Cumhuriyeti’ne bir ziyaret gerçekleştirmeyi planladıklarını bildirdi. Güney Sudan Büyükelçisi Amb. Majok Guandong ise, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Prof. Dr. Aysun Bay ve heyetine teşekkür etti. Büyükelçi Guandong, Türkiye ile Güney Sudan arasında her alanda güçlü bir işbirliği olduğunu, iki millet arasında çok eski yıllara dayanan tarihi bağlar bulunduğunu belirterek, “Türkiye ile Güney Sudan arasında sağlık turizmi alanında ilişkilerimizi güçlendirmek amacıyla Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu ile işbirliği yapmaya hazırız” dedi. Büyükelçi Guandong, özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Güney Sudan Cumhurbaşkanı Salva Kiir Mayardit’in girişimleri ve gayretleriyle iki ülke arasındaki ilişkilerin en üst seviyeye ulaştığını vurguladı. Büyükelçi Guandong, Güney Sudan’da yetişen tıbbi aromatik bitkiler hakkında da heyeti bilgilendirdi. Sağlık alanında yapılması planlanan yatırımlar konusunda fikir alışverişinde bulunululan görüşmede büyükelçilik diplomatları da hazır bulundu.
Geçirdiği felç sonrası düzenli sporla ayağa kalktı
20 Aralık 2024 Cuma - 13:03 Geçirdiği felç sonrası düzenli sporla ayağa kalktı Konyaaltı Sanat Eğitim Merkezi (KONSEM) kurslarından faydalanan Ahmet Tuğlu, felç sonrası KONSEM eğitimleriyle yeniden sağlığına kavuşarak hayata tutundu. Tuğlu, “Konyaaltı Belediyesi sayesinde hem hayatımı hem de aile huzurumu geri kazandım” dedi. Konyaaltı ilçesinde yaşayan Ahmet Tuğlu, felç geçirdikten sonra vücudunun sağ tarafını kullanamaz hale geldi. Umutsuz olduğu bir dönemde, Konyaaltı Belediyesi’nin sabah sporu etkinliklerini fark ederek iletişime geçti. KONSEM’de Pilates Eğitmeni Cemre İlk ile çalışmaya başlayan Tuğlu, azim ve sabırla yürüttüğü egzersizlerle önce koltuk değneklerini bıraktı, ardından ağrılarından kurtuldu. “Artık kimseye muhtaç değilim” Tuğlu, bu süreçte yaşadıklarını, “Başlarda ayakta duramıyordum, koltuk değnekleri olmadan hareket edemezdim. Ama burada Cemre hocamın desteğiyle adım adım kendimi toparladım. Artık kimseye muhtaç değilim. Daha önce çok karamsardım ama burası hayatımı değiştirdi. Belediyemiz sıcak bir çalışma ortamı ve güler yüzlü personeliyle bize büyük destek sağladı. Şimdi hem fiziksel hem de ruhsal olarak çok daha iyiyim” sözleriyle anlattı. “Her işini kendi yapabiliyor” Ahmet Tuğlu’nun eğitmeni Cemre İlk ise süreçle ilgili şunları söyledi: “Ahmet Bey’le geçen yaz tanıştık ve çok sıkı bir şekilde çalıştık. Şimdi her işini kendi yapabiliyor. Burada kursiyerlerimizin omurga sağlığını iyileştirmelerine ve hayatlarına dokunmalarına yardımcı oluyoruz. Ücretsiz olarak sunduğumuz bu hizmete ilgi çok büyük.”
’Kulak çınlaması ve baş dönmesi anemi habercisi olabilir’
20 Aralık 2024 Cuma - 12:56 ’Kulak çınlaması ve baş dönmesi anemi habercisi olabilir’ İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Önder Özüm Polat, "Hemoglobin değerinin erişkin erkekte 14 gram, erişkin kadında 12 gramın altında olması anemi (kansızlık) olarak tanımlanır. Kulak çınlaması ve baş dönmesi anemi habercisi olabilir" dedi. Liv Hospital Samsun İç Hastalıkları (Dâhiliye) Uzmanı Dr. Önder Özüm Polat, eritrosit (RBC) yüksekliği ve düşüklüğü hakkında bilgilendirmede bulundu. ‘Kırmızı kan hücresi’ olarak bilinen eritrositin vücuttaki birinci fonksiyonunun gaz değişimi olduğunu belirten Uzm. Dr. Polat, "Eritrositler oksijeni akciğerden dokulara taşır ve dokudan da karbondioksit dışarı atılacağı akciğere getirirler. Eritrositler birkaç organel içeren çekirdeksiz hücrelerdir; sitoplazmalarının büyük bir kısmını oksijen taşınmasında rol oynayan demir içerikli hemoglobin adı verilen molekül oluşturur" diye konuştu. Kırmızı kan hücrelerindeki artış Hemoglobinin normal sınırının üzerinde bulunmasına "eritrositoz" veya "polistemi" adı verildiğini dile getiren Uzm. Dr. Polat, "Eritrositoz, hacim başına düşen eritrosit sayısında ve hemoglobinde artış olarak tanımlanır. Kırmızı küre kütlesinde görülen mutlak artış ise polisitemi veya diğer adıyla mutlak eritrositoz şeklinde adlandırılır. Polistemi aynı zamanda eritrosit üretiminde bir artma olduğunu işaret eder" şeklinde konuştu. "Polistemi nedenleri ve risk faktörleri" Polisteminin nedenleri ve risk faktörleri hakkında konuşan Uzm. Dr. Polat, "Polistemi, hipoksemi oluşturan başka hastalıklara bağlı ikincil (sekander) olarak gelişebileceği gibi (sekander polistemi) kanser veya renal hastalığa bağlı yüksek miktarlarda eritropoetin salgılanmasıyla veya tamamen otonom neoplastik bir hastalık (polistemi vera) olarak ortaya çıkabilir. Polistemi vera diğer adıyla polistemi, (rubra vera) krantik myeloproliferatif hastalıklar grubundan bir bozukluktur. Baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, görme bozuklukları, eklemlerde karıncalanma ve uyuşma olabilir. Gastroentestrol kanamalar, burun, diş eti kanaması, kardiovasküler semptomlar (angina pektoris, kalp yetersizliği) en sık görülen semptom kaşıntıdır. Hemoglobin değerinin erişkin erkekte 14 gram, erişkin kadında 12 gramın altında olması anemi olarak tanımlanır. Aneminin varlığının gösterilmesinin (teşhis edilmesinin) ardından mutlaka nedeninin aydınlatılması gereklidir" ifadelerini kullandı. 10 önemli hastalık "Eritrosit düşüklüğüne sebep olan 10 önemli hastalığı da belirten Uzm. Dr. Polat, şunları söyledi: "Demir eksikliği anemisi, talesemi, kronik hastalık anemisi, sideroblostik anemi, ranel hastalık anemisi, hipatiroidizm, B12 ve polik asit eksikliği (megalablastik anemi), karaciğer hastası bazı ilaçlar, kanser, HIV, kanama sebebiyle eritrosit düşer. Yangınlık, kalp atışında düzensizlik, çabuk yorulma, nefes almada güçlük, baş ağrısı, baş dönmesi, soluk cilt, bacaklarda kramp gibi belirtilerde eritrosit düşüklüğü tespit edilebilir."
Havalar soğudu, sakatata talep arttı
20 Aralık 2024 Cuma - 12:29 Havalar soğudu, sakatata talep arttı Kış hastalıklarından korunmak isteyen Sivaslılar, sakatat tüketerek bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Sivas’ta havaların soğumasıyla birlikte bağışıklık sistemini güçlendirdiği bilinen sakatat tüketimine rağbet arttı. A vitamini, B grubu vitaminleri, demir, çinko, fosfor ve potasyum mineralleri yönünden oldukça zengin olan sakatat ürünleri kış aylarının adeta vazgeçilmez gıdası haline geldi. Bağışıklık sitemini güçlendirdiği bilinen sakatat, kuzu kelle, paça, işkembe, ciğer, böbrek, pöç gibi ürünlerle reyonlarda tüketiciyle buluşuyor. Sakatat tüketimi ile alakalı açıklamalarda bulunan Uzman Diyetisyen Gülsüm Hazman, sakatatın düzenli olarak tüketilmesini ifade ederek, gereğinden fazla tüketilirse obeziteye yol açabileceğini söyledi. “Sakatat tüketimini öneriyorum” Uzman Diyetisyen Gülsüm Hazman, soğuk ve kış aylarında düzenli tüketilen sakatatın bağışıklığı güçlendirdiğini belirterek,” Sakatatlar, yüksek ve zengin besin içeriği ile bilinen ve hayvanların iç organlarıyla elde edilen gıdalardır. Sakatatlar demir açısından zengin olup anemi ve demir eksikliği gibi hastalıklara çok iyi gelmektedir. Yüksek B vitamini içeriği ile özellikle unutkanlığa iyi gelmektedir. B12 takviyesi sağlayacağından unutkanlığı olan danışanlarıma düzenli olarak yemelerini tavsiye ediyorum. Sakatatı çocukların tüketmesini de tavsiye ediyorum. Konsantrasyon eksiliğine ve derslere karşı ilgisini artırmak için ayda 2 kez sakatat tüketimini öneriyorum. Özellikle soğuk ve kış aylarında düzenli tüketilen sakatat bağışıklığı güçlendirerek hastalığa yakalanma riskini azaltır. İçeriğinde yüksek A, B vitamini, demir ve B12 açısından zengin olduğu için düzenli tüketilmesini öneririm. Sakatat ile birlikte yüksek C vitamini içeren limonu da kullanırsanız biyoyararlanımı artırırsınız. Gut, tansiyon ve kolesterol gibi hastalıkları bulunan kişilerin sakatattan uzak durmasını tavsiye ediyorum. İçerisinde bulunan yüksek yağ miktarı ile bu hastalıkları bulunan kişilere zarar verir. Bunların dışında kalan kişiler ise ayda 2’den fazla tüketmemeli. Tüketilirken ölçüsü kaçırıldığında obeziteye yol açabilir” dedi. “Kışın talep artıyor” Kasaplık yapan Adem Yıldırım, kış aylarının gelmesiyle sakatata talebin fazla olduğunu ifade ederek, ”Sivas’ta havaların soğumasıyla kış şartları ağır geçiyor. Sakatat faydalı olduğu için de talep daha fazla artıyor. Talebin fazla olmasından kaynaklı yoğunluk oluyor ve yetiştiremiyoruz. Bu yüzden sakatat Sivas’ın önemli bir yiyeceğidir. Paşa, işkembe, böbrek, yürek, ciğer ve mumbar sakatat grubuna girer” diye konuştu.
Uzmanından ’estetik’ uyarısı: "Estetik de bir ameliyattır ve riskleri vardır"
20 Aralık 2024 Cuma - 12:23 Uzmanından ’estetik’ uyarısı: "Estetik de bir ameliyattır ve riskleri vardır" Ünlü estetikçi Prof. Dr. Hayati Akbaş, estetik operasyonları hakkında uyarıda bulunarak, "Her ameliyatta olduğu gibi estetik operasyonlarda da riskler söz konusu olabilir. Estetik operasyon düşünen bir insanın ameliyattan önce hekimiyle ne tür risklerle karşılaşabileceği konusunda bilgi alışverişinde bulunması şarttır" dedi. FBM Tıp Merkezi Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hayati Akbaş, estetik ameliyatlarında bazı riskler oluşabileceğini, estetik operasyon düşünen kişinin ameliyattan önce mutlaka doktoruyla detaylı konuşması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Akbaş, "Estetik ameliyat olmak için bizlere gelen insanların özellikle sorduğu sorulardan bir tanesi şu: ‘Bu ameliyatların riskleri var mı?’ Her ameliyatta olduğu gibi belli ameliyatlarda da riskler söz konusu olabilir. Sonuçta bu da bir ameliyattır. Mutlaka lokal anestezi veya genel anestezi gibi uygulamaların yapılması gerekiyor. Gerek anestezilere bağlı gerek kullanılan ilaçlara bağlı gerekse de ameliyatlara bağlı bazı komplikasyonlar, riskler söz konusu olabilir. Bu yüzden estetik operasyon düşünen bir insanın mutlaka ameliyattan önce hekimiyle ne tür risklerle karşılaşabileceği konusunda bilgi alışverişinde bulunması şarttır” diye konuştu. Prof. Dr. Hayati Akbaş, açıklamasının devamında şunları söyledi: “Ameliyattan önce estetik cerrahlar hastalarına tasvip formlarını gösterirler ve orada hastalar ne ameliyatı oluyorsa o ameliyatla ilgili muhtemel riskler yazılıdır. Hayatta hiçbir eylemin risksiz olması söz konusu değildir. Ameliyat da sonuç olarak bir cerrahi eylemdir. Mutlaka cerrahi bilgi, ekipman, ortam gerektiren yerlerde yapılır. Uzman kişiler tarafından yapılır. Her türlü tedbire rağmen zaman zaman beklenmeyen durumlar olabilir. Bu bir burun estetiği, vücut şekillendirme estetiği olabilir. Bunlarla ilgili ne tür risklerin olacağı konusunda ameliyatı yaptıracak kişi ile ameliyatı yapan arasında mutlaka ameliyat öncesinde detaylı bir görüşme yapılması önemlidir."