POLİTİKA
İstanbul’da KKTC’nin 41. kuruluş yıl dönümü vesilesiyle resepsiyon verildi 15 Kasım 2024 Cuma - 23:10:32 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) 41. kuruluş yıl dönümü vesilesiyle İstanbul’da bir otelde resepsiyon düzenlendi. İstanbul Şişli’de otelde düzenlenen resepsiyona KKTC Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, İstanbul Valisi Davut Gül, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Metin Tokel, İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, yabancı diplomatik misyon temsilcileri, Kıbrıs Türkleri ve diğer davetliler katıldı. Resepsiyonda konuşan KKTC Sağlık Bakanı Dinçyürek, "Bizler için, ülkemiz için, geleceğimiz için çok önemli olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 41. yıl dönümünü kutladığımız bu günlerde sizlerin arasında olmaktan büyük bir onur ve mutluluk duymaktayım. Bir neslin, bir milletin en önemli değeri devletidir. Bu devletin hangi koşullarda, ne bedeller ödenerek kurulduğu ortadadır. Bunu bilerek her gün bu devleti daha güçlü ve daha ileriye gitmesi için hepimiz tabiri caizse birer tuğla örerek bu devleti daha güçlü hale getireceğiz ve daha ileriye taşıyacağız" dedi. KKTC’nin 41. kuruluş yıl dönümünü kutlayarak sözlerine başlayan KKTC’nin İstanbul Başkonsolosu Fatma Demirel Demirel, "Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 41. yıl dönümü. 41 yıl önce Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş’ın önderliğinde kurucu meclisimiz Cumhuriyetimizi ilan etti. Bugün geldiğimiz noktada Doğu Akdeniz’de yaşanan olumsuz olaylardan dolayı görüyoruz ki sınırları olan, kendi ekonomisi, kendi ordusuyla ayakta duran bir devlete sahip olmak çok önemli. Bu gururlu günümüzde hem Kıbrıs’ta çeşitli etkinlikler düzenlendi. Hem de yurt dışındaki temsilciliklerimizde resepsiyonlarla, çeşitli etkinliklerle günümüzü kutladık. Bu sabah Taksim Atatürk Anıtı önünde törenimiz vardı. Çelengimizi sunduk. Şehitlerimizi ve bugünleri bize bağışlayan herkesi minnetle andık ifadelerini kullandı" ifadelerini kullandı.
15 Kasım 2024 Cuma - 21:59 Adalet Bakanı Tunç: "Yeni bir anayasayı, demokratik bir anayasayı yapmak zorundayız" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Ülkemizi demokratik, katılımcı ve her görüşün, her kesimin kendini içinde bulduğu bir toplum sözleşmesini, yeni bir anayasayı, demokratik bir anayasayı yapmak zorundayız" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Eskişehir temasları kapsamında Valiliği ziyaret etti, Çocuk Adalet Merkezi Hizmet Binası ve Eskişehir Hakimevi’nin açılışlarını gerçekleştirdi. Ardından Eskişehir Adliyesi’ni ve AK Parti Eskişehir İl Başkanlığı’nı da ziyaret eden Bakan Tunç, son olarak AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanlığı’nın delegeleriyle düzenlediği programa katıldı. Partililerle bir araya gelen Bakan Tunç, yaptığı konuşmada, “Ülkemizi demokratik, katılımcı ve her görüşün, her kesimin kendini içinde bulduğu bir toplum sözleşmesini, yeni bir anayasayı, demokratik bir anayasayı yapmak zorundayız” dedi. “Yeni bir anayasayı, demokratik bir anayasayı yapmak zorundayız” Yaptığı konuşmada anayasa değişikliğinin gerekliliğine dikkat çeken Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Bu ülkede bir daha demokrasinin önü kesilmesin diye önemli yapısal reformlar yaptık. Milli Güvenlik Kurulu’nun yapısı, Yüksek Askeri Şura’nın yapısı, Hakimler Savcılar Kurulu’nun yapısı, Anayasa Mahkemesi’nin yapısı, tüm bu kuruluşların, anayasal kurumların vesayetçi anlayışa uygun değil, demokratik hukuk devleti ilkesine uygun hale getirilmesi için çok önemli reformlar hayata geçirdik. Anayasamızda ‘Darbeciler yargılanamaz’ diye bir madde vardı. Sizin onayınızla kaldırdık, sizin oylarınızla. ‘Gerektiğinde sıkı yönetim ilan edilebilir’ diye anayasada madde vardı. Bunlar hep sizin desteğinizle, sizin referandumlardaki oylarınızla kalktı. Çok direnç gösterilmesine rağmen anayasamızı vesayetçi ruhtan arındırmanın gayreti içerisinde önemli ilerlemeler sağladık. Bu yeterli mi? Elbette ki yeterli değil. Hedefimiz; ülkemizi demokratik, katılımcı ve her görüşün, her kesimin kendini içinde bulduğu bir toplum sözleşmesini, yeni bir anayasayı, demokratik bir anayasayı yapmak zorundayız. Çok sayıda reform yaptık, çok sayıda madde değişti. Tabii bu değişiklikler o maddeler arasındaki yeknesaklığın da bozulmasına ve hatta yüksek yargı kurumlarımız arasında da farklı tartışmalara ve yorumlara neden oldu. Tüm bunları ortadan kaldırmanın çaresi yeni bir anayasa, demokratik bir anayasa. İnşallah 28. Dönem Parlamentosu’nda mecliste milletvekillerimiz uzlaşır ve Türkiye yüzyılına başladığımız şu anlamlı dönemde ülkemizi yeni anayasaya kavuştururuz ve milletimize olan borcu da yerine getirmiş oluruz” dedi. “PKK terör örgütünü de, FETÖ’yü de, DHKPC’yi de ülkemizden silip atacağız inşallah” Terörle mücadelenin devam edeceğini belirten Bakan Tunç, "Dünyada da Türkiye ekseni politikalarımızı sürdürmenin gayreti içerisinde olacağız. Ülkemizi huzurlu bir geleceğe kavuşturmak zorundayız. Terörden arınmış, terörün her türlüsünü sona erdirmiş ve özellikle 40 yıldan bu yana ülkemizin huzurunu bozan, milletimizi rahatsız eden 10 binlerce şehit vermemize neden olan PKK terör örgütünü de, FETÖ’yü de, DHKPC’yi de ve diğer bütün terör örgütlerini ülkemizden silip atacağız inşallah. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Bunun için elimizdeki tüm imkanları kullanacağız. Elimizdeki tüm araçları bu yolda kullanmamız gerekiyor. Bunun mücadelesini veriyoruz ve Türküyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Kürdüyle biz hepimiz kardeşiz. Birbirimizden bizi ayıramazlar. Birlik ve beraberliğimizi bozdurmayacağız. O birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyenlere, gerek dışarıdan gerek içeriden hiç fırsat vermeyeceğiz" dedi. Programa, AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak, AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Ayşen Gürcan, Fatih Dönmez ve Nebi Hatipoğlu katıldı.
15 Kasım 2024 Cuma - 20:41 MHP’li Ersoy: “Asgari ücretteki işveren desteklerinin artırılmasının kıymetli olacağı kanaatindeyiz” Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonunda, Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada; “Asgari ücretteki işveren desteklerinin artırılmasının önümüzdeki dönemde yine kıymetli olacağı kanaatindeyiz” dedi. Küresel ekonominin son yıllarda pandeminin etkileri, jeopolitik gerilimler ve artan korumacılık gibi zorluklarla mücadele ettiğini dile getiren MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, “2023 yılında yüzde 3,3 büyüyerek direnç gösteren küresel ekonominin önümüzdeki yıllarda daha dengeli bir büyüme sürecine girmesi bekleniyor. Avrupa ve Orta Doğu pazarlarında toparlanma işaretleri ihracat odaklı büyüme hedeflerimiz açısından umut vericidir. Bu olumlu küresel tablonun yanı sıra enerji fiyatlarındaki gerileme ve emtia fiyatlarındaki düşüş eğilimi Türkiye’nin cari dengesine katkı sağlama potansiyeline sahiptir. Sayın Bakanımızın belirttiği gibi, bu süreçte dış finansman erişiminin iyileşmesi ve Türk lirasına olan güvenin artması da ekonomik değerlerimiz açısından sevindirici gelişmelerdir. Geçtiğimiz dönemde Türkiye ekonomisi cari açığın azaltılması ve makrofinansal istikrarın sağlanması konusunda önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Özellikle cari açığın millî gelire oranının yüzde 5,5’ten yüzde 0,8’e düşmesi, uygulanan maliye ve para politikalarının başarısını göstermektedir” şeklinde konuştu. Ekonominin karşı karşıya olduğu en büyük zorluğun enflasyon olduğunu ancak uygulanan programların etkileriyle 2023 yılında başlayan dezenflasyon sürecinin umut verici bir gelişme olduğunu belirten Ersoy, “Özellikle temel mallardaki fiyat düşüşleri ve beklentilerdeki iyileşme enflasyonla mücadelede önemli aşamalar kaydettiğimizi de göstermektedir. Bu başarıyı kalıcı hâle getirmek için para politikasındaki sıkı duruşun sürdürülmesi, bütçe disiplininin sağlanması ve fiyatlandırma davranışlarının daha rasyonel bir zemine oturtulması büyük önem taşımaktadır. Büyüme oranımızın daha ılımlı ve dengeli bir seviyeye taşınması, uzun vadede gelir dağılımının iyileştirilmesine katkı sağlayacaktır. Özellikle deprem yaralarının sarılması, sosyal destek programlarının genişletilmesi ve eğitim, sağlık, tarım gibi alanlara yapılacak yatırımlar büyüme stratejimizin toplumsal faydasını artıracaktır” ifadelerini kullandı. Memur ve diğer kamu görevlilerinin aylıklarından kesilen vergi diliminin yüzde 15’e sabitlenmesi yönünde bir beklentilerinin bulunduğunu dile getiren Ersoy, “Statü hukukuna tabi devlet memurları maaş ve özlük haklarında iyileştirmeler beklemektedir. Özellikle 2024-2025 yıllarını kapsayan dönemde hedeflenen enflasyon oranlarının altında kalan maaş artışları nedeniyle ortaya çıkan mali daralmanın enflasyon farkına ek olarak bir refah artışıyla telafi edilmesi gerektiği sektör temsilcileri tarafından tarafımıza sık sık getirmektedir. Bununla birlikte Temmuz 2023’te yürürlüğe giren ilave ek ödemenin memur emekli maaşlarına yansıtılması talebi dile getirilmektedir. 1’inci dereceye ulaşan memurların ek göstergelerinin 3600’e yükseltilmesi ve kamu işçilerinin ücret düzenlemelerinin çalışma barışını koruyacak bir denge gözetilerek yapılması da öneriler arasında yer almaktadır. Bu taleplerin kamu çalışanlarımızın mali ve sosyal haklarının iyileştirilmesi yolunda dikkate alınmasının faydalı olacağı düşüncesindeyim. STK’lerimizin görüşlerini toplumsal refahın artırılmasına katkı sağlayacak öneriler olarak değerlendiriyor, tüm paydaşlarla istişare sürecinde çözüm odaklı bir yaklaşım sergilenmesi gerektiğine de inanıyorum” şeklinde konuştu. Asgari ücretteki işveren desteklerinin artırılmasının önümüzdeki dönemde yine kıymetli olacağı kanaatinde olduklarını ifade eden Ersoy, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Bunun yanında, EXIMBANK kredi faiz oranlarının daha cazip hâle getirilmesini talep ediyoruz. Özellikle serbest bölgelerde faaliyet gösteren firmaların vergi avantajlarının belirli bir dönem daha devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Asgari ücretteki işveren desteklerinin artırılmasının önümüzdeki dönemde yine kıymetli olacağı kanaatindeyiz. Diğer bir talebimiz ise ithalatı engelleyen üretim ve faaliyetlerinde de ihracat desteklerinden ve teşviklerinden yararlanması yani ithalatı engellediğimiz her üretimde ihracatçı gibi destek ve teşvik almak istiyoruz. Bu firmaların bizzat tarafınızdan belirleneceğini ümit ediyorum.”
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: "Kıbrıs’ta federasyon meselesi kapanmıştır"
08 Kasım 2024 Cuma - 13:30 KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: "Kıbrıs’ta federasyon meselesi kapanmıştır" Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Kıbrıs’ta yeni bir siyaset izlenmektedir. Benim 4 yılı tamamladığım Cumhurbaşkanlığı’nda Türkiye’nin desteğiyle sunduğumuz yeni siyasetimiz artık Kıbrıs’ta federasyon meselesi kapanmıştır. İki devletli anlayışı savunmaya devam ediyoruz” dedi. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ziyaretlerde bulunmak için geldiği Samsun’da ilk olarak valiliği ziyaret etti. Ziyaretin ardından Samsun Valiliği Toplantı Salonu’nda basın mensupları ile söyleşi yapan Tatar, Kıbrıs meselesiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. 20 Temmuz 2024’ü büyük bir coşkuyla KKTC’nin 50’nci yıldönümü olarak kutladıklarını ifade ederek söyleşiye başlayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gerçekten törenlerde Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla oradan verilen mesajlar çok önemliydi, çok değerliydi, çok kıymetliydi. Beni hep etkileyen Sayın Cumhurbaşkanı’nın ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti’nin göz bebeğidir’ şeklindeki ifadesiydi. Zaten hepinizin de bildiği gibi gelişmelere bakıldığında artık Kıbrıs’ta yeni bir siyaset izlenmektedir. Benim 4 yılı tamamladığım Cumhurbaşkanlığında Türkiye’nin desteğiyle sunduğumuz yeni siyasetimiz artık Kıbrıs’ta federasyon meselesi kapanmıştır. Yani Kıbrıs’ta Rumlarla bir ortaklığın artık hiçbir anlamı kalmamıştır. Bütün fırsatlar yitirilmiştir, tüketilmiştir. Her türlü iyi niyetimize rağmen Rum tarafı her kapsamlı görüşme planını ki birleşik devletlerin sunduğu hepsine ret oyunu kullanmıştır” diye konuştu. “Mavi Vatan’da KKTC’nin de hakkı vardır, hukuku vardır” Kıbrıs’ta Türk halkının binlerce yıldır bağımsız olarak yaşadığına değinen KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, “Dolayısıyla artık yeni bir sayfanın açılmasıyla iki devletli çözümü savunuyoruz. İki devletli çözümde Kıbrıs Türk halkı, 500 yıllık tarihiyle, geçmişiyle, verdiği mücadeleleriyle ayrı bir halk olarak kendi geleceğini tayin etme hakkıyla kendi devletiyle yürüyebilecektir. Doğu Akdeniz’deki jeopolitik, jeostratejik, güvenlik meselelerine ve gelişmelere baktığımızda artık zaten bunun böyle olması gerekir. Çünkü Kıbrıs, Türkiye’den sadece 40 mil uzakta. Yani o kadar yakın ki sabah kalktığınızda Toroslar’ı görürsünüz. Türkiye’den baktığınızda Beşparmaklar’ı görürsünüz. Anavatan Türkiye Cumhuriyeti, Yavruvatan Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti ve Mavi Vatan ki o bölgelerdeki Akdeniz’deki hakkımıza baktığımızda hem Türkiye Cumhuriyeti’nin 2 bin kilometrelik İskenderun’dan Ege’ye kadar sahil şeridindeki bölgede Akdeniz’de en uzun sahil şeridi Türkiye Cumhuriyeti’nindir ve bizlerin de eski Erenköy’den Karpazburnu’na ve Karpazburnu’ndan aşağı Gazimağusa’ya ve Maraş’a kadar olan sahil şeridimize baktığımızda bütün deniz yetki alanları kara suları kıta sahanlığı, ekonomik bölge gibi kavramlarla Mavi Vatan’da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 3 bin 800 kilometrekare kendi toprak bütünlüğünün kat ve kat fazlası denizde yani Mavi Vatan’da Kuzey Kıbrıs Hükümeti’nin hakkı vardır, hukuku vardır. Bunlar bilimsel anlamda bu kadar değerli ve kıymetlidir. Mavi Vatan’ın tam üstüne de Gökvatan dediğimiz hava sahasındaki haklarımız ve buna bağlı olarak Türkiye Cumhuriyeti ile aramızdaki ilişkilere binaen hem Mavi Vatan’da Akdeniz’de hem hava sahasında ulusal çıkar ve milli menfaatlerimiz bakımından bambaşka bir coğrafyaya sahip olduğumuzu ve bunun büyük bir potansiyel olduğunu Kırgızistan’da katıldığım Türk Devletler Teşkilatı’nın toplantısında da ifade ettim. Yani Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti toprağıyla, deniz yetki alanlarıyla, hava sahasıyla artık tüm Türk dünyasına çok şeyler katabilecek bir potansiyele sahiptir” diye konuştu. “Biz ayrı bir halkız, ayrı bir devletiz ve bağımsızlığımızı çoktan kazanmışızdır” Kıbrıs’ta tek devlet anlayışını kabul etmediklerini ve 2 devletli anlayışı savunmaya devam edeceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “KKTC’yi tanıtmak için her gün her yerde çalışıyoruz, uğraşıyoruz. Ben Kırgızistan’daydım. Turizm bakanımız Londra’da turizm fuarındaydı. Sivil toplum örgütlerimizin bazıları halk danslarıyla Çekoslovakya’daydı. Her yerde her saat Kıbrıs Türk halkı mücadelesini sürdürmektedir. Dünyanın vicdanına kalmış olabilir. Ama bizim vicdanımızla biz ayrı bir halkız, ayrı bir devletiz ve bağımsızlığımızı çoktan kazanmışızdır. Çünkü onu hak ettik ve kazandık. Ve hep söylediğim şey vardır. Bizim arkamızda 85 milyonluk Anadolu Türkiye Cumhuriyeti vardır. Anadolu Türkiye Cumhuriyeti’nin bizleri tanıması zaten şu kadar ülkeye değerdir. O bakımdan çok önemli ve anlamlı ve bugün de görürsün işte şeyde Kırgızistan’da Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oradaki açıklamaları vardı. Bütün dünyaya tekrar orada çağrısını yapmıştır. Kıbrıs Türk halkına yapılan haksızlıkların bir ay evvel son bulması, ambargo ve izolasyonların kaldırılması ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması için gerekli diplomatik, ekonomik ve siyasi ilişkilerin Kıbrıs Türk halkıyla kurulması gerektiğini Sayın Cumhurbaşkanımız yine orada ifade etmiştir. Bütün Türk dünyası esasında bunu desteklemektedir. İslam ülkeleri arasında da çok sayıda ülke bizi desteklemektedir. Ama maalesef ne demiş yine Sayın Cumhurbaşkanımız; ‘Dünya beşten büyüktür. Daha adil bir dünya mümkündür.’ İşte maalesef adaletsiz bir dünyada yaşıyoruz. Bu adaletsiz bir dünyada yaşadığımızı Birleşmiş Milletler’in (BM) genel sekreteri kendisi ifade etmiştir. O şekilde bir dünya” şeklinde konuştu. “Kıbrıs, Osmanlı Devleti’nin devamı olduğu için adanın esas sahibi biziz” Kıbrıs’ın aslında Türklere ait olduğunu da belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Bugün Kıbrıs’a baktığımızda Kıbrıs 350 yıl kesintisiz bir Osmanlı adasıydı. Kıbrıs Türk halkı orada iki halkın bir tanesidir. Ve esas itibarıyla Osmanlı Devleti’nin devamı olduğu için esas adanın sahibi bizlere göre bizdik. Ama daha sonra İngiliz sömürge yönetiminde yaşananlar, orada Rum nüfusunun çoğalması, bir takım yaşanan talihsizliklerle belki zor süreçlerden geçtik ama 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile yeni bir dönüm noktası başlamıştır. Ben bir kez daha tüm Mehmetçiklerimize buradan şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Şehit düşenlere Allah’tan rahmet, hayatta olan tüm Kıbrıs gazilerimize sağlık, mutluluk ve esenlik diliyorum” ifadelerini kullandı. “Kıbrıs’ta iki halk vardır, iki devlet vardır, iki demokrasi vardır, bundan da geri dönüşü yoktur” Türkiye ile aralarındaki bağın bozulması için çeşitli oyunların oynandığına ve sözler verildiğine de dikkat çeken Tatar, ayrıca şunları söyledi: “Bütün devletlerin münasebetlerimiz var, ilişkilerimiz var. Ancak hepsi üzerinde çeşitli fark eden baskılar var. İşte bekleyiniz, şu olacak, bu olacak Kıbrıs’ta bütün işte batı ülkeleri özellikle Avrupa Birliği. Çünkü Avrupa Birliği’nde kim var? Yunanistan var. Kim var? Kıbrıs Rum yönetimi var. Onlar Avrupa Birliği’ni etkiliyorlar ve işte Kıbrıs’a birleşik bir Kıbrıs için hala daha umutlarını yitirmemişler; ‘Sakın ola Kuzey Kıbrıs’ı tanımayınız. Çünkü Kıbrıs’ın geleceği birleşik Kıbrıs’tır. Kıbrıs birleşik Kıbrıs olunca tamamıyla Kuzey ve Güney Avrupa Birliği’nin bir parçası olacak. Dolayısıyla bu da Kıbrıslı Türkler için daha iyi olacak’ şeklinde bizi bir takım oyunlarla oyalama ve Türkiye ile aramızdaki bağların kopartılması için her türlü oyunu oynamaktadırlar. Dolayısıyla bir takım tehditler, bir takım farklı yaklaşımlarda bizim tanınmamız gecikmektedir. Fakat şu bir gerçektir; Kıbrıs’ta iki halk vardır, iki devlet vardır, iki demokrasi vardır. Bundan da geri dönüşü yoktur. Bu kadar. Biz kendimizi tanıtmaya anlatmaya devam ediyoruz. Bugün bu iki devletli siyaseti biz her yerde kendi diplomatlarımızla, kendi iş insanlarımızla ve Kıbrıslı Türkler ile sadece Kıbrıs’ta yaşayan yarım milyon yakın insanımız değil. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan Kıbrıslı en az o kadar insanımız var. İngiltere’de 300 bin insanımız var. Avustralya’da 100 bin insanımız var. Ve dünyanın her yerinde çok başarılı Kıbrıs Türkleri var. Doktorlar, mühendisler, iş insanları. Her yerde bu şekilde başarılı insanlar var. Herkes her yerde şu anda inanınız ki kalbi Kıbrıs ile atıyor. Herkes Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne sahip çıkıyor. Dolayısıyla böylesine büyük bir mücadelenin içerisinde olan Kıbrıs Türk halkı hiçbir zaman umudunu yitirmeden Kuzey Kıbrıs’ı tanıtmak için her türlü fedakarlığı yapacaktır ve yapmaktadır.” Söyleşiye Samsun Valisi Orhan Tavlı, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın, Samsun İl Emniyet Müdürü Ahmet Arıbaş, Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Ahmet Bahadır ve protokol üyeleri katıldı.