ASAYİŞ - 24 Aralık 2024 Salı 22:20

Pikap tırın dorsesine çarptı: 2 yaralı

A
A
A
Pikap tırın dorsesine çarptı: 2 yaralı

Osmaniye-Gaziantep Otoyolu’nda kontrolden çıkan pikap, tırın dorsesine arkadan çarptı. Hurdaya dönen pikapta bulunan 2 kişi yaralandı.


Kaza, Osmaniye-Gaziantep Otoyolu, Taşoluk Tüneli çıkışında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Yusuf İ. yönetimindeki 34 HGK 349 plakalı pikap, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu Bekir A. yönetimindeki 31 B 6567 plakalı tırın dorsesine arkadan çarptı. Kazada, hurdaya dönen pikap sürücüsü Yusuf İ. ve yanında yolcu olarak bulunan Erhan Ş. araçta sıkıştı. İhbar üzerine olay yerine itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Kısa sürede kaza yerine gelen ekipler, sıkışan yaralıları uzun uğraşlar sonunda kurtardı. Yaralılar, kaldırıldıkları Osmaniye Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Kaza nedeniyle yolda ulaşım bir süre kontrollü olarak sağlandı.


Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.



Pikap tırın dorsesine çarptı: 2 yaralı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik BŞEÜ’de 30’uncu yıl kutlaması Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ), Pazaryeri Meslek Yüksekokulu’nun 30’uncu kuruluş yılı, düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlandı. Programa; Rektör Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı, Bozüyük Kaymakamı ve Pazaryeri Kaymakam Vekili Adem Öztürk, Pazaryeri Belediye Başkanı Zekiye Tekin, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nazile Ural, Pazaryeri Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Behlül Ersoy, ilçe protokolü, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Açılış konuşmasını Pazaryeri Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Behlül Ersoy yaptı. Konuşmaların devamında Rektör Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı, Meslek Yüksekokulumuzun yalnızca bir eğitim kurumu olmadığını vurgulayarak, “Pazaryeri Meslek Yüksekokulu, 30 yıllık birikimiyle sadece bir eğitim kurumu değil, bölgeye değer katan bir başarı hikâyesidir. 1994 yılında kurulan Pazaryeri Meslek Yüksekokulu, bugün 916 öğrencisi ve 23 akademik personeliyle eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürmektedir. Bölgenin ekonomik ve sosyal gelişimine katkı sunan okul, çağın ihtiyaçlarına uygun eğitim anlayışıyla mezunlar vermeye devam etmektedir" dedi. Etkinlik kapsamında, Pazaryeri Meslek Yüksekokulu’nun geçmişteki müdürlerine teşekkür edilerek hediyeleri takdim edildi. Otuzuncu yıla özel düzenlenen logo yarışmasında birinci olan Fatma Zehra Kızıldereli’ye ödülü Rektör Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı tarafından verildi. Programda ayrıca, Meslek Yüksekokulu 30 yıllık hikâyesini anlatan özel bir belgesel gösterimi gerçekleştirildi. Kutlama etkinlikleri, sergi alanının gezilmesi ve toplu hatıra fotoğrafı çekimi ile sona erdi.
Eskişehir Kış aylarında en çok kelle paça, ayak paça ve işkembe çorbaları tercih ediliyor Eskişehir’de, soğuk havalarda hastalıklara karşı vücut direnci arttırmak için tüketilen çorbalar lokantalarda yoğun ilgi görürken, vatandaşlar tarafından günün her saatinde tercih ediliyor. Kış aylarının zorlu geçmesi ve soğukların artmasıyla birlikte grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıklara da davetiye çıkıyor. Bu noktada vatandaşlar, hem sıcak bir içecek olarak tüketilen hem de hastalıklara karşı bağışıklığı koruyan çorbalara büyük ilgi gösteriyor. Her çeşidi ayrı ayrı sevilen çorbalar, uygun fiyatları sayesinde de vatandaşların tercih sebebi oluyor. "Hasta olunca bunu için, ilaca gerek yok" Eskişehirli lokanta sahibi İbrahim Kula, ilk olarak çorba çeşitlerinden bahsederek en çok tercih edilenlerin kelle paça, ayak paça ve işkembe olduğunu dile getirdi. Kula, bu çorbaların içinde bulunan yüksek orandaki kemik suyu sebebiyle hem besleyici hem de büyük bir vitamin deposu olduğunu; vatandaşların da bu yüzden sıklıkla bunları tercih ettiğini söyledi. Ayrıca Kula, ezogelin ve tavuk suyu çorbalarının da aynı şekilde çok sevildiğini ve bolca tercih edildiğini belirtti. Kula, en çok tercih edilen çorba çeşitlerinden bahsederek "Bütün çorbalarımız güzeldir, tavsiye ederiz. En önce hastalığa şifadır, hele kelle paça ve ayak paça on numaradır. Özellikle kolajen ve vitamin bakımından kemik suyu bir numaralı şifa kaynağı. Hasta olunca çorba için, ilaca gerek yok. O yüzden bizde en çok kelle paça ve ayak paçayı tercih ediliyor. Fiyatlarımız diğer lokantalara göre de gayet uygun, 60 lira. Biz istiyoruz ki herkes içsin, herkes memnun kalsın, herkes şifa bulsun" ifadelerini kullandı.
İstanbul Muud’da 2024 favorileri belli oldu Dijital müzik platformu Muud, 2024 yılının en çok dinlenenlerini açıkladı. Muud’da 2024’te en çok dinlenen yerli şarkı Semicenk’ten “Eyvah Neye Yarar”, en çok dinlenen yabancı şarkı ise Sabrina Carpenter’dan “Espresso” oldu. Türk Telekom’un dijital müzik platformu Muud, 2024 yılının enlerini ’Muud Look 2024’ listesiyle açıkladı. Platformda; 2024’ün en çok dinlenen şarkıları, sanatçıları, albümleri ve indirilen şarkıları ile kullanıcıların en çok tercih ettiği müzik listeleri belirlendi. Platformda dinleyiciler, Muud Look 2024 ile yıl içerisinde “En Çok Dinlediği Şarkılar”, “En Çok Dinlediği Sanatçılar”, “En Çok Dinlediği Müzik Türleri”, “En Çok Dinlediği Zaman Dilimi” gibi farklı verilere ulaşabilecekler. Semicenk yıl boyunca zirveyi bırakmadı 2024 yılında Muud’da Semicenk hem en çok dinlenen yerli şarkı kategorisinde hem de en çok dinlenen yerli erkek sanatçı kategorisinde birinci oldu. Zeynep Bastık ise en çok dinlenen yerli kadın sanatçı listesinde zirveye adını yazdırdı. Yabancılarda ise Eminem yılın en çok dinlenen yabancı erkek sanatçı kategorisinde birinci olurken Billie Eilish ise en çok dinlenen yabancı kadın sanatçı oldu. 2024’ün enleri 2024 senesinde kullanıcıların en çok tercih ettiği popüler çalma listesinde “Türkçe Pop” birinci oldu. 2019 yılında kurulan ve kısa sürede güçlü bir dinleyici kitlesine ulaşan İkilem, Muud listelerinde bu yıl en çok dinlenen grup olarak ilk sıraya adını yazdırdı. Listelerin rap kategorilerinde en çok dinlenen erkek sanatçı BLOK3, en çok dinlenen kadın sanatçı ise M Lisa oldu.
Ankara Sağlık-Sen Genel Başkanı Doğan: “Bebek ölüm hızı ve anne ölüm oranı düştüyse bunu aile sağlığı çalışanlarımıza borçluyuz” Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, “Son 22 yılda bebek ölüm hızı bin canlı doğumda 42.7’den 9,8’e düştüyse, anne ölüm oranı son 14 yılda yüz bin canlı doğumda 16.4’ten 13.5’e düştüyse aile sağlığı çalışanlarımızın emeği ve başarısı bu noktada yadsınamaz bir gerçektir. Bu tabloyu aile sağlığı çalışanlarımıza borçluyuz” dedi. Genel Başkan Mahmut Faruk Doğan, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, aile sağlığı hemşire ve ebelerinin yaptığı hizmetlerin toplum açısından büyük değere sahip olduğunu kaydetti. Aile sağlığı hemşire ve ebelerinin yaptığı hizmetlerin, bireyden topluma uzanan güçlü bir sağlık zincirinin temel taşlarını oluşturduğunu belirten Doğan, şu ifadeleri kullandı: “Son 22 yılda bebek ölüm hızı bin canlı doğumda 42.7’den 9,8’e düştüyse, anne ölüm oranı son 14 yılda yüz bin canlı doğumda 16.4’ten 13.5’e düştüyse aile sağlığı çalışanlarımızın emeği ve başarısı bu noktada yadsınamaz bir gerçektir. Bu tabloyu aile sağlığı çalışanlarımıza borçluyuz.” Bebekten yaşlılığa kadar her daim hizmet sunuyorlar Aile sağlığı çalışanlarının omuzundaki yükün fazla olduğunu kaydeden Doğan, aile sağlığı hemşire ve ebesinin gerçekleştirdikleri hizmetleri şu şekilde sıraladı: “Aile sağlığı ebe ve hemşirelerimiz, doğumdan itibaren çocukların 13 yaşına kadar aşılanmasını sağlıyor. Soğuk zincir yönetiminden aşı reddine kadar zorlu süreçleri büyük bir özveriyle yürütüyorlar. Bebeklerin doğumdan itibaren gelişim takiplerini düzenli yaparak kayıt altına alıyorlar. Çocukların büyüme süreçlerini ve ergenlik dönemindeki sağlık durumlarını titizlikle takip ediyorlar. Gebelik boyunca anne sağlığını izliyor, doğum sonrası lohusalık döneminde annenin fiziksel ve psikolojik durumunu kontrol ederek rehberlik sağlıyorlar. 65 yaş üstü bireylerin tansiyon, kilo ve genel sağlık durumlarını takip ederek aile hekimlerine bilgi aktarıyorlar. Aile sağlığı merkezlerine başvuranların enjeksiyon ve pansumanlarını titizlikle yaparken, perifer bölgelerdeki hastalara mobil sağlık hizmeti sunuyorlar. Köy ve mezralarda yaşayanlara düzenli olarak ulaşarak sağlık hizmetlerini yerinde veriyorlar. 15-49 yaş kadın sağlığı, aile planlaması ve diğer takipleri de düzenli olarak gerçekleştiriyorlar.” “Aile sağlığı hemşire ve ebelerimiz için mücadelemizi aralıksız sürdürüyoruz” Aile sağlığı çalışanlarının toplum açısından önemli işler yaptığını kaydeden Doğan, “Bu değerli hizmetlere rağmen iş yükü, yetersiz teşvikler ve yetki eksiklikleri gibi sorunlar, aile sağlığı hemşire ve ebelerimizi zor duruma düşürmektedir. Sağlık-Sen olarak aile sağlığı hemşire ve ebelerimizin her zaman yanlarında olduğumuzu yineliyor, bu noktada mücadelemizi aralıksız sürdürmeye devam edeceğimizi bir kez daha belirtiyoruz” diye konuştu.
İzmir Fiziki muayeneyle ’kansersiniz’ denildi, habersiz yumurtalıkları alındı İzmir’de, 5 yıl önce eşiyle beraber bebek sahibi olmak isteyen ve rutin kontrol için kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvuran Ayla Şahinel, fiziki muayene ve ultrason ile kanser teşhisi konulduğunu, iki yumurtalığının habersiz bir şekilde alındığını iddia etti. Şahinel, “Bebek sahibi olmak istedim ve fiziki muayeneyle kanser olduğum söylendi. Bir gün sonra ameliyat edildim. Yumurtalıklarımın alındığını farklı bir doktordan öğrendim ve bana haber dahi verilmedi. Psikolojim çok kötü; intihara bile kalkıştım, hastanelerde yattım. Adalet istiyorum” dedi. Karşıyaka’da yaşayan ve emlakçılık işiyle uğraşan Ayla Şahinel (52), 5 yıl önce 2. evliliğini yaptığı yıllarda, eşiyle birlikte bir bebeğinin olmasını istedi. Önceki eşinden 2 çocuğu olan Şahinel, Buca ilçesindeki özel bir tıp merkezinden kontrol amaçlı randevu aldı. Burada Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı M.İ.’ye muayene olan Ayla Şahinel, doktorun bazı şeylerden şüphelendiğini söylemesi üzerine aynı yerde ultrason çekildi. Fiziki muayeneyle ’kanser’ teşhisi konulup bir gün sonra ameliyat edildi İddialara göre doktoru, fiziki muayene ve ultrason sonucu Ayla Şahinel’e rahim kanseri olduğunu söyledi. Bebek sahibi olmak için rutin kontrol yaptırmak isteyen Şahinel’in, doktorun bu söyledikleri karşısında dünyası başına yıkıldı. Ameliyat olması gerektiği bildirilen talihsiz kadına, hemen bir gün sonraya randevu verildi. 5 yıl önce 47 yaşında olan Ayla Şahinel, iddialara göre fiziki muayeneyle kanser teşhisi sonrası ameliyat masasına yattı. 3,5 saat boyunca ameliyat edilen talihsiz kadının rahminin bir kısmı, iki yumurtalığı ise habersiz alındı. "Sağlam organlarımı aldılar, bana söylemediler ve ben başka doktordan öğrendim" Ameliyat sonrası kendisine gelen Şahinel, zor günler geçirdi. Ayla Şahinel, bir müddet sonra başka bir doktordan yumurtalıklarının olmadığını duyunca şoka girdi. Konuyu yargıya taşıyan Ayla Şahinel, yumurtalıklarının habersiz alındığını ve biopsi sonucu bile olmadan kanser olduğunun söylendiğini öne sürdü. Ayla Şahinel, “Benim aslında hiçbir şikayetim yoktu. O dönemde, eşimle birlikte bebek yapmayı planlıyorduk. 17 yıllık arkadaşım, bu doktorun sekreteriydi ve beni o götürdü. 15 dakika içinde, fiziki muayene ve ultrasonla ‘rahim kanserisiniz’ denildi. Benim o an basiretim bağlandı; yani bende kanser endişesi oluşturarak, hemen ameliyata ikna ettiler. Ertesi gün; beni yetkisiz bir ameliyathanede, yoğun bakım olmayan, canlandırma odası bile olmayan bir tıp merkezinin ameliyathanesinde, koyun keser gibi kesip içimdeki sağlam organları aldılar ve aldıktan sonra da bana söylemiyorlar. 2 yıl sonra, başka bir doktorun kontrolüyle iki yumurtalığımın olmadığını öğrendim. 3,5 saat beni resmen bir polikliniğinin ameliyathanesinde kesip biçmişler. Bebek sahibi olmak isterken dünyamı kararttılar. Yoğun kanamalı gelen hasta yazılmış ve ben oraya sapasağlam gittim. Beni SGK’ya ayakta tedavi göstermişler. Sistemlerde bile benim bu ameliyatım gözükmüyor. ‘Neden bunu bana yaptınız? 5 bin lira ameliyat parası için neden benim sağlam organlarımı aldığınız?’ dediğimde, ‘başka yere gitseydin’ diye bir cevapla karşılaştım. Hem adli hem idari başvurularımız sonucunda, Sağlık Bakanlığı tarafından inceleme başlatıldı ve soruşturma izni verildi. Tıp merkezinden itiraz ettiler ve itirazları da reddedildi” dedi. "İntihar girişiminde bulundum, yoğun bakımlarda yattım" “Adalet istiyorum” diyen Şahinel, konunun artık yargıda olduğunu ifade ederek, şu ifadelere yer verdi: “Ciddi anlamda mağdur edildim. Yaşam kalitem düştü; yani benim vücudumdan izinsiz organlarım alınıyor. Neden alınıyor? Neye dayanarak? Bana yumurtalıklarımın alınacağı kesinlikle söylenmedi, rahim alınacaktı sadece; onu da tam almamışlar zaten. Adli tıpa sevk edildim ve orada her şey ortaya çıktı. Doktora defalarca ulaşmaya çalıştım, ulaşamadım. ’Bana yaş ve görünüm’ nedeniyle yumurtalıklarımın alındığını söyledi. O zamanlar 47 yaşındaydım ve benim; bebek şansımı, tüm bebek şansımı, hamile kalma şansımı sonlandırdı, üreme organlarımı yok etti. Benim yumurtalıklarımı ne yaptınız ve neden aldınız? Cezalarını çekmelerini istiyorum; çünkü şuanda psikolojik tedavi görüyorum. Bununla ilgili ciddi sıkıntılar yaşadım; intihara kalkıştım, hayatımı kaybediyordum, yoğun bakımlarda yattım. Bunu hazmedemiyorum.”