SAĞLIK - 15 Kasım 2024 Cuma 09:37

Geleceğin hemşirelerinden diyabete dikkat çeken etkinlik

A
A
A
Geleceğin hemşirelerinden diyabete dikkat çeken etkinlik

Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Zübeyde Hanım Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü, NÖHÜ Toplumsal Katkı Koordinatörlüğü ve Diyabet Hemşireliği Derneği iş birliğiyle 14 Kasım Dünya Diyabet Günü kapsamında diyabet hastalığına yönelik farkındalık oluşturmak amacıyla bir etkinlik düzenlendi.



Şehit Ömer Halisdemir Meydanında düzenlenen etkinlikte diyabet hastalığına ilişkin risk faktörlerini belirlemek amacıyla Niğde halkına yönelik tarama çalışmaları yapıldı. Etkinlik süresince katılımcıların boy, kilo ve kan şekeri ölçümleri gerçekleştirildi. Elde edilen verilerle bireylerin risk faktörleri belirlendi ve uzmanlar tarafından gerekli danışmanlık hizmeti sunuldu. Diyabet Hemşirelik Derneği ile iş birliği içerisinde, Niğde Belediyesi önünde açılan stantta halka diyabetle ilgili bilgilendirme yapıldı.



“NÖHÜ Olarak Toplum Sağlığına Katkı Sunmayı Sürdürüyoruz”


Etkinlik kapsamında kurulan standı ziyaret eden Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Uslu, "Bölgesel kalkınma odaklı, öncelikli alanlarda ihtisaslaşmış, topluma hizmette öncü ve yenilikçi bir üniversite vizyonuyla toplum sağlığına katkı sunmayı sürdürüyoruz. Üniversitemiz öncülüğünde düzenlenen bu anlamlı etkinliğin diyabetle mücadelede erken teşhisin önemine ve söz konusu hastalığa yönelik farkındalık oluşturmak adına önemli bir adım. Emeği geçenlere teşekkür ederim" dedi.



Geleceğin hemşirelerinden diyabete dikkat çeken etkinlik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Hızlı yürümede ortaya çıkan nefes darlığı KOAH habercisi olabilir Tüm dünyada KOAH gelişimine neden olan en önemli risk faktörünün tütün kullanımı olduğunu belirten Doç. Dr. İrfan Eser, "KOAH’ta başta nefes darlığı olmak üzere öksürük ve balgam gibi belirtiler gözlenmektedir. Başlangıç evresinde hızlı yürüme, merdiven çıkma ya da koşma gibi aktiviteler sonucunda ortaya çıkan nefes darlığı problemi, hastalığın ilerleyen evrelerinde uyku sırasında dahi gözlenebilen bir problem halini alır” dedi. Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. İrfan Eser, 20 Kasım Dünya KOAH Günü (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) nedeniyle önemli açıklamalarda bulundu. Tüm dünyada KOAH gelişimine neden olan en önemli risk faktörünün tütün kullanımı olduğunu söyleyen Doç. Dr. Eser, hastalığa bağlı olarak akciğer kapasitesinin büyük oranda azaldığına dikkat çekti. Doç. Dr. Eser, KOAH hastalığında dokulara yeterli miktarda oksijen iletimi sağlanamayacağından, başta nefes darlığı olmak üzere öksürük ve balgam gibi belirtilerin gözlendiğini ifade etti. “Sigara ve tütün kullanımı en önemli risk faktörü” KOAH’ın nedenlerine değinen Doç. Dr. Eser, “KOAH, akciğer dokusunun uzun süreli hasarının yol açtığı hava yolu daralması neticesinde gelişen öksürük, balgam ve ilerleyici nefes darlığı ile karakterize yaygın, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir akciğer hastalığıdır. KOAH gelişimi için en önemli risk faktörü sigara kullanımıdır. Pipo, puro ve nargile kullanımı da KOAH’ın nedenleri arasındadır. Kişinin yaşadığı yer ya da mesleği nedeniyle organik ve inorganik tozlu ortamlara, kimyasal maddeler ve buharları içeren maddelere maruz kalması, KOAH’a neden olabilmektedir. Bireyin toz, duman ve zararlı gazlara maruz kalması, kapalı ortamlarda ısınmak ya da yemek pişirme amacıyla kullanılan ‘biomas’ adı verilen organik yakıtlar, odun, tezek, bitki kökleri ve kömür dumanının yol açtığı iç ortam hava kirliliğini diğer nedenler olarak sıralayabiliriz” diye konuştu. “Uzun süreli öksürük görülür” KOAH’ın belirtilerinden bahseden Doç. Dr. Eser, “Başta nefes darlığı olmak üzere öksürük ve balgam gibi belirtiler gözlenmektedir. Başlangıç evresinde hızlı yürüme, merdiven çıkma ya da koşma gibi aktiviteler sonucunda ortaya çıkan nefes darlığı problemi, hastalığın ilerleyen evrelerinde uyku sırasında dahi gözlenebilen bir problem halini alır. Öksürük ve balgam problemi ise yine başlangıç evrelerinde yalnızca sabah saatlerinde ortaya çıkan birer belirti olarak görülse de, hastalığın ilerlemesiyle birlikte şiddetli öksürük ve yoğun balgam gibi KOAH belirtileri görülebilir” dedi. “Sigara bırakılmalı, grip ve zatürre aşıları yapılmalı” KOAH’ta akciğer fonksiyonlarındaki hızlı bozulmayı yavaşlatan tek etkenin sigaranın bırakılması olduğunu dile getiren Doç. Dr. Eser, “Hastalığı tedavi etmenin temel amaçları arasında hastalığın bulgularını hafifletmek, solunum yollarındaki hasarı azaltmak ve akciğerlerin oksijenlenmesini düzeltmek yer almaktadır. Bu bağlamda hastanın, hastalık hakkında bilgilendirilmesi ve tedaviye katılım sağlaması için cesaretlendirilmesi oldukça önemlidir. Hastalığın seyrini kötüleştiren alevlenmelerden ve zatürreden korunması için grip ve zatürre aşılarını yaptırması, aktif yaşam biçimini benimsemesi, tütün ve tütün ürünlerini bırakması için desteklenmesi, nefes açıcı etkisi olan, ‘inhaler’ olarak adlandırılan ve solunum yolu ile uygulanan ilaçları düzgün ve düzenli kullanması, tedavide göz ardı edilmemesi gereken noktalardır” ifadelerini kullandı.
Ankara Sağlık Bakanı Memişoğlu: "Hiçbir hekimin ilaç yazması veya tanısıyla ilgili müdahale yapmıyoruz" Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Bir algı operasyonu yapılıyor ’Paramızı kesiyorlar, ilaç yazmamızı engelliyorlar’ diye. Biz hiçbir hekimin parasını kesmiyoruz. Hiçbir hekimin ilaç yazması veya tanısıyla ilgili müdahale yapmıyoruz" dedi. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite 10. Toplantısı sonrasında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gazetecilerin sorularını cevapladı. Bakan Memişoğlu, aile hekimliğinin işleyişini ikinci basamakla entegre edip daha etkin hale getirmeyi amaçladıklarını belirterek, "Aile hekimliğini daha etkin hale getirmeye çalışıyoruz. Burada bizim yaptığımız şey, sadece aile hekimliğinin işleyişini biraz daha ikinci basamak sağlık hizmetleriyle entegre edip daha verimli bir hale getirmektir. Ancak bu konuda yanlış bir algı oluşturulmaya çalışıldığını görüyoruz" dedi. "Sağlıkta daha az sevk, daha sağlıklı nüfus" Bakan Memişoğlu, "Aile hekimine eğer önceki dönemine göre hastalar bir sene sonra daha az gidiyorsa, bir aile hekimi bir yıl önceki döneme göre hastalarını ikinci ve üçüncü basamağa daha az yönlendiriyorsa bu durum bölgedeki, kendi nüfusundaki insanların daha sağlıklı olduğunu gösterir. Yani daha az sevk yapılan bölgelerdeki nüfusun sağlık durumu daha iyi demektir. Biz ona teşvik, ilave ödeme veriyoruz" şeklinde konuştu. "Yanlış bir algı oluşturuluyor" Bakan Memişoğlu, aile hekimlerinin ödemelerinin kesildiği iddialarının doğru olmadığını belirterek, "Biz aile hekimlerinden ödeme kesmiyoruz. Eğer bir aile hekimi, önceki dönemde daha fazla ilaç yazmışsa aynı ödemeyi alacak. Ama daha az ilaç yazıyorsa, biz ona biraz daha ödeme yapıyoruz. Burada bir algı operasyonu yapılıyor ’Paramızı kesiyorlar, ilaç yazmamızı engelliyorlar’ deniyor. Biz hiçbir hekimin parasını kesmiyoruz ve hiçbir hekimin ilaç yazması veya tanısına müdahale etmiyoruz" dedi.
İstanbul Okula dönüşte başarı için uyum önerileri Okullar dokuz günlük ara tatilin ardından pazartesi günü açılıyor. PDR Direktörü Sibel Durak bazı çocukların yoğun bir okul temposuna uyum sağlamakta zorlanabileceklerini belirterek ebeveyn ve eğitimcilere önerilerde bulundu. İlk ve ortaöğretimdeki öğrenciler ilk ara tatil sonrası 18 Kasım Pazartesi günü eğitim-öğretime kaldığı yerden devam edecek. Ancak öğrencilerin ara tatilde bir arada olduğu ebeveynlerinden ayrılmalarının zor olabileceğine, geçiş döneminde duygusal ve fizyolojik tepkiler verebileceklerine dikkat çeken Bahçeşehir Koleji PDR Direktörü Sibel Durak, her çocuğun, okula, derslere dönüş noktasında farklı tepkisi olabileceğini söyledi. Kimi heyecanla beklerken ve okul rutinine çok kolay uyum sağlayabilirken, bazılarının oldukça stresli ve kaygılı hissedebileceğine dikkat çekti. Ailelerin ve eğitimcilerin çocukların duygularını önemseyip iyi gözlemlemelerinin önemine vurgu yaptı. Velilere okula dönüş yaklaştığında çocukların okul ile ilgili aklından geçenleri ilgiyle dinlemesini öneren Sibel Durak, “ Okulla ilgili endişeleri varsa çocuğunuzla konuşabilirsiniz. Okul kıyafetlerini ve çantasını birlikte hazırlayabilirsiniz. Tatil döneminde yapılan sanat, spor, bilim aktiviteleri, geziler, hobi atölyeleri gibi etkinlikleri okul döneminde de sürdürün” dedi. Eğitmenler ve ebeveynlerin, çocukların zayıf yönleri yerine güçlü yönlerine odaklanarak onları cesaretlendirmeleri gerektiğini belirten Durak, okulda gerçekleşecek yeni etkinlikler hakkında konuşmak, okulu çekici hale getirerek çocukların arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle tekrar bir araya gelme isteğini artırabileceğini de söyledi.
Çankırı Ilgaz Dağı’ndan toplanan çam kozalakları şifaya dönüşüyor Türkülere konu olan Ilgaz Dağları’ndan toplanan çam kozalaklarından yapılan şuruplar, astım, bronşit hastaları başta olmak üzere vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor. Kış mevsimi ve mevsim geçişlerinde sık yaşanan grip, nezle, geçmeyen öksürük gibi hastalıklar vatandaşları doğal ürünlere yönlendiriyor. Hastalıklardan korunmak isteyen vatandaşlar, ilaçların yanı sıra, doğadan toplanan bitkilerden şifayı arıyor. Çankırı’nın Ilgaz ilçesinde Ilgaz Dağı’nda toplanan kozalaklardan yapılan şurup da vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor. "Ilgaz sen Anadolu’nun bir yüce dağısın" dizeleri ile türkülere konu olan Ilgaz Dağı’ndan toplanan çam kozalakların bölgede yaşayan vatandaşlar tarafından saatlerce kaynatılması ile şurup yapılıyor. Üst solunum yollarını açan ve birçok hastalığa iyi geldiği bilinen kozalak şurubu, özellikle astım ve bronşit hastalıkları başta olmak üzere vatandaşlardan büyük ilgi görüyor. Kozalak şurubu üreten vatandaşlar, kavanozunu yaklaşık 150 TL’den satıyor. Bölgede kozalak şurubu üretimi yapan Ömer Faruk Özdemir, sağlık çalışanlarının dahi kendilerinden kozalak şurubu istediğini belirtti. “Öksürüğü, öksürük şurubundan daha fazla kestiğine inanıyorum” 6 aydır kozalak şurubu üreticiliği yaptığını belirten Ömer Faruk Özdemir, “Köyümüze, katma değer sağlamak için bir süredir düşünüyordum. Aklıma kozalak şurubu geldi. Bir çalışma yaparak bu işin içerisine girdim. Yaklaşık 6 yıldır yapıyorum. Kozalakları topladığımız ağaçlar, egzoz dumanı görmeyen yerler. Ilgaz bölgesinde karaçam ağırlıklı olduğu için onları topluyoruz. Topladığımız kozalakları güzel bir şekilde bol su ile yıkıyoruz. Daha sonra sağlığa uygun varillerde 10 güne yakın ıslıyoruz. Kozalaklar iyice kirini, tozunu ve reçinesini salıyor. Kozalakları beklettiğimiz suyu döktüğümüz zaman ortaya çıkan kozalakları kaynatıyoruz. Sıcak suyla birlikte yüzeye çıkan doğa atıklarını da süzüyoruz. Berrak bir şekilde kozalak suyumuz ortaya çıkınca kozalakları suyun içerisinden alıyoruz. Ortaya çıkan suyu da isteğe göre, şeker ilaveli veya şekersiz bir şekilde vakumlu kavanozlarda saklıyoruz. Kozalak tedavi etmez. Bu şuruptan çok fazla bir beklenti beklenmemesi gerek. Öksürüğü, öksürük şurubundan daha fazla kestiğine inanıyorum. İnsanların yaşam kalitesini arttırıyor, balgam söktürüyor, ciğerleri temizliyor, korona gibi virüsleri daha hızlı atlatmamızı sağlıyor ve mikrop öldürüyor. Hastanede çalışan personeller bile kozalak şurubu alıyorlar. Bu da kozalak şurubunun faydalı olduğunu ispat ediyor” dedi. "Geçirmiş olduğumuz pandemi döneminde tüketicilerimizin en çok kullandığı geleneksel takviye edici gıda bileşeni de kozalak şurubu olmuştur" Kozalak şurubunun takviye edici geleneksel bir şurup olduğunu kaydeden Gıda Mühendisi Doç. Dr. Hüdayi Ercoşkun ise, “Kozalak şurubu, içerisinde bulunduğumuz aylarda taze kozalakların toplanması ve kaynatılarak özlerinin çıkartılması, daha sonrada odunsu kısımlarının ayrılarak koyulaştırılması şeklinde gerçekleşmektedir. Kozalağın içerisindeki fenolik gibi çeşitli maddelerle iltihaplanmaları giderici, üst solunum yollarında nefes açma gibi fonksiyonları bulunmaktadır. Geçirmiş olduğumuz pandemi döneminde tüketicilerimizin en çok kullandığı geleneksel takviye edici gıda bileşeni de kozalak şurubu olmuştur” diye konuştu.