GÜNDEM - 15 Kasım 2024 Cuma 10:10

Uzmanlardan ‘Kumar bağımlılığı’ uyarısı: “Toplumun belası, büyük aile felaketlerine yol açmakta”

A
A
A

Ünlü isimlerin gözaltına alınmasıyla gündeme gelen yasa dışı bahis ve kumar bağımlığı konusunda uyarılarda bulunan Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mustafa Nuray Namlı, “Kumar, sürekli oyun oynama bozukluğunda tüm dünyada bir artış var. En büyük sebep; dijitalleşme çünkü ulaşım çok kolaylaşmakta. Kişi, para kaybetmekte, kaybettikçe hırslanmakta bunlar kısır döngünün başlangıcı. Bir kişinin kumara veya oyuna bağımlı hale gelmesi toplumu etkilemekte, büyük aile felaketlerine yol açmakta. Gerçekten toplumun belası, rol modeller, eğitim önemli, en önemlisi sezildiği zaman erken tanı ve tedavi hayat kurtarıyor” dedi.

Ünlü sunucu Mehmet Ali Erbil, şarkıcı Serdar Ortaç ve birçok sosyal medya fenomeninin gözaltına alınmasıyla bağımlılık türleri, kumar, yasa dışı bahis oyunları konuları tekrar gündeme geldi. Dijitalleşmeyle ulaşılabilirliğin artmasının bağımlıklarda etkili olabildiğini belirten uzmanlar, bağımlılıkların sosyal ve psikolojik alanlarda birçok sorunu da beraberinde getirdiğini aktardı. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mustafa Nuray Namlı da bağımlılıklar ve çevreye etkileri konusunda bilgi verdi. Doç. Dr. Namlı, erken tanı ve kişinin tedaviyi istemesinin süreçte rol oynadığını aktardı.

“Kumar ve oyun oynama bozukluğunda tüm dünyada bir artış var"

Bağımlılıklara ilişkin açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Mustafa Nuray Namlı, “Bağımlılık bir bireyin herhangi bir maddeye veya davranışsal bir olaya bağlanıp ondan ayrılamamasıdır. Sigaradan tutun da oyun, kumar bağımlılığına kadar bunu genişletebiliriz. Geçmişte çok sık gördüğümüz alkol ve madde bağımlılığıydı, sigara da bir bağımlılık. Madde bağımlılıkları da kendi altında çeşitli alt bileşenlere ayrılmakta. Kumar oynama bozukluğu diğeri sürekli oyun oynama bozukluğu tüm dünyada bir artış var. En büyük sebep; dijitalleşme çünkü ulaşım çok kolaylaşmakta. Bireyin eskiden bir mekana gitmesi gerekirken kumar oynaması için artık elinin altında, cebindeki bir cep telefonuyla çok kolay çevrimiçi olarak kumarın veya bir oyunun oynandığı ortama, platforma erişebilmekte. Merak, haz alma duygusu buna eşlik etmekte. Her geçen gün bağlanmakta, kumarda veya oyunda harcadığı süre artmakta, daha sonra bağımlılık dediğimiz döngüye girmekte. Para kaybetmekte, kaybettikçe tekrar hırslanmakta, haz ve korku yaşamakta. ‘Kazanayım, elde edeyim’ diye tekrar daha büyük miktarlarda girmekte. Kendi işi, uğraşısını, okulunu, eğitimini bırakıp daha çok vakit ayırıp sosyal çevresinden kopmakta. Depresyon kaygı bozuklukları ortaya çıkmakta. Kişilerin eşlerini veya çocuklarını kontrol etmeleri gereğinden fazla sosyal medyada vakit geçiriyor mu, gereğinden fazla harcaması var mı, fazla bir özgüvene sahip oldu mu, dürtü kontrol bozukluğu, davranışlarını yönlendirme becerisi yeterince gelişmiş mi, gelişmemiş mi, aşırı harcamaları, yalan söylemeleri oldu mu, borçlanma talepleri var mı? Kumara kaybettikçe yerine koyabilmek için daha büyük rakamlar koyulmakta ve çevreden borçlanmakta. Bunlar kısır döngünün başlangıcı, aileler bu noktada birbirlerine destek olmalı. Bir kişinin kumara veya oyuna bağımlı hale gelmesi o aileyi veya toplumu büyük oranda etkilemekte, büyük aile felaketlerine yol açmakta” şeklinde konuştu.

“Gerçekten toplumun belası, çağımızın sıkıntısı"

Kişilere yönelik tedavi süreçlerine yönelik konuşan Doç. Dr. Namlı, “Kendi içerisinde olayla bir yüzleşmesi gerekmekte. Tedavi için dürüst bir şekilde gelmesi gerekir. Önce değerlendirme görüşmelerimiz olmakta sonra motivasyonel görüşmeler yapılmakta. Kişinin tedavi arayışı varsa poliklinikten veya yatırılarak hastaya yardım etmeye çalışıyoruz. Öncelikle psikososyal tedavilere başlıyoruz sonra gerekirse beraberinde bir dürtü kontrol, depresyon veya kaygı, duygu durum bozukluğu varsa ona yönelik tedaviler başlamakta. Kumar, oyun oynama veya diğer madde kullanım bozuklukları aynı zamanda birçok psikiyatrik eş tanılarla da seyretmekte. Eş tanılara yönelik tedavilerimiz, terapi, ilaç tedavilerimiz hastanelerimizde ve diğer sağlık kuruluşlarında yapılmaktadır. Başarı kişinin iradesi, sosyal çevresinin desteğiyle de çok alakalı. Gerçekten toplumun belası, çağımızın sıkıntısı. Rol, modeller çok önemli, aileler, çocuklar ve eşlerin birbirini kontrol etmeleri ve doğru insanlarla arkadaşlık etmeleri önemli. Eğitim çok çok önemli, okullardaki eğitim, her boyutunda toplumun, ailenin eğitimi en önemli faktör. Eğer yoksunluk düzeyine gelmişse bir kişi bağımlıdır, en yakın bir sağlık kuruluşuna ulaşıp yoksunluğunu azaltmak için tedavi alması lazım. Eğer tedavi almazsa yoksunluğu azaltmak için kişi tekrar maddeye yöneliyor. Bizim polikliniklerimizde buna yönelik tedaviler verilmekte gerekirse o kişiler yatırılarak bireysel ya da grup terapilerine alınmakta. İlaç tedavilerine hemen başlanmakta. Çok büyük bir toplumsal sorun, ailenin bu işi kapatmaması, bir profesyonelden destek alınması gerekir. En önemlisi sezildiği zaman erken tanı ve tedavi hayat kurtarıyor. Arkadaş çevresinde buna yönelik ilişkisi varsa o arkadaş çevresinden veya mahalleden uzaklaşılmalı. Parçalanmış, alkolün, maddenin veya başka bağımlılığın olduğu, şiddetin olduğu ailelerde bunlar daha sık görülmekte” dedi.

Hasibe Karadağ - Mehmet Ekrem Ceylan - Emre Baba

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Manavgat Belediyesi Kent Tiyatrosu’ndan “Bilime Engelsiz Seyahat” prömiyeri Manavgat Belediyesi Kent Tiyatrosu (MAKET), “Bilime Engelsiz Seyahat” adlı çocuk oyununun prömiyerini Atatürk Kültür Merkezi’nde sahneledi. Leyla Bacaksız’ın yazıp, Kosta Kortidis’in yönettiği “Bilime Engelsiz Seyahat” adlı çocuk oyununu, Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara’nın eşi Dr. Hacer Ceyhan Kara, belediye başkan yardımcıları, birim müdürleri, STK temsilcileri, oda başkanları, basın mensupları ve binlerce biletli seyirci izledi. Kapalı gişe sahnelenen oyun, vatandaşlardan büyük ilgi gördü. “Eğlence ve umut dolu bir yolculuk” Bilime Engelsiz Seyahat, hayatın sıkıntılarından ve zorlayıcı şartlarından bunalmış bir kız çocuğunun, sanal dünyada gerçekleştirdiği eğlenceli ve umut dolu yolculuğu konu alıyor. Hayatın sıkışmışlığına karşı bir çıkış yolu arayan kahramanımız, teknoloji ve bilimle yapılan bir keşfe çıkıyor. Özel gereksinimli oyuncudan muhteşem performans Özel gereksinimli oyuncu Ayşenur Kandemir, gösterdiği performansla izleyicilerden büyük beğeni topladı. Belediye başkan yardımcısı Gülsüm Özer, Ayşenur Kandemir’e teşekkür ederek çiçek takdim etti. Kandemir’in performansı, toplumsal eşitlik ve fırsat eşitliği mesajı verirken, sanatın her birey için ulaşılabilir olmasının önemini bir kez daha gözler önüne serdi. "Manavgat’ın çocuklarıyla gurur duyuyoruz" MAKET Genel Sanat Yönetmeni ve aynı zamanda oyunun yönetmeni olan Kosta Kortidis, Manavgat’ın kültürel gelişimine katkı sağlamak adına önemli bir projeyi daha hayata geçirdiklerini belirtti. "Bu güzel ekip, Manavgat’ın öz evlatları. Manavgat’ın içinden çıkan kendi değerleri, sanatçı adayları. Bu oyuncular Manavgat’ın çocukları ve Manavgat bu çocuklarla gurur duymaya devam edecek" diyen Kortidis, bu tür projelerin artırılacağının altını çizdi. Ayrıca, Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara’ya teşekkür ederek, "Manavgat’ı bir kültür ve sanat şehri yapma gayesinde olan Sayın Başkanım Dr. Niyazi Nefi Kara’ya bir kez daha teşekkür ediyorum" dedi. “Biz biriz, birlikteyiz” Oyun ardından konuşan Dr. Hacer Ceyhan Kara, Bilime Engelsiz Seyahat oyununu yazan Leyla Bacaksız ve yöneten Kosta Kortidis’e teşekkürlerini iletti. Dr. Hacer Ceyhan Kara, gösterinin Manavgat halkı adına gurur verici olduğunu belirtti. Dr. Kara, "Herkes muhteşem performanslar sergiledi. Manavgat adına çok gururlandım. Bu oyun bana, uzay çağında da olsak, sanal alemde de olsak birlikteliğin önemini bir kez daha hatırlattı. Başkanımızın dediği gibi, ’biz biriz, birlikteyiz’. Bu oyundan çok güzel mesajlar aldım" ifadelerini kullandı.
Ankara Bakan Şimşek: “2023 yılında yasa dışı bahisle ilgili 644 milyon lirayı bloke ettik” Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "2023 yılında yasa dışı bahisle ilgili bloke ettiğimiz işlem tutarı 644 milyon liradır. MASAK tarafından düzenlenen raporlar doğrultusunda mahkemeler tarafından yaklaşık 30 milyon liralık tutara el koyma kararı verilmiştir" dedi. AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Gelir İdaresi Başkanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve Kamu İhale Kurumu’nun Sayıştay raporları ve bütçeleri görüşüldü. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütçe görüşülmeleri çerçevesinde Komisyon’da bir sunum gerçekleştirdi. Bakan Şimşek, geçen yıl uluslararası standartlara uygun, kurala dayalı ve iyi tasarlanmış bir ekonomi programını uygulamaya başladıklarını belirterek, programın nihai hedefinin sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil bir gelir dağılımı olduğunu sözlerine ekledi. “Aldığımız tedbirlerle yıllık cari işlemler açığını eylülde 9,7 milyar dolara düşürdük” Uyguladıkları programla dış kırılganlıkların azaltılması ve makro finansal istikrarın güçlendirilmesinde önemli mesafe katettiklerini aktaran Şimşek, “Son 20 yılda cari açığın milli gelire oranı ortalama yüzde 3,8 olarak gerçekleşti. 2023 yılı Mayıs ayında bu oran yüzde 5,5’e yükselerek önemli bir kırılganlık kaynağı olmuştu. Aldığımız tedbirlerle yıllık cari işlemler açığını eylülde 9,7 milyar dolara ve milli gelire oran olarak yüzde 0,8’e düşürdük. Bu gelişmede ağırlıklı olarak para politikasının etkisiyle normalleşen altın ithalatı, enerji fiyatlarındaki gerileme, mal ve hizmet gelirlerindeki artış ve iç talepteki yavaşlama etkili oldu. Program döneminde ilave rezerv birikimini sağlamak ve dış borç sürdürülebilirliğini güçlendirmek için cari açığın milli gelire oranını yüzde 2’nin altında tutmayı hedefliyoruz. Politikalarımızı bu doğrultuda oluşturuyoruz” açıklamasında bulundu. “Swap hariç net rezervlerimiz 106 milyar dolar artmıştır” Bakan Şimşek, dış finansmana erişimin iyileştiğini belirterek, “Türk lirasına talep artıyor, rezervler ve makro finansal istikrar güçleniyor. Cari açıktaki düşüş, dış finansmana erişimin iyileşmesi ve Türk lirasına artan güven sonucunda önemli ölçüde rezerv birikimi sağladık. Uluslararası tanıma göre rezerv yeterliliğimiz eşik seviyeye ulaşmıştır. 2023 yılı Mayıs ayına göre brüt rezervlerimiz 59 milyar dolar, swap hariç net rezervlerimiz ise 106 milyar dolar artmıştır. Bu artışın yaklaşık yüzde 75’i yurt içi portföy tercihlerinden, yani ters para ikamesinden kaynaklanmıştır. Yabancı para mevduatların toplam içindeki payı, 2023 yılı Mayıs ayındaki yüzde 63,7’den yüzde 43,8’e gerilemiştir. Makro finansal istikrarı pekiştirmek ve dezenflasyon sürecini hızlandırmak için Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) çıkıyoruz” ifadelerine yer verdi. Makro finansal istikrarın güçlenmesiyle ülke risk priminin düştüğünü ve kredi notunun arttığını kaydeden Şimşek, 2023 yılı Mayıs ayında 700 baz puana yükselen risk priminin 260 puanın altına gerilediğini ve Türkiye risk primindeki iyileşme ile gelişmekte olan ülkelerden olumlu ayrıştığını kaydetti. “Enflasyon beklentilerinin son iki buçuk yılın en düşük seviyesine gerilemesi olumlu gidişata işaret ediyor” Bakan Şimşek, yüksek enflasyonun karşı karşıya oldukları en önemli makro dengesizlik olduğunu söyleyerek, “Yıllık enflasyon öngördüğümüz gibi mayısta zirveye ulaştı. Haziranda başlayan dezenflasyon süreci devam ediyor. Son 5 ayda yıllık enflasyon 26,9 puan azalarak yüzde 48,6’ya geriledi. Para politikasına hassasiyeti yüksek olan temel mallarda enflasyon düşüşü daha belirginken, dünyada olduğu gibi bizde de hizmetlerde atalet yüksek seyrediyor. Özellikle geriye dönük fiyatlama davranışının yüksek olduğu kira ve eğitim grubundaki yıllık artışlar ve kiralardaki yüzde 25’lik tavan uygulamasının kalkması enflasyondaki düşüşü sınırlamıştır. Enflasyondaki katılıkların giderilmesi zamana yayılsa da, ekim ayında tüm kesimler için 12 ay sonrası enflasyon beklentilerinin son iki buçuk yılın en düşük seviyesine gerilemesi bu konudaki olumlu gidişata işaret ediyor” diye konuştu. “Yönetilen ve yönlendirilen fiyatları enflasyon hedefiyle uyumlu olarak belirleyeceğiz” Gelecek dönemde dezenflasyonda üç temel hususun belirleyici olacağını dile getiren Şimşek, “Bunlardan birincisi, para politikasının enflasyona gecikmeli etkisi zamanla daha net görülecek. İkincisi, 2025 yılında bütçe açığının milli gelire oranının azalması negatif mali etki oluşturacak. Üçüncü olarak bütçe imkânlarının elverdiği ölçüde yönetilen ve yönlendirilen fiyatları enflasyon hedefiyle uyumlu olarak belirleyeceğiz” şeklinde konuştu. Dezenflasyon sürecinde büyümenin ılımlı ve daha dengeli seyrettiği bilgisini veren Şimşek, 2023 yılında yüzde 5,1 olan büyümenin 2024’te yüzde 3,5 olarak gerçekleşmesini beklediklerini söyledi. Şimşek, büyümedeki dengelenmenin öngörüleri doğrultusunda devam ettiğini dile getirdi. “Fiyat istikrarı sürdürülebilir yüksek büyümenin ön koşuludur” Sürdürülebilir yüksek büyüme programının fiyat istikrarı ile mümkün olacağını söyleyen Şimşek, “Dezenflasyon sürecinde büyüme kısa vadede geçici olarak yavaşlayabilir ancak ülkemizin geçmiş dönem tecrübeleri büyüme ve dezenflasyon arasında orta vadede ters yönlü bir ilişki bulunmadığını göstermektedir. Son 10 yılda ortalama enflasyon yüzde 22,5, ortalama büyüme yüzde 4,9 olarak gerçekleşti. Bundan önceki 10 yılda ortalama enflasyon yüzde 8,3 iken büyüme yüzde 5,9 oldu. 1994-2003 döneminde ise ortalama enflasyon yüzde 69 iken, büyüme yüzde 2,8 eviyesindeydi. Özetle; fiyat istikrarı sürdürülebilir yüksek büyümenin ön koşuludur” değerlendirmesinde bulundu. Orta Vadeli Program’ın yapısal reformlara ilişkin detaylı bir yol haritası içerdiğini sözlerine ekleyen Şimşek, Ar-Ge ve yenilikçilik kapasitesini geliştirmek, yeşil, dijital ve teknolojik dönüşümü sağlamak, beşeri sermayeyi güçlendirmek, işgücü piyasasını daha da etkinleştirmek, iş ve yatırım ortamını iyileştirmek ve kayıt dışılığı azaltmanın programın temel eksenini oluşturduğunu söyledi. Bu alanlardaki tedbirleri de takvime bağladıklarını kaydeden Şimşek, yılın ilk üç çeyreğinde 58 adet tedbirin 35’ini hayata geçirdiklerini ifade etti. “2025 yılında vergi gelirlerimizin milli gelire oranının 0,9 puan artarak yüzde 18,1 olmasını öngörüyoruz” Mali disiplini güçlendirdiklerini belirten Şimşek, 2023 yılında alınan tedbirlerle bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 5,2 ile sınırladıklarını kaydetti. Şimşek, “Bu sene yüzde 4,9’a gerilemesi öngörülen bu oranı, 2025’te yüzde 3,1’e indirmeyi hedefliyoruz. Böylece negatif mali etki üzerinden dezenflasyonu destekleyeceğiz. Bütçe açığındaki düşüşü, etkin gelir tahsilatı ve harcama disipliniyle gerçekleştireceğiz. Bütçe giderlerinin milli gelire oranını ağırlıklı olarak deprem harcamalarındaki düşüş kaynaklı 1,5 puan azaltacağız. Bu sene olduğu gibi deprem dışındaki alanlarda harcama disiplini devam edecek. 2025 yılında vergi gelirlerimizin milli gelire oranının 0,9 puan artarak yüzde 18,1 olmasını öngörüyoruz. Bu artışa yeni ihdas ettiğimiz asgari kurumlar vergisi başta olmak üzere aldığımız gelir tedbirleri, kayıt dışılıkla mücadele, vergilemede gönüllü uyumu güçlendirecek çalışmalar, tahsilat ve denetim performansımızla ulaşacağız” diye konuştu. “Tasarruf tedbirleri kapsamında 145 kamu kurum ve kuruluşunda denetim yapıldı” Bakan Şimşek, Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’ni uygulamaya aldıklarını hatırlatarak, “Önceki tasarruf tedbirlerinden farklı olarak Bakanlığımız nezdinde ‘Tasarruf Tedbirleri Bilgi Sistemi’ni geliştirdik ve ‘Kamu Filo Yönetim Sistemi’ni de etkinleştirdik. Muhasebat Genel Müdürlüğümüz tasarruf tedbirleri kapsamında bakanlıklar, valilikler, üniversiteler, belediyeler ile diğer kurumlar olmak üzere 145 kamu kurum ve kuruluşunda denetim yapmıştır. Sağlık, savunma ve güvenlik hariç yeni araç tahsisini kullanımdakilerin tasfiyesi koşuluyla ve mümkün olduğunca yerli ve elektrikli araçlarla sağlıyoruz. Genelge sonrası dönemde hizmet alımı suretiyle kullanılan taşıtlardan, sözleşmesi sona erenleri yüzde 15 oranında azalttık” bilgisini paylaştı. Gelir politikalarında hedeflerinin vergi adaletini daha da güçlendirmek ve dolaysız vergilerin payını artırmak olduğunu aktaran Şimşek, kurumlar vergisi oranını yüzde 20’den yüzde 25’e, yap-işlet-devret ve kamu-özel iş birliği projelerinden elde edilen kazançlar ve banka ve finans kurumlarını yüzde 30’a yükselttiklerini ifade etti. Vergilemede etkinliği artıracak düzenlemeler yaptıklarını da kaydeden Şimşek, vergi güvenliğini sağlamak amacıyla elektronik ticarette gelir ve kurumlar vergisi tevkifatı uygulaması getirdiklerini söyledi. “Ülkemizde vergi yükünün yüksek olduğu algısı gerçeği yansıtmıyor” Bakan Şimşek, vergi yüküne ilişkin kamuoyunda algı oluştuğunu ifade ederek, “Ülkemizde vergi yükünün yüksek olduğu algısı gerçeği yansıtmıyor. Toplam vergi yükü sıralamasında yüzde 20,8 ile 38 OECD ülkesi arasında en düşük vergi yüküne sahip üçüncü ülkeyiz. Vergi yükü ortalaması OECD’de yüzde 34, AB’de ise yüzde 41,2 seviyesindedir. Dolaylı vergi yükünün çok yüksek olduğu yönündeki kanaat de doğru değildir. Vergi sistemimizdeki temel sorun dolaysız vergilerin yeterli düzeyde olmamasıdır. Ülkemizde dolaylı vergilerin milli gelir içerisindeki payı yüzde 9,1 iken OECD ortalaması yüzde 10,5, AB ortalaması ise yüzde 13,6’dır. Ülkemizde genel KDV oranı yüzde 20’dir. Bu oran ile AB ülkeleri içerisinde en düşük vergi oranına sahip altıncı ülkeyiz” diye konuştu. “IBAN ile kayıt dışı bırakılan kazançlar, kâr payı transferleri gibi birçok alanda yoğun denetimler gerçekleştirdik” Kayıt dışı faaliyetlerin oluşturduğu haksız rekabeti gidermek ve devletin gelir kaybını azaltmak için gereken tedbirleri aldıklarını belirten Şimşek, 2024 yılında usulsüzlük ve özel usulsüzlük ceza tutarlarını önemli ölçüde artırdıklarını ifade etti. Şimşek, kayıt dışı faaliyette bulunan mükelleflere artırımlı ceza uygulaması getirdiklerini de dile getirerek, “Lüks tüketim incelemeleri, lüks yat ve tekne satışları, araç kiralama faaliyetleri, ikinci el araç ve gayrimenkul ticareti, kira denetimleri, kuyum sektörü ve altın ticareti, alkol, tütün ve akaryakıt sektörleri, sosyal medya kazançları, banka ve kredi kartıyla ödeme almayan işletmeler, IBAN ile kayıt dışı bırakılan kazançlar, kâr payı transferleri, gelir beyanı olmayan yüksek tutarlı kredi kartı harcamaları, sahte belge düzenleme ve kullanımı gibi birçok alanda yaygın ve yoğun denetimler gerçekleştirdik” dedi. “2023 yılında yasa dışı bahis ile ilgili bloke ettiğimiz işlem tutarı 644 milyon liradır” Terörizmin finansmanı ve suç gelirlerinin aklanması ile mücadelelerinin uluslararası standartlara tam uyumlu ve kararlı bir şekilde sürdüğünü aktaran Şimşek, “2024 yılında kripto varlıklara yönelik yapılan yasal düzenleme ile kripto varlık hizmet sağlayıcılarının kuruluşu ve faaliyetleri izne bağlanmıştır. Düzenlemelerle işlemler daha güvenli hale getirilmiş, gerekli tedbir ve yaptırımların uygulanabilmesi sağlanmıştır. Önümüzdeki dönemde suç gelirlerinin aklanmasını önlemek amacıyla yasa dışı bahis ve kumarla mücadelemizi sürdüreceğiz. 2023 yılında yasa dışı bahis ile ilgili bloke ettiğimiz işlem tutarı 644 milyon liradır. Ayrıca MASAK tarafından düzenlenen raporlar doğrultusunda mahkemeler tarafından yaklaşık 30 milyon liralık tutara el koyma kararı verilmiştir” açıklamasında bulundu. Şimşek, Gelir İdaresi Başkanlığının, Özelleştirme İdaresi Başkanlığının ve Türkiye İstatistik Kurumunun 2023 Yılı Kesin Hesabı’na ilişkin 2023 yıl sonu itibarıyla 2,68 trilyon lira olan Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinin 2,66 trilyon lirasının kullanıldığını kaydetti. Kullanılan paranın yaklaşık yüzde 1,2’sine tekabül eden 31,3 milyar liralık kısmının Bakanlık hizmetlerinde kullanıldığını da aktaran Şimşek, personel ve sosyal güvenlik giderlerine 10,2 milyar lira, mal ve hizmet alım giderlerine 20,2 milyar lira, cari transferlere 76,4 milyon lira, sermaye giderlerine 878,6 milyon lira harcandığını söyledi. 2023 yıl sonu itibarıyla 19,4 milyar lira olan Gelir İdaresi Başkanlığı bütçesinin 19 milyar lirasının kullanıldığını söyleyen Şimşek, “Harcamalar; personel ve sosyal güvenlik giderleri için 1,4 milyar lira, mal ve hizmet alım giderleri için 141,5 milyon lira, cari transferler için 5 milyon lira, sermaye giderleri için 97,1 milyon lira şeklinde gerçekleşmiştir” dedi. “Fiyat istikrarının sağlanması için ne gerekiyorsa yapacağız” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteğiyle uygulamaya konulan programa kararlılıkla devam edeceklerini de söyleyen Şimşek, “Fiyat istikrarının sağlanması için ne gerekiyorsa yapacağız. Çünkü çiftçi, esnaf, işçi, asgari ücretli, memur, emekli yani tüm vatandaşlarımızın alım gücünü kalıcı olarak ancak fiyat istikrarı ile artırabilir ve gelir dağılımını iyileştirebiliriz. Aynı zamanda vergi politikalarımızla vergide adaleti güçlendirmeyi sürdüreceğiz” diye konuştu. Komisyon, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in sunumunun ardından komisyon üyesi milletvekillerinin konuşmalarıyla devam etti.