EĞİTİM - 27 Aralık 2025 Cumartesi 09:47

MERCEK’te dijital tasarım ve Canva kursuna yoğun ilgi

A
A
A
MERCEK’te dijital tasarım ve Canva kursuna yoğun ilgi

Mersin Büyükşehir Belediyesinin MERCEK Mesleki Eğitim Merkezleri bünyesinde açılan ‘Dijital Tasarım ve Canva’ kursu, gençlerin dijital becerilerini geliştirerek iş hayatına hazırlıyor; ücretsiz eğitimler yoğun ilgi görüyor.


Mersin Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı bünyesinde faaliyetlerini sürdüren MERCEK Mesleki Eğitim Merkezleri, ‘Bugünün Gençleri, Geleceğin Meslekleri’ projesi kapsamında, Avrupa Birliği tarafından finanse edilerek açılan Dijital Gençlik Merkezi (DİGEM) sınıfıyla, gençleri dijital dünyanın ihtiyaçlarına uygun şekilde yetiştirmeye devam ediyor. Proje kapsamında Yenişehir MERCEK’te verilen ‘Dijital Tasarım ve Canva" eğitimleri yoğun katılımla sürüyor.


Canva programının mesleki ve kişisel gelişim anlamında sunduğu geniş kullanım alanı sayesinde kursiyerler; web sayfası oluşturmadan banner hazırlamaya, video içerik üretiminden temel ofis işlevlerini kullanmaya kadar birçok farklı beceri edinebiliyor. Dersler Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri yapılıyor. Toplam 50 saat süren eğitimi tamamlayan kursiyerler, MEB onaylı sertifika alabilecekler.


"Amacımız, kursiyerlerimizin profesyonel beceriler kazanmasını sağlamak"


MERCEK Mesleki Eğitim Merkezleri Koordinatörü Gül Kadem Maya, ‘Bugünün Gençleri, Geleceğin Meslekleri’ projesi kapsamında açılan ‘DİGEM’ sınıfı ile kursiyerlerin yarınlara daha güçlü hazırlanmasını amaçladıklarını belirterek, ‘Dijital Tasarım ve Canva’ eğitimlerini başlattıklarını söyledi. Dijital dünyada içerik üretiminin, hemen her sektörün ihtiyacı haline geldiğini belirten Maya, "Kursiyerlerimiz hem hayal güçlerini ortaya çıkaracak, hem de iş hayatında kendilerine fayda sağlayacak eğitimler alıyor. Amacımız, kursiyerlerimizin profesyonel beceriler kazanmasını sağlamak. Kursiyerlerimiz; sosyal medya içerikleri, afiş, sunum, logo tasarımları ve poster gibi pek çok ürünü profesyonelce hazırlamayı da öğreniyorlar" dedi.


Kursa katılım talebinin çok yoğun olduğunu ifade eden Maya, "2 farklı grupla eğitimlerimize devam ediyoruz. Gençlerimizin sadece eğitim almasını değil, aynı zamanda geleceğin meslekleriyle tanışmasını ve güçlü yönlerini de keşfetmelerini istiyoruz. Amacımız, onları iş dünyasının beklentilerine uygun şekilde donatmak ve özgüveni yüksek, üretken, teknolojiyi etkin kullanan bireyler olarak yetiştirmek" diye konuştu.


Proje kapsamında 18-29 yaş arası gençlere öncelik tanındığını sözlerine ekleyen Maya, "Kendini geliştirmek ve hayal gücünü ortaya koymak isteyen herkes, ücretsiz bir şekilde eğitimlerimize katılabilir" ifadelerini kullandı.


"Canva programı kişilere mesleki ve kişisel gelişim alanında katkı sunuyor"


Yenişehir MERCEK’te görev yapan Bilgisayar Öğretmeni Güngör Bayar, "Öğrencilerimize, nitelikli iş gücü adına bir şeyler öğretmeye ve kendilerini yetiştirme konusunda yardımcı olmaya çalışıyoruz. Kursiyerlerimize tamamen ücretsiz bir şekilde bu hizmeti verebilmek bizi de gururlandırıyor" dedi.


Canva programının kişilere hem mesleki, hem de kişisel gelişim alanında katkı sunduğunu kaydeden Bayar, "Ofis programlarının tamamını, Canva içerisinde kullanabiliyoruz. Mesela kişi kendi web sayfasını oluşturabilme, banner hazırlama, video içeriği üretebilme, videoyu istediği gibi kullanabilme gibi birçok özelliği öğrenebiliyor. Bu da kendisine inanılmaz bir katkı sağlıyor. Şu anda birçok aşamayı bitirdik. Toplam 50 saatlik bir sürecimiz var. Tamamladıktan sonra Halk Eğitim’den MEB onaylı belgelerini e-devlet sisteminde görebilecekler" diye konuştu.



MERCEK’te dijital tasarım ve Canva kursuna yoğun ilgi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Malatya’da ‘Terörsüz Türkiye" konferansı AK Parti Malatya Milletvekili ve Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Babacan, ‘Terörsüz Türkiye’ Konferansında yaptığı konuşmada, "Terörün Türkiye’ye yıllık maliyeti yaklaşık 140 milyar dolardır. Bu sorun sadece bir veya iki kişinin değil 86 milyonunun tamamının meselesidir, milletimizle birlikte, kimseyi dışlamadan ayrıştırmadan hep birlikte başaracağız. Biz çocukların ölmediği, silahların konuşmadığı bir Türkiye istiyoruz" şeklinde konuştu. Milletvekili Babacan konuşmasında, "Hiçbir siyasi kaygı duymadan, oy hesabı yapmadan, ‘yeter ki Türkiye kazansın, yeter ki milletimiz kazansın’ diyerek bu tarihi sorumluluğu üstlenen Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye şükranlarımı sunuyorum" dedi. Yeşilyurt Belediyesi ve Yeşilyurt Kent Konseyi tarafından düzenlenen ‘Terörsüz Türkiye’ Konferansı, Kongre ve Kültür Merkezinde yoğun katılımla gerçekleştirildi. Konferansın açılış konuşmasını yapan Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, konferansın amacının, toplumsal farkındalığı artırmak ve terörün her türlüsüne karşı ortak bir duruş sergilemek olduğunu söyledi. Başkan Geçit, "Terörsüz Türkiye" hedefinin birlik ve beraberliğin, kardeşliğin ve güçlü demokrasinin hâkim olduğu bir Türkiye ideali olduğunu ifade ederken, " Terör; sadece can güvenliğimizi tehdit eden bir sorun değil, aynı zamanda toplumsal huzurumuzu, kardeşliğimizi ve ortak geleceğimizi hedef alan büyük bir tehdittir. Bu nedenle terörle mücadele, yalnızca güvenlik güçlerimizin değil; milletçe hepimizin ortak meselesidir. "Terörsüz Türkiye" hedefine ulaşmanın yolu ise, farklılıklarımızı zenginlik olarak gören, ortak değerler etrafında kenetlenen bir toplumsal bilinçten geçmektedir. "Terörsüz Türkiye" süreci, yüzyıllardır kangrene dönüşmüş önemli bir süreci ele alıyor. Bu sorun ülkemizin tüm enerjisini alan, ekonomik ve insan kaynaklarına darbe vuran bir sorundur. Bu ciddi sorunun kökten çözümlerle ortadan kalkması için sadece elini değil gövdesini de taşın altına koyan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye şükranlarımı sunuyorum. Sayın Babacan’da kurulan komisyonda çok önemli görevler üstlendi, hazırlanan raporların tüm süreçlerinde aktif bir şekilde yer aldı. Ülkemizin en ciddi sorununun çözümünde sorumluluk alması bizim için gurur vesilesidir" şeklinde konuştu. AK Parti Malatya Milletvekili ve Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Babacan ise, terörün toplumsal yapıya verdiği zararlar, demokratik kazanımlar, milli dayanışmanın önemi ve terörle mücadelede toplumsal farkındalığın rolü üzerinden önemli değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Abdurrahman Babacan, Türkiye’nin terörle mücadelesinde gelinen noktayı değerlendirerek, terörün yalnızca güvenlik boyutuyla değil; sosyal, kültürel ve demokratik boyutlarıyla da ele alınması gerektiğini vurguladı. Terörle mücadelede gelinen nokta, milli dayanışmanın önemi, kardeşlik ikliminin güçlendirilmesi ve demokratik kazanımlarımız üzerine konuşan Milletvekili Babacan, "Terörsüz bir Türkiye hedefi, sadece devletimizin değil, toplumun tüm kesimlerinin ortak sorumluluğudur. Milli birlik ve kardeşlik duygularımızı güçlendirdiğimiz ölçüde, terörün zemin bulması da imkânsız hale gelecektir" dedi. Milletvekili Babacan, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesinin, terörle mücadelenin en önemli unsurlarından biri olduğunu belirterek, "86 milyonunun tamamı olarak, Türk’üyle, Kürt’üyle, Arab’ıyla, Çerkeziyle, Laz’ıyla; Sünnisiyle, Alevisiyle, gayrimüslimiyle yıllardır terör belasından çok çektik, artık bu meseleyi hep birlikte hareket ederek, ülkemizin hem bugününü hem de yarınlarını düşünerek bitirmemiz gerekiyor. Bu mesele çözülmezse, yarın başka bir terör ve şiddet biçimiyle karşımıza çıkar. Ben buradan iki önemli lidere, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye şükranlarımı sunuyorum. 6 aylık süreçte gördüm ki inanılmaz bir samimiyetle, bu işin çözülmesi için uğraşıyorlar. Hiç bir siyasi kaygı olmadan, "oy kazanırım veya kaybederim" kaygısı taşımadan "yeter ki ülkemiz kazansın milletimiz kazansın yeter ki Türkiye kazansın" diye bu soruna bakan, bu uğurda her türlü fedakârlığı yapan, her türlü sorumluluğu üstlenen kararlı bir duruş sergiliyorlar. Gösterdikleri ufuk ve liderlikten dolayı şükranlarımı sunuyorum. Bu sorun sadece bir ve iki kişinin değil 86 milyonunun tamamının meselesidir, milletimizle birlikte, kimseyi dışlamadan ayrıştırmadan hep birlikte başaracağız" ifadelerini kullandı. "Terörsüz Türkiye’ vizyonunun devlet ve millet projesi olduğunu, Türkiye’nin birliğini, beraberliğini ve kardeşliğini isteyen herkesin bu süreçte aktif rol alması gerektiğine yürekten inandıklarını sözlerine ekleyen Milletvekili Babacan, terörün Türkiye’ye yıllık yaklaşık 140 milyar dolar maliyet oluşturduğunu, bu büyük mali kaybın Türkiye’nin ekonomik büyüme hamlelerine ciddi zararlar verdiğini, milli gelirin ise 5 trilyon dolar seviyesine ulaşabileceğini dile getirdi. Devletin bütün kurumlarının eşgüdüm içinde çalışmasıyla birlikte son yıllarda terör eylemlerinin ciddi biçimde gerileme olduğunun altını çizen Milletvekili Babacan, silahın ve şiddetin olduğu yerde hiçbir şeyin konuşulamayacağını, toplumun her kesiminin sorunlarının ortak irade, karşılıklı diyalog ve milli birlik ve dayanışma içerisinde çözülebileceğini hatırlattı. Milletvekili Babacan, konuşmasının sonunda konferansı düzenleyen Yeşilyurt Belediyesi ile Yeşilyurt Kent Konseyine teşekkürlerini sundu. Soru-cevap bölümüyle devam eden programda katılımcılar, terörle mücadele, toplumsal barış ve demokrasi konularında görüş ve düşüncelerini paylaşma imkânı buldu. Konferansı, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, AK Parti İl Başkanı Ali Bakan, MHP İl Başkanı Gökhan Gök, Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, AK Parti Yeşilyurt İlçe Başkanı Ramazan Yaylacı, AK Parti Battalgazi İlçe Başkanı Basri Kahveci, MHP Yeşilyurt İlçe Başkanı Süleyman Emre, MHP Battalgazi İlçe Başkanı İlhan İlhan, Malatya Hacı Bektaşı Veli Kültür Merkezi Vakfı Genel Başkanı Hasan Meşeli, Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, sivil toplum ve meslek örgütleri yetkilileri, mahalle muhtarları ve çok sayıda vatandaş takip etti.
Ankara Bakan Göktaş’tan il müdürlerine ‘saha odaklı yönetim’ uyarısı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, il müdürlerine ‘saha odaklı yönetim’ uyarısında bulundu. Bakan Göktaş, "Risk puanı, müdahale çağrısıdır. En hassas başlıklarımızdan biri, şiddet ve istismar vakaları. Bu alanda hiçbir gecikmeyi kabul edemeyiz. Bu nedenle bu vakalarda ‘saha yönetimi’ni bizzat sahiplenin" dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Bakanlığın 81 il müdürüyle yıllık değerlendirme toplantısında bir araya geldi. Toplantıda, 2025 "Aile Yılı" kapsamında yürütülen çalışmalar ve yeni dönem stratejileri kapsamlı bir şekilde ele alındı. Göktaş, Aile Yılı kapsamında 81 ilde başlatılan seferberlikle aileyi her alanda destekleyen kapsamlı bir dönüşüm gerçekleştirdiklerini belirterek, bu süreçte emeği geçen il müdürlerine teşekkür etti. Bakan Göktaş toplantıda il müdürlerine ‘saha odaklı yönetim’ konusunda da kritik uyarılarda bulundu. İl müdürlerinin bakanlığın sahadaki ‘uygulayıcı gücü’ olduğunu hatırlatan Göktaş, vatandaşın kuruma olan güveninin il müdürlüklerinin yaklaşımıyla şekillendiğini vurguladı. Göktaş, "İl müdürlüğü yönetimi sadece iş ve süreç yönetimi değildir; aynı zamanda bir güven yönetimidir. Vatandaşın bize attığı her adımda, karşılaştığı ilk tavırda kurumumuzun itibarı şekillenir. Beklentimiz, sahayı yakından tanıyan, hizmeti yerinde izleyen ve sorunları büyümeden çözen bir yönetim anlayışını kararlılıkla sürdürmenizdir" ifadelerini kullandı. Çalışma stratejisini üç eksen üzerine kurduklarını bildiren Göktaş, "Birinci eksenimiz, sahaya hâkimiyet ve hizmetin takibi. Hizmet verdiğiniz kişileri dosya üzerinden değil, yerinde izleyin. Her il müdürlüğümüz bir ’saha planı’ hazırlamalı. İkinci eksen, doğru bilgi akışı ve yönetimde açıklık. İlinizle ilgili bir problemi başkasından değil, sizden duymak isterim. Üçüncü eksen ise kurum içi ulaşılabilirlik, iletişim ve motivasyon. Kapalı kapılar, geciken kararlar ve güçsüz iletişim; sahada hizmetin ritmini bozar" açıklamasında bulundu. "Saha yönetimini bizzat sahiplenin" Göktaş, sahada erken uyarı ve sistematik izleme konusunda yeni bir döneme girildiğini de belirterek, pilot uygulaması başlayan ‘Sosyal Risk Haritası’ ile "Çocuklar Güvende" web sitesinin etkin kullanılması talimatını verdi. Göktaş, şunları kaydetti: "Sosyal Risk Haritalarımızdan elde ettiğimiz verileri 18 yaş altı için ’Çocuklar Güvende’, 18 yaş üstü bireyler için ise ’Aile Rehberi’ sistemimiz üzerinden takip edeceğiz. Risk puanı, müdahale çağrısıdır. Vaka bazında izlemeyi, yönlendirmeyi ve kurumlar arası koordinasyonu hızlandıran bir mekanizma kurun. İl müdürünün takibi zayıflarsa sistem kağıt üzerinde kalır. En hassas başlıklarımızdan biri, şiddet ve istismar vakaları. Bu alanda hiçbir gecikmeyi kabul edemeyiz. Tüm vakaları titizlikle takip etmeli ve sahada aktif olmalısınız. Bu nedenle bu vakalarda ‘saha yönetimi’ni bizzat sahiplenin." Aile Yılı’ndan ‘Aile ve Nüfus 10 Yılı’na Aile Yılı’nı geride bırakırken ’Aile ve Nüfus 10 Yılı’ vizyonunun daha uzun vadeli bir politikanın sürekliliği olduğuna dikkati çeken Göktaş, il müdürlüklerinin vatandaşın hayatına dokunan uygulamaların etkisini ölçmesi ve bu hizmetlerin sürekliliğini sağlaması gerektiğini vurguladı. Göktaş, bu çerçevede doğum yardımı ve Aile ve Gençlik Fonu’ndan yararlananların düzenli izlenmesi gerektiğini de hatırlattı. "Küçük bir ihmal büyük bir riske dönüşebiliyor" Sahada sunulan hizmetin takibinin, etkisinin ve hızının aynı anda güçlendirilmesinin önemini vurgulayan Bakan Göktaş, "Küçük bir gecikme büyük bir mağduriyete; küçük bir ihmal büyük bir riske dönüşebiliyor. Bu nedenle, il müdürlüklerimiz daha aktif, hızlı ve sonuç odaklı hareket etmeli" uyarısında bulundu.
Bursa Türkiye’de HIV vakaları artış eğiliminde Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emin Halis Akalın, dünyada HIV vakalarının azalma eğilimine girdiği yerler olsa da Türkiye’deki tablonun farklı olduğunu vurguladı. Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği ‘Nilüfer’de Sağlık’ buluşmalarında HIV ve AIDS masaya yatırıldı. Akademisyenler, dünyada vakalar azalırken, Türkiye’de artış eğilimine dikkat çekerek, erken tanının önemini vurguladılar. Nilüfer Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Nilüfer’de Sağlık’ buluşmaları kapsamında "HIV/AIDS Yeterince Farkında Mıyız?" başlığıyla bir seminer gerçekleştirildi. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi’ndeki programa Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin’in yanı sıra bilgi sahibi olmak isteyen çok sayıda vatandaş katıldı. Programda Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emin Halis Akalın ve akademisyen Doç. Dr. Uğur Önal konuyla ilgili önemli bilgiler paylaştı. Türkiye’de vaka sayısı artış eğiliminde Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emin Halis Akalın, dünyada HIV vakalarının azalma eğilimine girdiği yerler olsa da Türkiye’deki tablonun farklı olduğunu vurguladı. Bu hastalığın 1980’li yıllardan bu yana devam eden çok önemli bir salgın olduğunu hatırlatan Akalın, "Dünyanın önemli bir kısmında yeni enfeksiyon sayıları azalırken, Türkiye’de rakamlar maalesef yukarı doğru bir artış eğrisi gösteriyor. Resmi kayıtlara göre yaklaşık 60 bin kişi tanı almış durumda ancak durumunun farkında olmayanlarla birlikte bu rakamı ikiyle çarpmak gerekiyor. Artık biz bu bireylere ‘HIV pozitif’ yerine ‘HIV ile yaşayan birey’ diyoruz. Çünkü günümüzdeki etkili tedavilerle bu kişilerin yaşam beklentisi, HIV ile yaşamayan bireylerle aynı seviyeye gelmiş durumda" dedi. Böyle önemli bir konuda farkındalık gösteren Nilüfer Belediyesi’ne teşekkür eden Akalın, belediye bünyesindeki Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezi’nin anonim test imkanı sunarak, damgalanma ve ayrımcılığın önüne geçilmesi açısından hayati bir rol oynadığını vurguladı. Hastalığın bulaşma yolları ve korunma yöntemleri üzerine bilgiler paylaşan Doç. Dr. Uğur Önal ise toplumdaki yanlış algılara ve tedavinin gücüne değindi. Bulaş yollarıyla ilgili bilgi veren Önal, "En sık bulaş yolu korunmasız cinsel temastır. Ancak HIV; tokalaşmakla, sarılmakla, aynı havayı solumakla veya ortak çatal-bıçak kullanımıyla kesinlikle bulaşmaz. Eğer bir birey ilaçlarını düzenli kullanır ve kanda virüs tespit edelimeyecek düzeye indirilirse, artık bulaştırıcı olarak kabul edilmez. Bu durum hem toplum sağlığını koruyor, hem de bireylerin çocuk sahibi olabilmelerine ve normal hayatlarına devam etmelerine imkan sağlıyor" diye konuştu. Akademisyenler, erken tanının hem bağışıklık sisteminin çökmesini engellemek, hem de toplumdaki yayılımı durdurmak için en güçlü silah olduğunu hatırlattılar. Seminer, akademisyenlerin katılımcılardan gelen soruları yanıtlamasıyla sona erdi.
Kocaeli 2025’in finali dizi müzikleri ile yapılacak Kocaeli Büyükşehir Oda Orkestrası, yılın son konserinde Toygar Işıklı’nın hafızalara kazınan dizi müziklerini bir kez daha seslendirecek. Engin Şen yönetimindeki konser, 29 Aralık Pazartesi günü sanatseverlerle buluşacak. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Oda Orkestrası, yılın son konseri ile sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Sevilen orkestra dinleyicilerinden gelen yoğun istek üzerine bir kez daha Toygar Işıklı’nın eserlerini seslendirecek. Engin Şen yönetimindeki Oda Orkestrası’nın heyecanla beklenen konseri 29 Aralık Pazartesi günü Kocaeli Kongre Merkezi’nde saat 19.30’da gerçekleştirilecek. Konserde, yayınlandığı dönemde Türk seyircisi tarafından büyük ilgi gören "Yaprak Dökümü", "Ezel", "Aşk-ı Memnu", "Dudaktan Kalbe", "Sen Eşittir Ben", "Hayat Gibi", "Kara Sevda" ve "İçerde" dizilerinin hala hafızalarda olan müzikleri seslendirilecek. Engin Şen yönetimindeki orkestra Orkestrayı, Kocaeli Büyükşehir Belediye Konservatuvarı Çello Eğitmeni ve aynı zamanda Oda Orkestrası’nın şefi olan Engin Şen yönetecek. Nilay Öncüoğlu’nun solist olarak eşlik edeceği orkestrada; Oğuz Yaşar Özzeren, Yağmur Çınar, Musab Çağrı Öztürk, Faruk Çetin 1. kemanda; Engin Yaşar, Yeşim Uzunhasanoğlu, Ekin Hanım Duvarcı ve Sıla Bostancı 2. kemanda; Özge Aysu, Ahmet Efe Küçük, Hilal Örnek viyaloda; Ekim Türkü Özdemir flütte; İsmail Hakkı Gayretli, Enes Bakır, Zeynep Deveci, Yeşim Madanoğlu, Gizem Yaşar viyolonselde; Zeynep Sarıtaş, Çınar Deniz Özbek klarnette; Hüseyin Mert Gönen bağlamada; Deniz Arslan piyonada; Ulaş Özturan bas gitarda; Egemen Anıl Kanca elektro gitarda; Erdem Güven ise davulda görev yapacak. Yeni yılda da aynı keyifle 2025 yılında verdiği konserlerle vatandaşlardan büyük ilgi gören Oda Orkestrası, 2026 yılında yine seyircisine klasik müzik keyfi yaşatmaya devam edecek. Başarılı ve sevilen orkestra yılın ilk konserini ise Şubat ayının başında ve muhteşem bir klasik repertuarla beğeniye sunacak.