ASAYİŞ - 20 Ocak 2025 Pazartesi 10:41

Hasta rolü yaparak geldiği hastanenin otoparkından araç çalan şahıs tutuklandı

A
A
A
Hasta rolü yaparak geldiği hastanenin otoparkından araç çalan şahıs tutuklandı

Mersin’de hasta rolü yaparak geldiği hastane otoparkından düz kontak yöntemiyle araç çalan şahıs polis tarafından yakalandı. Kaçmak üzereyken yakalanan şahıs tutuklandı.


Alınan bilgiye göre, hasta rolü yaparak Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine gelen bir şahıs, hastane otoparkında keşif yaptı. Daha sonra belirlediği aracı çalmak amacıyla tekrar otoparka kamyonetle gelen şüpheli şahıs, arka camını kırarak girdiği aracı düz kontak yöntemiyle çaldı. Şüpheliyi yakalamak için çalışma başlatan Asayiş Şube Müdürlüğü Oto Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, güzergahlardan geçen güvenlik kamerası kayıtlarını inceledi. Şüpheliyi teknik ve fiziki takibe alan Mersin polisi, şahsı kaçmak üzereyken kıskıvrak yakaladı. Şüphelinin ikametinde bir ruhsatsız tabanca ele geçirilirken, çalınan araç da bulundu.


Şüpheli, sevk edildiği adli makamlarca tutuklandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Muş’ta balıkçıların zorlu kış mesaisi: Kalehan Barajı’nda ekmek mücadelesi MUŞ (İHA) – Muş’un Ulukaya köyünde bulunan Kalehan Barajı’nda balıkçılık yapan vatandaşlar, zorlu kış şartlarına rağmen ekmek mücadelesine sürdürüyor. Barajın serin sularına bir gün önceden bıraktıkları ağları toplayan balıkçılar, soğuk hava ve rüzgâra rağmen işlerini büyük bir özveriyle sürdürüyor. Sabahın erken saatlerinde mesaiye başlayan balıkçılar, zor hava şartlarına rağmen yüzlerinden gülümsemeyi eksik etmeyerek mesleklerini severek yapıyorlar. Omuz omuza çalışarak ağlara takılan balıkları teknenin içine alan balıkçılar, ekmek parası kazanmak için balığın peşinden gidiyor. Ulukaya, Köşk ve Göl Köyü Su Ürünleri Kooperatifi Başkan Yardımcısı Emrullah Kurt, balıkçılık yaparak geçindiklerini söyleyerek, hava şartları ne kadar sert olursa olsun, barajın kendilerine sunduğu nimetleri değerlendirmek zorunda olduklarını ifade etti. Kurt, “Su üzerinde balık avlama işimize devam ediyoruz. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte gelip ağlarımızı suya seriyoruz. Ertesi günü gelip ağları çekip, çıkan balıkları Muş ve Bingöl’deki esnafa satıyoruz. Bu konu için devletimizden de destek bekliyoruz. Kooperatif olarak ağır şartlarda çalışıyoruz. Kış mevsiminde balık avına geldiğimizde sıfırın altında 5-10 derece soğuklarda geliyoruz. Soğuktan dolayı çok zorluk çekiyoruz ama işimizin başındayız. Her ne kadar zor şartlarda olsa bile işimizi severek yapıyoruz. Daha önceki yıllarda hayvancılıkla uğraşıyordum. Hayvancılıkta maliyetler yükseldiğinden dolayı balıkçılığa yöneldik. Ekmeğimizin peşindeyiz” dedi.
Muğla Beçin’in yıllardır süren su sorunu sona eriyor Muğla Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (MUSKİ) ekipleri Milas’ın Beçin Mahallesinde uzun zamandır taşıma su ile ihtiyaçlarını karşılayan 16 hanenin su sorununu çözdü. MUSKİ ekipleri, bölgede 4 bin 500 metre hat ile şebeke hat imalatını tamamlarken abonelik işlemleri başladı. MUSKİ ekipleri, Milas’ın Beçin Mahallesi Karakaya Küme Evleri mevkiinde içme suyu hattı şebekesi olmadığı için taşıma ve yağmurdan biriktirdikleri su ile ihtiyaçlarını karşılayan 16 hanenin su sorununu çözmek için harekete geçti. Yaklaşık 4 bin 500 metre hat ile şebeke hat imalatını tamamlayan MUSKİ ekipleri, elektrik bağlantıları ve teknik birkaç adımdan sonra 16 haneye kesintisiz su sağlayacak. Beçin mahallesinde hayvancılık yapan Muzaffer Yılmaz, “Suyumuz yok, taşımı tankerlerle su taşıyoruz, tankerlerle suluyoruz. Bunun için müracaat yapıyoruz işte su için. Çok zor. İki kilometre yerden su çekiyoruz. Tek umudumuz, malımız susuz kalmasın. Yazın çok zorluk çekiyoruz. Yani, ne diyeyim yağmur suyuyla duş aldığımız günler de oluyor. Malımızın susuz kaldığı günler de oluyor. Onun için tek dileğimiz su” dedi. Tek sıkıntılarının su sorunu olduğunu kaydeden Güray İstanköy, “Kşın yağmur sularını saçlardan yakan, saçlardan yakan suyu oluklardan, bidonlara, varillere topluyoruz. Buradan tenekelerde el yıkama için kullanıyoruz. Bir de 3 tonluk bir depomuz var arka tarafta. O depoya da suyu yine boruyla içine dolduruyoruz. Oradan hidroforla, çeşmelere akıtıyoruz. Bunlar büyük bir ihtimalle bittiği için bu sefer tankerlerle suyu getiriyoruz. Ama tekrardan hidrofordan çeşmelerini akıtmamız için de tankerden gelen suyu depoya dolduruyoruz ki çeşmelerimiz kullanılsın” diye konuştu. Çetin Korkut: “16 Hane Kesintisiz Suya Kavuşacak” Bölgedeki 16 hanenin kesintisiz suya kavuşacağını kaydeden Milas 1. Bölge Daire Başkanı Milas Şube Müdürü Çetin Korkut, “Beçin Karakaya Küme evleri dediğimiz mevki 1967 yılından beri yaşamın devam ettiği bir mevkimiz. Burada halkımız taşıma suyla, yağmur sularından topladıkları sularla, yani elverişsiz kalitesiz sularla yaşamını idame ettirmeye çalışıyordu. Biz de bu konuları vatandaşlardan gelen talepler üzerine değerlendirerek, tabii başkanımıza gelen bazı talepler vardı, genel müdürümüze ulaşan talepler vardı. Onları da genel müdürümüzün talimatıyla birlikte ele aldık ve yaklaşık 4 bin 500 metre 63.90’lık 10 atı HDP hat ile birlikte burada şebeke hattı imalatımızı tamamlamış olmuyoruz. Artık şu anda gördüğünüz gibi sona gelindi. Burada çalışmalarımıza elektrik bağlantıları ve teknik bağlantıları ile artık suyumuzu vereceğiz. Buradaki 16 hane artık kesintisiz suya kavuşacak” dedi.
Aydın Başkan Çerçioğlu’ndan Sultanhisar’a 442 milyon TL değerinde yatırım Aydın Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ) Genel Müdürü Hakan Olkaç, Genel Sekreter Yardımcısı Zafer Uçar ve Fen İşleri Dairesi Başkanı Ufuk Serdar Özmen, Sultanhisar Belediye Başkanı Osman Yıldırımkaya’yı ziyaret ederek Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu tarafından Sultanhisar ilçesine gerçekleştirilen yatırım ve çalışmaları değerlendirdi. Büyükşehir Belediyesi ve ASKİ tarafından Sultanhisar ilçesi genelinde gerçekleştirilen güncel değerler ile 442 milyon Türk Lirası değerindeki yatırımlar ziyarette ele alındı. Büyükşehir Belediyesi ve ASKİ tarafından yapımı tamamlanarak vatandaşların hizmetine sunulan 146 kilometre uzunluğundaki altyapı çalışması ile 130 kilometre uzunluğundaki yol çalışmasının yanı sıra Atça Hal Tesisi, Katı Atık Aktarma İstasyonu, Sultanhisar Spor ve Sosyal Tesisleri ile Sultanhisar ve Atça itfaiye binaları da ziyaretin ana başlıklarından oldu. Bürokratlar, Büyükşehir Belediyesi ve ASKİ’nin Sultanhisar’da görev yapan birimleri ile de bir araya geldi. Kırsaldan kent merkezine kadar her gün Sultanhisarlı vatandaşları ziyaret ederek hizmetleri ulaştıran personeller aracılığı ile vatandaşlardan gelen görüş, talep ve önerileri değerlendiren bürokratlar, vatandaş odaklı belediyecilik anlayışı ile gelecekte yapılacak yatırımları şekillendiriyor. "Yaptığımız çalışmalar vatandaşlar tarafından memnuniyetle karşılanıyor" Aydın’ın tüm ilçelerinde çalışmaların ve yatırımların devam edeceğini belirten Başkan Çerçioğlu, “Büyükşehir Belediyemiz ve ASKİ tarafından Sultanhisar’da ve kentimiz genelinde yapılan yatırımların memnuniyet ile karşılanması bizleri gururlandırıyor. Bugüne kadar olduğu gibi vatandaş odaklı belediyecilik hizmetlerimize devam edecek, Aydınımızın dört bir yanında yatırımlarımızı ve çalışmalarımızı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Burdur Aziziye köyünün kültür elçileri Koçak çifti, Yörük mirasını yaşatıyor Burdur’un Aziziye köyünde yaşayan ve yörük kültürünü tanıtmak için şehir şehir gezen Hasan ve Havva Koçak, gezerken gördükleri bir evden esinlenerek evlerinin bir odasını müzeye çevirdi. Ziyarete gelenlerin büyük ilgisini çeken odada eskiden kullandıkları eşyaları ve kendi elleriyle ördükleri ürünleri sergiliyorlar. Burdur merkeze bağlı Aziziye köyünde yaşayan 84 yaşındaki Hasan Koçak ve 78 yaşındaki Havva Koçak çifti, yörük kültürüne olan bağlılıklarıyla dikkat çekiyor. Çevrelerinde “kültür elçileri” olarak tanınan çift, bu zengin mirası koruma ve gelecek nesillere aktarma çabasıyla örnek bir yaşam sürüyor. Yayla hayatında uzun yıllar kıl çadırlarda yaşayan ve hayvancılıkla uğraşan Koçak çifti, günlük yaşamlarında geleneksel kıyafetlerinden ödün vermiyor. Katıldıkları törenlerde ve festivallerde yöresel kıyafetleriyle ilgi çeken çift, yıllarca kullandıkları araç gereçleri ve özel eşyalarını evlerinin bir odasında özenle sergiliyor. Kendi ördükleri kıl çorapları ve otantik giysileriyle çeşitli etkinliklerde yörük kültürünü tanıtan Havva ve Hasan Koçak, ilerlemiş yaşlarına rağmen şehir şehir gezerek bu kültürün yaşaması için çabalıyor. 60 yıldır geçinip gidiyoruz 1880’li yıllarda dedesinin Konya’nın Çumra ilçesinden buraya çobanlık yapmak için gelmesi sonucu buraya yerleştiklerini ve kendisinin de burada dağda bir ardıç ağacının altında çadırda doğduğunu söyleyen Hasan Koçak; “Dedem annesi ölünce çobanlık yapabileceği yaşa geldiğinde Konya Çumra‘dan gelmiş çoban olarak buraya, burada evlenmiş ve 8 çocuğu olmuş. Ben yedinci çocuğuyum. Benim ömrüm dağlarda geçti askere gideceğim zaman köye indim ve askere gittim. Dedem çoban olduğundan ona Çoban Musa derler burada. Bende onun torunuyum. Daha sonra babam doğmuş oda çobanlık yapmış. Bende küçükken askere gidene kadar babamın yaklaşık 350 civarında küçükbaş hayvanına çobanlık yaptım. Askere gideceğinden zaman onları sattık ve öyle askere gittim. Çanakkale’de iki buçuk sene askerlik yaptım. O sırada babam vefat etmiş ama benim bundan 6 ay sonra haberim oldu. Askerlik bitince tekrar köye döndüm annemin isteğiyle Havva ile evlendim. 60 yıldır geçinip gidiyoruz.” dedi. Çalışmak için bir süre Almanya’ya da gittiğini söyleyen Hasan Koçak; “1972 yılında çalışmak için Almanya’ya gittim ve 8 sene orada yaşadım. Yedinci senemde hanımı da yanıma aldım ama o çok durmak istemediğinden beşince ayında geri döndük. Buralarda milletin işinde, tarlalarda çalışarak bugünlere gedik.” şeklinde konuştu. Eskiden köyde imece usulü vardı Eskiden yardımlaşmanın çok fazla olduğunu ve kimsede para olmadığından takas yöntemiyle alışveriş yapıldığını söyleyen Hasan Koçak; “ Sonbahar aylarında köyden birisinin tarlası sürülecekken komşulara haber verirdi, 3-5 kişi toplanarak öküzlerle gidip onun tarlasında çalışırdık. İşimiz bittiğinde onun evinde bir öğün yemek yerdik ve borcu öyle ödenirdi. Başka bir gün diğer arkadaşa giderdik öyle öyle işlerimizi hallederdik. Düğün yapılacağı zaman bütün köylü 60-70 eşek ile birlikte ormana gider odun keser gelirdik.” ifadelerini kullandı. Hayatımız şen şakrak geçti Yokluk içinde yaşasalar da çocukluklarının, gençliklerinin ve yaşlılıklarının şen şakrak geçtiğini belirten Hasan Koçak bu kültürü ailesinden öğrendiğini ve geleceğe aktarmak için çabaladıklarını söyleyerek; “Ben şu anda hala keçi kılından yün çorap örmeye devam ediyorum. Bu yörük çorabıdır. Bana bunu örmeyi abilerim ve babam öğretmişti. O günden beri hala örerim. Biz bu kültürü bildiğimiz, öğrendiğimiz kadarıyla sergilemeye çalışıyoruz. Gittiğimiz yerlerde keçi kırkımı, yün eğirme, örme, yemek yapımı gibi çeşitli şeyler yapıyoruz.” dedi. Çocukluğu babasının peşinde köylerde bakkalcılık yaparak geçen Havva Koçak ise; “ Benim babam bakkaldı. Bir eşeğin sırtına yük sarardık köyden 8 saate Burdur’a pazara giderdik. Oradan yiyecek alırdık ve köye geri dönerdik. Burada da yumurta, tahıl, keçi derisi gibi ürünlerle onları takas ederdik. Onları da tekrar Burdur’da pazarda satardık. Böyle köy köy gezerdik. Ben çobancılık yapmadım ama çok halı dokudum. Neredeyse her gün halı dokurduk. 17 yaşıma geldiğimde de evlendim.” Şeklinde konuştu. Hem çocuklarıma baktım hem çalıştım Evlendikten sonra eşinin Almanya’ya gitmesinin ardından bir yandan çocuklarına baktığını bir yandan da evin geçimiyle uğraştığını belirten Havva Koçak; “ Eşim Almanya’ya gidince hem üç tane çocuğa bakıyordum hem de ev işleriyle uğraşıyordum. O zamanlar çok kar yağardı çatıdaki karları temizlerdim.7 sene o orda çalıştı bende burada halı dokudum, inek güttüm tarlalarda çalıştım. Hiçbir gün durmadım hala da durasım gelmiyor. Çocukları büyüttüm 4 kez düğün ettim 4 kez de mevlid okuttum şu hale geldik. Evlilik yılımızın da 50’inci, 55’inci ve 60’ıncı yıllarında da pasta yaptırarak eşe dosta dağıttım.” dedi. Gezerken gelen llham ile evini müzeye çevirdi Bu kültürü yaşatmak için ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını söyleyen Havva Koçak; “Biz Konya’ya şenlik için gitmiştik. Orada birinin evine gittik orada eski yörük eşyalarını toplayıp müze gibi yaptıklarını görmüştüm. Bende yaparım bunu dedim ve bu odayı yapma kararı aldım. Önceden bu odada gelinim kalıyordu ama onlara ev yapıp oralara yerleştirdikten sonra burayı bu hale getirdim. Çorap ördüm, bebek yaptım eskiden kalma eşyalarımızı astım ve bu hale getirdim.” dedi. İçine düşen hasret şiir yazdırmaya başladı Okul okumamasına rağmen şiir ve mani okumayı çok seven Havva Koçak şiir yazmaya eşinin Almanya’ya gidip kendisini de yanına almak istemesinden sonra içinde oluşan hasret ile başladığını belirterek; “Eşim Almanya’ya gitti. Sonra beni de götürdü. Çocuklarım ufaktı o zamanlar. Otobüse binip öyle gidecektik. Benim içime bir karanlık çöktü o zaman öyle mani ve şiir yazmaya başladım. Böylelikle Almanya’ya gittim. Orada da çocuklarımın hasretiyle memleketimize dönelim diye diye döndük geri geldik. Ondan sonra gittiğim her yer için şiir yazdım.” şeklinde konuştu. Geçmişini unutan geleceğe sahip olamaz Bu kültürün tanıtılması için Türkiye’de bir çok şehre ve Türkmenistan’a gittiklerini belirten Havva Koçak bu kültürün yaşatılması gerektiğini belirterek; “Geçmişini unutan geleceğe sahip olamaz. Geçmişini unutmayacaksın geleceğine de sahip olacaksın. Şimdi devir neyse ona da uyacağız ama geçmişimizi de unutmayalım.” diyerek bu kültürün devam ettirilmesini istedi.