GÜNDEM - 29 Kasım 2025 Cumartesi 10:12

3 çocuk annesinin azmi: Hayvancılıkla uğraşırken çocukların ilk öğretmeni oldu

A
A
A

Mersin’in Erdemli ilçesinde 3 çocuk annesi 45 yaşındaki Habibe Tekeli, eşiyle hayvancılıkla uğraşırken ortaokul ve liseyi açıktan okudu ardından ise ön lisans ve lisans eğitimlerini tamamlayarak girdiği sınavları başarıyla geçti Kur’an kursuna öğretici olarak atandığı memleketinde 4-6 yaş arasında çocukların ilk öğretmeni oldu. 5 yıldır ilçede görev yapan azmiyle örnek olan Habibe öğretmen şimdi ise yüksek lisans yapmak için ALES sınavına girdi.

Önce hayvancılık şimdi ise çiftçilikle uğraşan 49 yaşındaki Fatih Tekeli ile evli olan 24 yaşında üniversite 17 yaşında lise ve 9 yaşında ilkokul öğrencisi 3 çocuk annesi Habibe Tekeli’nin azmi herkese örnek oluyor. Eşiyle köyde hayvancılıkla uğraşırken bir taraftan da ders çalışan bir taraftan da çocuklarını büyüten Habibe Tekeli, bir arkadaşının önerisi ile 2012 yılında ortaokulu, 2015’te liseyi ve 2019’da ise ön lisansı bitirdi. Azmiyle örnek olan 3 çocuk annesi eğitimini burada bırakmayarak dikey geçişle Elazığ’da bulunan Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Lisans Tamamlama Programını kazanıp sınavlarını başarıyla verdi. Lisans eğitimini 2019’da yüksek onur belgesiyle taçlandıran Tekeli, KPSS’ye girdikten sonra Konya’da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açtığı yazılı ve mülakat sınavına girerek 2021 yılında memleketi Mersin’in Erdemli ilçesindeki müftülüğe bağlı Muhammed Mustafa Özer 4-6 Yaş Kur’an Kursu’na öğretici olarak atanarak çocukların ilk öğretmeni oldu.

Eğitimlerini açık öğretimden tamamladı

Yaşamından kesitleri İhlas Haber Ajansı muhabirine anlatan Habibe Tekeli" 3 çocuk annesiyim yaklaşık 5 yıldır Erdemli Müftülüğünde Kur’an kursu öğreticisi olarak çalışıyorum. İlkokul mezunuydum. İlkokuldan sonra zorunlu olmadığı için ortaokul, lise ve üniversite okumadım. İki çocuğumdan sonra bir arkadaşın teşvikiyle ortaokula kayıt oldum. Dışardan ortaokulu bitirdim. Daha sonra 3 senede açık öğretimden liseyi tamamladım. Üniversite sınavına girdim ilahiyat ön lisansı kazandım. 2 sene ilahiyat ön lisans okudum. Sonra dikey geçişe gireyim dedim ilk girdiğimde Elazığ Fırat Üniversitesi İLİTAM ilahiyat lisans tamamlama programını kazandım" dedi.

3 çocuk annesinin azmi: Hayvancılıkla uğraşırken çocukların ilk öğretmeni oldu

"Hem hayvanlara bakıyordum hem de bir tarafta kitabım sürekli hazır oluyordu"

2 yılda da hiç bütünlemeye kalmadan lisans eğitimini de bitirdiğini anlatan Tekeli, "Tabii bunları yaparken çok zorlu bir hayat şartı vardı. Hayvanlarımız, ineklerimiz vardı, sabah namazından sonra 8’e kadar bir sağım zamanımız oluyordu, ikindi namazından sonra akşama kadar ineklerin altını temizleme, süt sağımı, yemlerini hazırlama oluyordu. Daha sonra sütü sağdıktan sonra eşim Erdemli’ye götürüyor, ben hayvanların başında kalıyordum. Hem hayvanlara bakıyordum hem de bir tarafta kitabım sürekli hazır oluyordu. Hayvanların başında eşim sağım yaparken ben yem çuvalların üzerine oturuyor ders çalışıyordum. Daha sonra sabahtan öğleye kadar sadece bir boş vaktim vardı o vaktinde eşim süte gidiyordu çocuklarımı da annem ve babama gönderiyordum. Sabahtan öğleye kadar o boş vakitte ders çalışmam gerekiyordu. Hiç yerimden kalkmadan ders çalışıyordum. Bütün işlerimi de öğleden sonra çocuklarım ve eşim gelince hallediyordum. Zaten ondan sonra ders çalışma imkanı zaten yok. Herkes yattıktan sonra uyumuyor yine ders çalışıyordum" ifadelerini kullandı.

3’üncü çocuğu 30 günlükten sınavlara girdi

Manevi açıdan çok zorlandığını en küçük oğlu 30 günlükken ilk sınava gittiğini aktaran Tekeli, "Annemle beraber gittim. Annem çocuğuma baktı. Ben sınavlara girerken bunun bilincinde olarak çok aşırı çalıştım. Yani gece bile uyumadım sürekli ders çalıştım. Bütünlemeye kalma ihtimalim yoktu. Çünkü Elazığ uzak hayvanlar burada eşim tek başına kalıyor tek başına yapılacak bir işimiz yok 2-3 günlük o zaman diliminde sınavlarım da çok şükür hiç bütünlemeye kalmadan 4 dönem mi de bitirerek mezun oldum. Diyanet İşleri Başkanlığının açmış olduğu sınav var Kur’an kursu öğreticisi, KPSS’den belli bir puan aldıktan sonra oraya girdim" diye konuştu.

"Yüksek bir puan alarak memleketime atandım"

Konya İhtisas Merkezi’nde girdiği sınavı kazanmasıyla memleketine atandığı dönemi dile getiren Tekeli, "Bütün sınavlara yalnız girdim. Eşim hayvanlardan hiç ayrılamıyordu içimdeki en büyük uhde budur. Yani bütün sınavlara tek başıma gitmem. Sınavlar oluyordu tek başıma gidiyordum. Elazığ’a da tek başıma gitmem gerekiyordu babam tek başına beni göndermemek için bir de küçük çocuk var diye ’annen de seninle gidecek’ dedi o çocuğa baktı ben o şekilde gittim. Sonra Konya’da tek başıma gittim sınava ve o zaman çok zoruma gitti. Bu son olsun dedim öyle dua ettim. Çünkü Konya’ya gittiğimde pandemi dönemiydi her yer kapalıydı otogarda sabahladım. Allah’ım dedim ’bu sınavı kazanayım İnşallah bu son olsun’ dedim. Çok şükür ilk girdiğim mülakatta yüksek bir puan alarak memleketime atandım. Kazanmam ile beraber bütün hayatımız değişti hayvancılığı boşadık köyden şehre Erdemli ‘ye taşındık, şimdi bütün sınavlara eşimle beraber gidiyorum Diyanet İşleri Başkanlığının açmış olduğu sınavlar oluyor. Geçen gün vaizlik sınavı oldu Ankara’da ona gittik" diyerek sözlerini sürdürdü.

3 çocuk annesinin azmi: Hayvancılıkla uğraşırken çocukların ilk öğretmeni oldu

"Çocukların ilk öğretmeni olmak beni çok mutlu ediyor"

Lisans eğitiminde 4 dönem yüksek onur belgesi aldığına vurgu yapan Tekeli, "4 dönem onur belgesi alınca beni telefonla aradılar, ’Dekan bey size başarı belgesi verecek’ dediler. Ben bir düşündüm ’Gidemem, inekleri yalnız bırakamam’ dedim. Oraya gitmedim, tabii ki bana sonradan o başarı belgesini gönderdiler ama şimdiki aklım olsa gider alırdım. Şu anda da çok sevdiğim çok olmaktan onur duyduğum bir mesleğim var onu yapıyorum. Çocuklara bir şey öğretmeyi çok seviyorum, onların ilk öğretmeni olmak beni çok mutlu ediyor. Onlara İslamiyet adına Din-i Mübin’i İslam’ı onların kalbini aşılamak Kur’an-ı Kerim’in sevgisiyle büyütmek, Allah’ın sevgisinin tohumunu kalplerine atmak benim için paha biçilemez. Şu anda çok mutluyum. İnşallah uzun yıllar Rabbim bu yolda hizmet etmeyi bana nasip eyler" şeklinde konuştu.

Lisans diplomasını bile almaya gidemediği için vekâlet verdiği dayısının aldığını da aktaran Tekeli, şimdi ise yüksek lisans yapmayı düşündüğünü bunun için ALES sınavına girdiğini sözlerine ekledi.

Halil İbrahim Varlı - Hüseyin Yıldız

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Ersoy: "15 Aralık, artık dünya takviminde Türk dili için özel bir yer alacak" Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "15 Aralık, artık dünya takviminde Türk dili için özel bir yer alacak. Bu, dilimizin bin yıllık yolculuğunun en güzel tescilidir" dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, UNESCO’nun 3 Kasım tarihinde aldığı kararla 15 Aralık’ın resmen ‘Dünya Türk Dili Ailesi Günü’ olarak ilan edilmesini değerlendirdi. Bakan Ersoy yaptığı açıklamada, "UNESCO’nun bu tarihi kararı, Türk dilinin köklü geçmişinin ve zengin mirasının uluslararası alanda tescillenmesi anlamına geliyor. Bu karar, sadece Türkiye için değil, tüm Türk dünyası için gurur verici bir başarıdır" diye konuştu. 15 Aralık tarihinin seçiminin ayrı bir anlam taşıdığına dikkati çeken Bakan Ersoy, "1893 yılında Danimarkalı bilim insanı Vilhelm Thomsen’in Orhun Yazıtlarını çözerek Türk dilinin köklü tarihini bilim dünyasına kanıtladığı gün olan 15 Aralık, artık dünya takviminde Türk dili için özel bir yer alacak. Bu, dilimizin bin yıllık yolculuğunun en güzel tescilidir" ifadelerini kullandı. "Bu başarı, Türk dünyasının birlik ve beraberliğinin somut göstergesidir" Kararın Türkiye Cumhuriyeti ve Türk devletlerinin ortak çalışmasıyla hayata geçtiğini vurgulayan Ersoy, "Bu başarı, Türk dünyasının birlik ve beraberliğinin somut göstergesidir. UNESCO ailesine bu vizyoner kararları için teşekkür ediyor, ortak hazırlık sürecinde emeği geçen tüm Türk devletlerinin temsilcilerini yürekten kutluyorum" açıklamasında bulundu. Bakan Ersoy, kararın Semerkant’ta ilan edilmesinin de ayrı bir önem taşıdığını belirterek, "UNESCO’nun bu kararını Türk kültürünün kadim merkezlerinden Semerkant’ta duyurması, kültürel kökenlerimizle kurduğumuz güçlü bağı bir kez daha gözler önüne seriyor" değerlendirmesinde bulundu. "Dilimiz, kültürümüzün en değerli hazinesidir" Ersoy, UNESCO’ya teşekkür ederek şu ifadeleri kullandı: "Bu karar, Türk dilinin korunması ve gelecek nesillere aktarılması konusundaki çabalarımızı küresel ölçekte destekliyor. Dilimiz, kültürümüzün en değerli hazinesidir. Bu tarihi karara vesile olan herkese ve UNESCO’ya şükranlarımı sunuyorum. 15 Aralık artık tüm Türk dünyasının kutlayacağı, dil bilincinin güçleneceği özel bir gün olacak."
Ankara Anadol araçlarının sergilendiği ’Anadol’un Doğuşu Sergisi’ ziyarete açıldı Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde, Ankara Resim Heykel Müzesi’nin bahçesi ve faye alanında Anadol Kulübü işbirliği ile gerçekleştirilen 9 gün sürecek sergi, pasta merasimi eşliğinde bugün ziyarete açıldı. Türk otomobil tarihinin simgelerinden biri olan Anadol’un tarihi yolculuğu ve doğuş hikayesinin anlatıldığı Anadol’un Doğuşu Sergisi ziyarete açıldı. Anadol araç sahipleri ve tüm Anadol severlerin bir araya geldiği organizasyonda gazete ve dergi kupürleriyle Anadol aracının tarihi hikayesi anlatıldı. Toplam 16 klasik Anadol aracının sergilendiği organizasyonda nostaljik görüntülere sebep oldu. "16 adet otomobil var " Sergiye ilişkin açıklamalarda bulunan organizasyon sahibi Ramazan Cabbar, "Bu müzede etkinliği, 59’uncu Anadol’un banttan inişin tarihini kutlamak amacıyla gerçekleştirilmesi. Dönem gazete ve araçların hepsi orijinaldir, 67-91 yılları arasıdır. Sergimiz 10 gün açık kalacak, 16 adet otomobil var. Ankara halkına Renkli görüntü oluşturacak "dedi. "Anadol benim şuanda en önemli hayat arkadaşım" Organizasyonda kendi aracını sergileyen Yunus Emre Şimşek ise "Anadol benim için bir yaşam tarzı, her şeyimiz. Emekli olduktan sonra bütün vaktimizi onunla geçiriyorum. Benim şuanda ki en önemli hayat arkadaşım gibi bir şey" ifadesinde bulundu. "Ailemizin daha önce bu araçları vardı" Sergiyi ziyaret eden ve Anadol arabasına hayranlık duyduğunu kaydeden Kerem Günüç ise, "Buradan geçerken 9 yaşında ki oğlum ile hiç görmediği bu araçları gördük. Arabaların ne olduğunu sordu. Ailemizde daha önce vardı bu araçlardan. Bizde bindik" açıklamasında bulundu.
Rize Trendyol Süper Lig: Çaykur Rizespor: 3 - Eyüpspor: 0 (Maç sonucu) Trendyol Süper Lig’in 16. haftasında Çaykur Rizespor evinde karşılaştığı Eyüpspor’u 3-0 mağlup etti. Maçtan dakikalar (İkinci yarı) 52. dakikada Hojer’in sağ kanattan ortasında ceza sahası içinde savunmadan seken topu önünde bulan Samet’in vuruşunda meşin yuvarlak ağlarla buluştu. 2-0 81. dakikada topla ilerleyen Augusto’nun pasında sol taraftan ceza sahası içine giren Ali Sowe’un, kaleci Felipe’yi geçerek yaptığı vuruşta meşin yuvarlak ağlara gitti. 3-0 Hakemler: Yiğit Arslan, Murat Tuğberk Curbay, Esat Sancaktar Çaykur Rizespor: Fofana, Mithat, Samet (Attila Mocsi dk. 85), Sagnan, Hojer, Papanikolaou, Qazim Laçi (Muhamed Buljubasic dk. 58), Rak-Sakyi (Zeqiri dk. 68), Olawoyin (Taylan Antalyalı dk. 83), Augusto, Ali Sowe (Halil Dervişoğlu dk. 83) Yedekler: Erdem Canpolat, Osman Yağız Topçu, Valentin Mihaila, Altin, Yakup Ayan, Emrecan Bulut Teknik Direktör: Recep Uçar Eyüpspor: Felipe, Serdar Gürler, Robin Yalçın, Emir Ortakaya, Halil Akbunar (Umut Meraş dk.46), Stepanenko (Svit Seslar dk. 58), Kerem Demirbay, Draguş (Prince Ampem dk. 86), Legowski (Yalçın Kayan dk. 46), Mame Thiam (Christ Otiniel Sadia dk. 90+1), Umut Bozok Yedekler: Jankat Yılmaz, Talha Ülvan, Metehan Altunbaş, Taşkın İlter, Baran Ali Gezek Teknik Sorumlu: Atila Gerin Goller: Qazim Laçi (dk. 45+2 pen.), Samet Akaydin (dk. 52), Ali Sowe (dk. 81) (Çaykur Rizepspor) Sarı kart: Laçi, Samet Akaydin (Çaykur Rizespor), Halil Akbunar, Serdar Gürler (Eyüpspor)
Ankara Ankara’da sürekli trafik kazalarının yaşandığı türbede yine kaza oldu Ankara Altındağ’da yer alan Tezveren Sultan Türbesi’ne kontrolden çıkan otomobil çarptı. Benzer olaylar nedeniyle sık sık gündeme gelen türbenin etrafında kazadan dolayı hasar oluştu. Kaza, gece 03:00 sırlarında Altındağ ilçesi Talatpaşa Bulvarı’nda yer alan Tezveren Sultan Türbesi’nde meydana geldi. Alınan bilgilere göre, sürücüsünün kontrolünü kaybettiği 06 34 PDE 213 plakalı otomobil, türbeye çarparak durabildi. Kazanın ardından çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye sağlık, itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Olayda herhangi bir can kaybı veya yaralanma yaşanmazken, türbeyi koruyan demir korkularda ile etrafındaki beton bariyerlerde ve çarpan araçta hasar oluştu. Kazanın olduğu türbede daha önce de benzer kazalar yaşanırken, ekipler tarafından olayla ilgili inceleme başlatıldı. "Gece karanlık olduğu için sürücü muhtemelen türbeyi görmedi" Olayla ilgili konuşan Tolga Kurt: "Kaza sabaha karşı olmuş. Araçta 2 kız 2 erkek varmış. Alkollü değillermiş. Sürücü sanırım türbenin olduğu yeri yol zannetmiş. O nedenden dolayı kazayı yapmış. Daha sonra çekici geldi. Aracı olduğu yerden kaldırdı. Gece karanlık olduğu için sürücü muhtemelen türbeyi görmedi. Bu buradaki ilk kaza değil. Aynı kazalar daha önce de olmuştu. Burada evliyalardan birisi yatıyor. Belli ki alkollü veya hızlı araç kullananları sevmiyor. Bir de bu yolda uyarı ışıkları yok. O yüzden de sürücüler süratle ilerliyor ve türbe de kör noktada olduğundan dolayı görmüyorlar. Türbede de hasar oluştu. Öndeki taş aracın içeriye girmesini engellemiş. Demirler ve öndeki taşlarda hasar var" dedi.