KÜLTÜR SANAT - 20 Kasım 2024 Çarşamba 10:12

Kütahya’da 40 yıllık sanata Bakanlık takdiri

A
A
A
Kütahya’da 40 yıllık sanata Bakanlık takdiri

Kütahyalı sanatçı Ahmet Bitirim, Kültür ve Turizm Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Daire Başkanlığı tarafından “Çalgı Yapımı Rebab Sanatçısı” belgesi ile onurlandırıldı.


Kütahya’nın tanınmış eğitimcilerinden ve klasik Türk müziği enstrümanlarının değerli bir ustası olan Ahmet Bitirim, 40 yılı aşkın emeğiyle büyük bir takdir kazandı. Kütahya Endüstri Meslek Lisesi’nde Mobilya ve Dekorasyon Bölümü öğretmeni ve müdür yardımcısı olarak görev yapan Bitirim, emeklilik hayatında da sanatına olan bağlılığını sürdürdü.


Klasik Türk müziği enstrümanlarından rebabın yapımı üzerine uzmanlaşan Ahmet Bitirim, bu sanata olan gönül bağını yıllarca sürdürdü. Ayrıca dünyaca ünlü fotoğraf sanatçısı Ara Güler’den fotoğrafçılık dersleri alarak sanatın farklı dallarına da ilgi duydu. Türk kültürüne olan katkılarıyla tanınan Bitirim, Kültür ve Turizm Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Daire Başkanlığı tarafından “Çalgı Yapımı Rebab Sanatçısı” belgesi ile onurlandırıldı.


Ahmet Bitirim, aynı zamanda Kütahya Kültür ve Sanat Derneği (KÜSAD) Sanat Akademisi üyesi olarak, genç kuşaklara rebab yapımını öğretmekte ve bu sanatın yaşatılmasına öncülük etmektedir. Kütahya’nın yanı sıra Afyonkarahisar, Bursa, Eskişehir ve Ankara gibi illerde de rebab sanatçılarıyla iş birliği yapan Bitirim, bu geleneksel sanatın daha geniş kitlelere ulaşmasına katkı sağlıyor.


Sanatçı, hem eğitim hem de sanat alanındaki çalışmalarıyla Kütahya’nın kültürel değerlerini Türkiye’ye ve dünyaya tanıtma misyonunu sürdürmeye devam ediyor. Ahmet Bitirim’in başarısı, yalnızca bir bireyin çabası değil, aynı zamanda Kütahya’nın kültürel zenginliklerinin bir yansıması olarak görülüyor.



Kütahya’da 40 yıllık sanata Bakanlık takdiri

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Bozkurt Belediye Başkanı Çelik’ten Dünya Çocuk Hakları Günü Mesajı Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla bir açıklama yaparak, çocukların haklarının korunması ve savunulmasının önemine dikkat çekti. Çelik, her çocuğun eşit fırsatlarla büyümesinin toplumların geleceği açısından hayati olduğunu belirterek, "Bugün, çocukların sevgi, saygı, eğitim ve güven içinde yaşayabilmesi için farkındalık oluşturduğumuz özel bir gün" dedi. Başkan Çelik, çocukların yaşamlarında sevginin, sağlıklı büyümenin ve eğitimin temel haklar olduğunu vurguladı. Çelik, "Her çocuğun oyun oynama, hayal kurma ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı vardır. Onların gülen yüzleri, toplumumuzun geleceğini aydınlatan ışıklardır" ifadelerini kullandı. Dünya genelinde çocukların eşit haklara sahip olması için çaba sarf etmenin gerekliliğine dikkat çeken Çelik, "Bugün ve her gün, çocuklarımızın hayallerine sahip çıkmalı, onların daha iyi bir dünyada büyümelerini sağlamak için sorumluluk almalıyız. Onların mutluluğu, barış dolu ve adil bir geleceğin anahtarıdır" şeklinde konuştu. Açıklamasını "Çocuklar gülerse, dünya güzelleşir!" diyerek tamamlayan Başkan Çelik, tüm bireyleri çocuk hakları konusunda daha duyarlı olmaya davet etti. Çelik, çocukların hak ettiği yaşamı onlara sunmak için çalışmanın, daha güzel bir gelecek için yapılacak en değerli yatırım olduğunu dile getirdi.
Antalya 2 aylık Ayaz bebek için amputasyona giden yol girişimsel radyoloji ile kapandı Dizinde doğuştan damar yumağı olan 52 günlük Ayaz bebeğin cerrahi açıdan tedavisi mümkün olmayan ve ampütasyon kararı alınan sol bacağı, girişimsel radyoloji işlemiyle kurtarıldı. Tedaviyi gerçekleştiren Prof. Dr. Murat Canyiğit, “Hem kasıktan hem de doğrudan damar yumağının içerisine iğneyle girerek, damar yumağını kapatmayı büyük oranda başarabildik. En azından bebeğimizin ayağındaki o yara büyük oranda kayboldu ve ayağı kesilmekten kurtuldu” dedi. Ankara’da yaşayan ve bu yıl dünyaya gelen Ayaz bebek, sol dizinde oluşan damar yumağı ile dünyaya geldi. Tedavisi cerrahi yöntemle mümkün olmadığı için bacağının kesilme ihtimali olan Ayaz bebeğin ailesi Türk Radyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Canyiğit’e başvurdu. İşlemin riskine rağmen tedaviyi üstlenen Prof. Dr. Canyiğit, ilk işlemi bebek 52 günlükken 1 Ağustos’ta, ikinci işlemi 59 günlükken 8 Ağustos’ta, üçüncü işlemi ise 25 Eylül tarihinde gerçekleştirdiğini aktararak, bebeği sağlığına kavuşturduğunu anlattı. 52 günlük bebeğin ayağı kesilmekten kurtuldu Bazı hastalıkların cerrahi olarak tedavisinin mümkün olmadığını dile getiren Prof. Dr. Murat Canyiğit, “Dizinde doğuştan damar yumağı olan 52 günlük bebeğimiz geldi ve bu damar yumağının cerrahi olarak tedavisi mümkün değil. Bu hasta bana gelmeden önce ampütasyon kararı alınmıştı. Çocuğun hayatını tehlikeye atabilecek kadar riskli bir işlemdi ama herhangi bir sıkıntı olmadan, hem kasıktan hem de doğrudan damar yumağının içerisine iğneyle girerek damar yumağını kapatmayı büyük oranda başarabildik. En azından bebeğimizin ayağındaki o yara büyük oranda kayboldu ve ayağı kesilmekten kurtuldu” diye konuştu. “Biyopsiler de girişimsel radyolojiyle yapılıyor” Girişimsel radyoloji dalının radyolojinin hastaları tedavi eden alt birimi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Murat Canyiğit, girişimsel radyolojinin parmağın ucundan beyine kadar bütün vücudun tedavisinde aktif olarak rol aldığını belirtti. Canyiğit, “Çok geniş alanda hastalarımız var, çok fazla sayıda tedaviyi günümüz şartlarında yapabiliyoruz. Eskiden sadece anjiyo cihazını görüntüleme için kullanırken, günümüzde hiç kullanmıyoruz, tomografi ve MR ile hallediyoruz. Anjiyografi cihazını sadece tedavi amacıyla kullanıyoruz. Çünkü anjiyo işleminin belli riskleri var, bu risklere girmemek için artık günümüzde sadece tedavi için kullanılıyor. Biyopsiler de girişimsel radyolojiyle yapılıyor, sadece girişimsel olarak küçücük bir iğneyle girip hastayı tedavi edip, daha sonrasında gönderme şansına sahibiz” şeklinde konuştu. Diyabetik ayak tedavisi Çalışma alanında ilgiyi diyabetik ayaklara yoğunlaştırdığını kaydeden Prof. Dr. Murat Canyiğit, şöyle devam etti: “Uzun süre diyabete maruz kalan hastaların ayaklarında yaralar oluşuyor. Bunun sebeplerinin en başında damar tıkanıklığı geliyor, damarı açmadığınız zaman ayağa yeteri kadar kan gitmiyor. Kan gitmediği için yaralar oluşuyor ve sonunda kesilmeye doğru gidiyor. Biz ne yapıyoruz? Kasıktan ya da koldan, herhangi bir noktadan ya da bazen tıkalı olan damarın içerisinden de girerek o damarları açıyoruz ve ayağın tekrardan beslenmesini sağlıyoruz.” “Tedavilerin büyük bir kısmını günübirlik olarak yapabiliyoruz” Girişimsel radyolojide hastanın sabah tedavisini olup akşam evine gidebildiğini de sözlerine ekleyen Prof. Dr. Murat Canyiğit, tümör rahatsızlığında da cerrahiyle eş sonuçlar veren çalışmaları olduğunu belirterek, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Bir başka alan tümörler, girişimsel radyoloji çok çeşitli tümörlerle çalışan ve bunları tedavi eden bir branş. Girişimsel radyolojik tedavilerin karaciğer tümörlerinde özellikle erken safhada geldiği zaman cerrahiyle eş sonuçları var. Bu seneki radyoloji kongresinin temel konusu ağrıydı, ağrı tedavileri yapıyoruz. Ağrı tedavilerinde mesela hastanın karnı ağrıyor, karın ağrısının bir sürü sebebi var. Bu sebeplerden bir tanesi de damarlardaki tıkanıklıklar. Damardaki tıkanıklıkları açarsanız, oraya stent koyarsanız, hasta ameliyat olmadan sağlığına kavuşuyor. Bunun için de sabah geliyor, siz işlemi yapıyorsunuz, bir süre hastanede yatağında yatıyor, daha sonrasında akşam evine gidiyor. Yani tedavilerin büyük bir kısmını günübirlik olarak yapabiliyoruz.”