KÜLTÜR SANAT
19 Kasım 2024 Salı - 17:22 Alanya Belediyesi’nden yaşlı vatandaşlara tarih ve doğa gezisi Alanya Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Yaşlılara Yönelik Kale Gezileri’ Güzelbağ Mahallesi sakinleriyle devam etti. 65 yaş üstü vatandaşlar, Alanya Kalesi’ndeki tarihi ve doğal güzellikleri gezdi. Alanya Belediyesi tarafından düzenli olarak sürdürülen ve Alanya’nın her mahallesindeki 65 yaş üstü vatandaşların katılımıyla yapılan ‘Yaşlılara Yönelik Kale Gezileri’ devam ediyor. Alanya’nın 102 mahallesinde gerçekleştirilen proje kapsamında, 2024-2025 döneminin ilk gezisi, Güzelbağ Mahallesi sakinleri için yapıldı. 45 vatandaşın katıldığı geziye Güzelbağ Mahalle Muhtarı Alim Avcı da eşlik etti. Daha önce Alanya Kalesi’ni gezme imkânı bulamamış vatandaşlar, Alanya Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’nün projesi kapsamında kentin tarihi ve doğal güzelliklerini yakından görme fırsatı buldu. Teleferik, Ehmedek, İç Kale, Kültür Evleri ve Damlataş Mağarası’nı gezen vatandaşlar, proje ile sosyalleşme imkânı da elde ettiler. Gezi kapsamında Alanya Öğretmenevi’nde öğle yemeği yiyen heyeti, Belediye Başkan Danışmanı Faruk Konukçu ve Belediye Sosyal Yardım İşleri Müdürü Hüseyin Doğan yalnız bırakmadı. Vatandaşlarla sohbet eden Başkan Danışmanı Konukçu, gezilerin devam edeceğini ve tüm Alanya’daki 65 yaş üstü vatandaşlara kentin tarihi ve doğal güzelliklerini görme imkânı sağlayacaklarını belirtti.
19 Kasım 2024 Salı - 16:46 Perge Antik Kenti’ndeki çeşmeden 1800 yıl sonra su akmaya başladı Antalya’da Perge Antik Kenti’nde 2’nci yüzyılda Roma İmparatoru Hadrianus tarafından yaptırıldığı düşünülen Kestros Çeşmesi yeniden akmaya başladı. Perge Antik Kenti’nin önemli yapılarından Kestros Çesmesi, yaklaşık bin 800 yıl aradan sonra yeniden su ile buluştu. 2022 yılında gerçekleştirilen denemeyle yapının güncel durumu hakkında gözlemlerde bulunulan Kestros Çeşmesi, antik kentteki diğer çeşme yapılarına göre farklılık gösteriyor. Antalya’nın 17 kilometre doğusunda, Aksu ilçesi sınırlarındaki Pamfilya bölgesine başkentlik yapmış Perge Antik Kenti’nde, 1946’da Prof. Dr. Arif Müfid Mansel tarafından başlatılan, ardından Prof. Dr. Jale İnan, Prof. Dr. Haluk Abbbasoğlu ve bugün de Prof. Dr. Şebnem Sedef Çokay Kepçe başkanlığında yürütülen kazı çalışmaları devam ediyor. Tunç Çağı döneminde kurulduğu düşünülen ve Helenistik dönem boyunca en zengin ve en güzel şehirler arasında sayılan, UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ndeki antik kentin en görkemli tarihi çeşmesi Kestros’tan bin 800 yıl sonra yeniden su aktı. "Kestros Çeşmesi bin 800 yıl sonra yeniden suyuna kavuşmuş oldu" Perge’nin ilk kazı başkanı Prof. Dr. Arif Müfid Mansel döneminden itibaren su akması hedeflenen Kestros Çeşmesi’nde yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Perge Antik Kenti Kazı Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Aytaç Dönmez, şu ifadelere yer verdi: "Kestros Çeşmesi’nde ilk kez su akıtma denemesini 2022 yılında gerçekleştirmiştik. Acaba su aksa nasıl olacak ve kaçaklar nerelerde gerçekleşiyor bağlamında bir çalışma gerçekleştirdik, bu çalışma sonucunda da yapıda suyun akmasının herhangi bir problem doğurmayacağını ve projenin gerçekleştirilmesinin mümkün olduğunu anladık. 2022 yılından bu döneme kadar çalıştığımız proje, bu sene Kültür ve Turizm Bakanlığımızın da ’Geleceğe Miras’ projesi destekleriyle hayata geçti. Kestros Çeşmesi, bin 800 yıl sonra yeniden suyuna kavuşmuş oldu.” "Başka bir Roma kentinde örneğiyle henüz karşılaşmadık" Perge Antik Kenti’nin eşsiz yapılardan birinin Kestros Çeşmesi olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Aytaç Dönmez, çeşmenin kentteki diğer yapılara göre farklı olduğunu şu sözlerle anlattı: "Kestros, Perge için en ünik yapılardan biri, antik kentte daha farklı çeşme yapılarının olduğunu biliyoruz ancak bu yapıda karşımıza çıkan en önemli özellik; suyun bir havuza akması ve ardından o havuzla bağlantılı bir kanal boyunca kentin kuzey-güney doğrultu caddelerinin tamamını katetmesi, hatta yapılan kazı çalışmalar sonucunda kentin dışında da devam ettiğini gördük. Böylesine özel lüks görünümlü, havuz şeklindeki kanalın Roma imparatorluk döneminde başka bir Roma kentinde örneğiyle henüz karşılaşmadık. Bu bağlamda aslında yapı oldukça lüks ve özel bir statüye sahip.” "Buradaki çalışmalar Hadrianus hayattayken başlamış" Kazı faaliyetleri sırasında çeşmeye ilişkin yapılan çalışmaları aktaran Dr. Öğr. Üyesi Aytaç Dönmez, “Yapının tarihçesine baktığımızda da İmparator Hadrianus’un 2 heykeli karşımıza çıkıyor. Bir tanesi zırhlı bir tanesi de çıplak şekilde definlenmiş olan zırhlı heykel. Hadrianus’un hayattayken çeşmenin ilk inşasının başlatıldığını, diğer çıplak olan heykel de aslında Hadrianus’un ölümünden sonra tanrılaşmasını simgeliyor ve ölümünden sonra devam etmiş. Bu bağlamda aslında çeşmenin milattan sonra ikinci yüzyılda 130’lu yıllarda inşa edilmiş olduğunu söyleyebiliriz. Perge Antik Kenti, Türk arkeolojisi ve Anadolu arkeolojisi için de oldukça özel bir yapı. Özellikle su mühendisliği bağlamında özel teknikler ve metotlar kullanılmış, bu yönüyle de çok sayıda çalışmada yer alıyor” ifadelerini kullandı. "Ziyaretçi sayısına etkisi olacak" Geçtiğimiz dönemlerde Sagalassos ve Kibyra Antik kentlerinde de çeşmelerin suyla buluştuğunu hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Aytaç Dönmez, Kestros Çeşmesi’nin suyla buluşmasının ardından da antik kente gelen ziyaretçi sayısının artacağını ön gördüklerini dile getirdi. Dönmez, “Bin 800 yıl sonra yeniden su aktı. Bu bağlamda da, Perge’nin içerisinde suyla bağlantılı bir canlılık meydana geldi. Anadolu’daki Roma kentlerinde, Pisidya’daki Sagalassos ve Kibyra Antik Kentlerinde de yakın zamanda çeşme yapılarının yeniden canlandırıldığını, suyla kavuştuğunu, bu kentlere sadece çeşmelerini görmek için giden insanların da var olduğunu biliyoruz. Bunun yanı sıra Perge’nin mimari ve heykeltıraşlık yönünden oldukça niteliğe sahip olduğunu herkes biliyordu. Kestros Çeşmesi’nin yeniden canlanmasıyla buradaki turist sayısına etkisinin fazlasıyla olacağını düşünüyoruz” dedi.
SANKO Sanat Galerisi’nde “Mekan ve İnsan” temalı resim sergisi
26 Ekim 2024 Cumartesi - 11:23 SANKO Sanat Galerisi’nde “Mekan ve İnsan” temalı resim sergisi Hasan Kalyoncu Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Atiye Güner, “Mekan ve İnsan” temalı eserlerini SANKO Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşturdu. Dr. Öğr. Üyesi Güner, sergi açılışında yaptığı konuşmada sanatın birleştirici yönüne değinerek, toplumların geleceği için sanatsal faaliyetlerin desteklenmesi ve genç kuşakların sanata teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. Mekanın genellikle sınırlandırılmış boşluk olarak tanımlandığına vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Güner, “Kevn yani olmak kökünden türeyen bir kelimedir. Varoluşu da simgeler aslında. Varoluşundan itibaren mekanla sürekli ilişki içinde olan insan bir yandan boşluğu biçimlendiren özne, bir yandan da boşluğun dönüştürdüğü nesnedir” dedi. Dr. Öğr. Üyesi Güner, “Modern sanata gelinceye kadar mekan ve insan geleneksel anlamda birbirinden ayrı varlıklar olarak görülmüştür. Günümüz sanatında mekan sanat yapıtının varlığını temsil eden dinamik bir öğedir” ifadelerini kullandı. Sergide çağdaş tekniklerle yaptığı eserlerinin yer aldığını ve çalışmalarında yerel değerleri de öne çıkaran veriler olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Güner, “Toplumları bir arada tutan en büyük bağlayıcı değer kültürdür. Günümüz dünyasında sürdürülebilir kültüre çok önem veriliyor. Son dönemde bütün dünyada kültür ve sanatın sürdürülebilirliği ön plana çıkmıştır” diye konuştu. Sanatın bir imge alışverişi olduğunu, sanatçının da kendi zihninde oluşturduğu imgeleri eserlerine yansıttığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Güner, “İzleyici eserlerde kendi dünyasından bir şeyler bulur. Sanat, yumuşatıcı, birleştirici ve toplumları kaynaştırıp bir arada tutucu bir araçtır” değerlendirmesini yaptı. SANKO Holding’in Gaziantep ve ülke ekonomisine sunduğu katkının yanı sıra sosyal ve kültürel alanda da öncülük eden bir kuruluş olduğunu hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Güner, “Kendi şehrimde SANKO Sanat Galerisi’nde eserlerimi sanatsever ile buluşturduğum için gururluyum. SANKO Yönetimine sanata ve sanatçıya verdiği destekten dolayı teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı. Konuşmaların ardından Akcan Barlas, SANKO Holding adına “Zeugma Fırat’ın Gerdanlığı” isimli yayını Atiye Güner’e takdim etti. Sergi açılışına SANKO Sanat Galerisi Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı Cengiz Halil Çiçek, Yürütme Kurulu Üyesi Murat Köylüoğlu, Gaziantep Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Sevim Kaya, Hasan Kalyoncu Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi M. Fatih Eminoğlu, İletişim Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Buket Akdemir Dilek, Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Vanlıoğlu, İş İnsanı Ömer Güllü, Ticaret Odası Güzel Sanatlar Lisesi Resim Öğretmeni Hüseyin Yıldırım, Ressam Gül Öztürkmen Demir, sanatseverler ve davetliler katıldı. Atiye Güner’in 18 eserinin yer aldığı “Mekan ve İnsan” temalı resim sergisi, SANKO Park AVM üçüncü katta bulunan SANKO Sanat Galerisi’nde 15 Kasım 2024 tarihine kadar her gün 10.00-22.00 arasında gezilebilecek. Atiye Güner, Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesinde 2004 yılında lisans, 2010’da Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Resim Anabilim Dalında Yüksek Lisans, 2022 yılında ise Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tasarım Ana Sanat Dalında Doktora eğitimini tamamladı. Hasan Kalyoncu Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümünde Dr. Öğretim Üyesi olarak görev yapan Güner, bölüm başkanlığını da yürütmektedir. Katıldığı sergilerden bazıları Artİstanbul 2004 Uluslararası Çağdaş Sanat Buluşması Karma Sergi Lütfü Kırdar Sergi ve Kongre Sarayı Kayalı Sanat Galerisi. Polifonik Komşuluklar Karma Sergi F Sanat Galerisi 2017 İstanbul Bienali kapsamında. Artist 2019, 29.İstanbul Sanat Fuarı Karma Baskı Sergisi, Cumhuriyetimizin 100. yılı Uluslararası Çevrimiçi Karma Sergi 2023 Marmara Üniversitesi Geleneksel El Sanatları ve Tasarım Uygulama ve Araştırma Merkezi (GESTUAM), Süleyman Demirel Üniversitesi Tekstil ve El Sanatları Tasarım Uygulama ve Araştırma Merkezi (TESAUM) ve Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Uygulama ve Araştırma Merkezi (SATPARK) tarafından düzenlenmiştir. Galeri ARTS 29.Online Grup Sergisi 2023. Giz Bahçesi 2024 Kişisel Sergi Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Kahraman Emmioğlu Kütür Sanat Merkezi.
Vefatının 100’üncü Yılında Ziya Gökalp Sempozyumu
26 Ekim 2024 Cumartesi - 11:06 Vefatının 100’üncü Yılında Ziya Gökalp Sempozyumu Ziya Gökalp’in vefatının 100’üncü yılı için sempozyum düzenlendi. Türk Eğitim-Sen tarafından Ziya Gökalp’in vefatının 100’üncü yılı anısına bir sempozyum düzenlendi. Merkez Sur ilçesinde bulunan Ziya Gökalp Müzesi’nde düzenlenen ve 27 Ekim’e kadar sürecek ‘Vefatının 100. Yılında Ziya Gökalp Sempozyumu’nun açılışında, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. “Köklü bir dönüşüm oluşturmuş; bu toprakların yeniden dirilişine vesile olmuştur” Ziya Gökalp’in sadece bir sosyolog ya da düşünce adamı olmadığını dile getiren Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, “O, milletimizin ruh köklerine, tarihine, kültürüne ve medeniyetine ışık tutan büyük bir münevverdir. Onun düşünce dünyası, Türk milletinin modernleşme ve milli kimlik arayışında köklü bir dönüşüm oluşturmuş; bu toprakların yeniden dirilişine vesile olmuştur. Bugün burada bir araya gelmişsek, onun fikirlerini Türkiye Cumhuriyeti’ne katkılarını ve ‘Türkiye Yüzyılı’na etkilerini konuşuyor, anlamaya, anlatmaya çalışıyorsak; bu, onun fikirlerine verilen değerin ve millet olarak geçmişimize duyduğumuz vefanın açık bir göstergesidir” diye konuştu. “Gökalp’i anlamak, Cumhuriyet’i anlamaktır” Gökalp’in fikir dünyasında, Türk milliyetçiliği kavramının önemli bir yer tuttuğunu belirten Eğitim-Sen Başkanı Geylan, “Ancak onun milliyetçilik anlayışı, kültürel ve manevi değerler etrafında şekillenen bir hüviyete dayanır. O, ’Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak’ formülü ile milletimizin hem kendi köklerine sadık kalmasını hem kendi inançlarına sahip çıkması gerektiğini hem de çağdaş dünyaya ayak uydurması gerektiğini dile getirmiştir. Bu formül, Türk milletinin hem Doğu’nun kadim değerlerinden hem de Batı’nın bilimsel ve kültürel birikiminden faydalanması gerektiğini savunan bir düşünce sistemini ortaya koyar. Ziya Gökalp, Türk milletinin bu sentezi gerçekleştirebildiği takdirde güçlü bir devlet ve millet olabileceğine inanmıştır. Bu nedenle, Gökalp’i anlamak, Cumhuriyet’i anlamaktır; Gökalp’in fikirlerini yaşatmak, Cumhuriyet’i yaşatmaktır” ifadelerini kullandı. “Gökalp’i anlamak, Cumhuriyet’i anlamaktır” Ziya Gökalp’in Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk üzerinde büyük bir etki bıraktığını hatırlatan Geylan, “Atatürk’ün özellikle milli eğitim, dil, kültür ve toplumsal reformlarla ilgili düşüncelerinin arkasında Gökalp’in eserlerinin ve fikirlerinin güçlü bir etkisi vardır. Atatürk’ün milli eğitim politikaları, Türk Dil Kurumu’nun kuruluşu, Türk Tarih Kurumu’nun oluşumu gibi milli kültürün inşasına yönelik attığı adımlar adeta, Gökalp’in fikirlerinin bir yansımasıdır. Gökalp, Türk milletinin ortak bir kültürel bilinçle yeniden dirilmesi gerektiğini savunmuş, Atatürk de bu fikri Cumhuriyet’in temel taşlarından biri haline getirmiştir” açıklamasında bulundu.
Antalya’da “Bir Ulus Uyanıyor” konseri
26 Ekim 2024 Cumartesi - 11:03 Antalya’da “Bir Ulus Uyanıyor” konseri Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı onuruna, Uludağ İçecek Türk A.Ş. sponsorluğunda bestelenen “Bir Ulus Uyanıyor” adlı senfonik eser, Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde sanatseverlerle buluşuyor. Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında Antalya’da gerçekleşen konserde de, sanat dolu anlar yaşandı. Uludağ İçecek Türk A.Ş.’nin besteci ve orkestra şefi Oğuzhan Balcı’ya sipariş ettiği eser, ilk olarak 10 Aralık 2023’te Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası ile prömiyerini gerçekleştirdi. 2024 yılı boyunca Türkiye’nin dört bir yanında sergilenen eser, 18 Mayıs tarihinde CRR Senfoni Orkestrası tarafından İstanbul Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda, 31 Ağustos’ta da Eskişehir Senfoni Orkestrası tarafından Eskişehir Atatürk Kültür Sanat ve Kongre Merkezi’nde sahnelendi. “Bir Ulus Uyanıyor” adlı eser Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında, 25 Ekim’de Antalya Atatürk Kültür Merkezi Aspendos Salonu’nda, Antalya Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde, Besteci ve Orkestra Şefi Oğuzhan Balcı’nın yönetiminde Antalyalı sanatseverlerle buluştu. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçekleşen kurtuluş mücadelesini, halkın cesaretini ve vatan sevgisini anlatan “Bir Ulus Uyanıyor” eserinde, Mezzo Soprano Aylin Ateş, Tenor Ufuk Toker ve Bariton Caner Akgün solist olarak yer alırken; anlatımı Metin Yazarı Ersin Antep gerçekleştirdi. "Kendi müzik dilimle anmak istedim" Sanatseverler orkestrayı dakikalarca ayakta alkışladığı konser sonunda gazetecilere açıklama yapan Oğuzhan Balcı, “10 bölümlü, 3 solist ve senfonik orkestra için bir müzik yazdım. Buradan geriye baktığımızda tam anlamıyla kurtuluş dönemi hikayelerinin olduğu, bunun hem somut hem soyut anlayışta müzikal bölümlerle anlatıldığı bir senfonik eser olduğunu söyleyebilirim” dedi. Müziğin çok güçlü bir sanat dalı olduğuna dikkat çeken Balcı, “Anlatmak istediğiniz bütün duyguları müzikle anlatabiliyorsunuz. Ulu önder Mustafa Kemal ve adını bildiğimiz, bilmediğimiz nice kahramanı kendi müzik dilimle anmak istedim. Aslında onlara teşekkür etmek istedim” diye konuştu. Eser, yıl boyunca farklı şehirlerde gerçekleşen konserlerle çok sayıda sanatseverin beğenisine sunacak.
Kadın Girişimciler Kooperatifinde ilk genel kurulunu gerçekleştirdi
26 Ekim 2024 Cumartesi - 10:55 Kadın Girişimciler Kooperatifinde ilk genel kurulunu gerçekleştirdi Denizli’de yapay çiçek üretimiyle faaliyetlerine başlayan S.S. Sidelya Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi, ilk genel kurulunu gerçekleştirdi. Hayal olarak başladıkları yapay çiçekte günümüzde yurt dışına satış yapmaya başladıklarını belirten Kooperatif Başkanı Ayşegül Çetin Candoğan, "Siparişlerin yoğun olması nedeniyle bazen yetişemediğimiz anlar oluyor” dedi. Denizli’nin Merkezefendi ilçesinde Halk Eğitim Merkezi’nde başlayan ev hanımları ve emeklilerden oluşan kadınların çiçekçilik mesleği yoğun ilgi gördü. Yaptıkları yapay çiçeklerin yoğun talep görmesinin ardından 9 arkadaş S.S. Sidelya Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi kurmaya karar verdi. Kent genelinde düğün salonları, evlilik tekliflerinde kullanılan gereçleri ve araç süslemeleri de dahil birçok yerde kullanılan çiçekler kadın girişimciler tarafından özenle ve titizlikle yapılıyor. Kurulan Sidelya Kadın Girişimi ve Üretim ve İşletme Kooperatifi’nin ilk genel kurul toplantısı gerçekleştirildi. Kooperatifin ilk genel kurul toplantısında, Denizli Esnaf Sanatkarlar Odaları Birliği (DESOB), Denizli Ticaret Odası (DTO) katılımları ile kadın girişimleri yalnız bırakmadı. “Kooperatifimizin ilk genel kurulunu gerçekleştirdik” Yaklaşık 4 ay önce başladıkları yapay çiçek üretiminde ilerleyerek kooperatif kurduklarını ve siparişlerin yoğun olması sebebiyle bazen yetişemediklerini belirten S.S. Sidelya Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatif Başkanı Ayşegül Çetin Candoğan, “Bundan yaklaşık bir ay önce kooperatifimizi kurduk. Aslında bizim hikayemiz 4 ay öncesinden başladı. Ben Halk Eğitim Merkezi’nde öğretmendim ve öğrencilerim ile birlikte şimdi ürettiğimiz çiçekleri yapıyorduk. Bunu iş olarak neden yapmayalım dedik. Ardından arkadaşlarımız ile konuştuk ve anlaştık. 9 arkadaş kooperatifimizi kurmaya karar verdik. Eylül’ün 26’sında kooperatifimiz kuruldu. Bugünde burada kooperatifimizin ilk genel kurulunu yapmak üzere bulunuyoruz. Bu genel kurulunda ise başkanlarımızı, yardımcılarımızı, yönetim kurulumuzu ve denetim kurumlarımızı seçtik. Arkadaşlarımla birlikte sipariş üzerine organizasyon şirketlerini çiçekler yapıyoruz. Aynı zamanda otellere, farklı tekstil şirketlerine tasarımlar yapıyoruz. Görüşmeler gerçekleştiriyoruz ve çalışacağımız bir firmanın Almanya’da fuarları varmış. Onların ürettikleri doğal bir keten kumaş ile fuarda kullanılmak üzere standı süslemek amacıyla çiçekler yapacağız. Siparişlerimiz yarısında otel odalarında, düğün salonları gibi yerlerde kullanılıyor. Organizasyon şirketleri gibi ve bunların dışında nikah şekerleri, gelin buketleri yapıyoruz. Bizim ürün yelpazemiz çok geniş. Çok şükür ki işlerimizde artıyor ve çok fazla. Yetişemediğimiz anlar oluyor. O yüzden takım arkadaşlarına, kooperatifimizde üye olarak bizlere yardım edecek arkadaşlara ihtiyacımız var” dedi. “Kooperatifimiz bizim için bir hayaldi” Kreş öğretmenliğinden bu işe başlayan ve ürettikleri çiçeklerin yurtdışından taleplerin olduğunu dile getiren Zehra Issı, “Bir kreşte öğretmenlik görevi yapıyordum ve ardından oradan ayrıldım. Ablamın tavsiyesi üzerine böyle bir yerin olduğunu bana iletti. Ardından da yaptığımız iş hoşuma gitti ve bu işten devam ettim. Kooperatifimiz bizim için bir hayaldi. Şimdi yurtdışına çiçekler üretiyoruz. Kadınların neler yapabileceklerini böylelikle görüyoruz” şeklinde konuştu. “Kadın girişimcilerin her zaman yanındayız” DESOB olarak kadın girişimcilerin ve kadınların geniş sektörlere yayılması konusunda mutlu ve destekçi olduklarını belirten DESOB Genel Sekreteri Yunus Emre Gönç, “Yeni kurulmuş bir kooperatifin genel kuruluna katılım sağlıyoruz. Yapay malzemeler üretimi yapmaktalar. Bizde böyle bir girişimi destek olmak amacıyla hem kurum olarak hem de yeni girişimciler olarak yanlarındayız. Kadın girişimcilerimizin ve kadın çalışanlarımızın artması, işverenlerimizin artması ve geniş sektörlere yayılması bizlere çok mutlu ediyor” diye konuştu. “Kadınlarımız girişimcileriyle, oda kokulu ve yapay çiçekler ile renk katıyorlar” Denizli Ticaret Odası olarak kadın kooperatiflerin devamlı yanında olduklarını, kadın girişimciler ile birlikte daha fazla neler yapabiliriz diye tartıştıklarını belirten DTO Başkan Yardımcısı Melek Sözkesen Kartay, “Bugün bir kadın olarak kadın kooperatifini desteklemek için buraya katıldık. Bugün Sidelya Kadın Kooperatifinin genel kurulu var. Bizler Denizli Ticaret Odası olarak kadın girişimcilere ve kooperatiflerimize elimizden gelen maddi veya manevi bir şekilde tüm konularda destek olmaya çalışıyoruz. Genelde kadın kooperatiflerimiz yeme, içme veya gıda üzerine kurulu kooperatifler. Bugün burada kadınlarımız çiçekler yapıyorlar. Ortak noktaları hepsinin bir şekilde el emeklerinin, el yeteneklerinin yoğun olması. Burada kadınlarımızın diğer ortak noktaları ise bazıları emekli, evde boş oturmak yerine buraya gelenler var. Evde boş oturmayıp üreten kadın nasıl olabiliriz, ülke ekonomisine katkıda nasıl bulunabiliriz kendi aralarında bunun münazarasını ediyorlar. Çok keyifli, güzel çiçekler yapıyorlar. Bu çiçekleri gerek bir şamdanın üzerinde veya oda kokusunun üzerinde de yapmaktalar. Önem verdiğimiz bir kadın kooperatifi. Bugünde daha fazla neler yapabiliriz diye oturup düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Antalya Kitap Fuarı’na ilk günden yoğun ilgi
26 Ekim 2024 Cumartesi - 10:45 Antalya Kitap Fuarı’na ilk günden yoğun ilgi Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 14’üncü Antalya Kitap Fuarı kapılarını açmasıyla birlikte kitapseverlerin akınına uğradı. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Cam Piramit’te bu yıl 14’üncü kez düzenlenen Antalya Kitap Fuarı, ilk gününde Antalyalılar tarafından yoğun ilgi gördü. 7’den 70’e kitapseverler kapıların ziyaretçilere açılmasıyla birlikte fuara akın etti. 271 yazar, 225 ulusal ve uluslararası yayınevi ile Antalyalı yerel yazarlara ev sahipliği yapan Antalya Kitap Fuarı kentte kültür şöleni yaşatıyor. Fuar alanını dolduran vatandaşlar, yayın evlerinin stantlarını ziyaret etti. Bol bol kitapları inceleyen kitapseverler, indirimli kitaplardan aldı ve yazarlar ile sohbet etme imkanı buldu. 14. Antalya Kitap Fuarı’nın ilk gününde yazarlar Ahmet Yılmaz, Nilay Şanlı, İsmail Akar, Şeymuz Ay okurlarına kitaplarını imzaladı. Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı da Antalyalılarla söyleşide buluştu. Antalya Kitap Fuarına katılmak üzere Antalya’ya gelen Gazeteci-Yazar İsmail Küçükkaya da Başkan Vekili Büşra Özdemir ile birlikte fuar alanında kitapseverlerle bir araya geldi. Antlalya Kitap Fuarı’nda olmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Gazeteci İsmail Küçükkaya, "Geçen yıl da bu fuarı gezmiş, izleyicilerimle buluşmuştum. Ancak bu yılki açılışta gördüm ki Antalyalıların ilgisi daha da artmış. Kitap Fuarı Antalya’ya mal olmuş durumda, bu da beni çok mutlu ediyor. Gençler, çocuklar, kadınlar, erkekler, herkes burada ve bu, yayınevlerine büyük destek anlamına geliyor". Antalya Kitap Fuarı, çeşitli etkinlikler ve yazar buluşmaları ile on gün boyunca kitapseverlere açık kalacak.
Manavgat’ın zeytinleri “Zeytin ve Zeytinyağı Festivali’nde” görücüye çıkıyor
26 Ekim 2024 Cumartesi - 10:42 Manavgat’ın zeytinleri “Zeytin ve Zeytinyağı Festivali’nde” görücüye çıkıyor Antalya’nın Manavgat ilçesinde 1-3 Kasım tarihleri arasında Manavgat Belediyesi tarafından, ilk kez “Zeytin ve Zeytinyağı” festivali düzenlenecek. Festivalde, bölgenin yaklaşık 2 milyon ağacında yetişen 11 çeşit zeytin türü görücüye çıkacak. Manavgat’ın, iklim ve toprak yapısı nedeniyle zeytin yetiştiriciliği açısından oldukça zengin bir bölge olduğunu söyleyen Manavgat Belediye Başkanı Dr. Nefi Niyazi Kara, "İlçede, 2007 yılında 22 bin dönüm üzerinde zeytin yetiştirilirken bugün üretim alanı 50 bin dönüme yayılmış durumda. Manavgat Ziraat Odası tarafından bölgedeki üreticilere, 2007 yılından bugüne kadar 1 milyon 448 bin zeytin fidanı dağıtıldı. İlçemizde bugün tahmini 2 milyon zeytin ağacından yılda yaklaşık 50 bin ton zeytin elde ediliyor. Ayrıca bölgede faaliyet gösteren 11 adet zeytinyağı fabrikasında yılda yaklaşık 9-10 bin ton zeytinyağı üretiliyor. Yani kamuoyunda çok bilinmese de Manavgat aynı zamanda çok önemli bir zeytin şehridir” dedi. 11 zeytin türüne ev sahipliği yapan Manavgat’ın yöreye has zeytin çeşidi ’Beylik zeytini’ Hemen her çeşit zeytin türünün yetiştiği bölge toplam 11 çeşit zeytin türüne ev sahipliğe yapıyor. Bölgede kalamata, memecik, ayvalık, tarı ak, domat, manzalya, arbekün, girit, gemlik ve Antalya’ bölgesinde coğrafi işareti alınmış tavşan yüreği ile yalnızca Manavgat’a ait beylik zeytini yetişiyor. Beylik zeytini bölgeye özgü, iri taneli, dolgun bir zeytin çeşit olup hem sofralık zeytin olarak hem de zeytinyağı üretiminde tercih ediliyor. Aynı zamanda yüksek yağ verimine sahip olan beylik zeytininden elde edilen zeytinyağı kaliteli ve aromatik özellik taşıyor. Konuyla ilgili olarak Başkan Kara, “Bölgeye has ‘beylik’ zeytinimiz için coğrafi işaret alınmasıyla ilgili çalışmalara kısa zamanda başlayarak bu konuya öncülük edeceğiz. Zeytinimiz kendine has aromasıyla çok lezzetli bir zeytindir. Coğrafi işaret alarak, tüketicilere ürünün gerçekliğini ve kalitesini garanti ederken yerel üreticilerimizin ürününü tanıtarak bölgesel ekonomiyi desteklemeyi ve yerel kültürümüzü yaşatmayı hedefliyoruz” dedi. Doktor başkan festivalle birlikte zeytinyağının sağlığa faydasına da dikkati çekecek Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, festival vesilesiyle zeytin ve zeytinyağının sağlık açısından birçok faydasının da altını çizdi. Başkan Kara, “Toplumun çoğunun bildiği gibi zeytinyağı çok faydalı. Antioksidan özellikleri, kalp sağlığınızı destekler ve sindirim sistemine yardımcı olur. Beyin sağlığına ve cilde de çok iyi gelen zeytinyağı bölgemizde kolay ulaşılabilir ve diğer bölgelere göre daha ekonomik. Ben bu festival vesilesiyle, bir hekim olarak zeytin ve zeytinyağı tüketmenin önemine ayrıca dikkat çekmek istiyorum” dedi. Manavgat Zeytin ve Zeytinyağı Festivali 1 Kasım Cuma günü Manavgat Atatürk Kültür Merkezi önünde yapılacak açılışla başlayacak. Festival 3 gün boyunca çeşitli etkinliklere sahne olacak. Festival, AKM önündeki açılış töreninin ardından ünlü televizyoncu Ezgi Gözeger’le “Zeytin Tadımı” etkinliği ile devam edecek. Aynı gün AKM salonunda tarım yazarı Mine Ataman moderatörlüğünde akademisyen ve üretici konuşmacıların yer alacağı “Çalıştay” gerçekleştirilecek. Festivalin 2. gününde ise ünlü gazeteci Meliha Okur’un moderatörlüğünde düzenlenecek forumun konuğu Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım olacak. Manavgat yöresine ait zeytin ve zeytinyağlarının sergileneceği festival çarşısı ise 1-3 Kasım tarihleri arasında Manavgat Kültür Merkezi önünde vatandaşların ziyaretine açık olacak.
Gaziantep’in 500 yıllık katmeri Dubai çikolatasıyla buluştu
26 Ekim 2024 Cumartesi - 09:35 Gaziantep’in 500 yıllık katmeri Dubai çikolatasıyla buluştu Dünyada ün salan ve Türkiye’de son günlerde gündem olan Dubai çikolatası Gaziantep’te katmerle birleştirilerek müşterilerin beğenisine sunuldu. Dünyada adıyla ve tadıyla ün salan Dubai çikolatası, Türkiye’de de tatlı severlerin gönlünü fethederek ün kazandı. Gaziantepli Tatlı ustaları ise bu popüler çikolatayı 500 yıllık geleneksel katmer ile buluşturarak müşterilerin beğenisine sunmaya başladı. Dubai çikolatası, ince kadayıf ve bol fıstık konuluyor Özellikle Gaziantep’te katmer sevenler arasında büyük ilgi gören Dubai çikolatalı katmer, hamurunun içine Dubai çikolatası, ince kadayıf ve bol fıstık konularak hazırlanıyor. Bu yeni lezzet, katmerin çıtırlığıyla çikolatanın benzersiz aromalarını bir araya getirerek tatlı severlere farklı bir deneyim yaşatıyor. Hem göze hem damağa hitap eden bu sunum, kısa sürede sosyal medyada da yoğun ilgi görürken Dubai çikolatalı katmeri duyan müşterileri ise ikiye böldü. Bir taraf 500 yıllık katmerin özgünlüğünün bozulmaması gerektiğini savunurken diğer taraf ise gençler tarafından trend olacağını ve çok sevileceğinin vurgusunu yaptı. “500 yıllık geleneksel tatlımıza yenilik kattım” Geleneksel katmere yenilik kattıklarını söyleyen işletme sahibi Emre Yılmaz, “Biz uzun zamandır Dubai çikolatalı katmer yapıyoruz. Büyük bir miktarı fıstıktan oluşan bu çikolatanın nasıl Gaziantep değil de Dubai çikolatası olduğuna kızarak bu yeniliği 500 yıllık geleneksel tatlımız olan katmere katmayı düşündüm. Burada hazırladığımız katmere iç harcını ve kendi üretimimiz olan Dubai çikolatasını ekleyerek müşterilerimize sunuyoruz. Müşterilerimiz bu yeniliği tarafından güzel ilgi görüyor” dedi. “Gaziantep’imizin adına tescillenmesini istiyoruz” Dubai çikolatasının bir an önce Gaziantep çikolatası olarak tescillenmesi gerektiğini aktaran Yılmaz, “Tüm vatandaşlarımız gelenekselliğe yenilik kattığımız bu tatlıyı tadabilsin diye uygun fiyata yaparak 245 TL’den sunduk. Yetkililerden tek isteğimiz var, fıstık bizim coğrafi işaretimiz ve bu çikolatanın bir an önce bizim Gaziantep’imizin adına tescillenmesini istiyoruz çünkü tüm bileşenler bizi, Gaziantep’i tarif ediyor” ifadelerini kullandı. Müşteriler ikiye bölündü Geleneksel reçetesinin bozulmaması gerektiğini ifade eden Tülin Tulsuz,“Ben katmeri çok severim haftada bir yerim. Dubai çikolatasını yedim ama katmer tarihi bir lezzet olduğu için reçetesinin bozulmaması gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu. Gönül Ozansoy ise “Biz alıştığımız klasiklerden vazgeçemiyoruz ama yeni bir tadı da gençler tercih ediyor. Onu da görmezden gelmemek lazım” diye konuştu.
Milli Mücadele Müzesi, Gaziantep tarihine ışık tutuyor
26 Ekim 2024 Cumartesi - 09:26 Milli Mücadele Müzesi, Gaziantep tarihine ışık tutuyor Kurtuluş Savaşı döneminde “Ölürsem şehit, kalırsam gazi olurum” düsturuyla dönemin işgalci güçlerine karşı direnen ve topraklarını işgalcilerden kurtaran Gazianteplilerin destansı mücadelesi Şahinbey Milli Mücadele Müzesi’nde yaşatıyor. Şahinbey Milli Mücadele Müzesi, Kurtuluş Savaşı’nda Gazianteplilerin kahramanca yürüttüğü destansı mücadelenin gelecek nesillere aktarılması amacıyla Şahinbey Belediyesi tarafından restore edilerek müzeye dönüştürüldü. Şahinbey Milli Mücadele Müzesi’nde Gaziantep’in 11 ay boyunca işgalcilere karşı verdiği mücadele tüm ayrıntılarıyla ziyaretçilerine tekrar yaşatılıyor. Zor şartlar ve imkansızlıklara rağmen kadın, erkek, genç, yaşlı 7’den 70’e Antep halkının işgalci Fransızlara karşı kazandığı zaferin üzerinden bir asır geçse de Gaziantepliler, ecdadının verdiği destansı mücadeleyi unutmamak için çocuklarıyla birlikte Antep savunmasının anlatıldığı Şahinbey Milli Mücadele Müzesi’ni ziyaret ediyor. Yoğun ilgi görüyor Kurtuluş Savaşı’nda Fransızlara ve İngilizlere karşı tek yumruk olarak dünyaya örnek gösterilecek bir mücadele ortaya koyan Gazianteplilerin, örnek kurtuluş destanının anlatıldığı müzede ziyaretçilere destansı mücadele, bal mumu heykeller, ses efektleri ve profesyonel rehberlerin anlatımıyla gelecek nesillere aktarılıyor. O döneme ait yaşantının sergilendiği mağarada halkın kullandığı tabanca, tüfek, kılıç, kama, et satırı, kazma, kürek ve nacak gibi birçok tarihi eşya da müzede yer alıyor. Büyük bir ilgi gören ve ziyaretçileri hiç eksik olmayan Şahinbey Milli Mücadele Müzesi yoğun ilgi görüyor. Açıldığı günden beri ziyaretçi akınına uğrayan ve ziyaretçilerine Antep Savunması’nda verilen destansı mücadeleyi tekrar yaşatan müze, Gaziantep halkının yanı sıra Türkiye’nin birçok ilinden kente gelen ziyaretçilerin de yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. “Tarihin ruhu Şahinbey Milli Mücadele Müzesi’nde yaşıyor” Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Şahinbey Milli Mücadele Müzesi’nin geçmişin yansıması olduğunu belirterek, “Burası Gaziantep’in kuruluşunda Heyeti Merkeziye’nin kullandığı bir mekân. Kurtuluş Savaşı’nda baskınlar olduğu zaman bu tünelleri kullanarak, farklı mekânlardan çıkmak suretiyle savaşı buradan yönetmişler. Gaziantep’in kurtuluş savaşında birçok olayları içinde barındırmış çok önemli mekânlardan birisi. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un ‘Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı! Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen Şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı: Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı’ dediği yerdeyiz. Kurtuluş Savaşı’nın en çetin geçtiği mekânlardan birisi olan bu mekân, gençlerin tarihlerini daha net bir şekilde görüp, geleceklerine yön verecekleri bir müzedir. Tarihin, ruh kazandığı Şahinbey Milli Mücadele Müzesi’nde ‘imkanın değil imanın galip geldiği’ çok net bir şekilde anlatılmaktadır” dedi.
"10. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı" kitapseverlere kapılarını açtı
25 Ekim 2024 Cuma - 19:01 "10. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı" kitapseverlere kapılarını açtı Malatya Büyükşehir Belediyesi ve Malatya Valiliği iş birliğinde düzenlenen 10. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı’nın Açılış Töreni 25 Ekim Cuma günü saat 14.00’te Orduuz Pınarbaşı’ndaki Malatya Büyükşehir Belediyesi Fuar Merkezinde büyük bir katılımla gerçekleşti. Bu yıl ‘Kitabın Ruhuyla Yeniden’ mottosu ile düzenlenen 10. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı kapılarını kitapseverlere açtı. Onur konuğu Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar’ın olduğu fuar, Orduzu Pınarbaşı fuar alanında yer alan Fuar Merkezinde 25 Ekim- 3 Kasım tarihleri arasında açık olacak ve 10.00 - 21.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. Açılış törenine Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er’in yanı sıra Malatya Valisi Seddar Yavuz, AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, AK Parti Milletvekili İhsan Koca, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr Nusret Akpolat, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Tolunay Başer, Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, Yeşilyurt Belediye Başkanı İlhan Geçit, Kale Belediye Başkanı İhsan Özbay, AK Parti Malatya İl Başkanı Namık Gören, Cumhuriyet Halk Partisi Malatya İl Başkanı Barış Yıldız, Yeniden Refah Partisi Malatya İl Başkanı Burhan Kılıç, ilçe kaymakamları, kamu kurum ve kuruluşlarının ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, muhtarlar, öğretmenler, öğrenciler ve çok sayıda kitapsever katıldı. "Malatya güzel insanlar, büyük insanlar yetiştirmiştir" Kitap Fuarına Onur Konuğu olarak katılan Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar, fuar açılışında yaptığı konuşmada, “Davet üzerine Malatya’ya geldim. Başta Büyükşehir Belediye Başkanımıza, Valimize ve hepinize teşekkür ediyorum. 6 Şubat 2023 günü asrın felaketini bu şehir yaşadı. Bu yaralar sarılacak. Malatyalılara sabır, metanet, direnç ve çalışma azmi diliyorum. Bu felaketin arkasından mutlaka yeni kapılar açılır. Beni sevindiren kültür ikliminin Malatya’yı sarmış olmasıdır. Malatya güzel insanlar, büyük insanlar yetiştirmiştir. Türkiye’mizin can damarlarını besleyen kültür adamları yetiştirmiştir” dedi. “Bu hain saldırı karşılıksız kalmayacaktır” Kitap fuarı açılışında Ankara’da meydana gelen hain terör saldırısını kınayan Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, “Aslında açılışımızı Gençlik ve Spor Bakanımız Osman Aşkın Bak ve bakan yardımcılarımızın katılımlarıyla gerçekleştirecektik. Ancak Ankara’daki terör saldırısından dolayı gelemediler. Bu vesileyle TUSAŞ’a yapılan hain saldırıyı bir kez daha lanetliyoruz. Şehit olan kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılarımıza da sağlık, sıhhat ve afiyet diliyoruz. Elbette ki bu hain saldırı karşılıksız kalmayacaktır. Allah’a şükürler olsun devletimiz güçlüdür. Bundan hiç kimsenin endişesi yok bizim de endişemiz ve şüphemiz yok. Emperyalistlerin ülkemiz üzerinde ve gönül coğrafyamız üzerinde oynadıkları oyunların farkındayız. Aynı şekilde bu emperyalist güçler Filistin’de Gazze’de ve gönül coğrafyamızda oluk oluk kan akıtmaktadırlar. Bu vesileyle Gazze’de şehit olan Yahya Sinvar’a İsmail Haniye’ye ve gönül coğrafyamızda şehit olan kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara da sağlık, sıhhat ve afiyet diliyorum” dedi. "Kitaplar insanların kalbine uzanan zarif yolculuklardır.” 10. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı’nın açılışında derin bir heyecan ve umut içerisinde olduklarını ifade eden Başkan Er, “Kültür, sanat ve edebiyat alanındaki gelişmeleri ve birikimlerin paylaşıldığı bu atmosferde sizlerle bir arada olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bu yıl 10’uncu kez kapılarını aralayan Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı’nda derin bir heyecan ve umut içerisindeyiz. Kitaplar insanların kalbine uzanan zarif yolculuklardır. Cemil Meriç’in tanımı ile ‘ limandır.’ Yayın evleri ve yazarlar bu yolculuğun rehberi olarak dünyalar kurar. İnsanlığın hafızasını zenginleştirip, geliştirirler. Bugün büyük kültürel mirasın bir parçası olmanın gururunu hep birlikte yaşıyoruz. Fuarımızda 150 yayın evi, 250 yazarımız fuar boyunca sizlerle birlikte olacak. Yazarlarımız hem fuar alanında hem de okullarımızda gençlerle buluşacaklar. Gençlerimizin ve çocuklarımızın yazarlarla tanışıp, edebiyatın derin dünyasına adım atmalarını sağlamak en önemli hedeflerimizden biridir. Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar hocamızın derin ilmi ve bilgi birikimi fuarın onur konuğu olarak fuarımızın kültürel değerini artırıyor. Fuarımızın onur konuğu Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar hocamız davetimizi kırmayarak bizleri onurlandırdılar. Türkiye’nin önemli akademik çalışmalarına imza atan Sayar, Türkiye’deki ve dünyadaki iktisadi düşüncenin temelini en iyi kavrayan ve günümüzle bağlantısını kuran, çözümleyebilen değerli bir insandır. Bizleri kırmayarak Malatya’ya teşrif ettikleri için kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum” dedi. "Kültürel değişim ihmal edilemez, ertelenemez" Malatya’yı yeniden inşa ederken kültürel ve sanatsal etkinliklerin de yapılacağını vurgulayan Başkan Er, “Deprem sadece fiziki değil kültürel imlamıza da derin etkileri olduğu unutulmamalıdır. Deprem sadece taşları yerinden oynatmadı. Hayatlarımızı, alışkanlıklarımızı, düşünce dünyamızı da sarstı. Ancak biliyoruz ki binalar yeniden inşa edilebilir, altyapı projeleri geç de olsa gerçekleşebilir fakat kültürel değişim ihmal edilemez, ertelenemez. Çünkü bir toplumun ruhu taş duvarlarla değil kültürle, sanatla ve edebiyatla güçlenir. Malatya tarihi zengin bir kültür hazinesine sahiptir ve bizler bu hazineyi gün yüzüne çıkarmak ve daha da zenginleştirmek adına var gücümüzle çalışıyoruz. Şehri inşa ederken nesli de ihya etmenin önemi, manevi ve kültürel sorumluluğumuzdur. Mimar Turgut Cansever’in de dediği gibi ‘Şehri imar ederken nesli ihya etmeyi ihmal ederseniz, ihmal ettiğiniz nesil imar ettiğiniz şehri tahrip eder.’ Bu vecize bizlere Malatya’mızda görev icra ederken, rehberlik edecek bir anlam taşıyor. Çünkü sadece şehri imar etmek yetmez, nesilleri de manevi, entelektüel ve kültürel alanda inşa etmeliyiz. Tiyatro, konser, sinema, kitap ve diğer kültürel alanlar bugün her zamankinden daha ihtiyaç duyduğumuz mekânlar haline geldi. Bu güzide alanlar hem şehrimizin gençlerini ilhamla doldururken hem de ileri yaştaki vatandaşlarımıza nefes alınacak huzurlu bir muhit sunmaktadır” dedi. "Malatya’nın kalbini kitapla ve kültürle canlandıracağız" Kitap fuarı ile Malatya’nın kalbini kitapla ve kültürle canlandırmak istediklerini söyleyen Başkan Er, "Malumunuz olduğu üzere Malatya’nın her köşesine kütüphaneler kazandırmak, kültür etkinliklerini zenginleştirmek ve gençlerimizi, çocuklarımızı kitaplara alıştırmak en büyük arzumuzdur. Zira biz biliyoruz ki geleceğin şehirleri yalnızca beton yığınlarıyla değil düşünceyle, bilgiyle, irfanla inşa edilir. İşte bu fuar o geleceğin kollarını atıyor, yüreklerimize yeni dünyaların kapısını aralıyor. Bir şehrin gerçek kalbi kültürel mirasıyla atar ve bu fuar Malatya’nın kalbini canlandıran bir nefes gibidir. Kültür bir şehrin kalbidir. Kalbi olmayan şehir sadece taş ve betondan ibarettir. Bizler Malatya’nın kalbini kitapla, kültürle ve sanatla yeniden canlandırmak için buradayız. Bu fuarın şehrimize yeni bir soluk yeni bir umut getireceğine inanıyor her birinizi bu kıymetli etkinliğin bir parçası olmaya davet ediyorum. Malatya tarihsel köklerinden aldığı güçle kültür ve edebiyatın merkezi olma yolunda ilerliyor. Malatya tarihinde olduğu gibi bugünde kültürü ve edebiyatın merkezinde ilerlemeye devam ediyor. Hep birlikte bu büyük hedefe yürüyelim, birbirimizi yeniden kültürün, sanatın ve kitapların aydınlık rehberliğinde parlatıp, yüceltelim” dedi. "Bu fuarın bölgemizde ses getireceğine inanıyorum” AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci ise, “6 Şubat tarihinde yaşadığımız büyük felaket üzerine şehrimizi ve bizi tekrar fuarlarla buluşturan Malatya Büyükşehir Belediye Başkanımıza teşekkür ediyoruz. Bizim inancımız ve medeniyetimiz kitap üzerine kurulmuştur. İlk emri de ‘Oku’. Dolayısıyla biz medeniyetimizi kurarken, geliştirirken inancımızı öğrenirken kitap en başta. Hayatımızda ve ruhumuzda kitabın ayrı bir yeri var. Malatya’da daha yakın zamana kadar onlarca küçük kitabevleri vardı. Bu kitabevleri aynı zamanda birer fikir kulübüydü. Şimdilerde biraz dijitalleştik. Dijitalleşmenin de esası yine kitaba dayanıyor. Dolayısıyla kitap vazgeçilmezimizdir. Bu anlamda Malatya fuarları her zaman bölgemizde ses getiren fuarlar oldu. Daha yaralarımızı sarma aşamasındayken bu fuarın bölgemizde ses getireceğine inanıyorum. Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar hocam nezdinde fuara teşrif eden tüm yazarlarımıza canı gönülden teşekkür ediyorum” diye konuştu. “Bizim medeniyetimiz kitap medeniyetidir” Malatya Valisi Seddar Yavuz da, “Malatya Kültür ve Anadolu Kitap Fuarı’nın düzenlemesinde emeği geçen başta Malatya Büyükşehir Belediye Başkanımıza, kıymetli ekibine ve emeği geçen tüm arkadaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum, tebrik ediyorum. Bizim medeniyetimiz kitap medeniyetidir ve Kur-an’ın ilk emri de ‘Oku’dur. Hiç şüphesiz biz okumaya devam ettiğimizde medeniyetimiz yükselmiş Selçuklu ve Osmanlı gibi cihanşümul imparatorluklar oluşmuş, tüm etnik grupları huzur içinde yaşatabilmiştir. Kitap fuarlarının, kültür fuarlarının bilgiye, teknolojiye bakışımızın nere olduğunun kısaca özetleyen bir süreç olarak ele alabiliriz. Hür ve bağımsız olmak için, bu topraklarda başı dik alnı açık gezmek için daha çok çalışmaya, daha çok bilgiye erişmeye ihtiyaç olduğunu hatırlatmak istiyorum. Malatya Kültür ve Anadolu Kitap Fuarı’nın hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullanarak, Malatya’ya gelen yazarlara ve yayınevlerine teşekkür etti.