KÜLTÜR SANAT
Sındırgı’da Gaziler günü kutlandı 19 Eylül 2024 Perşembe - 19:37:47 Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e Gazilik unvanı ile Mareşal rütbesinin verilişinin yıldönümü dolayısı ile Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde tören düzenlendi. 19 Eylül Gaziler Günü münasebetiyle Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen törenle kahraman gazilerimiz ve şehitlerimiz anıldı. Cumhuriyet Meydanı’nda ilçe protokolü, gaziler, şehit yakınları ve vatandaşların katılımıyla gerçekleşen çelenk sunma töreninde, ülkemizin bağımsızlığı için fedakârlık gösteren gazilere minnet ve saygı ifade edildi. Çelenk sunma töreninin ardından Kışla Müze Han’da kutlama etkinliği gerçekleştirildi. İmam Hatip Ortaokulu öğrenci ve öğretmenlerinin hazırladığı etkinlikte protokol, gaziler ve şehit yakınları bir araya geldi. Koro, şiirlerin okunmasının ardından öğrenciler gazilere yazdıkları mektupları ve günün anısına hediyelerini takdim etti. Gazilerin cesaret ve fedakârlıkları asla unutulamaz Gaziler ve Şehit yakınları ile bir araya gelen Sındırgı Belediye Başkanı Serkan Sak, tören sonrasında gerçekleştirilen yemekte yaptığı konuşmada, Gaziler Günü’nün önemine vurgu yaparak, “Bu vatanı bizlere emanet eden tüm gazilerimize sonsuz minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz. Şehitlerimiz ve gazilerimiz sayesinde bugün özgür bir şekilde yaşıyoruz. Gazilik sadece bir rütbe değil makam değil. Aynı zamanda bu memleketin kuruluşunda bir harçtır. Bir fedakârlığın, kahramanlığın adıdır” dedi. İlçe Kaymakamı Didem Dinç Özay’da gazilik ve şehitliğin en yüksek mertebelerden biri olduğunu belirterek 19 Eylül Gaziler Günü’nü kutladı. Program sonunda Sındırgı Gaziler Derneği Başkanı Cevdet Korkmaz, İlçe Kaymakamı Didem Dinç Özay ve Sındırgı Belediye Başkanı Serkan Sak’a desteklerinden dolayı plaket takdim etti. Gaziler Günü etkinliklerine ilçe kaymakamı Didem Dinç Özay, Sındırgı Belediye Başkanı Serkan Sak, Sındırgı Gaziler Derneği Başkanı Cevdet Korkmaz, protokol üyeleri, gaziler, Şehit yakınları, öğrenci ve vatandaşlar katıldı.
19 Eylül 2024 Perşembe - 18:10 "24. Ulusal Turizm Kongresi" Kastamonu Üniversitesi’nde başladı Kastamonu Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen 24. Ulusal Turizm Kongresinde, 36 farklı üniversiteden akademisyenler ile 172 yazarın hazırladığı 102 bildiri, doğa turizmi ve ilgili alt temalar üzerine yapılan güncel araştırmaları ele alınıyor. Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen 24. Ulusal Turizm Kongresi, turizm sektörünün önde gelen temsilcilerini ve akademisyenleri bir araya getirdi. Bu yıl “Tabiat Turizmi” ana temasıyla düzenlenen kongrede, doğanın korunması, sürdürülebilir turizm uygulamaları ve turizmin çevresel etkileri gibi konular ele alınıyor. Kongreye, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, Milletvekili Serap Ekmekci, Vali Yardımcısı Aydın Ergün, Kayseri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa’nın yanı sıra çeşitli kamu kurumları ve özel sektör temsilcileri ile akademisyenler katıldı. Türkiye’nin dört bir yanından 36 farklı üniversiteden akademisyenlerin katıldığı kongrede, 172 yazarın hazırladığı 102 bildiri, doğa turizmi ve ilgili alt temalar üzerine yapılan güncel araştırmaları içeriyor. Kongredeki oturumlar ve panel tartışmalarında, “Doğa Koruma Alanlarında Yönetim ve Sürdürülebilirlik”, “Yaban Hayatı Turizmi ve Biyoçeşitliliğin Korunması”, “Yerel Topluluklar ve Tabiat Turizmi”, “Tabiat Turizminde Teknolojinin Rolü” ve “İklim Değişikliği ve Tabiat Turizmi” gibi alt temalar ele alınıyor. Katılımcılar, bu konular üzerine en yeni araştırmaları ve yenilikleri paylaşma fırsatı bulacak. Kastamonu Üniversitesi Merkez Kütüphane Sezai Karakoç Salonunda düzenlenen 24. Ulusal Turizm Kongresi’nde konuşan Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, Kastamonu’nun turizmdeki güçlü potansiyeline dikkat çekerek, kongrenin bölge ve ülke turizmine yapacağı katkıların önemli olacağını kaydetti. “Kongrenin şehrin turizmi açısından daha da faydalı adımlar atılmasına vesile olacak” Özellikle doğa turizminin, sürdürülebilirlik ve çevre koruma açısından kritik bir alan olduğunu ifade eden Rektör Topal, “Malumunuz üzere tabiat turizminin güzelliklerinin ve çevresinin insanlar için sunduğu fırsatları ve güzellikleri öne çıkaran giderek gelişen bir turizm alanı olarak karşımıza çıkıyor. Diğer taraftan tarihi, mimarisi, kültürel zenginlikleriyle öne çıkan Kastamonu’muz, aynı zamanda tabiat turizmi açısından da eşsiz bir şehir olarak, eşsiz bir destinasyon olarak karşımıza çıkıyor. Hakikaten bu büyüleyici bölge, sahip olduğu tabii güzellikleri, milli parkları, yaylaları ve zengin biyo-çeşitliliği ile tabiat tutkunlarının yoğun ilgisini çekmektedir. Küre Dağları ve Ilgaz Dağı Milli Parkları, Valla ve Horma Kanyonları gibi doğa harikaları kamp, doğa yürüyüşleri, dağcılık ve kayak gibi farklı faaliyetler için ideal bir bölgedir. Ama aynı zamanda zengin flora faunası ile birlikte yaban hayata fotoğrafçılığıyla eşsiz bir fırsat sunmaktadır. Tabii ki Kastamonu’nun sahip olduğu bu zenginlikler üniversitemiz içinde bir fırsat sunmuş durumdadır” dedi. Kastamonu Üniversitesi’nin ormancılık ve tabiat turizmi alanında YÖK tarafından ihtisaslaşan üniversite olarak seçildiğini hatırlatan Rektör Topal, bu alandaki çalışmalarını hızla devam ettirdiğini belirtti. Kastamonu’nun tabiat ve doğası yönüyle Kastamonu Üniversitesi’nin ihtisas alanına girmesinden ötürü önemine işaret eden Rektör Topal, şehrin sahip olduğu eşsiz potansiyeli sebebiyle 24. Ulusal Turizm Kongresi’nin Kastamonu’da yapılıyor olmasından dolayı daha da şehri önemli kıldığını ifade etti. Şehrin doğal güzelliklerinin yanı sıra yerel kültürün ve misafirperverliğin de turizmde önemli bir rol oynadığını dile getiren Rektör Topal, bu sebeple kongrede birçok konunun konuşularak tartışılacağına inandığını ve şehrin turizmi açısından daha da faydalı adımlar atılmasına vesile olacağını kaydetti. Kongrenin Kastamonu’nun doğa turizmi potansiyelini daha da ileriye taşıyacağına ve gelecekte önemli işbirliklerine zemin hazırlayacağına olan inancını paylaşan Rektör Topal, kongrenin gerçekleşmesinde emeği geçen organizasyon komitesine, akademisyenlere ve katılımcılara teşekkürlerini sundu. Kastamonu Milletvekili Serap Ekmekci de, şehrin doğal zenginliklerinin korunarak turizmin geliştirilmesi için yapılan bu tür bilimsel çalışmaların önemine dikkat çekerek, Kastamonu’nun doğa turizmi potansiyelinin daha etkin kullanılması için bu tür kongrelerin büyük önem taşıdığını belirtti. 24. Ulusal Turizm Kongresi Dönem Başkanı Prof. Dr. Osman Eralp Çolakoğlu ise, kongrenin tarihçesinden bahsederek, Türkiye’de turizm alanında gerçekleştirilen akademik çalışmaların gelişimine ve bu kongrenin bu çalışmalara yaptığı katkılara değindi. Ayrıca, turizmin sürdürülebilir kalkınmadaki rolünü vurgulayan Çolakoğlu, sektörün güncel zorlukları ve gelecekteki fırsatlarına dikkat çekerek, akademik ve sektörel iş birliklerinin önemine bir kez daha işaret etti. Katılımcılara ve düzenleyicilere teşekkür eden Çolakoğlu, başarılı bir kongre geçirilmesi temennisinde bulundu. Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alptekin Sökmen de, doğa turizminin Türkiye için büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurguladı. Sökmen, bu alanda yapılacak yatırımların hem yerel kalkınmaya hem de sürdürülebilir turizme katkı sağlayacağını ifade etti. Ayrıca, bu kongrenin, sektördeki yenilikleri paylaşmak ve akademik bilgi birikimini sektörel tecrübelerle buluşturmak açısından önemli bir platform sunduğunu belirten Sökmen, doğa turizmi ve alternatif turizm çeşitlerinin desteklenmesi gerektiğini dile getirerek, kongreye katkı sağlayan tüm katılımcılara teşekkür etti. Konuşmaların ardından kongreye destek veren katılımcılara plaket takdim edildi.
Gaziantep’te temel kazısı yapılırken Roma dönemine ait mezar bulundu
19 Eylül 2024 Perşembe - 09:28 Gaziantep’te temel kazısı yapılırken Roma dönemine ait mezar bulundu Gaziantep’te iş makinesiyle temel kazısı yapılırken 2 metre derinlikte Roma dönemine ait olduğu değerlendirilen oda tipi mezar bulundu. 4 odadan oluşan mezar içerisinde 3 insana ait iskelet ve kemikler bulunurken koruma altına alınan mezar ile ilgili araştırma başlatıldı. Kahramanmaraş merkezli asrın felaketinde büyük yıkım yaşayan Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde yeni ev yapmak için temel kazısı yapıldığı sırada oda tipi mezar bulundu. İlçeye bağlı kırsal Şatırhöyük Mahallesi’nde yıkılan evinin yerine yeniden ev yapmak isteyen bir vatandaşın iş makinesiyle temel kazısı yaptığı sırada yerin 2 metre altında tarihi oda tipi mezar bulundu. Mezarın bulunmasının ardından hemen kazı çalışmasına ara veren vatandaşlar durumu jandarma ekiplerine bildirdi. 4 odalı mezar içerisinde 3 insana ait iskelet ve kemikler bulundu İhbar üzerine olay yerine gelen jandarma ekipleri, kazı alanında geniş güvenlik önlemleri alırken bölgeye gelen müze müdürlüğü ekipleri ise mezarda inceleme yaptı. Yapılan incelemeler sonucu Roma dönemine ait olduğu değerlendirilen mezarın 1 metre 70 santimetre yüksekliğinde, 2 metre 40 santimetre ve 2 metre 70 santimetre genişliğinde 4 odadan oluştuğu tespit edildi. Mezar içerisinde yapılan incelemelerde ise 3 insana ait iskelet ve kemikler bulundu. Koruma altına alınan mezar ile ilgili geniş çaplı araştırma başlatıldı.
Vali Çiftçi; “Şehit ve gâzî olmak büyük bir onur ve gurur kaynağıdır”
19 Eylül 2024 Perşembe - 09:25 Vali Çiftçi; “Şehit ve gâzî olmak büyük bir onur ve gurur kaynağıdır” Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi "19 Eylül Gaziler Günü" vesilesiyle bir mesaj yayınladı. Vali Çiftçi, “Şanlı tarihimizin çeşitli safhalarında gösterdiği eşsiz fedakârlıklar ile bayrağını, vatanını ve istikbâlini koruyan, bizlere iftiharlarla dolu bir tarih emanet eden gâzîlerimizi, minnet ve şükranla anıyorum.” diyerek bu toprakları vatan kılmak için canını hiçe sayan kahramanların, asırlardan beri milletimizin gönlünde ayrı bir yer edindiğini ifade etti. “Gâzîlerimiz emsalsiz cesaret ve fedakârlıklarıyla doludur” "Gazâ eden, ordunun başına geçip savaşan, savaştan sağ olarak zaferle dönen" anlamına gelen gâzîliğin, tarih boyu milletimiz tarafından evlatlarına "Ya gâzî ol, ya şehi" milli ideali ile aşılandığını vurgulayan Vali Mustafa Çiftçi, “Asırlardır istiklâlini canı pahasına korumayı ilke edinen aziz milletimiz; şehit ve gâzî olmayı büyük bir onur ve gurur kaynağı saymıştır. Milletimiz; 1071’de Malazgirt’ten, İstiklâl Mücadelemize, terörle mücadeleden 15 Temmuz’a hâinlere karşı istikbâlimizi korurken gazâ anlayışı ile bu toprakları "Gaziler Yurdu" yapmıştır. Bu bereketli toprakları vatan kılarak bizleri bir bayrak altında hür yaşatmak için Anadolu’nun her karış toprağı, gâzîlerimizin emsalsiz cesaret ve fedakârlıklarıyla doludur.” şeklinde konuştu. “Gâzilik ruhu, bu topraklarda yetişen nesiller arasında bir ruh birliğidir” Türk askerinin bu hasletleriyle, kendi ülkesini ve halkını korumanın yanında bölgesindeki ve dünyadaki tüm mazlumların, mağdurların, soydaşların da umudu haline geldiğini ifade eden Vali Çiftçi, sözlerine şöyle devam etti, “Gâzîlerimiz; yurt içinde olduğu kadar yurt dışında gösterdikleri mücadeleleriyle de tarih sayfalarında yer almıştır. Gâzilik ruhu, bu topraklarda yetişen nesiller arasında bir ruh birliği oluşturarak, bağımsızlığımızın ve hürriyetimizin teminatı olmuştur. Ecdadımızın bıraktığı mirası devralarak, her geçen gün daha da ileriye taşıma sorumluluğunu gönülden hissediyoruz. Onlardan aldığımız güç ve ilhamla bu mübarek emanete kararlılıkla sahip çıkarak, birlik ve beraberliğimizi korumak, çocuk ve gençlerimize daha güzel bir hayat, daha müreffeh bir ülke bırakmak için milletçe sarsılmaz bir irade ile çalışmaya devam edeceğiz. Bu düşüncelerle, bu toprakları bizlere vatan yapan aziz şehitlerimizi, ebediyete irtihâl eden kahraman gâzîlerimizi rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Sakarya Meydan Muharebesi’nin ardından, 19 Eylül 1921 tarihinde TBMM tarafından Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya "Mareşal" rütbesi ve "Gazi" ünvanının verilişi vesilesiyle milletimizin gâzîlere olan derin saygısını ve minnetini dile getirmek amacıyla kutlanan "Gaziler Günü"nü tebrik ediyor, tüm gâzîlerimize şükranlarımı sunuyorum.”
Garanti BBVA Emeklilik, müşterilerini Sağlıklı Yaşa Festivali’nde buluşturuyor
18 Eylül 2024 Çarşamba - 16:36 Garanti BBVA Emeklilik, müşterilerini Sağlıklı Yaşa Festivali’nde buluşturuyor Garanti BBVA Emeklilik, İstanbul’un tarihi binalarından Salt Galata’da, Live to Bloom ve Studio Plus iş birliğiyle müşterilerine özel “Sağlıklı Yaşa” festivali düzenliyor. Garanti BBVA Emeklilik, 21 Eylül tarihinde İstanbul’un tarihi binalarından Salt Galata’nın güzel atmosferinde, Live to Bloom ve Studio Plus iş birliğiyle müşterilerine özel “Sağlıklı Yaşa” festivali düzenliyor. Festivalde, alanında uzman eğitmenler çeşitli atölyeler ve sohbetler düzenleyerek müşterileri sağlıklı yaşam konusunda bilgilendirecek. "Keşfet, İlham Al, Paylaş!" ana temasıyla gerçekleşecek festivalde katılımcılar, deneyim köşelerinde yoga, meditasyon, sanat ve aromaterapi gibi birçok farklı konuda düzenlenen atölyelere katılabilecek. Günlük hayatına iyi yaşam rutinleri katmak isteyenler bu atölyelerde gerekli ipuçlarına ulaşabilecek. Program boyunca farklı uzmanlık alanlarına sahip konukların sağlıklı beslenme, egzersiz, mindfulness ve iyi yaşam pratiğiyle ilgili sohbetlerine eşlik edebilecek misafirler, konularla ilgili akıllarındaki soruları sorma imkanı bulabilecek. Gün boyunca katılımcılara sağlıklı atıştırmalık ve çeşitli ikramların sunulacağı bu festivale, Garanti BBVA Emeklilik müşterisi olan ve kayıt yaptıran herkes katılabilecek. Alanında uzman eğitmenler ile çeşitli seanslar ve atölyeler düzenlenecek 09.15-10.00 Psikolog ve Mindfulness Eğitmeni Gözde Tutanç ile Qi Gong 10.15-11.00 Yoga & Ayurveda Eğitmeni ve Mindfulness Koçu Meltem Fakabasmaz ile Yoga ve Nefes Çalışması 11.15-12.00 Yoga Eğitmeni & Yazar Zeyneb Uras ile Yaşam Yogam 12.15-13.00 Aslı San Bilgin ile Topraklanma ve Aromaterapi Atölyesi 13.15-14.00 Betül Avcı ile Yüz Yogası 14.15-15.00 Aromaterapist Simge Kamacı ile Aromaterapik Parfüm Atölyesi 15.15-16.00 Sanatçı ve Yazar Gökçe İrten ile Sanat Atölyesi 16.15-17.00 Müzisyen ve Bütünsel Ses Şifası Uygulayıcısı Suzin Akalan Maçaro ile Ses Meditasyonu İyi yaşam pratiklerine dair sohbetler edilecek 11.00-11.15 Açılış Konuşması 12.15-13.00 İyi Oluş Hayatın Her Adımında - Beslenme Uzmanı Diyetisyen Dilara Koçak, Ultramaraton Yüzücüsü Yasemin Altıntaş ve Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksoy 14.15-15.00 Bedenine & Zihnine İyi Bak - İlker Çağlayan Yapılan açıklamaya göre, 2022 yılında yenilenen iyi yaşam platformu Sağlıklı Yaşa, Garanti BBVA Emeklilik müşterilerinin sevdiklerine ve kendilerine bugünden iyi bakmaları, hayatı dolu dolu ve sağlıklı yaşamaları için ayrıcalıklı bir dünya sunuyor. Sağlıklı Yaşa dünyasında on binlerce kişi yogadan sağlıklı beslenmeye, meditasyondan çocuk atölyelerine, kültür turlarından el sanatlarına birçok farklı alandaki etkinliklerden ücretsiz veya avantajlı şekilde yararlanabiliyor ve sağlıklı yaşamı destekleyen çeşitli markalardan indirimli olarak faydalanabiliyor. Sağlıklı Yaşa Festivali’ne katılmak isteyenler için 12 Eylül’de mobilden kayıt alınmaya başlandı. Festival ve kayıt süreci ile ilgili detaylara garantibbvaemeklilik.com.tr’den ulaşılabilecek.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş, Kırklareli’nde Hafızlık Kur’an Kursları İcazet Merasimi’ne katıldı
18 Eylül 2024 Çarşamba - 15:43 Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş, Kırklareli’nde Hafızlık Kur’an Kursları İcazet Merasimi’ne katıldı Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Kırklareli-Lüleburgaz-Babaeski Hafızlık Kur’an Kursları İcazet Merasimi"ne katıldı. Prof. Dr. Erbaş, “Rabb’imiz buyuruyor ki ’Şüphesiz muhakkak Kur’an’ı biz indirdik ve onu muhafaza edecek olan da biziz’. Kur’an indiği andan itibaren günümüze kadar noktası değişmeden muhafaza edilerek devam etmiştir. Cenabı Hak hafızları buna vesile kılmıştır” dedi. Kırklareli’nde düzenlenen "Kırklareli-Lüleburgaz-Babaeski Hafızlık Kur’an Kursları İcazet Merasimi" Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın katılımlarıyla gerçekleşti. Programda konuşan Prof. Dr. Erbaş, hafız olanları tebrik ettiğini ifade ederek, “En hayırlı merasimdeyiz, hafızlık merasimi. Efendimiz aleyhissalâtu vesselâmın şu mübarek hadisine dayandırarak söylüyorum. Efendimiz buyuruyor ki, ’Sizin en hayırlınız Kur’an-ı Kerim’i öğrenenleriniz ve öğretenlerinizdir. En hayırlı olan Kur’an’ı öğrenen ve öğreten kardeşlerimizin bulunduğu yerdeki merasimde en hayırlı merasimdir. Öncelikle hafızlarımızı tebrik ediyorum, hafızlarımızın hocalarını tebrik ediyorum; onlar yetiştirmiş oldukları hafızların sayısını bu gün 17 kadar arttırdılar. Hafızlarımın anne ve babalarını tebrik ediyorum; ne mutlu onlara, Rabb’imiz buyuruyor ki, ’Şüphesiz muhakkak Kur’an’ı biz indirdik ve onu muhafaza edecek olan da biziz’, Rabb’imiz böyle buyuruyor. Kur’an indiği andan itibaren günümüze kadar noktası değişmeden muhafaza edilerek devam etmiştir. Cenabıhak hafızları buna vesile kılmıştır. Vahi katipleri yazmıştır, Efendimiz aleyhissalâtu vesselâmın kalbine inzal ettirdi Rabb’imiz, okuttu işte onun ezberleyen hafızlarımız sayesinde bu güne kadar korundu, muhafaza etti Kur’an’ı Kerim’i. Demek ki Kur’an’ın korunmasında en büyük vasıta hafızlarımızdır. Rabb’imiz bu ayet-i kerimede adeta hafızlarımızı övüyor, o müjde hafızlarımıza biz onun muhafaza edicisiyiz diye buyururken hafızlarımıza işaret ediyor. Hafızlarımızın vasıtasıyla Kur’an-ı Kerim’in korunmuş olmasına işaret ediyor, Rabb’imiz ne mutlu hafızlarımıza” dedi. Gençlere, çocuklara Kur’an ahlakının anlatılması gerektiğini aktaran Erbaş, “Gençlerimize, çocuklarımıza, neslimize Kur’an ahlakını anlatmak zorundayız. Önce biz yaşayacağız, rol model olacağız onlara örnek olacağız. Allah Resulü Efendimizin Mevlid-i Nebi’sinin seneyi devriyesinde onun en büyük mucize olarak getirdiği Kur’an-ı Kerim’i bilmeyenler varsa öğrensin, öğrenenler okusun, okuyanlar gücü yetenler hıfz etsin, hafız olsun. Netice itibariyle hedef Kur’anî bir hayattır, Kur’anî bir ahlaktır. Kur’an’a göre hayatımızı tanzim etmektir. Başka çıkar yol yok, başka kurtuluş yok. Kur’an’dan başka kurtuluş yok, Kur’an’dan başka sığınacağımız bir kitap yok. Kurtuluş İslam’dadır. İslam’ın yeryüzüne peygamberler vasıtasıyla insanların huzurlu ve adil olmaları, iyi geçinmeleri, birbirlerine kin beslememeleri, zulüm etmemeleri gönderdiği dinin adı İslam’dır” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Erbaş, hafız olan 6’sı erkek 17 kişiyi tebrik ederek hediyelerini takdim etti. Daha sonrasında Reis’ül-kurra Mustafa Demirkan eşliğinde hatim duası yapıldı.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş, "Hafızlık Kur’an Kursları İcazet Merasimi"ne katıldı
18 Eylül 2024 Çarşamba - 15:30 Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş, "Hafızlık Kur’an Kursları İcazet Merasimi"ne katıldı Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş "Kırklareli-Lüleburgaz-Babaeski Hafızlık Kur’an Kursları İcazet Merasimi"ne katıldı. Prof. Dr. Erbaş “Rabbimiz buyuruyor ki şüphesiz muhakkak Kur’an’ı biz indirdik ve onu muhafaza edecek olanda biziz. Kur’an indiği andan itibaren günümüze kadar noktası değişmeden muhafaza edilerek devam etmiştir. Cenabı hak hafızları buna vesile kılmıştır” dedi. Kırklareli’nde düzenlenen "Kırklareli-Lüleburgaz-Babaeski Hafızlık Kur’an Kursları İcazet Merasimi" Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın katılımlarıyla gerçekleşti. Programda konuşan Prof. Dr. Erbaş, hafız olanları tebrik ettiğini ifade ederek, “En hayırlı merasimdeyiz Hafızlık merasimi, Hafızlık Merasimi bunu Efendimiz Aleyhissalatü Vesselam’ın şu mübarek hadisinde dayandırarak söylüyorum. Efendimiz buyuruyor ki, ’sizin en hayırlınız Kur’an-ı Kerim’i öğrenenleriniz ve öğretenlerinizdir. En hayırlı olan Kuranı öğrenen ve öğreten kardeşlerimizin bulunduğu yerdeki merasimde en hayırlı merasimdir. Öncelikle hafızlarımızı tebrik ediyorum, hafızlarımızın hocalarını tebrik ediyorum onlar yetiştirmiş oldukları hafızların sayısını bu gün 17 kadar arttırdılar. Hafızlarımın anne ve babalarını tebrik ediyorum ne mutlu onlara, Rabbimiz buyuruyor ki, ’şüphesiz muhakkak Kur’an’ı biz indirdik ve onu muhafaza edecek olanda biziz, rabbimiz böyle buyuruyor. Kur’an indiği andan itibaren günümüze kadar noktası değişmeden muhafaza edilerek devam etmiştir. Cenabı hak hafızları buna vesile kılmıştır. Vahi katipleri yazmıştır, Efendimiz aleyhissalatu vesselamın kalbine inzihal ettirdi Rabbimiz, okuttu işte onun ezberleyen hafızlarımız sayesinde bu güne kadar korundu, muhafaza etti kur’anı kerimi. Demek ki kuranın korunmasında en büyük vasıta hafızlarımızdır. Rabbimiz bu ayeti kerimede adeta hafızlarımızı övüyor, o müjde hafızlarımıza biz onun muhafaza edicisiyiz diye buyururken hafızlarımıza işaret ediyor. Hafızlarımızın vasıtasıyla Kur’an-ı Kerim’in korunmuş olmasına işret ediyor rabbimiz ne mutlu hafızlarımıza” dedi. Gençlere, çocuklara Kur’an ahlakının anlatılması gerektiğini aktaran Erbaş, “Gençlerimize, çocuklarımıza, neslimize Kur’an ahlakını anlatmak zorundayız. Önce biz yaşayacağız, rol model olacağız onlara örnek olacağız. Allah resulü efendimizin Mevlid-i Nebi’sinin seneyi devriyesinde onun en büyük mucize olarak getirdiği Kur’an-ı Kerim’i bilmeyenler varsa öğrensin, öğrenenler okusun, okuyanlar gücü yetenler hıfz etsin, hafız olsun. Netice itibariyle hedef Kur’an-i bir hayattır, Kur’an-i bir ahlaktır. Kuran’a göre hayatımızı tanzim etmektir. Başka çıkar yol yok, başka kurtuluş yok. Kur’an’dan başka kurtuluş yok, Kur’an’dan başka sığınacağımız bir kitap yok. Kurtuluş İslam’dadır. İslam’ın yeryüzüne peygamberler vasıtasıyla insanların huzurlu ve adil olmaları, iyi geçinmeleri, birbirlerine kin beslememeleri, zulüm etmemeleri gönderdiği dinin adı İslam’dır” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Erbaş, hafız olan 6’sı erkek 17 kişiyi tebrik ederek hediyelerini takdim etti. Daha sonrasında Reis’ül-kurra Mustafa Demirkan eşliğinde hatim duası yapıldı.
Erzurum Tarih Derneği, Pasinler Zaferi’ni unutmadı
18 Eylül 2024 Çarşamba - 15:26 Erzurum Tarih Derneği, Pasinler Zaferi’ni unutmadı Erzurum Tarih Derneği üyeleri, Pasinler Zaferi’nin 976. yıl dönümü vesilesiyle Pasin Ovası’nda buluştu ve mütevazi bir anma programı düzenledi. Erzurum Tarih Derneği Başkanı H. Ömer Özden başkanlığında Yönetim Kurulu Üyeleri, Pasinler ilçesindeki savaş alanına giderek anma programı yaptı. Pasin Ovası’ndaki anma programına Başkan Yardımcısı İsmail Bingöl, Yönetim Kurulu Üyeleri Ahmet Tezgel, Sıtkı Sahil, Abdurrahman Zeynal katıldı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Abdurrahman Zeynal, tarihi savaş alanında başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına Kuranı-Kerim duası yaptı. Erzurum Tarih Derneği Başkanı H. Ömer Özden, Pasinler Muharebesi’nin, tarihte, Selçukluların, Bizanslılarla yaptıkları, Anadolu Selçuklu Devleti’nin tarih sahnesinden çekildiği zamana kadar, aralıklarla 2,5 asra yakın devam eden savaşların, ilk büyük meydan muharebesi olarak tarihte yerini aldığını belirtti. Başkan Özden, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi, “ Erzurum Tarih Derneği olarak her yıl bu zafer gününde Pasinler Ovası’nda hem şehitlerimizi ve gazilerimizi anmakta hem de bu zaferin önemini anlatmaya çalışmaktayız. Eğer Pasinler Zaferi kazanılmış olmasaydı, Malazgirt Zaferi de olmazdı. Çünkü Pasinler Zaferi, Anadolu’nun kapılarını Türklere açmış, Bizans’ın yenilmezlik unvanını ortadan kaldırıp Selçuklu Devleti ordusuna cesaret kazandırmıştır. Biz Pasin Ovası’nda nam, Malazgirt’te şan kazandık. Pasinler Zaferi Türk tarihinde önemli bir yere sahiptir.” “Pasin Ovası’na, ’Zafer Anıtı’ yapılmalı” Pasin Ovası’na anıt yapılması talebinde bulunan Erzurum Tarih Derneği Başkanı H. Ömer Özden, ’Bu zaferin, ülkemiz gündemine getirilmesi gerekmektedir. Bunun için Derneğimiz, yıllardan beri bu gün adı geçen ovaya he yıl dönümünde gelerek Pasinler Zaferi’nin 976’ncı yıl dönümünü andık. Pasinler Zaferi’nin ülke gündemine kazandırılması için başta Devletimizin, üniversitelerimizin bu zafere sahip çıkması gerekir. Konuyla ilgili paneller, sempozyumlar yapılmalı, savaşın yapıldığı ovaya bir de zafer anıtı dikilmeli, zaferin kazanıldığı ovayı gösteren tabelalar konulmalıdır. Ayrıca çocuklarımız başta olmak üzere tüm halkımızda bir tarih bilinci oluşturulması gerekmektedir.” diye konuştu.
Denizli’de 36. Uluslararası Tiyatro Festivali Başlıyor
18 Eylül 2024 Çarşamba - 15:24 Denizli’de 36. Uluslararası Tiyatro Festivali Başlıyor Denizli Büyükşehir Belediyesinin bu yıl 36.’sını düzenleyeceği Uluslararası Tiyatro Festivali’nde 3’ü yurtdışından olmak üzere toplam 18 tiyatro grubu 26 oyunu sahneye koyacak. Festivalde ilk kez dört köyde tiyatro oyunu sergilenecek. Denizli Büyükşehir Belediyesinin bu yıl 36.’sını düzenleyeceği Uluslararası Tiyatro Festivali 23-29 Eylül tarihleri arasında yapılacak. Denizli’de düzenlenecek festivale bu yıl 3’ü yurtdışından olmak üzere toplamda 18 tiyatro grubu katılacak. Denizli Büyükşehir Belediyesi 36. Uluslararası Tiyatro Festivali’nin korteji ise 23 Eylül Pazartesi günü saat 17.00’de Denizli Valiliği önünden başlayarak, Delikliçınar Meydanı’nda son bulacak. Burada çelenk sunma töreni, açılış konuşmaları ve sokak gösterileri yapılacak festivalde 175 tiyatro oyuncusu sahne alacak, çok sayıda gözlemci sanatçı festivali yakından takip edecek. Festival kapsamında 18 tiyatro grubu toplamda 26 oyunu sahneye koyacak. İlk kez dört köyde tiyatro oyunu sergilenecek Yurt içi ve yurt dışından gelecek gruplar sadece Denizli merkezde değil, ilçelerde de boy gösterecek. Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi, Merkezefendi Belediyesi Kültür Merkezi ile Çatalçeşme Oda Tiyatrosu’nda sahnelenecek eserlerin yanı sıra, Acıpayam, Sarayköy ve Çivril’de de 3 farklı oyun tiyatroseverlerle buluşacak. Öte yandan festivalde Pınar Baha Anadolu Lisesi ile Yaşar Kımıl Fen Lisesi’nde öğrencilere özel iki tiyatro gösterimi yapılacak. Festival kapsamında ilk kez Merkezefendi- Eskihisar, Pamukkale-Aşağışamlı, Honaz-Dereçiftlik ve Acıpayam-Ucarı’da tiyatro oyunları sergilenecek. Ayrıca festival kapsamında yazar Birol Tezcan ve Tülay Akyol bilgi ve deneyimlerini atölye çalışmalarında aktaracak. Televizyon ekranlarında uzun süredir başarıyla tiyatro gösterileri sunan ‘Çok Güzel Hareketler Bunlar’ adlı yapımın başarılı oyuncuları Yeşim Dursun ve Beste Bilir 24 Eylül Salı günü saat 13.30’da Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenecek söyleşide Denizlili sevenleriyle buluşacak. Tiyatroseverler festivalle ilgili ayrıntılı bilgiye https://ebilet.denizli.bel.tr/ adresinden ulaşabilecek. Bilet ve rezervasyon işlemlerinin sergilenecek oyun tarihinden bir gün öncesinden yapılabileceği ifade edildi. Festivalin açılış oyunu ise 23 Eylül Pazartesi günü saat 20.30’da Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi Fatma Yıldız Salonu’nda Denizli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nca sahnelenecek "Söz Veriyorum" adlı eser olacak. Başkan Çavuşoğlu’ndan davet Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, 1984 yılında başlayan tiyatro festivalinin sürüyor olmasından büyük bir mutluluk duyduğunu ifade ederek, kültür ve sanat şehri Denizli’ye yakışan bir festival olduğunu dile getirdi. Göreve geldikleri ilk günden bu yana kültür ve sanatı toplumun her kesimi ile buluşturmayı hedeflediklerini belirten Başkan Çavuşoğlu, "Bu güzel şehrin sokaklarında, meydanlarında ve her köşesinde sanat ve kültürle iç içe mutlu bir kent oluşturmak adına çalışmayı sürdürüyoruz. Denizli Büyükşehir Belediyesi olarak, sanatı desteklemeye ve kültürel faaliyetlerimizi çeşitlendirmeye devam ediyoruz. Halkımızın sanata olan ilgisini canlı tutarak, sanatçılarımızla el ele, daha aydınlık bir gelecek için çalışmayı sürdüreceğiz. Tüm halkımızı bu güzel oyunları izlemeye davet ediyorum" diye konuştu.
Çandır fasulyesi için yayla şenliği düzenlenecek
18 Eylül 2024 Çarşamba - 15:08 Çandır fasulyesi için yayla şenliği düzenlenecek Konyaaltı Belediyesi, Çandır fasulyesini duyurmak ve farkındalık oluşturmak amacıyla Çandır fasulyesinin üretildiği Yarbaşçandır Yaylası’nda Yarbaşçandır Yayla Şenliği düzenleyecek. Müzik ve eğlencenin yaşanacağı şenlikte vatandaşlara Çandır fasulyesinden yapılan kuru fasulye yemeği ikram edilecek. Konyaaltı Belediyesi bölgeye has ürün olan Çandır fasulyesini duyurmak ve Çandır fasulyesi hakkında farkındalık oluşturmak için çalışmalarını hızla sürdürüyor. Çalışmalar kapsamında Çandır fasulyesinin üretildiği Yarbaşçandır Yaylası’nda “Yarbaşçandır Yayla Şenliği” düzenlenecek. Konser ve halk dansları Yarbaşçandır Yaylası’nda 21 Eylül Cumartesi günü saat 18.00’de başlayacak olan Yarbaşçandır Yayla Şenliği’nde Arzu Gök konser verecek. Şenlikte Konyaaltı Belediyesi Halk Oyunları Topluluğu ise şenliğe katılan vatandaşlara halk danslarıyla adeta Anadolu şöleni yaşatacak. Şenlikte, Çandır fasulyesinden yapılan kuru fasulye yemeği de ikram edilecek. “Üretildiği yerde şenlik yapacağız” Konyaaltı Belediye Başkanı Cem Kotan, yerel üreticinin ürettiği Çandır fasulyesinin üretimini artırmak, fasulyenin bilinirliliğini sağlamak amacıyla fasulyenin üretildiği Yarbaşçandır Mahallesi’nde de şenlik düzenleyeceklerini söyledi. Çandır fasulyesinin son yıllarda üretiminin düştüğünü, bu nedenle belediye olarak harekete geçtiklerini ifade eden Başkan Kotan, “Konyaaltı Belediyesi olarak üreticiye örnek olmak ve 300 yıllık önemli bir değerimiz olan Çandır fasulyemizin yok olmasını engellemek için belediyemize ait 5 bin metre karelik tarım alanında Çandır fasulyesi üretimi gerçekleştirmeye başlamıştık. Bu üretim üreticilere örnek oldu ve üreticilerimiz yeniden fasulye üretmeye başladı. Ürettiğimiz fasulyelerin bilinirliğini artırmak için de her yıl düzenlediğimiz Çandır Fasulyesi Şenliğimiz çok seviliyor. Bu şenliğimizin yanı sıra fasulyemizin üretildiği yerde de bir etkinlik düzenlemek istedik. Yarbaşçandır Yayla Şenliği adı altında gerçekleştireceğimiz şenliğimizde konserler, halk oyunları ekibimizin gösterileri olacak. Şenlikte ayrıca vatandaşlarımıza Çandır fasulyesinden yaptığımız kuru fasulye yemeği ikramımız olacak” dedi.
2 bin 500 yıllık bronz sedir Getty Müzesi’nden Türkiye’ye iade edildi
18 Eylül 2024 Çarşamba - 14:47 2 bin 500 yıllık bronz sedir Getty Müzesi’nden Türkiye’ye iade edildi Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın girişimleri sonucu M.Ö. 530 yılına tarihlenen nadir bronz sedir, J. Paul Getty Müzesi tarafından Türkiye’ye iade edildi. M.Ö. 530 yılına ait bronz sedir, 1982 yılında J. Paul Getty Müzesi tarafından İsviçreli bir sanat tacirinden satın alındı. Tacir, sedirin 1920’lerden bu yana Avrupa’da koleksiyonlarda yer aldığına dair sahte kanıtlar sundu. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ve J. Paul Getty Müzesi’nin yürüttüğü kapsamlı araştırmalar, bu iddianın asılsız olduğunu ortaya koydu. Yapılan bilimsel çalışmalar, bronz sedirin 1980’lerin başında Manisa yakınlarındaki bir mezardan kaçak kazılarla çıkarıldığını ve yasadışı yollarla ülke dışına kaçırıldığını kanıtladı. Bakanlık ve Getty Müzesi’nin bilimsel iş birliği ile yürütülen incelemelerde, sedirin üzerine yapışmış olan keten parçaları, Türk arkeologlar tarafından mezarda bulunan ahşap ve bronz levha parçaları ile mezarın tarihlendirilmesine yardımcı olan mermer ve seramik kalıntılarıyla birebir örtüştü. Böylece sedirin kökeni ve tarihi bağlamı net bir şekilde ortaya konmuş oldu. İadesi gerçekleştirilen sedir, günümüzde oldukça nadir rastlanan bir mobilya türü olarak dikkat çekiyor. Tarihi resimlerde ve o döneme ait kap kacak üzerindeki tasvirlerde görülen bu tür sedirler, antik dönemde günlük yaşamda dinlenme ve yemek yeme amacıyla kullanılıyordu. Dökme bronz ayak ve raylara sahip, demir bir iskelet üzerine inşa edilen sedir, delikli bakır levhalardan oluşuyor. Tornalanmış ayakları, köşelerde çıkıntılı zıvanaları ve minderleri destekleyen kafesli yüzeyiyle o dönemde yaygın olarak ahşaptan üretilmiş sedirlerin bronzdan bir örneğini temsil ediyor. Kültürel mirasın geri kazanılmasında büyük adım Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, eserin iadesinin sadece bir kültürel varlığın geri kazanılması anlamına gelmediğini, aynı zamanda kültürel miras kaçakçılığına karşı önemli bir zafer olduğunu vurguladı. Yazgı, “Anavatanından yasadışı yollarla çıkarılan her kültür varlığının iadesi, kültürel miras kaçakçılarına güçlü bir mesaj gönderir. Bronz sedir, yasa dışı bir şekilde evinden alınmış nadir bir arkeolojik eserdir. Türkiye ve Getty Müzesi arasında yeniden başlayan diyalog sayesinde artık ait olduğu yerde korunacak” dedi. Kültür varlıklarının iadesi konusunda Getty Müzesi ile farklı görüşlere sahip olunduğunu belirten Yazgı, bu iade ile birlikte her iki tarafın da birbirlerinin bakış açılarını anlamaya çok daha yakın olduğunu ve kültür varlığı kaçakçılığı ile mücadeleyi hedefleyerek gelecekte yakın işbirlikleri kurulabileceğini söyledi. Getty Müzesi Maria Hummer-Tuttle ve Robert Tuttle Direktörü Timothy Potts ise, bu iadenin Türk ve Amerikalı akademisyenler arasında uzun süredir devam eden bir araştırmayı sonuçlandırdığına dikkat çekti. Potts, “Türk arkeologlarının çalışmaları, bu istisnai objenin arkeolojik ve tarihi bağlamının ortaya çıkarılmasına yardımcı oldu. Getty konservatörleri de malzeme ve üretim tekniğini analiz etti” dedi. Potts ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı ve Türkiye’de çalışan arkeolog, küratör ve diğer meslektaşlarıyla yapıcı ilişkiler kurmaya devam etmek istediklerini belirtti. Bu iade ile birlikte 2024 yılında Türkiye’ye getirilen eser sayısı 36’ya ulaştı. 2018 yılından bu yana sadece son 6 yılda toplam 7 bin 840 eserin ülkemize iadesi sağlandı. 2002 yılından bu yana ise toplamda 12 bin 155 eser Türkiye’ye geri kazandırıldı. Bu başarılar, Türkiye’nin kültürel mirasın korunmasındaki kararlılığını ve uluslararası alanda elde ettiği kazanımları bir kez daha gözler önüne seriyor.