KÜLTÜR SANAT
15 Kasım 2024 Cuma - 18:18 Gazeteci-Yazar İhsan Tunçoğlu, Macaristan Büyükelçisi Viktor Matis’e kitabını takdim etti Gazeteci-Yazar İhsan Tunçoğlu, Macaristan Büyükelçisi Viktor Matis’e kitabını takdim etti. Kütahya’da düzenlenen uluslararası etkinliklerde Macaristan’ın Ankara Büyükelçisi Viktor Matis, Gazeteci-Yazar ve Sosyal Yardım ve Kültür Vakfı Başkanı İhsan Tunçoğlu’ndan “Dünyada İlkler ve Sırlar Kenti: Kütahya” kitabını aldı. Macaristan-Türkiye ilişkilerini güçlendiren etkinliklerden biri olan DPÜ Rektörlüğü’nün düzenlediği Uluslararası 100. Yıldönümü Sempozyumu ve Avrupa Birliği büyükelçilerinin Kütahya ve Aizanoi gezisi sırasında gerçekleşen buluşmada Tunçoğlu, kitabını Büyükelçi Matis’e hediye etti. Tunçoğlu, kitabını takdim ederken Büyükelçi Matis’in Türk-Macar dostluğuna önemli katkılar sunduğunu belirterek, "Sayın Büyükelçi Viktor Matis, Türk-Macar dostluğuna unutulmaz destekler vermiştir. Kendisi, Büyükelçi olmadan önce Macaristan’ın İstanbul Başkonsolosluğu ve Ankara Büyükelçiliği’nde üst düzey diplomatik görevler üstlenmiştir. Uzun yıllardır tanışıyoruz. 2019 yılında genç yaşta Büyükelçi olarak atanmış ve o günden beri aktif bir diplomasi yürütmektedir. Ayrıca Türkçe’yi çok iyi bilmekte ve sosyal medyada, özellikle Twitter’da, en çok takip edilen büyükelçilerden biridir" dedi. Tunçoğlu, 3. baskısı yapılan kitabında Macaristan’a geniş bir yer ayırdığını ifade ederek, "Kitabımda Macaristan’la ilgili araştırmalar, yazılar, fotoğraflar ve belgeler bulunuyor. Ayrıca Macaristan Fahri Konsolosu İsmet Güral’ın Türk-Macar ilişkilerine yaptığı katkılara da geniş yer verdim" diye konuştu. Dünyada İlkler ve Sırlar Kenti: Kütahya kitabı, Kütahya’da bir yazar tarafından 3. baskısı yapılan ilk eser olma özelliğini taşıyor.
15 Kasım 2024 Cuma - 18:02 "Opera ve Bale Festivali" başladı: İlk durak Şırnak Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Anadolu’yu sanatla buluşturmak üzere 1.Anadolu Opera ve Bale Festivali’ni Şırnak’tan başlattı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Devlet Opera ve Balesi’nin ilk kez temsil vereceği Şırnak’ta, 7 Aralık 2024 başlayacak festival, Türkiye’nin dört bir yanında kültürel zenginlikleri evrensel sanatlarla harmanlamayı hedefliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Anadolu’yu sanatın birleştirici gücüyle buluşturmak amacıyla 1. Anadolu Opera ve Bale Festivali’ni hayata geçiriyor. Aralık 2024’te Şırnak’ta açılışı yapılacak olan festival kapsamında aynı zamanda “Yetenek Her Yerde” sloganıyla her şehirde yetenek taramaları da gerçekleştirilecek. Anadolu Opera ve Bale Festivali, 2024 - 2025 sanat sezonunda 23 farklı şehirde ücretsiz olarak düzenlenecek ve operadan baleye, müzikalden modern dansa, çocuk oyunlarından konserlere geniş bir yelpazede temsiller sunacak. Festival, 2024 yılında 5 şehirde 14 temsil ve 2025 yılında 18 şehirde vereceği temsillerle sanatseverlerle bale, opera ve çok sesli müziği buluşturacak. İlk durak Şırnak ardından Erzincan, Kırklareli, Ardahan ve Hatay İlk olarak 7-8 Aralık 2024 tarihlerinde Şırnak’ta perdelerini açacak olan festival, sırasıyla Erzincan (8-10 Aralık), Kırklareli (12-13 Aralık), Ardahan (13-14 Aralık) ve Hatay’da (15-17 Aralık) düzenlenecek temsillerle izleyicilere ulaşacak. Bu kapsamda; bale, müzikal, modern dans, çocuk oyunları ve konserler dâhil toplam 13 eser 14 temsille sanatseverlerle buluşacak. “Yetenek Her Yerde" sloganıyla gençlerle buluşulacak Festival kapsamında "Yetenek Her Yerde" sloganıyla her şehirde yetenek taramaları gerçekleştirilecek. Çocuk ve genç yeteneklerin keşfedilmesi amacıyla düzenlenecek bu etkinlikler, genç sanatçılara eğitimler ve atölyeler sunarak, kariyerlerinde sağlam bir temel oluşturmalarına katkı sağlayacak. Bu bağlamda düzenlenecek eğitim sohbetleri ve çalışma atölyeleri, genç yeteneklerin sanatla iç içe büyümelerini amaçlıyor.
Büyük Şehir Sanat Galerisi’nde KAYMEK’ten özel etkinlik
06 Kasım 2024 Çarşamba - 16:15 Büyük Şehir Sanat Galerisi’nde KAYMEK’ten özel etkinlik Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen ve açıldığı günden bu zamana kadar birçok etkinliğe ev sahipliği yapan Büyük Şehir Sanat Galerisi bu kez KAYMEK’e kapılarını araladı. Kadınlar, sanat galerisinde gerçekleşen Soğuk Porselen Hamuru ile Dekoratif Fincan Yapımı’na yoğun ilgi gösterdi. Kayseri’nin köklü kültür ve sanat mirasını yaşatan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın şehre kazandırdığı Büyükşehir Sanat Galerisi, sanat dünyasına ilham veren özel projelere ve etkinliklere ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Bu kapsamda, Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi içerisinde hizmet veren Büyük Şehir Sanat Galerisi’nde KAYMEK tarafından ‘Soğuk Porselen Hamuru İle Dekoratif Fincan Yapımı ve Workshop’ etkinliği gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mücahid Soyak da KAYMEK Sanat Galerisi’ni ziyaret etti. Soyak, etkinliğe katılan kadınlarla sohbet ederek, devamlı açtıkları bu tür kurslara herkesi davet etti. Soğuk Porselen Hamuru İle Dekoratif Fincan Yapımı Workshop etkinliğine katılan Ebru Çetiner, sanatla uğraşmayı sevdiğini belirterek, “Soğuk porselen hamuruyla kupamıza küçük güller yapacağız. Sanatla uğraşmayı çok seviyorum. Bu aktivite için de özellikle KAYMEK ve belediyemize teşekkür ederim” dedi. “Bu İşin Duayeni Kayseri’de KAYMEK” Leyla Kara isimli kursiyer ise “Etkinliğimiz çok keyifli geçiyor, hocamız çok güzel şeyler anlatıyor. Bizim için de çok güzel deneyim oldu. Büyükşehir Belediye Başkanımıza ve KAYMEK hocamıza çok teşekkür ediyorum” derken, KAYMEK’i bu alanda duayen diye nitelendiren Hülya Yaldız da “KAYMEK’in düzenlediği seramik workshop etkinliğine katıldık. Çok merak ettiğim bir alandı. Ben de bir eğitmenim, farklı alanlarda kendimi geliştirmeyi seviyorum. Bu işin duayeni de Kayseri’de KAYMEK, başkanımıza ve emeği geçen arkadaşlarımıza bu eğitimi verdikleri için teşekkür ediyorum” diye konuştu. Soğuk porselen hamurundan dekoratif ürünler yapan Dilek Gengeç ise soğuk porselen hamurundan fincan süslemeleri ve kalıplarla renkli ürünler ürettiklerini dile getirerek, çalışma alanlarının çok geniş olduğunu paylaştı. Fincan süslemesinden tablolara, sunumluktan vazo çiçeklerine kadar çalışmalar gerçekleştirilebildiğini vurgulayan Gengeç, amaçlarının dekoratif keyifli ürünler meydana getirmek olduğunu sözlerine ekledi.
Anadolu’nun ilk medresesi Yağbasan, yüzyıllara meydan okuyor
06 Kasım 2024 Çarşamba - 15:30 Anadolu’nun ilk medresesi Yağbasan, yüzyıllara meydan okuyor Tokat’ın Niksar ilçesindeki 12. yüzyıldan kalma Yağbasan Medresesi, Anadolu’nun en eski kapalı avlulu medresesi olarak zamana meydan okuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün mülkiyetinde ve koruması altında bulunan Tokat’ın Niksar ilçesindeki tarihi Yağbasan Medresesi, Anadolu’nun en eski kapalı avlulu medrese yapısı olarak ayakta duruyor. 1157-1158 yıllarında Danışmentli Emir Nizamettin Yağbasan tarafından inşa edilen bu yapı, Türk-İslam kültürünün önemli bir mirası olarak biliniyor. Yüzyıllar boyunca hem din adamı hem de devlet adamı yetiştiren Yağbasan Medresesi, aynı zamanda Anadolu’da tıp eğitimi veren ilk medreseler arasında yer alıyor. Kent merkezindeki bir diğer benzer yapıyla mimari benzerlik gösteren moloz taş malzeme kullanılarak inşa edilen yapı, yıllar içinde birçok kültürel etkinliğe ev sahipliği yaptı. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce 2005, 2008 ve 2011 yıllarında gerçekleştirilen kapsamlı restorasyon çalışmaları sayesinde medrese günümüzde halen sağlamlığını koruyor. Bölgenin sarsıcı depremlerine rağmen ayakta kalan Yağbasan Medresesi, ziyaretçisine geçmişten günümüze uzanan tarihi bir mirası yakından keşfetme fırsatı sunuyor. 9 asırlık medrese günümüzde gelin ve damatlar için fotoğraf çekim mekanı olarak dikkat çekiyor.
Kosovalı Öğrenciler Bursa’yı keşfediyor
06 Kasım 2024 Çarşamba - 14:21 Kosovalı Öğrenciler Bursa’yı keşfediyor Türkiye’yi gezen Kosovalı öğrenciler Osmanlı Devletinin Başkenti Bursa’da tarihi ve kültürel mirası yerinde inceledi. "Hayal et keşfet, Vakfet" projesi kapsamında 18 öğrenciden oluşan grup, ilk olarak İstanbul’da gezip tarihi eserleri keşfettikten sonra, Osmanlı Devleti’nin önemli şehirlerinden biri olan Bursa’ya geçerek, buradaki tarihi ve kültürel mirası yerinde gözlemleme fırsatı buldu. Bursa’daki etkinlikte, öğrenciler sadece şehrin mimari zenginliklerini görmekle kalmadı, aynı zamanda Osmanlı’nın kültürel mirasına dair derinlemesine bilgiler edindiler. Kosova’dan gelen öğrenciler arasında mimarlık okuyan Ereza Kastratlı, geziden duyduğu memnuniyeti dile getirerek şunları söyledi: "Bu 5 gün içerisinde çok güzel yerlere gittik. İstanbul ve Bursa’daki önemli yapıları gezme fırsatımız oldu. Süleymaniye Külliyesi, Galata Kulesi, Mihrimah Sultan Külliyesi, Kuş Evleri gibi yerleri ziyaret ettik ve her birinden çok şey öğrendik. Bu geziler sadece tarihi öğrenmek değil, aynı zamanda kültürel anlamda bize yeni bakış açıları kazandırdı." Tıp öğrencisi olan Amer Suma ise, bu tür etkinliklerin kendileri için ne kadar değerli olduğunu vurgularken, " Öğrenciler olarak burada gördüğümüz yazmalar, hat sanatı ve maneviyat gerçekten bizi çok etkiledi. Bu kültürel zenginlikleri görmek, anlamak ve takdir etmek bizim için çok önemli" diye konuştu. Gezi programı, Kosovalı öğrencilerin hem İstanbul’un hem de Bursa’nın tarihi güzelliklerini keşfetmelerinin yanı sıra, iki kültür arasındaki bağları güçlendirmeye ve koruma sorumluluğuna da yardımcı oldu. Öğrenciler gezi deneyiminin ardından, Bursa ve İstanbul’daki tarihi eserlerin izlerini taşıyan ve kültürel mirası anlamaya yönelik derinleşen bakış açılarıyla ülkelerine dönecekler. Bursa’da Ulu Cami gezisini tamamlayan Kosovalı öğrenciler sırasıyla Yeşil Cami, Yeşil Türbe, Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi ile Muradiye Külliyesi gezilerinin ardından yarın İstanbul’a giderek turu tamamlayacak.
Tokalı Kilisesi’nde restorasyon çalışmaları devam ediyor
06 Kasım 2024 Çarşamba - 13:43 Tokalı Kilisesi’nde restorasyon çalışmaları devam ediyor Kapadokya bölgesinin önemli destinasyonları arasında yer alan, Tokalı Kilisesi’nde restorasyon ve konservasyon çalışmaları devam ediyor. Göreme Açık Hava Müzesi girişinde bulunan, 10. yüzyılın sonu ile 11. yüzyılın başına tarihlendirilen Tokalı Kilisesi’nde duvar resimlerindeki zayıf boyaların sağlamlaştırılması yapılırken, boşluk oluşan kayaçlarda da sağlamlaştırılma işlemi yapılıyor. Kilise içerisindeki çalışmalar hakkında bilgi veren Nevşehir Müze Müdürü Gökhan Maskar, “Kilise 1985 yılında UNESCO Dünya Kültürel Miras listesine girmiş bir alan. Bu kilise ayrıca bölgede kaya oyma kiliselerden de bir tanesi. Kilisede Hazreti İsa’nın hayatı ve İncil‘den sahneler bulunuyor. Kiliseyi önemli kılan hususlardan bir tanesi de burada mavi renkli olan Lapis Lazuli taşının kullanılmış olması. Bu taş döneminde Afganistan’dan ithal ederek getirilmiş bir taş. Dönem dönem genişlemiş bir kilise. 2011 yılından bu yana Nevşehir Müzesi Müdürlüğü Başkanlığında, İtalya’nın Tuscia Üniversitesi’nden bilimsel heyet ve Nevşehir Restorasyon ve Konservasyon Laboratuvar Müdürlüğündeki uzmanlarca burada restorasyon ve konservasyon çalışmaları yapılıyor. Çalışmalarda uzman ekip tarafından zayıf boyaların sağlamlaştırılması ve boya tabakalarındaki tozuma işlemi yapılırken, boşluk oluşan kayaçlarda da doğal bir şekilde sağlamlaştırılma yapılmakta” dedi. Kilisenin kuzey cephesinde yapılan çalışmaların tamamlandığını söyleyen Maskar, şu anda çalışmaların güney duvarında devam ettiğini de sözlerine ekledi.
Karaman mutfağını dünyaya tanıtacak 4 milyon liralık projenin açılışı yapıldı
06 Kasım 2024 Çarşamba - 13:41 Karaman mutfağını dünyaya tanıtacak 4 milyon liralık projenin açılışı yapıldı Karaman’da “Mutfak Sanatlarının Turizme Katkısı” projesi, düzenlenen törenle başladı. Proje çerçevesinde 4 ay sürecek aşçılık eğitimi ile gençlere meslek edinme imkanı sağlanacak. Karaman Valisi Mehmet Fatih Çiçekli, Mevlana Kalkınma Ajansı’nın (MEVKA) desteği ve Karaman İl Özel İdaresi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ortaklığında hayata geçirilen “Karaman’da Mutfak Sanatlarının Turizme Katkısı” projesinin açılışı, Karaman Öğretmenevi’nde yapıldı. Açılış töreninde ilk olarak İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ali Yener Terlemez projeye dair detayları paylaştı. Terlemez, projenin Karaman’ın gastronomi turizmine katkı sağlamayı amaçladığını ve gençlerin aşçılık eğitimi ile meslek edinmelerine imkan sunacağını ifade etti. “Proje 4 milyon liraya mal oldu” Proje hakkında bilgi veren MEVKA Genel Sekreteri İhsan Bostancı ise, “Karaman’da Mutfak Sanatlarının Turizme Katkısı Projesi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinesinde yürütülen Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı (SOGEP) çerçevesinde Karaman Valiliğiyle beraber yürüttüğümüz bir projedir. Karaman’da Mutfak Sanatlarının Turizme Katkısı Projesi de SOGEP çerçevesinde yürüttüğümüz bir çalışmadır. Bu projede ajans olarak yaklaşık 3 milyon lira kaynak tahsis ettik. Projemiz Özel İdaremizin eş finansmanıyla beraber yaklaşık 4 milyon liraya mal oldu. Karaman, gastronomi açısından zengin illerimizden birisidir. Projenin amacı, Karaman’daki geleneksel yemeklerin yeni nesillere öğretilebilmesi ve bu yemeklerin tadılabileceği, ikram edilebileceği bir mekan oluşturmaktı. Bu çerçevede Karaman İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzün de destekleriyle İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne ait bir binada bir eğitim atölyesi kurduk. Bu atölye çerçevesinde oluşturduğumuz mutfakta 10 kursiyerimize ilk etapta geleneksel yemeklerle ilgili eğitimler verildi. Bu eğitimlerin akabinde, inşallah bu eğitimleri alan kursiyerlerimizin istihdamını öngörmekteyiz. Burada devam edecek kursiyerlerimizle birlikte ise ilimizin geleneksel yemeklerinin bu merkezimizde vatandaşlarımızla buluşmasına imkan sağlayacağız” dedi. Proje çerçevesinde modern bir mutfakta eğitim alacak 12 genç ve kadın katılımcı, 4 ay sürecek eğitim sonunda Karaman’ın yöresel lezzetlerini hazırlayıp sunacaklar. Projeyle Karaman’ın turizm potansiyelinin artırılması ve yöresel mutfağının tanıtılması amaçlanıyor. Açılış, katılımcılara Karaman’ın yöresel lezzetlerinin ikram edilmesi ve kursiyerlere başarı belgesi verilmesiyle son buldu. Programa Vali Yardımcısı Osman Demir, İl Genel Meclisi Başkanı Tamer Yıldızbaş, İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Çalışkan, İl Kültür ve Turizm Müdürü Murat Pekergin ve MEVKA uzmanları da katıldı.
Sakarya’da Cumhuriyet’in ilanından önce inşa edilen tarihi konak yeniden yükselecek
06 Kasım 2024 Çarşamba - 13:37 Sakarya’da Cumhuriyet’in ilanından önce inşa edilen tarihi konak yeniden yükselecek Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’ın talimatıyla başlatılan çalışma çerçevesinde şehrin merkezi Kuyudibi’nde Cumhuriyet’in ilanından önce inşa edilen ve bir yangında kullanılamaz hale gelen tarihi konak aslına uygun yeniden inşa edilerek şehrin tarihine hediye edilecek. Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, şehrin tarihine ışık tutacak bir çalışma için daha kolları sıvadı ve konuyla ilgili gelişmeyi kamuoyuyla paylaştı. 100 yıllık konak yeniden Kuyudibi Mahallesi’nde 1922 yılında, Cumhuriyet’in ilanından 1 yıl önce tamamı ahşap uygulamayla inşa edilen tarihi konak, elim bir yangın vakasında kullanılamaz hale gelmiş ve yıkılmıştı. Şehrin tarihine, değerlerine hassasiyetle yaklaşan ve tüm tarihi dokuları şehre kazandırmak gayesiyle hareket eden Başkan Alemdar, konağın aslına uygun yeniden inşa edilerek şehre kazandırılması için talimat verdi. Sakarya Büyükşehir Belediyesi, tarihi konağın yeniden inşası için bir proje çalışması başlattı. Alemdar, konağı aslına uygun yeniden inşa ederek şehrin mazisine, tarihine hediye edeceklerini açıkladı. Başkan Alemdar, "Şehrimizin tarihine, özgün dokusuna ve mazisine değer veriyoruz. Bu yüzden nerede bir tarihi iz varsa peşinden gidiyor, günümüze kazandırmak için gayret gösteriyoruz. Kuyudibi’nde bir asır evvel inşa edilen ve sayısız depreme, badireye karşı ayakta kalan konağımızı şehre yeniden kazandırmak için bir çalışma başlattık. Tamamı ahşap olan ve son dönem Osmanlı mimarisinden izler taşıyan tarihi yapıyı aslına uygun yeniden inşa ederek şehrimize hediye edeceğiz. Sakarya’mıza hayırlı olsun" dedi.
Giresun’a has samaksa tatlısı yeniden damakları şenlendirecek
06 Kasım 2024 Çarşamba - 13:35 Giresun’a has samaksa tatlısı yeniden damakları şenlendirecek Giresun’un geleneksel tatlarından biri olan ve kokulu üzüm şırasından yapılan samaksa tatlısı, günümüzde unutulmaya yüz tuttu. Bu özel tatlının yeniden yaygınlaştırılması için üretimine başlandı. Giresun ve çevresinde yetişen kokulu üzümlerle yapılan samaksa tatlısı, hem lezzeti hem de hazırlık süreciyle dikkat çekiyor. Bir zamanlar her evde yapılan, sofraları süsleyen bu tatlının yapımını bilenlerin sayısı ise günümüzde hızla azalıyor. Giresunlu girişimci Özer Akbaşlı, samaksa tatlısının yeniden sofralara kazandırılmasının yanı sıra, bölge ekonomisine de katkı sağlayabileceğine dikkat çekti. Akbaşlı, “Doğu Karadeniz Bölgesi’nde, özellikle Rize ve Artvin illerinde benzer bir tatlı olan pepeçura hala yapılıyor. Ancak Giresun’da samaksa neredeyse unutulmuş durumda. Kokulu üzümden yapılan bu tatlı, hem organik hem de geleneksel bir lezzet. Yapım süreci ise oldukça basit. Üzüm sıkılır, şırası kaynatılır, ardından mısır unu ve buğday unu karıştırılarak kıvam alması sağlanır. Son olarak bu karışım kaselere dökülüp, üzerine soğuk süt ve fındık unu eklenerek servis edilir” dedi. "Eskiden her evde yapılırdı" Akbaşlı, geçmişte her evde kokulu üzüm yetiştirildiğini ve bu üzümlerden pekmez ve samaksa gibi tatlılar yapıldığını belirterek, “O dönemde herkes ihtiyacı kadarını alır, fazlasını çarşıda veya pazarda satarak aile ekonomisine katkı sağlardı. Ancak günümüzde üzüm yetiştirilmediği gibi, samaksa yapan kişi sayısı da oldukça azalmış durumda. Oysaki tamamen organik olan bu tatlılara büyük bir ilgi var. Üzüm hasadı eylül ayında yapılır ve bu üzümün suyu bekletilerek yılın her döneminde samaksa yapılabilir. Hem sofralarımıza lezzet katmak hem de aile ekonomisine katkı sağlamak mümkündür” dedi. Organik tatlılara ilgi artıyor Akbaşlı, samaksa tatlısının doğal içeriği ve yapımının geleneksel yöntemlerle olmasının özellikle organik gıdalara olan ilginin arttığı günümüzde büyük bir fırsat oluşturduğunu ifade ederek, Giresun’da bu tatlının yeniden üretilmesinin hem yöresel kültürün yaşatılmasına hem de bölgedeki üreticilere ekonomik katkı sağlanmasına imkan sağlayacağını kaydetti.
Kayseri’nin tarihi yerin altından çıkıyor
06 Kasım 2024 Çarşamba - 12:56 Kayseri’nin tarihi yerin altından çıkıyor Kayseri’de kentin farklı noktalarında devam eden 4 önemli kazıda kentin binlerce yıllık tarihi gün yüzüne çıkarken, İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun, "Şehrin her bir noktasında farklı bir değer var" dedi. Kayseri’de 4 farklı bölgede devam eden kazı çalışmaları kentin tarihine ışık tutuyor. Kültepe, Keykubadiye, Roma dönemine ait mozaik yapı ve fosil kazılarından çıkan önemli veriler geçmişte ışık tutarken, Kayseri’nin tarihini de gün yüzüne çıkarıyor. İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun, kentte devam eden kazılar hakkında İhlas Haber Ajansı’na bilgiler verdi. Kültepe’deki kazıların 1948 yılında başladığına dikkat çeken Dursun, Kayseri’nin medeniyetler şehri olduğunun ve farklı dönemlere ait kazı çalışmalarının sürdüğünün altını çizdi. "Kültepe çok değerli bilgiler sunuyor" Şehrin bir noktasında farklı bir değerin olduğunu kaydeden İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun, "Şehrimizde çeşitli noktalarda farklı dönemlere ait kazı çalışmaları mevcut. Medeniyetler şehriyiz. Şehrin her bir noktasında farklı bir değer var. 1948 yılından beri Kültepe’de kazı çalışmaları sürüyor. Verilere baktığımız zaman değerli bilgiler sunan önemli bir yer. Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu hocamız tarafından kazılar devam ettiriliyor. Kültepe’de hem höyük kısmında hem de Karum kısmında kazılar gerçekleştiriliyor. Ortaya çıkan bir çok veri hem şehrimizin tarihi anlamında veri sunarken, bilmediklerimizi de bize göstermesi anlamında çok değerli. Tabletlerde yazılar var ve bu yazıların her biri ayrı veriler sunuyor. Ekseriyâsı ticaretle ve o dönemi yaşamıyla ilgili bize çok değerli bilgiler sunuyor. Kültepe’de sadece tablet çıkmıyor. Bunun dışında farklı gündelik hayata dair taşınmaz kültür varlıklarını görüyoruz. Bu anlamda biz şehrimizin tarihini tarihlendirirken 6 bin yıllık geçmişi Kültepe’ye dayandırarak söylüyoruz ama Fikri hocam bunun 7 bin yıla dayandığını da söylüyor" dedi. Anadolu Selçuklu Devleti’nin önemli yönetim merkezlerinden birisi gün yüzüne çıkıyor Keykubadiye Sarayı kazısı hakkında bilgiler veren Şükrü Dursun, "Anadolu Selçuklu Devleti’nin önemli saraylarından birisi olan Keykubadiye Sarayı bugün şeker fabrikası sınırları içerisinde Şeker Gölü’nün doğusunda kalan bir alanda yerleşim gösteriyor. Orada da Prof. Dr. Ali Baş hocamızın başkanlığında 2025 yılından bu yana sürekli haline gelen kazılar var. Tarihi kaynaklardan da bildiğimiz kadarıyla Anadolu Selçuklu’nun önemli yönetim merkezlerinden birisi. Alaeddin Keykubat’ın 1220’li yılların başlarında inşa ettirdiğini bildiğimiz bir yer. Her yıl kazılarda çeşitli veriler ortaya çıkıyor. Çini buluntuları çok farklı. Figürlü veya çeşitli geometrik çiniler olsun o dönem sarayın nasıl bir süslemeye sahip olduğu anlamında bilgi sunuyor. Bunu dışında çeşitli seramikler, farklı taşınır ve taşınmaz kültür varlıkları ve yapılara ait temeller çıkıyor. Biz tarihi kaynaklara bakında Keykubadiye Sarayı’nın çok uzun soluklu olmadığını görüyoruz. Çünkü 1243 Kösedağ Savaşı’ndan sonra Moğollar tarafından yakılıp yıkıldığı bilgisi var. Sonrasında adını kaynaklardan duymadık. Sadece Keykubat düzlüğü diye kaynaklarda geçebiliyor. Orası da önemli bir alan. Çalışmalar sürüyor. Her yılda sarayla ilgili yeni bilgiler sunuluyor" ifadelerini kullandı. "3. yüzyıl Roma yapısı olan villa kalıntısı turizm destinasyonu olacak" İncesu ilçesine bağlı Örenşehir Mahallesi’nde bulunan mozaikli yapı kalıntısı kazılarını değerlendiren Dursun, "Oradaki çalışmalarda da 3. yüzyıl Roma dönemine ait bir villa yapı kalıntısı mevcut. Taban mozaiği anlamında 600 metrekareye ulaşan bir taban mozaiği var. Geometrik süslemeleri ön plana çıkıyor. Yazının da kullanıldığı örneklerde mevcut. Çalışmalar da epey yol kat edildi. Müze Müdürlüğümüz başkanlığında devam ediyor. Kayseri Büyükşehir Belediyemizin de destekleri var. Can Erpek hocamızın da bilimsel danışmanlığını alıyoruz. Güzel bir ekip işiyle çalışmalar sürüyor. Valimiz desteklerini veriyor. Kazılar bittiği zaman ören yeri olarak mevcut halini de koruyarak vatandaşların ziyaretine açmak. Önemli bir turizm destinasyonu haline getirmek. Şu anda bile yapılan çalışmalarda mozaiklerin nitelikli olduğunu görüyoruz" şeklinde konuştu. 7,5 milyon yıllık fosiller gün yüzüne çıkıyor Kocasinan ilçesinde bulunan Yamula Barajı kıyısında devam eden fosil kazısı hakkında konuşan Dursun, "Müze Müdürlüğümüz başkanlığında Prof. Dr. Okşan Başoğlu hocamızın bilimsel danışmanlığında fosil kazıları da yine Büyükşehir Belediyemizin destekleri ile devam ediyor. Her yıl farklı canlı türlerine ait veriler görebiliyoruz. 7,5 milyon yıllık fosillerden bahsediyoruz. Şu an Kayseri’de var olmayan, nesli bitmiş türlerin de orada olduğunu biliyoruz. 3 toynaklı at var. Fillerin atası şeklinde farklı isimlendirmeleri olan canlılar var. Bugün Afrika’da var olduğunu gördüğümüz canlı türlerinin bazılarının da aslında bu bölgede yaşamış olduğunu görüyoruz. Şehrimizin geçmişine sadece tarihi eser değil, canlı türü olarak da baktığımız zaman çok önemli veriler sunuyor. Özellikle fosil kazısı bunlardan birisi. Her yıl çalışmalar devam ediyor. Orada çıkanlar da hem bilim merkezinde hem de yapımına devam edilen fosil müzesinde sergilenecek" diye konuştu.
Kayseri’nin tarihi yerin altından çıkıyor
06 Kasım 2024 Çarşamba - 12:39 Kayseri’nin tarihi yerin altından çıkıyor Kayseri’de kentin farklı noktalarında devam eden 4 önemli kazıda kentin binlerce yıllık tarihi gün yüzüne çıkarken, İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun, "Şehrin her bir noktasında farklı bir değer var" dedi. Kayseri’de 4 farklı bölgede devam eden kazı çalışmaları kentin tarihine ışık tutuyor. Kültepe, Keykubadiye, Roma dönemine ait mozaik yapı ve fosil kazılarından çıkan önemli veriler geçmişte ışık tutarken, Kayseri’nin tarihini de gün yüzüne çıkarıyor. İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun, kentte devam eden kazılar hakkında İhlas Haber Ajansı’na bilgiler verdi. Kültepe’deki kazıların 1948 yılında başladığına dikkat çeken Dursun, Kayseri’nin medeniyetler şehri olduğunu ve farklı dönemlere ait kazı çalışmalarının sürdüğünün altını çizdi. "Kültepe çok değerli bilgiler sunuyor" Şehrin bir noktasında farklı bir değerin olduğunu kaydeden İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun; "Şehrimizde çeşitli noktalarda farklı dönemlere ait kazı çalışmaları mevcut. Medeniyetler şehriyiz. Şehrin her bir noktasında farklı bir değer var. 1948 yılından beri Kültepe’de kazı çalışmaları sürüyor. Verilere baktığımız zaman değerli bilgiler sunan önemli bir yer. Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu hocamız tarafından kazılar devam ettiriliyor. Kültepe’de hem höyük kısmında hem de Karum kısmında kazılar gerçekleştiriliyor. Ortaya çıkan bir çok veri hem şehrimizin tarihi anlamında veri sunarken, bilmediklerimizi de bize göstermesi anlamında çok değerli. Tabletlerde yazılar var ve bu yazıların her biri ayrı veriler sunuyor. Ekseriyâsı ticaretle ve o dönemi yaşamıyla ilgili bize çok değerli bilgiler sunuyor. Kültepe’de sadece tablet çıkmıyor. Bunun dışında farklı gündelik hayata dair taşınmaz kültür varlıklarını görüyoruz. Bu anlamda Biz şehrimizin tarihini tarihlendirirken 6 bin yıllık geçmişi Kültepe’ye dayandırarak söylüyoruz ama Fikri hocam bunun 7 bin yıla dayandığını da söylüyor" dedi. Anadolu Selçuklu Devleti’nin önemli yönetim merkezlerinden birisi gün yüzüne çıkıyor Keykubadiye Sarayı kazısı hakkında bilgiler veren Şükrü Dursun; "Anadolu Selçukluların önemli saraylarından birisi olan Keykubadiye Sarayı bugün şeker fabrikası sınırları içerisinde Şeker Gölünün doğusunda kalan bir alanda yerleşim gösteriyor. Orada da Prof. Dr. Ali Baş hocamızın başkanlığında 2025 yılından bu yana sürekli haline gelen kazılar var. Tarihi kaynaklardan da bildiğimiz kadarıyla Anadolu Selçuklu’nun önemli yönetim merkezlerinden birisi. Alaeddin Keykubat’ın 1220’li yılların başlarında inşa ettirdiğini bildiğimiz bir yer. Her yıl kazılarda çeşitli veriler ortaya çıkıyor. Çini buluntuları çok farklı. Figürlü veya çeşitli geometrik çiniler olsun o dönem sarayın nasıl bir süslemeye sahip olduğu anlamında bilgi sunuyor. Bunu dışında çeşitli seramikler, farklı taşınır ve taşınmaz kültür varlıkları ve yapılara ait temeller çıkıyor. Biz tarihi kaynaklara bakında Keykubadiye Sarayı’nın çok uzun soluklu olmadığını görüyoruz. Çünkü 1243 Kösedağ savaşından sonra Moğollar tarafından yakılıp yıkıldığı bilgisi var. Sonrasında adını kaynaklardan duymadık. Sadece Keykubat düzlüğü diye kaynaklarda geçebiliyor. Orası da önemli bir alan. Çalışmalar sürüyor. Her yılda sarayla ilgili yeni bilgiler sunuluyor" ifadelerini kullandı. "3. yüzyıl Roma yapısı olan villa kalıntısı turizm destinasyonu olacak" İncesu ilçesine bağlı Örenşehir Mahallesi’nde bulunan mozaikli yapı kalıntısın kazılarını değerlendiren Dursun; "Orada ki çalışmalarda da 3. Yüzyıl Roma dönemine ait bir villa yapı kalıntısı mevcut. Taban mozaiği anlamında 600 metrekareye ulaşan bir taban mozaiği var. Geometrik süslemeleri ön plana çıkıyor. Yazının da kullanıldığı örneklerde mevcut. Çalışmalar da epey yol kat edildi. Müze müdürlüğümüz başkanlığında devam ediyor. Kayseri Büyükşehir Belediyemizin de destekleri var. Can Erpek hocamızın da bilimsel danışmanlığını alıyoruz. Güzel bir ekip işiyle çalışmalar sürüyor. Valimiz desteklerini veriyor. Kazılar bittiği zaman ören yeri olarak mevcut halini de koruyarak vatandaşların ziyaretine açmak. Önemli bir turizm destinasyonu haline getirmek. Şuanda bile yapılan çalışmalarda mozaiklerin nitelikli olduğunu görüyoruz" şeklinde konuştu. 7.5 milyon yıllık fosiller gün yüzüne çıkıyor Kocasinan ilçesinde bulunan Yamula Barajı kıyısında devam eden fosil kazısı hakkında konuşan Dursun; "Müze Müdürlüğümüz Başkanlığı’nda Prof. Dr. Okşan Başoğlu hocamızın bilimsel danışmanlığında fosil kazıları da yine büyükşehir belediyemizin destekleri ile devam ediyor. Her yıl farklı canlı türlerine ait veriler görebiliyoruz. 7.5 milyon yıllık fosillerden bahsediyoruz. Şuan Kayseri’de var olmayan, nesli bitmiş türlerinde orada olduğunu biliyoruz. 3 toynaklı at var. Fillerin atası şeklinde farklı isimlendirmeleri olan canlılar var. Bugün Afrika’da var olduğunu gördüğümüz canlı türlerinin bazılarının da aslında bu bölgede yaşamış olduğunu görüyoruz. Şehrimizin geçmişine sadece tarihi eser değil, canlı türü olarak da baktığımız zaman çok önemli veriler sunuyor. Özellikle fosil kazısı bunlardan birisi. Her yıl çalışmalar devam ediyor. Orada çıkanlarda hem bilim merkezinde olsun hem de yapımına devam edilen fosil müzesinde sergilenmesi olacak" diye konuştu.