SAĞLIK - 28 Ağustos 2024 Çarşamba 10:32

Selçuk Üniversitesinden ağız sağlığında çığır açan buluş

A
A
A
Selçuk Üniversitesinden ağız sağlığında çığır açan buluş

Selçuk Üniversitesi akademisyenleri Prof. Dr. Ercan Durmuş ve Prof. Dr. İlhami Çelik, TÜBİTAK destek projesiyle yumurta ve tavuktan elde ettikleri proteinlerle diş implantı tedavisinde önemli bir buluşa imza attı. Doğal malzemelerle yapılacak uygulama ile implant tedavisinde iyileşme süresi kısalacak.


Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Çene Cerrahisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Durmuş ile Veteriner Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik’in “Dental ve Ortopedik İmplant Yüzeylerinin Organik Bioaktif Malzemeyle Kaplanması” konulu patenti, TÜBİTAK 1702 Patent Destek Projesiyle DOME firmasına satıldı. Deve kuşu ve tavuk yumurtasıyla tavuktan elde edilen doğal malzemeler sayesinde implantlarda yeni dönem başlıyor.


Dental implantlarda yeni dönem başlatan buluşun ticarileşmesinde önemli bir adım atıldığını ifade eden Prof. Dr. Ercan Durmuş, projeyle ilgili, “TÜBİTAK 1702 patent destek projesi ile Huğlu’da DOME firmasına patent devri yapıldı. 4 yıllık projenin 2,5 yıllık süreci başarıyla tamamlandı. Türkiye’de çok az sayıda üniversite tarafından TÜBİTAK 1702 desteğiyle gerçekleştirilen proje, dental ve ortopedik implant yüzeylerinin doku uyumunu güçlendiren ve kemik yapımını uyaran organik materyallerle kaplanmasıyla oluşturulan biyoaktif yüzeyli implantların hazırlanmasıyla ilgilidir. Bu projedeki amacımız; diş implantlarının iyileşme sürecini hızlandırarak hastaların daha kısa sürede protezlerine kavuşmasını sağlamaktır. Bunu da yumurta kabuğu, yumurta kabuk zarı ve tavuk uterus sıvısı gibi doğal malzemeleri kullanarak yapıyoruz. Yumurta kabuk zar proteinleri ve tavuk uterus sıvısındaki biyoaktif materyalleri kullanmamızın nedeni bu materyallerin doğal olarak başta kemik dokusu ve yumuşak doku olmak üzere iyileşmeyi destekleyen özelliklere sahip olmasıdır. Yumurta kabuk zarı ve uterus sıvısı, kemik yapısını oluşturan maddelere benzer proteinler içerir. Bu proteinler, kemik hücrelerinin çoğalmasını ve yenilenmesini teşvik eder, böylece implantın kemikle daha hızlı ve sağlam bir şekilde kaynaşmasını sağlar. Ayrıca, doğal bir malzeme olduğu için vücut tarafından iyi tolere edilir ve biyolojik olarak uyumludur. Bu da hem hastanın iyileşme sürecini hızlandırır hem de tedavi başarısını artırır” dedi.



"İyileşme süresi 4 haftaya düşecek"


Hastaların normalde çeneye implant yerleştirilmesinden yaklaşık 4 ay sonra başlanan protez yapılma süresinin bu uygulamayla 4 haftaya düşeceğini söyleyen Prof. Dr. Ercan Durmuş, “Biyouyumlu olan titanyum (Ti) ve karışımların yüzeyi biyoaktif malzemelerle kaplandığında kemik-implant bağlanma süresi kısalacak, böylece hastalar daha çabuk sürede dişlerine kavuşarak estetik ve fonksiyonel ihtiyaçlarını giderebilecekler. Ayrıca yaşlılığa bağlı veya çeşitli nedenlerle çene kemiği zayıf olan kişilerde de dental implant tedavisinin yapılabilirliğini arttıracaktır” şeklinde konuştu.



“Vücutta kullanılan medikal implantlar için de çalışmalar sürüyor”


Medikal implantların bütünsel geliştirilmesine yönelik çalışmaların da devam ettiğini belirten Prof. Dr. Durmuş, “Bioaktif yüzeyli dental implant üretimi sayesinde ülkemizde üretimi yapılan başta dental implantlar olmak üzere ortopedik implantlar ve vücut içine yerleştirilen diğer implantların yüzey özelliklerinin de geliştirilmesi ve benzer şekilde kaplama yapılması sağlanacaktır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de medikal alanda kullanılan implantların yüzey özelliklerinin geliştirilmesine yönelik yatırımların yapılması teknolojik olarak dışa bağımlılığı azaltacaktır. Bu da özellikle hedeflerimiz arasında yer alıyor” dedi.


Hayata geçecek proje sayesinde üniversite ile sanayinin araştırma- geliştirme iş birliği sayesinde nitelikli elemanların sanayiye aktarılmasının da kolaylaşacağını söyleyen Prof. Dr. Ercan Durmuş, inovasyon gücünün de artacağını sözlerine ekledi.



Selçuk Üniversitesinden ağız sağlığında çığır açan buluş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Haşlanmış ve közlenmiş mısırın ‘Mutluluk hormonu’ salgıladığı belirtildi Merkezi Aydın’da bulunan ve Ege Bölgesi’ndeki endemik bitkilerin yanı sıra çeşitli sebze ve meyveler üzerinde bilimsel çalışmalar yürüten Karya Farma HBX Ar-Ge, genellikle haşlama ve közleme şeklinde tüketilen süt mısırın besin değerlerinin yanında mutluluk hormonu olarak bilinen dopamin ve serotonin salgıladığını açıkladı. Çalışmaların sonuçları hakkında açıklama yapan Karya Farma HBX Ar-Ge Bilim Kurulu Üyesi Kimyager Aslı Aktaş, “Mısırı sadece beslenmek ve damak tadı için değil mutluluğunuz için de tüketebilirsiniz” dedi. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Teknokent’te spesifik ve stratejik faaliyetlerini sürdüren ve yaklaşık 20 yıldır devam eden çalışmalarında 17 ayrı patente sahip olan Karya Farma HBX Ar-Ge ekibi, bu haftaki çalışmalarında başta Ege ve Karadeniz olmak üzere ülkenin dört bir yanında tüketilen süt mısırı laboratuvara aldı. Közlenmiş ve haşlanmış mısırın lezzetli bir atıştırmalık olmanın ötesinde, vücudun mutluluk hormonlarını artırabilen bir besin kaynağı olduğunu belirten Kimyager Aslı Aktaş, özellikle közlenmiş ve haşlanmış mısır, serotonin ve dopamin gibi nörotransmitterlerin seviyelerini artırarak insanların daha mutlu, motive ve zinde hissetmelerine katkı sağlayan özelliğe sahip” diyerek insanların hiç değilse ara sıra böyle bir gıdayı tüketmesini önerdi. Serotonin, mutluluğun yanı sıra ruh hali dengesi için önemli bir hormon olduğunu kaydeden Aktaş, “ Mısır, triptofan adlı bir amino asit içerir ve bu amino asit, serotonin üretimini destekler. Közlenmiş ve haşlanmış mısırdaki karbonhidratlar, triptofanın beyne ulaşmasına yardımcı olarak serotonin üretimini hızlandırır. Dengeli bir serotonin seviyesi zihinsel ve duygusal dengeyi sağlar. Mısır, bu özellikleri ile kişilerin kendilerini daha iyi hissetmelerine katkıda bulunabilir” dedi.