ÇEVRE - 24 Mart 2025 Pazartesi 15:06

Meram Belediyesinde çocuklara sıfır atık ve çevre farkındalığı anlatıldı

A
A
A
Meram Belediyesinde çocuklara sıfır atık ve çevre farkındalığı anlatıldı

Konya’nın merkez Meram İlçe Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü, doğa ve çevre bilincini artırmaya yönelik önemli bir etkinliğe imza attı. Çocuklara sıfır atık ve çevre bilinci konusunda eğitimler veren ekipler; sunumlar, oyunlar ve etkinliklerle beş ayrı özel günü tek etkinlikte buluşturdu.


Sıfır atık ve çevre bilinci aşılamak için sık sık okullarda eğitimler ve seminerler gerçekleştiren Meram Belediyesi, bu sefer birbirleriyle bağlantılı beş ayrı konuyu tek etkinlikte birleştirdi. Meram Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü ekipleri, 18 Mart Geri Dönüşüm Günü, 21 Mart Ormancılık Günü, 22 Mart Su Günü, 23 Mart Meteoroloji Günü ve 30 Mart Sıfır Atık Günü kapsamında Mehmet Beğen Ortaokulu’nda geniş kapsamlı bir farkındalık programı düzenledi. Etkinlik kapsamında, çevreye duyarlı bireyler yetiştirmek ve doğaya karşı sorumluluk bilinci kazandırmak amacıyla öğrencilere çeşitli konular anlatıldı. İklim değişikliği ve sıfır atık konusunda M. Yıldırım Gündüz, su, orman ve toprak konularında ise Namık Ceylan bilgilendirici sunumlar gerçekleştirdi. Öğrencilere çevre kirliliğinin dünyamıza verdiği zararlar, sıfır atık uygulamalarının önemi ve suyun sürdürülebilir kullanımı gibi hayati konular aktarıldı.



Meram’da çevre bilinci küçük yaşta başlıyor


Öğrencilerin büyük ilgi gösterdiği etkinlik, eğitici ve interaktif sunumlarla zenginleştirildi. Çevrenin korunmasına dair farkındalığı artıran programda, doğa sevgisi ve sürdürülebilir yaşam konuları detaylı şekilde ele alındı. Etkinlik yalnızca ortaokul öğrencileriyle sınırlı kalmadı. Anaokulu öğrencileri için de doğaya duyarlılığı artıracak eğlenceli ve öğretici atölye çalışmaları yapıldı. Çocuklar, oyunlar ve etkinlikler eşliğinde geri dönüşüm, sıfır atık ve doğal kaynakların korunması hakkında farkındalık kazandı. Ana okulu öğrencileri atık malzemelerden yaptıkları çim adamla hem eğlendi hem öğrendi.



"Sıfır atık ve çevre bilincini çocuklarda bir yaşam tarzı haline getirmeye çalışıyoruz"


Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, çevreyi korumanın çocuklar için bir yaşam biçimi haline getirilmesi adına sıklıkla etkinlik gerçekleştirdiklerini belirtti. Daha yaşanabilir bir dünya için herkese önemli görevler düştüğünün altını çizen Başkan Kavuş, "Özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin çevre bilincini erken yaşlarda kazanması çok önemli. Çevreye duyarlı, sıfır atık bilinciyle büyüyen nesiller yetiştirmek, gelecek kuşaklara en büyük mirasımız olacaktır. Meram Belediyesi olarak, çevreyi koruma, geri dönüşüm ve sıfır atık konularında bilinçlendirme çalışmalarımıza aralıksız devam edeceğiz. Doğal kaynaklarımızı verimli kullanarak, çevremizi temiz tutarak ve sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarını benimseyerek hep birlikte daha sağlıklı bir geleceğe adım atabiliriz" dedi.



Meram Belediyesinde çocuklara sıfır atık ve çevre farkındalığı anlatıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İZTO Başkanı Özgenener’den tahmin güncelleme talebi İZTO Meclis Başkanı Mahmut Özgener yurtiçi talep, enflasyon, büyüme, ve faiz oranları arasındaki ilişkiye bakarak, mevcut tahmin setlerinde bir güncelleme yapılması gerektiğini belirtti. İzmir Ticaret Odası (İZTO) Mart ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Selami Özpoyraz idaresinde, Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve üyelerin katılımıyla gerçekleşti. Özgener, ekonomiye ilişkin güncel değerlendirmelerde bulundu. Finansal piyasalarda Türk Lirası varlıklardaki oynaklığın belirli bir seviyenin altına geldikten sonra, yurtiçi talep, enflasyon, büyüme ve faiz oranları arasındaki ilişkiye bakarak, mevcut tahmin setlerinde bir güncelleme yapılması gerektiğini belirten Özgener, "Geçtiğimiz hafta içinde uzun süredir stabil olan döviz kurları ciddi oranlarda değerlendi. Borsa sert bir şekilde geriledi. Ülkemizin 5 yıllık kredi risk primi CDS, 74 puan artarak, son bir yılın en yüksek seviyesine çıktı. Ülkemizin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 28 seviyelerinden yüzde 33’e yükseldi. Bu oranı, kurlardaki değişim kadar kritik olarak değerlendiriyoruz. Merkez Bankası geçen hafta yaklaşık 25 milyar dolarlık rezerv satış yaparak, Türk Lirası’ndaki değer kaybını yüzde 3-4 arasında tutmaya çalıştı. Gecelik vadede borç verme faiz oranını 200 baz puan artırarak yüzde 44’den yüzde 46’ya yükseltti. Piyasadaki hem Türk Lirası, hem de döviz likiditesine yönelik müdahaleleri de devam ediyor. Bu müdahalelerle, hafta başı itibariyle bankaların Türk Lirası mevduat faizlerinin, geçen haftaya göre arttığını gözlemliyoruz. Bunlardan hareketle; Merkez Bankası’nın Türk Lirası’ndaki değer kaybını belirli bir oranda tutmak amacıyla, rezerv satışlarına devam edeceği ve Türk Lirası likiditesini kısma yolunu tercih edeceği anlaşılıyor. Yapılan açıklamalar bize, asıl amacın, mevcut yılsonu makroekonomik tahminlerinde kalıcı bir bozulmanın engellenmesini amaçlandığını gösteriyor. Finansal piyasalarda Türk Lirası varlıklardaki oynaklık belirli bir seviyenin altına geldikten sonra, yurtiçi talep, enflasyon, büyüme, ve faiz oranları arasındaki ilişkiye bakarak, mevcut tahmin setlerinde bir güncelleme yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Her halükarda, siyaset kaynaklı olarak oluşabilecek belirsizliğin azaltılmasının, ekonomik programla ilgili olarak maliyetlerin düşürülmesi ve programın başarılı olması için kritik bir önemde olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum" diye belirtti. "Birlik olmalıyız" Son günlerde yaşanan olayların üstesinden gelebilmek için birlik ve sağduyu mesajı veren Özgener, "Hepimiz biliyoruz ki Türkiye, tarihi boyunca birçok zorluktan geçmiş, ancak her defasında birlik ve beraberlik içinde, sağduyusunu koruyarak yoluna devam etmiş bir ülke. Türkiye’nin en büyük gücü, krizleri yönetme becerisi ve toplumun ortak aklıdır. Şimdiye kadar nice badireleri atlattık, bundan sonra da diyalog ve sağduyu ile her türlü zorluğun üstesinden gelebiliriz. Bugün yaşanan zorlukları aşmanın yolu da yine birlikte hareket etmekten, ortak aklı ve doğru politikaları devreye sokmaktan geçiyor. Toplumsal ve bireysel olarak haklarımızın bir bütünü olan "hukuk", adaletin tecelli etmesini sağlayan bir araçtır. Hepsinin üzerinde bir kavram olarak "hukukun üstünlüğü", ülkeler için toplum düzeni ve devlete güveni sağlamlaştıran vazgeçilmez bir norm oluşturmaktadır. Kurumları ve kavramları yıpratarak bir yere varamayız. Bunu yaparsak hepimiz bundan büyük zarar görürüz. Önünde sonunda hepimizin sığındığı değerler; adalet ve hukukun üstünlüğü olmalıdır" dedi. "Belirsizliğin bedeli çoktur" Yaşanan gelişmelerin ekonomiye yansımaları hakkında da açıklamalarda bulunan Özgener, "Siyasi akıştaki olayların, "belirsizlik" değil, "ölçülebilir risk" seviyesinde kalması gerekir. Finansal piyasaların seyri ve ekonomik aktivitenin sürdürülebilirliği söz konusu olduğunda, riskleri yönetebilir ve bir bedel ödesek de sonuçta aşabiliriz. Ancak; belirsizliğin getireceği bilinmezlerin bedeli çoktur. Öngörülebilirlik kavramını bu nedenle sıklıkla konuşmalarımda kullanıyorum. 20 aydır toplumunun her kesiminin büyük çabası ve özverisiyle uygulanan Ekonomik Program kapsamında, dezenflasyonist sürecin hızlanmasını, reel sektörün maliyetinin azalmasını, faiz oranlarının düşmesini ve krediye erişimin kolaylaşmasını bekliyoruz. Enflasyonla mücadelenin çok hassas dengeler üzerinde devam ettiği bu süreçte, hep birlikte çalışarak bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımları riske atmamamız gerektiğini vurguluyoruz. Siyaset kaynaklı olayların, ekonomide bugüne kadar ödenen maliyetleri artırmaması ve ekonomik programın devamlılığı ile ilgili soru işaretleri oluşturmaması gerekir. Bunu sağlarken; tüm tarafların sorumluluk bilinciyle, verilecek kararların özellikle ülke ekonomimiz üzerinde etkilerinin etraflıca istişare edilerek alınmasının, hayati öneme sahip olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyorum" açıklamasında bulundu.