POLİTİKA - 17 Nisan 2025 Perşembe 17:05

Bakan Tunç: "Boykot çağrısı akıl alır bir şey değil"

A
A
A
Bakan Tunç: "Boykot çağrısı akıl alır bir şey değil"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Son günlerde yolsuzluk iddiaları nedeniyle başlatılan soruşturmalar üzerinden de yargının hedef alınmasını üzülerek takip ediyoruz. Henüz deliller ortaya konulmadan, yargılamalar tamamlanmadan, peşin hükümlerle birilerinin suçsuz ilan edilmesi ya da mahkum edilmesi, hukuk ve hukuk devleti ile asla bağdaşmaz" dedi. Bakan Tunç, boykot çağrısına ilişkin ise "Boykot çağrısı akıl alır bir şey değil" ifadesini kullandı.


Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Kocaeli Kongre Merkezi’nde düzenlenen "Yargı ve İş Dünyası Sempozyumu"na katıldı. Konferansta, ticaret hukukundan kaynaklanan sorunlar ve çözüm önerileri, sözleşme hukuku kapsamında yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri konuşuldu.



"Kocaeli’nin adliyeye ihtiyacı olduğunu biliyoruz, bununla ilgili çalışmalar yapıyoruz"


Sempozyumda konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Kocaeli’nin üretim, sanayi ve teknolojinin önde gelen kentlerinden biri olduğunu vurguladı. Kocaeli’nin Türkiye’nin ekonomisine önemli katkılar sağladığına dikkat çeken Tunç, "Kocaeli’nin adliyeye ihtiyacı olduğunu biliyoruz, bununla ilgili çalışmalar yapıyoruz. 1004 bin metrekare kapalı alana sahip proje çalışmamız var. Uygulama projeleri devam ediyor. 25 Ekim’de yapım ihalesini yetiştirmek istiyoruz. Kocaeli’deki fiziki mekan ihtiyacını karşılama gayreti içerisinde olacağız. Kocaeli’miz yeni büyük adalet binasını çoktan hak ediyor" dedi.



"Bugün itibariyle 382 adliye binamız var"


2002 yılında 78 müstakil adliye binası olduğunu ancak bugün itibariyle Türkiye’de 382 adliye binasının bulunduğunu söyleyen Bakan Tunç, "Kapalı alan miktarında 10 kat arttırmış durumdayız. Geçmişte kiralık binalarda faaliyette bulunan yargı mensuplarımız, bugün teknolojik imkanlara kavuşarak, görevlerini yerine getirmeye çalışıyorlar. Kocaeli’deki bu eksikliği de gidermenin gayreti içerisindeyiz" diye konuştu.


Bakan Tunç, Türkiye’nin son 23 yılda çok büyük mesafeler kat ettiğine dikkat çekerek, özellikle yargıda yapılan çalışmaları anlattı. Tunç, sadece temel kanunları yenilemekle kalmayıp, anayasada hak arama yollarını artıran, hukuk devletini tahkim eden önemli reformlara imza attıklarını ifade etti.



"Basın özgürlüğü endekslerinde Türkiye’yi İsrail’in daha gerisinde göstermek mümkün mü?"


Yargı alanında önemli anayasa değişikliği yapıldığının altını çizen Bakan Yılmaz Tunç, sözlerine şöyle sürdürdü:


"Anayasa mahkemesinin yapısı, hakimler ve savcılar kurulunun yapısı, askeri yargının kaldırılması, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tüm bunlar tarihe karıştı. Hukuk devleti ilkesi güçlendi. ’Hukuk devleti ilkesi güçlendi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokratik hukuk devletidir’ dediğimde buna itiraz edenler oluyor. ’Adalet Bakanı neden bunu sürekli neden tekrar ediyor, demek ki bir problem mi var?’ diyerek eleştirilere maruz kalıyoruz. Türkiye’de hukuk güvenliğinin olmadığına yönünde bir takım maalesef dezenformasyonlar söz konusu. Hukuk güvenliği endeksi şeklinde, masa başında oluşturulmuş, ülkemizi, yargı camiamızı karalamaya yönelik bir takım endekslerle maalesef haksız ithamlarda da bulunanlar var. Türkiye’nin hukuk güvenliği endeksinde dünya sıralamasında geride olduğunu söyleyenler Türkiye’ye haksızlık yapıyorlar. O listeye baktığımız zaman, ülkemizin üstünde gösterilen birçok ülkede yargı kurumlarının nasıl olduğunu, demokratik seçimlerin bile yapılmadığını gördüğümüzde, bu listenin bir inandırıcılığı söz konusu değil. Masa başında düzenlenmiş, herhangi bir objektif kritere dayanmayan, ülkemizde röportaj yaptıkları kişilerin özellikle muhalif sayılan kişilerden, belli ideolojiye sahip kişilerden görüşler alınarak oluşturuşmuş, yanlı listelerle ülkemizin o sıralamada olduğunu söylemek Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve yargımıza büyük haksızlık. Basın özgürlüğü endekslerinde Türkiye’yi İsrail’in daha gerisinde göstermek mümkün mü? İsrail son 1 yılda 200’den fazla gazeteciyi öldürmüşken, onların yaşam haklarını ihlal etmişken, nasıl İsrail, Türkiye’nin basın özgürlüğü anlamında önünde olabilir. Bu mümkün mü? Özellikle Türkiye hukuk güvenliği noktasında en güvenli ülkelerdendir. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı noktasında her zamankinde yargımız bağımsız ve tarafsızdır."



"Ülkemizin ve yatırımcının menfaatine değildir"


"Hukuk güvenliği olmazsa yabancı yatırımcı Türkiye’ye gelebilir miydi?" diyen Bakan Tunç, "Ülkemize gelen doğrudan yabancı sermaye tutarı 80 yılda 15 milyar dolar. 2002’den bugüne 23 yılda 273 milyar dolar yabancı sermaye yatırımı geldi. Ülkemiz yüksek standartlı bir demokrasiye kavuştuğu için bu olmuştur ve olmaya devam edecektir. Birileri, özellikle ülkemiz muhalefeti maalesef Türkiye’yi bu noktada karalayarak, ’Hukuk güvenliği yok, ey yatırımcı buraya gelmeyin, burada zorlanırsınız’ demek ülkemizin ve yatırımcının menfaatine değildir" diye konuştu.



"7.5 milyon uyuşmazlık arabulucuların önüne gitmiş"


Arabuluculuğun önemine dikkat çeken Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "12 yılda uygulama başladığı günden itibaren 7.5 milyon uyuşmazlık arabulucuların önüne gitmiş. Bunun 4.5 milyonu anlaşma ile sonuçlanmış. 4.5 milyon 9 milyon kişi demek. Yılda ortalama baktığımızda bin uyuşmazlık, neredeyse 700 mahkemenin yapacağı iş arabulucular tarafından çözümlenmiş. Daha da geliştirmenin gayreti içerisinde olacağız" dedi.



"Boykot çağrısı akıl alır bir şey değil"


Bakan Tunç, konuşmasına şöyle devam etti:


"Son günlerde yolsuzluk iddiaları nedeniyle başlatılan soruşturmalar üzerinden de yargının hedef alınmasını üzülerek takip ediyoruz. Henüz deliller ortaya konulmadan, yargılamalar tamamlanmadan, peşin hükümlerle birilerinin suçsuz ilan edilmesi ya da mahkum edilmesi, hukuk ve hukuk devleti ile asla bağdaşmaz. Biz masumiyet karinesine önem veriyoruz. Lekelenmeme hakkı anayasal bir haktır. Bu konuda yaptığımız özellikle düzenlemelerle, soruşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi imkanları gibi ve diğer ceza mahkemesi kanununda yaptığımız düzenlemelerle bu konuda masumiyet karinesine hep dikkat çekiyoruz. Ancak devam eden soruşturmalarla ilgili dosyanın içeriğini bilmeden, delilleri görmeden daha ilk andan itibaren ’Yargı yanlış yapıyor, olamaz, suçsuz’ demek de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına ters. Özellikle yargı mensuplarını bu konuda tehdit etmek, yargıyı karalamaya yönelik beyanlarda bulunmak, sokak çağrısı yapmak, boykot çağrısı yapmak doğru değildir. Hep beraber yargı sürenini beklemek durumundayız. Zaten soruşturma sonrasında suçlu ile suçsuz ortaya çıkacaktır. Boykot çağrısı akıl alır bir şey değil. İş dünyamız, esnafımız, milletimiz bu boykot çağrısına itibar etmedi. Bunun hiç kimseye faydası yok. Üretimi durdurmanın, esnafın kepenk kapatmasını sağlamanın kime ne faydası olabilir? Ekonomiyi sarsmaya yönelik çabalar milletimiz tarafından takdir görmez, yeri ve zamanı geldiğinde cevabını verir."



"Hiç kimse yargının yerine geçip, hüküm dağıtamaz"


"Yolsuzluk soruşturmaları aslında ekonomimiz için önemli bir gelişmedir" diyen Bakan Yılmaz Tunç, "Hesap verilebilirlik, şeffaflık, kamu kaynaklarının çarçur edilmesini önlenmeye yönelik yargının tutumu takdir edilmesi gereken ve özellikle saygı duyulması gereken bir tavırdır. Kamu kaynakları hepimizin, tüyü bitmemiş yetimin hakkı çarçur edilirken, yargının buna sessiz kalması mümkün değildir. Yargı yolsuzluk yapandan da, hukuka aykırı davranan da hesap soracaktır. Yapılan budur. Aksi takdirde herkes istediğini yapmaya kalkışır. Yargı süreçlerine zarar vermeyecek, yargıyı etkilemeye yönelik çabalardan kaçınmak gerekir. Yargı bağımsızdır, görevini yerine getirir. Hiç kimse yargının yerine geçip, hüküm dağıtamaz. Bugün yargının attığı her adım, şeffaflıkla gerçekleştirilmektedir. Hukukun üstünlüğüne inanan kimsenin bu süreçten rahatsızlık duymaması gerekir. Yargı ne suçluyu saklar, ne de suçsuzu lekeler. Yeter ki hukuk konuşsun. Adalet yerini bulduğunda ekonomi güçlenir. Sürece yönelik sabırlı, sağduyu ve adalet temelli yaklaşılması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Hukukun üstünlüğüne inanan herkesin bu sürece destek olması gerektiğini ifade etmek istiyorum" şeklinde konuştu.



"Önemli düzenlemeleri içeren paketler önümüzdeki günlerde milletvekillerimizin huzuruna arz edilecek"


Geciken adaletin adalet olmadığına dikkat çeken Tunç, "Yargının adil ve hızlı karar verebilmesi ile ilgili olarak tedbirlerimizi almaya devam ediyoruz. Mevzuatın yenilenmesine yönelik çalışmalarımıza hala devam ediyoruz. Yargı Reformu Strateji Belgemizi 23 Ocak’ta Cumhurbaşkanımız açıklamıştı. Orada 264 hedef var. Bu hedeflerin içerisinde kurumsal kapasitenin daha da güçlendirilmesi ve süreçlerin hızlandırılmasına yönelik bir takım yenilikler var, hedeflerimiz var. Ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırmaya yönelik, soruşturma aşaması, kovuşturma aşaması ve infaz aşaması 3’ü de birbirinden değerli aşamalar. Toplumu suçtan korumaya yönelik önemli düzenlemeleri içeren paketler önümüzdeki günlerde milletvekillerimizin huzuruna arz edilecek. Hukuk yargılarının gecikmeksizin sonuçlandırılması ile ilgili alacağımız tedbirler, sadeleştirmeler var. Duruşmalarla ilgili uzun sürmemesi, ceza davalarında duruşmaların kesintisiz devam etmesi, ara vermeden karara ulaşılması, delillerin baştan toplanmış olması tüm bunlar özellikle uygulamadan kaynaklanan bir takım problemleri çözecek. Önemli tespitlerimiz oldu. Bunu yaparken masa başında bu değerlendirmeleri yaptık. 1-1,5 yıl tüm taraflarla görüştük. Hukukçularımızla görüştük, akademisyenlerimizden görüş aldık, hukuk fakültelerimizden, barolarımızdan ve yargıda görev yapan hakimlerimiz, savcılarımızdan tüm kademelerden aldığım görüşler ve vatandaşlarımıza da açtık. Vatandaşlarımız internet yoluyla bize ulaştı. 55 bine yakın görüş vatandaşlarımızdan geldi. Tüm bunlar derlenerek bir 264 öncelikli hedefi belirledik. Önümüzdeki 2029 yılına kadar geçecek süreci takvimlendireceğiz. Adalete erişime kolaylaştırmaya yönelik, özellikle bazı düzenlemelerimiz olacak. İlk yargı paketimiz ceza adaleti sistemi ile ilgili. 39 maddelik paket hazırlığımız oldu. Özellikle ceza adaletinde son yıllarda karşılaştığımız birçok problemi çözmeye yönelik, suç ve suçluyla mücadeleye yönelik, bilişim suçların önlenmesi ve yargısal süreçlerin etkinliğiyle ilgili, toplumu rahatsız eden trafik suçları özellikle hapis cezasını gerektirenler bu pakette. Ceza adaleti sistemiyle ilgili ilk paketi milletvekillerimizin önüne çok kısa sürede arz etmiş olacağız" diye konuştu.



"Artık hukuk fakültesine bu şekilde geçiş söz konusu olmayacak"


Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, hukuk fakültelerindeki kaliteyi artırmanın önemli olduğunu da aktararak, "Hukuk fakültelerinde başarı sıralaması, hukuk fakültelerinde girişte ilk 100 bine girme şartını bu yıldan itibaren getirmiş bulunuyoruz. Artık Türkiye’nin en başarılı öğrencileri hukuk fakültesine girerek eğitim alacaklar. Hukuk fakültelerine dikey geçiş, ikinci öğretim gibi sistemleri YÖK Başkanımız ile görüşerek kaldırdık. Artık hukuk fakültesine bu şekilde geçiş söz konusu olmayacak. Hukuk mesleklerine giriş sınavının da çok faydalı olacağını düşünüyoruz. Geçen eylül ayında ilk sınavı yapmıştık. Nisan sonunda da 2’nci sınav yapılacak. Artık hukuk fakültesi mezunları avukatlık stajına başlayabilmek için önce bu sınavı geçmeleri lazım. Hakim-savcı olabilmek için sınava girmeden bunu geçmeleri lazım. Yine başlattığımız bir diğer sistem hakim, savcı yardımcılığı. Artık hakim savcı adaylığını bıraktık yerine 3 yıl süren hakim-savcı yardımcılığına geçtik. 2 bin 75 hakim-savcı yardımcımız görevlerine başlamış bulunuyorlar. Usta-çırak ilişkisi içerinde yetişecekler. Hem görev yapacaklar hem de uygulama yapacaklar. Henüz mesleğe kabul edilmedikleri için karar verme noktasında yetkileri olmayacak ama kürsüye daha donanımlı halde çıkacaklar" dedi.



"2 milyon 383 bin 924 iş uyuşmazlığından 1 milyon 112 bin 189’u anlaşma sağlanmış"


Arabuluculuk sisteminin önemli bir kısmını iş uyuşmazlıklarının teşkil ettiğini vurgulayan Yılmaz Tunç, "İşçi ile işverenin dostane bir şekilde barışarak masadan kalkmasını çok önemsiyoruz. Bu, toplumsal barışa hizmet eden önemli bir durum. Bu anlamda da iş uyuşmazlıklarındaki zorunlu dava arabuluculuk başarıyla sürüyor. Bugüne 2 milyon 383 bin 924 iş uyuşmazlığı arabulucuların önüne gelmiş, 1 milyon 112 bin 189 anlaşma sağlanmış. Dava şartı arabuluculuk olmasaydı iş mahkemelerimizin, 9. Hukuk Dairemizin iş yükü çok daha artmış olacaktı. Zorunlu arabuluculukta başarı oranı yüzde 47. ihtiyari arabuluculukta başarı oranı yüzde 90’ları aşıyor. Ortalamaya baktığımız zaman yüzde 65 gibi bir başarı olduğunu görüyoruz" diye konuştu.



"Yarı yarıya uyuşmazlıkların anlaşmayla sonlandığını görüyoruz"


Son yıllarda yaşanan kira uyuşmazlıklarının da zorunlu arabuluculuk kapsamına alındığına değinen Bakan Tunç, yüzde 25 şartı nedeniyle bir takım istenmeyen, tatsız olayların yaşandığını söyledi. Tunç, "Bunların artık ortadan kalktığını görmek memnuniyet verici. Tabii arabuluculuğun burada çok büyük katkısı oldu. Geçen yıl 1 Eylül’den itibaren kira uyuşmazlıklarında, ortaklığın giderilmesi davalarında, kat mülkiyetinden doğan davalarda, komşuluk hukukundan doğan davalarda, bir de tarımsal hizmet sözleşmelerinden bunlarla ilgili zorunlu arabuluculuğu getirdikten sonra özellikle kiralarda baktığımız zaman neredeyse yarı yarıya uyuşmazlıkların anlaşmaya sonlandığını görüyoruz" şeklinde konuştu.



"Kira uyuşmazlığı başvurularından 127 bin 418’i anlaşma ile sonuçlandı"


1 Eylül 2023’ten itibaren yapılan kira uyuşmazlığı başvuru sayısının 348 bin 341 olduğunu belirten Tunç, "Bu başvurulardan 127 bin 418’i anlaşma ile sağlanmış. Vatandaşımız, adliyeye gitmeden, uzun sürecek yargılama sürecine muhatap olmadan haklarına kavuşmuş oluyorlar. Bunlar memnuniyet verici" ifadelerini kullandı.



"Biz de ilk imza atan ülkelerdeniz"


Arabuluculuğu ’Singapur Sözleşmesi’ ile uluslararası alana taşındığını kaydeden Bakan Tunç, "Ulusal düzeyde bir çözüm yöntemi, uluslararası sitemde 57 ülkenin imza attığı, biz de ilk imza atan ülkelerdeniz. Uluslararası yatırımcı açısından da bu sözleşmeye imza atmamız çok olumlu" dedi.



Bakan Tunç: "Boykot çağrısı akıl alır bir şey değil"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Yeni doğan bebek adına yapılan ’Beyaz Baston’ bağışı yürekleri ısıttı Altınokta Körler Derneği Aydın Şube Başkanı Bayram Özen, derneğe yıllardır destek veren gönüllünün, yeni doğan kızı adına yaptığı 5 adet beyaz baston bağışının dayanışma ve iyiliğin en güzel örneklerinden biri olduğunu söyledi. Altınokta Körler Derneği Aydın Şube Başkanı Bayram Özen, derneğe yıllardır düzenli olarak beyaz baston bağışında bulunan gönüllünün, bu kez yeni doğan kızı adına yaptığı anlamlı bağışı kamuoyuyla paylaştı. Derneğe olan desteğini aralıksız sürdüren gönüllü, dünyaya gelen kızı adına 5 adet beyaz baston bağışında bulunarak örnek bir dayanışma davranışına imza atarken bir yandan da kızına hayatının ilk günlerinde anlamlı bir miras bıraktı. Altınokta Körler Derneği Aydın Şube Başkanı Bayram Özen, yapılan bağışın yalnızca bir destek değil, aynı zamanda umut ve özgürlüğe açılan bir kapı olduğuna dikkat çekerek, "Yıllardır derneğimize düzenli şekilde beyaz baston bağışında bulunarak desteğini hiç eksik etmeyen değerli gönüllümüze en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu anlamlı destek, bugün çok daha özel bir hale geldi. Kıymetli gönüllümüz, yeni doğan kızı adına 5 adet beyaz baston bağışında bulunarak hem bir iyilik geleneği başlatmış hem de kızına dünyaya gelişinin ilk günlerinde örnek bir miras bırakmıştır. Bu duyarlı davranış, dayanışmanın, iyiliğin ve paylaşmanın en güzel örneklerinden biridir. Her bir beyaz baston, karanlığı aşan bir ışık; bir bireyin özgürce hareket edebilmesine açılan bir kapıdır. Derneğimiz ve tüm üyelerimiz adına bu anlamlı bağış için minnettarız. Yeni doğan yavrumuza sağlıklı, huzurlu ve iyilikle dolu bir ömür diliyoruz" dedi.
Aydın Uyarılara rağmen pazar yerini kirleten esnaf cezadan kurtulamadı Aydın’ın Germencik ilçesinde zabıta ekipleri tarafından pazar yerlerinde yapılan denetimlerde, çevre temizliği kurallarına uymadığı tespit edilen pazarcı esnafına mevzuat kapsamında idari yaptırım uygulandı. Germencik Belediyesi zabıta ekipleri tarafından pazar yerlerinde çevre temizliğinin sağlanmasına yönelik gerçekleştirilen denetimler aralıksız sürüyor. Bu kapsamda belediye tarafından pazar yerlerinin temiz ve düzenli kalması amacıyla pazarcı esnafına erken saatlerde çöp poşeti dağıtılmasına rağmen, yapılan kontrollerde geçtiğimiz hafta uyarılan bazı esnafın pazar alanını yeniden temiz bırakmadığı tespit edildi. Bunun üzerine ilgili esnaflar hakkında mevzuat kapsamında idari yaptırım karar tutanakları düzenlenerek cezai işlem uygulandı. Konuya ilişkin açıklamada bulunan Germencik Belediye Başkanı Burak Zencirci, pazar yerlerinde çevre temizliğinin önemine dikkat çekerek, denetimlerin aralıksız süreceğini belirtti. Başkan Zencirci, kurallara uymayanlar hakkında cezai işlemlerin kararlılıkla devam edeceğini vurguladı. Sosyal alanların temiz tutulmasının herkesin ortak sorumluluğu olduğuna dikkat çekerek, daha temiz ve düzenli bir ilçe için tüm esnaf ve vatandaşları kurallara uymaya davet eden Başkan Zencirci; "Zabıta ekiplerimiz, pazar yerlerimizin temiz ve düzenli kalması adına pazarcı esnafımıza erken saatlerde çöp poşeti dağıtmaktadır. Buna rağmen yapılan denetimlerde, geçtiğimiz hafta uyarılmasına rağmen pazar yerini tekrar temiz bırakmadığı tespit edilen esnaflarımıza ilgili mevzuat kapsamında idari yaptırım karar tutanakları düzenlenerek cezai işlem uygulanmıştır. Pazarcı esnafımızı bir kez daha uyarıyoruz. Pazar yerlerinde çevre temizliğine gerekli özen gösterilmediği takdirde denetimlerimiz aralıksız sürecek, kurallara uymayanlar hakkında cezai işlemler kararlılıkla devam edecektir. Sosyal alanlarımızı temiz tutmak hepimizin ortak sorumluluğudur. Daha temiz, daha düzenli ve daha yaşanabilir bir ilçe için lütfen kurallara hep birlikte uyalım" dedi.
Çanakkale Çanakkale’deki deniz solucanları yetiştiriciliği tesisi sektörde tek Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde bulunan deniz solucanı türleri yetiştiriciliği tesisi sektörde tek olmasıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Ayvacık ilçesi Gülpınar köyünde bulunan deniz solucanları yetiştiriciliği tesisi sektörde tek olma özelliği taşıyor. 10 yıllık AR-GE çalışmalarının bir sonucu olarak faaliyete geçen ve Türkiye’de bu alanda lugworm üreten tek tesis konumunda bulunan işletmenin yıllık üretim kapasitesi 35 ton. 20 bin 350 metrekarelik özel mülk alanında kurulan tesis, her biri 55 metrekare olan toplam 210 adet dikdörtgen havuzdan oluşuyor. Bu kapasite üretimde, Arinicola Marina’da 17,5 ve Perinereis Aibuhitensis’te 17,5 ton olarak türleri arasında eşit olarak paylaştırılıyor. Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Türkyılmaz’dan tesise ziyaret Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Turgay Türkyılmaz, Çanakkale İl Tarım ve Orman Müdürü Ergün Demirhan, Daire Başkanı İlhan Üze, İl ve İlçe Müdürlüğü İdarecileri, deniz solucanı türleri yetiştiriciliği tesisinde incelemelerde bulundu. Genel Müdür Turgay Türkyılmaz ve beraberindeki heyeti, tesis sahibi Önder Eryılmaz ile tesise danışmanlık yapan Ziraat Yüksek Mühendisi Erdal Aldağ karşılayarak tesisin teknik altyapısı, üretim modeli ve kapasitesi hakkında kapsamlı bilgi sundu. Ziyaret sırasında Genel Müdür Turgay Türkyılmaz, tesisin sahip olduğu potansiyelin değerlendirilerek ihracata yönelinmesi gerektiğini ifade ederek bu konuda kararlılık beklediğini belirtti.
Kayseri AK Parti Kayseri Teşkilatı’ndan Özgür Özel’e yYanıt: "Algı değil, belgeler konuşsun" CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Kayseri’de düzenlenen mitingde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti teşkilatına yönelik sözlerine, AK Parti Kayseri teşkilatından sert tepki geldi. Yapılan açıklamada, muhalefetin söylemlerinin algı üretmeye yönelik olduğu belirtilerek, siyasetin sloganlarla değil somut belgelerle yapılması gerektiği vurgulandı. AK Parti Kayseri teşkilatı adına yapılan açıklamada; CHP yönetiminin açıklamalarının kamuoyunda güvenilirliğini yitirdiği ifade edilerek, "Tüm Türkiye biliyor ki, CHP yönetiminin yaptığı açıklamaların büyük bölümü ya gerçeği yansıtmıyor ya da ciddi şüpheler barındırıyor" denildi. Açıklamada özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi; "Eğer matematiğinize ve söylediklerinize güveniyorsanız, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki muhasebe kayıtlarını, ortaya çıkan dosyaları ve kamuoyuna yansıyan belgeleri detaylı şekilde inceleyin. O zaman neyin ne olduğu çok daha net anlaşılacaktır." AK Parti cephesi, ortada yalnızca iddia değil; dosyalar, kayıtlar ve görüntüler bulunduğunu vurgulayarak, tüm bunlara rağmen ‘hiçbir şey yok’ söyleminin siyaset değil, açık bir inkâr olduğunu ifade etti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Kayseri mitinginde kullandığı, ’Tayyip Erdoğan ve çevresi 22=4 dese ben kerrat cetvelini kontrol ediyorum’ sözlerine de açıklamada net yanıt verildi. AK Parti Kayseri teşkilatı açıklamasında şu ifadelere yer verdi; "Sayın Özel, kerrat cetveli basit bir hesaptır. Biz de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bugüne kadar bu millete ne söylediğine ve ne kazandırdığına bakarız". Açıklamanın devamında asıl meselenin matematik değil, siyasi samimiyet olduğu vurgulanarak şu değerlendirme yapıldı; "Ortada dosyalar, iddialar ve görüntüler varken kendi belediye başkanlarınıza ‘hiçbir şey yok’ demek matematik mi, siyaset mi? Biz doğruya ‘doğru’ deriz. Siz yanlışa kılıf ararsınız. Fark budur." Açıklama; "Milletin aklıyla alay edilmesine kimsenin tahammülü yok. Kamuoyunun gördüğü gerçekleri yok saymak, gerçeği değiştirmez" ifadeleriyle sona erdi.