ASAYİŞ - 15 Aralık 2025 Pazartesi 20:32

Eşi evi terk edince tüfeğe sarıldı

A
A
A
Eşi evi terk edince tüfeğe sarıldı

Kayseri’nin Melikgazi ilçesinde iddiaya göre boşanma aşamasındaki eşi evi terk eden şahıs, tüfekle kendine zarar vermek istedi. Havaya rastgele ateş eden şahsı polis ekipleri ikna etti.


Edinilen bilgiye göre, Demokrasi Mahallesi Celal Bayar Caddesi’nde bulunan bir binanın önünde yaşanan olayda, iddiaya göre eşi evi terk eden D.U. eline tüfek alarak dışarı çıktı. D.U. elindeki tüfekle çevreye rastgele ateş ederken, ihbar üzerine bölgeye çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemi alarak, D.U.’yu ikna etmeye çalıştı. Ekiplerin uzun uğraşları sonucu tüfeği ekiplere vererek teslim olan şahıs, karakola götürüldü.



Eşi evi terk edince tüfeğe sarıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep 45 yıldır topladığı antika eşyaların sayısını kendisi de bilmiyor Gaziantep’te yaşayan 58 yaşındaki Hanifi Özaslan, 45 yıldır topladığı antika eşyalara gözü gibi bakıyor. Şahinbey ilçesi Şekeroğlu Mahallesi’ndeki dükkanında çocukluk yıllarında babası ile hurdacılık yaptığı dönemde topladığı eski ve antika eşyaları muhafaza eden Hanifi Özaslan’ın biriktirdiği eserleri görenler, antika dükkanı içerisinde tarihe yolculuk yapıyor. Babasıyla köy köy dolaşıp eski eşya alıp sattıkları çocukluk döneminde eski ve antika eşyalara büyük ilgi duymaya başlayan Özaslan, 45 yıldır topladığı antika eşyalara gözü gibi bakıyor. Çocukluğundan beri antika eşya toplayıp biriktiren Özaslan, Türkiye’deki antika meraklıların da ilgisini çekiyor. Babasından devraldığı hurdacılık mesleğini devam ettiren Özaslan, bu süreçte de temin ettiği eşyaları satmak yerine evinin bir bölümünde biriktirdi. Daha sonra ise dükkanına taşıdığı eşyaların sayısını kendisi de bilmiyor. Önce ticaret amaçlı daha sonra ise hobi olarak aldığı antika eşyaları satmaya kıyamayan Özaslan’ın eşyalarının arasında 1950’li yıllarda kullanılan kamera ve fotoğraf makineleri başta olmak üzere binlerce eşya bulunuyor. Telefon ve plaktan, bakır mutfak eşyalarına kadar yüz binlerce antika ve nostaljik eserleri biriktirmeye devam eden Özaslan, elindeki antika eşyaların sayısını kendisinin de bilmediğini belirtti. Okula gitmediği zamanlarda babasıyla beraber eski eşyaları topladığını belirten Özaslan, "Antikacılık benim baba mesleğim. Biz köylerde çerçilik yapıyorduk. Köylerden eşya topluyorduk. 1985’ten beri bu işin içindeyiz. 2000 yılından beri de Gaziantep’te bu işi yapmaktayım. Gaziantep’te ve Türkiye’nin de tamamı beni ‘antikacı Hanifi baba;’ olarak tanımaktadır. Biz çerçiydik, köylerde giyim eşyaları satıyorduk. Bakır, demir ve hurda olan ikinci el eşyaları topluyorduk. Kimisini hurdaya satıyorduk. Bakırcılar Çarşısında daha değerli satıldığını gördüğüm için değerli eşyaları ayırmaya başladım. Ben çocuk yaşta İstanbul’a ve farklı illere gittim. Topladığımız hurdalardan değerli eşyaları ayırdık. Daha sonra satmaya başladık" dedi. Hurdacılık yaptıkları dönemlerde hobi olarak antika değeri taşıyan eşyaları biriktirip dönüştürmeye başladığını, zamanla tutkuya dönüşlüğünü ve topladığı eşyaları artık eve sığdıramadığı için de bir dükkan açarak eski eşyaları hem sergilemeye hem de ticaretini yapmaya karar verdiğini belirten Özaslan, "Aslında bunlar ikinci el eşyalar. Antika değil. Şu an günümüzde herkes eski eşyalara ‘antika’ diyor. Antikacı demek, bilirkişi demektir. Şu an bakır eşya, tespih satan, alüminyum eşya satan herkes ‘antikacıyım’ diyor. Türkiye’de ilgi çekmek isteyen antikacı oluyor. Fakat eskiden bilirkişilere ‘antikacı’ denirdi. Roma, Yunan, Bizans, Artuklu, Selçuklu, Osmanlı eserlerini, Hitit, Yunan ve Roma eşyalarını ayıran kişilere ‘antikacı’ denirdi. Şimdi ise günümüzde herkes antikacı oldu" ifadelerini kullandı. Gaziantep’teki müzelere 6 bin eser kazandırdığını belirten Özaslan, "Bütün eserleri köyleri gezerken toplamıştık. O eşyaları getirdim ve Gaziantep Müzesi’ne verdim. Parasını bana iade ettiler. Ben bu işi 15 yaşından beri yapıyorum. Şu an yaşım 58 oldu. Dükkanımdaki eserlerin sayısını bilemem. Sadece 6 bin parça Gaziantep Müzesi’ne eser teslim etmişsem, dükkanımdaki eserlerin sayısını hiç bilemem ve yüz binlerce eşyalar elimizden gelmiş, geçmiştir. Çünkü biz hurdacıydık. Eski eşya alıp satıyorduk. Hurda eşyaların içinden bakırı ve demiri ayırıyoruz. Hurdaları 5-6 kaleme ayırıyorduk ve ona göre de satılıyordu. 43-45 yıldan beri biriktirdiğim eşyalar arasında belki 1000, belik de 2000 parça ikinci el eşya vardır. Cumhuriyet dönemine ait bazı bakırlar var. Osmanlı’nın son dönemine ait bakırlar çıkıyor. Eskiden Osmanlı bakırlarını hep erittik. Kıymetini bilmedik. Hep hurdaya verdik. Şimdi ise İngiliz’den, Fransız’dan, Avrupa’dan gelen eşyaları millet alıyor" şeklinde konuştu. Ağırlıklı Osmanlı dönemi ile Cumhuriyet’in ilk yıllarına ait çok sayıda eşya biriktirdiğini ve aralarında yakın geçmişe ait eşyaların da bulunduğunu bildiren Özaslan, "İkinci el eşyanın sayısını tutmuyoruz. 100 kilo hurda alıyoruz, içinde 200-300 parça oluyor. Yani eski eşya hurdaları aldığımız için 100 parça da gelir, 500 parça da gelir. Dükkanda kaç bin parça olduğunu bilmiyorum. Eşyaların sayısını tutmadığımız için sayı da net değil" diye konuştu.
Eskişehir Eskişehir’de ‘Türkülerle ısınan gece’ ‘Türk Halk Müziği Konseri’ yoğun ilgi gördü Eskişehir’de Anadolu Folklor Kültür Sanat Dernekleri Federasyonu tarafından düzenlenen ‘Türk Halk Müziği Konseri’, Eskişehir’de türkü severlere unutulmaz bir gece yaşattı. Eskişehir 100. Yıl Konferans Salonu’nu tamamen dolduran sanatseverler, yoğun ilgi nedeniyle yer bulamayınca merdiven boşluklarında dahi konseri sonuna kadar izlediler. Deneyimli koro şefi Sabri Kocaoğlu yönetiminde gerçekleşen konser, zaman zaman ayakta alkışlandı. Programın sunuculuğunu Hüseyin Turhan üstlendi. Turhan, sunumunda birçok türkünün öyküsünü dinleyicilerle paylaştı. Anadolu’nun dört bir yanından derlenen 23 eser, koro ve solistlerin yorumlarıyla dinleyicilerle buluştu. Aşk, gurbet, hasret, kahramanlık ve neşenin iç içe geçtiği konser, halk müziğinin kültürel birleştirici gücünü bir kez daha gözler önüne serdi. Konserde, çeşitli yörelerden eserler seslendirildi. Türkülerle Anadolu yolculuğu Bu bölümde Koro Şefi Sabri Kocaoğlu, dinleyicilere ‘hoş geldiniz’ diyerek başladığı konuşmasında, koro çalışmaları hakkında bilgi verdi. Uzun süredir aynı disiplin ve gönül birliğiyle koroyla birlikte çalıştıklarını söyleyen Kocaoğlu, türkülerimizin birleştirici ve kuşaklar arası bağ kuran gücü kayda değerdir. Konserin ikinci bölümü halk oyunları gösterisi ile başladı Konserin ikinci bölümü; Anadolu Folklor Kültür Sanat Dernekleri Federasyonu Halk Oyunları Ekibinin gösterileriyle başladı. Gösteriler, izleyicilerden büyük alkış aldı. Türkülerle kapanan gece Türküler arasında, edebiyatçı-şair Ahmet Urfalı’nın halk müziğinin kültürel ve toplumsal önemine dair sözlerine de yer verildi. Gecede, türküler aracılığıyla aşkın, hüznün, sevincin ve insan hayatının tüm renkleri kuşaktan kuşağa aktarıldı. Koro Şefi Sabri Kocaoğlu ile program sunucusu Hüseyin Turhan’a, Türk bayraklı ve Eskişehir desenli fular hediye edildi. Ayrıca koro adına Bağlama Ustası Cemalettin Özen’e, Koro Şefi Sabri Kocaoğlu’na ve sunucu Hüseyin Turhan’a çiçek takdim edildi. Türkülerle kimi zaman hüzünlenip kimi zaman neşelenen dinleyiciler, hazırlanan repertuvardan duydukları memnuniyeti belirttiler. Bu nitelikli koroyu büyük bir beğeniyle izlediklerini söylediler. Konserlerin daha sık düzenlenmesi yönündeki temennilerini de koro şefiyle paylaştılar. Yoğun katılım, güçlü koro düzeni, başarılı solist performansları ve halk oyunları gösterileriyle konser; Eskişehir’de uzun süre hafızalardan silinmeyecek, türkü dolu bir gece olarak sona erdi.