EKONOMİ - 29 Nisan 2025 Salı 12:56

Başkan Büyüksimitci: "Üretimimizi daha güvenli alanlara taşımalıyız"

A
A
A
Başkan Büyüksimitci: "Üretimimizi daha güvenli alanlara taşımalıyız"

Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Başkanı Mehmet Büyüksimitci, nisan ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu ve nüfusun yüzde 75’inin, sanayi tesislerinin ise yüzde 65’inin riskli bölgelerde yer aldığını belirterek, "Bu gerçeği görerek, sanayi üretimimizi daha güvenli alanlara taşımak zorundayız" dedi.


KAYSO Nisan Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Abidin Özkaya Başkanlığında, Meclis Başkanlık Divanı, Meclis Üyeleri, Meslek Komiteleri, Disiplin Kurulu, Yüksek İstişare Kurulu ve İl Genç Girişimciler İcra Kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi.


Toplantının açılışında konuşanı KAYSO Meclis Başkanı Abidin Özkaya, son günlerde yaşanan depremlerden etkilenen vatandaşlara geçmiş oldun dileklerini ileterek, "Son yıllarda yaşanan depremler, ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Bu gerçek şehrimizi, yerleşim alanlarımızı, iş yerlerimizi depreme ve diğer afetlere karşı dirençli ve hazır hale getirmemizin önemini bizlere bir kez daha hatırlattı" dedi.


Olası bir Marmara depreminin sonuçlarının telafisinin zor olacağını ifade eden Özkaya, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve KAYSO Başkanı Mehmet Büyüksimitci tarafından 7-8 yıldır dillendirilen ve Kayseri’yi de içerisine alan Orta Anadolu Üretim Havzası fikrinin hayata geçirilmesinin önemine değindi.


Son dönemde oluşan bazı olumsuz gelişmelerin Merkez Bankasını faiz artırmak zorunda bıraktığını ifade eden Özkaya, "Halbuki o olaylardan önce enflasyon rakamlarında iyileşmeler, faiz oranlarında da düşmeler başlamıştı. Doğrusu bizler de ümitlenmiştik. Fakat artan faizler zor olan finansa erişimi daha da zor hale getirmiştir. Ayrıca maliyeti de inanılmaz derecede arttırmıştır. Faiz indirimlerini adeta duymamazlıktan gelen bankalarımız, faiz artışında saatlik yarışa girmektedirler. Son günlerde artan 3,5 puanlık artışa rağmen kredi faizleri 10 puan yükselerek iyimser rakamla yüzde 55-60’ları bulunmuştur. Bu ve buna benzer olumsuzluklar işletmelerimizin yatırım iştahını köreltmiş olup, sadece günü kurtarma çabasına sevk etmiştir" dedi.


Özkaya, emek yoğun sektörlere verilmesi öngörülen 2.500 TL’lik istihdamı koruma desteğinde en fazla 249 çalışan şartı olduğunu, 250 çalışandan fazla istihdam yapan firmaların bu destekten faydalanamadığını belirterek, bu konunun tekrar gözden geçirilmesinde fayda olduğunu belitti.


Son olarak Özkaya, eleman sıkıntılarının, geriye dönük vergi uygulamalarının, iş kanunlarında peşin hükümlü işveren aleyhtarlığının, mevzuattaki katılık ve karışıklıkların ve zorunlu istihdam gibi konuların da işvereni zor durumda bıraktığını belirterek konuşmasını tamamladı.


Konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen KAYSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, son günlerde İstanbul, Kütahya ve Elazığ’da yaşanan depremlerden etkilenen vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini iletti.



"Sanayi yatırımlarında Orta Anadolu’ya öncelik vermeliyiz"


Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu ve nüfusun yüzde 75’inin, sanayi tesislerinin ise yüzde 65’inin riskli bölgelerde yer aldığını vurgulayan Büyüksimitci, "Bu gerçeği görerek, sanayi üretimimizi daha güvenli alanlara taşımak zorundayız. Allah korusun Marmara bölgesinde yaşanacak yıkıcı bir depremin altından kalkmamız çok zor olur. Daha öncede defaatle dile getirdiğimiz Orta Anadolu Üretim Havzası, bugün çok daha hayati bir önem kazandı. Sadece Marmara’ya bağımlı bir sanayi yapısı, tüm ülkemizin ekonomik güvenliği açısından ciddi riskler taşımaktadır. Bu yüzden artık, üretimi coğrafi olarak daha dengeli dağıtmamız bir seçenek değil, bir zorunluluktur. Bu kapsamda Kayseri başta olmak üzere, Ankara, Kırıkkale, Konya, Aksaray, Niğde, Mersin ve Hatay gibi illerimiz, sanayi üretiminde daha büyük bir rol üstlenmeye hazırdır. Sanayi yatırımlarında Orta Anadolu’ya öncelik vermek, sadece ekonomik kalkınma açısından değil, ulusal güvenliğimiz açısından da stratejik bir adımdır" dedi.


Başkan Büyüksimitci, Marmara bölgesindeki sanayi işletmelerinin güvenli alanlara taşınması için yer değişimi hibe destekleri, vergi indirimleri ve ilk 2 yıl enerji maliyeti desteği verilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.



"Finansmana erişimi kolaylaştırılmalı maliyetleri düşürülmeli"


Türkiye ekonomisinin bir yandan enflasyonla mücadeleye devam ederken, diğer yandan büyüme hedeflerini sürdürme çabası içinde olduğunu ifade eden Büyüksimitci, "Enflasyon oranları hâlâ yüksek seviyelerde seyretmekte, bu da hem üretim maliyetlerini artırmakta hem de iç piyasada daralmaya neden olmaktadır. Merkez Bankası’nın uyguladığı sıkı para politikaları çerçevesinde faiz oranlarında tekrardan yukarı yönlü adımlar görüyoruz. Bu durum, krediye erişimi zorlaştırmakta, yatırım iştahını sınırlamaktadır. Ekonomimizin daha güçlü ve sürdürülebilir bir zeminde büyümesi için reel sektörün finansmana erişimi kolaylaştırılmalı ve finansman maliyetleri düşürülmeli. İhracatçıya düşük faizli, uzun vadeli özel kredi modeli geliştirilmeli, makine yenilemek isteyenlere faiz avantajı sunulmalı ve stok finansmanında da en az 6 ay ödemesiz bir dönem sağlamalı" dedi.


Başkan Büyüksimitci ayrıca, enflasyonla mücadelenin uzun soluklu bir süreç olduğuna işaret ederek, ekonomi yönetiminin kararlı adımlarının güven verici olduğunu belirtti. Sanayicilere de bu süreçte verimliliklerini artırmaları, kaynakları etkin kullanmaları ve dijitalleşmeye yönelmeleri çağrısında bulundu.



"Özgür ve kurallara dayalı bir ticaret düzeninden yanayız"


Küresel ekonomide yaşanan son gelişmelere de değinen Başkan Büyüksimitci, özellikle ABD’nin yeni dönem ticaret politikalarının dünya ekonomisinde belirsizlikleri artırdığını belirterek, "Tüm bu gelişmeler, küresel ticaretin serbestliğini tehdit ederken, dünya genelinde ekonomik belirsizlikleri de artırmaktadır. Aynı zamanda yatırımları ve büyümeyi de yavaşlatmaktadır. Özellikle ihracata dayalı ekonomiler için bu tür korumacı politikalar, ticaret hacimlerinde daralma ve maliyet artışları gibi olumsuz sonuçlar doğurabilir. Gümrük vergileri ve kotalarla duvarlar örülen bir dünya istemiyoruz. Biz iş dünyası olarak adil, özgür ve kurallara dayalı bir ticaret düzeninden yanayız" dedi.


Türkiye’nin genç nüfusu, sanayi altyapısı ve coğrafi konumu ile küresel üretim ve tedarik zincirinde güçlü bir alternatif olabileceğini vurgulayan Başkan, "Bu fırsatlardan yararlanabilmek için üretimimizi dijital dönüşümle güçlendirmeli ve katma değerli ürünlere yönelmeliyiz" dedi.



"Sanayiciler olarak üretmeye devam edeceğiz"


Kayseri’nin her zaman üretimin, istihdamın ve ihracatın merkezi olduğunu vurgulayan Büyüksimitci, Üniversite sanayi iş birliğinin artırılması, nitelikli iş gücü yetiştirilmesi ve gençlerin üretime yönlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, "Küresel belirsizliklere rağmen biz sanayiciler olarak üretmeye, istihdam sağlamaya ve ülkemiz için katma değer oluşturmaya devam edeceğiz" dedi.


Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun başkanlığında, 81 il ve 160 ilçedeki Oda ve Borsa Başkanları ile bir araya gelerek, ekonomik durumu, sektörlerdeki sıkıntıları ve iş dünyasının taleplerini değerlendirdiklerini ifade eden Büyüksimitci, finansmana erişim zorlukları, zirai don felaketleri ve artan girdi maliyetlerinin iş dünyasının en önemli üç gündem maddesi olarak öne çıktığını söyledi.


Sanayi Odası olarak kendilerinin de, her hafta üyelere yönelik istişare toplantıları düzenlediklerini, buradan gelen talep ve önerileri Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği başta olmak üzere ilgili kurumlara ileterek çözün aradıklarını belirterek konuşmasını tamamladı.



Başkan Büyüksimitci: "Üretimimizi daha güvenli alanlara taşımalıyız"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin’de üreticilere ’süt soğutma tankı’ desteği Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, üreticiye verdikleri desteklerin durmadan devam edeceğini belirterek, "Bizi çalışmak ve üretmek kurtarır. Zenginliğimiz ne kadar artarsa huzurumuz ve barışımız o kadar artar" dedi. Seçer, Gülnar’da düzenlenen ‘Süt Soğutma Tankı Dağıtım Töreni’ne katıldı. Program kapsamında Gülnar, Silifke, Erdemli, Aydıncık ve Mut ilçelerinde toplam 100 üreticiye süt soğutma tankı, Gülnar’da ise 21 yetiştiriciye mobil güneş paneli desteği verildi. "Millet ve Türkiye aşkıyla çalışmaya devam edeceğiz" Gülnarlı hemşerilerini selamlayarak konuşmasına başlayan Başkan Seçer, Mersin merkezdeki yazdan kalma sıcak havanın aksine Gülnar’a kışın geldiğini belirterek, bol yağışlı bir mevsim geçirmeyi ve kuraklıktan kurtulmayı temenni etti. ‘Süt Soğutma Tankı Dağıtım Töreni’ kapsamında yapacakları desteklerden bahseden Seçer, göreve geldikleri günden bu yana tarıma verilecek destekleri çok önemsediklerini vurguladı. Seçer, yıl içinde çok kez ilçelere giderek bu destekleri gerçekleştirdiklerinin altını çizdi ve yaptıkları desteklerin en iyisi olması için gece-gündüz çalıştıklarını söyleyerek, "Yapmış gibi görünmek için değil, gerçekten yapıyoruz. Bize oy versinler, seçim öncesi 3-5 destek yapalım, halkımızı kandıralım diye yapmıyoruz. Bana göre size güvenen halkınızı kandırmak Allah katında en büyük günahtır. Bu insanlar size destek veriyor; milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi yapıyor. Diyor ki; ‘Bana hizmet edecek, çalmayacak, çaldırmayacak, tüyü bitmemiş yetimin hakkını israf etmeyecek. Vizyon ortaya koyacak, benim gelişmemi sağlayacak, çocuklarımızın geleceğini inşa edecek, bizi dünyada saygın ülke haline getirecek, azimle çalışacak’. Bizi onun için seçiyorlar. Bu düşünceyle, vicdanımızla, Allah, kanun ve yargı korkusuyla, millet ve Türkiye aşkıyla çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. Büyükşehir olarak tarımsal desteklerde bulunurken, parti ayrımı gözetmeksizin üretim yapan yurttaşları öncelediklerini ve buna göre desteler sunduklarını aktaran Seçer, "Hiç kimse sizin vergilerinizden ve size aktardığımız bu desteklerden avanta alma hakkına sahip değil. Üretecek ve desteğini alacak" ifadelerini kullandı. "Bu ülke dünyanın en saygın ülkesi. Ülkemizle, milletimizle ve atalarımızla gurur duyuyoruz" Kaynak bakımından çok zengin bir ülke olduğumuza değinen Seçer, ülkenin kaynaklarını çar-çur etmeden koruyacaklarının altını çizdi, tarihi, kültürel ve yer altı zenginlikleriyle Türkiye’nin dünyada çok saygın bir ülke olduğunu söyledi. Anadolu topraklarında birçok medeniyetin var olduğunu söyleyen Seçer, "Medeniyet buradan dünyaya yürümüş gitmiş, dünya buradan faydalanmış. Biz böyle bir topraklarda yaşıyoruz ve böyle ataların mirasçılarıyız, torunlarıyız. Ülkemizle ve atalarımızla ne kadar övünsek azdır. Ülkemizle, milletimizle ve atalarımızla gurur duyuyoruz" diye konuştu. "Bizi çalışmak ve üretmek kurtarır" Üreticilerin desteklerden yararlanması gerektiğini vurgulayan Seçer, kooperatife ya da birliğe kayıt olmaları gerektiğinin de altını çizdi. Belediyenin desteklerinin durmadan devam edeceğini ifade eden Seçer, hayvancılık, balıkçılık, arıcılık, fide-fidan yetiştiriciliği gibi üretimin her alanında destek sunmak için çalıştıklarının altını çizdi. Seçer, "Bizi çalışmak ve üretmek kurtarır. Zenginliğimiz ne kadar artarsa huzurumuz ve barışımız o kadar artar. Daha kaliteli eğitim, daha güzel şehirler, yollar ve okullar olur, kültür, sanat ve ilim olur. Atatürk’ün gösterdiği yolda yürümek olur, Mustafa Kemal olur" ifadelerine yer verdi. "Gece gündüz çalışarak Mersin’i ileriye taşıyacağız" Milliyetçilik ve vatanseverliğin yapılan hizmetler ile yaşatılabileceğini vurgulayan Seçer, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Vatanını en çok seven vazifesini en iyi yapandır’ sözünü hatırlattı. Ayrıca belediyenin en önemli hizmetlerinden birisi olan temiz suyu da yurttaşa ulaştırmak için çalıştıklarını vurgulayan Seçer, Ilısu içme suyunun devreye alındığını hatırlatarak emeği geçenlere teşekkür etti. Seçer, "Biz işleri çok hızlı yapalım istiyoruz. Diyoruz ki; ‘Zaman hızlı geçiyor, Türkiye’nin ve Mersin’in daha hızlı gelişmesi lazım’. Gece gündüz çalışacağız. Bizim vazifemiz bu ve bunları devam ettireceğiz" dedi. "Bizi eğitim, eğitimli toplum ve bilimle yürümek kurtaracak" Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak sosyal politika çalışmalarına devam ettiklerini belirten Seçer, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik şartlarda sosyal politikaların en başta değerlendirilmesi gereken politikalar olduğunu ifade etti. Bu noktada da en önemli desteğin eğitim alanında olduğunu söyleyen Seçer, "Buradaki kurs merkezimiz Mersin’in en başarılı kurs merkezlerinden biri. Her sınavda mutlaka Gülnar’dan dereceye giren çıkıyor. Gülnar’ı samimiyetle kutluyorum. Bizi eğitim ve eğitimli toplum kurtaracak. Hurafelerle, safsatalarla değil; bilimle yürümek bizi kurtaracak" diyerek, çocuklar uygun şartlarda eğitime devam etsin diye Büyükşehir Belediyesinin hizmetlerini sürdüreceğini söyledi. Gülnar’da yürütülen yol çalışmalarından olumlu geri dönüşler aldıklarını sözlerine ekleyen Seçer, Büyükşehir Belediyesine ait olmayan yollarda da yurttaşın rahatı için çalışmalar yaptıklarını kaydetti. Seçer, Gülnar’da kadınlar, çocuklar ve yaş almış yurttaşlar öncelikli olmak üzere bir ‘Sosyal Yaşam Merkezi’ yapmak istediklerini ancak merkezde uygun arazi bulunamaması nedeniyle zorluk yaşadıklarını söyledi. Şartlı hibeyle bağışlanan bir arazinin amacı değiştirilemediği için projeyi hayata geçiremediklerini ifade eden Seçer, arazi sorunu çözüldüğünde merkezin hemen yapılacağını vurguladı. Bu konuda Gülnarlılardan destek isteyen Seçer, bu merkezin tamamen ilçe halkına hizmet edeceğini söyledi ve konuşmasını birlik, dayanışma, emeğe saygı ve sevginin kalıcılığına dikkat çekerek sonlandırdı.