POLİTİKA - 24 Kasım 2025 Pazartesi 19:46

Baki Ersoy: "Tarım, bu ülkenin hem mazisidir hem de istikbali"

A
A
A
Baki Ersoy: "Tarım, bu ülkenin hem mazisidir hem de istikbali"

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, Tarım ve Orman Bakanlığı bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada, "Tarım, bu ülkenin hem mazisidir hem de istikbali" dedi.


MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, Tarım ve Orman Bakanlığının bütçe görüşmelerinde konuştu. Tarımın Türkiye’nin hem mazisi hem de istikbali olduğunu söyleyen Ersoy, "Anadolu toprağı, yüzyıllardır hem milleti doyuran hem devleti ayakta tutan büyük bir bereket coğrafyasıdır. Saha bize açıkça göstermektedir ki üretici güçlendikçe ülkemiz de güç kazanmaktadır. Bu durum, bitkisel üretimden hayvancılığa, sütçülükten küçük aile işletmelerine kadar tarımın ve hayvancılığın bütün alanları için geçerlidir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak kanaatimiz, küçük aile işletmelerinin güçlendirilmesi, üretici örgütlerinin etkinleştirilmesi ve ölçek ekonomilerini yakalayan modern yapılara dönüştürülmesidir. Üretim planlaması, izlenebilirlik ve pazarlık gücü güçlenmedikçe saha uygulamalarının istenen etkiyi göstermesi zaman zaman zorlaşmaktadır. Seçim bölgem olan Kayseri ilimizde tarım alanında son dönemde ortaya çıkan olumlu tablo bizim için umut vericidir. Ekili tarım arazilerinin yüzde 22 artması, üretici sayısının 32 bine ulaşması hem politikaların sahadaki karşılığını hem de çiftçimizin üretime olan bağlılığını göstermektedir. Kadın kooperatiflerimizin elde ettiği başarıyı da ayrıca zikretmek isterim. Valimiz Gökmen Çiçek’in öncülüğünde yürütülen çalışmalar neticesinde Kayseri’deki 48 kadın kooperatifi yalnızca bir yılda 142 milyon liralık ciroya ulaşmıştır. Bu tablo, kadın üreticilerimizin tarım-gıda ekosistemine nasıl güçlü bir katkı sunduğunu göstermektedir. Kendilerine ve sayın Valimize üretime sağladıkları vizyon ve katkı için şükranlarımı sunuyorum. Yine, Kayseri’de yürütülen jeotermal kaynaklı sera OSB projesi, tarımda modernleşmenin ve katma değerli üretimin önemli adımlarından biridir. Altyapı çalışmaları ilerlemektedir ve yakın vadede bölgemize istihdam ve üretim artışı sağlayacağı açıktır" dedi.


MHP olarak sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılmasının stratejik bir gereklilik olduğunu düşündüklerini ifade eden Ersoy, "Sahada gördüğümüz en temel beklentilerden biri planlamanın daha güçlü işletilmesidir. Üretici ne ekeceğini ne kadar üreteceğini ve ürettiğini kime satacağını bilmek istiyor. Belirsizlik azaldıkça hem verim artacak hem de fiyat istikrarı güçlenecektir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılmasını stratejik bir gereklilik olarak görüyoruz. Bu bağlamda şeker sektörü üzerinde de durmak isterim. Şeker pancarı, Anadolu çiftçisini ayakta tutan, gıda sanayimizin temel hammaddesi olan stratejik bir üründür. Kayseri ve çevre iller bu üretim yapısının merkezinde yer almakta; Kayseri Şeker ise hem istihdama hem de bölgesel kalkınmaya büyük katkı sunmaktadır. Pancar, çiftçiye doğrudan gelir sağlayan, diğer ürünlerin ekimini mümkün kılan ve üretim döngüsünü besleyen ana üründür. Dolayısıyla sektörde yaşanabilecek her aksama sadece pancarı değil, tarımın bütününü etkileyebilmektedir. Son yıllarda şeker sektöründe fiyat istikrarsızlıkları ve kayıt dışı tatlandırıcı kullanımı ciddi riskler oluşturmaktadır. 2025-2026 pazarlama yılı için açıklanan 3 bin 100 TL pancar alım fiyatına rağmen şekerin maliyetinin yaklaşık yüzde 28 altında satılması, fabrikaları maliyetin altında satış yapmak zorunda bırakmaktadır. Enerji, işçilik, nakliye ve finansman giderlerinin sürekli arttığı bir ortamda, şeker fabrikaları pancarı ton başına maliyetinin üzerinde fiyatla alırken, şekeri düşük fiyata satmak zorunda kalmakta; bu da sektörde önemli bir nakit akışı dengesizliği oluşturmaktadır" şeklinde konuştu.


Ersoy, "Özellikle son iki yılda yüksek yoğunluklu tatlandırıcı (YYT) ve kayıt dışı nişasta bazlı şekerler (NBŞ) kullanımının olağanüstü artış göstermesi, planlı üretim modelini zayıflatmakta; PANŞEK verilerine göre tahsis edilen kota ile fiilî tüketim arasında 600 bin tonu aşan bir fark oluşmaktadır. Sınırlarımızdan kaçak şeker girişi, transit ticaretten iç piyasaya yönelen ürünler ve kontrolsüz YYT ithalatı hem pancar üretimini hem de tüketici sağlığını tehdit etmektedir. Bu nedenle, YYT ve NBŞ kullanımının sıkı denetimi, Türk Gıda Kodeksi’nde kullanılan şeker türünün etiketlerde açıkça belirtilmesi, YYT ithalatının kontrol altına alınması ve izinsiz kullanımına yaptırım uygulanması, melas ve kuru küspe ithalatının yerli üretim lehine sınırlandırılması, dahilde işleme rejimi kapsamındaki şeker ithalatının iç piyasaya yönelmesini önleyecek tedbirlerin alınması, şeker satış fiyatının maliyetin altında kalmasını engelleyecek düzenlemeler yapılması, kota yönetimi ve sektör denetiminin etkinleştirilmesi konuları oldukça önem arz etmektedir" diye konuştu.


Kayseri Şeker’in yürüttüğü kooperatif modelinin sektör için güçlü bir örnek olduğunu dile getiren Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:


"2017 yılında Şeker Kurumu’nun kapatılmasıyla oluşan kurumsal boşluk, saha denetimlerini zayıflatmış; kayıt dışılığın artmasına yol açmıştır. Bu yapının ya yeniden kurulması ya da Şeker Dairesi’nin güçlendirilmesi oldukça önemlidir. Kayseri Şeker’in yıllardır başarıyla yürüttüğü kooperatif modeli ise sektör için güçlü bir örnektir. Çiftçisini faiz yükü olmadan avans sistemiyle destekleyen, sahaya hâkim bir yapı oluşturmuştur. Ancak sektör genelindeki ekonomik de dalgalanmalar, bu güçlü modelin sürdürülebilirliği açısından da risk oluşturmaya başlamıştır. Tüm bu değerlendirmeler ışığında şeker sektörünün hem ulusal gıda arz güvenliği hem de kırsal kalkınma açısından taşıdığı stratejik önemin dikkate alınması; fiyat istikrarı, kayıt dışılıkla mücadele ve güçlü bir kurumsal çerçevenin hızla tesis edilmesi sektörün öncelikli beklentileri arasındadır. Tüm bunların yanında sahadan gelen diğer beklentileri ifade etmek isterim. Hepimizin malumu olduğu üzere geçtiğimiz aylarda birçok bölgemizde afet düzeyinde bir kuraklık ve don hadisesi ile karşı karşıya kaldık. Bu nedenlerle ürün kaybının yüksek olması, çiftçilerimizi Tarım Kredi ve Ziraat Bankası borçlarını ödeyemez hâle getirmiştir. Çiftçilerimiz, ödeyemedikleri kredilerden dolayı faiz yüküyle karşı karşıya kalmakta, bu sebeple yeni krediye de erişememektedirler. Kuraklık desteklerinin ve mazot-gübre ödemelerinin öne çekilerek ivedilikle yatırılması çiftçimizi ciddi anlamda rahatlatacaktır. Bu destekler hem üretim planlamasını hem de çiftçinin finansal sürdürülebilirliğini doğrudan etkilemektedir."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Eşi tarafından öldürülen kadının tabutunu kadınlar taşıdı Manisa’nın Alaşehir ilçesinde, boşanma aşamasındaki eşi tarafından sokak ortasında başından tüfekle vurularak öldürülen 3 çocuk annesi Kadriye Köken (40), son yolculuğuna uğurlandı. Talihsiz kadının tabutu cenaze namazının ardından cenaze aracına kadar kadınlar tarafından taşındı. Olay, dün saat 14.00 sıralarında Alaşehir Sakarya Mahallesi Şehit Nuri Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, bir süre önce hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığı ve boşanma aşamasında olduğu eşi Süreyya Köken (42), yolda yürüyen Kadriye Köken’i tüfekle başından vurarak öldürdü. Olayın ardından kaçan şüpheli, polis ekipleri tarafından kısa sürede yakalandı. Kadriye Köken’in cenazesi, olay yeri incelemesinin ardından adli tıp kurumuna sevk edildi. Otopsi işlemlerinin tamamlanmasının ardından ailesine teslim edilen Köken için, Alaşehir Kavala Camii’nde ikindi namazını müteakip cenaze namazı kılındı. Kadriye Köken, kılınan namazın ardından Alaşehir Yeni Mezarlık’ta toprağa verildi. Törende Köken’in yakınları gözyaşlarına hakim olamadı. Tabutu kadın dernekleri taşıdı Cenaze namazının ardından Kadriye Köken’in tabutu cenaze aracına kadar kadınlar tarafından omuzlarda taşındı. Alaşehirli kadın dernekleri üyeleri kadınlara karşı şiddeti kınayan dövizler taşıdı. Cenaze törenine CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, Alaşehir Belediye Başkanı Ahmet Öküzcüoğlu, CHP Manisa İl Başkanı İlksen Özalper, Kadriye Köken’in ailesi, yakınları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Aksaray Herkesin canını hiçe sayan o drift atan sürücülere ceza yağdı Aksaray’da dün gece etkili olan kar yağışının ardından karla kaplı yollarda araçlarıyla trafiğe çıkan birçok sürücü şehri adeta drift pistine çevirirken, görüntüleri ihbar olarak değerlendiren polis sürücülere ceza yağdırdı. O tehlikeli anların anbean görüntülendiği drifti atan sürücülerin ise ehliyetleri alındı. Olay dün gece Tacin Mahallesi Tacin Caddesi üzerinde yaşandı. Dün akşam saatlerinde başlayan kar yağışı kısa sürede şehri beyaza bürürken, gece yarısı kar yağışını fırsat bilen trafik magandaları şehri adeta drift pistine çevirdi. Ters yol demeden, tehlike demeden herkesin canını hiçe sayarak karlı yolda drift atan sürücüler adeta kazaya davetiye çıkardı. Şehrin belirli noktalarında trafiğe çıkan o sürücülerin yürekleri ağza getirdiği anlar anbean kameralara yansıdı. Kimisi minibüsle, kimisi hafif ticari araçla, kimisi de otomobille çıktığı yolda drift atarak seyretti. Kamerayla kaydedilen o görüntüler herkesi korkuturken, trafik magandaları birçok kez kazaları kıl payı atlattı. Araçlara vurmak üzereyken şans eseri duran araç sürücüleri buna rağmen drift atmaktan vazgeçmedi. Görüntüleri ihbar olarak değerlendiren Aksaray İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Şubesi ekipleri görüntülerden yola çıkarak araç ve sürücüleri tespit etti. Bunun üzerine 4 ayrı sürücüye 46 bin 392’şer liradan toplam 185 bin 568 lira para cezası kesti. Öte yandan sürücülerin ehliyetlerine 2 ay süreyle el konulurken sürücüler hakkında adli işlem başlatıldı.