Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Yerel Haberler
İstanbul
Ankara
İzmir
Bursa
Antalya
Trabzon
Tüm Şehirler
Adana
Adıyaman
Afyon
Ağrı
Aksaray
Amasya
Ankara
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Iğdır
Isparta
İstanbul
İzmir
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şanlıurfa
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Kastamonu
Domuz avı sırasında komşusunu öldüren sanığa 3 yıl 4 hapis cezası
19 Aralık 2025 Cuma - 18:35:05
Kastamonu’da domuz avı sırasında komşusunun ölümüne sebebiyet verdiği gerekçesiyle yargılanan sanıklardan biri beraat ederken, diğeri 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Olay, 18 Eylül 2023 tarihinde Kastamonu’nun Merkez ilçesine bağlı Kaşçılar köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, İsmail Göloğlu, komşusu O.D. ve B.K. ile birlikte gece saatlerinde tarlada ekili mahsulleri korumak için domuz avına çıktı. Av sırasında İsmail Göloğlu, O.D.’nin silahından çıkan kurşunun isabet etmesi sonucu ağır yaralandı. Sağlık ekiplerince Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan İsmail Göloğlu, burada yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde, O.D. ile B.K. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde "taksirle ölüme neden olma" suçundan dava açıldı. Açılan davanın karar duruşması görüldü. Duruşmaya olayda hayatını kaybeden İsmail Göloğlu’nun yakınları ve avukatlar katıldı. İsmail Göloğlu’nun ailesi mütalaayı kabul etmedikleri, sanıkların en ağır şekilde cezalandırılmasını talep edildi. Göloğlu ailesinin avukatı ise, "Dosya kapsamı, olayın oluş şekli, sanıkların davranışları, çelişkili beyanları ve olay sonrası tutumları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, olayın taksirle değil, kasten ve tasarlayarak gerçekleştirilmiş bir öldürme fiili olduğu açıkça ortadadır" diyerek sanıkların bu suçlardan cezalandırılmasını talep etti. Sanıkların avukatları ise müvekkillerinin beraatlarını istedi. Mahkeme heyeti, sanık O.D.’yi ’bilinçli taksirle adam öldürme’ suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırırken, B.K.’nin ise beraatına karar verdi.
19 Aralık 2025 Cuma - 18:28
Taşköprü Belediyesi, 2 milyon liralık hibe desteğiyle yaşlılara evde bakım desteği sağlayacak
Taşköprü Belediyesi, aldığı 2 milyon liralık hibe desteğiyle 65 yaş üstü vatandaşlara evde bakım desteği sağlayacak. Taşköprü Belediyesi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın Yaşlı Destek Programı (YADES)’e sunduğu "Rıza ve Hürmet (Saygın Hayat)" projesiyle 2 milyon lira eş finansmanlı hibe almaya hak kazandı. Kastamonu genelinde Bakanlığa proje sunan belediyeler arasında yalnızca Taşköprü Belediyesi’nin çalışması kabul edildi. Bu yönüyle proje, hem ilçede hem de il genelinde dikkat çekti. Projeyle, yaşlı bireylerin yaşam kalitesini artırılması hedefleniyor. Kastamonu Valiliği Toplantı Salonu’nda düzenlenen programda, Kastamonu Valisi Meftun Dallı’nın katılımıyla protokol imzalandı. Protokolün ardından açıklamalarda bulunan Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan, projenin kapsamı ve hedefleri hakkında bilgi verdi. Başkan Arslan, proje sayesinde Taşköprü’de yaşayan 65 yaş üstü bakıma muhtaç yaşlıların evde bakım, temizlik ve kişisel ihtiyaçlarının karşılanacağını belirtti. Yaşlı bireylerin toplumun en değerli emanetleri olduğunu vurgulayan Arslan, "Taşköprü’de yaşayan 65 yaş üstü bakıma muhtaç büyüklerimizin evde bakım, temizlik ve kişisel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Bakanlığımıza sunduğumuz projemiz olumlu neticelendi. Kökleri gereği yaşlılarına her zaman saygı duyan, vefayı esas alan bir anlayışın temsilcileriyiz" dedi. Projeyle birlikte sosyal belediyecilik anlayışını daha da güçlendirmeyi hedeflediklerini ifade eden Başkan Arslan, hizmetlerin artarak devam edeceğini belirtti. Arslan, Taşköprü’de dayanışma ve aile bilincini ön planda tuttuklarını dile getirerek, "En büyük aile Taşköprü Ailesi düşüncesini hem teoride hem de pratikte yaşatmak adına bu tür hizmetlerimizi artırarak sürdüreceğiz" diye konuştu. Yaşlı vatandaşların hayatlarını kolaylaştıracak anlamlı bir projenin imzalarını atmaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade eden Vali Meftun Dallı ise, "Kıymetli büyüklerimizin yaşam kalitesini artırmayı, günlük hayatta karşılaştıkları zorlukları azaltmayı ve sosyal hayata daha aktif katılımlarını sağlamayı amaçlayan bu projenin hazırlanmasında emeği geçen kurumlarımızı tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum" diye konuştu. 1 yıl sürecek olan proje kapsamında Taşköprü Belediyesi tarafından ilçede yaşayan 65 yaş üstü yaşlılara sağlık hizmetleri, öz bakım ve hijyene yönelik hizmetleri, evde sıcak yemek hizmeti, kişisel bakım ve temizlik gibi hizmetleri sunulacak.
19 Aralık 2025 Cuma - 18:03
Kastamonu Üniversitesi’nde "Sağlık Turizmi ve Kapsayıcı Sağlık Yaklaşımları" masaya yatırıldı
Kastamonu Üniversitesi tarafından "Sağlık Turizmi ve Kapsayıcı Sağlık Yaklaşımları" sempozyumu düzenlendi. Kastamonu Üniversitesi, "Yaşlı ve Engelli Bireylerin Sağlığının Korunması ve Geliştirilmesinde Kastamonu Sağlık Turizmi Potansiyeli" başlıklı sempozyuma ev sahipliği yaptı. Merkez Kütüphane Cemil Meriç Salonu’nda gerçekleştirilen sempozyumda, yaşlı ve engelli bireylerin sağlık hizmetlerine erişimi, kapsayıcı sağlık uygulamaları ve Kastamonu’nun sağlık turizmi alanındaki potansiyeli çok yönlü olarak ele alındı. Sempozyuma, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdülkadir Tuna, Tosya Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Orçun Çağlar Kurtuluş ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Tosya Meslek Yüksekokulu İş Sağlığı ve Güvenliği Programı öğretim üyesi Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Özdemir, "Günümüzde yaşlı ve engelli bireylerin sağlığının korunması ve geliştirilmesi; yalnızca sağlık hizmetleriyle sınırlı olmayan, sosyal, çevresel ve insani boyutları da kapsayan bütüncül bir yaklaşımı zorunlu kılmaktadır. Bu yaklaşım, bireyin yaşam kalitesini artırmayı, bağımsızlığını desteklemeyi ve toplumsal hayata aktif katılımını güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu noktada Kastamonu; tarihi birikimi, doğal zenginlikleri, gelişmekte olan sağlık altyapısı ve insana dokunan yaklaşımıyla önemli bir potansiyele sahiptir. Sahip olduğu doğal kaynaklar, termal imkanlar, huzurlu çevresi ve sağlık hizmetleriyle Kastamonu’nun, özellikle yaşlı ve engelli bireyler için sağlık turizmi alanında güçlü bir alternatif oluşturduğuna inanıyoruz. Bu sempozyumda; yaşlılık sürecinin değişen dinamiklerinden hemşirelik uygulamalarına, engellilikte güncel sağlık yaklaşımlarından toplumsal yapının güçlendirilmesine ve Kastamonu’nun sağlık turizmi potansiyeline kadar pek çok değerli konu, alanında uzman akademisyenlerimiz tarafından ele alınacaktır. Paylaşılacak bilgi ve deneyimlerin, bilimsel çalışmalara ve uygulamalara ışık tutacağına yürekten inanıyoruz" dedi. Sempozyumun ilk oturumu Prof. Dr. Nimet Ovatoylu ve Doç. Dr. Filiz Özel Çakır’ın başkanlığında gerçekleştirildi. Prof. Dr. Ovatoylu, konuşmasında yaşlı ve engelli bireylerin sağlık hizmetlerinden etkin biçimde yararlanabilmesinin sosyal devlet anlayışının temel unsurlarından biri olduğunu belirterek, üniversitelerin bu alandaki bilimsel sorumluluğuna dikkat çekti. Doç. Dr. Filiz Özel Çakır ise, disiplinler arası çalışmaların önemine vurgu yaparak, sağlık, sosyal hizmetler ve turizm alanlarının bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini dile getirdi. İlk oturumda Prof. Dr. Ayşe Gül Kale, "Yaşlılık, Değişen Yaşam Dinamikleri ve Huzurevleri" başlıklı sunumunda yaşlı bireylerin değişen ihtiyaçlarına dikkat çekti. Ardından Doç. Dr. Ayla Demirtaş ise "Yaşlı Bireylerin Güçlendirilmesinde Hemşirelik Uygulamaları" konulu sunumunda koruyucu ve destekleyici sağlık hizmetlerinin önemini dikkate çekerek, "Hemşirelik bakımında yaşlı insanları güçlendirme aslında ihmal edilmiş bir alandır. Profesyonelliğe yönelik yeni yaklaşımlar kendine yardım etmeyi, büyümeyi ve gelişmeyi destekler. Hemşireler yaşlı bireyleri güçlendirmek için belirli yeterliliklere ve birden çok çözüme sahip olduğunu anlatmalı ve göstermelidir. Güç temelli hemşirelik yaklaşımı, yaşlı bireylerin fiziksel ve psikososyal ihtiyaçlarını gidermek için çevrelerinde mevcut olan kaynakları değerlendirmelerine yardımcı olarak yaşam kalitesinin geliştirilmesine odaklanır" diye konuştu. "Engellilerin yüzde 74,6 sağlık hizmetlerine erişimde en az bir engelle karşılaşıyor" İkinci oturum, Prof. Dr. Özlem Ovayolu başkanlığında, Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Özdemir’in oturum başkan yardımcılığında gerçekleştirildi. Oturumda Doç. Dr. Havva Kaçan, "Özel Bireyler İçin Toplumsal Yapının Güçlendirilmesi" başlıklı sunumunda engellilik olgusunun sosyal boyutuna değinirken; Prof. Dr. Gülendam Karadağ ise "Engellilikte Sağlık: Koruyucu, Destekleyici ve Geliştirici Güncel Yaklaşımlar" başlıklı sunumuyla güncel sağlık politikalarına ilişkin bilgiler paylaştı. Türkiye’de 2 milyon 511 bin engelli bulunduğunu söyleyen Karadağ, "Tahminlere göre bugün dünyada 1,3 milyar insan ciddi engellilik yaşamaktadır. Bu rakam dünya nüfusunun yüzde 16’sına, yani her 6 kişiden 1’ine denk gelmektedir. Ülkemizdeki durum ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2022 verilerine göre; Ulusal Engelli Veri Sisteminde kayıtlı ve hayatta olan engelli sayısı 2 milyon 511 bin 950’dir. 2021 yılında yapılan çalışmada, katılımcılar arasında sağlık hizmetlerine erişim oranı yüzde 25,4 olarak belirlenmiştir. Bu katılımcıların yaklaşık dörtte üçü (yüzde 74,6) sağlık hizmetlerine erişimde en az bir engel yaşadığı tespit edilmiştir. Ülkemizde yüzde 61,5’i fiziksel engeli, yüzde 62,7’si tıbbi ekipmanla ilgili engeli ve yüzde 59,3’ü iletişim engeli bulunuyor. 2024 yılında yayınlanan sistematik bir inceleme, engelli bireylerin ağız sağlığına ve diş bakımına büyük önem verdiğini, ancak diş hizmetlerine erişimde önemli zorluklarla karşılaştıklarını vurgulamaktadır. Özellikle down sendromlu çocukların neredeyse yarısı yüzde 47’si, fiziksel engellilerin üçte birinden fazlası yüzde 37’si ilk diş muayenelerini 6 yaş ve üzeri yaşlarda yaptırmıştır" diye konuştu. Son oturum ise Prof. Dr. Serap Parlar Kılıç başkanlığında, Prof. Dr. Gülendam Karadağ’ın oturum başkan yardımcılığında yapıldı. Bu oturumda Dr. Öğretim Üyesi Hakkı Çılgınoğlu, "Kastamonu Sağlık Turizmi Potansiyeli" başlıklı sunumunda ilin doğal kaynakları, iklim özellikleri ve sağlık altyapısının sağlık turizmi açısından sunduğu fırsatları değerlendirdi. "2050 yılına kadar dünyadaki her altı kişiden biri 65 yaş üstü olacak" Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Arabacı, "Yaşlı Bireyler İçin Sağlık Turizmi" konulu sunumunda yaşlı dostu turizm uygulamalarının önemine değindi. Dünya nüfusunun yaşlandığını, ancak bu büyümenin yüzyılın sonuna doğru zirveye ulaşacağını söyleyen Arabacı, "Dünyadaki hemen hemen her ülke, nüfuslarındaki yaşlıların sayısı ve oranında artış yaşıyor. 2070’lerin sonlarına doğru, 65 yaş ve üzeri küresel nüfusun 2,2 milyara ulaşarak 18 yaş altı çocuk sayısını geçeceği tahmin ediliyor. 2030’ların ortalarına gelindiğinde ise, 80 yaş ve üzeri 265 milyon birey olacak ve bu sayı bebek sayısını geçecek. Dünya Nüfus Beklentilerine göre, 2050 yılına kadar dünyadaki her altı kişiden biri 65 yaş üstü olacak. Bu oran 2019’da her 11 kişiden biriydi. Ülkemizde de yaşlı nüfus 9 milyon 112 bin 298 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2019 yılında yüzde 9,1 iken, 2024 yılında yüzde 10,6’ya yükseldi. Yaşlı nüfusun 2024 yılında yüzde 44,6’sını erkek nüfus, yüzde 55,4’ünü kadın nüfus oluşturdu. Yaşlı bağımlılık oranı 2024 yılında yüzde 15,5 oldu. Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı da 2019 yılında yüzde 13,4 iken bu oran 2024 yılında yüzde 15,5’e yükseldi. Nüfus projeksiyonlarının demografik göstergelerdeki mevcut yapının devam edeceğini varsayan ana senaryosuna göre yaşlı bağımlılık oranının 2030 yılında yüzde 19,5, 2040 yılında yüzde 26,5, 2060 yılında yüzde 45,5, 2080 yılında yüzde 61,9 ve 2100 yılında yüzde 61,6 olacağı öngörüldü" diye konuştu. "Türkiye’de 1 milyon 750 bin 900 yaşlı tek başına yaşıyor" Yaklaşık her 4 haneden birinde en az bir yaşlı ferdin bulunduğunu söyleyen Arabacı, "Türkiye’de 2024 yılında toplam 26 milyon 599 bin 261 haneden 6 milyon 726 bin 583’ünde yaşlı nüfus olarak tanımlanan, 65 ve daha yukarı yaşta en az bir fert bulunduğu görüldü. Diğer bir ifadeyle, hanelerin yüzde 25,3’ünde en az bir yaşlı fert yaşadığı görüldü. Türkiye’de 1 milyon 750 bin 900 yaşlının tek başına yaşadığı görüldü. En az bir yaşlı fert bulunan 6 milyon 726 bin 583 hanenin 1 milyon 750 bin 900’ünü tek başına yaşayan yaşlı fertler oluşturdu. Bu hanelerin yüzde 74,0’ını yaşlı kadınlar, yüzde 26,0’ını ise yaşlı erkekler oluşturdu. Görmede çok zorlanan ya da hiç göremeyen yaşlıların oranı yüzde 10,1 oldu. Yaşlı nüfusun 2023 yılında yüzde 57,7’si tarım sektöründe çalıştığını belirtti. Yaşlılar 2023 yılında en fazla dolaşım sistemi hastalıklarından hayatını kaybetti. Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı 2023 yılında yüzde 3,2 oldu" şeklinde konuştu. Önümüzdeki 30 yıl içinde yaşlı nüfusta bir artışın yaşanacağını belirten Arabacı, "Sağlık ve uzun süreli bakım sistemlerini güçlendirerek, sosyal korumanın sürdürülebilirliğini sağlayarak ve yeni teknolojilere yatırım yaparak önemli demografik değişimlere hazırlanmaları gerekecek. Kadınların genel olarak erkeklerden daha uzun yaşadığı göz önüne alındığında, politikaların emeklilik haklarına eşit erişimi sağlaması, cinsiyete özgü sağlık hizmetleri ihtiyaçlarını ele alması ve bakım yükünü hafifletmek için sosyal destek sistemlerini güçlendirmesi gerekiyor. Küreselleşme, teknolojik gelişmeler (örneğin ulaşım ve iletişim alanlarında), kentleşme, göç ve değişen toplumsal cinsiyet normları, yaşlıların yaşamlarını doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir. Halk sağlığı müdahalesi, bu mevcut ve öngörülen eğilimleri değerlendirmeli ve politikalarını buna göre şekillendirmelidir" ifadelerini kullandı. Dr. Öğretim Üyesi Kerim Güney ise, "Kastamonu Doğasında Gelen Şifanın Yaşlı ve Engelli Sağlığındaki Yeri" başlıklı sunumuyla doğa temelli sağlık uygulamalarına dikkat çekti. Sempozyum, soru-cevap bölümünün ardından konuşmacılara teşekkür belgelerinin takdim edildi.
19 Aralık 2025 Cuma - 17:37
Kastamonu Üniversitesi’nde Sağlık Turizmi ve Kapsayıcı Sağlık Yaklaşımları masaya yatırıldı
Kastamonu Üniversitesi tarafından ele alınan "Sağlık Turizmi ve Kapsayıcı Sağlık Yaklaşımları" sempozyumunda engellilerin yüzde 74,6’sının sağlık hizmetlerine erişimde en az bir engelle karşılaştığını belirtilerek, 2050 yılına kadar dünyadaki her altı kişiden birinin 65 yaş üstü olacağı ifade edildi. Kastamonu Üniversitesi, "Yaşlı ve Engelli Bireylerin Sağlığının Korunması ve Geliştirilmesinde Kastamonu Sağlık Turizmi Potansiyeli" başlıklı sempozyuma ev sahipliği yaptı. Merkez Kütüphane Cemil Meriç Salonu’nda gerçekleştirilen sempozyumda, yaşlı ve engelli bireylerin sağlık hizmetlerine erişimi, kapsayıcı sağlık uygulamaları ve Kastamonu’nun sağlık turizmi alanındaki potansiyeli çok yönlü olarak ele alındı. Sempozyuma, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdülkadir Tuna, Tosya Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Orçun Çağlar Kurtuluş ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Sempozyumun açılışında konuşan Tosya Meslek Yüksekokulu İş Sağlığı ve Güvenliği Programı öğretim üyesi Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Özdemir, "Günümüzde yaşlı ve engelli bireylerin sağlığının korunması ve geliştirilmesi; yalnızca sağlık hizmetleriyle sınırlı olmayan, sosyal, çevresel ve insani boyutları da kapsayan bütüncül bir yaklaşımı zorunlu kılmaktadır. Bu yaklaşım, bireyin yaşam kalitesini artırmayı, bağımsızlığını desteklemeyi ve toplumsal hayata aktif katılımını güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu noktada Kastamonu; tarihi birikimi, doğal zenginlikleri, gelişmekte olan sağlık altyapısı ve insana dokunan yaklaşımıyla önemli bir potansiyele sahiptir. Sahip olduğu doğal kaynaklar, termal imkanlar, huzurlu çevresi ve sağlık hizmetleriyle Kastamonu’nun, özellikle yaşlı ve engelli bireyler için sağlık turizmi alanında güçlü bir alternatif oluşturduğuna inanıyoruz. Bu sempozyumda; yaşlılık sürecinin değişen dinamiklerinden hemşirelik uygulamalarına, engellilikte güncel sağlık yaklaşımlarından toplumsal yapının güçlendirilmesine ve Kastamonu’nun sağlık turizmi potansiyeline kadar pek çok değerli konu, alanında uzman akademisyenlerimiz tarafından ele alınacaktır. Paylaşılacak bilgi ve deneyimlerin, bilimsel çalışmalara ve uygulamalara ışık tutacağına yürekten inanıyoruz" dedi. Sempozyumun ilk oturumu Prof. Dr. Nimet Ovatoylu ve Doç. Dr. Filiz Özel Çakır’ın başkanlığında gerçekleştirildi. Prof. Dr. Ovatoylu, konuşmasında yaşlı ve engelli bireylerin sağlık hizmetlerinden etkin biçimde yararlanabilmesinin sosyal devlet anlayışının temel unsurlarından biri olduğunu belirterek, üniversitelerin bu alandaki bilimsel sorumluluğuna dikkat çekti. Doç. Dr. Filiz Özel Çakır ise, disiplinler arası çalışmaların önemine vurgu yaparak, sağlık, sosyal hizmetler ve turizm alanlarının bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini dile getirdi. İlk oturumda Prof. Dr. Ayşe Gül Kale, "Yaşlılık, Değişen Yaşam Dinamikleri ve Huzurevleri" başlıklı sunumunda yaşlı bireylerin değişen ihtiyaçlarına dikkat çekti. Ardından Doç. Dr. Ayla Demirtaş ise "Yaşlı Bireylerin Güçlendirilmesinde Hemşirelik Uygulamaları" konulu sunumunda koruyucu ve destekleyici sağlık hizmetlerinin önemini dikkate çekerek, "Hemşirelik bakımında yaşlı insanları güçlendirme aslında ihmal edilmiş bir alandır. Profesyonelliğe yönelik yeni yaklaşımlar kendine yardım etmeyi, büyümeyi ve gelişmeyi destekler. Hemşireler yaşlı bireyleri güçlendirmek için belirli yeterliliklere ve birden çok çözüme sahip olduğunu anlatmalı ve göstermelidir. Güç temelli hemşirelik yaklaşımı, yaşlı bireylerin fiziksel ve psikososyal ihtiyaçlarını gidermek için çevrelerinde mevcut olan kaynakları değerlendirmelerine yardımcı olarak yaşam kalitesinin geliştirilmesine odaklanır" diye konuştu. "Engellilerin yüzde 74,6 sağlık hizmetlerine erişimde en az bir engelle karşılaşıyor" İkinci oturum, Prof. Dr. Özlem Ovayolu başkanlığında, Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Özdemir’in oturum başkan yardımcılığında gerçekleştirildi. Oturumda Doç. Dr. Havva Kaçan, "Özel Bireyler İçin Toplumsal Yapının Güçlendirilmesi" başlıklı sunumunda engellilik olgusunun sosyal boyutuna değinirken; Prof. Dr. Gülendam Karadağ ise "Engellilikte Sağlık: Koruyucu, Destekleyici ve Geliştirici Güncel Yaklaşımlar" başlıklı sunumuyla güncel sağlık politikalarına ilişkin bilgiler paylaştı. Türkiye’de 2 milyon 511 bin engelli bulunduğunu söyleyen Karadağ, "Tahminlere göre bugün dünyada 1,3 milyar insan ciddi engellilik yaşamaktadır. Bu rakam dünya nüfusunun yüzde 16’sına, yani her 6 kişiden 1’ine denk gelmektedir. Ülkemizdeki durum ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2022 verilerine göre; Ulusal Engelli Veri Sisteminde kayıtlı ve hayatta olan engelli sayısı 2 milyon 511 bin 950’dir. 2021 yılında yapılan çalışmada, katılımcılar arasında sağlık hizmetlerine erişim oranı yüzde 25,4 olarak belirlenmiştir. Bu katılımcıların yaklaşık dörtte üçü (yüzde 74,6) sağlık hizmetlerine erişimde en az bir engel yaşadığı tespit edilmiştir. Ülkemizde yüzde 61,5’i fiziksel engeli, yüzde 62,7’si tıbbi ekipmanla ilgili engeli ve yüzde 59,3’ü iletişim engeli bulunuyor. 2024 yılında yayınlanan sistematik bir inceleme, engelli bireylerin ağız sağlığına ve diş bakımına büyük önem verdiğini, ancak diş hizmetlerine erişimde önemli zorluklarla karşılaştıklarını vurgulamaktadır. Özellikle down sendromlu çocukların neredeyse yarısı yüzde 47’si, fiziksel engellilerin üçte birinden fazlası yüzde 37’si ilk diş muayenelerini 6 yaş ve üzeri yaşlarda yaptırmıştır" diye konuştu. Öğle arasının ardından gerçekleştirilen son oturum ise Prof. Dr. Serap Parlar Kılıç başkanlığında, Prof. Dr. Gülendam Karadağ’ın oturum başkan yardımcılığında yapıldı. Bu oturumda Dr. Öğretim Üyesi Hakkı Çılgınoğlu, "Kastamonu Sağlık Turizmi Potansiyeli" başlıklı sunumunda ilin doğal kaynakları, iklim özellikleri ve sağlık altyapısının sağlık turizmi açısından sunduğu fırsatları değerlendirdi. "2050 yılına kadar dünyadaki her altı kişiden biri 65 yaş üstü olacak" Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Arabacı, "Yaşlı Bireyler İçin Sağlık Turizmi" konulu sunumunda yaşlı dostu turizm uygulamalarının önemine değindi. Dünya nüfusunun yaşlandığını, ancak bu büyümenin yüzyılın sonuna doğru zirveye ulaşacağını söyleyen Arabacı, "Dünyadaki hemen hemen her ülke, nüfuslarındaki yaşlıların sayısı ve oranında artış yaşıyor. 2070’lerin sonlarına doğru, 65 yaş ve üzeri küresel nüfusun 2,2 milyara ulaşarak 18 yaş altı çocuk sayısını geçeceği tahmin ediliyor. 2030’ların ortalarına gelindiğinde ise, 80 yaş ve üzeri 265 milyon birey olacak ve bu sayı bebek sayısını geçecek. Dünya Nüfus Beklentilerine göre, 2050 yılına kadar dünyadaki her altı kişiden biri 65 yaş üstü olacak. Bu oran 2019’da her 11 kişiden biriydi. Ülkemizde de yaşlı nüfus 9 milyon 112 bin 298 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2019 yılında yüzde 9,1 iken, 2024 yılında yüzde 10,6’ya yükseldi. Yaşlı nüfusun 2024 yılında yüzde 44,6’sını erkek nüfus, yüzde 55,4’ünü kadın nüfus oluşturdu. Yaşlı bağımlılık oranı 2024 yılında yüzde 15,5 oldu. Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı da 2019 yılında yüzde 13,4 iken bu oran 2024 yılında yüzde 15,5’e yükseldi. Nüfus projeksiyonlarının demografik göstergelerdeki mevcut yapının devam edeceğini varsayan ana senaryosuna göre yaşlı bağımlılık oranının 2030 yılında yüzde 19,5, 2040 yılında yüzde 26,5, 2060 yılında yüzde 45,5, 2080 yılında yüzde 61,9 ve 2100 yılında yüzde 61,6 olacağı öngörüldü" diye konuştu. "Türkiye’de 1 milyon 750 bin 900 yaşlı tek başına yaşıyor" Yaklaşık her 4 haneden birinde en az bir yaşlı ferdin bulunduğunu söyleyen Arabacı, "Türkiye’de 2024 yılında toplam 26 milyon 599 bin 261 haneden 6 milyon 726 bin 583’ünde yaşlı nüfus olarak tanımlanan, 65 ve daha yukarı yaşta en az bir fert bulunduğu görüldü. Diğer bir ifadeyle, hanelerin yüzde 25,3’ünde en az bir yaşlı fert yaşadığı görüldü. Türkiye’de 1 milyon 750 bin 900 yaşlının tek başına yaşadığı görüldü. En az bir yaşlı fert bulunan 6 milyon 726 bin 583 hanenin 1 milyon 750 bin 900’ünü tek başına yaşayan yaşlı fertler oluşturdu. Bu hanelerin yüzde 74,0’ını yaşlı kadınlar, yüzde 26,0’ını ise yaşlı erkekler oluşturdu. Görmede çok zorlanan ya da hiç göremeyen yaşlıların oranı yüzde 10,1 oldu. Yaşlı nüfusun 2023 yılında yüzde 57,7’si tarım sektöründe çalıştığını belirtti. Yaşlılar 2023 yılında en fazla dolaşım sistemi hastalıklarından hayatını kaybetti. Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı 2023 yılında yüzde 3,2 oldu" şeklinde konuştu. Önümüzdeki 30 yıl içinde yaşlı nüfusta bir artışın yaşanacağını belirten Arabacı, "Sağlık ve uzun süreli bakım sistemlerini güçlendirerek, sosyal korumanın sürdürülebilirliğini sağlayarak ve yeni teknolojilere yatırım yaparak önemli demografik değişimlere hazırlanmaları gerekecek. Kadınların genel olarak erkeklerden daha uzun yaşadığı göz önüne alındığında, politikaların emeklilik haklarına eşit erişimi sağlaması, cinsiyete özgü sağlık hizmetleri ihtiyaçlarını ele alması ve bakım yükünü hafifletmek için sosyal destek sistemlerini güçlendirmesi gerekiyor. Küreselleşme, teknolojik gelişmeler (örneğin ulaşım ve iletişim alanlarında), kentleşme, göç ve değişen toplumsal cinsiyet normları, yaşlıların yaşamlarını doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir. Halk sağlığı müdahalesi, bu mevcut ve öngörülen eğilimleri değerlendirmeli ve politikalarını buna göre şekillendirmelidir" ifadelerini kullandı. Dr. Öğretim Üyesi Kerim Güney ise, "Kastamonu Doğasında Gelen Şifanın Yaşlı ve Engelli Sağlığındaki Yeri" başlıklı sunumuyla doğa temelli sağlık uygulamalarına dikkat çekti. Sempozyum, soru-cevap bölümünün ardından konuşmacılara teşekkür belgelerinin takdim edildi. (Vİ-
14 Kasım 2025 Cuma - 13:59
Kastamonu’da anne ve oğlunun ölü bulunmasıyla ilgili bir kişiye elektronik kelepçe takıldı
Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde evinden ayrıldıktan sonra bir daha haber alınamayan ve 10 gün sonra cenazelerine ulaşılan anne ve oğlunun olayıyla ilgili bir kişiye denetimle serbestlik tedbiri kapsamında elektronik kelepçe takılmasına karar verildi. Edinilen bilgiye göre, Bozkurt ilçesi Merkez Mahallesi Meteoroloji TOKİ Konutları’ndaki evlerinden 2 Kasım günü ayrıldıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan anne Huriye Helvacı ile oğlu Osman Helvacı’nın cansız bedenlerine 10 gün sonra Köseali köyü sınırlarında bulunan dere yatağında ulaşıldı. Cumhuriyet savcısının ve Olay Yeri İncelme ekiplerinin çalışmasının ardından Huriye ve oğlu Osman Helvacı’nın cansız bedenleri, ekipler güçlükle uçurumdan çıkartabildi. Ankara Adli Tıp Kurumu’na gönderilen anne ve oğlunun cenazeleri, buradaki işlemlerinin ardından memleketi Kastamonu’nun Bozkurt ilçesine getirilerek toprağa verildi. İnebolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında bir televizyon programında şüpheli ifadelerde bulunması üzerine denetimli serbestlik tedbiriyle Huriye Helvacı’nın eski eniştesi olan Mustafa Uzun hakkında elektronik kelepçe takılmasına karar verildi.
14 Kasım 2025 Cuma - 12:41
Kastamonu’da Yaralıgöz geçidinde sis nedeniyle görüş mesafesi düştü
Kastamonu’nun il merkezi ile sahil ilçelerini birbirine bağlayan Yaralıgöz geçidinde sis ve sağanak yağış etkili oluyor. Sis nedeniyle görüş mesafesi yer yer 30 metreye kadar düştü. Kastamonu’nun il merkezini sahil ilçeleri Abana, Bozkurt ve Çatalzeytin’i birbirine bağlayan kara yolu güzergahının yüksek bölgelerindeki sis, 1450 rakımlı Yaralıgöz Geçidi’ne doğru yoğunlaşarak görüş mesafesini düşürdü. Ulaşımı olumsuz etkileyen sis, Yaralıgöz Dağı’ndaki çam ve köknar ormanları ile vadilerle buluşunca ortaya güzel görüntüler çıktı. Sis nedeniyle Yaralıgöz Geçidi’nde görüş mesafesi yer yer 30 metreye kadar düştü. Trafik ekipleri, sürücüleri takip mesafelerini korumaları ve aşırı hızdan kaçınmaları yönünde uyardı. Sis nedeniyle sürücülerin zor anlar yaşadığı Yaralıgöz Dağı’nın sisle sunduğu manzara, dron ile görüntülendi.
13 Kasım 2025 Perşembe - 21:03
Sobaya yakmak için benzin döktü, hem kendini hem evi yaktı
Kastamonu’nun Devrekani ilçesinde sobayı yakmak için benzin döken şahıs, sobanın parlaması üzerine hem kendini hem de evini yaktı. Yangın, itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle söndürüldü. Edinilen bilgiye göre, Devrekani ilçesine bağlı İnciğez köyünde arıcılık yapan İ.D., tek katlı betonarme evinin sobasını yakmak istedi. Sobayı yakmak için benzin döken İ.D., sobanın birden parlaması üzerine eli ve yüzünden yaralandı. Ayrıca sobadan çıkan kıvılcımlar nedeniyle evde de yangın çıktı. İhbar üzerine yangın yerine Devrekani Belediyesi İtfaiye ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin müdahalesi sonucu yangın söndürüldü. Yangında yaralanan ev sahibi İ.D., ambulansla Devrekani Devlet Hastanesine kaldırıldı.
13 Kasım 2025 Perşembe - 17:06
Ayının saldırısına uğrayan vatandaş için ekipler seferber oldu
Kastamonu’nun Abana ilçesinde ormanda bir ayının saldırısına uğrayan vatandaş yaralandı. Ana yolun kapalı olması nedeniyle ekiplerin güçlükle ulaşabildiği yaralı hastaneye kaldırıldı. Olay, Abana ilçesi Kadıyusuf köyü mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, ormanlık alanda ayının saldırısına uğrayan bir vatandaş 112 Acil Çağrı Merkezini arayarak yardım istedi. İhbar üzerine harekete geçen sağlık ekibi, ana yolun kapalı olması nedeniyle Çayırcık güzergahını kullanarak, köylülerin yardımıyla vatandaşa ulaştı. Yaralı, güçlükle ambulansa ulaştırılabildi. İlk müdahalesi yapılan yaralı, Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi.
13 Kasım 2025 Perşembe - 17:05
Dere yatağında cenazelerine ulaşılan anne ve oğlu gözyaşları arasında toprağa verildi
Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde 10 gün sonra dere yatağında cansız bedenlerine ulaşılan anne ile oğlu, ilçede kılınan cenaze namazlarının ardından aile kabristanına defin edildi. Edinilen bilgiye göre, Bozkurt ilçesi Merkez Mahallesi Meteoroloji TOKİ Konutları’ndaki evlerinden 2 Kasım günü ayrıldıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan anne Huriye Helvacı ile oğlu Osman Helvacı’nın cansız bedenlerine 10 gün sonra Köseali köyü sınırlarında bulunan dere yatağında ulaşıldı. Cumhuriyet savcısının ve Olay Yeri İnceleme ekiplerinin çalışmasının ardından Huriye ve oğlu Osman Helvacı’nın cansız bedenleri, ekipler güçlükle uçurumdan çıkartabildi. Ankara Adli Tıp Kurumu’na gönderilen anne ve oğlunun cenazeleri, buradaki işlemlerinin ardından memleketi Kastamonu’nun Bozkurt ilçesine getirildi. Cenazeleri, gasilhaneden alınan anne ve oğlu, Bozkurt Merkez Camii’nin musalla taşına konuldu. Burada aile, taziyeleri kabul etti. İkinci namazını müteakip Bozkurt Merkez Camii’nde anne Huriye ve oğlu Osman Helvacı için helallik alındı. Ardından önce Osman Helvacı’nın daha sonra anne Huriye Helvacı’nın cenaze namazları kılındı. Kılınan cenaze namazı sonrasında anne ve oğlunun tabutları, Bozkurt Belediyesi’ne ait cenaze aracıyla ilçede bulunan Bahçe Mezarlığı’na getirildi. Burada anne ve oğlu, yan yana gözyaşları arasında aile kabristanına toprağa verildi. Güçlükle ayakta durabilen Huriye Helvacı’nın ablası Ayşe Çalık, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Cenazelerden bir tanesini gördük. İnşallah bu işte kimlerin parmağı varsa sizlerin sayesinde ortaya çıkar, kafam çok dağınık, toparlayıp şu anda konuşamıyorum. En son evden çıktığında, pazar günü saat 13.06 gibi kardeşimle konuştuk. Hem kardeşimin hem de Osman’ın sesini duydum. Teyze Bozkurt’a gelmeyecek misin dedi bana. Ne zaman bize gelecek teyze, iyi misin teyze dedi bana. Çok üzgünüm" ifadelerini kullandı. Mikrofon uzatılan baba Bayram Helvacı ise, gazetecilerin sorularını yanıtsız bıraktı.
13 Kasım 2025 Perşembe - 16:51
Kastamonu Üniversitesi’nden 5 proje TÜBİTAK 2237-A desteği aldı
Kastamonu Üniversitesi tarafından hazırlanan 5 proje, TÜBİTAK 2237-A desteği aldı. TÜBİTAK 2237-A Bilimsel Eğitim Etkinliklerini Destekleme Programı 2025 yılı 2. dönem başvuru çağrısı kapsamında desteklenmeye değer bulunan projeler arasında Kastamonu Üniversitesi’nden beş proje yer aldı. TÜBİTAK tarafından desteklenen projeler arasında; Fen Fakültesi’nden Araştırma Görevlisi Dr. Aysun İnan Genç yürütücülüğündeki "Hipotezden Ürüne Biyolojik Bilimler ve Uygulamalı Doğa Bilimleri Alanlarında Bilimsel Sürecin Bileşenleri-3" başlıklı proje, bilimsel süreç odaklı eğitimi teşvik etmeyi amaçlıyor. İletişim Fakültesi’nden Doç. Dr. Erkam Temir yürütücülüğünde hazırlanan "Yayın Etiği Çerçevesinde Yapay Zeka Tabanlı Dil Modellerinin Kullanımı" projesi ise akademisyenlerin yapay zeka araçlarını etik çerçevede kullanma becerilerini geliştirmeyi hedefliyor. İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Döne Arslan tarafından hazırlanan "Kuzeybatı Grubu Türk Lehçelerinin Yabancı Dil Olarak Öğretimi" başlıklı proje, öğrencilerin Türk lehçelerini öğrenme süreçlerine katkı sunmayı amaçlıyor. Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi öğretim üyelerinden Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Uğur Yılmazoğlu yürütücülüğündeki "Depremde Yapı Davranışı: Malzeme Dayanımı ve Zemin Etkisi" adlı proje ile depreme dayanıklı yapıların yaygınlaştırılması hedefleniyor. Spor Bilimleri Fakültesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Binnur Çelebi’nin "Atletik Performans ve Beden Eğitimi Teknoloji Uygulamaları Eğitimi" başlıklı projesi ise dijital dönüşüm sürecinde spor eğitiminde teknolojik becerilerin geliştirilmesine katkı sağlayacak. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, Kastamonu Üniversitesi’nin araştırma ve eğitim alanında sürdürülebilir gelişme hedefleri doğrultusunda çalışmalar yürüttüğünü belirterek, desteklenen projelerin gelecekte daha geniş katılımlı bilimsel etkinliklere katkı sağlayacağını ifade etti. Rektör Topal, proje yürütücülerini başarılarından dolayı tebrik ederek, "Üniversitemiz, bilimsel araştırma kültürünü geliştiren ve eğitim kalitesini artıran projelere önem veriyor. TÜBİTAK 2237-A programı kapsamında desteklenen projeler, akademik kadromuzun özverili çalışmalarını gösteriyor. Bu projelerle bölgesel ve ulusal düzeyde bilimsel üretkenliğe katkımızı artırmayı sürdüreceğiz" dedi.
13 Kasım 2025 Perşembe - 16:41
Dere yatağında cenazelerine ulaşılan anne ve oğlu son yolculuğuna uğurlandı
Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde dere yatağında cansız bedenlerine ulaşılan anne Huriye Helvacı ile oğlu Osman Helvacı son yolculuğuna uğurlandı.
13 Kasım 2025 Perşembe - 16:41
Kastamonu Üniversitesi, kenelerle bulaşan hastalığı araştıracak
Kastamonu Üniversitesi, yapay zeka destekli sığır hastalıklarının tanısına yönelik hazırladığı proje sayesinde ülkemizde yetiştirilen sığırlarda sıkça görülen ve keneler aracılığıyla bulaşan bir hastalık olan Tropikal Theileriosis tanısını araştıracak. Kastamonu Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Kenan Çağrı Tümer yürütücülüğünde hazırlanan "Sığırlarda Tropikal Theileriosisin Periferik Kan Yaymalarının Mikroskobik Görüntülerinden Tanısına Yönelik Derin Öğrenme Modellerinin Geliştirilmesi" başlıklı proje, TÜBİTAK 3501 Kariyer Geliştirme Programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. Toplam 30 ay süreyle yürütülecek proje ekibinde ayrıca Samsun Üniversitesi’nden Doç. Dr. Abdülkadir Karacı, Bingöl Üniversitesi’nden Dr. Murat Uztimür ve Fırat Üniversitesi’nden Dr. Mehmet Can Uluçeşme yer alıyor. Proje kapsamında, ülkemizde yetiştirilen sığırlarda sıkça görülen ve keneler aracılığıyla bulaşan bir hastalık olan Tropikal Theileriosis’in tanısında yapay zeka tabanlı modellerin geliştirilmesi hedefleniyor. Geliştirilecek derin öğrenme temelli tanı sistemleri sayesinde, hastalığın mikroskobik kan yaymalarından hızlı, doğru ve güvenilir biçimde tespit edilmesi amaçlanıyor. Proje sonucunda elde edilecek yapay zekâ modellerinin yalnızca Türkiye’de değil, aynı zamanda Uzak Doğu, Afrika ve Güney Avrupa gibi hastalığın yaygın olduğu bölgelerde de tanı süreçlerine katkı sağlaması bekleniyor. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, projeye ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Üniversitemiz öğretim üyelerinin bilimsel üretkenliğini görmek bizleri ziyadesiyle memnun ediyor. Bu tür yenilikçi projeler, hem hayvancılık sektörüne hem de küresel sağlık alanına katkılar sunacaktır. Projede yer alan Doç. Dr. Kenan Çağrı Tümer’i ve proje ekibini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum" ifadelerini kullandı.
13 Kasım 2025 Perşembe - 15:50
Dere yatağında cenazelerine ulaşılan anne ve oğlu son yolculuğuna uğurlanıyor
Dere yatağında cenazelerine ulaşılan anne Huriye Helvacı ile oğlu Osman Helvacı son yolculuğuna uğurlanıyor.KASTAMONU (İHA) - Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde dere yatağında cansız bedenlerine ulaşılan anne Huriye Helvacı ile oğlu Osman Helvacı son yolculuğuna uğurlanıyor.
13 Kasım 2025 Perşembe - 10:43
Annenin donarak, oğlunun düşerek öldüğü üzerinde duruluyor
Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde evlerinden ayrıldıktan sonra dere yatağında cenazesine ulaşılan annenin hipotermi geçirerek, oğlunun da şelaleden düşerek öldüğü üzerinde duruluyor.
12 Kasım 2025 Çarşamba - 18:06
Mantar toplarken ayının saldırısına uğrayan imam yaralandı
Kastamonu’nun Abana ilçesinde ormanlık alanda mantar topladığı sırada ayının saldırısına uğrayan imam yaralandı. Edinilen bilgiye göre, Abana ilçesine bağlı Elmaçukuru köyü ile Kadıyusuf köyü arasında kalan ormanlık alana arkadaşlarıyla birlikte mantar toplamak için giden Abana ilçesine bağlı Elmaçukuru köyü imam hatibi 46 yaşındaki Erdem Çanakçıoğlu, mantar topladığı sırada ayının saldırısına uğradı. Ayının saldırısında Çanakçıoğlu, kolundan ve başından yaralandı. Yanında bulunan arkadaşlarının havaya ateş etmesi sonrası Çanakçıoğlu, ayının saldırısından kurtulabildi. Olay yerine çağrılan sağlık ekiplerince yaralanan Çanakçıoğlu, Abana İlçe Hastanesine getirildi. Buradaki ilk müdahalesinin ardından Çanakçıoğlu, Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi. Elmaçukuru köyü sakinlerinden Ziya Eker, "Bizim köyümüzün imamı oluyor. Elmaçukuru ile Kadıyısıf köyü arasında bulunan ormanlık alanda mantar toplarken karşısına ayı çıkıyor ve saldırıyor. Netice olarak yanındakiler havaya ateş ediyor. Sonrasında da imam ile ayı arasında boğuşma oluyor. Boğuşmada hocamız yaralı olarak kurtuluyor. Abana Devlet Hastanesine getirildi hocamız, burada da ilk müdahalesi yapıldı. Hocamızın başında, kolunda yaralanma var. Geçmiş olsun diyoruz. Bizim için çok tehlike arz eden bir durum, evimizden dışarıya dahi çıkamayacağız bu vaziyette. Geçen yıl evimizin önüne kadar gelmişti, incir ağaçlarımı kırmıştı" dedi.
12 Kasım 2025 Çarşamba - 17:34
Dere yatağında cenazelerine ulaşılan anne ve oğlunun cenazesi ilçeye getirildi
Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde dere yatağında cansız bedenlerine ulaşılan anne ile oğlunun cenazeleri, Ankara’da Adli Tıp Kurumundaki işlemlerinin ardından ilçeye getirildi. Anne ile oğlunun, yarın ikinci namazını müteakip kılınacak cenaze namazı sonrası aile kabristanına defin edilecek. Edinilen bilgiye göre, Bozkurt ilçesi Merkez Mahallesi Meteoroloji TOKİ Konutları’ndaki evlerinden 2 Kasım’da ayrıldıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan anne Huriye Helvacı ile oğlu Osman Helvacı’nın cansız bedenlerine Köseali köyünde dere yatağında ulaşıldı. AFAD, UMKE, JAK ve komando birlikleri tarafından Cumhuriyet Savcısının ve Olay Yeri İnceleme ekiplerinin çalışmasının ardından Huriye ve oğlu Osman Helvacı’nın cansız bedenleri uçurumdan çıkarıldı. Ankara Adli Tıp Kurumuna gönderilen anne ve oğlunun cenazeleri, buradaki işlemlerinin ardından memleketi Kastamonu’nun Bozkurt ilçesine getirildi. Bozkurt Belediyesine ait cenaze aracıyla getirilen anne ve oğlunun cenazeleri, Merkez Camisinde yıkandıktan sonra gasilhaneye alınacak. Anne Huriye ve oğlu Osman Helvacı’nın cenazesi, yarın ikinci namazını müteakip kılınacak cenaze namazı sonrasında ilçede bulunan Bahçe Mezarlığında aile kabristanına defin edilecek. Huriye Helvacı’nın kayınbiraderi Ramazan Kalafat, "Başımızı böyle bir olay geldi. Ne olduğu belli değil. Şimdi cenazemiz geldi. Burada yıkanacak ve Gasilhaneye alınacak. Nasip olursa yarın ikindi namazında da defin etmeye düşünüyoruz. Yüzde 90 bizler cinayet gibi düşünüyoruz, bütün oklar Mustafa U.’nun dayısı olan Mehmet B.’yi gösteriyor. Çünkü yönlendirme büyük ihtimalle ona yapılmış vaziyette. Çünkü oradan Mustafa’nın dayısının köyüne geçiş var. Şu anda cenazelerle ilgili bir bilgi almadık, bize de bir bilgilendirme yapılmadı. Şu anda herhangi bir şekilde gözaltına kararı da bulunmuyor duyduğumuza göre. İnşallah devletimiz bunu çıkaracak, ne olduğunu bulacak. Ortaya çıkacak netice itibariyle, 10 gündür dağlardayız. Elimizden gelen bir şey yok" dedi. Öte yandan İnebolu Cumhuriyet Başsavcılığından edinilen bilgiye göre, olaya ilişkin herhangi bir gözaltı kararının bulunmadığı öğrenildi.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder